Yasadışı göç, kaçakçılık ve Türkiye (Köşe yazısı 10.12.2014 Kayseri Star Haber)
DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ
Türk Dil Kurumu Sözlüğüne göre kaçakçılık; “Vergi vermeden, düzen kullanarak yasalarca alım satımı yasak edilen nesneleri yurda sokma, yurttan çıkarma, gizlice alıp satma ve bundan bir kazanç sağlama eylemi.”
Türkiye’de de son dönemlerde sık sık sigara, uyuşturucu, insan, akaryakıt kaçakçılığı ülke gündemine oturuyor. Haberleri izlerken ‘Bunlara karşı kimse bir şey yapmıyor mu?’ diyorsunuz.
İşte bu nedenle sizlere kaçakçılıkla ilgili bazı bilgileri vereyim istedim.
Türkiye’de her türlü Kaçakçılığa karşı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Gümrük Müsteşarlığı personelinden oluşan İçişleri Bakanlığına bağlı bir Daire Başkanlığı var.
Bu daire, kaçakçılık raporlarının değerlendirilmesi, koordinasyonu, icracı birimlerin ve diğer kurumların kaçakçılıkla ilgili alması gereken tedbirler ve yapmaları gereken düzenlemeler konusunda öneride bulunur. Ayrıca aranan kişilerin ülke çapında yakalanıp ilgili yerlere teslim edilmesi ve istihbarat amaçlı olarak hakkında bazı suçlardan dava açılan kişilere ilişkin bilgi toplama görevlerini yürütür.
Burada kaçakçılık 16 madde halinde sayılır. Kanunu’nda kaçakçılık; ülkeye ithali ya da ülkeden ihracı yasak, ithal ve ihracı gümrük muamelesine tabi olan bir maddeyi gümrük işlemleri yaptırılmadan ithal-ihraç etmek ve bu maddeleri yurt içinde satmak ve satın almak gibi sıralanır.
Kaçakçılıkta; akaryakıt kaçakçılığı, canlı hayvan kaçakçılığı, gıda maddesi kaçakçılığı, ticari eşya-malzeme kaçakçılığı, alkollü içki kaçakçılığı, tütün ve tütün mamulleri kaçakçılığı, oto kaçakçılığı, gümrük kaçakçılığı, kültür ve tabiat varlıkları kaçakçılığı, kıymetli taş ve maden kaçakçılığı, silah-mühimmat kaçakçılığı, uyuşturucu madde kaçakçılığı, göçmen kaçakçılığı oldukça yaygın.
Bu arada geri kalmış ülkelerde devam eden ciddi ekonomik sıkıntılar, kronik yoksulluk, fırsat yoksunluğu ve buna ek olarak insan hak ve hürriyetlerini hiçe sayan baskıcı otoriter rejimler, sivil savaşlar, genel şiddet eylemleri ve güvensizlik insanları bulundukları ülkeyi terk etmeye zorluyor. Yasadışı göçe neden olan etkenler şöyle.
• Dünya nüfusunun hızlı artışı,
• Üçüncü dünya ülkelerinde işsizliğin kronik olarak devamı,
• Ulaşım ve iletişim imkânlarının kolaylaşması,
• Fakir ülkelerdeki insanların beklentilerinin yükselmesi,
• Bazı ülkelerdeki siyasi kargaşa,
• Bölgesel savaşlar,
• Bazı terörist örgütlerin faaliyetleri,
• Organizatörlerin ekonomik düşünceleri,
• İnsan hakları ihlâllerinin oluşturduğu endişe sebebiyle, mülteci ve sığınmacılar için daha geniş yardım politikalarının üretilmesi ve uluslararası yardım kuruluşlarının daha etkin rol alması,
• Ucuz işgücüne olan talebin artması,
• Yasadışı göç ve göçmen kaçakçılığı ile mücadele yasalarının etkin olmaması,
• Yasadışı girişlerin yeterince cezalandırılmaması.
Türkiye coğrafî konumu itibariyle doğusunda yaşanan istikrarsızlıklar, beraberinde getirdiği ekonomik sıkıntılar, insan hakları ihlalleri ve yaşanan iç savaşlarla, batısında yer alan refaha sahip iş gücüne ihtiyaç duyan Avrupa ülkelerinin arasında köprü vazifesi görüyor. Bu yüzden yoğun yasadışı göç hareketleri sık ortaya çıkıyor. Özellikle Ortadoğu ve Asya’dan Avrupa’ya yönelik yasadışı göç güzergâhlarının çoğunun üzerinde bulunuyor.
Türkiye yine de, yasadışı göçü önlemek ve yasadışı bulunan yabancıları ülkeden çıkarmak için kararlı biçimde mücadele ediyor.
Yasadışı göç ve göçmen kaçakçılığında en yaygın kullanılan yöntemlerde şöyle.
*Sahte pasaport, vize ve kimlik kullanmak,
*Yürüyerek, yüzerek, hayvan veya araçlarla yasal olmayan sınır bölgelerinden geçiş yapmak,
*Sürat botları, küçük tekneler veya eski büyük gemilerle deniz yoluyla,
*TIR, kamyon gibi araçlarda gizlenerek karayoluyla geçiş.
Kaçakçılar, günün şartları ve alınan güvenlik tedbirlerine bağlı olarak farklı yöntemler uyguluyor. Kaçakçılığa konu insan, eşya veya hayvanı;
• Aranması zahmetli ve yardımcı arama malzemesi gerektiren yere ve bölgeye saklamak,
• Kaçağa konu eşyayı aranması toplumun gelenek, din ve ahlak kurallarına ters düşecek şekilde, şahısların üzerlerinde veya yerlerde saklamak (hamile kadın, hasta ve çok yaşlı kişilerin üzerlerinde, tabut, ambulans içinde nakletmek gibi),
• Güvenlik güçlerini yer, zaman ve güzergâh konusunda yanıltmak,
• Güvenlik güçlerinin kontrol ve arama ihtimalinin az olduğu yer ve zamanı seçmek,
• Kendileriyle işbirliğine yanaşmayan görevlileri yıpratmak suretiyle, yurda sokma, nakil ve dağıtım organizasyonları yapmak gibi usuller bunlardan bazıları.
Kaçakçılığın, ülke ekonomisi, halk sağlığı, toplum yapısı üzerindeki etkileri ayrı birer konu.
Ama kaçakçılık, başlangıçta geçim kaynağı, giderek de kolay para kazanma yolu olarak görülmeye başladı.
Kaçakçılıkla mücadelede yaşanan güçlükler ise;
*Kaçakçılıkla ilgili mevzuatın görevliler tarafından yeterince bilinmemesi,
*İlgili kurumlardaki ödenek, araç, donanım ve personel yetersizliği,
*Kaçağa konu eşyanın tasfiye işlemleri süresinde muhafaza edileceği depo yeri temininin güçlüğü,
*Kaçağa konu eşyanın tasfiye işlemlerinin zaman alması,
*Kaçakçılık suçlarının çokluğundan dolayı muhakeme sürecinin uzun sürmesi, uygulamada sıklıkla yaşanan sıkıntıların başında geliyor.
Türkiye kaçaklar ve kaçak mallar ile dolarken, kanunların adamına, gücüne göre değil, herkese eşit şekilde uygulanmasını bekliyor. Ve ekliyor.
‘Adalet bir gün herkese lazım olacak.’