‘Genç kalemler projesi’ ile öğrencilerin gazetelerde şiir, hikaye, roman, anılarını yazmalarını çok önemsediklerini belirten Ekinci ‘okumayı sevmiyoruz’ sözünü böyle tersine çevirmeye kararlı olduklarını açıkladı. Ekinci “Kayseri’yi eğitimde Erciyes’in zirvesine taşıyacağız. Hedefimize ulaşırsak ‘Bu fidanlar Kayseri’de toprağa attığımız fidanlardan çıktı’ diye övüneceğiz, gururlanacağız’ dedi.
Ekinci ‘Toplum olarak, sporda, sanatta, kültürde ciddi açığımız var. Bu nedenle kendi estetiğimizi iyi anlatmalıyız. Ben özel kelimesini fazla seven biri değilim. Ama eğitimi ve okulları çok önemsiyorum. Her konuda, sağlık, huzur ve mutluluktan daha iyi bir şey olabilir mi? Makamlar, mevkiler gelip geçici. Anılarımız, eserlerimiz konuşulsun. Makamları güzel eserleri olacaklar doldursun” diye konuştu.
Kayseri Milli Eğitim Müdürlüğü görevine atandıktan sonra adeta ‘karınca’ gibi çalışan Celalettin Ekinci, bazı hedeflerini, projelerini gazetemize açıkladı.
Görev yaptığı illerde bulunan okullarda uyguladıkları ‘genç kalemler projesi’nde okul, öğrenci ve basın işbirliğinin çok önemli olduğuna dikkat çeken Ekinci”Biz bu proje ile öğrencilere, şiir, hikaye, roman, anılarını yazdırmak istiyoruz. Bu yazdıklarının da özellikle yerel basında yayınlanmasını çok önemsiyoruz. Çünki öğrenciler, gençler yazdıklarının basında yayınlanması ile daha çok yazmaya, okumaya, araştırmaya gereksinim duyuyor. Zaten bizimde istediğimiz bu. Kısaca, okullar, öğrenciler basınla bütünleşmeli. Bütünleşince öğrenciler daha iyi yetişiyor, çocuklar basına, basında eğitime destek oluyor. Bu proje ile çocukları daha da motive etmek için kitaplar bastırıyoruz. Görev yaptığım yerde böyle 15 kitap bastırdık, kültür hayatına kazandırdık” dedi.
Ülkenin sadece bilim adamlarına değil, sanat, kültür. Şairlere de ihtiyacı olduğunu belirten Celalettin Ekinci şöyle konuştu.
“İşte bunları biz okullarda eğitimci olarak bizler yetiştirmeliyiz. Bunun için toprağa fidan olmaları için tohum atıyoruz. Yeşertmek istiyoruz. Kayseri’yi bu proje ile kültür şehri yapmak için tohum atmaya başlayacağız. Çocuklar yazdıkları şiir, anı, roman, hikayelerini kitaplarda, toplu ulaşım duraklarında görebilmeli. Bizim toplum olarak, sporda, sanatta, kültürde ciddi açığımız var. Bu konuda kendi estetiğimizi oluşturmamız, iyi anlatmamız, oluşturmamız lazım. Moda, sinema olsun. Ne yetiştiriyorsak, hangi açığımız varsa bulunduğumuz, görev yaptığımız yerlerde bunların tohumlarını toprağa atarak yeşertmeli, yetiştirmeliyiz. Bu güzel estetikleri çoğaltmalıyız. “
Kendisinin ‘özel ve ben’ kelimesini sevmediğini belirten Milli Eğitim Müdürü Celalettin Ekinci “Bu iki kelime beni hep rahatsız eder. Mesela özel okul gibi. Elbette o okullarda ne kadar özel olsa da bizlere bağlı. Oradaki başarı da elbette bizim başarımız olacak. Özel okullardaki müdürlerle oturup, konuşmayı daha çok seviyorum. Ben bir eğitimciyim. İşimiz zaten eğitim. Eğitimde, yaşamda sağlık, huzur, mutluluktan daha güzel bir şey olabilir mi? Makamlar, mevkiler gelip geçici. Önemli olan iyi anılar ve kalıcı eserler bırakmak” dedi.
