EkonomiSağlıkSanayi-Teknoloji

Sağlık, ekonomi, teknoloji haberleri (17.05.2020)

3M Türkiye’den COVID-19 ile mücadeleye 425 bin TL değerinde destek

COVID-19 virüsünün görülmeye başladığı ilk günden itibaren salgına koruyucu ekipman ve tıbbi malzeme üretimiyle cevap verebilmek için tüm imkanlarını kullanan 3M, şimdi de T.C. Sağlık Bakanlığına 425 bin TL değerinde medikal ekipman bağışında bulundu.

“3M Bilimi. Hayatın her anında.” felsefesiyle bilimin, inovatif yaklaşımlarla insan yaşamını kolaylaştıracak çözümlere dönüştürülmesi için çalışan 3M, bilimi günlük yaşama entegre ediyor.  İnovasyon kültürü ile dünyada pek çok yeniliğe, insanların yaşamlarını dönüştürecek ilklere imza atan 3M; Post-it not kağıtları, Nexcare yara bantları, Scotch-Brite temizlik malzemeleri gibi tüketiciye yönelik ürünlerin yanı sıra elektronikten enerjiye, otomotivden madenciliğe, tasarım ve inşaattan güvenlik ve sağlığa kadar neredeyse her sektöre ürünleriyle hizmet veriyor.

Öte yandan sağlık 3M’in en önemli iş birimlerinden biri arasında yer alıyor. Hasta izleme, sterilizasyon, deri ve yara bakımı, koruma, cerrahi çözümler gibi pek çok alanda sağlık sektörünün de dünyadaki en önemli oyuncularından biri olan 3M, COVID-19 virüsünün ortaya çıkışından itibaren, salgına cevap verebilmek adına solunum koruma malzemelerinin üretimini tüm dünyada artırdı. En fazla ihtiyaç duyulan yerlerde malzemelerin temin edilmesine yardımcı olmak için dünya çapında hükümetler, sağlık görevlileri, müşteriler ve distribütörlerle birlikte çalışan 3M, Türkiye’de de değerli bir adım attı.

425 bin TL değerinde medikal ekipman bağışı

3M Türkiye, COVID-19 ile mücadeleyle desteğini sürdürerek T.C. Sağlık Bakanlığına 425 bin TL değerinde medikal ekipman bağışında bulunuyor. Özellikle yoğun bakım ünitelerinde kullanılan, enfeksiyon önleyici özelliği de bulunan ekipmanlar arasında; hastaların merkezi vücut sıcaklığının cilt üzerinden elde edilmesini sağlayan sıcaklık takip sistemi sensörü, antiseptik mendiller, dezenfektan port koruyucu kapaklar, şeffaf film örtüler ve kateter koruyucu örtüler gibi tıbbi malzemeler yer alıyor.

3M Türkiye Ülke Lideri Mert Büyükyazgan konuyla ilgili olarak yaptığı değerlendirmede “COVID-19 salgınının Çin’de görülmesiyle birlikte sağlık sektöründeki kritik ürünlerin temin edilmesine katkıda bulunmak için, dünya çapında üretim kapasitelerimizi artırmaya başladık. Sürekli değişim ve yayılım gösteren bu virüsle mücadelede önceliğimiz ürünlerimizi sağlık çalışanlarına ulaştırmak olduğu için var olan tüm envanterimizi ‘sağlık’ alanına kanalize ettik. İçinden geçtiğimiz bu zorlu süreçte desteğimizi en iyi bildiğimiz yolla, bilimimizle göstermeye gayret ediyoruz. Bu amaçla Sağlık Bakanlığımıza 425 bin TL değerinde medikal malzeme bağışında bulunduk. Tesislerimizde özveriyle üretime devam eden 3M Türkiye çalışanlarımıza da ne kadar teşekkür etsek az. Önceliğimiz her zaman çalışanlarımızın ve toplumun sağlığını korumak oldu, bundan sonra da öyle olmaya devam edecek. İnanıyorum ki kenetlenerek hep birlikte bugünlerin üstesinden geleceğiz ve sağlıklı günlerde yine bir arada olacağız” dedi.

Korona virüs, veri ihlallerinin artmasına zemin yarattı
Tüm dünyayı hazırlıksız yakalayan korona virüs salgını, iş yapış şekillerinde önemli değişikliklere neden oluyor. Evinden çalışanların ortamlarının da siber güvenlik yapısına dahil edilmesi gereken bu süreçte siber saldırganlar da hassas verilere erişmek için uzaktan çalışanların açıklarını tarıyor. Verilerini kaybetmek ve büyük bir kayıp yaşamak istemeyen şirketler, bağımsız güvenlik araştırmacılarından aldıkları hizmetle yapılarındaki açıkları kolayca bulabiliyor.

Şirketlerin güvenlik açıklarını bulma ihtiyacını kitle kaynak kullanımıyla hızlı ve şeffaf bir şekilde gideren BugBounter, korona virüsün ortaya çıkardığı kaostan faydalanmak isteyen siber suçluların, kurumların hassas verilerini ele geçirmek için sürekli yeni yollar geliştirdiğine dair şirketleri uyarıyor.

Siber suçlular, şirketlerin ve bireylerin sistemlerine sızabilmek ve verilerini ele geçirebilmek için birçok yönteme başvuruyor. Tüm dünyayı etkileyen COVID-19 sebebiyle evden çalışan insanların sayısının artması, şirketlerin BT kaynaklarının sadece şirket içinde değil, tüm evlerde kullanılmasına neden oluyor. Şirketin veri merkezlerine uzaktan erişim gerektiği için, çok hızlı dönüşen bu süreçte siber güvenlik de fazlasıyla önemli hale geliyor.

Europol’ün gerçekleştirdiği Catching the virüs araştırmasına göre siber suçlar, COVID-19 ile faaliyeti en çok artan suç türü olarak listede yer alıyor. Siber suçlular, hedef aldıkları kişilerin korkularını yöneterek amaçlarına ulaşabiliyor. Oltalama (phishing) ve fidye yazılımları, COVID-19 sürecinde en sık kullanılan iki saldırı türü olarak öne çıkıyor ve bundan etkilenenlerin de ilerleyen günlerde katlanarak artması bekleniyor. Avrupa’da vakaların görülmeye başlamasıyla “dark web” üzerinden yapılan satışlarda ciddi bir artış gerçekleşti.

