71 Endemik bitki, Dünya iklim günü, Kapadokya’da yıkım
BAKAN KURUM: “TUZ GÖLÜ HAVZASI’NDA 71 ENDEMİK BİTKİ TÜRÜ TESPİT EDİLDİ”
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Tuz Gölü Havzası’nda dünyada eşi olmayan 71 endemik bitki türü tespit ettiklerini, geçen yıldan bugüne 20 bin 381 yavru flamingonun Tuz Gölü’nde hayata gözlerini açtığını bildirdi.
Kurum, Twitter hesabından Tuz Gölü Havzası’ndaki kuş ve bitki türlerine yönelik bugüne kadar yaptıkları bilimsel araştırmalara ilişkin paylaşımda bulundu. Tuz Gölü Havzası’nın Türkiye’nin en önemli sulak alanlarından olduğunu ve sadece Türkiye’de değil dünyada da ender bulunan doğal değerleri barındırdığını belirten Kurum, “Tuz Gölü Havzası’nda bugüne kadar yaptığımız bilimsel araştırmalar neticesinde dünyada eşi olmayan 71 farklı endemik bitki türü tespit ettik. Bu endemik bitkiler, tuza ve kuraklığa dayanıklı yapısıyla iklim değişikliğinin etkilerinin yoğun şekilde hissedildiği bu dönemde dünyamız için çok kıymetli bir kaynak. Ayrıca Tuz Gölü Havzası’ndaki 226 bitki türünün 8’i yeni keşfedilen bitki türleri arasında yerini aldı.” ifadelerini kullandı.
“ÜLKEMİZİN EN BÜYÜK FLAMİNGO KOLONİSİ BU TABİAT HARİKASINDA”
Tuz Gölü’ne ait görselleri de paylaşan Kurum, dünyanın en tuzlu göllerinden biri olan ve Türkiye’nin tuz üretimini büyük ölçüde ihtiva eden gölün zengin bitki örtüsünün yanı sıra 17 takım, 34 familyaya ait toplam 101 kuş türüne ev sahipliği yaptığını da belirtti.
Türkiye’nin de taraf olduğu birçok uluslararası anlaşma çerçevesinde korunması gereken türler arasında yer alan Türkiye’nin en büyük flamingo kolonisinin bu tabiat harikasında yaşadığına dikkati çeken Kurum, “Geçtiğimiz yıldan bugüne 20 bin 381 minik flamingo Tuz Gölü’nde hayata gözlerini açtı. ?Özel Çevre Koruma Bölgesi olan Tuz Gölü Havzası’nda yaşayan bitki ve kuş türlerini korumak için Bakanlık olarak izleme çalışmalarımız aralıksız sürecek. Bin yıldır Anadolu’yu mesken tutan, zarafetin simgesi allı turnalarımız her zaman türkülerimizi, deyişlerimizi süsleyecek.?” değerlendirmesinde bulundu.
FLAMİNGOLARIN TERCİHİ TUZ GÖLÜ
Bakanlıktan alınan bilgiye göre, Türkiye’nin ikinci büyük gölü olan Tuz Gölü, çevresinde yer alan Tersakan, Düden, Bolluk, Eşmekaya, Akgöl ve Köpek gölleriyle su kuşları için önemli üreme ve kışlama bölgeleri arasında bulunuyor, nesli tükenmekte olan flamingolar, bozkır kartalı ve toylar için habitat niteliği taşıyor.
Tuz Gölü Özel Çevre Koruma Bölgesinde 2003’ten beri yapılan flamingo türünün popülasyon izleme çalışmaları kapsamında 2008’de 1610 yavru, 2013’te ise 20 bin 292 yavru tespit edildi.
Tuz Gölü’ndeki yavru sayısı, 2011, 2012 ve 2013 yıllarında Akdeniz ve Batı Afrika Bölgeleri ile kıyaslandığında en yüksek sayıya ulaştı. Ancak Tuz Gölü’ndeki yavru sayısı 2014’te ani bir düşüşle 2 bin 893’e indi. 2016’da Bakanlığa bağlı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğünce yaptırılan sayımlarda Tuz Gölü’nde 9 bin 564 yavru tespit edildi. 2017’de 11 bin 79, 2018’de 12 bin 746 olan yavru sayısı, 2019’da 20 bin 381 yavru ile en yüksek seviyeye ulaştı.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI KURUM’DAN “DÜNYA İKLİM GÜNÜ” MESAJI:
Uluslararası kuruluşların küresel risk raporlarının tamamında, dünyaya dair en büyük tehditlerden birinin iklim değişikliği olduğunun vurgulandığına işaret eden Kurum, ancak birçok ülkenin bu gidişatı düzeltmek için gerektiği kadar fedakarlıkta bulunmadığının altını çizdi.
