“Mesleki Eğitim bir devlet politikası haline gelmeli”
Milletvekili Cıngı bu konudaki raporunu Cumhurbaşkanlığına sundu
AK Parti Kayseri Milletvekili Dr.Murat Cahid CINGI, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz’ı ziyaret ederek Türkiye’nin en stratejik konularından biri olan mesleki eğitimin ülke sathında yaygınlaştırılması ve gençlerimizi meslek edinmeye teşvik etmek için neler yapılması gerektiği yönünde hazırladığı raporu sundu.
Geçtiğimiz aylarda Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sn.Cevdet Yılmaz’la görüşerek “Meslek Lisesi Memleket Meselesi” şiarıyla Kayseri’de Mesleki Eğitim Çalıştayı ile şehrimizden başlayan kıvılcımın tüm Türkiye’ye örnek olarak yayılması gerektiğini ifade eden CINGI, şimdi de hazırlamış olduğu “Bir Devlet Politikası Olarak Mesleki Eğitim” raporunu Sayın Yılmaz’a sundu.
Konuyla alakalı sorulara cevap veren Milletvekili CINGI, “Sanayicimizi ve üreticimizi şu anda en fazla zorlayan faktörlerden bir tanesi insan kaynağı ve teknisyen, tekniker bazında çalışan bulamamak. Tedbir alınmaz ve meslek sahibi insan sayısını artırmazsak önümüzdeki yıllarda istihsal ve ihracatımızın önündeki en büyük tehdit ekonomi veya pazar problemleri değil insan kaynağı meselesi olacaktır. Biz de bu konuda Kayseri’de Milli Eğitim Müdürlüğümüz ile çeşitli çalışmalar yürütüyorduk ve Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sn.Cevdet Yılmaz da mesleki eğitim konusunda yaptığımız çalışmaları takip ediyordu. Kendisine daha önceki toplantılarımızda mesleki eğitimin sadece Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde yapılacak çalışmalarla sınırlı kalmaması gerektiğini bunun Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndan Hazine ve Maliye Bakanlığı’na, SGK’dan İletişim Başkanlığına, hatta TRT’ye kadar tüm bakanlıklarımızı ve kamu kuruluşlarını da içerisine alacak şekilde bir devlet politikası haline getirmemiz gerektiğini anlattık. Bütün kurumların kendi mesuliyet alanlarına göre verebileceği farklı destek ve teşviklerle mesleki eğitimi halkımızın gündemine girdirebileceğimizi ve gelecekteki riskleri aşağı çekebileceğimizi ifade ettik ve Sn.Yılmaz da bu konuda bir çalışma yapmamızı istemişti. Biz de geniş yelpazede görüşmeler yaparak ve organize ettiğimiz Çalıştay raporlarına da referansla “Bir Devlet Politikası Olarak Mesleki Eğitim” isimli raporumuzu hazırlayarak zat-ı alilerine sunduk. Sn.Cumhurbaşkanı Yardımcımız da bunu devletin ilgili kuruluşlarına göndererek sürecin ilerletilmesi istikametinde gayret edeceklerini belirttiler.” dedi.
Raporda yeni politikalar geliştirmek ve neticelerin takibatını yapmak için bir Mesleki Eğitim Üst Kurulu oluşturulmasının teklif edildiğini belirten CINGI, konuyla ilgili girişimlerini sürdüreceğini belirterek; Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sn.Cevdet Yılmaz’ın da Türkiye’nin uzun vadeli kalkınma hedefleriyle uyumlu olarak mesleki eğitime yönelik çalışmalara büyük önem verdiğini sözlerine ekledi.
Kayseri’mize hayırlı olsun.Develi Ovası’nın bereketine yeni bir güç daha kazandırılıyor.
Kayseri – Develi 2. Merhale Projesi ile 60 bin 430 dekar tarım arazisi modern sulama imkânına kavuşacak. 1 milyar 800 milyon TL yatırım değeriyle hayata geçirilecek bu dev çalışma; suyun daha verimli kullanılmasını sağlayarak üretimi artıracak, çiftçimizin alın terine hak ettiği değeri katacaktır.
