
Türkiye ve Kayseri’de yaşlı, konut satışları istatistikleri, ekonomi-teknoloji haberleri
İstatistiklerle Yaşlılar, 2024 Yaşlı nüfus 9 milyon 112 bin 298, Kayseri’de151 bin 747 kişi oldu
Yaşlı nüfus olarak kabul edilen 65 ve daha yukarı yaştaki nüfus, 2019 yılında 7 milyon 550 bin 727 kişi iken son beş yılda %20,7 artarak 2024 yılında 9 milyon 112 bin 298 kişi oldu. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı ise 2019 yılında %9,1 iken, 2024 yılında %10,6’ya yükseldi. Yaşlı nüfusun 2024 yılında %44,6’sını erkek nüfus, %55,4’ünü kadın nüfus oluşturdu.
Nüfus projeksiyonlarının demografik göstergelerdeki mevcut yapının devam edeceğini varsayan ana senaryosuna göre yaşlı nüfus oranının 2030 yılında %13,5, 2040 yılında %17,9, 2060 yılında %27,0, 2080 yılında %33,4 ve 2100 yılında %33,6 olacağı öngörüldü.
Doğurganlık göstergelerindeki hızlı düşüş eğiliminin devam edeceğini varsayan düşük senaryoya göre yaşlı nüfus oranının 2030 yılında %13,5, 2040 yılında %18,2, 2060 yılında %28,8, 2080 yılında %38,5 ve 2100 yılında %42,8 olacağı öngörüldü.
Doğurganlığı artırıcı tedbirlerin etkili olacağını varsayan yüksek senaryoya göre yaşlı nüfus oranının 2030 yılında %13,4, 2040 yılında %17,5, 2060 yılında %25,5, 2080 yılında %29,8 ve 2100 yılında %28,2 olacağı öngörüldü.
Yaşlı nüfusun %63,4’ünün 65-74 yaş grubunda yer aldığı görüldü
Yaşlı nüfus yaş grubuna göre incelendiğinde, 2019 yılında yaşlı nüfusun %62,8’inin 65-74 yaş grubunda, %28,2’sinin 75-84 yaş grubunda ve %9,1’inin 85 ve daha yukarı yaş grubunda yer aldığı görülürken, 2024 yılında %63,4’ünün 65-74 yaş grubunda, %28,8’inin 75-84 yaş grubunda ve %7,8’inin 85 ve daha yukarı yaş grubunda yer aldığı görüldü.
Yaşlı nüfusun %0,1’ini oluşturan 100 yaş ve üzerindeki yaşlı kişi sayısı, 2024 yılında 7 bin 632 oldu.
Türkiye nüfusunun yaş yapısı değişti
Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranının %10,0’ını geçmesi nüfusun yaşlanmasının bir göstergesidir. Türkiye’de yaşlı nüfus, diğer yaş gruplarındaki nüfusa göre daha yüksek bir hız ile artış gösterdi.
Küresel yaşlanma süreci olarak adlandırılan “demografik dönüşüm” sürecinde olan Türkiye’de, doğurganlık ve ölümlülük hızlarındaki azalma ile birlikte sağlık alanında kaydedilen gelişmeler, yaşam standardının, refah düzeyinin ve doğuşta beklenen yaşam süresinin artması ile nüfusun yaş yapısı şekil değiştirdi. Çocuk ve gençlerin toplam nüfus içindeki oranı azalırken yaşlıların toplam nüfus içindeki oranı artış gösterdi. Türkiye, oransal olarak yaşlı nüfus yapısına sahip ülkelere göre hala genç bir nüfus yapısına sahip olsa da, yaşlı nüfus sayısal olarak oldukça fazladır.
Türkiye nüfusunun ortanca yaşı yükseldi
Ortanca yaş, yeni doğan bebekten en yaşlıya kadar nüfusu oluşturan kişilerin yaşları küçükten büyüğe doğru sıralandığında ortada kalan kişinin yaşıdır. Nüfusun yaşlanması ile ilgili bilgi veren göstergelerden biri olan ortanca yaş, 2019 yılında 32,4 iken 2024 yılında 34,4 oldu. Ortanca yaş 2024 yılında erkeklerde 33,7, kadınlarda 35,2 olarak gerçekleşti.
