EkonomiSanayi-Teknoloji

TUSAF’tan çiftçiye destek önerisi, Atanova Ventures’tan yatırım, Erin’den yerli motor, Türk doğal taşı

TUSAF BAŞKANI DR. EREN GÜNHAN ULUSOY: “ÇİFTÇİYE VERİLEN DESTEKLER, UN SANAYİSİNİN BAŞARISINI ARTIRIR”

14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla buğdayın anavatanı Türkiye’de buğday ekim alanlarının arttırılmasının önemine dikkat çeken Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) Başkanı Dr. Eren Günhan Ulusoy, hammadde üretimindeki gücün un sanayicilerini dış piyasada da daha güçlü hale getireceğini belirtiyor.

Türkiye’nin 8 yıldır dünya ihracat şampiyonu olmasını sağlayan un sanayisinin tarihi, Anadolu’da yazıldı. İnsanlık tarihini değiştiren Şanlıurfa’daki Göbeklitepe, ilk buğdayın, ilk çiftçinin, ilk unun ve ilk ekmeğin ortaya çıkmasına sahne olmuştur. Ülkemiz, dünyada buğdayın ilk yetiştirildiği topraklardır ve tahıl üretimimizin yüzde 60’ını buğday oluşturmaktadır. “Toprağın hediyesi buğday, çiftçinin emeğiyle hayat bulurken, sanayicilerin de ihracatla Türkiye bayrağını dünyaya taşımasını sağlamaktadır. Bugün tam 164 ülkeye un ihracatı gerçekleştiren ve ülkenin kasasına 1 milyar doların üzerinde gelir girmesini sağlayan sektörümüz, bir başka deyişle dünyayı beslemektedir. Ne de olsa dünya nüfusunun yüzde 90’ı, Türk unu tüketmektedir. Başarımız bizi; ABD içinde 10 ve global ölçekte 4 direktörlük olmak üzere toplam 14 bölgeden oluşan, 123 yıllık Uluslararası Un Sanayicileri ve Hububatçılar Birliği Avrasya Bölge Başkanlığı’na taşıdı. Toplam nüfusları 2 milyarı aşan ve toplam 7,1 trilyon Dolar ekonomik büyüklüğü bulunan, 32 ülkeden oluşan dünya buğday üretiminin yüzde 30’unu ve dünya un ihracatının yüzde 55’ini temsil eden Avrasya Bölgesinin başkanlığını üstleniyoruz. Bu da Türkiye’nin buğday ve un piyasaları açısından ne kadar önemli olduğunu vurguluyor.” açıklamalarında bulunan TUSAF Başkanı Dr. Eren Günhan Ulusoy, dünya un piyasasındaki güçlü konumumuzu lehimize kullanabilmemiz için buğday ekim alanlarının arttırılması gerektiğini vurgulayarak sözlerine şöyle devam etti: “Kendi buğdayımızdan daha fazla üretip toplam tüketimimizde yerli buğdayımızın payını maksimum düzeye çıkarmalıyız. Bu sayede çiftçilerimiz daha fazla kazanırken, un sanayimiz tamamen iç pazardan elde ettiği hammadde ile ihracatını gerçekleştirecek ve gerçekleşen ihracat ile ekonomimize daha fazla döviz kazandırmış olacağız.”

Buğday üretimi arttırılmalı

Türkiye’nin 2020 yılında 9 milyon 750 bin ton buğday ithalatına karşılık bisküvi, un, makarna gibi ürün gruplarında ihracat gerçekleştirerek önemli başarıla imza attığının altını çizen Ulusoy, un ihracatının ise 3 milyon ton olduğunu belirtiyor. “Türkiye her yıl 19-21 milyon ton arasında buğday rekoltesi gerçekleştirmektedir. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Dünya Hububat ve Bakliyat Raporuna baktığımız zaman dünya buğday üretiminin 2020/21 sezonunda yüzde 1,4 artışla 773 milyon ton, 2021/22 sezonunda da dünya buğday üretiminin yüzde 3 artarak 790 milyon ton olması öngörülüyor. Buğdayın pandemi nedeniyle yeniden stratejik bir ürün olarak ön plana çıkması, buğdaya ilgiyi yeniden arttırdı. Ülkemizde ise son 2 senedir, buğdaya enflasyonun neredeyse 2 katı oranında artış verilmesi, buğday ekim alanlarındaki daralmayı durduracaktır. Çiftçimizin buğdaydan elde ettiği geliri artırarak, ekim alanlarının genişlemesini sağlayacaktır. Buğday ülkemiz için un ve ekmeğin hammaddesi olduğundan stratejik öneme sahiptir.” diyen Ulusoy, fiyat artışıyla stratejik ürün olan buğdayın üretiminde sürdürülebilirliğin sağlanabileceğini ifade etti. Verilen fiyat artışıyla Türkiye’deki buğday fiyatlarının dünya fiyatlarının üstüne çıktığını belirten Ulusoy, buğdaya verilen fiyat artışının buğday üretimini artırıp ithalatı düşüreceğini de sözlerine ekledi. Buğday üretiminin artmasının un sanayicisi açısından da olumlu bir gelişme olduğunun altını çizen Ulusoy, “Hammadde üretimindeki artış, sanayicimizi dış piyasalarda daha güçlü hale getirecektir.” dedi.

