BASIN YAYIN SANAT EDEBİYAT ŞİİR DÜNYASI’NDAN KISA KISA DUYURULAR…
ASUMAN KAFAOĞLU-BÜKE,TABLODAKİ KADIN ADLI YENİ KİTABINDASANAT TARİHİNİN KİTAP TUTKUNU KADINLARINI BULUŞTURDU!
Yazar ve eleştirmen Asuman Kafaoğlu-Büke, Epsilon’dan çıkan yeni kitabı Tablodaki Kadın – Sanat Tarihinin Kitap Tutkunu Kadınları’nda kadının okuma serüveninin izini sürüyor. Geçmişte toplumsal yaşama katılmaları engellenen kadınların ancak kitaplar sayesinde dünyayı keşfedebildiğini ifade eden Asuman Kafaoğlu-Büke, ele aldığı tablolarda kitap okurken resmedilen kadınların hikâyelerini anlatıyor. Tablodaki Kadın, “okuyan kadın” resimleri üzerinden sanatın, kitabın ve nihayetinde kadının zaman içinde nasıl değiştiğini gözler önüne seriyor.
Sanat tarihini herkes için ilgi çekici kılan eserlerine özel bir çalışma daha ekleyen Epsilon, Asuman Kafaoğlu-Büke imzalı Tablodaki Kadın – Sanat Tarihinin Kitap Tutkunu Kadınları’nı okurlarla buluşturdu.
Kadınların yüzyıllar boyunca gezmeleri, kendi başlarına maceraya atılmaları, zekâ ve yeteneklerini gösterecek işlerde çalışmaları toplumsal olarak engellendiği içindir ki, dinledikleri ve okudukları hikâyeler onlar için çok önemli olmuştur. Kadınların ancak bu şekilde zihinsel yolculuklara çıkabildiklerini, görmedikleri dünya hakkında bilgi edinebildiklerini ifade eden Asuman Kafaoğlu-Büke, tam da bu yüzden kadın ile kitap arasında çok özel, hatta büyülü bir bağ olduğunu düşündüğünü dile getiriyor.
“Ressamlar öteden beri kitap okuyanları, özellikle de kitap okuyan kadınları resmetmeyi sevmişler. Her kitabın farklı mimikler ve duruşla okunduğunu izlemek, ayrıca bir düşünme nedeni olmuş ressamlara. Bizler de okuyan kadınların resimlerine baktığımızda, kim oldukları, ne okudukları ve nasıl okudukları hakkında bilgi edinebiliriz çünkü okunan metin bir şekilde bedene yansır: Merak, dikkat, heyecan, hüzün ya da sıkıntı izlerini görebiliriz. Okuma eylemi üzerine yoğunlaşmak ayrıca bize kitabın yüzyıllar içinde nasıl farklı şekillere büründüğünü de gösterir.
Sanat tarihi bilgim sınırlı olduğu için, bu kitapta yer alan resimlere sanatsal değerleri ya da teknikleri açısından değil, basılı kitabın tarihini yansıtmaları açısından baktım. Anlayacağınız, bu klasik bir sanat tarihi ya da sanat eleştirisi kitabı değil, sadece resimlere hayranlıkla bakan, gördüklerini paylaşmaktan zevk alan birinin denemeleri…”
Asuman Kafaoğlu-Büke’nin Tablodaki Kadın – Sanat Tarihinin Kitap Tutkunu Kadınları adlı kitabı, Epsilon logosuyla raflarda ve internet satış sitelerinde!
MÜSTAKBEL DAMAT HAFTANIN EN ÇOK İZLENEN KOMEDİ FİLMİ OLDU
11 Kasım’da vizyona giren, başrollerini İlker Ayrık, Erdal Özyağcılar ve Hande Soral’ın paylaştığı, oyuncu kadrosunda ise Ayça Erturan, Ahu Sungur, Suat Sungur,Nilgün Kasapbaşoğlu,Bilge Şen, Ferdi Akarnur ve Yücel Erten gibi ünlü isimlerin paylaştığı Müstakbel Damat Filmi ilk haftayı gişede galip bitirdi.
9 kasım Çarşamba günü gerçekleştirilen renkli bir galanın ardından vizyona giren komedi filmi Müstakbel Damat’ın oyuncuları geçtiğimiz günlerde İstanbul, Adapazarı, İzmir, Adana, Antalya’daki AVM lerde seyircileri ile buluştu. Müstakbel Damat oyuncularının gelecek gezi takvimi ise 19 Kasım Eskişehir, 20 Kasım Bursa, 22 Kasım Isparta, 23 Kasım Gaziantep ve 26-27 Kasım Kıbrıs olacak. Okulların ara tatile girmesi ile çocuklar tarafından da oldukça ilgi gören Müstakbel Damat filminin AVM galaları ve oyuncu söyleşileri de bir hayli kalabalık geçiyor.
EĞLENCEYE HAZIR MISINIZ?SAFTİRİK GREG’İN GÜNLÜĞÜ SERİSİNİN 17. KİTABI GELİYOR!
Yazar ve illüstratör Jeff Kinney’nin çok sevilen kahramanı Saftirik Greg’in hem çocukları hem de yetişkinleri çok eğlendiren maceraları son hız devam ediyor! Dünya genelinde milyonlarca satan serinin 17. kitabı Saftirik Greg’in Günlüğü – Pis Kokulu Şarkılar, çok yakında Epsilon logosuyla raflarda ve internet satış sitelerinde yerini alacak.
