Köşe Yazıları

Vefasızlık ve siyaset (Dergi Anadolu – Ekim 2014 köşe yazısı)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ

Bugün ki yazımı biraz ağır yazmak ve şehri yönetenleri de eleştirmek istiyorum.
Kayseri tarihinde bir çok medeniyete ev sahipliği yapmış, iz bırakmış, isimsiz kahramanları ile dolu dolu bir şehir.
Tarihe karışıp unutulanları da var, yaşarken unutulanları da.
Şimdi diyeceksiniz ki bu da nereden çıktı.
Kayseri’nin hayırseverleri var.
Kadim Kent programları, etkinlikleri var.
Festivalleri, şenlikleri, tanıtım günleri, birçok Sivil Toplum Kuruluşunun etkinlikleri de.
Var var olmasına da, ‘Siyaset, ticaret, ibadet’ üçgeninde seyrediyor.
Yani biraz ‘Ahbap-çavuş’ ilişkileri ağır basıyor.
‘Senin adam, benim adam, bunu bir yere yerleştirelim, aman bunu unutmayalım’ anlayışı ile.
* * *
Belki de Dünyanın ‘En yakışıklı dağı’ olan Erciyes’in adını duymayan yok. Ama sadece dağ olarak bilinir. Şimdi yeni yeni ‘Kış sporları ve turizm merkezi’ olma yolunda.
Türkiye’nin ‘Davos’u için aday merkez.
Mera alanları, betonlaşmaya, kimyası ile oynanmaya, doğada kendinden alınanın intikamını almaya başladı.
Geçen yıl ‘Erciyes’in karı Kayseri’nin karı’ oluyor sloganı adeta bunu söyleyenlerin boğazına düğümletildi. Kayak pisti için dozer ve kepçelerin dokunmadığı yer kalmayınca, kevenler köklerinden kazınınca, endemik bitkiler yok edilince o kadar yatırım boşa gitti.
Aynen insanın kafasındaki saçın dökülmesi gibi Erciyes ‘Kel’ kaldı.
Suni kar makineleri getirildi, değiştirildi. Hava şartları uymadı, derken doğada yeterli yağışta olmadı. İmdada yetişmesi gereken Suni Kar makinalarının ürettiği karlarda; kevenler, bitki örtüsü olmayınca tutmadı.Tipide uçtu gitti. 3-4 aylık kış turizmi sonrası Erciyes’in kaderine terkedilmiş, kimyası bozulmuş hali görenleri utandırdı.
Erciyes’in yıllardır tanıtımına en büyük katkıyı, Kayseri’nin tek doğa spor kulübü olan Herkes İçin Spor Federasyonuna bağlı Erciyes Kar Kaplanları ile basın yaptı. Kimsenin aklında olmayanı Kaplanlar başardı. Değişik mevki, makamlara sahip olan 50 yaş üzerindeki bu ‘İsimsiz kahramanlar’ hiçbir bedel, çıkar, ücret beklemeden, bunun ticaretini yapmadan bu şehre vefa borcunu, topraklara olan borcunu ödemek için renkli işlere imza attı.
Hem spor yaptı, hem sağlık için sporun ne kadar önemli olduğuna dikkat çekti hem de hayatı dolu ve doyarak yaşamak için gezmenin, görmenin, yaşamanın farkındalığını gözler önüne serdi. Ağır eleştirenler, ağzına geleni bu insanlara söyleyenler oldu. Ama ‘Pes etmek ve fesh etmek yok’ diyen bu insanlar ‘Birbirini sürekli sıvazlayan ve bu işin ticaretini yapanlara inat’ durmadı.
Öyle ki, kışın Erciyes’te yaptıkları kar banyosu ve buzlu suya girme işine, yerel televizyonlarda yaptıkları Türk Sanat Müziği programlarını ekledi. Bir programda, 11. Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ün araması, hepsini Konservatuvara yönetti.
Bu yöneliş Türk Sanat Müziği ve Türk Halk Müziği korolarını kurdurdu. Televizyonlarda aylık proğramlarla herkesi o gğün için müziğe doyurdu.