Lisanslı depoculuk çiftçiyi koruyor

Gerek işletmeci tarafında gerekse kullanıcılar yani çiftçiler tarafında teşviklerin sağlanması, sistemin sağlam temellere oturması ve uzun vadede ülke ekonomisi ve tarımına büyük avantajlar sunması açısından hayati önem arz eden lisanslı depoculuk hakkında da bilgi veren Dr. Eren Günhan Ulusoy, “Lisanslı depoculuk, dünyanın birçok ülkesinde oldukça gelişmiş sistem örneklerinin bulunduğu ve hem faaliyette bulunduğu bölgeye hem de ülke ekonomisine oldukça fayda sağlayan, ‘hububat barajı’ tabiriyle çok güzel anlatılan önemli bir sektördür. Türkiye için sistemin temellerinin geç atıldığını gözlemlesek de şu anki gelişim hızı tatmin edici düzeydedir. Lisanslı depoculuk, ürünlerin fiyat dalgalanmasını kontrol altına almada önemli bir rol oynamaktadır. Lisanslı depoculuk, üretimi ve depolamayı izlenebilir hale getiriyor. Lisanslı depolar kurmak için yapılan başvurular 16 milyon tona ulaşırken, lisans alan kapasite 7 milyon ton olmuştur.” açıklamalarında bulundu.

İçerik Pazaryeri Textoni, Atanova Ventures’tan 4 milyon TL değerleme ile yatırım aldı!

60 farklı ülkeden 18 bin içerik yazarıyla markalara içerik pazarlaması alanında hizmet veren içerik pazaryeri Textoni, Atanova Ventures’tan 4 milyon TL değerleme ile yatırım aldı.

İçerik ihtiyacı olan global ve ulusal markaların binlerce yazar arasında açtıkları ilanlar ile içerik ihtiyaçlarını karşıladıkları pazaryeri girişimi Textoni, yatırım aldığını duyurdu. Yatırım, Atakan Atalar’ın kurucusu olduğu Atanova Ventures tarafından 4 milyon TL değerleme ile gerçekleşti.

Yazar adaylarını yayınevleriyle buluşturma amacıyla yola çıkan E-debiyat App ile temelleri atılan girişim, çok kısa bir sürede 18 bin yazarı ile markalara hizmet vermeye başladı. İçerik pazarlaması hizmeti ile yeni bir girişime pivot eden uygulama, Textoni ismiyle markaların içerik süreçlerine çözümler sunuyor.

Textoni Kurucusu Tufan Kızılırmak ‘’Amacımız çok daha fazla yazarı, içerik pazarlama alanında geliştirerek sektöre kazandırmak ve daha çok markayla buluşturmak. Şu an 60 ülkeden 18 bin yazarımız hizmet vermeye başladı. Textoni olarak asıl odaklandığımız nokta ise markalarımızın içerik ihtiyaçlarını en kısa sürede en iyi alternatifler arasından seçim yaparak karşılayabilecekleri bir model oluşturmak. İçerik talebi oluşturan firma ya da kişilerin bu taleplerine karşılık onlarca alternatife ulaşabildiği ve sadece diledikleri içeriği satın alabildikleri bir pazaryeri modeline dönüşerek fark yaratacağımızı düşünüyoruz.

Atanova Ventures’tan aldığımız bu yatırım, hem know-how alarak bize artı değer katacak, hem de teknolojimizi geliştirmek ve ekibimizi büyütmek adına çok önemli bir adım olacak.’’ dedi.