Epsilon, yayımlandığı 50’den fazla ülkede satış rekorları kıran Saftirik Greg’in Günlüğü serisinin kitaplarını, tüm dünyayla aynı zamanda Türkiye’deki okurlarla buluşturmaya devam ediyor. Jeff Kinney’in yazdığı ve resimlediği serinin her kitabında okurları kahkahalara boğan yepyeni maceralar yer alıyor.
Serinin en yeni kitabı Saftirik Greg’in Günlüğü – Pis Kokulu Şarkılar’da, Greg Heffley, şöhrete ve zafere giden yolun bazı zorlu sınavlardan geçtiğini keşfediyor. Kardeşi Rodrick bir müzik grubu kuruyor ve bu grubun ismi hiç de normal grupların ismine benzemiyor: Çünkü adını Böklü Beğz koyuyor, şarkıları da buram buram pis kokuyor. Bu Böklü Beğz’in adı dışında birçok sorun daha ortaya çıkıyor. Geç saatlere kadar provalar, ücretsiz konserler, grup üyeleri arasındaki kavgalar ve para sıkıntıları tüm grubu oldukça zorluyor.
Greg, Böklü Beğz’in bir efsaneye dönüşmesine yardım edebilecek mi? Yoksa Böklü Beğz’in ismi unutulup gidecek ve yıldızı parlamadan hızla sönecek mi?
Jeff Kinney’nin yazıp resimlediği serinin 17. kitabı Saftirik Greg’in Günlüğü – Pis Kokulu Şarkılar, Epsilon logosuyla çok yakında raflarda ve internet satış sitelerinde olacak.
Toprakla Şekillenen Bir Ömür’ Sergisi KTSM’de…
Kale Grubu tarafından başlatılan ‘İyi Bak Dünyana’ hareketi kapsamında dünyanın sanat ve tasarımla daha iyi bir yer olacağını her fırsatta vurgulayan Kale Tasarım ve Sanat Merkezi (KTSM), yepyeni bir sergiye daha ev sahipliği yapıyor. Seramik sanatında yarım asrı çoktan geride bırakan ve Kale Grubu’nun seramik çalışmalarına çok değerli katkılarda bulunan Mustafa Tunçalp’in ‘Toprakla Şekillenen Bir Ömür’ adlı sergisi 4 Kasım tarihinde KTSM’de kapılarını açtı.
Disiplinlerarası üretim ve buluşma platformu olma yolunda hızla ilerleyen Karaköy merkezli KTSM, özgün bir sergiye daha ev sahipliği yapıyor. Çağdaş seramiğin önemli temsilcilerinden ve ülkemizde alanında en çok eser veren sanatçılarından biri olan Mustafa Tunçalp’in, Kale Grubu’nun 65. yılına özel olarak hazırladığı ‘Toprakla Şekillenen Bir Ömür’ sergisi 4 Kasım – 4 Aralık tarihleri arasında Karaköy’de yer alan KTSM’de ziyaret edilebilecek.
Söz konusu sergi, seramiğin farklı formlarda kullanılmasıyla ortaya çıkmış yaklaşık 100 eserden oluşuyor. Sergideki tüm eserler, 1962 yılında Kaleseramik’te başladığı stajla Kale Grubu ile tanışan, 1970 yılından itibaren Kalebodur Sanat Atölyesi’nde birikimlerini gençlere aktaran Mustafa Tunçalp’in elinden çıkıyor. Toprağı, zihninde tasarladıklarını gerçekleştirmek için kullandığı mucizevi bir malzeme olarak nitelendiren ve eserlerinde soyut kuş figürünü yoğun olarak kullanan sanatçı, özgür kuşların ve özgür insanların ‘İyi Bak Dünyana’ temasıyla örtüştüğünü ifade ediyor.
KTSM’nin galeri katına yayılan eserler, ziyaretçilere 50 yılı aşkın bir dostluğun kıymetini hatırlatıyor. Mustafa Tunçalp’in Kale Grubu’nun kurucusu İbrahim Bodur’la başlayan sanat serüveninin en anlamlı buluşması olarak adlandırdığı bu sergisi 4 Aralık tarihine kadar KTSM’de ziyaret edilebilecek.
Çanakkale Kaleseramik fabrikasında açılışının yapıldığı ve ardından “Troya Kültür Yolu Festivali”nde yer alan serginin yeni durağının KTSM olduğunu vurgulayan Kale Grubu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur: ‘KTSM olarak bu sergiye ev sahipliği yapmaktan dolayı büyük mutluluk duyuyoruz. Babam merhum İbrahim Bodur ve kıymetli sanatçı Mustafa Tunçalp’in 50 yıllık dostluğunu bir kez daha yad etmek amacıyla Grubumuzun 65. yılına özel olarak hazırlanan ‘Toprakla Şekillenen Bir Ömür’ sergisinin anlamı benim için çok büyük. Değerli sanatçı Mustafa Tunçalp’e dünden bugüne tüm katkıları için teşekkürlerimi sunuyorum.’ dedi.
Karaköy Hafıza
Uzun bir süre Kale Grubu’nun ilk genel merkezi olarak kullanılan KTSM binasının altıncı katında yer alan ve İbrahim Bodur’un özel eşyalarının bulunduğu Kale Hafıza Karaköy’de de Mustafa Tunçalp’in eseri yer alıyor.
