
SP il başkanı Altun: Uyan Türkiye! Uyan Kayseri! Evlatlarımızı karanlığa teslim etmeyelim
Saadet Partisi Kayseri İl Başkanı Erdal Altun, bir şehrin değil, bir neslin çığlığını dile getirmek, gündemde tutmak için düzenlediği haftalık toplantılarına devam ederken, vatandaşlara ‘Uyan Türkiye! Uyan Kayseri! Evlatlarımızı karanlığa teslim etmeyelim’ çağrısında bulundu, şunları söyledi.
Kayseri’mizde ve ülkemizin dört bir yanında yaşanan olaylar, artık münferit değil; bir toplumsal çöküşün, bir vicdan sarsıntısının göstergesidir.
Küçücük yaşta suça sürüklenen, şiddetle büyüyen, ahlaki ve manevi bağlarını yitiren bir gençlik, gözlerimizin önünde karanlığa doğru itiliyor.
Ve bu gidişin en büyük tanığı, ne yazık ki bizleriz…
Son bir yılda, Kayseri’de yaşanan olaylar, artık yalnızca adliye haberleri değil; her birimiz için ibret vesikasıdır:
- 13 yaşındaki bir çocuğun, aynı okuldan 12 yaşındaki akranını inşaatın çatısında bıçaklayarak öldürdü.
Henüz çocuk yaşta iki can, biri toprağın altında, diğeri demir parmaklıklar ardında…
Bu cinayet, akran zorbalığının, empati yoksunluğunun ve eğitimdeki zaafın somut bir göstergesidir. - sınıf öğrencisi yavrumuzun, okul çatısına çıkarak intihara teşebbüs etmesi.
İtfaiye, polis ve psikologlar müdahale etti. O çocuğun imdat çığlığı, aslında binlerce gencin iç dünyasının yankısıydı. - Yine Kayseri de 17 yaşındaki bir çocuğun, evinin kapısına kendini asmaya kalktı.
Son anda ailesi yetişti. O gün ölümden döndü ama toplumsal olarak hâlâ yaşıyor muyuz, orası meçhul. - İzmir de meydana gelen bir başka olayda 16 yaşındaki liseli bir genç, pompalı tüfekle polis karakoluna ateş açtı; iki polisimiz şehit oldu.
Bu, sadece bir “terör” ya da “suç” haberi değildir. Bu, gençliğin ruhundaki derin yarığın ifadesidir.
Bunlar sadece örnek olsun diye seçtiğimiz bir kaç olay, ama gerçekler öyle birkaç olaydan ibaret değil. Toplumdaki ahlaki ve manevi çözülme çok hızlı hal almakta.
Bu durumun en büyük sorumluları, toplumun önde gelen simalarıdır. Siyaseten insanlarımızın manevi duygularını sömürmesidir, kanuni yetersizliklerdir.
Toplumun sorunları ve geleceği ile ilgilenmesi gereken siyasi erk’lerin kendi zevk ve sefalarına dalıp halkını unutmasıdır.
Halkımızda artık onları unutup sırtından indirmek için seçimleri heyecanla beklemektedir.
Bütün bu ilgisizlikler bakınız nasıl sorunları beraberinde getiriyor.
ÇOCUKLAR SUÇ ÖRGÜTLERİNİN GÖLGESİNE TERK EDİLİYOR.
Daltonlar isimli suç örgütüne ilişkin hazırlanan iddianame, artık hiçbirimizin inkâr edemeyeceği bir gerçeği açığa çıkardı:
Suç örgütleri, gençleri ve çocukları “cezası az olur” diye kullanıyor. Bakınız bu çok önemli bir ayrıntı.
- Örgütte 18 yaşından küçük çok sayıda üye bulunduğu, 15–20 yaş aralığındaki gençlerin özellikle hedef alındığı tespit edildi.
- Sosyal medya üzerinden lüks bir hayat vaadiyle kandırılan gençler, “motorcu”, “joker”, “vurucu” gibi görevlerle silahlı eylemlere dahil edildi.
- Kiralanan evlerde tutulan bu gençlere silah, maske, patlayıcı ve para temin ediliyor.
Bu tablo, sadece güvenlik meselesi değil, bir ahlak ve vicdan yitimidir.
Çocuklarını suç örgütlerine kaptıran bir ülke, geleceğini kaybediyor demektir.
BAŞKA ETKENLER DE VAR TABİ YIKILAN AİLE, BOZULAN OKUL, SUSAN TOPLUM BÜTÜN BU OLUMSUZLUKLARIN ANA BAŞLIĞIDIR.
Her bir olayın temelinde aynı ortak payda var:
Yıkılmış aile bağları, çökmüş eğitim sistemi ve duyarsızlaşmış toplum.
- Ailelerde iletişim koptu. Anne-baba, evladına zaman ayıramaz hale geldi. Evler, sevgi değil sessizlikle doldu.
- Eğitim sistemi şekilci hale geldi. Çocuklarımız test çözüyor ama hayatı çözemiyor. Empati, sabır, saygı gibi kavramlar müfredatta yok.
- Toplumsal dayanışma kayboldu. Mahalle kültürü, komşuluk bağı, akrabalık desteği tarihe karıştı.
