ÜMİT ÖZDAĞ: “HUKUK SİSTEMİ AĞIR BASKI ALTINDADIR”. ŞEYMANUR AKLAN: “KATİLLERİN YAŞI DEĞİL SUÇLARI KONUŞULMALI”
“HUKUK SİSTEMİ AĞIR BASKI ALTINDADIR”
Zafer partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, üstüne atılı ‘Cumhurbaşkanına alenen hakaret’ suçlamasından dolayı görülen davanın ikinci duruşması sonrası basın açıklaması yaptı. Davanın üçüncü duruşması ise 24 Aralık 2025 tarihine ertelendi.
Prof. Dr. Ümit Özdağ: Avukatlarım da ve ben de son savunma için, yazılı savunma için süre istedik çünkü Anayasa Mahkemesi’nin ve Yargıtay’ın birçok emsal kararı var. Bunların hepsini tek tek ortaya koyacağız ama bu bir hukuk süreci değil. Bu bir düşman ceza hukukuyla siyasetin yeniden yapılandırıldığı ve siyasi partilerin baskı altına alındığı bir alınmaya çalışıldığı bir süreç.
Bir Milli Eğitim Bakanı şöyle söylemiş zamanında, “Okullar olmasaydı milli eğitimi ne kadar iyi yönetirdim.” Sayın Erdoğan’da “Diğer muhalif siyasi partiler olmasaydı ne kadar iyi demokrasi olurdu” şeklinde konuya yaklaşıyor anlaşılan. Kendisi her şeyi söylemekte özgür, serbest, en ağır ithamlarda bulunmakta, serbest ama muhalefetin kendisini eleştirmesi yasak kabul ediliyor. Bu demokrasi değildir, bu hukuk devleti de değildir.
Türkiye’de hukuk sistemi ağır baskı altındadır. Düşman ceza hukukunu büyük bir şiddetle uygulayan hukukçular olduğu gibi Anayasa’ya ve hukukun temel ilkelerine sadık olan birçok savcımız ve avukatımız hakimimiz de vardır. Onların yüzü suyu hürmetine zaten bugün Türkiye’de hukuktan geriye kalan ne varsa onunla toplum bir ölçüde tatmin oluyor ama biz bunu yeterli görmüyoruz
Biz muhalefete mensup olan insanlar, seçmenler bu ülkenin ikinci sınıf vatandaşları, zencileri değiliz. 1950’li, 40’lı, 60’lı yıllarda Amerika’nın güney eyaletlerinde yaşayan zencilere, beyaz ırkçıların uyguladığına benzer bir hukuk anlayışının bize uygulanmasını reddediyoruz. Bunun milli birliğimizi sabote eden, devletin altını oyan bir uygulama olduğunu düşünüyoruz. Çünkü adalet mülkün temelidir. Devletin dini adalettir. Adaletin olmadığı devlet dinsiz devlettir. Laiklik dinsizlik değildir ama adaletin olmaması bir devlette o devleti dinsiz devlet yapar. Biz tekrar adaletin olduğu bir ülkenin mücadelesini vereceğiz ve veriyoruz.
Genel Başkanımız Prof. Dr. Ümit Özdağ, Gürsel Tekin’in kayyum atanması ve CHP’ye yönelik operasyonlara ilişkin soruya ise şu cevabı verdi:
Prof. Dr. Ümit Özdağ: Bir süre önce bir avukat casusluk iddiasıyla tutuklandı ve casusluğunun kanıtı olarak iktidarı destekleyen basın organları tarafından masada çekilmiş fotoğraf ortaya sunuldu. Bir masada kiminle yemek yerseniz yiyin o sizin casusluk yaptığınız anlamına gelmez. Elinizde başka bir kanıt yoksa bir fotoğrafta kimseyi ‘casus’ diye suçlayamazsınız ama o masanın ucunda oturan avukatı casuslukla suçlayıp o masanın başında oturan ve o avukatı da masaya davet eden kişiyi kayyum olarak atıyorsanız ben size sorarım, ‘Ne yapıyorsunuz?’ Evet, Gürsel Tekin’den bahsediyorum. Avukat Bey’in casuslukla suçlandığı fotoğrafta avukatın ifadesi ‘beni Gürsel Tekin davet etti o masaya.’ Evet, buna Gürsel Tekin bir cevap vermeli. Gürsel Tekin’i buraya atayanlar da bir cevap vermeli. Nasıl bir oyun oynanıyor? Ben Sayın Özgür Özel’e de ifade ettim. Hukuk mücadelesinde Anayasa’nın siyasi partilerin varlığını güvence altına alan maddelerinin savunulması noktasında Zafer Partisi Cumhuriyet Halk Partisi’nin yanında olacaktır ve Cumhuriyet Halk Partisi seçmeninin iradesini destekleyecektir.