Sergi boyunca ziyaret edilebilecek olan bu katta İbrahim Bodur’un anılarına ve kişisel eşyalarına tanıklık ederek zamanda yolculuk yapabilirsiniz. Ayrıca yapımcı ve sunucu Zuhal Demirarslan tarafından Kale Grubu’nun 65. Yılı sergisi için özel hazırlanan ‘Toprakla Şekillenen Bir Ömür: Mustafa Tunçalp’ belgeselini de KTSM asma katta izleyebilirsiniz.
“Webhelp ile Geleceğim” eğitim programı, gençleri kariyer gelişimi yolculuğuna davet ediyor
Genç Başarı Eğitim Vakfı ile Think Human Foundation ve Share, Think Human vakıfları tarafından hayata geçirilen; gençlerin yaşam becerilerini güçlendirmek, dijital okuryazarlık becerilerini geliştirmek ve istihdamı desteklemek için geliştirdiği “Webhelp ile Geleceğim” eğitim programı başlıyor. Gençleri iş yaşamına hazırlamayı amaçlayan projede yetkinlik gelişim eğitimleri, teknoloji kampı ve deneyim programının olduğu “Webhelp ile Geleceğim”, 20 Kasım 2022 tarihine kadar 17-24 yaş arasındaki gençlerin başvurularını bekliyor. Webhelp’in kurucu ortağı Olivier Duha’nın 2020 yılında kurduğu Think Human Foundation desteğiyle Türkiye’de yepyeni bir proje başlıyor. Eğitim ve kariyer geliştirme programları teknoloji sayesinde her zamankinden daha erişilebilir hale geldi fakat birçok gencin bu teknolojilere veya yetkinliklere erişim fırsatı olmuyor. Gençlere eşit eğitim fırsatları yaratmak ve profesyonel dünyada yerlerini bulmaları için gereken sosyal ve duygusal beceriler konusunda eğitimler almalarını sağlamak için Genç Başarı Eğitim Vakfı iş birliğinde hayata geçirilen “Webhelp ile Geleceğim” eğitim programına başvurular başladı. Yenilikçi kariyer gelişimi eğitimleri, teknoloji kampı ve deneyim programı ile gençleri 21’inci yüzyılın iş hayatına hazırlayacak olan “Webhelp ile Geleceğim” eğitim programı, 20 Kasım 2022 tarihine kadar 17-24 yaş arasındaki tüm gençlerin başvurularına açık olacak. “Gençlerin eğitime erişmesine destek olacak, profesyonel dünyada yer bulmalarını sağlayacak projelerin içinde yer almalarına özen gösteriyoruz” Webhelp ile Geleceğim programı hakkında konuşan Webhelp Türkiye & Ortadoğu CEO’su Metin Tarakçı, “Bizim için özellikle teknolojiye ve eğitime erişim konusunda dezavantajlı olan genç yeteneklerin ve startup’ların önünü açmak ve onlara ışık tutmak çok önemli.” dedi. Sosyal sorumluluğun önemine dikkat çeken Metin Tarakçı, “Kurum ve kuruluşları değerli kılan ya da fark yaratan artık sadece ürettikleri mal ya da sundukları hizmetin kalitesi değil, topluma kattıkları ya da kazandırdıkları değerler. Genç Başarı, Think Human Foundation ve Share, Think Human Vakıfları ile geliştirilen bu program sayesinde gençlerin yeteneklerini keşfetmelerine olanak sağlanıyor. Teknoloji odaklı eğitim çalışmaları, gençlerin de kendilerini geliştirmeleri konusunda büyük bir destek olma görevini üstleniyor.” diyerek sözlerini sonlandırdı. Think Human Foundation Genel Müdürü Mary Bonneaud-Lagarde “Dünya genelinde gençlerin girişimcilik, işe hazırlık ve finansal okuryazarlık becerilerini güçlendirme konusunda uzmanlaşmış Junior Achievement ile Finlandiya, Litvanya, Norveç, Danimarka, Estonya gibi ülkelerde birlikte güzel iş birliklerine imza attık. Türkiye’deki resmi iş birliği olan Genç Başarı Eğitim Vakfı da yıllardır faaliyet gösteren ve başarılı işlere imza atan bir vakıf. Think Human Foundation olarak, imkanları kısıtlı gençlerin topluma kazandırılması, yeteneklerinin geliştirilmesi ve hayallerinin büyütülmesi için fırsatlar yaratma misyonumuzu paylaştığımız Genç Başarı Eğitim Vakfı ile gerçekleştireceğimiz bu proje için oldukça heyecanlıyım.” diyerek proje hakkındaki görüşlerini belirtti. Genç Başarı Eğitim Vakfı Genel Müdürü Seçil Çelebi, “Toplam 800 katılımcıyla dijital ortamda yürütülecek Webhelp ile Geleceğim programında gençler; “Tasarım Odaklı Düşünme”, “İnovasyon Yönetimi”, “İş Modeli Kanvası Eğitimi”, “Yetkinlik Geliştirme Eğitimleri” konu başlıklarında tam 28 saatlik Yenilikçi Kariyer Gelişimi Eğitimleri ve Atölyelerine katılacak. Bu eğitim ve atölyelerde sunum teknikleri, etkili iletişim, zaman yönetimi gibi alanlarda da kendini geliştirme imkânı bulacak olan proje katılımcıları; ardından Phyton, yapay zekâ ve veri bilimi başlıkları altında eğitim alabilecekleri Teknoloji Kampı’na katılmaya hak kazanacak. Bu eğitimleri başarıyla tamamlayan gençler ise Teknoloji Kampı’nda kendi yapay zekâ projelerini geliştirme fırsatı yakalayabilecek. Bir yıl boyunca sürecek olan programımızı gerçekleştirmemize vesile olan Think Human Foundation ve Webhelp’e çok teşekkür ediyorum.”ESKİ ZAMANDAN BİR BEYOĞLU AŞKI…YASEMİN ÖZEK’İN ANGELİKİ ile MEHMET SERİSİNİN İKİNCİ ROMANI BU BÖYLE YARIM KALMAYACAK EPSİLON’DAN ÇIKTI!