Nüfus projeksiyonlarının demografik göstergelerdeki mevcut yapının devam edeceğini varsayan ana senaryosuna göre ortanca yaşın 2030 yılında 37,1, 2040 yılında 41,4, 2060 yılında 48,0, 2080 yılında 51,5 ve 2100 yılında 52,2 olacağı öngörüldü.
Yaşlı bağımlılık oranı 2024 yılında %15,5 oldu
Çalışma çağındaki yüz kişiye düşen yaşlı sayısını ifade eden yaşlı bağımlılık oranı, 2019 yılında %13,4 iken bu oran 2024 yılında %15,5’e yükseldi.
Nüfus projeksiyonlarının demografik göstergelerdeki mevcut yapının devam edeceğini varsayan ana senaryosuna göre yaşlı bağımlılık oranının 2030 yılında %19,5, 2040 yılında %26,5, 2060 yılında %45,5, 2080 yılında %61,9 ve 2100 yılında %61,6 olacağı öngörüldü.
Türkiye, yaşlı nüfus oranına göre sıralamada 194 ülke arasında 75. sırada yer aldı
Birleşmiş Milletler dünya nüfus tahminlerine göre 2024 yılı için dünya nüfusunun 8 milyar 161 milyon 972 bin 573 kişi, yaşlı nüfusun ise 833 milyon 480 bin 764 kişi olduğu tahmin edildi. Bu tahminlere göre dünya nüfusunun %10,2’sini yaşlı nüfus oluşturdu. En yüksek yaşlı nüfus oranına sahip ilk üç ülke sırasıyla %36,2 ile Monako, %29,8 ile Japonya ve %24,6 ile İtalya oldu. Türkiye, 194 ülke arasında 75. sırada yer aldı.
Yaşlı nüfus oranının en yüksek ve en düşük olduğu 5 ülke, 2024
Yaşlı nüfus oranının en yüksek olduğu il Sinop oldu
Yaşlı nüfus oranının en yüksek olduğu il, 2024 yılında %20,8 ile Sinop oldu. Bu ili %20,2 ile Kastamonu, %19,1 ile Giresun izledi. Yaşlı nüfus oranının en düşük olduğu il ise %3,7 ile Şırnak oldu. Bu ili %4,3 ile Hakkari, %4,4 ile Şanlıurfa izledi.
Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranının %10,0 ve üzerinde olduğu il sayısı 2024 yılında 60 oldu.
Bir birey 65 yaşına ulaştığında yaşaması beklenen ortalama ömür 17,4 yıl oldu
Hayat Tabloları, 2021-2023 sonuçlarına göre doğuşta beklenen yaşam süresi Türkiye geneli için 77,3 yıl, erkekler için 74,7 yıl ve kadınlar için 80,0 yıl oldu. Genel olarak kadınlar erkeklerden daha uzun süre yaşamakta olup, doğuşta beklenen yaşam süresi farkı 5,3 yıl oldu.
Türkiye’de 65 yaşına ulaşan bir kişinin beklenen yaşam süresi ortalama 17,4 yıl oldu. Erkekler için bu sürenin 15,7 yıl, kadınlar için 19,0 yıl olduğu gözlendi. Diğer bir ifade ile 65 yaşına ulaşan kadınların erkeklerden ortalama 3,3 yıl daha fazla yaşayacağı tahmin edildi. Beklenen yaşam süresi 75 yaşında 10,5 yıl iken 85 yaşında 5,5 yıl oldu.
Yaklaşık her 4 haneden birinde en az bir yaşlı fert bulunduğu görüldü
Türkiye’de 2024 yılında toplam 26 milyon 599 bin 261 haneden 6 milyon 726 bin 583’ünde yaşlı nüfus olarak tanımlanan, 65 ve daha yukarı yaşta en az bir fert bulunduğu görüldü. Diğer bir ifadeyle, hanelerin %25,3’ünde en az bir yaşlı fert yaşadığı görüldü.
