YÖK tarafından 28 Ağustos Cuma günü Yürütme Kurulu toplantısında, “Sağlık Bilimleri Üniversitesinde Milli Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı nam ve hesabına kayıt olacak adaylar” hariç olmak üzere, 2020-2021 eğitim öğretim yılı için sağlık raporu istenen programlara yerleşen adayların, herhangi bir hastalığı olmadığına dair düzenlenmiş ‘’ tek hekim raporu’ ile yerleştiği programa kayıt yaptırabilmesi kararının alındığı görsel ve yazılı basında duyuruldu. Ancak tek hekim raporu dendiğinde ilk akla gelen aile hekimleri olduğu için bu konuya ayrıntılı değinmek gereği doğmuştur.
YÖK açıklamasında Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ve benzeri kurumların mevzuatları gereğince, “Gemi Adamı Olur” belgesi, “Birinci Sınıf Sanayi Dalgıcı Olur”, “Özel Güvenlik Görevlisi Olur” ve benzeri belgeler istenen programlara için de sürenin uzatıldığı belirtiliyor. Oysa ki, “Gemi Adamı Olur” belgesi, gemi adamları ve kılavuz kaptanlar yönetmeliği uyarınca, İlk kez gemi adamı olacakların sağlık yoklamaları ile iki yılda bir tekrarlanan sağlık yoklamaları, Gemi adamları Sağlık Yönergesi hükümlerine göre yetkilendirilen kamu ve özel sağlık kuruluşlarınca yapılır. “Birinci Sınıf Sanayi Dalgıcı Olur”, “Özel Güvenlik Görevlisi Olur” belgeleri de aynı şekilde, ilgili Bakanlıkların Yönerge ve Yönetmelikleri uyarınca Sağlık Kurullarından verilmesi zorunludur.
Yönerge uyarınca, Gemi adamı adayları ve gemi adamlarının sağlık durumları hakkında karar vermeye yetkili olan İç hastalıkları, Göz, Kulak-Burun-Boğaz, Psikiyatri, Ortopedi ve Travmatoloji uzmanlarından oluşan “Gemiadamı Sağlık Kurulu” bu konuda yetkili olup, tek hekimden sağlık raporu alınması mümkün değildir.
YÖK açıklamasında ayrıca Sağlık Bilimleri Üniversitesinde Milli Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı nam ve hesabına yerleşen ve bu Bakanlıkların mevzuatına tabi olan adaylar için Sağlık Bilimleri Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezleri tarafından işlemlerde öncelik tanınmasının ilgili üniversitece sağlanması kararlaştırıldığı da belirtilmiştir.
SAĞLIK RAPORU NEDİR?
Sağlık Raporu; kişinin beden ve ruh sağlığının belirli bir amaca uygun olup olmadığının, güncel bilimsel kriterler doğrultusunda, alanında gerekli eğitime, teknik donanıma ve tecrübeye sahip hekimler tarafından değerlendirilmesi ve resmi evrak haline getirilmesidir.
Sağlık Raporu talebi, basit bir evrak tanzimi talebi olmayıp, kişilerin sağlık muayenesine zorlanması anlamına gelmektedir. Anayasamız uyarınca, kişileri Sağlık muayenesine zorlama yetkisi sadece Yasa Koyucu’ya yani Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne aittir. TBMM tarafından kişilerin sağlık muayenesinden geçirilmesi öngörülür ise, bu husus çıkarılacak bir kanun ile hüküm altına alınmalıdır. Ardından, ilgili bakanlık tarafından Sağlık Bakanlığı’nın da görüşü alınarak yayımlanacak bir Yönetmelik ile teknik ayrıntıları düzenlenmelidir.
YÖK ve Üniversiteler, kayıt sırasında sağlık raporu istemeye hukuken yetkili değildir.
YÖK ve Üniversiteler kayıt sırasında öğrencileri sağlık muayenesine ve sağlık raporuna zorlamaya yetkili değillerdir.
Anayasamızın 42. maddesi uyarınca; kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz, öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir.
Yükseköğretim kurumlarının görev, yetki ve sorumlulukları ile öğrenciler ve diğer personelle ilgili esaslar, 2547 sayılı Yükseköğretim kanunu ile belirlenmektedir.
Üniversitelerin başta öğrenci kayıt işlemleri olmak üzere, eğitim-öğretimi ile ilgili hususlar, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun verdiği yetki ile üniversite senatoları tarafından hazırlanan yönetmelikler ile belirlenir.
Birçok üniversite, hazırlamış oldukları Önlisans, Lisans eğitim-öğretim ve sınav yönetmelikleri ile öğrencilerden kayıt sırasında birtakım belgeler istenmektedir.
Ancak, söz konusu yönetmeliklerin hemen hiç birisinde sağlık raporu yer almamasına rağmen , her yıl öğrencilerden sağlık raporu istenmektedir.
Söz konusu raporların istenmesine yönelik, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu hiç bir üniversiteye yetki vermemektedir.
YÖK Kanunu ile hiç bir üniversiteye sağlık raporu isteme yetkisi verilmemektedir.