Şirketlerin, gerekli planlama ve hazırlık süreci yapılamadan hızla dönüşen iş modelleri ile birlikte şirket ağına sadece uzaktan bağlanan cihazların yama ve antivirüs imza güncellemesi gibi konularda oluşabilecek riskleri ile fiziksel olarak ofis dışından erişilmeye başlanan hassas iş sırları, özel nitelikli kişisel veriler gibi alanlarda artan siber güvenlik risklerini çok hızlı keşfetmeleri gerekiyor. Aksi takdirde veri ihlali yaşayan şirketler, bu dönemde yüksek maddi ve itibar kayıplarıyla karşı karşıya kalacaklar. Maalesef çok yakında ülkemizden de bu yöndeki kötü haberlerin duyulacağını öngörebiliyoruz.

Konuyla ilgili görüşlerini belirten BugBounter Kurucu Ortağı Murat Lostar, şunları söyledi: “Birçok araştırma, salgın sürecinde veri sızıntılarında dramatik artış gerçekleşeceğinin altını çiziyor. Kurumların bir adım önde olabilmesi için güvenliğe yaptıkları yatırımlarını bu dönemde artırması ve çeşitlendirmesi gerekiyor.

Bu süreçte güvenlik açıklarını keşfetmek için tercih edilebilecek yöntemlerden biri de kitle kaynağı (crowdsourcing). Şirketlerin kısıtlı sayıdaki siber güvenlik ekiplerinden çok daha kalabalık bir kitle, güvenlik sistemlerini hacker zihniyetiyle inceleyerek, kritik zafiyetleri bulma ihtimalini artırıyor. Doğru çözüm platformları bunu hızla ve uygun bir maliyetle sunuyor.”

Psikoterapist Fazıl Tatar, Kimsenin, çocuğun annesini veya babasını elinden alma hakkı yoktur”

Dünyamızın üzerine felaket gibi çöken koronavirüs salgını, ülkeleri ve ekonomileri sarstığı gibi evlilikleri de sarsıyor. Kriz dönemlerinde aile içi şiddetin ve boşanmaların arttığını kaydeden uzmanlar, bu olumsuz ortamdan çocukların ciddi olarak etkilendiğine dikkat çekiyorlar.

Psikoterapist Fazıl Tatar ve Avukat Melih Demirer, 14 Mayıs 2020 tarihinde, ınstagram canlı yayınında bir araya gelerek, “Aileleri boşanmaya götüren süreç ve bu süreçte çocuklara yaklaşım” konusunu değerlendirdiler. Yoğun izleyici katılımının olduğunu yayında, evliliklerde yaşanan bir takım sorunların ardından yaşanan boşanmalar ve boşanma süreci ile çocukların bu süreçten nasıl etkilendikleri, psikolojik ve hukuki boyutları ile kapsamlı olarak değerlendirildi.

Ebebeynler, boşanma sürecinde önce kendi aralarındaki meseleyi bitirmelidir

Boşanmaya karar veren çiftlerin öncelikle konuyu kendi arasında çözüme kavuşturması gerektiğinin altını çizen Psikoterapist Fazıl Tatar, şunları söyledi:

Boşanmaya karar veren çiftler, öncelikle konuyu kendi aralarında sakin bir şekilde yöneterek çözüme kavuşturmalıdır. Eğer çocukları var ise, yavaş yavaş ve ona farkettirerek, “Biliyorsun, bizim bir takım sorunlarımız var, anlaşamıyoruz ve ayrılmaya karar verdik. Bizler, senin annen ve baban olarak her zaman yanında olacağız. Senden ayrılmıyoruz. Sadece birbirimizden ayrılıyoruz” gibi ifadelerle anlatmalıdırlar. Nitekim, tarafların birbirini suçlayarak kaos ortamı yaratması veya güçlü olan tarafın çocuğu diğer tarafa göstermemesi gibi bir durum asla söz konusu da olmamalıdır. Çünkü, annenin, babanın veya aileden başka birisinin, kısacası kimsenin, çocuğun annesini veya babasını elinden alma hakkı yoktur” dedi.

Boşanma sürecinde, çocuk malzeme olarak kullanılmamalıdır

Boşanma sürecinde, çoğu zaman çiftlerin birbirini suçlayabildiğini ve birbirine karşı olumsuz mesajlarını da çocukları üzerinden iletmekte olabildiklerini kaydeden Psikoterapist Fazıl Tatar, konuşmasına şöyle devam etti:

Ne yazık ki, olumsuz kaos ortamından en çok etkilenen çocuklar oluyor. Çiftler, birbirlerini suçladığı olumsuz mesajlarını, çocuğa ileterek “-Git annene söyle, git babana söyle” gibi çocuğun üzerinden kalkamayacağı bir yükü veriyorlar. Anne ve baba ayrıldığında da, olumsuz psikolojik yükün altında ezilen çocuk, çocukluğunda veya ilerleyen dönemlerde sorunlar yaşayabiliyor. Özetle, ebebeynler, boşanma sürecinde, çocuklarını, karşı tarafa karşı bir malzeme olarak kullanmamalıdırlar” diye konuştu.