Türkiye’de 1 milyon 750 bin 900 yaşlının tek başına yaşadığı görüldü
En az bir yaşlı fert bulunan 6 milyon 726 bin 583 hanenin 1 milyon 750 bin 900’ünü tek başına yaşayan yaşlı fertler oluşturdu. Bu hanelerin %74,0’ını yaşlı kadınlar, %26,0’ını ise yaşlı erkekler oluşturdu.
Grafikteki rakamlar, yuvarlamadan dolayı toplamı vermeyebilir.
Tek kişilik yaşlı hanehalkı oranının en yüksek olduğu il Balıkesir oldu
En az bir yaşlı fert bulunan haneler içinde tek kişilik yaşlı hanehalkı oranının en yüksek olduğu il, 2024 yılında %34,4 ile Balıkesir oldu. Bu ili %34,1 ile Çanakkale, %34,0 ile Burdur izledi. Bu oranın en düşük olduğu il ise %8,0 ile Hakkari oldu. Bu ili %13,6 ile Batman, %14,9 ile Van izledi.
Okuma yazma bilen yaşlı nüfus oranı 2023 yılında %87,5 oldu
Yaşlı nüfus içinde okuma yazma bilenlerin oranı 2019 yılında %83,1 iken 2023 yılında %87,5 oldu. Okuma yazma bilmeyen yaşlı nüfus oranı 2019 yılında %16,9 iken 2023 yılında %12,5 oldu. Okuma yazma bilmeyen yaşlı kadınların oranının, 2023 yılında yaşlı erkeklerin oranından 6 kat fazla olduğu görüldü. Okuma yazma bilmeyen yaşlı kadınların oranı %19,9 iken yaşlı erkeklerin oranı %3,3 oldu.
Yaşlı nüfus eğitim durumuna göre incelendiğinde, 2019 yılında yaşlı nüfusun %45,5’i ilkokul mezunu, %7,3’ü ortaokul veya dengi okul/ilköğretim mezunu, %7,5’i lise veya dengi okul mezunu, %7,0’ı yükseköğretim mezunu iken 2023 yılında ilkokul mezunu olanların oranı %46,7, ortaokul veya dengi okul/ilköğretim mezunu olanların oranı %9,7, lise veya dengi okul mezunu olanların oranı %9,7, yükseköğretim mezunu olanların oranı ise %8,7 oldu.
Yaşlı nüfusun eğitim durumu cinsiyete göre incelendiğinde, cinsiyetler arasında önemli farklılıklar olduğu görüldü. Bitirilen tüm eğitim düzeylerinde yaşlı erkek nüfus oranının yaşlı kadın nüfus oranından daha yüksek olduğu görüldü.
Grafikteki rakamlar, yuvarlamadan dolayı toplamı vermeyebilir.
Eşi ölmüş yaşlı kadınların oranı, eşi ölmüş yaşlı erkeklerin oranının 4 katı oldu
Yaşlı nüfus yasal medeni duruma göre incelendiğinde, cinsiyetler arasında önemli farklılıklar olduğu görüldü. Yaşlı erkek nüfusun 2024 yılında %1,4’ünün hiç evlenmemiş, %83,7’sinin resmi nikahla evli, %4,0’ının boşanmış, %10,8’inin eşi ölmüş olduğu görülürken yaşlı kadın nüfusun %2,8’inin hiç evlenmemiş, %46,9’unun resmi nikahla evli, %4,6’sının boşanmış, %45,7’sinin ise eşi ölmüş olduğu görüldü.
Grafikteki rakamlar, yuvarlamadan dolayı toplamı vermeyebilir.
Yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında olan yaşlıların oranı %23,3 oldu
Yoksulluk ve yaşam koşulları istatistiklerine göre 2024 yılında toplam nüfusun %29,3’ünün yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında iken yaşlı nüfus için bu oranın %23,3 olduğu görüldü.
Yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında olan yaşlı nüfus cinsiyete göre incelendiğinde, bu oranın yaşlı erkeklerde %22,3, yaşlı kadınlarda ise %24,2 olduğu görüldü.