Başta Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, Genel Başkan Vekilimiz Mustafa Elitaş’a, Tarım ve Orman Bakanımız İbrahim Yumaklı’ya ve emek veren herkese teşekkür ediyorum .
Milli Emlak Genel Müdürü Veli Tunçez’i ziyaret ederek ilçelerle ilgili önemli istişarelerde bulundu
Bayar Özsoy bu konuda ‘Ziyaretimizi; Yeşilhisar Belediye Başkanımız Sayın Halit Taşyapan, Yahyalı Belediye Başkanımız Sayın Esat Öztürk, Hacılar Belediye Başkanımız Sayın Bilal Özdoğan ile birlikte gerçekleştirdik. İlçelerimizin ihtiyaçları, devam eden projeler ve önümüzdeki dönemde hayata geçirilecek çalışmalar üzerine verimli bir görüşme gerçekleştirdik. Kayserimiz için, ilçelerimiz için; uyum içinde çalışmaya, güzel hizmetlere hep birlikte imza atmaya devam edeceğiz. Genel Müdürümüze nazik ev sahipliğinden dolayı teşekkür ediyor, çalışmalarında başarılar diliyorum. Daha güçlü ilçeler, daha güçlü Kayseri!’ dedi.
AK Parti İl Başkanlığı binamızda Yahyalı Belediye Başkanımız Sayın Esat Öztürk ve Yeşilhisar Belediye Başkanımız Sayın Halit Taşyapan ile bir araya geldik. İlçelerimizdeki çalışmaları hakkında bilgiler alarak birlikte istişarelerde bulunduk. Değerli belediye başkanlarımıza çalışmalarında kolaylıklar diliyorum. Vatandaşlarımız için durmadan, yorulmadan, omuz omuza ve uyum içinde çalışıyoruz, çünkü biz bu şehri çok seviyoruz.
Felahiye, Özvatan ve Akkışla’da ziyaret
Kayseri’mizin en güzel ilçelerinden Felahiye, Özvatan ve Akkışla’da hemşehrilerimizle bir araya geldik, teşkilat mensuplarımızla buluşup hasbihal ettik. Her zaman olduğu gibi; yine aynı samimiyet, aynı heyecan ve aynı gönül bağıyla milletimizin yanındayız. Biz bir arada olmaktan, aynı sofrayı, aynı duayı, aynı hedefi paylaşmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bir oldukça güçlüyüz, gönüller birleşince yolumuz açık… Rabbim birlik ve beraberliğimizi daim eylesin.
Sağlık bakanına ziyaret
Sağlık Bakanımız Sayın Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’nu Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki makamında ziyaret ederek şehrimizle ilgili önemli konularda istişarelerde bulunduk.
Nazik misafirperverlikleri için Sayın Bakanımıza teşekkür ediyor, çalışmalarında üstün başarılar diliyorum.
SAYIN BAYAR ÖZSOY’UN, İYİ PARTİ GRUBU TARAFINDAN ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ (ÇED) SÜREÇLERİNE YÖNELİK MECLİS ARAŞTIRMA ÖNERGESİ ÜZERİNE AK PARTİ GRUBU ADINA TBMM’DEKİ KONUŞMASI
İYİ Parti tarafından ÇED süreçlerine yönelik Meclis Araştırması yönündeki Önergesi üzerine AK Parti Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım.İYİ Parti tarafından ortaya konulan iddialar çerçevesinde Çevresel Etki Değerlendirmesi—yani ÇED—sürecinin sanki keyfî, bilim dışı ve kapalı kapılar ardında yürütülen bir mekanizma olduğu yönünde bir algı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Oysa bu iddialar, hem gerçeği yansıtmamakta hem de onlarca yıllık kurumsal emeği haksızca değersizleştirmektedir.