Ülkelerin, ekonomik büyüme ile çevre dengesi arasında kaldıklarında, büyümeyi tercih ettiklerini belirten Kurum, şöyle devam etti:
“Sonuç olarak bugün dünya; toprak, su, hava ve radyoaktif kirlilikle birlikte iklim değişikliği tehdidi ile karşı karşıya.
Türkiye olarak sanayi yatırımlarımızı gerçekleştirirken doğayı koruma adına en etkili adımları, projeleri hayata geçiriyoruz. Fakat iklim değişikliğinin etkilerinin en çok hissedildiği bölgelerden biri olan Akdeniz Havzası’nda yer aldığımız için diğer ülkelerin duyarsızlıklarından biz de etkileniyoruz.”
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE UYUM ÇALIŞMALARI
İklim değişikliğinin kuraklık, çölleşme, şiddetli yağışlar, seller ve hortumlar olarak insanlığın karşısına çıktığına ifade eden Kurum, bu afetleri en az hasarla atlatabilmek için tüm illere İklim Değişikliği ve Afet Önlemleri Genelgesi gönderdiklerini hatırlattı.
Karadeniz Bölgesi’yle başlattıkları Bölgesel İklim Değişikliği Eylem Planı hazırlanması çalışmalarını Türkiye’nin diğer coğrafi bölgelerinde eş zamanlı olarak sürdürdüklerini bildiren Kurum, bu çalışmaların yanı sıra, illerde Yerel İklim Değişikliği Eylem Planlarının hazırlanmasına ilişkin mevzuat çalışmalarını devam ettirdiklerini aktardı.
2017-2020 yılları arasında gerçekleştirilen “İklim Değişikliği Alanında Ortak Çabaların Desteklenmesi Projesi” ile iklim değişikliği alanında toplumun bütün kesimlerine yönelik eğitim ve bilinçlendirme faaliyetleri yürütüldüğünü, iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik 27 ilde 37 projeye hibe desteği sağlandığını anımsatan Kurum, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu çalışmanın bir nevi devamı mahiyetinde geçtiğimiz yıl ekim ayında Avrupa Birliği ve Bakanlığımız eş finansmanı ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye tarafından yürütülmekte olan Türkiye’de İklim Uyum Eyleminin Güçlendirilmesi Projesi’ni başlattık. Proje ile Türkiye genelinde öncelikli sektörlerde gerçekleştirilecek etki ve etkilenebilirlik analizleri sonucunda İklim Değişikliği Uyum Stratejisi ve Eylem Planımızı güncelleyeceğiz. Ayrıca, dört pilot şehirde iklim değişikliği uyum eylem planlarını hazırlayacak ve ülkemizde iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik projeler için toplam 6 milyon 800 bin Avro tutarında hibe desteği sağlayacağız.
İklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için yatırımı doğadan yana kullanıyoruz. Ülke genelinde korunan alan miktarımızı artırıyor, 81 ilimize 81 milyon metrekare büyüklüğünde millet bahçeleri, 22 ilimize ekolojik koridorlar yapıyoruz. Pandemi sürecini atlattıktan sonra millet bahçelerimizin açılışlarını Cumhurbaşkanımızın da teşrifleriyle hep birlikte gerçekleştireceğiz. Genciyle yaşlısıyla 7’den 70’e bütün vatandaşlarımız millet bahçelerimizde tabiatla buluşacak ve huzurlu vakit geçirecek.
Önümüzdeki süreçte hava kalitemizi korumak için yeşil yürüyüş yollarına ve bisiklet yollarına ağırlık vereceğiz. Bugüne kadar yerel yönetimlerimiz tarafından bin 150 kilometre bisiklet yolu yapımına destek olduk. 2023 yılı sonuna kadar ülke genelinde bisiklet yolu ağını 3 bin kilometreye çıkaracağız. Bisiklet yollarımız böylece şehir içlerinde ulaşıma entegre olacak, şehirler arasında da özellikle bisiklet turizmine ve ulusal, uluslararası spor organizasyonlarına hizmet verecek. Ayrıca Avrupa Bisiklet Yolları Ağı’na (EuroVelo) ülkemizin de entegrasyonunu sağlamış olacağız.”