Yasemin Özek’in sınır tanımayan bir aşkı kaleme aldığı, Angeliki ile Mehmet serisinin ikinci romanı Bu Böyle Yarım Kalmayacak Epsilon’dan çıktı. 70’li yılların Beyoğlu’nda, bir meyhanecinin kızı olan Angeliki ile bir ciğercinin oğlu olan Mehmet’in arasındaki aşkı anlatan serinin ilk kitabı da Epsilon logolu yeni baskısıyla raflarda yerini aldı. Okurlar, bir yandan Angeliki ile Mehmet’in çarpıcı aşk hikâyesine şahitlik ederken diğer yandan bu sürükleyici aşka eşlik eden şarkıları kitapların sonundaki karekodlardan dinleyebiliyor.
Kendisi de bir mübadil torunu olan Yasemin Özek’in, tarihsel gerçeklerden esinlenerek tutkulu bir aşk hikâyesini anlattığı iki kitaplık Angeliki ile Mehmet serisi Epsilon’dan çıktı. Epsilon, serinin yeni kitabı Bu Böyle Yarım Kalmayacak – Angeliki ile Mehmet 2 ile birlikte, ilk kitabını da yeniden basarak okurlarla buluşturdu.
Angeliki ile Mehmet 1
İstanbul’da, Beyoğlu’nda, Balık Pazarı’nda bir ciğercinin oğlu ile bir meyhanecinin kızı idi onlar. Karşılıklı dükkânlarda çalışıyorlardı, babaları da yıllardır aynı sokağın esnafı… İki gencin birbirlerini görüp âşık olması, güzel bir hikâyenin başlangıcı olabilir her şey mutlu mesut ilerleyebilirdi. Biri Türk biri Rum olmasaydı… Sene, 1970 olmasaydı…
Zamanın ruhunun kıydığı sevdalardan birine dönüşmek üzereydi Angeliki ile Mehmet’in aşkı. Önce gizlemeyi denediler, sonra şarkılarla beslediler hasretlerini. Ama bir gün… O büyük yangının kıvılcımı düştü aralarına, hayallerinin dekoru paramparça olana dek de bırakmadı peşlerini. Bazı aşkları bitirmeye çalışır herkes, neden olduğunu bile bilmeden, sırf öyle olması gerektiğini öğrendikleri için… Bir tek âşıklar savunur bunun karşı konulamaz bir his olduğunu. Sonra bir ağızdan söylerler o şarkıyı: “Bu böyle yarım kalmayacak…”
Bu Böyle Yarım Kalmayacak – Angeliki ile Mehmet 2
Aşk bir mücadele işi; araya giren yılların, yolların, ellerin ve kuralların taraf olduğu bir savaşta… “Silemezler gönlümden ne aşkını ne seni…” diye diye savaşıyor sevdalılar. Uzaklık da hasret de bir yangın, kimin ne kadar yandığını da kimse bilmiyor üstelik; diğeri bile… Bu bilinmezlik içinde “Bir ihtimal daha var…” diyesi geliyor ayrılanın da; hemen araya giriyorlar etraftan, “Tek sen misin ayrılan, üzüldüğün şeye bak…”
Gitmenin de kalmanın da zor olduğu yerde en zoru buluşmak… Tut ki inat ettin tut ki kavuştun, bakalım bulduğun kişi bıraktığın kişi mi? Angeliki ile Mehmet’in sevdası sınırlara inat sürüyor… Sürüyor da kendilerinin ve aşklarının önüne geçecek büyüklükte engeller karşısında ne kadar ayakta kalabilecek? O son şarkıyı, birlikte mi yoksa ayrı ayrı mı söyleyecekler: “Seni ben unutmak istemedim ki, uzayan yollara neden inandın…”
Yasemin Özek’in Angeliki ile Mehmet serisinin iki romanı birden, Epsilon logosuyla raflarda ve internet satış sitelerinde!
BEKLENMEDİK BİR MİRASIN GETİRDİĞİ ÖLÜMCÜL RİSKLER, HEYECAN VERİCİ GELİŞMELER: ÇOKSATAN MİRAS OYUNLARI EPSİLON LOGOSUYLA RAFLARDA!
New York Times Çoksatanlar Listesi’nin bir numarası Jennifer Lynn Barnes’tan, özellikle genç yetişkinlerin soluk soluğa okuyacağı bir gizem ve gerilim romanı: Miras Oyunları, şimdi Epsilon logosuyla Türkiye’deki okurlarla buluşuyor! Sıradan bir öğrenciyken hiç beklenmedik bir mirasla hayatı değişen Avery Grambs’ın Hawthorne Malikânesi’nde yaşadığı maceraları anlatan Miras Oyunları’nı elinizden bırakamayacaksınız…
Jennifer Lynn Barnes’ın üç kitaptan oluşan serisinin ilk romanı Miras Oyunları, Türkçe’de Epsilon logosuyla raflarda yerini aldı. Aynı zamanda Goodreads Okur Ödülü Adayı olan romanı dilimize Tuba Özkat çevirdi.
