Türküye konu oyun…(Köşe yazısı 11.02.2016 Kayseri Star Haber Gazetesi)
DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ
Yaklaşık on yıldır Kayseri Büyükşehir Belediye Konservatuvarı Türk Halk Müziği korosundayım.
Bundan öncede türkü, şarkı söyler, hatta televizyonda bile program yapardık.
Bir hava ile Konservatuvara seçildik, ‘Nasıl olsa biz bu işi biliyoruz havasıyla’ gittik, konserlere çıktık.
Eğitim süresi içinde gördük ki, aslında hiçbir şey bilmiyormuşuz dersek yalan olmaz. Bildiklerimiz, yanıldıklarımıza yetmedi. Bu yüzden nerdeyse iki yıl solo almakta korktum.
On yıl içinde, koro ve solist olarak sahneye çıkmak, türkülerimiz, öyküleri ve oyunları gibi etkinliklerle bilmediklerimizi öğrendik, duygulandık, güldük.
İşte belki de her gün dinlediğiniz ve bilmediğiniz, Türk’ün, Müslümanların iyi niyetinden yararlanıp oyuna getirmenin öykülerinden ve türkülerinden biri. Prof. Dr. Kenan Demirkol’un kaleminden.
Türkünün adı ‘Zeytinyağlı yiyemem.’
Bursa yöresine ait bu türkü 2 Kasım 1954 tarihinde İhsan Kaplayan’ dan kaynak gösterilerek Muzaffer Sarısözen tarafından derlenmiştir (THM Repertuar numarası 1133).
Marshall Planı 2. Dünya Savaşı sonrasında 1947 yılında önerilen ve 1948-1951 yılları arasında yürürlüğe konan ABD kaynaklı bir ekonomik yardım paketi. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 16 ülke, bu plan uyarınca ABD’den ekonomik kalkınma yardımı aldı. ABD geçmişten beri dünyanın en büyük mısır üretici ülkesi. ABD birikmiş olan mısır dağlarını eritmenin bir yolu olarak mısırözü yağı ihracatını keşfetti. Marshal yardımının koşullarından biri Türkiye’nin ABD’den mısırözü yağı alması
Buna koşut olarak Türkiye’de ilk margarin fabrikası kuruldu. Yine aynı dönemde yüz binlerce zeytin ağacı sökülerek bir katliam yapıldı. Kalan zeytin ağaçlarından elde edilen zeytinyağının büyük bölümü ABD tarafından Dolar karşılığı alındı ve mısırözü yağı TL karşılığı satıldı.
Türk insanı zeytinyağından soğutularak mısırözü yağına ve margarine alıştırıldı. Bu amaçla zeytinyağı ısınırsa kanser yapar gibi yalanlar uydurmaktan da geri kalınmadı. Hâlbuki zeytinyağı halk ağzındaki deyişiyle dumanlaşma derecesi en yüksek (en zor yanan) sıvı yağlardan biri.
Bununla da kalınmaz, kötülemek için tıpkı bugün yapılan halkla ilişkiler endüstrisi çalışmaları gibi “Zeytinyağlı yiyemem aman, basmadan fistan giyemem aman…” diye türkü sipariş edildı. Ülkenin en popüler türküsü yapıldı.
Katı yağ/margarine mahkûm edilen halk, 20-30 yılda bir kaşık yağa bile muhtaç hâle getirildi. Basma giyen kadınlar, plastik giysilerle tanıştırıldı. İşte o türkü ve sözleri.
Zeytinyağlı Yiyemem
Zeytin Yağlı Yiyemem Aman,
Basma Da Fistan Giyemem Aman.
Senin Gibi Cahile,
Ben Efendim Diyemem Aman.
Kaldım Domaniç Dağlarında,
Sevgili Yarim Nerelerde.
Kara Üzüm Asması,
Yeşil Olur Yazması.
Ben Yarimden Ayrılmam,
Kara Yazı Yazması.
Kaldım Domaniç Dağlarında,
Sevgili Yarim Nerelerde.
Asmadan Üzüm Aldım,
Sapını Uzun Aldım.
Verin Benim Yarimi,
Annemden İzin Aldım.
Kaldım Domaniç Dağlarında,
Sevgili Yarim Nerelerde.
Şimdi bu türküden yola çıkarak, ‘batının bir çok oyununa mı geliyoruz ve geldik?’ diye kendi kendinize sormadıysanız hala bu büyük oyunu anlamadınız demektir.