KİŞİ BAŞINA YEŞİL ALAN MİKTARI 15 METREKAREYE ÇIKACAK
Yaya ulaşımına katkı sunmak için de 2023 yılına kadar 3 bin kilometre yeşil yürüyüş yolu yapacaklarını belirten Kurum, tüm bu çalışmalarla, kişi başına düşen yeşil alan miktarını 8’den 15 metrekareye, doğal alan oranını da yüzde 9’dan OECD ortalaması olan yüzde 17’ye çıkaracaklarını ifade etti.
2017 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde başlatılan Sıfır Atık Projesi kapsamında şimdiye kadar 39 bin kurum binasının uygulamaya geçtiğini hatırlatan Kurum, 2023 yılına kadar Sıfır Atık Sistemi’ni ülkenin tamamında uygulamış olacaklarını vurguladı.
Bakan Murat Kurum, şunları kaydetti:
“Dünya yedinci kıtayı konuşurken, biz Sıfır Atık Mavi hareketi ile denizlerin ve nehirlerin atıktan temizlenmesi için ülke çapında bir seferberlik başlattık. Projemizin hayata geçtiği günden bu yana 261 bin metreküp deniz çöpünü toplayıp bertaraf ettik. Her iki projemizden de çevresel anlamda büyük kazanımlar elde ettik, etmeye devam edeceğiz. Ancak, toplumun tüm kesimlerini ve tüm ekonomik sektörleri etkileyen iklim değişikliği ile mücadelede için Bakanlığımız, kamu kurumları ve diğer paydaşlarla yürüttüğümüz çalışmalar tek başına yeterli değildir. İklim değişikliği ile mücadelenin anahtarı toplumun tüm kesimlerinin dahil olduğu ortak çabalardır. Dolayısıyla, iklim değişikliği ile mücadele için gerekli olan davranış değişikliklerinin hepimiz tarafından benimsenmesi ve uygulanması gerekmektedir. Gelin iklim değişikliği ile mücadeleye hep birlikte omuz verelim. Çocuklarımıza daha güzel, daha yeşil, daha mavi bir dünya bırakmak için iklim değişmeden biz değişelim.”
BAKAN KURUM; “KAPADOKYA’DAKİ BÜTÜN KAÇAK YAPILARIN YIKIMINI GERÇEKLEŞTİRDİK”
Kurum, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Bakanlığın Nevşehir’de yürüttüğü çalışmalara ilişkin bilgi verdi.
Nevşehir’in en önemli şehirlerden biri olduğunu ifade eden Kurum, kentin ilçeleri ve turistik yerlerinin hem yerli hem de yabancı turistler tarafından her yıl ziyaret edildiğine işaret etti.
Kurum, Kapadokya’nın da bu ilçelerden biri olduğunu, ülkenin en önemli turizm destinasyonlarından birini teşkil ettiğini belirtti. Şehir ziyaretleri esnasında masa başında kararlar aldıklarını ve çalışmalar başlattıklarını anımsatan Kurum, şunları kaydetti:
“Çalışmalardan biri de Kapadokya’da doğal yapıyı bozan ve Kapadokya’mıza yakışmayan kaçak yapıların yıkımıydı. Valiliğimiz ve belediyemizle iş birliği yapmak suretiyle Kapadokya’daki bütün kaçak yapıların yıkımını gerçekleştirdik. Nevşehir’de ve turizm cennetimiz Kapadokya’da doğal yapıyı bozan kaçak yapılara müsaade etmiyor, kentsel dönüşüm ve yenileme projelerimizi bölgenin dokusuyla uyumlu, ekolojik bir yaklaşımla hayata geçiriyoruz.”
Uçhisar’daki derme çatma yapıların yıkılması talimatını verdiklerini ifade eden Kurum, Nevşehir’e yakışacak bir yapı yapılması talimatını Toplu Konut İdaresi Başkanlığına verdiklerini vurguladı.
Kurum, 30 Kasım 2019’da projenin ihalesini gerçekleştirdiklerini, 41 dükkanlı, Arasta tarzı Türk mimarisi ve kültürünü yansıtacak doğa ile uyumlu saygılı bir projenin çalışmalarını başlattıklarını dile getirdi.
Nevşehir’de kentsel dönüşüm projeleri olduğunu anımsatan Kurum, valilik yanındaki okulların bulunduğu alanda da millet bahçesi, sokak sağlıklaştırma ve çevre düzenlemesi projeleri olduğunu belirtti.