Politika

Aşkın Genç: Şimşek’in ekonomi karnesi sınıfta kaldı: 2026’da tek hane dedi, 2027’ye erteledi; dolar, euro ve altın katlandı

CHP’li Aşkın Genç: “Şimşek’in ekonomi karnesi sınıfta kaldı: 2026’da tek hane dedi, 2027’ye erteledi; dolar, euro ve altın katlandı”

CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in göreve başladığı 4 Haziran 2023’ten bugüne ekonomi yönetiminin bilançosunu çıkardı. Genç, “Göreve başladığında TÜFE yüzde 39’du, bugün yüzde 33. Tek hane sözü de 2026’dan 2027’ye ertelendi. Dolar 21 liradan 41 liraya, euro 22 liradan 48 liraya, gram altın bin 300 liradan 4 bin 400 liraya çıktı. Şimşek’in karnesi vatandaşın sofrasındaki yangını söndürmedi, tam tersine büyüttü” dedi.

Sandıkta milletin verdiği hükmün tercümesidir, Halk kazanacak, Türkiye kazanacak

CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in göreve geldiği günden bu yana geçen iki yılı rakamlarla değerlendirdi.

Genç, “Bakan Şimşek, ekonomiye güven vereceğini, enflasyonu tek haneye düşüreceğini vaat ederek göreve başladı. Ancak iki yılı geride bırakmamıza rağmen hedefler öteleniyor, vatandaşın yükü ise artıyor. Şimşek görevi devraldığında yıllık TÜFE yüzde 39,59 seviyesindeydi. Bugün TÜİK’in son verisi yüzde 33,52. İki yılda hedefin tarihi 2026’dan 2027’ye ötelenmiş durumda. Ekonomide gerçek tablo, iktidarın anlattığı başarı hikâyesi değil, tam anlamıyla bir çöküştür” diye konuştu.

CHP’li Genç, “Şimşek, 26 Ekim 2024’te ‘enflasyon 2026 sonunda tek haneye iner’ dedi; 6 Ağustos 2025’te ise ‘tek hane 2027’de’ diyerek hedefi bir yıl ileri attı. Yani takvim değişiyor ama halkın cebindeki yangın sönmüyor” ifadelerini kullandı.

“Faiz politikasının bedeli; üreticiye, esnafa, çiftçiye, işçiye ödetiliyor”

“Faizde tablo daha çarpıcı” diyen Genç, “Şimşek koltuğa oturduğunda politika faizi yüzde 8,5’ti; TCMB 22 Haziran 2023’te ilk adımla yüzde 15’e çıktı, Mart 2024’te yüzde 50 tavanı gördü. Bugün ise yüzde 43. Bu kadar kısa sürede böylesine sert artış ve ardından indirime geçiş, öngörüsüzlüğün en açık göstergesidir. İktidarın ‘yüksek faiz–yüksek kur–yüksek enflasyon’ sarmalından çıkamadığını görüyoruz. Bedeli ise üreticiye, esnafa, çiftçiye, işçiye ödetiliyor” dedi.

“Dolar, euro, altın katlandı; milletin alım gücü eridi”

Genç, döviz ve altın cephesinde de sert artışlara dikkat çekti: “Dolar/TL Şimşek görevdeyken 5 Haziran 2023 sabahı 21,13 seviyesindeydi; bugün 40,89. Yani yaklaşık yüzde 93 artış. Euro/TL aynı gün 22,60 iken bugün 47,79; artış yüzde 111. Gram altın 5 Haziran 2023’te bin 31–bin 37 TL bandındaydı; bugün 4 bin 392 TL; artış yüzde 232. Bu artış sadece yatırımcıyı değil, ithalata bağlı üretim yapan sanayiciden, kuyumcudan, evine bir gram altın almak isteyen vatandaşa kadar herkesi etkiliyor. Bugün Türkiye’de insanların düğünde bir çeyrek altın takabilmesi bile imkânsız hale geldi. Bu tablo, ekonomi yönetiminin ‘başarı hikâyesi’ değil, başarısızlık belgesidir” dedi.