- Medya ve dijital dünya, çocuklara şiddeti, öfkeyi, lüksü ve şehveti pompalıyor; devlet denetimi ise yalnızca kâğıt üzerinde var.
YANLIŞ POLİTİKALAR, CAYDIRICILIĞINI YİTİREN ADALET ÖNEMLİ BİR ETKEN,
Bugün çocuklar suç işliyor, ölüyor, öldürüyor; ama sistem aynı hataları tekrarlıyor.
- Eğitim sisteminde yapılan deneysellik, çocuklarımızı birer “müfredat deneği”ne çevirdi.
- Aile politikaları, sadece seçim dönemlerinde hatırlanıyor; aile destek merkezleri, psikolojik danışmanlık birimleri yok denecek kadar az.
- Adalet sistemi, iyi hal ve haksız tahrik indirimleriyle caydırıcılığını yitiriyor.
12 yaşında bir çocuğun işlediği cinayete verilen 5 yıl 10 ay hapis cezası, adaletin değil çaresizliğin sembolüdür. - Uyuşturucu ve alkol denetimleri gevşedi. Kayseri’de son yıllarda alkol satış noktalarının ve Alkollü mekanların sayısında gözle görülür bir artış olduğu bir gerçektir. Kanunen Meyhane, kahvehane, kıraathane, bar, elektronik oyun merkezleri gibi umuma açık yerler ile açık alkollü içki satılan yerlerin, okul binalarından ve camilerden kapıdan kapıya en az 100 metre uzaklıkta bulunması kanunen zorunlu iken şehrimiz yöneticilerinin artık bu kanuni zorunluluğu uygulamadıkları ve halkımızın da ses çıkartmadığını üzülerek takip etmekteyiz.
- AKP iktidarı, aileyi kutsal sayan söylemini dillerden düşürmezken, uygulamada tam tersini yapmıştır.
- Bu iktidar, çocuklarımızın geleceğini sloganlara feda etmiş; “dindar nesil” derken yorgun, öfkeli, umutsuz bir nesil yetiştirmiştir.
DEĞERLERİ YENİDEN İNŞA ETMEK ZORUNDAYIZ
Saadet Partisi olarak biz diyoruz ki:
Bu tablo kader değildir. Bu gidiş durdurulabilir.
Ama bunun için söz değil, irade gerekir.
- Aileyi Güçlendirme Hamlesi Başlatılmalı,
- Her ilçede Aile İletişim ve Rehberlik Merkezleri kurulmalıdır.
- Aile içi iletişim, çocuk psikolojisi, değer eğitimi konularında ücretsiz seminerler düzenlenmeli.
- Maddi yetersizlik kadar manevi yoksulluğun da önüne geçilmeli.
- Okulda Değer ve Empati Eğitimi Başlatılmalı,
- Müfredat yeniden düzenlenmeli: karakter, empati, toplumsal sorumluluk dersleri zorunlu hale getirilmeli.
- Rehber öğretmen, psikolog ve sosyal hizmet uzmanı kadroları artırılmalı.
- Şiddet eğilimli öğrenciler için rehabilitasyon programları oluşturulmalı.
- Caydırıcı ve Onarıcı Adalet Sistemi Devreye Sokulmalıdır,
- Çocuk suçlular için “iyi hal indirimi” gibi uygulamalar kaldırılmalı.
- Yeni öneri: Suça karışan, cezai ehliyeti bulunmayan çocukların ailelerine 1. aşamada resmî kınama, 2. aşamada yüklü para cezası uygulanmalıdır.
Çünkü sorumluluk sadece çocuğun değil, onu yetiştiremeyen ailenindir. - Bu düzenleme, caydırıcılıkla birlikte ailelerin bilinçlenmesini sağlayacaktır.
- Gençliği Suçtan Uzak Tutacak Sosyal Politikalar Geliştirilmeli,
- Belediyeler, gençlerin vakit geçirebileceği ücretsiz spor, sanat ve üretim merkezleri açmalı.
- Sosyal medya ve dijital oyunlarda şiddet içeriklerine karşı ulusal koruma mekanizması kurulmalı.
- Gençlere yönelen çete ve örgüt faaliyetlerine karşı istihbarat birimleri özel çalışma ekipleri oluşturmalıdır.
BU ÇIĞLIK KAYSERİ’DEN TÜRKİYE’YE
Bugün Kayseri’de yaşananlar, yarın Türkiye’nin aynası olacaktır.
Biz Saadet Partisi olarak diyoruz ki:
Aile yıkılırsa, toplum çöker.
Gençlik karanlığa düşerse, ülke ışığını kaybeder.
Bu karanlıktan çıkış yolu; ne baskıda, ne sansürde, ne de susmakta…
Bu yol, vicdanı yeniden inşa etmekte; ahlakı, adaleti ve merhameti merkeze koymaktadır.
Biz, Erbakan Hocamızın izinden giderek söylüyoruz:
“Önce ahlak ve Maneviyat” ile Saadetli ve Huzurlu Yuvalar, Geleceğe Güven Veren Bir Nesil.
Çocuklarımızı suçtan, şiddetten, çetelerden ve çaresizlikten kurtaracak olan budur.
Kayseri’den bu çağrıyı yükseltiyoruz:
Uyan Türkiye! Uyan Kayseri!
Evlatlarımızı karanlığa teslim etmeyelim.