Hem çalışıp hem okuyan Avery Grambs kendine iyi bir gelecek kurmak istiyordu ve bunun için elinden geleni yapmaya kararlıydı. Liseyi bitirecek, üniversitede istediği bölümü okuyacak ve mezun olacağı güne kadar hayatta kalmayı başaracaktı. Ancak ünlü milyarder Tobias Hawthorne ölümünün ardından ona neredeyse tüm servetini bıraktığında hayatı hiç beklenmedik bir şekilde değişti. Avery bir anda dünyanın en zengin gençlerinden biri ve en şanslı insanı olmuştu. Tüm gözler artık onun üzerindeydi. Peki ama hiç tanımadığı bir adam ona neden böyle bir miras bırakmıştı? Mirası alması için ise tek bir şart vardı: Avery bir yıl boyunca muhteşem Hawthorne Malikânesi’nde yaşamak zorundaydı.
Bu dillere destan malikânenin her yeri özel mesajlarla, kodlarla, şifrelerle ve karanlık aile sırlarıyla doluydu. Avery için en büyük sürpriz ise mirasın hiç tanımadıkları biri tarafından ellerinden alınmasına öfkelenen Hawthorne’un torunlarıydı. Onlar sınırsız olanaklarla büyümüş, son derece zeki, çekici ve sıra dışı çocuklardı. Bu tehlikelerle dolu görkemli dünyaya adım atan Avery’nin çözmesi gereken gizemler vardı. Tabii hayatta kalmayı başarabilirse!
Jennifer Lynn Barnes’ın çoksatan Miras Oyunları adlı romanı, Epsilon logosuyla raflarda ve internet satış sitelerinde!
Uzman Klinik Psikolog Esra Ezmeci okurlarıyla D&R’da buluştu
Türkiye’nin en büyük kültür, sanat ve eğlence platformu D&R, Uzman Klinik Psikolog Esra Ezmeci’yi İstinyepark’ta okurlarıyla bir araya getirdi. D&R’ın ev sahipliğinde gerçekleşen söyleşi ve imza gününde Uzman Klinik Psikolog Esra Ezmeci, son çıkan kitabı “Vazgeçilmez Olmanın Sırrı’’ üzerine okurlarıyla keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.
İmza günlerinde sevilen yazarları okurlarıyla bir araya getiren D&R; son günlerde danışanlarının farklı sorunlarını paylaşımıyla dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Esra Ezmeci’yi ağırladı. D&R İstinyepark’ta kitapseverler ile bir araya gelen Ezmeci Ezmeci’ “Vazgeçilmez Olmanın Sırrı’’ isimli yeni kitabının imza gününde takipçileriyle buluştu.
Ezmeci’nin Destek Yayınları tarafından yayımlanan kitabında, “Vazgeçilmez Olmanın Sırrı”nı bağlanmadan şemalara, zihin ve beden bütünleşmesinden aura yükseltmeye kadar vazgeçilmez olmanın ve fark yaratmanın sırlarını anlatıyor. Başarıdan berekete, cinsel çekimden dişil güce kadar yaşamınızda ihtiyacınız olan her alana uygulayabileceğiniz pratiklerle dolu afrodizyakyağlar, kristaller, bitkiler ve özel metotlarla hem bedeninizin hem de yaşamalanlarınızın enerjisini nasıl destekleyeceğinizi gösteriyor.
*SAMSUN TABİP ODASI DR.KAMİL FURTUN ÖYKÜ YARIŞMASI’NI KAZANAN YAZARA 3.000 LİRA ÖDENECEK.(SON BAŞVURU TARİHİ.03 ŞUBAT 2023)…
*İngiltere ve çevresinde ki haberleri (Osmaniye’li) Mustafa Köker’in Sahibi olduğu aşağıdaki web sitesi’nden takip edebilirsiniz.
*POLİTİKACI-GAZETECİ VE YAZARLAR NE SÖYLEDİ ? NE YAZDI ?