“Milletin sofrasındaki ekmek küçülüyor”

Genç, enflasyon seyrine ilişkin olarak, “TÜİK verileri Temmuz 2025’te yıllık enflasyonun yüzde 33,52 olduğunu söylüyor. Ancak halkın hissettiği gerçek enflasyon; kiradan gıdaya, ulaşımdan hizmetlere kadar çok daha yakıcı. İki yılda tek hane vaadi ötelenmiş, hedefe giden yol da güven vermemiştir. İktidar masa başında rakamlarla oynarken, milletin sofrasındaki ekmek küçülüyor. Çocuklar okula aç gidiyor, emekli temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, esnaf kepenk kapatıyor. Bu tabloyu makyajla saklamaya çalışmak, gerçeği değiştirmiyor” değerlendirmesini yaptı.

“Çözüm, kurallara ve Anayasa’ya uymaktır”

“Bugün geldiğimiz nokta şudur” diyen Genç, “Şimşek’in ‘programı’ vatandaşın sofrasındaki ekmeği büyütmedi. Dolar ikiye katlandı, euro iki kattan fazla arttı, altın üçe katlandı. Faiz yüzde 8,5’tan yüzde 50’ye çıkarılıp sonra yüzde 43’e indirilerek ekonomiye ‘yüksek maliyet–yüksek belirsizlik’ politikası dayatıldı. Kurallı ekonomi, bağımsız kurumlar, güven veren bir orta vadeli çerçeve ve gelir dağılımını gözeten vergi politikası olmadan dezenflasyon kalıcı olamaz. Ekonomide kalıcı iyileşme, günü kurtaran pansumanlarla değil; bağımsız kurumlarla, şeffaflıkla, adaletli bir gelir dağılımıyla mümkündür. Öncelikle hukuk devletinin ve Anayasa’nın gereklerine uymak gerekir. Kuralları yok sayan bir yönetim ne enflasyonu düşürebilir ne de topluma güven verebilir. Türkiye’nin ihtiyacı, vatandaşın hakkını ve hukukunu koruyan bir ekonomi yönetimidir” ifadelerini kullandı.

 

Kayseri’de AKP’lilerin Genel Başkanımıza yönelttiği tepkiler boşunadır. Çünkü Özgür Özel’in sözleri, sandıkta milletin verdiği hükmün tercümesidir. 31 Mart’ta halk, saray iktidarını ağır bir yenilgiyle karşı karşıya bırakmış, Anadolu’nun dört bir yanında “yeter artık” demiştir. Buna itiraz edenlerin asıl derdi, bu gerçeğin yüzlerine söylenmesidir.

Kayseri halkı ekonomik krizle, işsizlikle, yoksullukla mücadele ederken; AKP’lilerin tek görevinin Genel Başkanımıza laf yetiştirmek olması, AKP’nin tükenmişliğinin ve çaresizliğinin en somut göstergesidir. Bizim için mesele nettir: Hakikati dile getiren Genel Başkanımızın yanındayız. Onun sözleri, milyonların yüreğinde karşılığını bulmaktadır.

Cumhuriyet Halk Partisi bu ülkede adaletin, demokrasinin ve halkın iradesinin yılmaz savunucusudur. İlk seçimde kimin ne iş yapacağına da bu ülkenin geleceğine de halk karar verecek; hiç merak etmeyin. AKP’liler istedikleri kadar bağırıp çağırabilir, ama millet gerçeği görmüştür: Değişim başlamıştır ve artık geri dönüş yoktur.

Aşkın Genç: Halk kazanacak, Türkiye kazanacak

CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, Karaman çalışmalarında yaptığı basın açıklamasında  ‘Halk kazanacak, Türkiye kazanacak’ dedi ve şunları söyledi.

Halk kazanacak, Türkiye kazanacak.Bugün burada yalnızca bir basın toplantısı için değil, Türkiye’nin geleceğini ilgilendiren hayati bir mesele için bir aradayız. İçinden geçtiğimiz dönem, Cumhuriyet tarihinin en kritik kırılma noktalarından biridir. Ekonomiden hukuka, tarımdan eğitime, özgürlüklerden dış politikaya kadar her alanda yaşanan derin krizler, artık günlük hayatımızı belirliyor.

