Ekonomi haberleri.. (14.08.2018)
KAYSO’da Alacak Sigortası Semineri Düzenlendi
Kayseri Sanayi Odası (KAYSO), Eureko Sigorta A.Ş. ve Coface işbirliğinde üyelerimize yönelik “Alacak Sigortası” semineri düzenlendi.
Seminerin açılış konuşmasını yapan Kayseri Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyüksimitci, döviz kurlarında yaşanan dalgalanmalardan dolayı alacak sigortalarının öneminin bir kat daha attığını söyledi.
Döviz kurları üzerinden Türkiye üzerinde bir takım oyunlar oynanmaya çalışıldığını ifade eden Başkan Büyüksimitci, “Dövizdeki dalgalanmaları ekonominin hiçbir kuralı ile bağdaştırmak mümkün değil. Ülkemize karşı oynanan bu oyunlar karşısında hep birlikte mücadele edeceğiz. 1994 ve 2001 krizleri Türkiye’ye çok ciddi zararalar vermişti. Ama bugün Türkiye’nin birçok verisi çok sağlam. 800 milyar doları aşan gayri safi milli hasılası olan, ciddi bir üretim kabiliyetine sahip bir ülkeyiz. Bir takım mecralardan farklı spekülasyonlarla panik havası oluşturmaya çalışanlar var. Biz sanayiler ve işadamları bunlara kulak vermeden, paniğe kapılmadan üretime ve ihracata devam edeceğiz” dedi.
Kurların artması ile birlikte ihracat pazarlarında avantajlı konuma geldiklerini belirten Başkan Büyüksimitci, ülke olarak krizi fırsata çevirmek için, ihracat pazarlarına daha çok ağırlık vereceklerini ve bu krizden de güçlenerek çıkacaklarını söyledi.
Başkan Büyüksimitci, alacak sigortasının tamda dalgalanmaların yaşandığı bu dönemlerde hem yurt içi hem de yurt dışı piyasalarda güven unsurunu pekiştirmeye ve ticaretin kesintiye uğramadan devam etmesine yardımcı olacağını belirtti.
KOBİ’lerin alacak yönetiminin hayati öneme sahip olduğunu kaydeden Başkan Büyüksimitci, “Alacakların, şirket bilançolarındaki payının ortalama yüzde 30-40 düzeyinde olduğu günümüzde, tahsilat problemlerinden kaynaklı şirketlerin likiditesi ve karlılığının olumsuz etkilenmemesi için alacak sigortası güvenli bir liman olarak karşımıza çıkmaktadır” dedi.
Ülkemizde ve dünyada en çok şirket iflaslarının alacakların zamanında tahsil edilememesinden kaynaklandığını belirten Başkan Büyüksimitci, “Piyasalarda yaşanan dalgalanmalar nedeniyle son dönemde bu risklerle çok daha fazla karşılaşabiliriz. Bizde bu nedenle KAYSO olarak üyelerimizi bu risklere karşı bilgilendirmek için böyle bir seminerin faydalı olacağını düşündük. Bu seminerin firmalarımızın alacakların tahsilinden kaynaklanan sorunlarının çözümüne katkı sağlayacağını umuyor, başarılar biliyorum” şeklinde sözlerini tamamladı.
Daha sonra kürsüye gelen Coface Satış Departmanı Yöneticisi Uğur Çetin, alacak sigortası hakkında seminere katılanlara detaylı bilgiler verdi.
“Çalışan mutluluğunu yüzde 82,5 seviyesine çıkardık”
Mevcut çalışma koşulları, artan rekabet ve yetenekli aday bulma ve elde tutma gibi sıkıntılara ilişkin olarak çalışan mutluluk anketlerinin öneminin gittikçe arttığını vurgulayan Zingat.com İnsan Kaynakları Direktörü Coşkun Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu anketleri uygulayarak çalışanlarımızın fikir ve düşüncelerini paylaşabilecekleri bir platform yaratıyoruz ve temel noktalara dokunuyoruz. Bağlılık, motivasyon ve verimliliği artırmanın yollarını arıyor; çalışanlarımızın şirket, ekip arkadaşları ve yöneticileri hakkında görüşlerini alıyoruz. Bu uygulamayı ocak ve temmuz aylarında olmak üzere yılda 2 kez yapıyoruz. 2018 Ocak ayında uyguladığımız çalışan mutluluk anketi sonucu yüzde 80’di. Bu sonuçlardan yola çıkarak aldığımız aksiyonla Temmuz 2018’de bu puanı artırarak yüzde 82,5 seviyesine çıkarmanın mutluluğunu yaşıyoruz.”
