Vatan toprağını yakma.. (Köşe yazısı 25.07.2017 Kayseri Star Haber Gazetesi)
DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ
davutgulec@hotmail.com
Özellikle bu mevsimlerde başlayan anız yakma olayları durmak bilmiyor. Alınan önlemler, yapılan açıklamalar, verilen cezalar ‘bilinçsiz Vatan toprağını ve geleceğini yakma’nın bir türlü önüne geçemiyor.
Yıllar önce Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü’nden Doç. Dr. Müge K. Davran’ın hazırladığı ‘Anızla birlikte geleceğinizde yanar’ sloganıyla hazırlanan broşürde ‘Anız ne için yakılır?’ diye sorulmuş ve şu açıklama yapılmış.
“Anızı yakan çiftçiler doğru bir iş yaptıklarını zannederler ve bu işin sadece olumlu taraflarını göz önüne alarak bunu yaparlar oysa birde madalyonun öteki yüzü vardır yani anız yakmanın toprağa bitkiye ve çevreye verdiğiniz zararlar. İsterseniz önce anız yakmanın yararlarını belirtelim, sonra zararlarını ve en son olarak ortaya çıkan sonuca bakalım. Çiftçiler anız yakma eğilimindedirler.
Çünkü; Bitki artıkları çok kolay, masrafsız ve çabuk yok edilir. Sürümü kolaylaştırır, İkinci ürün yetiştirmek için zaman tasarrufu sağlar. Sap ve bitki artıkları üzerindeki artıklar yok edilir. Saplar bitki artıkları ve toprak yüzeyine yakın yerde barınan zararlıların yumurta, larva, pupa ve erginleri yok edilir. Toprak üzerine düşen yabancı ot tohumları yok edilir.
Oysaki anız yakımının yukarıda sayılan ve faydalı görülen amaçların aksine toprak ve doğaya zarar vermektedir. Bunları maddeler halinde sıralarsak; Toprak verimliliği azalır. Toprak canlılarının beslenme ortamı yok edilir. Toprak canlılarının bıraktığı birçok maddelerle oluşturulan yaşam ortamı yakılarak yok edilir. Toprak yel ile üfürülerek sel ile süpürülerek erezyona (taşınarak) uğrar. Toprak yorgunluğu artar. Toprak yağmur suları ile taşınır ve toprak içerisinde toprağın açtığı kanallar çöktüğü için su depolanmaz. Doğal denge bozulur. Orman yangınlarının çıkmasına sebep olurlar. Anızla birlikte çok zaman diğer komşu tarla ve bahçeleri de yanmaktadır. Anız yakmalarla zaman zaman yerleşim alanları da yanmaktadır. Anız yakmanın başka tehlikeleri arasında ise telefon direklerini yanması ve daha da kötüsü, yoldan geçen arabaların görüş mesafesini azaltarak ölümcül kazalara sebep olmasıdır.
Ülkemizde kanunlarla ve polis uygulamalarıyla anız yakımı önlenmeye çalışılmaktadır. Gelişmiş ülkelerde barınan çiftçilere anız yakmanın zararları anlatılmış ve onlarda ikna olmuşlardır. Gelişmiş ülkelerde bu sorun halledilmiştir. Eğer çitçilerimiz anız yakmanın faydadan çok zarar verdiğini bir anlayabilirlerse hiçbir güç çiftçiye anız yaktıramaz. Bütün sorun bunun inandırıcı şekilde anlatılmasıdır. Çiftçilik bir gönül mesleği olmasa bunu yapacak insanları bulmak bu kadar kolay olmazdı. Anız yakarak geçim kaynağı olan toprağı fakirleştirip öldürmektedir. Bunu görmeli ve anız yakmayı bırakmalıdır.
6831 Sayılı Orman Kanunu’na göre, ormana 4 km yakınlıkta ve ayrıca iskana açık yerlerde anız ve ot örtüsü yakmak suçtur. Anız Yakmayın, yakanlara engel olun. İlgili Müdürlüklere ve güvenlik güçlerine haber verin. Köy kooperatiflerini uyarın. Muhtarlıklara ve Kaymakamlıklara şikayet dilekçesi verin.”
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’da bu konuda şunları söyledi.
“Toprağın en büyük düşmanı anız yakma. Anız yakma sırasında 250 dereceye ulaşan sıcaklık, toprakta verimlilik için en önemli unsurlardan biri olan organik maddeleri yok ediyor, toprağın biyoloji, fiziksel, kimyasal özelliklerine zarar veriyor. Her yıl hasattan sonra rutin bir tarımsal uygulama gibi gerçekleştirilen ve toprak verimliliğine uzun vadede ciddi zararlar veren anız yakma ve yanlış arazi kullanımı, verimli tarım alanlarının azalmasına ve toprak verimliliğinin zamanla kaybolmasına neden olur. 250 dereceye varan sıcaklık, verimlilik için en önemli unsurlardan biri olan organik maddeyi yok ediyor. Toprakta sürdürülebilirlik için önemli olan biyolojik, fiziksel ve kimyasal özelliklere zarar veriyor. Ayrıca anız yangınları nedeniyle komşu tarlaların ürünleri ile ormanlar da tahrip olabilmekte, doğrudan ve dolaylı etkileri yüzünden toprakla birlikte birçok canlı türü de zarar görmektedir.
Verimliliği düşen topraktan daha iyi ürün almak isteyen üreticilerimiz, daha fazla toprak işleme ve kimyasal kullanma yollarına başvuruyor. Dolayısıyla hem ekonomik hem de çevreyle ilgili sorunlar ortaya çıkıyor. Anız yakmayla geri dönüşümü mümkün olmayan kayıplar birikmeye başlıyor. Zamanla bu birikimler toprak verimliliğini önemli derecede etkiliyor ve toprak çoraklaşarak tarım yapılması mümkün olmayan bir materyale dönüşüyor. Anız yangınları konusunda yapılan araştırmalar, en fazla toprak kayıplarının anız yakılan tarlalarda olduğunu göstermiştir. Üreticilerimiz anız yakarak geçim kaynağı olan toprağı fakirleştirip öldürmemeli ve anız yakmayı bırakmalıdır.
Anız yakma sadece havaya, çevreye, meraya, ormana, toprağa ve topraktaki canlılara zarar vermez. Kontrolden çıkan anız yangınları, köy, kasaba ve şehirlerdeki yerleşim yerlerini, tarım arazileri içinde bulunan enerji iletişim ve haberleşme hatlarını taşıyan direklere zarar vererek can ve mal kayıplarına neden olabilir.
Üreticilerimizin anız yakma sebebi, yabancı ot tohumlarının, bitki artıklarının kolayca temizlenmesi, sürümün kolaylaştırılması, bitki artıkları ve toprak yüzeyine yakın yerde barınan zararlıların yumurta, larva, pupa ve erginlerinin yok olmasıdır. Toprak işleme uygulamaları, tarımsal üründe bir azalmaya neden olmadan toprağı koruyan ve aynı zamanda sürdürülebilir bir faaliyet olması gerekir. Üreticilerimiz anız yakmak yerine alternatif uygulamaları tercih etmeli, toprak işlemesiz tarıma yönlendirilmelidir. Bu yöntem, anız yakılmaması, erozyonun azalması, yakıttan tasarruf edilmesi, toprak yüzeyinden olan buharlaşmanın önlenmesi ve kuraklığa dayanıklı toprak oluşmasına kadar birçok faydası vardır.”
Tüm bu ciddi uyarılara rağmen ‘Ülkenin geleceğini, Vatan topraklarını’ aşırı kazanç hırsıyla yakan varsa onlara da lanet olsun.