Evet, Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu hukuksuz bir biçimde cezaevinde tutuluyor. Bu durum yalnızca bir siyasi operasyon değil; doğrudan halkın iradesine müdahaledir. Ancak altını çiziyorum: Sorun yalnızca İmamoğlu’na yapılan haksızlık değil, 85 milyon yurttaşın iradesine vurulan zincirdir. Ve bu zincir, hukuk, ekonomi ve demokrasiye dair büyük bir çöküşün sembolüdür.

Ekonomi: Mutfaktaki Yangın

Resmî verilere göre TÜİK Temmuz 2025’te yıllık enflasyonu %33,52 olarak açıkladı. Bağımsız araştırmalar, özellikle ENAG, yıllık enflasyonu %65,15 olarak hesapladı. Bu fark teknik değil, siyasidir. İktidar, rakamlarla oynayarak krizin boyutunu perdelemeye çalışıyor. Ama pazarda, markette, mutfakta gerçeği herkes görüyor.

Asgari ücret daha yılın ortasında açlık sınırının altına düştü. Emekliler, kirayı mı ödeyeyim, faturayı mı yatırayım ikilemiyle yaşıyor. Orta sınıf, vergi yükü altında eziliyor; dar gelirli, geçinmek için borçlanıyor. “Ekonomi büyüyor” diyorlar ama büyüyen kim? Halk değil. Büyüyen, kamu ihalelerinden beslenen birkaç imtiyazlı grup.

Bu düzenin adı, yoksullukta eşitlik değil; kaynakların adaletsiz bölüşümüdür. Ve biz, bu bölüşümü değiştirmek için geliyoruz.

Tarım ve Üretim: Kendi Kendine Yetemeyen Ülke

Karamanlı çiftçi, Türkiye’nin dört bir yanındaki çiftçi gibi, mazotu 55 liraya, gübreyi son iki yılda üç katına alıyor. Tarımsal sulama maliyetleri elektrik zamlarıyla katlanmış durumda. Ürününü değerinde satamıyor; ithal edilen buğday, mısır, ayçiçeği iç pazarda yerli üreticiyi bitiriyor.

İktidar, kendi çiftçisini desteklemek yerine başka ülkelerin çiftçisine para kazandırıyor. Bu politika, yalnızca ekonomik değil, stratejik bir hatadır. Çünkü tarımda kendi kendine yetmeyen bir ülkenin bağımsızlığı tehlikededir.

Biz tarımı stratejik sektör ilan edeceğiz. Üretim planlaması yapacağız, çiftçiye ucuz girdi ve alım garantisi sağlayacağız. Kooperatifleşmeyi teşvik ederek hem üreticiyi hem tüketiciyi koruyacağız.

Hukuk ve Demokrasi: Yatırımın ve Özgürlüğün Temeli

Ekonomi ile hukuk arasında doğrudan bağ vardır. Yargının bağımsız olmadığı, kuralların bir gecede değiştiği bir ülkede ne yatırım gelir ne istihdam artar. Bugün Türkiye’de yatırımcıların en büyük kaygısı, döviz kuru değil, hukuk güvenliğinin olmamasıdır.

İktidar, yargıyı siyasetin sopası haline getirdi. Gazeteciler, öğrenciler, sendikacılar, muhalefet temsilcileri ve hatta sosyal medyada eleştiri yapan yurttaşlar, mahkeme kapılarında. Hukuksuzluk, günlük hayatın bir parçası haline getirildi.

Bu düzen değişmeden, hiçbir alanda kalıcı iyileşme olmaz. Bizim sözümüz net: Yargı bağımsız olacak, hukukun üstünlüğü herkese eşit uygulanacak.

CHP’nin Vizyonu: Demokrasi, Üretim, Adalet

Bizim programımız üç temel üzerine kuruludur:

  1. Demokrasi: Kuvvetler ayrılığı, bağımsız yargı, özgür medya, katılımcı yönetim.
  2. Üretim: Tarımda kendi kendine yeten, sanayide yüksek katma değer üreten, teknolojide dünya ile rekabet eden bir Türkiye.
  3. Adalet: Gelir dağılımında adalet, fırsat eşitliği, sosyal devletin güçlendirilmesi.

