Uyumsuzluk.. (Köşe yazısı 21.08.2018 Kayseri Gazeteciler Cemiyeti Bayram Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Türkiye’de iktidardaki ve muhalefetteki siyasilerle, atanmışlar ve seçilmiş belediye başkanları, muhtarları dinlerseniz kafanız iyice karışır.

Herkes ayrı bir telden çalıyor.

Halen, seçilmişler yaptıkları yol, su, elektrik, asfalt gibi klasik hizmetlerle övünüyor.

Zaten eğitim sistemi diye ‘milli’ bir eğitim-öğretim sistemi de kalmadı.

Seçilmişlerin son yaptıkları açıklamalara bakıyorum.

‘Evladiyelik yollar, altyapılar’ yapmışlar..

Bence miş-mış..

Yağmurlu günlerde yaptıkları o yolların, alt geçitlerin halini görüyoruz.

Evladiyelik dedikleri o yolların Avrupa standartları hangisinde var.

Evet, bu bölümü okuyanlar ‘hepsi Avrupa standardında’ diyor.

Peki bende soruyorum.

Hemen her durakta bisiklet noktaları var.

Ya yollarda bisiklet yolu, işareti, engelsiz bir durumu var mı?

Yok.

O yolların kenarında spor yolları, dinlenme parkları, oturma yerleri var mı?

Onlarda yok.

Üstelik övünülen o bisikletlerde gece uyarı ışık sistemleri, kasklar var mı?

Hiç biri yok.

Tramvaya bindiğinizde bunu daha iyi görüyorsunuz.

Sürekli geçiş noktalarında ve kavşaklarda, gündüzü de gecesi de ayrı bir rezalet.

Vatmanlar, belediye otobüs şoförleri ve sürücüler yine iyi idare ediyor.

Işık sistemi olmayan, kaskı bulunmayan, belki de frenleri bile bozuk bisikletliler tramvaylarında, araçların da önlerinde ‘intihar komandoları’ gibi.

Hep birlikte artık 5-10-20 yılın değil, ‘geleceği kurtaracak’ kalıcı, yap-boz yapılmayan kalıcı hizmetlere imzalar atılmalı.

Yeni yollar, bulvarlar, caddeler, sokaklar yapılırken, gelecekte geçmesi düşünülerek tramvay yolu, kenarlarında araç yolları, hemen yanında bisiklet yolu, yaya yolu, spor yolu, parklar düşünülerek yapılmalı.

Yoksa mevcut parkları imha ederek, şimdilik kurtardığınız, bana göre klasik, standart dışı o yollar bile yakın bir gelecekte, seçilecek başkanların, yöneticilerin, siyasilerin başlarını çok ağrıtacak.

En basitinden zamanında yapılmayan ve ‘Hele bir başlasın’ denilen Erkilet havalimanının hali de ortada. Yetersiz kalıyor, pek çok sorun çözülemiyor.

Yine söylüyorum.

‘Övünmek gibi olmasın ama Kayseriliyim’ ya da ‘Kayserili işini bilir’, ‘Hayırseverler şehri’ sözü bu şehre çok zarar verdi ve vermeye devam ediyor.

Bu şehre iyi ‘Evladiyelik hizmet’ yaptığını iddia edenler, şehre mi, bu şehirde yaşayan insanlara mı, yoksa kendi geleceğine mi hizmet yapıyor, bu da tartışma konusu.

Bu şehirde eskiden her konuda bir ‘uyum’ vardı. Şimdi ise ‘ben yaptım, benim dediğim doğru, herkes işine, gücüne baksın’ anlayışı ile bir uyumsuzluk var.

Bu yazdıklarımdan elbette memnun olmayan, arkamdan atıp-tutanlar olacak. Hiç önemli değil. Zaten ‘sen-ben-bizim oğlan’ anlayışları, gezileri, gösterişleri, şov kültürleri ile, Sivas-Ankara arası Yüksek hızlı trenle 2 saate düşürülürken, Kayseri’nin halen proje bazlı devam etmesi bile, seçilenlerin ve yönetenlerin yetersizliğinin eseri.

Ben Kayseri’nin her alanda ‘eski uyum, örnek siyaset, hayırseverlik, ticaretteki başarısı, örnek ve model alınan eserleri’ ile konuşulmasından yanayım.

Geriye götürülen ‘Kayseri siyaseti’nde bile kıvranıyoruz, kuyu kazıyor, suçu başkalarına atıyor, günah savuşturuyoruz.

Umarım, birlik, beraberlik, dayanışma, kaynaşma, yardımlaşmanın arttığı böylesi bayram günlerinde Kayseri titreyip kendine gelirde yeni bir ‘uyum’ süreci başlar.

Yoksa ‘yerli-köylü’ çatışması yaptıran ‘mutlu, şov yapan azınlık’ bu şehrin çivisini çıkarttı.

Tatil yapmayanlara, sağlıklı, huzurlu, mutlu, barış içinde ‘iyi bayramlar.’