Pfizer Türkiye’den COVID-19 mücadelesine destek
Ar-Ge kapasitesinin tamamının yanı sıra bilgi ve birikimini açık bir platform üzerinden araştırmacılarla paylaşan Pfizer, ilaç geliştirme yetkinliğini biyoteknoloji şirketleri ile paylaşıyor ve üretim kapasitesini bu alanda bulunacak yeni aşı ve tedavilere göre planlıyor. Pfizer, gelecekte ortaya çıkabilecek salgınlara yönelik olarak toplumun uzun vadeli sağlığı için hemen harekete geçebilecek sektörler arası bir müdahale ekibi de kuruyor.
COVID-19 mücadelesi kapsamında küresel çapta tıbbi ve yardım amaçlı 40 milyon dolarlık nakdi bağış kararını açıklayan Pfizer, Türkiye için ise 2 milyon TL’nin üzerinde kaynak ayırdı.
Pfizer, COVID-19’un neden olduğu global sağlık krizine karşı büyük ilaç şirketlerinden biyoteknoloji şirketlerine, devlet kurumlarından akademik kurumlara kadar uzanan bir ekosistemle iş birliği yapıyor.
Pfizer güncel COVID-19 pandemisine yol açan SARS-CoV-2’yi tedavi edecek bir antiviral ajan ile enfeksiyonu önleyecek bir aşıyı geliştirmek için çalışıyor. Pfizer ile BioNTech, ABD ve Avrupa’da ortak COVID-19 aşısı geliştirmeyi ve bu aşının başarısına bağlı olarak üretimi artırıp global tedarik de sağlamayı hedefliyorlar. Ayrıca, Pfizer ve BionTech, birlikte geliştirdikleri bu aşının insanlarda yapılan klinik çalışmalarının Almanya ve ABD’de Nisan ayında başladığını duyurdular.
Pfizer, bu hedef doğrultusunda aşı alanında önde gelen klinik araştırma ve geliştirme, ruhsatlandırma, üretim ve dağıtım altyapısıyla küresel çaptaki tüm olanaklarını kullanacak. İnsan üzerindeki testlere onay alınması ve başlamasının ardından, geliştirme programının teknik başarısına ve düzenleyici kurumların onayına bağlı olarak, Pfizer’in 2020 sonunda milyonlarca doz aşı sağlama ve ardından üretim kapasitesini artırarak 2021’de yüz milyonlarca doz aşı üretme potansiyeli bulunuyor. Pfizer aşının gelişmesi için virolog, biyolog, kimyager, aşı uzmanları gibi tüm insan kaynakları ile birlikte çalışıyor.
Pfizer ayrıca bu dönemde tüm Ar-Ge kapasitesini, mevcut bilgi ve becerisini açık bir platformda araştırmacılarla paylaşırken, ilaç geliştirme yetkinliğini daha küçük biyoteknoloji şirketleri ile paylaşıyor ve üretim kapasitesini bu alanda bulunacak yeni aşı ve tedavilere göre planlıyor. Toplumun uzun vadeli sağlığı için gelecekteki salgınlar ortaya çıktığında hemen harekete geçebilecek sektörler arası bir müdahale ekibi de kuruyor.
Pfizer Türkiye’nin COVID-19 ile mücadele planı
COVID-19 ile mücadele kapsamında bir dizi plan oluşturan Pfizer Türkiye, bu dönemde ilaç & aşı üretim ve tedarik sürecini kesintisiz sürdürüyor. Pfizer Türkiye T. C. Sağlık Bakanlığı COVID-19 Tedavi Protokolü’nde yer alan bir ilacını da bakanlığa bağışladı ve bu ilacın üretimini önceliklendirerek artırdı. Pfizer Türkiye ayrıca TÜSEB bünyesinde 2 yeni COVID-19 test merkezinin kurulması için gerekli ekipman ve malzeme desteği sağladı.
İlaç, koruyucu malzeme ve nakdi bağış gibi çeşitli yardımların çoğunluğunu T.C. Sağlık Bakanlığı kurumlarına hızlı bir biçimde ulaştıran ve bu süreçle mücadeleye 2 milyon TL’nin üzerinde bir kaynak ayıran Pfizer Türkiye, ayrıca, AIFD’nin de koordinasyonuyla, Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü, TÜSEB, TİTCK gibi kurumlarla görüşerek olası destek ve ortaklık alanlarını belirlemek için adımlar atıyor.

Doğtaş Sağlık Çalışanları İçin Özel Antibakteriyel Kumaştan Tulum Üretti
Daha önce fabrikalarında maske ve sağlık personeli kıyafeti üretimine başlayan marka, şimdi de sağlık çalışanlarına özel anti bakteriyel bir kumaştan tulum üretimini tamamlayarak covid19 ile mücadeleye destek sağlamaya devam ediyor.

 Korono virüsü ile mücadeleye başladığımız ilk günden bu yana sağlık çalışanlarına desteğini her alanda göstermeye çalışan Doğtaş, yüksek maliyetli anti bakteriyel bir kumaşı temin ederek fabrikasında binlerce sağlık çalışanına özel tulum diktirdi. Daha önce sağlık çalışanları için maske, kıyafet, yatak üreten ve mücadelede biz de varız diyen marka, bu özel tulumlar ile bizim için gece gündüz çalışan ve hayatlarını riske atan sağlık çalışanlarının özel bir şekilde korunmasına da destek olmak istiyor.

Tüm mağazalarında yüksek koruma önlemleri alan ve evden alışveriş imkanını mümkün kılan uygulamalarıyla Covid19 mücadelesinde etkin rol oynayan marka, tüm mağazalarında ise maske bulundurarak hem mağaza müşterilerine hem de maske temin etmek için mağazalara ulaşan kişilere hizmet etmeye çalışıyor.

Çocuklar için Koronavirüs Ücretsiz Psikolojik Danışmanlık Hattı

Koronavirüsün çocuklar üzerindeki etkisi yetişkinlere göre az olduğunu bilsek de​​​​​​ psikolojik açıdan hiçbirimiz tamamıyla güvende hissetmiyoruz. Hem bu güvensizlik ve belirsizlik ortamı hem de günlük hayattaki mecburi değişemler birçoğumuzu olumsuz etkiledi.

Okulların kapanması ve sokağa çıkma yasağıyla birlikte evde kalan çocuklarda yaşadıkları bu olumsuz durumdan psikolojik olarak etkilendi.

Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi koronavirüsün yayılmasıyla birlikte kurduğu Koronavirüs Ücretsiz Psikolojik Danışmanlık Hattını başta sağlık çalışanlarımıza ve koronavirüs salgınından psikolojik olarak etkilenen kişilere destek vermeye devam ediyor.

Şimdi ise, çocuklarımızın psikolojik ve bedensel sağlığını korumak için hazırladığı “Çocuklar için Koronavirüs Ücretsiz Psikolojik Danışmanlık Hattı”nı duyurdu.

