
GENÇLERİMİZİN GELECEĞİNDEN ENDİŞE ETMEYELİM: Z KUŞAĞI GENÇLERİMİZ DAHA ATİK, CESUR…
Dijital yerliler: İnternet, sosyal medya ve akıllı telefonlarla büyüdüler.
Hızlı bilgi tüketimi: Kısa videolar, görseller ve anlık içeriklere ilgi duyuyorlar.
Bireysellik ve özgürlük: Kendi kararlarını vermek ve farklılıklarını ifade etmek istiyorlar.
Duyarlı ve sorgulayıcı: Çevre, adalet, eşitlik, toplumsal cinsiyet gibi konulara duyarlılar.
Eğitim ve iş hayatı: Esnek çalışma, girişimcilik ve yaratıcılığı önemsiyorlar.
Sabırsız ama çözüm odaklı: Hızlı sonuç almak istiyorlar; uzun süreçlere tahammülleri düşük.
İlhan KARAÇAY araştırdı ve yazdı:
Değerli Okurlarım,
Geçen hafta Lahey Büyükelçimiz Fatma Ceren Yazgan ile sohbetimizde, konuyu Hollanda’daki gençlerimize, yani Z Kuşağı Türklerimize getirdi. Büyükelçimiz dedi ki:
“Birinci nesil Türkler ağır şartlarda çalıştı, ikinci nesil yolunu buldu… Ama Z Kuşağı Türkler, artık bambaşka bir kulvarda koşacak. Onlar çok daha başarılı, çok daha iddialı bir yaşam sürecekler.”
Bu sözler beni derinden etkiledi. Hemen düşündüm: Acaba bu Z Kuşağı kimdir, nasıl bir kuşaktır? Türkiye’de ve Hollanda’da ne durumda, bizim gençlerimizi nasıl etkilemektedir?
Yaptığım araştırmalar, incelediğim raporlar ve sahadaki gözlemlerimle bir sonuca ulaştım. İşte şimdi sizlere, Z Kuşağı’nın kim olduğunu, nelere önem verdiğini ve özellikle Hollanda’daki Türk gençlerimizin nasıl bir geleceğe yürüdüğünü anlatacağım.
Z KUŞAĞI KİMLERDİR?
Bugün hem Türkiye’de hem de Hollanda’da büyüyüp serpilen Z kuşağını—yani 1997–2012 arası doğmuş, çocukluğu akıllı telefonların, gençliği sosyal medyanın içinde geçmiş kuşağı—bir gazetecinin merakıyla, bir ağabeyin içtenliğiyle ve sahadan gelen verilerle konuşalım istiyorum. Zira onlar yalnız “yarın” değil, çoktan “bugün”ün karar vericileri, tüketicileri, çalışanları, seçmenleri, ebeveyn adayları…
Kısacası hepimizin geleceği. Z kuşağını konuşmak, ülkenin yol haritasını konuşmaktır. Bu yazı, benim sahada gördüklerimle birlikte, sizin de bana ilettiğiniz kapsamlı notların ışığında hazırlandı.
Z KUŞAĞINA KİM, NASIL, NEYE BAKIYOR?
Z kuşağı dijital çağın yerlisi. İnterneti “kullanmayı” değil, onunla “yaşamayı” öğrendi. Bu kuşak bireyselliği ve özgürlüğü seviyor; “saçma” bulduğu kuralları sorguluyor; anlam, adalet ve esneklik arıyor. Toplumsal değerlere mesafeli görünseler de çevre, eşitlik ve kapsayıcılık söz konusu olduğunda aktifler. Tam da bu nedenle bir kesim onları “zor”, bir kesim de “yenilikçi” buluyor. Doğrusu, her ikisi de… Çünkü sorgulayan her zihin, önce zor gelir; sonra yeni bir kapı açar.
Eskilerin deyimiyle “elektriği, suyu görerek” büyümüş kuşaklar vardı ya…
İşte bu çocuklar da “Wi-Fi görerek” büyüdüler. İnternetsiz bir hayatı tahayyül bile edemiyorlar.