Öğretmenlere vefa ve teşekkür borcu için ‘Geleneksel öğretmenler konseri’ni başlattı.
Onkolojik (Kanser) hastalara, Cezaevinde yatan mahkumlara, bazı tarihi olaylar için gönüllü, ücretsiz konserler verdi, veriyor ve devam ettiriyor.
Dağ ve tepelerde spor yaparken topladıkları mavi kapaklar ile önce aküsüz sonra akülü engelli araçlarını Milli Eğitim Müdürlüğünün saptadığı öğrencilere, onların onuru-gururu ile oynamadan yine ücretsiz teslim etti.
Yaban av hayvanları için ağır kış şartlarında doğaya yem götürürken, fidan dikim aylarında da tohumları dağ ve tepelerde toprakla buluşturdu. Yaban av hayatının korunması için gönüllü fahri av müfettişliği eğitimi aldı.
Kent Konseyinde tüm çalışma gruplarına katılıp, kağıt üzerinde isim olmadıklarını gösterdi. Projeler üretti.
Evlerde atıl halde duran kitap ve ansiklopedilerle ‘Kardeş okullara kütüphane’ projesini sessiz-sedasız yürüttü.
Yine evlerde az giyilmiş olan özellikle çocuk spor ayakkabıları ve malzemeleri köylere gönderip takımlar kurdurdu.
Kayseri dışında kendi imkanları ile birçok etkinliğe katılıp Kayseri, Erciyes ve Türkiye’nin tanıtımına, sporun yararlarına dikkat çekti.
Hatta öyle ki, turizm rotaları ve yürüyüş yolları uygulamasını, parkurları Erciyes’te ilk çizen, başlatan, Valilerimize, belediye başkanlarımıza öneren ben ve Kaplanlar olmasına karşın nedense hep neden unutulduk, hatırlanmadık, gönlümüz alınmadı, anlamadım gitti.
Peki, bu kadar işe başarı ile imza atan Herkes İçin Spor Federasyonu, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübünü hatırlamak bu şehri yönetenlerin, yayınladıkları yayınlarda neden aklına gelmez.
Geçen yıl Ankara’da yapılan Kadim Kent Kayseri etkinliklerinde Kayseri Valiliği tarafından bastırılan Kayseri tanıtım kitabı evlere şenlikti. Güncel değildi. Gazeteci olarak ben dahil bir çok kişi unutulmuş, spor bölümünde adımızın a’sı bile yoktu. Ama olmadık isimler sıvazlanmıştı.
Yine Kayseri Valiliği tarafından çıkartılan yürüyüş parkurları ve turizm rotalarına yönelik kitap ve broşürde aynı. Kitabı hazırlayan arkadaşları kim sıvazladı ona teşekkür. İyi de, toplantılarında bile bunu yüksek sesle dile getirmemize karşın, işin içinde ticaret olmayınca kimse hatırlamadı. Bu yürüyüş parkurlarından birinde Kaplanlardan biri düşerek kaburgalarını kırıp hastanelik oldu. Bunu bilen hayırsız-vefasızlar kendi isimlerini yazdırıp, olayı kendilerine mal ettiler.
Zaten Erciyes’te bir yanlışlık var. Yanlışlık dağ yönetiminden başlıyor. Erciyes’te yıllardır ticaret yapanlarla kolkola yürüyüş içinde. Betonlaşma hızla sürüyor. Doğa intikam üstüne intikam alıyor. Yürüyüş parkurları çiziliyor ama içinde, Gençlik Spor Bakanlığında bu işin temsilcisi Herkes İçin Spor Federasyonu ve bunun öncüsü Erciyes Kar Kaplanlarından kimse yok. Peki çizen biz, çizdiren biz, yürüten biz, tanıtan biz, peki biz bu projenin neresindeyiz. Niye unutulduk.