“Başarının sırrı, çalışanlarımıza sunduğumuz huzurlu ve verimli çalışma ortamında saklı”
Bu bakış açısıyla yılın başında 115 olan çalışan sayısını da yüzde 70 yükselterek 195’e çıkardıklarını söyleyen Özcan, şirketlerinin büyümesiyle birlikte yetenek bulma ve elde tutma stratejilerine ilişkin olarak çalışanlarına sundukları yan hakları da genişlettiklerini ifade etti. Özcan, “Şirket olarak her alanda elde ettiğimiz başarının sırrı, çalışanlarımıza sunduğumuz huzurlu ve verimli çalışma ortamında saklı. Hedefimiz, bu strateji doğrultusunda her yıl büyümemizi sürdürmek” dedi.
Haziran ayında ticari süt işletmeleri tarafından içme sütü üretimi 118 bin 755 ton olarak gerçekleşti ve bir önceki yılın aynı ayına göre %4,4 artış gösterdi. İnek peyniri üretimi 60 bin 58 ton ile bir önceki yılın aynı ayına göre %10,7 arttı. Koyun, keçi, manda ve karışık sütlerden elde edilen peynir çeşitleri ise 4 bin 590 ton ile bir önceki yılın aynı ayına göre %8,3 arttı.
Haziran ayında ticari süt işletmeleri tarafından toplanan inek sütü yağ oranı ortalama %3,4, protein oranı ise ortalama %3,2 olarak tespit edildi.
Tavuk yumurtası üretimi Haziran ayında bir önceki aya göre %5,5, bir önceki yılın aynı ayına göre %0,7 azaldı.
Kesilen tavuk sayısı Haziran ayında bir önceki aya göre %11,1, bir önceki yılın aynı ayına göre %2,5 azaldı. Haziran ayında kesilen hindi sayısı ise bir önceki aya göre %7,6 azalırken, bir önceki yılın aynı ayına göre %33,3 arttı.
Tavuk eti üretimi Haziran ayında bir önceki aya göre %10,7, bir önceki yılın aynı ayına göre %1,3 azaldı. Haziran ayında hindi eti üretimi ise bir önceki aya göre %10 azalırken, bir önceki yılın aynı ayına göre %37,8 arttı.
Tarım ürünleri üretici fiyat endeksi (Tarım–ÜFE), 2018 yılı Temmuz ayında bir önceki aya göre %1,71, bir önceki yılın Aralık ayına göre %2,67, bir önceki yılın aynı ayına göre %11,72 ve on iki aylık ortalamalara göre %10,59 artış gösterdi.
Bir önceki aya göre değişim; tarım ve avcılık ürünlerinde %1,72, ormancılık ürünlerinde %0,86 ve balıkçılıkta %2,04 artış gerçekleşti.
Temmuz 2018’de endekste kapsanan 87 maddeden; 5 madde bu ay endeks kapsamına girerken, 43 maddenin fiyatlarında artış, 33 maddenin fiyatlarında azalış, 6 maddenin fiyatlarında ise değişim olmamıştır.
AB Grup Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Muhsin Bayrak:Yaşanan ‘Ekonomik İstiklal Savaşı’nda devletimizin yanındayız
Yurt dışında önemli proje ve yatırımlara imza atan ülkemizin öncü kurumlarından AB Grup Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Muhsin Bayrak, döviz kurlarındaki hareketliliği değerlendirdi. Ülkemizin uluslararası finansal bir saldırı bir saldırı ile karşı karşıya kaldığını ifade eden Bayrak, “Ülkemiz bu ekonomik savaşı kaybetmeyecek. İş dünyamız dik ve kararlı duruşunu ödün vermeden sürdürecek. Biz zor zamanlarda kenetlenmeyi bilen bir milletiz. Bir takım etik ve ahlak dışı finansal teşebbüslerle ülke ekonomimizin alt edilemeyeceğini tüm dünyaya bir kez daha görecek. AB Grup Holding olarak devletimize ve halkımıza güvenimiz tamdır” dedi.