Ama yalnızca teknolojiye yakın olmaları değil, hayata bakışları da farklı:
*Özgürlüklerine düşkünler.
*Kuralları sorguluyorlar.
*Adalet, eşitlik, çevre duyarlılığı onlar için süslü kelimeler değil, gerçek talepler.
TÜRKİYE’DE Z KUŞAĞININ GÜNDEMDEKİ DÖRT STRATEJİK DOSYASI
Z kuşağı: Türkiye’de Z kuşağı kimlerden oluşuyor, sorunları neler? – BBC News Türkçe
Türkiye’de genç nüfus hâlâ çok büyük ama giderek azalıyor. Yakın gelecekte “az ama belirleyici” bir genç nüfusla karşı karşıya kalacağız.
Gençler eğitimde PISA testlerinde OECD ortalamasının altında kalsa da, potansiyelleri yüksek. Yani sorun zeka değil, sistem. Eğer eğitimde temel beceriler güçlendirilirse, bu gençler Türkiye’yi geleceğe taşıyacak.
Ama en büyük mesele işsizlik. 2024’te genç işsizliği yüzde 16’lar seviyesindeydi. Bu tablo gençlere “umut” değil, “umutsuzluk” veriyor. Onun için ya yurtdışına gitmeyi hayal ediyorlar ya da kendi işlerini kurmak istiyorlar.
1) Becerilerin güncellenmesi:
*Ortaöğretimden yükseköğretime “temel beceri güçlendirme” köprüsü kurulmalı (okuma-anlama, matematik, bilim okuryazarlığı). PISA’daki açık buradan kapanır.
*MEB, YÖK ve özel sektör arasında “mikro yeterlik” standardı oluşturulmalı: 6–12 haftalık, işyeri projeli sertifikalar (kodlama, veri, yapay zekâ destekli üretim, yeşil beceriler).
2) Genç istihdam paketi:
*Bölgesel staj zorunluluğu ve “ilk iş” prim teşviki.
*Kadın genç istihdamı için esnek/uzaktan hibrit modellerin SGK teşvikleri.
*KOBİ’lere “genç yetenek kotası” karşılığında vergi indirimi.
3) Barınma ve erişilebilir şehir:
*Öğrenci ve mezun genç için kooperatif tipi kiralık konut; belediyelerle “mikro-ev” pilotları.
*Dijital altyapı + yeşil ulaşım (bisiklet, mikro mobilite) gençlerin ekonomik hareketliliğini artırır.
4) Ruh sağlığı ve sosyal destek:
*Üniversite ve İŞKUR merkezli ücretsiz psikolojik danışmanlık ağları; çevrimiçi randevu, kısa bekleme.
*Genç girişimcilere “başarısızlık hakkı” veren ikinci deneme fonları—sosyal sermaye yalnızca para değildir, itibar ve destek de fonlanır.
HOLLANDA’DA Z KUŞAĞININ GÜNDEMDEKİ DÖRT STRATEJİK DOSYASI
1) Esnek iş–güvenceli yaşam dengesi:
*Hollanda’nın güçlü istihdam oranına rağmen gençlerde “geçici sözleşme–yüksek kira” düğümü çözülmeli; genç yetişkinlere yönelik orta gelirli sosyal konut havuzu genişletilmeli.
2) Eğitimde fırsat eşitliği 2.0:
*PISA yaratıcı düşünme bulguları, sosyoekonomik farkın sınıf içinde nasıl derinleştiğini gösteriyor. Okul öncesinden lise bitimine kadar hedefli telafi programları ve mentorluk şart.
3) Gençlerin ruh sağlığına uzun vadeli yatırım:
*CBS ve RIVM verileri “kalıcı kırılganlığı” işaret ediyor; bekleme listelerini kısaltacak entegre dijital çözümler (ör. moderatörlü çevrimiçi terapi platformları) ulusal ölçekte yaygınlaştırılmalı.