Yaşlı nüfusun işgücüne katılma oranı 2023 yılında %12,2 oldu
İşgücü istatistiklerine göre, işgücüne katılma oranı 2019 yılında 15 ve daha yukarı yaştaki nüfus için %53,0 iken 2023 yılında %53,3 oldu. Bu oran yaşlı nüfus için 2019 yılında %12,0 iken 2023 yılında %12,2 oldu. İşgücüne katılma oranı cinsiyete göre incelendiğinde, bu oran yaşlı erkek nüfusta 2023 yılında %20,0 iken yaşlı kadın nüfusta %6,1 oldu. Yaşlı nüfustaki işsizlik oranının 2019 yılında %3,1 iken 2023 yılında %2,7 olduğu görüldü.
Yaş grubu ve cinsiyete göre işgücü durumu, 2023
Çalışan yaşlı nüfusun 2023 yılında %57,7’si tarım sektöründe yer aldı
İşgücü istatistiklerine göre, istihdam edilen yaşlı nüfusun sektörel dağılımı incelendiğinde, 2023 yılında yaşlı nüfusun %57,7’sinin tarım, %32,1’inin hizmetler, %7,3’ünün sanayi, %2,8’inin ise inşaat sektöründe yer aldığı görüldü.
Görmede çok zorlanan ya da hiç göremeyen yaşlıların oranı %10,1 oldu
Türkiye Yaşlı Profili Araştırması, 2023 sonuçlarına göre işlevsel zorluk çeken (çok zorlanan ya da hiç yapamayan) yaşlılar incelendiğinde, görmede zorluk çeken yaşlıların oranının %10,1, duymada zorluk çekenlerin oranının %10,6, konuşmada zorluk çekenlerin oranının ise %2,2 olduğu görüldü. Yürüme, merdiven çıkma veya inmede zorluk çeken yaşlıların oranı %27,1, bir şeyler taşıma veya tutmada zorluk çekenlerin oranı %29,7, yaşıtlarına göre öğrenme, basit dört işlem yapma, hatırlama veya dikkatini toplamada zorluk çekenlerin oranı ise %13,8 oldu.
Görmede zorluk çeken yaşlı erkeklerin oranı %8,4 iken yaşlı kadınların oranı %11,4 oldu. Duymada zorluk çeken yaşlı erkeklerin oranı %10,0 iken yaşlı kadınların oranı %11,0, konuşmada zorluk çeken yaşlı erkeklerin oranı %2,0 iken yaşlı kadınların oranı %2,3 oldu.
Yürüme, merdiven çıkma veya inmede zorluk çeken yaşlı erkeklerin oranı %18,2 iken yaşlı kadınların oranı %34,3, bir şeyler taşıma veya tutmada zorluk çeken yaşlı erkeklerin oranı %19,9 iken yaşlı kadınların oranı %37,5 oldu. Yaşıtlarına göre öğrenme, basit dört işlem yapma, hatırlama veya dikkatini toplamada zorluk çeken yaşlı erkeklerin oranı %8,7 iken yaşlı kadınların oranı %18,0 oldu.
Yaşlılar 2023 yılında en fazla dolaşım sistemi hastalıklarından hayatını kaybetti
Ölüm ve ölüm nedeni istatistiklerine göre, 2023 yılında ölen yaşlıların %40,0’ı dolaşım sistemi hastalıkları nedeniyle hayatını kaybetti. Bu hastalığı ikinci sırada %16,4 ile solunum sistemi hastalıkları, üçüncü sırada %13,9 ile iyi huylu ve kötü huylu tümörler takip etti.
Ölüm nedenleri cinsiyete göre incelendiğinde, cinsiyetler arası en büyük farkın iyi huylu ve kötü huylu tümörlerde olduğu görüldü. İyi huylu ve kötü huylu tümörler nedeniyle hayatını kaybeden yaşlı erkeklerin oranı %17,9 iken yaşlı kadınların oranı %9,8 oldu.
Alzheimer hastalığından ölen yaşlıların oranı 2023 yılında %3,2 oldu
Ölüm ve ölüm nedeni istatistiklerine göre, Alzheimer hastalığından hayatını kaybeden yaşlıların sayısı, 2019 yılında 13 bin 599 iken 2023 yılında 11 bin 464 oldu. Alzheimer hastalığından ölen yaşlıların oranı 2019 yılında %4,3 iken bu oran 2023 yılında %3,2 oldu.