ÜLKEYİ YABANCILARA SATMAYI O KADAR KAFALARİNA KOYMUŞLAR Kİ, YURT DİSİNDA TAPU KADASTRO SUBELERİ AÇILMIŞ, TAM 12 ŞUBE İLE MERAK EDİYORUM. HANGİ ÜLKE, YURT DIŞINDA TAPU ŞUBESİ AÇABİLİR ? MİLLİ VE YERLİ HULYALARİYLA YASAYANLAR YAZSA, NE DÜŞÜNDÜKLERİNİ ÖĞRENİRİZ EN AZINDAN.(ÖZGÜR TÜRK)
*ERBAKAN HOCAYİ DA SAYESİNDE DEVİRDİLER, TURKİYEDE CİA’NİN HALA FAALİYETTE OLAN AJAN PROWAKATORU OLAN KAVAKÇI AİLESİ. ”ŞERİAT SERİAT.” DİYE BAĞIRDIĞI HALDE, İTALYA’DA BİR HRİSTİYANLA 4.KERE EVLENMİŞ, ABD’DE 2. TURKİYE’DE 2 EVLİLİK YAPMIŞ, NE TESADÜF HEPSİ DE UNİVERSİTELERDE ÖĞRETİM GÖREVLİSİ VE DEKAN, DÜNYADA AJANLARIN EN RAHAT GEZEBİLDİGİ MESLEK DALIDIR, BU AİLE HEM TURKİYE’NİN MERKEZİNDE. HEM DE SARAYDA ÇOK ÖZEL İSTİŞARELER DE. YABANCI DİL TERCÜMANI, ŞİMDİ ŞEYTAN SORDURUYOR, KİM KOYDU BUNLARI O SARAYA ? ŞARTLAR NEYDİ ? KİMİ DENETLİYORLAR ? 15 TEMMUZ’DAN SONRA DAHA DA AKTİF OLAN BU KAVAKÇILAR, TC’DE NEYİN PEŞİNDE ? (ÖZGÜR T.)*YUNAN KOMUTANI BANA VAAZ VERİRKEN CEMAATE ”İŞGALİ TANIYIN VE KONULAN KURALLARA HARFİYEN UYUN.” DEMEMİ İSTEDİ…
*KUR’AN İLE ALAY EDENLER, BÜYÜKELÇİ YAPILDI…
*SİLAH ŞİRKETLERİ SAVAŞ ÇIKARMAM İÇİN BÜYÜK BASKI YAPIYOR…
*ÇANAKKALE’NİN TARIM ALANLARI İLE SU HAVZASI ZEHİRLENECEK VE HAVASI KİRLENECEK, BU NASIL BİR MANTIK ?
*ARAP HARFLERİYLE, TÜRK ÇOCUĞU YAZAMIYOR.(ZİYA PAŞA-1869)…
*AMERİKA’NIN VİCDANINA SIĞINAN MÜSLÜMANLARDAN NEFRET EDİYORUM…
*CEMAAT VE TARİKATLAR YAHUDİ VE HIRİSTİYANLARIN İSLAMI ÇÖKERTMEK İÇİN ANADOLU’DA KURDUKLARI İLERİ KARAKOLLARDIR…
*GÜNÜMÜZDE YAŞANAN İSLAM ŞEKİL DİNİDİR…
Bir arkadaş, soruyor; “Hocam, İslam akıl dini midir ? Yoksa, nakil dini midir?”
Cevap veriyorum;Günümüzde yaşanan İslam ne akıl dinidir, ne de nakil dinidir.
Büsbütün, şekil dinidir!
(Ömer Sağlam)
*GAZETECİ MAFYA LİDERİNİ İFŞA EDECEKKEN, MAFYA LİDERİ GAZETECİYİ İFŞA EDİYOR…
Gazeteci, mafya Liderini ifşa edecekken. Mafya lideri, gazeteciyi ifşa ediyor.(Uyandırma Servisi@uyanhadi_)
*AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ’NİN SİLAHLI GÜCÜNÜ EZDİK…Doğu Perinçek: “ABD’nin silahlı gücünü ezdik”Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.15-16 Temmuz’un Türkiye tarihinde dönüm noktası olduğunu söyleyen Perinçek, Amerikan silahlı gücünün ezildiğini kaydetti.Türkiye’nin hapishanelerinde NATO generallerinin yattığını ifade eden Perinçek darbe girişimini önlenmesine Vatan Partisi’nin önderlik ettiğini vurguladı. Perinçek, Suriye’nin kuzeyine gerçekleşecek olası operasyona dair de Türkiye’nin Rusya ile görüşmesi gerektiğini kaydetti. #ABDFETÖ #15Temmuz #Darbe.(
*FATİHA SURESİ’NDE BİLE YUNANCA SÖZCÜK VAR…Fatiha Suresi’nde bile, Yunanca sözcük var. Ey Arapçılar, Türkçeye zorla soktuğunuz Arapça sözcüklerden dem vuracağınıza, Kur’an’daki Yunanca sözcüklerden söz edin biraz.(Cemil Kılıç)
*Arapça ile bir sorunumuz varsa, bunu Allah’a söylememiz gerekiyor. Çünkü O Kuran-ı Kerim’i başka dilde değil, özellikle Arapça indirmiş.Ayrıca, siz ne der ve ne yaparsanız yapın. Arapça, dünyanın en zengin dilleri arasında ilk 3-4 arasındadır.(Hüsnü Mahalli)
*Kur’an, Arapça inmedi. Çünkü inmedi, Vahiy Arapça değil. Vahyin dili yok. Hz. Muhammed vahyi Arapça olarak dile getirdi, söze döktü. Eğer Arapça vahyin dili ise o zaman Allah Arapça konuşuyor demektir. Oysa Allah dilden münezzehtir. Dini bilginiz çok pirimitif Hüsnü Bey.(Cemil Kılıç)
*TEVRAT’I TAHRİF EDENLER YAHUDİLER, İNCİL’İ TAHRİF EDENLER HIRİSTİYANLAR. KUR’ANI TAHRİF EDENLER, MÜSLÜMANLARDIR…
Ama iyi ama kötü niyetle, Tevrat’ı tahrif edenler Yahudiler. İncil’i tahrif edenler, Hrıstiyanlar. Kuran’ı tahrif edenler, müslümanlardır. kimse, kabahati, dışarda aramasın.(Mehmet Emre Özer-Dini Araştırmalar Yapan Araştırmacı Yazar)