“KATİLLERİN YAŞI DEĞİL SUÇLARI KONUŞULMALI”
Zafer Partisi Gençlik Kolları Sözcüsü Şeymanur Aklan, ürk gençliğinin gündemine ilişkin haftalık basın toplantısında konuştu.
Şeymanur Aklan: Zafer Partisi Gençlik Kolları olarak gençlerin sorunlarını dile getirmeye devam ediyoruz. Biliyorsunuz, geçtiğimiz hafta yaptığımız toplantımızda yurt sorunundan ve gençlerin yaşamış olduğu ekonomik zorluklardan bahsetmiştik. Gençler ekonomik maliyetler altında ezilmeye devam ediyor. Bu hafta KYK yurtlarına zam geldi ve bin 250 lira oldu. 3 bin lira olarak vermiş oldukları KYK bursunun bin 250 lirasını geri istiyorlar. Demiştik ki; öğrenciye verilen burs ve krediler, öğrencinin kantindeki çay parasını ancak karşılamaktadır. Anlaşılan o ki Türk gencine çayı da çok görüyorlar. Gerekirse simit yiyenlere kötü bir haberimiz var: Artık simit de ucuz bir şey değil. Ekonomik zorluklar şu an Türkiye koşullarında her vatandaşa sirayet olsa da yalnızca cep harçlığına sahip olan öğrenciler için tabiri caizse üç kuruşun hesabını yapma mecburiyetini beraberinde getiriyor. Türk genci tiyatro, sinema, konser gibi ruhu besleyen aktiviteler bir tarafa dursun, beslenme gibi temel bir ihtiyacı karşılamaya çalışırken bile zorlanıyor. Oysa genç bir insanın kendine ayırmış olduğu vakit de bir ihtiyaç.
Geçtiğimiz hafta bir dernek ihtiyaç sahibi çocuklara ayakkabı dağıttığı esnada küçük bir kız çocuğu şöyle dedi: ayakkabı yerine kahvaltılık getirseniz olur mu? İçimiz sıkılıyor, Türk gencinin, Türk çocuğunun hak ettiğinin bu olmadığını bilmek bizim canımızı sıkıyor. Ebeveynlerin çocuklarının canı bir şey ister de alamaz diye çocuğunu markete, pazara götüremeyişi bizim canımızı sıkıyor. Biz çocukların oynayacağı oyun yerine açlığının derdine düşmediği bir Türkiye’nin hayalini kuruyoruz. Biz çocukların temel ihtiyaçlarından mahrum kalmadığı bir Türkiye istiyoruz.
Bu hafta 25 yaşında atanamayan genç bir öğretmen olan Erhan Deniz, sıva ustası olarak çalışırken elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetti. Gelin görün ki seçilmişlerin çocukları paravan şirketler açarken Türk genci paravan açıldığında hep imkansızlıklarla yüzleşiyor. Biz bunları yarınlarımız için bugünü dert ediniyoruz, peki siz neden etmiyorsunuz?
Yasaklı madde bağımlılığı
Şu an öncelik vermemiz gereken bir başka konu: yasaklı madde kullanımı ve bağımlılık oranları. Ülkemiz için kötü emelleri olan her oluşumun öncelikle gençlerimizi hedef aldığı bilinen bir gerçektir. Maalesef uyuşturucu tacirleri için de hedef öncelikle gençler. Türkiye’de özellikle son yıllarda yasaklı madde kullanımı büyük ölçüde arttı. Halk sağlığını tehdit ediyor oluşunun yanı sıra geleceğimizi tam anlamıyla zehirliyor. Gençler arasında özellikle gelecek kaygısı, belirsizlik hissi gibi etmenler de bu zararlı alışkanlıklara sürükleyebiliyor. Gençler diyoruz ama maalesef kullanım yaşı ilkokul çağına kadar inmiş durumda. Bu yalnızca bireysel bir zayıflık değil, aynı zamanda toplum ve aile yapısını bozan da bir durum. Sağlık sorunlarının yanı sıra gençleri bir bataklığa sürükleyen uyuşturucuya karşı sert ve net önlemler alınmalı, taviz verilmemelidir. Zafer Partisi olarak Tertemiz Türkiye projemizle tertemiz bir geleceğe sahip çıkacak ve uyuşturucuyla ilgili en kapsamlı mücadeleyi vermeye devam edeceğiz.