4) Göç, çeşitlilik ve aidiyet:
*Çeşitlenen sınıflarda kültürel arabuluculuk ve aile-okul köprüsü güçlendirilmeli; gençlerin Hollanda demokrasisine katılımını artıran yerel meclis ve yurttaşlık projeleri yaygınlaştırılmalı.
HOLLANDA’DA Z KUŞAĞI TÜRKLER
İşte tam da burada büyükelçimizin söylediği devreye giriyor. Hollanda’daki Z Kuşağı Türkler, anne-babalarının yaşadığı çileleri yaşamıyorlar.
*Hollanda’nın eğitim sisteminden yararlanıyorlar.
*Dil engelini çoktan aşmış durumdalar.
*İş hayatında daha esnek ve özgüvenli adımlar atıyorlar.
Ama onların da sıkıntıları yok değil. Hollanda’da gençler iş bulmakta zorlanmıyor ama kalıcı iş, uygun ev ve yüksek kira derdiyle boğuşuyor. İşte bizim gençler de bu sorunları paylaşıyor.
Öte yandan, ruh sağlığı konusu Hollanda’daki tüm gençler için alarm veriyor. Depresyon, kaygı bozukluğu ve yalnızlık oranları artıyor. Bu, bizim gençlerimizi de etkileyen bir durum.
Hollanda’da 18–24 yaş grubunda 2023’te genç kadınların yüzde 24’ü, genç erkeklerin yüzde 14’ü ruhsal sıkıntı yaşadığını bildirdi; pandemiden sonra görülen yükseliş kolay kolay eski seviyelere dönmedi. 2024 gençlik izlemeleri de iyileşmenin sınırlı kaldığını söylüyor. Türkiye’de resmi “gençlik” bültenleri öznel sağlık algısının 2024’te bir miktar iyileştiğini aktarsa da (gençlerin kendini sağlıklı hissetme oranı %87,2), kırılgan gruplar ve bölgesel eşitsizlikler başlığında hâlâ boşluklar var; UNICEF’in 2023 raporları çocuklukta yoksulluk, zorbalık ve dışlanmanın kalıcı etkilerine dikkat çekiyor.
SİYASET VE KATILIM: “PARTİ” DEĞİL, “AMAÇ” PEŞİNDE BİR KUŞAK
Bu kuşak ideolojiden çok değer odaklı. Çevre, yaşam maliyeti, barınma, fırsat eşitliği gibi somut gündemlerde “şeffaflık” ve “etki” arıyor. Türkiye’de genç oy, yerelde hizmete ve ekonomik gerçekliğe bakıyor; Hollanda’da ise koalisyon kültürü gençlere “müzakere”yi öğretiyor. Sandık dışında da platformlar, imza kampanyaları, sivil ağlar içindeler. (Evet, “like” atıyorlar; ama gerektiğinde sahaya da iniyorlar.)
İŞ DÜNYASI İÇİN Z KUŞAĞI REHBERİ: ÜÇ VAADİ OLAN KAZANIR
1) Esneklik vaadi: Hibrit modelleri gerçekten hibrit yapın; saat değil çıktı yönetin.
2) Öğrenme vaadi: Mikro-yeterlik, iç eğitmenlik, “gölgeleme” programları.
3) Amaç vaadi: Sürdürülebilirlik ve kapsayıcılık sözde kalmasın; ölçün, raporlayın, iyileştirin.
Türkiye’de bu üçlü, genç işsizliğini düşürmenin; Hollanda’da ise yüksek istihdama rağmen “kalıcılık ve sadakat” yaratmanın anahtarıdır.
15–20 YIL SONRASI: NASIL BİR TÜRKİYE, NASIL BİR HOLLANDA?
