Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, hava kirliliği konferansını uzaktan izlemiş!
Dünya Sağlık Örgütü tarafından 30 Ekim – 1 Kasım 2018 tarihleri arasında Cenevre’de düzenlenen hava kirliliği konferansına, Türkiye’den katılım olmadı. CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker’in konuya ilişkin sorusuna, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, “Söz konusu toplantı; ilgili web siteleri ve uzaktan erişimle izlenmesine olanak verilen yayınlar üzerinden takip edilmiştir” yanıtını verdi.
CHP İstanbul Milletvekili Dr. Ali Şeker, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 2019 yılı bütçesinin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki görüşmelerinde, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a çeşitli sorular yöneltti.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından ilk kez 30 Ekim – 1 Kasım 2018 tarihleri arasında, birçok ülkeden temsilcilerin katılımıyla Cenevre’de hava kirliliği ile ilgili bir konferans düzenlediğini, ancak konferansa ne Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan ne de Sağlık Bakanlığı’ndan temsilci katılmadığını hatırlatan Şeker, “Bu kadar önemli olan bir konuda, özellikle sigara kadar insan ölümüne yol açan hava kirliliği konusunda Bakanlığınız niye gerekeni yapmıyor?” diye sordu.
CHP’li Şeker, Çevre ve Şehircilik Bakanlığından gelen yanıtları kamuoyu ile paylaştı.
DSÖ Konferansı’na ilişkin Şeker’e verilen yanıtta, “Söz konusu toplantı; ilgili web siteleri ve uzaktan erişimle izlenmesine olanak verilen yayınlar üzerinden takip edilmiştir” denildi.
Bu yanıtın hava kirliliğine uzaktan seyirci kalmak anlamına geldiğini belirten Ali Şeker, “Uzmanlara göre dünyada her yıl yedi milyondan fazla kişi hava kirliliğine bağlı olarak erken ölüyor. Bunların 600 binden fazlasını çocuklar oluşturuyor. Ülkemizde ise her yıl 34 binden fazla kişinin hava kirliliği nedeniyle erken öldüğü tahmin ediliyor. Hava kirliliği sigara kadar ciddi bir hastalık ve ölüm sebebiyken doğrudan ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın böylesi önemli bir konferansa katılmaktan imtina etmesi, hava kirliliğine seyirci kalması kabul edilebilir bir durum değil” dedi.
İstanbul’da hava kirliliği ölçümü yapan istasyonların 2018 yılı günlük ölçüm verilerini de analiz eden Şeker, şu bilgileri verdi:
“Hava kirliliği ölçümü için baz alınan değerlerden olan PM10 için üst limit AB standartlarına göre 40. Türkiye’de şu anda bu üst sınır 60. 1 Ocak’tan itibaren Türkiye de üst sınır olarak 40’ı alacak. Ancak bitirmek üzere olduğumuz 2018 yılı içerisinde İstanbul’un özellikle bazı bölgelerinde yıllık ortalama değerler sağlıksız seviyelerde seyretmiş. Örneğin Esenyurt’ta yıllık ortalama PM10 değeri 64.265 olarak ölçülmüş. Sultangazi’de 62.587, Kağıthane’de 49.175, Alibeyköy’de 54.578 gibi PM10 ortalamaları kayda geçirilmiş.
Bu bölgeler AKP’nin seçim vaadi olarak sağlıksız kömür dağıtımında bulunduğu yerlerin başında geliyor. AKP yıllardır halkımıza kömür değil ölüm dağıtmış aslında. Gelir dağılımındaki adaletsizlik doğalgaz bağlantısı olsa bile halkı kömür yakmak zorunda bırakıyor. AKP gelir dağılımını bozdukça, bedelini vatandaşlarımız sağlıkları ile ödüyor.”
Atık su arıtma tesisi inşaatı ve işletmesinde kamu-özel sektör iş birliği modelinin uygulanacağı yönündeki açıklamaları da hatırlatan Şeker, Bakan Kurum’a “Atık su arıtma tesisi inşaatı ve işletmesinde kamu-özel iş birliği modelini uygulayacağınızı belirtiyorsunuz. Burada da bir kanalizasyon suyu garantisi verecek misiniz? Eğer firmalar iflas ederse bu işletmeler ne olacak? Bunun şakası bile olmaz, bu konularda belediyeler üzerine düşeni yapmalı” uyarısında bulunmuştu.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, “Atık su arıtma tesislerinin inşaat ve/veya işletilmesi işinin kamu-özel sektör iş birliğiyle yapılması için gerekli, idari, hukuki ve teknik altyapının kurulmasında yapılması gereken düzenlemeler ile finansman modellerinin ortaya konması amacıyla Bakanlığımızca, Atık su Arıtma Tesislerinin İnşası ve İşletilmesinde Kamu – Özel Sektör İşbirliğinin Araştırılması Projesi yürütülmektedir.” yanıtı ile köprüler ve hastanelerden sonra kanalizasyonları da kamu-özel sektör işbirliği ile yapacağını açıkladı.
Kamu-özel işbirliği modelinin bütçe üzerinde yarattığı tahribat ve ağır yüke dikkat çeken Şeker, “AKP kanalizasyonu dahi neoliberal politikaların konusu haline getirmenin derdinde. Vatandaş gitmediği hastanenin, geçmediği köprünün, yolun parasını ödediği gibi bu proje ile de kirletmediği suyun, kanalizasyonun parasını ödemeye mi zorlanacak?” diye sordu. (Gıda Hattı)