Sağlık çalışanları ve COVID-19 tanısı almış kişilerin çocukları için hazırlanan “Çocuklar için Koronavirüs Ücretsiz Psikolojik Danışmanlık Hattı”na hafta içi 10:00-17:00 arasında 0546 747 17 00 numaralı telefondan ulaşabilirsiniz.⠀

Genç ve canlı görünen cildin iksiri: Sinoz Balık Kolajen

Kadınların en büyük arzusu canlı ve sıkı bir cilt görünümüne kavuşmak, Sinoz Balık Kolajen ile mümkün oluyor. Yeni nesil içilebilir kolajen içeriğindeki Hyalüronik Asit, C vitamini, E vitamini ve Biotin ile cildin zamana meydan okuyan görünümüne mucizevi desteği sağlıyor.

İnsan vücudundaki en önemli proteinlerden kolajen; zamanla yaş alma, sigara kullanımı, düzensiz beslenme ve C vitamini eksikliği gibi sebeplerle azalabiliyor. Böyle zamanlar cilt doğrudan kolajenin kendisine ihtiyaç duyabiliyor. Balık kökenli kolajen ile üretilen Sinoz Balık Kolajeni içeriğindeki Hyalüronik asit, C vitamini, E vitamini ve Biotin ile cildin ihtiyacı olan kolajeni limonun ferahlatıcı tadıyla takviye ediyor.

Zamana meydan okuyan kadınların yeni formülü: Sinoz Balık Kolajen   

Her ürünüyle kadınların farklı cilt sorunlarına çözüm sunmayı amaçlayan Sinoz, uzun süredir Ar-Ge çalışmaları devam eden Sinoz Balık Kolajeni satışa sundu. İçeriğindeki Hyalüronik asit, C vitamini, E vitamini ve Biotin ile mucizevi iksiri sunan Sinoz Balık Kolajen ile zamana meydan okumak mümkün. Ürün ayrıca limon aromasıyla keyifli bir içim vaad ediyor. Sinoz Balık Kolajen, 14 günlük kürü günde 40 ml.lik shotlar halinde sunarak cildin canlı, aydınlık ve pürüzsüz görünümüne yardımcı oluyor.

Balık kolajeni özellikle sığır kolajeninden farklı olarak cilde doğrudan ihtiyacı olan etkili protein bakımını takviye ediyor. Ciltteki yapılanmanın desteklenmesinde içilebilir balık kolajen içeriğindeki aktif vitaminlerle önem taşıyor.

Günde 1 doz (40 ml) Sinoz Balık Kolajeni kullanımı;

*Cildin daha sıkı, daha canlı ve zamana meydan okuyan görünümüne,

*Saçların kökten uca beslenmesinde etkili bakımın gerçekleştirilmesine,

*Tırnak, saç ve dişlerin güçlenmesine,

*Cildin içten dışa sıkılaşarak pürüzsüzleşmesine, bacaklarda oluşan portakal kabuğu görünümünden sıyrılmasına yardımcı olur.

Nasıl Kullanılır?

Kolajen, C vitamini, E vitamini ve Hyalüronik asit içerir. İlaç değildir. 14 gün boyunca günde 1 doz (shot) içilir. Tek doz ( shot )  40ml.dir. 14 günlük set kullanımı yaşa ve ihtiyaca göre değişkenlik gösterir. Çocukların ulaşamayacağı ortamda saklayınız.

Canovate Group Yönetim Kurulu Başkanı Can Gür,

Devletimizin aldığı tedbirler sayesinde, pandemiyi en az hasarla atlatacağımıza inanıyoruz”

Son günlerde yaşanan coronavirüs salgını hakkında değerlendirmede bulunan Canovate Group Yönetim Kurulu Başkanı Can Gür, şunları söyledi:

Ar-ge ve inovasyon odaklı, %100 Türk markası olan bir şirketler grubuyuz. Veri merkezi (data center) ve fiber optik sistemlerdeki teknolojimiz ve uçtan uca ürün portföyümüz ile dünyanın 8 global markasından birisiyiz. Türkiye’nin üretimine, istihdamına, yüksek katma değerli ihracatına destek olan şirketimiz, 80 ülkeye yaptığı ihracattan elde ettiği kazanımlarıyla kriz dönemlerine dirençlidir. Son aylarda yaşadığımız pandemi, sanayinin çarklarını durma noktasına getirince, Devletimiz hemen tedbirlerini aldı. Devletimizin açıkladığı paketlerden, işe devam kredileri, ekonomik istikrar kalkan desteği programı, çek ödeme destek kredileri, mevcut kredi anapara faizlerinin 3 ay süreyle ötelenmesi, reeskont kredilerinin kullanım sürelerinin en uzun süresinin 2 yıla çıkarılması, ekonomiye sürülen likidite ile bu sürecin en az hasarla atlatılacağını tahmin ediyoruz ve inanıyoruz” dedi.

Türkiye, bulunduğumuz coğrafyanın “tedarik ve üretim üssü” olabilir

Canovate Group ailesi olarak motivasyonu ve iyimserliği elden bırakmayacaklarının altını çizen Canovate Group Yönetim Kurulu Başkanı Can Gür, şunları kaydetti:

Her ne kadar dünyada ekonomiler durmuş olsada, ekonomik etkiler anlık olarak negatif gibi görünsede; uzun vadeli perspektifte ülkemizin büyük ekonomisiyle, uyguladığı ekonomik politikalarıyla, coğrafi konumu, sanayisi ve ihracatı ile kısa zamanda bu etkileri aşarak, olumlu etkilerini de Eylül ayından itibaren görerek, güçlenmiş bir şekilde bu krizi aşacağımızı düşünüyoruz. Uygulanan kriz yönetim modeli son derece pozitiftir. Hem salgınla mücadelede, hem açıklanan ekonomik tedbir paketleriyle krizin düşünülen senaryoların aksine, çok yıkıcı olmayacağı ve bu krizden ülkemizin güçlenerek çıkacağı fikri grubumuzda hakimdir. Artık, Çin’in dünyanın tek tedarik ve üretim üssü olmayacağı ve buradaki üretimin, gelişmekte olan diğer ülkelere, özellikle de ülkemize kayacağı ve bunun ekonomimize ve istihdamımıza pozitif katkı sağlayacağı ekonomi çevrelerinde değerlendiriliyor. Türkiye, bulunduğumuz coğrafyanın tedarik ve üretim üssü olabilir” diye konuştu.