Atanova Ventures kurucusu Atakan Atalar “Pazaryeri girişimleri son yılların sadece trend girişim modellerinden değil, aynı zamanda iş dünyasının da geleceğini oluşturuyor. Bu modelin önümüzdeki birkaç yılda daha çok büyüyeceğini ve nitelikli içeriğin daha çok değer kazanacağını öngörüyoruz. Tüketim algısı Z kuşağı ile birlikte ülkemizde ve globalde hızla değişiyor, bu değişimin yarattığı ihtiyacı nitelikli içeriklerin karşılayacağını biliyoruz. Textoni’nin bu alandaki potansiyelini gördüğümüzde yollarımız kesişti. Henüz çok yeni bir girişim olmasına rağmen 60 ülkeden 18 bin yazara sahip bir ekip olmaları global planlarımızı hızlandırdı. Textoni’nin bu alanda ileride globalde önemli bir oyuncu olacağına inanıyoruz.” dedi.

Atanova Ventures’tan alınan bu yatırımla teknolojisini geliştirmeye odaklanan Textoni ekibi, yakında global pazarlara adım atmayı planlıyor.

YÜZDE 100 YERLİ ERİN MOTOR, TÜRK ÇİFTÇİSİNİN YANINDA

Üniversite sanayi iş birliği (SAN-TEZ) sonucunda geliştirilen Erin Motor, yüzde 100 özgün Türk tasarımı yerli motor olmasıyla dikkat çekiyor. Erin Motor’un tarımda suyun en verimli şekilde kullanılması için geliştirdiği seyyar ve sabit motopomp, uzun ömürlü, tutumlu motoru ile çiftçi dostu olarak hizmet veriyor.

31 yıllık dünya otomotiv devlerine ihracat gerçekleştiren Şahin Metal’in ikinci kuşak temsilcileri tarafından 11 yıl önce temelleri atılan ve 2015 yılında kurulan Erin Motor’un ilk motoru Yıldız Teknik Üniversitesiyle geliştirilen SANTEZ projesinin de bir çıktısı. Firmanın üretimi yüzde 100 Türk özgün tasarımı yerli motorlar, jeneratörler, zirai sulama pompaları ve marin motorlar olarak 4’e ayrılıyor. Ürün grupları içerisinde yer alan seyyar ve sabit motopomp, tarımda suyun en verimli şekilde kullanılması için geliştirildi. Yüzde 100 Türk özgün tasarımı olan motopomp, düşük yakıt tüketimiyle çiftçinin cebini korurken, sağlam ve uzun ömürlü yapısı ve yedek parça kolaylığıyla dikkat çekiyor. 2 yıl garanti sunulan motopomp, Sanayi Bakanlığı tarafından onaylı Ar-Ge Merkezi’nde üretiliyor. Çevreyle dost, batılı rakiplerine oranla yüzde 20 yakıt tasarruf sağlayan motopomp hakkında bilgi veren Erin Motor Genel Müdürü Ersin Şahin, “10 bin saat ömür testi kanıtlanmış dayanıklı tasarımı, 2 bin saat garantisi, 4 geçişli radyatörü sayesinde +50°C de çalışabilme, 100 litre yakıt tankı seçeneği ile 40 saate yakın kesintisiz çalışabilme özelliği ve değişik sulama ihtiyaçları için farklı pompa seçeneği sunduğumuz motopomp ile çiftçilerimize yönelik bir ürün sunmak istedik. Yedek parça ve servis sorunu yaşamadan hem ceplerini koruyacaklarını hem de uzun ömürlü bir kullanım olanağı sunduğumuz motopomp, her koşulda rahatlıkla çalışabiliyor.” dedi.

Türk doğal taş sektörü 2021 yılı sonunda 2 milyar dolar ihracat hedefliyor

Türk doğal taş sektörü pandeminin izlerini siliyor. En büyük ihraç pazarı Çin’de 2019 yılı sonunda ortaya çıkan COVİD-19 virüsü nedeniyle 2020 yılında kötü zamanlar geçiren Türk doğal taş sektörü, 2021 yılının Ocak – Nisan döneminde ihracatını yüzde 26 arttırarak 620 milyon dolara ulaştı ve üzerindeki kara bulutları dağıttı.

Doğal taş sektörü, 2021 yılının ikinci yarısında covid-19 aşısının yaygınlaşmasıyla dünya ticaretinde daha da hareketlenme bekliyor ve 2021 yılı sonunda ihracatını 2 milyar doların üstüne taşımayı hedefliyor.

Renk ve desen zenginliğiyle moda olan taşları anında dünya pazarlarına sunma şansına sahip olan Türk doğal taş sektörü 2021 yılının Ocak – Nisan döneminde isteyene işlenmiş, isteyene blok mermer satarak her iki grupta da ihracatını arttırmayı başardı.