Açık konuşalım: ÇED, bu ülkenin çevre politikasının omurgalarından biridir. 2872 sayılı Çevre Kanunu ve ÇED Yönetmeliği’ne dayanır; verilen her karar dosyalarca teknik bilgi, kurum görüşleri ve uzman raporları üzerinden şekillenir. Bu nedenle burada söz konusu olan, günübirlik idari tercihler değil; devlet aklıyla yerleşmiş, bilimsel çerçevesi güçlü bir sistemdir.
ÇED süreçlerinin bilimsel olmadığı iddiası ise gerçeği tamamen çarpıtmaktadır. Bugün bir ÇED raporunda jeolojiden hidrojeolojiye, flora ve faunadan gürültü ve atık yönetimine, hava ve su kalitesinden kümülatif etkilere kadar çok geniş ölçekte teknik veri sunmak zorunludur. Bakanlık bu raporları değerlendirirken üniversitelerin, ilgili kamu kurumlarının görüşlerini dikkate almakta; eksiklik tespit ettiğinde dosyaları revizyona göndermekte, gerekirse olumsuz karar verebilmektedir. Yani raporu hazırlayan firmanın değil, idarenin bilimsel ve hukuki denetimi belirleyicidir.
Raporları hazırlayan firmaların bağımsızlığı konusunda da yanlış bir algı yaratılmaktadır. Bu kuruluşlar Bakanlıktan yeterlik belgesi almış, personel niteliği ve teknik altyapısı mevzuatla belirlenmiş profesyonel kurumlardır. Mevzuata aykırı davrananlar için uyarıdan belge iptaline kadar uzanan yaptırımlar vardır. Nihai karar ise her zaman idarenindir.
Halkın katılımının olmadığı yönündeki iddia da doğru değildir. Ek-1 projelerinde Halkın Katılımı Toplantısı zorunludur; toplantılar ilan edilir, tutanak altına alınır ve raporlara yansır. ÇED dosyaları askıya çıkarılır, süreçler kamuoyuna açıktır. Katılımın düşük olduğu münferit örnekler üzerinden bütün sistemi yaftalamak haksızlıktır. Buna rağmen, halkın katılımını daha da güçlendirecek dijital yöntemler üzerinde çalıştığımızı da özellikle belirtmek isterim.
“ÇED Gerekli Değildir” kararlarının keyfî olduğu iddiası da gerçeği yansıtmaz. Bu kararlar, Ek-2 kapsamındaki projeler için yürütülen seçme-eleme sürecinin sonucudur. Risk görülen her durumda proje tam ÇED sürecine alınmaktadır. Ayrıca hiçbir “ÇED Gerekli Değildir” kararı, yatırımın çevre izinleri, denetim ve izleme yükümlülüklerini ortadan kaldırmaz. Yargı kararları ise titizlikle uygulanmakta; mahkemelerin işaret ettiği alanlar sürekli olarak iyileştirilmektedir. Bu yargısal denetim, sistemin zayıf değil güçlü olduğunun kanıtıdır.
Değerli milletvekilleri,
Elbette hiçbir yönetim sistemi kusursuz değildir. Çevre aktivistlerinin, akademinin ve milletimizin eleştirilerini dikkate alıyor; sahadaki uygulamaları geliştirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Dijital ÇED süreçleri, coğrafi bilgi sistemlerinin entegrasyonu, sektörel rehberler ve eğitim programlarıyla sistemi daha da güçlendirmek kararlılığındayız.
Ancak tüm bu gerçekler ortadayken, bugün önerilen Meclis Araştırma Komisyonu, mevcut sistemin işleyişini tartışmalı hâle getirmeyi amaçlayan siyasi bir girişimden öteye geçmemektedir. AK Parti Grubu olarak çevreyi korumayı anayasal bir sorumluluk olarak görüyoruz; bilimsel verileri, kamu yararını ve hukukun üstünlüğünü esas almaya devam edeceğiz.
Bu nedenlerle, araştırma komisyonu kurulmasına gerek olmadığını düşünüyor; Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