“Yeni bir dünya kuruluyor” diyen Bayrak, “Yeni bir Dünya kuruluyor. Bu yeni Dünya düzeninde taşlar yerine oturuncaya kadar, eski dünyanın aktörleri var olma savaşı veriyor ve bizim gibi ekonomisi dinamik, genç iş gücüne sahip ülkelerin ekonomilerine saldırıyor. Bu süreç zaten öngörülüyordu. Kısa, orta ve uzun vadeli projeksiyonlarımızı biz bugünleri öngörerek hazırladık ve o planları taviz vermeden uyguluyoruz. Önümüzdeki 5 yıllık vadede istikrarlı büyümemiz ve stratejik planımız dahilinde yatırımlarımız sürecek. Bu çerçevede kısa ve orta vadede 150 milyon liralık bir yatırıma hazırlanıyoruz” diye konuştu.
“AB Grup Holding olarak hiçbir zaman TL dışında bir yatırım aracımız olmadı” diye konuşan Muhsin Bayrak, “Tüm dalgalanmalara rağmen mevcut finansal gücümüzü ve nakitimizi ısrarla TL’de tuttuk. Tutmaya da devam edeceğiz. Biz bu ülkede kazandığımızı yurt dışına götüren bir kurum hiçbir zaman olmadık ve olmayacağız. Aksine yurt dışında kazandığımızı ülkemize getiren ve yatırıma dönüştüren örnek bir firma olarak yolumuza devam edeceğiz. Ülkemiz bir ekonomik savaş veriyor. Bu ülke meselesidir. Vatan, millet meselesidir. Ülkemize döviz üzerinden yapılan bir saldırı söz konusu ve biz AB Grup Holding olarak bu savaşta daima devletimizin yanında olduk ve olmaya kanımızın son damlasına, son kuruşumuza kadar devam edeceğiz. Ülkemiz diz çöktürülebilecek bir üçüncü dünya ülkesi değildir. Bu kavgadan ülkemizin başı dik ve ekonomisi zarar görmeden çıkacağına olan inancımız tamdır” dedi.
“Ekonomik savaşı kazanan Türkiye olacak”
Amerikan dolarının Türk lirası karşısında son dönemde aşırı değer kazanmasının, dünya genelinde yaşanan ekonomik savaşların yansıması olduğuna işaret eden Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Uçak, “Gezi olaylarında kazanan Türkiye oldu, 15 Temmuz’da kazanan Türkiye oldu, bugünde kazanan Türkiye olacak” diye konuştu.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dirayetli yönetimi ile bu krizi de soğukkanlı bir şekilde yönettiğini ve fırtınalı denizden gemiyi sağ salim limana ulaştıracağına inandıklarını ve desteklediklerini anlatan Uçak, şöyle konuştu; “Hazine ve Maliye Bakanımız Berat Albayrak tarafından açıklanan Yeni Ekonomi modeline ihracat dünyası olarak tam destek veriyoruz. 2018-2019 ekonomik dengeleme dönemi olacak. Hükümetimiz enflasyonla güçlü mücadele edecek, özellikle mali disiplin, cari açığın düşürülmesi ve güven ortamının iyileştirilmesi için Hükümetimizin atacağı adımları destekliyoruz. Türkiye, 2023 yılı hedeflerine ulaşacak.”
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump döneminde Türkiye ile ABD ilişkilerinin iki müttefik ülkenin ilişkileri şeklinde seyretmeyeceğinin çok net bir şekilde belli olduğunu dile getiren Uçak, “Trump yönetimi müttefiki Türkiye’de seçimle işbaşına gelmiş hükümetle ilişkileri geliştirme yerine, terör örgütleri ile işbirliğini tercih ettiğini defalarca ortaya koydu.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi bizim yeni müttefiklerle yürüme zamanımız geldi. Yeni müttefiklerimizle Türk Lirası ile ticaret yapmak istiyoruz. Türk ihracatçısı olarak Türk lirası ile ihracat yapmaya hazırız” diyerek sözlerini noktaladı.