Kayak Federasyonu ortada. Kayakla ilgili bir çok şey yapılıyor. Güya Erciyes’in tanıtımı için Erciyes’e her mahalleden şakşakçılar taşınıyor. Kaçı geri dönüyor o da yok. Ama açıklamalara göre milyonlar Erciyes’te dolup boşalıyor. O kadar Erciyes’e çıkıp inen biziz, nedense göremiyoruz. Üstelik Alp Disiplini Milli Kayak hakemi olarak, seçimlerde bile hatırlanmadık. Hakem olarak o kadarda Erciyes’te kayak haberini ben yaptım, yaptırdım. Şimdi kaymağını birileri yiyor.
Güya bu şehrin adı ‘Kadim kent’. İnsanlara mı kadim, betonlaştıranlara mı anlamadım gitti.
Halen ilgili kişi ve kurumlarda doğa sporları dernekleri aranıyor. Kardeşim onların tümünün adresi Herkes İçin Spor Federasyonunda toplanıyor. Onunda bir il temsilcisi var. Üstelik gazeteci. Üstelik Federasyon il temsilcisi. Bu kadar hareketli olmasına karşın hala uyduruk kişi ve STK’lar ile birşeyler yapmaya çalışıyorsun.
Kamu adına bu tip doğa ve sağlık yürüyüşlerini devlet bütçesinden yaparken, devletin Kayseri’deki temsilcisinden haberin yok. Davet yok. Birisi bir şey diyor, sen onunla hareket ediyorsun. Bu nasıl kamu görevi? Cebinden yapıyorsan buyur yap. Yok kanunla o işi yapıyorsan kanunla ve devletin bütçesi ile yaptığın işi ona uygun devletin atadığı insanlarla yap.
* * *
Güya kadim Kent Kayseri’de işler ahbap çavuş ilişkileri ile devam ediyor. İsimsiz kahramanları hatırlamayan adı bile artık başına bela olmuş ve riski yüksek bir şehir. Anlatılanlara fazla bakmıyorum. Diğer şehirlere yapılanlara ve hizmetlere bakarak yatırımlarda geri kaldı. Artık birbirinden borç alamayan, bankalara borçlanan bir şehir. Tamamen Kayseri’den uzaklaşan, yabancılaşan bir kent.
Eski ne tadı var, ne bayramları ne gelenek-görenekleri. Eskiden insanlar ‘Övünmek gibi olmasın ama Kayseriliyim’ derdi. Şimdi pahalılığından ‘pastırma, sucuk ister’ ya da siyasetteki başarısızlığından, trafiğinden, kirli havasından, insanların aslında modern olmasına karşın milliyetçi-muhafazakar görüntüsünden bile korkan bir şehir haline geldi.
Her olumsuz bir olayda Kayseri’nin adının geçmesi beni ‘Bundan sonrada bu şehire borcumu ödemek için elimden gelen bir isimsiz kahraman’ olarak beni ve Erciyes Kar Kaplanlarını üzüyor. Umarım, bu şehri yönetenler, bundan sonra ‘Kadim Kente’ yakışan işlere imza atarlar.
O isimsiz kahramanların dediği bir şey var.
‘Bırakın bir birinizi sıvazlamayı, bu şehire gerçekten büyük hizmet eden, hiçbir beklentisi ve ücret talebi olmadan hizmet eden insanları birazda sıvazlayın, hatırlayın. Eskiden ‘Bırak seni başkası övsün’ derlermiş. Şimdi sen kendini övmezsen zaten kimse övmüyor, hatırlamıyor diyor.’
Kayseri’deki vefasızlık ve siyaset kötü çağa ayak uydurdu. Bir çok alanda olduğu gibi bu gidiş gidiş değil. Hayırlısı diyeyim.

Onur Özgür Güleç

Teknik Destek Uzmanı, Web Master, Teknoloji Yazarı, Android Meraklısı

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Davut Güleç Panel İletişim Sağ Menü
Davut Güleç Logo Ana Sayfa Davut Güleç Kimdir? Galeri Köşe Yazıları Site Haritası