Evde SPA keyfine hazır mısınız?
Stresli geçen bu günlerde hepimizin ihtiyacı olan şey biraz rahatlamak. Vücuttaki yorgunluğu atmak ve ruhu dinlendirmek için en iyi yöntemlerden biri de SPA. Morhipo MAG ekibi, SPA keyfini evde yaşamak isteyenler için önerilerini sunuyor.
Stresli geçen bu günlerde biraz rahatlamak için çok da uzaklara gitmeye gerek yok. Morhipo MAG ekibi, SPA keyfini evlerinize getirecek önerilerini sıralıyor.
Dinlendirici bir banyo
Evinizin banyosuna dinlendirici bir hava katarak başlayabilirsiniz. Yumuşacık paspaslar, naturel renklerdeki şık aksesuarlar ve kokulu mumlar banyonuza aradığınız sakinliği getirebilir.
Suyun sakinleştirici gücünü hissedin
Küvetinizi doldurun ve kendinizi suyun sakinliğine bırakın. Dilerseniz küvetinize lavanta ve yasemin gibi yatıştırıcı etkisi olan aromatik yağlardan damlatabilirsiniz. Köpükler içinde olmayı tercih ederseniz çeşit çeşit banyo köpüğüyle kendinizi şımartabilirsiniz.
Hem ruhunuzu hem bedeninizi arındırın
Doğal içerikli ve mis kokulu sabunlarla bedeninizi arındırırken günlük hayattan uzaklaşın, rahatlamaya odaklanın. Peeling yaparak cildinizdeki ölü deriyi atmak size kendinizi iyi hissettirecektir. Banyo sonrası antiviral etkisi olan uçucu yağlar ile SPA’nın etkisini devam ettirin, yumuşacık bornozunuzla hafifliğin keyfini çıkarın.

Kaoğlu Yapı, Covid 19 tedbirlerini ihmal etmeden konut yapmaya devam ediyor!
Kayseri’nin önde gelen inşaat firmalarından Kaoğlu Yapı, Covid19 sonrası oluşan süreçte kendilerinden ev satın alan müşterilerinin mağdur olmaması için çalışmalarına ara vermeden devam ediyor. Firma, bu süreçte çalışanlarının sağlığı için ulusal ve uluslar arası sağlık otoritelerinin açıkladığı güvenlik tedbirlerine titizlikle uyarak satılık konut üretimine devam ediyor.
Kaoğlu Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kavaklıoğlu, Çin’de ortaya çıkan ve tüm dünyayı etkisi altına alan Covid 19’un en çok etkilediği alanlardan birinin de üretim olduğunu, birçok firmanın bu süreçte üretime ara verdiğini hatırlattı. Bu nedenle çok sayıda firmanın ekonomik sıkıntıya girdiğini dile getiren Kavaklıoğlu, Kaoğlu Yapı olarak kendilerinin devletin yetkili organlarının üretimin kesilmemesi noktasındaki çağrılarına uyarak çalışmaya devam ettiklerini açıkladı. Bu kritik süreçte toplum sağlığı için devletin çeşitli tedbirler aldığına vurgu yapan Kavaklıoğlu, kendilerinin de satılık konut üretimi süresince firma olarak bütün tedbirlere titizlikle uyduklarını dile getirdi.
Birinci önceliklerinin her zaman çalışanlarının sağlığı olduğunu vurgulayan Kavaklıoğlu, “Salgının bitmesi ve de güzel ve sağlıklı yarınlara kavuşabilmemiz için toplumun bütün kesimlerinin büyük bir hassasiyetle alınan tedbirlere riayet etmesi büyük önem arzediyor. Biz de çalışanlarımızın sağlığı için ulusal ve uluslar arası sağlık otoritelerinin açıkladığı güvenlik önlemlerinin hepsini aldık. Bu süreçte müşterilerimize söz verdiğimiz tarihlerde konut projelerimizden satın aldıkları lüks veya diğer kategorideki evlerini teslim etmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bütün firmaların da bu zorlu süreçte bütün önlemlerini alarak üretimden taviz vermeden çalışmalarına devam etmeleri gerekir.” ifadelerini kullandı.
Kaoğlu Yapı olarak Kayseri’de 2+1, 3+1 ve 4+1 sıfır, lüks daireler, konutlar ürettiklerinin altını çizen Kavaklıoğlu, “Kaoğlu Yapı olarak Yakut Mahallesi, Mimarsinan ve Erkilet’te konut projelerimiz devam ediyor. Mimarsinan’da yaptığımız Meşe Konutları bitmek üzere.  Önümüzdeki aydan itibaren teslim etmeye başlayacağız. Kocasinan Yakut Mahallesi’nde yaptığımız Betty Life projesinin kaba inşaatı ise hızla devam ediyor. İnşallah 2021’de teslim edeceğiz. Erkilet’teki Yaprak Konutları’nda ise örnek dairemizi hazırlama aşamasına geldik. İnşallah bayramdan önce örnek daireyi bitirip, A Blok’u yıl sonu, B Blok’u ise 2021 sonunda teslim edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Geleceğe hazır drenaj sistemi: Geberit SuperTube

Yer tasarrufu sağlayan, hidrolik olarak optimize edilmiş yüksek bina drenajı

Güvenli bağlantı teknolojisi ve atık su fittingleri

Mevcut sistemlerin optimize edilmesine yönelik yeni teknolojilere aralıksız olarak yatırım yapan İsviçreli sıhhi tesisat devi Geberit, yüksek binalarda yer tasarrufu sağlayan SuperTube sistemi ile kullanıcılarına profesyonel çözümler sunmayı sürdürüyor.