İstanbul olası depremden nasıl etkilenecek
Türkiye, 17 Ağustos 1999’da son yüzyılın en büyük depremlerinden birini yaşadı. Büyük acının üstünden tam 19 yıl geçti. Sarıyer Belediyesi yaşanan felaketin yıldönümü yaklaşırken Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde deprem uzmanlarının katılımıyla “Yaşamak ve Yaşatmak için 17 Ağustos’u Unutma” adlı bir konferans düzenledi. Türkiye’nin deprem gerçeğinin masaya yatırıldığı toplantıda konuşan Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Naci Görür, beklenen büyük Marmara depreminin ciddi kayıplara yol açacağını söyleyerek, zeminin sağlam olmamasından dolayı alt yapının tamamen çökeceğini belirtti.
YENİ BİR DEPREME HAZIR MIYIZ?
17 Ağustos 1999’da Türkiye depreme hazırlıksız yakalandı. Yıllar geçmesine rağmen hala aynı soru soruluyor. ‘Yeni bir depreme hazır mıyız?’ İşte bu merak edilen soruyu cevaplamak üzere Sarıyer’de bir araya gelen deprem uzmanları, olası İstanbul depreminin sonuçları ne olur, Sarıyer depreme hazır mı, kentsel dönüşüm depreme hazır olmak için yeterli mi gibi konuları ele aldı. Konferansa İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü Sivil Savunma Uzmanı Osman Nuri Akpınar, Sarıyer Belediyesi Kentsel Tasarım Müdürlüğü Birim Yetkilisi Şehir Plancısı Fahrunnisa Esentepe, Sarıyer Belediyesi Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü Birim Yetkilisi Jeofizik Mühendisi Oktay Yavuz, Sarıyer Belediyesi İş Sağlığı ve Güvenliği Birimi Psikolog Sevcan Şahin Ceylan katıldı.
SARIYER’DE ZEMİN SAĞLAM DEĞİL
Boğaz’ın güneyinde zeminin sağlam olduğunu fakat güneyde de deprem hattına yaklaşıldığını söyleyen Prof. Dr. Naci Görür, “Sarıyer’in Depremselliği ve Kentsel Dönüşüm” adlı bir sunum yaptı. Beklenen depremde Sarıyer’in düşünülenden daha fazla hasar alacağına dikkat çeken Görür, “Zekeriyaköy ve Sarıyer bölgesindeki zemin çok iyi bir zemin değildir. Oldukça sorunlu bir bölgedir. Sarıyer’de gerçekleşebilecek 6 büyüklüğündeki bir deprem dahi büyük can kayıplarına yol açar. 8 büyüklüğünde oluşabilecek bir depremde ise yollarda 10 santim derinliğinde çukurlar oluşacak, ağır eşya yerinden oynayacak, alt yapı tamamen çökecek, binaların sağlam kalma olasılığı yok denecek kadar azdır. Basit yapıdaki binalar tamamen çökecektir” diye konuştu.
BİNA YENİLEMEK YETMEZ!
Sadece yapı stoğunu yenileyerek bir kentin depreme güvenli hale getirilemeyeceğine de vurgu yapan Naci Görür; deprem odaklı kentsel dönüşümün tehlike analizi, risk analizi, risk azaltma ve afete hazırlık işleri tamamlandıktan sonra gerçekleştirileceğini söyledi.
ARAŞTIRMALAR HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR
Hükümetin kendilerine deprem araştırmaları sırasında herhangi bir destekte bulunmadığını aktaran Güngör, “Bütün proje ve araştırmaları kendi imkân ve çabalarımızla yaptık, herhangi bir şekilde maddi ve manevi bir destek almadık. Halbuki bu araştırmalar hayati önem taşıyor, hükümetin bu konuda daha duyarlı bir yaklaşım içerisinde olmasını beklerdik” dedi.
KalDer KAYSERİ TEMSİLCİLİĞİ İSTİŞARE KURULU ÇEMEN’S GURME’DE TOPLANDI
KalDer Kayseri Temsilciliği İstişare Kurulu Murat Başyazıcıoğlu başkanlığında ve ev sahipliğinde Başyazıcı Grubu bünyesinde bulunan Çemen’s Gurme’de toplandı.