Evet, birçok üniversitenin kayıt sırasında öğrencilerden sağlık raporu isteme yetkisi hukuken bulunmamaktadır.
İstenen raporların hiç bir kanuni dayanağı olmadığı gibi, Sağlık Bakanlığının da görüşü alınmamaktadır. Bu nedenle, güncel tıp ilmi doğrultusunda ülke genelinde herhangi bir standart bulunmamaktadır.
YÖK tarafından öğrenciden herhangi bir hastalığı olmadığına dair düzenlenmiş tek hekim raporu talep edilmektedir.
OLMASI GEREKEN NEDİR?
Üniversite kayıt sırasında, hiç bir isim adı altında sağlık raporu istenmesi hukuken mümkün değildir.
Öğrenciler, üniversite sınavına girerken Yüksek Öğretim Kurumları (YKS) Kılavuzunu okuyarak, bu kılavuza güvenerek gelecek hedeflerini belirlemektedirler.
Kayıt sırasında, Adli Sicil ile ilgili uygulandığı gibi, sağlık durumları ile ilgili yazılı beyanlarının veya E-Devlet çıktısı belgelerin istenmesinin kamu yararına olduğu açıktır.
Özel yetenek ve sağlık şartı gerektiren bölümler için ise SAĞLIK BAKANLIĞI tarafından güncel tıp ilmi doğrultusunda sağlık şartları belirlenmelidir.
AHEF YÖK GÖRÜŞMESİ
AHEF Başkanı Dr. Özlem Sezen, YÖK Başkan vekili Prof. Dr.M.İ.Safa Kapıcıoğlu Üniversiteler tarafından istenen sağlık raporları ile ilgili bir telefon görüşmesi yaptı. Yapılan Görüşmede;
*YÖK tarafından 28 Ağustos Cuma günü Yürütme Kurulu toplantısında, “Sağlık Bilimleri Üniversitesinde Milli Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı nam ve hesabına kayıt olacak adaylar” hariç olmak üzere, 2020-2021 eğitim öğretim yılı için sağlık raporu istenen programlara yerleşen adayların, herhangi bir hastalığı olmadığına dair düzenlenmiş ‘’ tek hekim raporu’ ile yerleştiği programa kayıt yaptırabilmesi kararının alındığı ve bunun basında duyulması ile sağlık raporu taleplerinin artması ve yaşanan endişeler
* Tek hekim raporunun aslında tüm hekimler tarafından düzenlenebileceği ancak ilk akla gelenin aile hekimleri olduğu dikkate alındığında ”herhangi bir hastalığı olmadığına dair düzenlenmiş ‘’ tek hekim raporu’nun aile hekimi tarafından verilmesindeki asıl güçlüğün birinci basamakta herhangi bir hastalık yoktur denilemeyeceği
*Hastalık teşhisi koyarken tanı kriterlerine göre gerekli muayene, tetkik ve tahliller yapılabilrken ‘herhangi bir hastalık yoktur’ kararının bir kriteri olmadığı
* Üniversitelerde bazı özellikli bölümlerde istenen heyet raporlarının tek hekim raporuna indirgenmesinin yanlış olacağı, önemli olanın kişinin o bölüme uygun sağlık şartlarının tamamı ile kontrolü olduğu
*Bazı kişilerin sağlık raporu talepleri ile birlikte, rapora bazı iafedeler eklenmesini talep ettiği ancak sağlık bakanlığı rapor yönetmeliğine göre verilecek raporlarda hiç bir ibarenin eklenemeyeceği ifade edildi.
Öneri olarak;
*kayıt yapılacak bölümlerde sağlık raporu gerekliliğinin gözden geçirilmesi,
*kişinin sağlık beyanının yeterli olması,
*kişilerin tüm sağlık kayıtlarının -e Nabız sisteminde bulunduğu ve gerekli görülürse bu sistemden veri alınabileceği
*Sağlık raporlarında kriter belirlenmesinin önemli olduğu hangi sağlık durumunda kişilerin bölüme kaydının kabul edilmeyeceğinin net olarak belirlenmesi gereği ifade edildi.
Sayın başkan vekili kendisinin de hekim olduğunu ve sağlık çalışanlarının özellikle bu dönemde yüklerinin daha da ağırşlaştığının farkında olduklarını, Aile hekimlerinin yetki ve sorumlulukları dışında bir talepleri olmasının mümkün olmadığını, Üniversitelerin kayıt şartlarını kendilerinin belirlediği, buradaki sorunların değerlendirildiği, süreç içinde klavuzlarda kayıtlarla ilgili istenen belgelerle ilgili düzenleme yapılabileceğini ifade etti. Kişilerin -e Nabız verilerinin değerlendirilebileceği, bu konunun görüşülebileceğini ve Heyet raporu gerekli olan bölümle için zaten heyet raporu olması gerektiği bu rapor için verilen sürenin uzatıldığını belirtti.
Sayın Başkan vekili kendisi de bir hekim olarak bu zorlu dönemde hizmet veren tüm sağlık çalışanlarına emekleri için teşekkür etti ve başarılar diledi. Görüşme karşılıklı iyi niyet dilekleri ile sonlandı .