 İsviçreli sıhhi tesisat devi Geberit; tesisat sağlamlığı, kalıcı konfor ve güvenliği sağlayan hidrolik açıdan optimize edilmiş yenilikçi ürünler geliştirerek, kullanıcılarına profesyonel çözümler sunuyor.

Ramazan coşkusu Dijital Feshane’de başladı

Domain, hosting, sunucu, SSL, marka tescil ve online platformda marka koruma hizmetleri sunan Türkiye’nin domain lideri İsimtescil.net, geleneksel Feshane etkinliklerini dijital platforma taşıdı. Ramazan ayı ve bayramı boyunca eğlenceli oyunların, sürpriz hediyelerin, kampanyaların ve indirimlerin ziyaretçilerle buluşacağı etkinlikler, 27 Mayıs’a kadar feshane.isimtescil.net üzerinden devam edecek.

İçinde bulunduğumuz pandemi sürecinde  “Nerede o eski Ramazanlar” cümlesini daha sık tekrar eder olduk. Ramazan ayının bereketinin hissedildiği meydan sofralarında, şenliklerin içinde, iftar buluşmalarında bulunamasak da dijital platformların avantajları ile Ramazan coşkusunu sevdiklerimizle bir arada yaşayabiliyoruz. Domain, hosting, sunucu, SSL, marka tescil ve online marka koruma hizmetleri sunan Türkiye’nin domain lideri İsimtescil.net, evlerimizde kaldığımız pandemiyle mücadele döneminde geleneksel Feshane etkinliklerini feshane.isimtescil.net’e taşıyarak eğlenceli oyunları ziyaretçilerle buluşturuyor. Ramazan Bayramı’nın bitimi 27 Mayıs’a kadar devam edecek olan dijital etkinlikler, çok çeşitli kampanyalar, indirimler ve sürpriz hediyeler içeriyor.

Uyumsoft Başkanı Mehmet Önder,

Teknolojinin girmediği hiçbir yerde, Arge ve İnovasyon yoktur

Teknoloji varsa, bugünün ve geleceğin değerlerinin yönetilebileceğini kaydeden Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Önder, “Teknolojinin girmediği hiçbir yerde, arge ve inovasyon yoktur” dedi.

Bugüne kadar olduğu gibi, bugünden sonra da dünyada çeşitli krizlerin içinde yeni krizlerin de olabileceğini anlatan Mehmet Önder, bu noktada dijitalleşmenin önemine işaret ederek, eğitimden sağlığa, tarımdan sanayiye kadar her alanda teknolojinin olması gerektiğini vurgulayarak, teknolojinin olmadığı yerde iş süreçleri hamallığının devam edeceğini söyledi.

Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) ile “Evde Kal” Sohbetlerinin, 1 Mayıs Cuma günkü konuğu, Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Önder oldu. Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Başkanı Celal Toprak’ın moderatörlüğünde yapılan canlı yayında Uyumsoft Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Önder ile dijital dönüşüm ve yazılım sektörü masaya yatırıldı.

Uyumsoft’un doğurgan bir şirket olduğunu ifade eden EGD Başkanı Celal Toprak, şunları söyledi: “Uyumsoft’un Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Önder, Türkiye’nin Bill Gates’dir. Türkiye’nin inovasyon lideri olan Uyumsoft, aynı zamanda şirket doğuran, bir şirkettir. Mehmet Önder, bugüne kadar hem kendi içinden, hem de eko-sisteminden yaklaşık 50’i aşkın işletmeyi ticaret hayatına kazandırmıştır” dedi.

Uyumsoft, global firma olma yolunda ilerliyor!

Uyumsoft hakkında kısa bilgiler veren Uyumsoft Başkanı Mehmet Önder, şunları söyledi:

Yurtiçi ve yurtdışındaki 7 ofisimizde, 250’nin üzerinde dijital uzmanımız ile 25 binin üzerindeki yerli ve yabancı firmaya hizmet veriyoruz. Avrupa’dan Afrika’ya, Ortadoğu’dan Asya’ya kadar birçok ülkede bulut ve mobil ağırlıklı yazılım ürünlerimiz kullanılıyor. Son aylarda yaşadığımız koronavirüs salgını geçtikten sonra, bulunduğumuz coğrafyadaki pazarlar başta olmak üzere, dünya pazarlarındaki etkinliğimizi artırmayı planlıyoruz ve global bir firma olmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

Koronavirüs günlerinde Uyumsoft’un evden çalıştığını kaydeden Mehmet Önder, tüm ekibin şirketi özlediğini, biran önce arkadaşlarıyla bir araya gelmeyi ve sosyalleşmeyi beklediğini anlattı.

Uyumsoft olarak her zaman işletmelerin yanında olduklarını ifade eden Mehmet Önder, “Ülkemizdeki işletmeler, evinden çalışırken işleri durmasın ve ticari faaliyetleri aksamasın diye, EkoTicari, EkoHR, UyumCRM, e-Uyum, Banka Bakiyem, EkoCari dahil temassız ticaret ürünlerimizi 3 ay ücretsiz kullanma imkanı sağlıyoruz. Ekonomimize katkı sağlamaya devam edeceğiz” dedi.

Koronavirüs nedeniyle, 5 yıl sonra ulaşacağımız noktaya, 1.5 ayda geldik

Koronavirüs salgını nedeniyle, teknoloji kullanımında gelecek 5 yılda ulaşacağımız noktaya 1.5- 2 ayda gelindiğini belirten Mehmet Önder, konuşmasına şöyle devam etti:

Sağlıktan eğitime, lojistikten sanayiye birçok alanda teknolojiyi daha yoğun kullanmaya başladık. Örneğin, geçtiğimiz günlerde, tarımda dijitalleşme projesi olan DİTAP (Dijital Tarım Pazarı) devreye alındı. Uyumsoft olarak sanayi ve ticari işletmelerin dijital dönüşümünü gerçekleştiren projelerimizin yanında, tarım sektörünün dijitalleşmesine yönelik de çeşitli projelerimiz bulunuyor ve önümüzdeki tarihlerde anonslarını yapıyor olacağız” şeklinde konuştu.