Toplantısının diğer katılımcıları 2’nci Ana Bakım Fabrika Müdürü ve İstişare Kurulu Başkan Yardımcısı Albay Tayfun Türkoğlu, Muka Elektronik A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Ebru Kantarcı Kayaoğlu, Turkuaz Seramik A.Ş. Tedarik Zinciri Müdürü Yusuf Özkaya, Kilim Mobilya İşletme Müdürü Veysel Aslankaya, KalDer Kayseri Temsilcisi Salih Yalçın ve KalDer Kayseri Temsilcisi Eğitim, Etkinlik ve GençKal Sorumlusu Bilal Kızak İdi.
Toplantının gündem maddeleri 4. Erciyes Mükemmellik Zirvesi ve Süreç Haritalandırma eğitimi idi.
Toplantı sonrasında açıklama yapan Başyazıcıoğlu, toplantıda 4. EMZ için konuşmacı olmak üzere daha önce MEF Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Prof. Dr. Erhan Erkut, YünSa Yünlü San. Tic. A.Ş. CEO’su Nuri Refik Düzgören ve TOYOTA Türkiye Pazarlama ve Satış A.Ş., CEO’su Ali Haydar Bozkurt’tan teyit aldıklarını; bugün de BMC Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak’ın konuşmacı olarak davet edilebileceğini görüştüklerini belirtti.
Başyazıcıoğlu, ayrıca Pepee karakterinin yapımcısı Ayşe Şule Bilgiç ve eşi Bestekar, Müzisyen Ali Tufan Kıraç, iletişim psikolojisi uzmanı Doğan Cüceloğlu, Eğitimci, Yazar, Danışman Dr. Özgür Bolat, radyo ve TV program sunucusu, yazar Ceyhun Yılmaz gibi isimlerle de temas kurduklarını ancak ajandalarının uygun olmaması dolayısı ile bu isimlerden teyit alamadıklarını belirtti.
Başyazıcıoğlu, konuşmacılardan katılım teyidi geldikçe basınla paylaşacaklarını belirterek toplantıya katılım sağlayan kurul üyelerine teşekkür etti ve toplantı çekilen fotoğrafla son buldu.
En fazla gıda harcaması
En fazla gıda harcaması “et, balık ve deniz ürünleri” için yapıldı Toplam tüketimde gıdanın payı hanelerin gelir düzeyine göre değişiyor Yüksek gelirli hanelerde et, balık ve deniz ürünlerinin payı, düşük gelirli hanelerde ise ekmek ve tahılların payı daha yüksek
Araştırma sonuçlarına göre, en düşük gelire sahip %20’lik gelir dilimindeki haneler toplam tüketim harcamaları içinde gıda ve alkolsüz içeceklere %28,6 pay ayırırken; en yüksek gelire sahip %20’lik gelir dilimindeki haneler %14,6 pay ayırdı. Hanehalkı Bütçe Araştırması, 2017 yılı sonuçlarına göre; toplam tüketim harcamasının %19,7’sini gıda ve alkolsüz içecekler oluşturdu. Gıda ve alkolsüz içeceklere yapılan harcamalarda en büyük payı %22,4 ile et, balık ve deniz ürünleri alırken, bunu %17,9 ile ekmek ve tahıllar, %15,1 ile sebzeler, %13,4 ile süt, peynir ve yumurta izledi. En düşük paya sahip harcama grupları ise, %2,2 ile diğer gıda ürünleri, %3,1 ile kahve, çay ve kakao, %3,6 ile alkolsüz içecekler olarak sıralandı. Birinci ve beşinci %20’lik gelir gruplarında gıda harcama payları, (%), 2017 En düşük gelire sahip %20’lik gelir dilimindeki hanelerin gıda harcamalarının %20,1’ini ekmek ve tahıllar, %18’ini et, balık ve deniz ürünleri, %17,8’ini ise sebzeler oluşturdu. En yüksek gelire sahip %20’lik gelir dilimindeki hanelerin gıda harcamalarının %26,5’ini et, balık ve deniz ürünleri, %15,8’ini ekmek ve tahıllar, %13’ünü sebzeler oluşturdu.