Bu hafta kötü haberler üst üste geldi. Öncelikle İzmir Balçova’da silahlı saldırı sonucu şehit olan emniyet müdürü Muhsin Aydemir’e ve polis memuru Hasan Akın’a Allah’tan rahmet diliyor, ailelerine, sevenlerine ve büyük Türk milletine başsağlığı diliyoruz. Saldırganın biliyorsunuz 16 yaşında olduğu açıklandı. Boğaziçi Üniversitesi Kampüsü’nde sabıka kaydı kabarık 20 yaşında biri 15 yaşında bir kız çocuğunu, yine Mersin’de yine 19 yaşında biri 16 yaşında bir kız çocuğunu silahla vurarak öldürdü. Keza tüm Türkiye’nin gündeminde olan Mattia Ahmet Minguzzi davası ve kardeşini korumaya çalışırken öldürülen Hakan Çakır davasında da durum budur. Yaşı kadar sabıkası olan bu suç makinelerinin ‘genç’ adı altında hafifletilmesine ve ceza indirimi uygulanmasına karşı çıkıyoruz. Katillerin yaşı değil, işledikleri suçlar konuşulmalıdır. Toplum içerisinde elini kolunu sallayarak dolaşan bu kişiler hakkında gerekli yaptırım en sert haliyle uygulanmalı, caydırıcı olmalı ve sokaklara yeniden güvenlik hakim olmalıdır.
A Milli Kadın Voleybol Takımı’nın Dünya İkinciliği
Bütün bu olumsuz haberlerin içerisinde bizlere nefes aldıran ve göğsümüzü kabartan bir gelişme de oldu ve A Milli Kadın Voleybol Takımımız dünya ikincisi oldu. Vermiş oldukları mücadele gönlümüzde birincidir ve bizlere büyük bir moral olmuştur. Kendilerini yürekten tebrik ediyoruz. Ülkemizin uluslararası arenada temsilci yetiştirmesine ve spor politikalarına büyük önem veriyoruz. Çocuklarımızın ve gençlerimizin devlet eli altında spor kültürüyle ve milli bilinçle yetişmesi öncelikli hedeflerimizden biridir. Okullarda her çocuğun en az bir spor dalında lisanslı sporcu olmasını amaçlıyor ve ulusal turnuvalarda başarılı olan sporcuyu olduğu kadar eğitmenini de ödüllendirecek parti politikamız ile Atamızın da söylediği gibi zeki, çevik, ahlaklı sporcular ve uluslararası arenada şampiyonlar yetiştirmek istiyoruz.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin İstanbul İl Başkanlığı önünde yaşanan gelişmeleri de takip ediyoruz. Düşman ceza hukuku uygulamalarıyla demokrasinin yıpratılmaya çalışıldığını görüyor ve CHP’li genç arkadaşlarımızın da endişelerini paylaşıyoruz. Gençler olarak yapmamız gerekenin sağduyuyla hareket etmek, olası provokasyonlara geçit vermemek ve tahrik unsurlarına karşı dikkatli davranmak olduğunu düşünüyoruz. Yine süreci gözlemliyor olacağız.
Son olarak yine geçtiğimiz hafta zafergencliksozcu@zaferpartisi.org.tr hesabından bizlere ulaşabileceğinizi söylemiştik. İlettiğiniz her bir mesajı okuyoruz. Türk gencinin iş, aş ve Türkiye’nin geleceği konusunda taşıdığı kaygıyı bu kürsüden dile getirmeye ve gündeme taşımaya devam edeceğiz. Gençlerimizin de içinde yer aldığı liyakatli kadroların oluşturduğu ve fırsat eşitliğinin bulunduğu bir Türkiye için mücadelemizi sürdüreceğiz. Teşekkür ediyorum, bir sonraki basın toplantımızda görüşebilmek dileğiyle.