Kolaysoft Teknoloji ve Benefits işbirliğinde,

İşyerlerinde koronavirüs önlemleri” eğitimleri düzenlendi

Kolaysoft Teknoloji ve Benefits işbirliği ile “İş yerlerinde koronavirüs önlemleri” konulu webinar eğitimleri düzenlendi. Nisan ayı içerisinde farklı tarihlerde Kolay Akademi tarafından yapılan canlı yayınlara, Ankara Sanayi Odası (ASO), Türkiye İnsan Yönetimi Derneği (PERYÖN)’nün aralarında bulunduğu kurumlar, sanayiciler, perakendeciler, inşaatçılar gibi çeşitli meslek gruplarından iş insanları yoğun bir katılım sağladı.

Kolaysoft Teknoloji AŞ Genel Müdürü Kezban Boztürk’ün moderatörlüğünde, TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Prof.Dr. Cem Kılıç’ın verdiği eğitimlere katılan iş insanları, akıllarındaki soruların yanıtlarını bulmuş oldular. Yapılan eğitimlerin içeriğini, Kolaysoft Teknoloji AŞ’nin youtube kanalından izleyebilirsiniz.

Pandemi’de, işletmeler risk değerlendime formlarını yeniden hazırlayıp, uygulamalıdır

İçinde bulunduğumuz pandemi günlerinde iş ve iş sağlığı konusunda yapılması gerekenler hakkında bilgiler veren TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Prof.Dr. Cem Kılıç, şunları söyledi:

Bilindiği üzere, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü, işletmelerin öncelikle iş yerlerindeki risk değerlendirmesini yapmalarını ve hazırladıkları risk değerlendirme formlarını da Bakanlığa iletmelerini talep eder. İçinde bulunduğumuz bugünlerde, pandemi nedeniyle olağanüstü günlerden geçiyoruz. Bu noktada, faaliyetlerine devam eden işletmelerin, pandemiye dair yeniden risk değerlendirme formlarını hazırlamaları gereklidir ve her bir işletme isg defterlerini tutmalıdır. Bu çalışmaları firmanın iş güvenliği ve sağlığı uzmanı yapabileceği gibi, eğer işletmede bu alanda görev yapan bir uzman bulunmuyorsa, işletmenin yöneticisi tarafından bu çalışmalar hazırlanmalıdır. Yapılan çalışmada, dokunsal temasın yoğun olduğu yemekhane, lavobalar gibi alanlar daha sık dezenfekte edilmelidir, çalışanlara maske sağlanmalıdır, çalışma alanı-yemekhane-serviste oturma düzenleri birbirlerinden uzak olacak şekilde yeniden düzenlenmelidir. Çalışma alanlarına, el temizliği dezenfektan speyleri konulmalıdır. İşletme yöneticileri, işletme içinde aldıkları tüm önlemleri ve personelin yapmaları gerekenleri de, hem e-maillerine göndermelidir, hem de herkesin görebileceği panolara asmalıdır” dedi.

KolayPeyk sayesinde, işletmeler tebliğ ve tebellüğ’ü dijital platforma taşıyor

Personele kağıt ortamında yapılan tebliğ ve tebellüğ’ün, KolayPeyk ürünü sayesinde dijital platforma taşındığının altını çizen Kolaysoft Teknoloji Genel Müdürü Kezban Bozturk, şunları kaydetti:

KolayPeyk ürünü, şirket çalışanlarının ücret bordroları dahil tüm evraklarını, dijital ispat yöntemlerinden biriyle, yasal, geçerli ve güvenli bir şekilde elektronik ortamda tebliğ ve tebellüğünün yapıldığı bir platformdur. Aynı zamanda, KolayPeyk ürümüz, salgın döneminde iş dünyasına sunduğu çözüm ile Uluslararası Teknoparklar Birliği (IASP)’nin küresel platformundaki yerini aldı. 74 ülkede faaliyet gösteren ve bünyesinde 150 bine yakın Ar-Ge firması olan IASP, salgın döneminde iş dünyasına değer katacak yenilikçi yazılım çözümleri arasında, KolayPEYK ürününü onaylayarak, dünyaya ilan etti. Global çapta bir başarıya imza atmanın ekip olarak haklı gururunu yaşıyoruz. Kısaca pandemi dolayısıyla, home ofis çalışmanın yaygınlaştığı bugünlerde, firmalar çalışanlarına iletilecekleri tüm evraklarını (bordro, ücret hesap pusulası, izin, KVKK, iş güvenliği vb), KolayPeyk platformu üzerinden yasal, geçerli ve güvenli olarak yapabilmektedir” diye konuştu. 

Covid-19 ihracata ağır darbe vurdu

Nisan ayında, Türkiye’nin ihracatı yüzde 41’lik düşüşle 8 milyar 350 milyon dolara düşerken, 819 milyon dolarlık ihracata imza atan Ege İhracatçı Birlikleri’nde 2019 yılı Nisan ayına göre ihracatta yüzde 26’lık kayıp yaşandı. EİB, 2019 yılı Nisan ayında 1 milyar 101 milyon dolarlık dövizi Türkiye’ye kazandırmıştı.

Nisan ayında EİB’den yapılan sanayi ürünleri ihracatı yüzde 40’lık düşüşle 639 milyon dolardan, 385 milyon dolara gerilerken, Madencilik sektörünün ihracatı ise; yüzde 25’lik azalışla 81 milyon dolardan, 61 milyon dolara indi. EİB bünyesindeki 7 tarım birliğinin ihracatı ise sadece yüzde 2’lik azalış yaşadı ve 371 milyon dolarda tutundu.

Tarım ve gıda ürünleri, Ege İhracatçı Birlikleri’nin 2019 yılı Nisan ayındaki 1 milyar 101 milyon dolarlık ihracatından yüzde 35 pay alırken, EİB’nin 2020 yılı Nisan ayındaki 819 milyon dolarlık ihracatında yüzde 45’lik dilimle temsil edildi. EİB’den yapılan sanayi ürünleri ihracatı toplam ihracat içinde uzun yıllar sonra yüzde 50 barajının altına düştü.