Somut adımlarımız:

  • Asgari ücreti yoksulluk sınırının üzerine çıkaracağız.
  • Emekli maaşlarını insanca yaşanabilir seviyeye yükselteceğiz.
  • Sosyal yardımları hak temelli, şeffaf ve adil biçimde dağıtacağız.
  • Eğitim sistemini bilimsel, laik ve eşitlikçi temelde yeniden inşa edeceğiz.
  • Yenilenebilir enerji yatırımlarına öncelik vereceğiz; jeotermal, güneş ve rüzgâr kaynaklarını ekonomiye kazandıracağız.

İktidarın Politikalarının Hesabı

Bu iktidar, 23 yılda Türkiye’yi üretimden kopardı, borca ve ithalata bağımlı hale getirdi.

Adalet sistemini çökertti, yatırım güvenini yok etti.

Devletin kaynaklarını bir avuç yandaşa aktardı, liyakat sistemini yok etti, kurumları işlevsizleştirdi.

Ve şimdi, halkın değiştirmek istediği düzenin devamı için, en güçlü değişim adayını hukuksuzca cezaevinde tutuyorlar.

Son Söz

Bu seçim yalnızca bir kişiyle ilgili değildir. Bu seçim, Türkiye’nin geleceğini belirleyecek bir referandumdur. Ya hukuksuzluk, yoksulluk ve keyfi yönetim devam edecek ya da demokrasi, adalet ve üretim temelli bir düzen kurulacak.Ekrem İmamoğlu bu değişimin sembolüdür. Ama mesele yalnızca bir kişi değil, 85 milyonun kaderidir. Biz, halkın iradesine sahip çıkacağız, bu düzeni değiştireceğiz.Karaman’dan bütün Türkiye’ye ilan ediyoruz: Halk kazanacak, Türkiye kazanacak.

Milletvekili heyetimizle birlikte Karaman Ziraat Odası’nı ziyaret ederek çiftçilerimizin yaşadığı sorunları ve tarım sektöründeki güncel gelişmeleri değerlendirdik. Nisan ayında yaşanan zirai don felaketi, meyve üretiminde neredeyse %100 kayba yol açtı. Yıllarca emek verilen bahçeler, bir gecede soğukla yandı; üreticimiz yüksek girdi maliyetleri, borç yükü ve pazar kaybıyla baş başa bırakıldı. Bu ağır tablonun üzerinden aylar geçmiş olmasına rağmen devletin hâlâ tek bir somut destek açıklamaması, çiftçiyi kaderine terk etmekten başka bir şey değildir. Bunun yanında, Karaman’ın en yakıcı sorunlarından biri su problemidir. İklim krizinin etkisiyle azalan yeraltı ve yerüstü su kaynakları, plansız sulama politikaları ve artan enerji maliyetleri, tarımsal üretimi her yıl biraz daha zorlaştırmaktadır. Sulama birliklerinin altyapı yatırımlarının yetersizliği ve fiyat politikalarının çiftçiyi zorlayan yapısı, su krizini derinleştirmektedir. Suyun adil, etkin ve sürdürülebilir yönetimi artık ertelenemez bir zorunluluktur. Girdi maliyetlerini düşürmek, sulama yatırımlarını hızlandırmak, iklim krizine karşı uyum projelerini hayata geçirmek ve üreticiyi doğrudan desteklemek, bizim öncelikli politikamızdır. Karamanlı çiftçimizin emeğinin değer bulduğu, afet karşısında yalnız bırakılmadığı, suyun adil ve verimli kullanıldığı bir tarım düzenini kurmakta kararlıyız. Nazik ev sahipliği için Karaman Ziraat Odası Başkanı Sn. Mehmet Bayram’a ve yönetim kurulu üyelerine teşekkür ediyor, bu mücadelede çiftçilerimizin sesi ve güvencesi olmaya devam edeceğimizi bir kez daha vurguluyoruz.

Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, Kayseri ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Küresel Gazeteciler Konseyi, TSYD, TİMEF, AVKON, ADD üyesi, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği, Tüm Mücadele Sporları Derneği, Kayseri Spor Adamları Derneği, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlgili Haberler

Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Davut Güleç Panel İletişim Davut Güleç – Sağ Menü
Yukarı Çık Butonu - Siyah Halka
Modern GDPR Çerez Popup