*OSMANLI DEVLETİ TÜRK OLSAYDI, TÜRKMENLERİ KATLETMEZDİ…
Osmanlı Devleti Türk olsaydı, Anadolu’da Türkmen katlettirmezdi. Türk katledenlerin torunları, şimdi iktidarda.(Ahmet Aytac)
*BİZ KENDİMİZE GÖRE DİN UYDURDUK…
Biz, kendimize göre bir din uydurduk.(Abdurrahman Dilipak-Yeni Akit Gazetesi Köşe Yazarı)
*700.000’İN ÜZERİNDE SURİYE’Lİ KARDEŞİMİZ BU ÜLKEDE DÜNYAYA GELDİ, BU BÜYÜK BİR ZENGİNLİKTİR…
700 binin üzerinde Suriyeli kardeşimiz, bu ülkede dünyaya geldi. Bu topraklarda, 700 binin üzerinde alem meydana getirdiler. Bu. büyük bir zenginliktir. #suriyeliler #
*SIRP’IN ETİNİ YERKEN, İSRAİL’İN KAHVESİ’Nİ. AMERİKA’NIN COLA’SINI İÇERKEN İMAN MI TAZELİYORSUN ? Alevi’nin yemeği yenmez diyen gavat;Sırpın etini yerken, İsrail’in kahvesini. Amerika’nın, Colasını içerken iman mı tazeliyorsun ?.(Mehmet Atasoy)
*2023 SEÇİMİNİ KAYBEDERSEK ÇOK ŞEYİ KAYBEDERİZ… 2023 seçimini kaybedersek, çok şeyi kaybederiz.(Recep Tayyip Erdoğan-AKP Genel Başkanı)*BİR İNSAN YOLSUZLUK YAPABİLİR, BU ONUNLA ALLAH ARASINDADIR… Bir insan yolsuzluk yapabilir, bu onunla Allah arasındadır.(Yiğit Bulut-Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı)
https://lnkd.in/dqdqYXRk
*SALAK MİLLET, LAİKLERİN KAFASI BASMIYOR. BEYİNSİZ ADAMLAR, BEYİN ÖZÜRLÜ… Salak millet, laiklerin kafası basmıyor. Beyinsiz adamlar, beyin özürlü. Beyin özrü olmasa, laik olmaz zaten. Beyin sorunu var ortada.(Yusuf Kaplan-Yeni Şafak Gazetesi Köşe Yazarı)
*10 ŞEKER FABRİKASI’NI 3.5 MİLYAR’A SATTIK, ŞEKER İTHAL ETMEK İÇİN 5 MİLYAR ÖDEDİK… 10 şeker fabrikasını 3.5 Milyara sattık, ithal şekere 5 Milyar ödedik.(Cihan Orhan-patronlardunyasi.com)
*SURİYE’DE 9 YILDIR SAVAŞ VAR, BİZİM HİSSEMİZE NE DÜŞTÜ ? Suriye’de tam 9 yıldan beri savaş var, ne Rus Askeri öldürüldü. Ne de ABD Askeri. Suriye’nin Doğu Petrolleri ABD ve PKK’ya, Batı Petrolleri ise Ruslara düştü. Bize, ne mi düştü ? 508 Şehit, 5.000.000 Suriye’li. (16 Aralık 2021) Çağdaş Kültür Eğitim ve Sanat
*ORMANLARIMIZ YANIYOR, NEHİRLERİMİZ VE TOPRAĞIMIZ ZEHİRLENİYOR…Erzincan İliç’te siyanür borusu patlamış, bakanlık heyet göndermiş. Savcı ve jandarma, soruşturma açmış. Tonlarca siyanür, Fırat’a karışmış. Ormanlarımız yanıyor, nehirlerimiz ve toprağımız zehirleniyor.(Ümit Özdağ-Zafer Partisi Genel Başkanı)
*BUNLAR (SİYASAL İSLAMCILAR) RESMEN TÜRK DÜŞMANI…Siyasal islamcılar, dış düşmandan daha beterler. Hiçbirine, güven olmaz. Bunlar, resmen Türk düşmanı.(Uğur Turgut)
*TÜRKLER DİNİ-SOYU SOPU-YURDU BELİRSİZ-KARMAKARIŞIK BİR CAHİLLER SÜRÜSÜDÜR…Türkler, dini-soyu-sopu-yurdu belirsiz. Karmakarışık, bir cahiller sürüsüdür.(Sultan Vahdettin-Osmanlı İmparatorluğu’nu batırıp, İngiliz Gemisi ile Malta’ya kaçan son padişah ve halife.)
NOT.16 Nisan 1923’de, Mısır’da ki El Ahram Gazetesi’nde yer alan beyanatı.(Murat Bardakçı)SULTAN VAHDETTİN’İN HAYATI; https://lnkd.in/dqsx2d8Q
*CAMİ İÇERİSİNDE İÇKİ İÇEN YA DA ELİNDE İÇKİ ŞİŞESİ OLAN BİRİSİNİ GÖRMEDİM…
*KONU BAŞÖRTÜSÜ OLUNCA HERKES PEYGAMBER KESİLİYOR…
*OTURDUĞUNUZ YERDEN HAYAL KURABİLİRSİNİZ…
*SUÇU AÇIĞA ÇIKARMAK, SUÇ OLARAK KABUL EDİLİYORSA…
*1 ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİ DİYOR Kİ;
*700.000 ÜYESİ OLAN İSTANBUL TİCARET ODASI SEÇİMLERİ HAKKINDA…
Cenk Ceylan
Bu sabah HaberTÜRK TV de pazarlanan yeniden aday İstanbul Ticaret Odasi başkani Boşnak Yahudisi Şekip Avdaviç’i ne diyor diye biraz dinledim. İTO’nun asli görevi belge üretmekmiş 600 bin belge veriyorlarmis yilda 60 fuara gidiyorlarmis. Çap ve vizyon bu :(
Bunlar Ticaret Sicil Memurlugunun görevi. Fuar gitmek ise sıradan bir iş kaldi ki hersey ücretli. İTOnun üyesine aldigi binlerce TLlik aidata rağmen verdigi tek bir hizmet ve ürün yok.