Yaş meyve sebze ve mamulleri ihracatta artış rekortmeni

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği, 2019 yılı Nisan ayında 57 milyon dolar olan ihracatını 2020 yılı Nisan ayında yüzde 24’lük artışla 70,6 milyon dolara taşıdı ve EİB bünyesinde 12 ihracatçı birliği içerisinde ihracatını en fazla arttıran birlik oldu.

Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği ise; 2020 yılı Nisan ayında ihracatını yüzde 15’lik artışla 43,5 milyon dolara taşıdı.

Demir ve demirdışı metaller sektörü zirvede kaldı

Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği, 2020 yılı Nisan ayında 85 milyon 243 bin dolarlık ihracat rakamıyla EİB bünyesindeki 12 ihracatçı birliği arasında zirvedeki yerini korudu. Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği 70,6 milyon dolarlık dışsatımla zirve ortağı oldu.

Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Nisan ayında, 69 milyon dolarlık döviz gelirini Türkiye’ye kazandırırken, Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği 67 milyon dolarlık ihracata imza attı.

Ege Maden İhracatçıları Birliği 61,4 milyon dolarlık ihracat tutarıyla EİB listesinde beşinci sırada yer alırken, Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği 52,8 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi.

Ege Tütün İhracatçıları Birliği 52,7 milyon dolarlık dövizi Türkiye’ye kazandırmayı başarırken, Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği 47,6 milyon dolarlık ihracat tutarıyla tarihinde ilk kez EİB bünyesindeki birliklerin ihracat sıralamasında sekizinci sıraya geriledi.

Listenin dokuzuncu sırasında 43,5 milyon dolarlık ihracatla Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği yer alırken, Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği 13,2 milyon dolarlık ihracat tutarıyla onuncu sırada yer buldu.

Covid-19’dan en fazla etkilenen sektörlerden Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Nisan ayında 9,9 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirirken, Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Nisan ayında 5.2 milyon dolarlık ihracatta kaldı.

Ege’den 179 noktaya ihracat

Nisan ayında Ege bölgesinden 179 ülkeye ihracat gerçekleştirildi. En çok ihracat gerçekleştirilen ilk 10 ülke ise 96 milyon dolarla Almanya, 53 milyon dolarla ABD, 47 milyon dolarla İngiltere, 41 milyon dolarla Hollanda, 39 milyon dolarla İtalya, 31 milyon dolarla İspanya, 24 milyon dolarla Fransa ve Mısır, 21 milyon dolarla Çin ve Suudi Arabistan.

Avrupa Birliği üyesi ülkelere 2019 yılının Ocak-Nisan döneminde 2 milyar 278 milyon dolar ihracat yapılırken, 2020 Ocak-Nisan döneminde bu rakam yüzde 9’luk düşüşle 2 milyar 80 milyon dolar olarak gerçekleşti. EİB’in toplam ihracatında AB’nin payı yüzde 51 olarak kayıtlara geçti.

Afrika ülkeleri öne çıktı

2020 yılının Ocak-Nisan döneminde Ortadoğu ülkelerine yapılan ihracat 570 milyon dolar, Amerika ülkelerine 395 milyon dolar, Afrika ülkelerine yüzde 23 artışla 345 milyon dolarlık dış satım yapıldı.

Asya ülkelerine 284 milyon dolar, Eski Doğu Bloku ülkelerine 203 milyon dolar, Türk Cumhuriyetlerine ise 62 milyon dolar, diğer Avrupa ülkelerine ise 53 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi.

Eskinazi; “Yılın ikinci yarısından umutluyuz”

Egeli ihracatçıların Nisan ayında Türkiye ortalamasına göre daha başarılı bir ihracat grafiği ortaya koyduğuna işaret eden Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Ege Bölgesi’nin ihracatında tarım ve gıda sektörlerinin ağırlığının bu sonucu doğurduğunu kaydetti.

2020 yılına başarılı bir giriş yaptıklarını ve Ocak ayında ihracatlarını yüzde 10 arttırdıklarına değinen Eskinazi, “2019 yılı Aralık ayında Çin’de ortaya çıkan korona virüsü kısa sürede tüm dünyaya yayılarak tüm insanlığın hem sağlığını, hem de dünya ekonomisini olumsuz etkiledi. 2020 yılının ilk yarısındaki pek çok fuar, ticaret heyeti, alım heyeti gibi ticari sonuç doğuracak, ihracat rakamlarımıza olumlu etki edecek faaliyetler ertelenmek zorunda kalındı. Bu da Mart ve Nisan ayı ihracat rakamlarına olumsuz yansıdı. Dünya normalleşmeye başladı. Haziran ayından itibaren çarklar daha hızlı dönecek, yılın ikinci yarısında hem üretim, hem de ihracat rakamları daha olumlu bir seyir izleyecek beklentisi içerisindeyiz” şeklinde konuştu.

İzmir ikinci sıraya yükseldi

Egeli ihracatçılar, Nisan ayında Türkiye ortalamasının üzerinde bir performans ortaya koyunca İzmir, en fazla ihracat yapan iller sıralamasında Bursa ve Kocaeli’yi geride bırakarak İstanbul’un ardından ikinci sıraya yerleşti.

İzmir, Nisan ayında 583 milyon dolar ihracat yaparken, Kocaeli 466 milyon dolar, Bursa ise 437milyon dolar ihracatta kaldı. Ege Bölgesi’nin Türkiye ihracatındaki payı yüzde 12’den yüzde14’e yükseldi

Nisan ayında Ege Bölgesi’nden 1 milyar 175 milyon dolar ihracat gerçekleştirilirken, 2019 yılı Nisan ayında Türkiye’nin ihracatından yüzde 11,9 pay alan Egeli ihracatçılar, 2020 yılı Nisan ayında Türkiye ihracatından yüzde 14,1 pay almayı başardı.

Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, Kayseri ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Küresel Gazeteciler Konseyi, TSYD, TİMEF, AVKON, ADD üyesi, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği, Tüm Mücadele Sporları Derneği, Kayseri Spor Adamları Derneği, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Davut Güleç Panel İletişim Davut Güleç – Sağ Menü