Türkiye’de Z kuşağı, üretimin dijitalleşmesi ve yeşil dönüşümle birlikte Anadolu’nun orta ölçekli şehirlerini yeniden tanımlayabilir. Yerel kalkınma, uzaktan çalışma ve mikro-iş kuluçkalarıyla güçlenir. Eğitimde temel beceri atılımı yapılırsa, bölgesel beyin göçü tersine döner.
Hollanda’da Z kuşağı, yüksek katılım–yüksek refah dengesini barınma ve ruh sağlığı politikalarıyla tahkim ederse, Avrupa’nın “genç refah laboratuvarı” olabilir: esnek ama güvenceli, yenilikçi ama kapsayıcı bir model.
Z KUŞAĞI’NIN MESAJI
Sevgili okurlarım, Z Kuşağı bize çok açık bir mesaj veriyor:
“Bizi dinleyin, bize güvenin, önümüzü açın.”
Onlar boş söz istemiyor, somut adım istiyorlar. Siyasetten beklentileri de bu. Partilerden çok, sorunların çözümüne odaklanıyorlar. İş dünyasında da aynı. Çalışacakları şirketlerden esneklik, öğrenme imkânı ve amaç bekliyorlar.
ZOR BİR KUŞAK MI, ŞANS MI?
Z kuşağı kuralları sorguluyor, doğrusunu arıyor, yanlışa yüksek sesle “hayır” diyebiliyor. Evet, bu bazen kuşak çatışması yaratıyor. Ama unutmayalım: Cumhuriyet’in ilk kuşakları da “zor” bulundu; sonra bu toprakları geleceğe taşıdılar. Bugünün Z’si, yarının öğretmeni, mühendisi, hemşiresi, girişimcisi, sanatçısı, çiftçisi, gazetecisi…
Onlara düşen kadar bize de düşen var: Dinlemek, anlamak, alan açmak.
Benim hükmüm şu: Z kuşağı ne Türkiye’nin “elinden kayıp giden” gençliği, ne de Hollanda’nın “çok talepkâr” nesli. Onlar, doğru politikalar ve sahici bir diyalogla hem Türkiye’nin hem Hollanda’nın en büyük şansı. Bugünden ciddiye alırsak, yarın hep birlikte kazanacağız.
Evet, Z Kuşağı bazen “zor” görünebilir. Ama unutmayalım: Zor olan, ilerlemenin ta kendisidir. Cumhuriyet’in ilk kuşakları da zor bulundu, ama onlar bu ülkeyi geleceğe taşıdı.
Benim hükmüm şu:
Z Kuşağı ne Türkiye’nin kaybolan gençliği, ne de Hollanda’nın “fazla talepkâr” nesli…
Onlar doğru politikalar ve samimi bir diyalogla hem Türkiye’nin hem Hollanda’nın en büyük şansı.
Bugünden ciddiye alırsak, yarın hep birlikte kazanacağız.
NEDEN Z KUŞAĞI
Z kuşağının adı, alfabenin son harfinden geliyor gibi görünse de, bu onların son kuşak olduğu anlamına gelmez; nitekim onlardan sonra da Alfa Kuşağı gelmiştir ve gelecekte yeni kuşak adlarıyla devam edecektir.
Daha önce de kuşaklar vardı. Şöyle:
Z KUŞAĞI’NIN ÖZELLİKLERİ
Dijital yerliler: İnternet, sosyal medya ve akıllı telefonlarla büyüdüler.
Hızlı bilgi tüketimi: Kısa videolar, görseller ve anlık içeriklere ilgi duyuyorlar.
Bireysellik ve özgürlük: Kendi kararlarını vermek ve farklılıklarını ifade etmek istiyorlar.
Duyarlı ve sorgulayıcı: Çevre, adalet, eşitlik, toplumsal cinsiyet gibi konulara duyarlılar.
Eğitim ve iş hayatı: Esnek çalışma, girişimcilik ve yaratıcılığı önemsiyorlar.
Sabırsız ama çözüm odaklı: Hızlı sonuç almak istiyorlar; uzun süreçlere tahammülleri düşük.