Sekip Avdaviç, İTO üyelerine parayla verilen belgelerden çok iyi para kazaniyoruz demiyor tabiki.
Üyelere verilen bilgi ve belgeler zaten devletin ve İTO sunucu bilgisayarlarinda var istendiginde XML vb web hizmetleriyle zaten ücretsiz takas edilebiliir ve sorgulanir ama yinede biz üyelere neden parayla satiliyor? Bunu da hizmet diye bize anlatan ve sunan bir kafayla İTOda başkanliga tekraf aday Sekip Avdaviç,
Sözde gazeteci görünümlü, AKP yağcısı Mehmet Barlasin oğlu Yavuz Barlas unata sıkıla Sekip Avdavice soru bile soramadi!
Bu vasat adamlarla İTO da hiç bir şey olmaz.
6li masa adayi diye pazarlanan Fetocu adaylarla da olmaz.
Diğer başkan adaylarinin zaten TV ve Gazete mülakaylari ve medya kullanimini zaten herseyin sahibi Yahudi dönmeleri “Bloomberg, CNNTÜRK, HaberTÜRK, Nergis TV ” NTV” vb isin basinda TÜRK kökenli adayları engelledigi için seslerini ve yüzlerini projelerini duyamiyoruz göremiyoruz sadece kısıtli olarak sosyal medyadan kime erisilirse o kadar.
Ancak takip ettigim hiç bir İTO başkaan adayinin Ticaret Odasında doğrudan demokrasi ve blokzincir destekli mobil imzali elektronik seçim ve oylama sistemiyle yönetim gibi bir devrimci, ilerici talebi yok.
Başkaan adaylari ve meclis üyeleri İTO da padişahlik devam etsin istiyor, sen ben bizim oğlan eniste vb ballı yurtdışı ziyaretleri,
KİT’e döndürülen #İTO da eş dost akraba istihdam merkezine çevirilen ve taseron sirketlere ihale edilen hizmet alimlariyla dünyanin en büyük üyeli İstanbul Ticaret Odasinda oligarsik yönetim düzeni ölene dek bozulmasin istiyorlar :(
Sonuç ülkede demokrasi ne kadarsa Ticaret, Sanayi ve Meslek Odalarinda, hatta apartman seçimlerinde bile o kadar olur.
NOT.Seçimi, (AKP’nin desteklediği) Şekip Avdaviç açık bir farkla kazanmıştır.(KÖ)
*İSPANYA’DA YENİ ZEYTİN AĞACI DİKİYORLAR, ÜRÜN VERMEYE BAŞLAYINCA YAŞLI AĞAÇLARI KESİYORLAR…
*CHP’DEN NİÇİN İSTİFA ETTİM ?
PROF.DR.ASLI BAYKAL
-Atatürkçüler, CHP’de temsil zeminini yitirdiler.
-CHP laikliği savunan bir parti olmaktan çıktı, ulus aşırı İslamcı görünümlü oluşumlara alan açtı.
-Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın “Türkiye’nin Said-i Nursi modeline, ihtiyacı var.” sözleri, ne iktidar partisi ne de Atatürkçüler tarafından hazmedilebilir.
-CHP’nin “değişim” kavrayışı tarihsel mirasın reddi, ideolojik boşluk ve cemaatlere yaranma olmuştur.
-CHP, her seçmene ‘yaranmaya’ çalıştığı için ‘çelişkili’ mesajlar vermektedir.
-CHP siyasi rengini kaybetmeye başlamış, kimliksiz bir yapıya bürünmüş ve sığ politikaların mahkûmu haline gelmiştir.
-CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Helalleşme’ Girişimi” eskinin reddi’ ve ‘CHP’nin ana unsurlarıyla vedalaşmadır, parti politikalarından dolayı ‘Özür Dileme’ hareketi olmuştur.
-Geçmişi yüzyıla dayanan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan CHP’nin temel siyaseti için özür dileyip bunu yok saymak, hafızayı silmektir.
-CHP, ciddi bir savrulma yaşamaktadır. Bu savrulmada ki en can acıtıcı nokta, CHP’nin gayri millî bir pozisyona gelmesidir.
-CHP farklı seslere çözüm önerilerine kulak tıkamıştır, bu anlayış ise anti-demokratiktir.
-Atatürk’ün partisi olarak bilinen siyasi miras, artık geçmişte kaldı.
-CHP ve Millet İttifakı çatısı altındaki siyasi oluşumlar, Atatürk’ün mirasını taşımıyorlar.
-Atatürkçüler bu dönem itibariyle, mücadele alanı olarak Millet İttifakı’nda hiçbir şekilde imkân bulamayacaklardır.
-CHP ile ve Millet İttifakı ile ortak değerleri paylaşmıyorum, istifamın temel sebepleri bunlardır.
*https://www.linkedin.com/in/
*NASİP DEĞİLMİŞ;