Türkiye’nin 2020 yılının Ocak – Nisan döneminde 173 milyon dolar olan blok mermer ihracatı, 2021 yılının aynı döneminde yüzde 42’lik artışla 246 milyon dolara yükseldi. Türkiye’nin blok mermer ihracatında Çin 196 milyon dolarlık tutarla aslan payını aldı.

2021 yılının Ocak – Nisan döneminde Türkiye’nin işlenmiş ürün ihracatı yüzde 17’lik artışla 320 milyon dolardan 374 milyon dolara çıktı. 135 milyon dolarlık Türk doğal taşı talebinde bulunan Amerika Birleşik Devletleri işlenmiş mermer talebinde ilk sıranın sahibi oldu.

Türk doğal taş sektörü, blok mermer ihracatında doğuya yönelirken, işlenmiş ürün ihracatında yönünü batıya döndü.

Türkiye’nin doğal taş sektöründe dünya rezervlerinin üçte birine sahip olma avantajı yanında, renk ve desen zenginliğine sahip olduğunu dile getiren Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya, bu sayede her türlü talebe cevap verebildiklerinin altını çizdi.

Kaya: “2021 yılı sonu hedefimiz 2 milyar doları aşmak”

Pandeminin yaralarını sardıklarını anlatan EMİB Başkanı Kaya, “2021 yılı Ocak-Nisan döneminde 620 milyon dolar ihracat gurur verici. Sektörümüz her krizden olduğu gibi pandem krizinden de inadına üretim, inadına ihracat sloganıyla hareket ederek kurtuldu. Konteyner ve navlun fiyatlarındaki büyük artışlara rağmen elde edilen bu ihracat rakamları nedeniyle sektörümüzdeki tüm ihracatçılarımızı kutluyorum. Konteyner bulamadıkları için 1,5-2 aydır ürünleri depolarında bekleyen ihracatçılarımız var. Konteyner krizi olmasaydı ihracatımız 700-750 milyon dolar aralığına çıkabilirdi. 2021 yılının ikinci yarısında aşılama oranlarının yükselmesi ve konteyner krizinin çözülmesiyle doğal taş ihracatında 2 milyar doları aşacağımıza inanıyoruz” diye konuştu.

Doğal taş sektörü Ağustos ayında Marble Fuarı’na hazırlanıyor

Pandemi nedeniyle 2020 yılında dünya genelindeki büyük doğal taş fuarlarının hiçbiri düzenlenememişti. Dünya’nın ikinci büyük fuarı kabul edilen İzmir Marble Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı 25-28 Ağustos 2021 tarihlerinde dünyanın dört bir tarafından ithalatçıları ağırlamaya hazırlanıyor.

İzmir Marble Fuarı’nı Türk doğal taş sektörünün bayramı olarak nitelendiren Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Mevlüt Kaya, sektör olarak Marble Fuarı’ndan azami faydayı sağlamak için çaba göstereceklerini sözlerine ekledi.

EMİB 219 milyon dolarlık doğal taş ihracatıyla zirvede yer aldı

Türkiye’nin doğal taş ihracatı 2021 yılının Ocak – Nisan döneminde yüzde 26’lık artışla 493 milyon dolardan, 620 milyon dolara çıkarken, Ege Maden İhracatçıları Birliği gerçekleştirdiği 219 milyon dolarlık doğal taş ihracatıyla en fazla doğal taş ihraç eden birlik konumunu korudu.

Türkiye’nin en çok doğal taş ihraç ettiği ülkelerin başında 196 milyon dolarlık tutarla Çin yer aldı. 2020 yılının Ocak – Nisan döneminde 139,5 milyon dolarlık Türk doğal taşı ithal eden Çin’e, 2021 yılının 4 aylık döneminde doğaltaş ihracatımız yüzde 41 artış kaydetti.

İşlenmiş Türk taşını en çok tercih eden ABD, 135,8 milyon dolarlık Türk doğal taşı ithal ederek zirve ortağı oldu. Fransa, 33,2 milyon dolarlık Türk doğal taşı ithalatıyla listede üçüncü sıraya adını yazdırdı. İsrail, Irak, Hindistan, Almanya, Avustralya, Birleşik Arap Emirlikleri ve Libya en çok doğal taş ihraç ettiğimiz diğer ülkeler oldu. Türkiye, 2021 yılında 151 ülkeye doğal taş ihraç etmeyi başardı.

Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Davut Güleç Panel İletişim Sağ Menü
Davut Güleç Logo Ana Sayfa Davut Güleç Kimdir? Galeri Köşe Yazıları Site Haritası