Gündem

21 Mayıs Çerkez Sürgünü ve Soykırımı için mesajlar

Milletvekili Şaban Çopuroğlu 21 Mayıs Çerkez Sürgünü ve Soykırımı için açıklamalarda bulundu.

Milletvekili Çopuroğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“1864 yılında yaşanan ve tarihe Çerkez Sürgünü ve Soykırımı olarak geçen büyük acının üzerinden asırlar geçse de, yaşananların bıraktığı izler hâlâ yüreklerimizi sızlatmaktadır. Binlerce insanın hayatını kaybettiği, yüz binlerce kişinin sürgüne zorlandığı bu elim hadise, insanlık tarihinin en hüzünlü sayfalarından biridir.

Bugün de Çerkez kardeşlerimizin yaşadığı acıyı paylaşıyor, sürgün yollarında hayatını kaybedenleri rahmetle anıyoruz. Bu topraklarda farklı kültürlerin, kimliklerin ve halkların bir arada yaşaması bizim en büyük zenginliğimizdir. Bu zenginliği korumak ve geçmişin acılarından ders çıkarmak hepimizin ortak sorumluluğudur.

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da ifade ettiği gibi, ‘Çerkezler bu ülkenin asli ve şerefli evlatlarıdır.’ Türkiye Cumhuriyeti olarak, kültürel çeşitliliğe her zaman değer verdik; bu topraklarda yaşayan her bir insanımızın acısını kendi acımız bildik.

Kayseri’mizde de yıllardır barış, kardeşlik ve karşılıklı saygı içerisinde yaşayan Çerkez vatandaşlarımız, şehrimizin kültürel yapısına büyük katkı sunmaktadır. Ortak geçmişimizden aldığımız güçle, birlikte daha aydınlık bir geleceği inşa edeceğimize inanıyoruz.

Bugün de, 21 Mayıs vesilesiyle, sürgün yollarında ve soykırım da hayatını kaybeden tüm Çerkezleri bir kez daha rahmetle anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz.”

CHP KAYSERİ MİLLETVEKİLİ AŞKIN GENÇ

Unutmadık, unutmayacağız.

#21Mayıs1864 #ÇerkesSoykırımı #Sürgün

PINARBAŞI BELEDİYE BAŞKANI DENİZ YAĞAN’IN MESAJI

21 Mayıs.
Bir milletin yüreğine kazınan, unutulmayan, unutturulmayan bir tarih…

1864’te Karadeniz’in suları sadece bedenlerimizi değil, dilimizi, kültürümüzü, evlatlarımızın geleceğini de yuttu.

Bazen bir türküde, bazen rüzgârın uğultusunda, bazen de bir ananın gözyaşında…
Çerkes halkının direnişini, acısını, gururunu taşıyoruz.

Sürgünün 161. yılında, başta hayatını kaybeden soydaşlarımız olmak üzere tüm Çerkes halkını saygıyla anıyorum.

Kayseri Birleşik Kafkasya Derneği eski Başkanı Cemil Görücü: CERKES SOYKIRIMININ FİNAL SAHNESİDİR, SÜRGÜN

21 Mayıs 1864, yalnızca bir sürgünün değil, insanlık tarihine kazınmış büyük bir felaketin son perdesidir.

O gün, Çerkes halkının yüzyıllardır yaşadığı topraklardan koparıldığı, yok oluşun resmileştiği gündür. Ancak yaşananlar sıradan bir “göç” ya da “nüfus hareketi” değildir. Bu, planlı, sistematik ve çok boyutlu bir yok etme sürecinin adıdır: Çerkes Soykırımı.

Öncesinde Çerkes köyleri yakılmış, tarlalar talan edilmiş, hayvanlar öldürülmüş, su kaynakları zehirlenmiştir. Halk, yaşam koşullarından mahrum bırakılmış, direnci kırılmış ve varlığı hedef alınmıştır. Bu, bir halkı hayatta kalma ihtimalinden bilinçli şekilde mahrum etme sürecidir.

Dönemin Rus Çarı II. Aleksandr ve General Yevdokimov’un emirleriyle, Karadeniz kıyılarındaki tüm Çerkes nüfusunun silinmesi hedeflenmişti. Yerlerine Kazak, Rus ve diğer Slav unsurların yerleştirilmesiyle birlikte, bu süreç salt askeri bir harekât değil, aynı zamanda bir demografik mühendislik projesine dönüşmüştür.

Yalnızca savaşan erkekler değil, kadınlar, çocuklar ve yaşlılar da bu yok edici şiddetin hedefi olmuştur. Dağ yollarında, limanlarda ve Karadeniz yolculuğu sırasında yüz binlerce insan; açlık, susuzluk, salgın hastalıklar ve gemi faciaları sonucu yaşamını yitirmiştir.

Sürgün gemileri insan kapasitesinin çok üzerinde doldurulmuş, çoğunda yiyecek ve su kasıtlı olarak eksik bırakılmıştır. Bazı gemiler ise kasıtlı biçimde batırılmış, denizin derinlikleri adeta bir toplu mezara dönüşmüştür. Bu, soykırımın fiziksel imha boyutunu oluşturur.

Bu nedenle “sürgün” kelimesi, yaşananların yalnızca sonunu tarif eder; oysa bu, bir sürecin kaçınılmaz final sahnesidir. Gerçekte birçok kişi sürgünü dahi göremeden yolda can vermiş; sağ kalanlar ise kimliklerinden, dillerinden, kültürlerinden koparılmış bir şekilde hayatta kalabilmiştir.

Bu yüzden 21 Mayıs’ı anarken, yaşananları “ÇERKES SOYKIRIMI” olarak adlandırmak hem tarihsel gerçekliğe uygun hem de ahlaki sorumluluğu açıkça ifade eden bir tutumdur. “Sürgün” kelimesi ise bu büyük insanlık suçunun ağırlığını hafifletir, faillerini görünmez kılar.

ÇERKES SOYKIRIMI; planlıdır, süreklidir, yalnızca bedenleri değil, maddi ve manevi kültürü de hedef alır. Milyonlarca insanı etkileyen bu trajedinin adını doğru koymak, yalnızca Çerkesler için değil, tüm insanlık için bir vicdan ve adalet SINAVDIR.

18 Mayıs 1944’te Kırım Tatar halkı, topyekûn bir sürgüne maruz bırakıldı. Kadın, çocuk, yaşlı demeden binlerce insan, birkaç saat içinde evlerinden koparıldı, hayvan vagonlarına doldurularak Orta Asya’ya sürüldü. Yolda ve sürgün yıllarında on binlercesi hayatını kaybetti.

Bu trajedi sadece bir halkın vatanından edilmesi değil, aynı zamanda bir kültürün, bir hafızanın yok edilmek istenmesiydi.

Bugün, sürgünün 81. yılında, bu insanlık suçunu bir kez daha lanetliyor; hayatını kaybedenleri rahmetle anıyor, Kırım Tatar halkının onurlu mücadelesini saygıyla selamlıyoruz.Soykırım ; Modern Dünyanın gözleri önünde terör Devletleri tarafından Gazze de naklen işlenen, insanlık zulmüdür.Kırım tatar halkına uygulanan soykırım nasıl unutulmadıysa , hiçbir soykırımı unutmayacağız. Şehitlere Allah rahmet eylesin .Unutmadık, unutturmayacağız.

Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, Kayseri ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Küresel Gazeteciler Konseyi üyesi, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlgili Makaleler

Davut Güleç Panel İletişim Davut Güleç – Sağ Menü Android Uygulama İndir Popup
Yukarı Ok