Alzheimer hastalığından ölen yaşlıların oranı cinsiyete göre incelendiğinde, 2023 yılında Alzheimer hastalığından ölen yaşlı erkeklerin oranı %2,3 iken yaşlı kadınların oranı %4,1 oldu.
Alışverişini kendi yapabilen yaşlıların oranı %55,1 oldu
Türkiye Yaşlı Profili Araştırması, 2023 sonuçlarına göre Lawton-Brody Enstrümental Günlük Yaşam Aktiviteleri Ölçeğinde yer alan bileşenler kapsamında yaşlıların günlük aktiviteleri yapabilme durumları incelendiğinde, yaşlıların %85,7’sinin telefon kullanabildiği, %55,1’inin alışverişini kendi yapabildiği, %61,1’inin yemeğini kendi hazırlayabildiği, %76,6’sının ev temizliği yapabildiği görüldü. Yaşlıların %72,8’inin çamaşır yıkayabildiği, %76,3’ünün yolculuk yapabildiği, %85,5’inin ilaçlarını kendi başına kullanabildiği, %74,0’ının parasal işlerini yapabildiği görüldü.
Yaşlı erkeklerin %91,2’sinin telefon kullanabildiği, %71,7’sinin alışverişini kendi yapabildiği, %57,0’ının yemeğini kendi hazırlayabildiği, %76,7’sinin ev temizliği yapabildiği görüldü. Yaşlı erkeklerin %68,0’ının çamaşır yıkayabildiği, %86,0’ının yolculuk yapabildiği, %88,5’inin ilaçlarını kendi başına kullanabildiği, %87,5’inin parasal işlerini yapabildiği görüldü.
Yaşlı kadınların %81,3’ünün telefon kullanabildiği, %41,7’sinin alışverişini kendi yapabildiği, %64,3’ünün yemeğini kendi hazırlayabildiği, %76,5’inin ev temizliği yapabildiği görüldü.Yaşlı kadınların %76,7’sinin çamaşır yıkayabildiği, %68,6’sının yolculuk yapabildiği, %83,3’ünün ilaçlarını kendi başına kullanabildiği, %63,2’sinin parasal işlerini yapabildiği görüldü.
Kendi başına banyo yapabilen yaşlıların oranı %86,5 oldu
KATZ Günlük Yaşam Aktiviteleri Ölçeğinde yer alan bileşenler kapsamında yaşlıların günlük aktiviteleri yapabilme durumları incelendiğinde, yaşlıların %86,5’inin kendi başına banyo yapabildiği, %89,5’inin kendi başına giyinebildiği, %92,1’inin kendi başına tuvaletini yapabildiği görüldü. Yaşlıların %92,1’inin kendi başına yataktan kanepeye geçebildiği, %83,1’inin tuvaletini tutabildiği, %95,2’sinin yemeği kendi başına yiyebildiği görüldü.
Yaşlı erkeklerin %90,9’unun kendi başına banyo yapabildiği, %92,4’ünün kendi başına giyinebildiği, %94,5’inin kendi başına tuvaletini yapabildiği, %94,5’inin kendi başına yataktan kanepeye geçebildiği, %87,0’ının tuvaletini tutabildiği, %96,2’sinin yemeği kendi başına yiyebildiği görüldü.
Yaşlı kadınların %82,9’unun kendi başına banyo yapabildiği, %87,3’ünün kendi başına giyinebildiği, %90,2’sinin kendi başına tuvaletini yapabildiği, %90,2’sinin kendi başına yataktan kanepeye geçebildiği, %80,1’inin tuvaletini tutabildiği, %94,5’inin yemeği kendi başına yiyebildiği görüldü.
Evde bakım desteğine ihtiyacı olan 65 ve daha yukarı yaştaki kişilerin oranı %16,4 oldu
Evde bakım desteğine ihtiyacı olan 65 ve daha yukarı yaştaki kişilerin oranı 2023 yılında %16,4 oldu. Bu oran yaşlı erkeklerde %12,3 iken yaşlı kadınlarda %19,6 oldu. Evde bakım desteğine ihtiyacı olan 65-74 yaş grubundaki kişilerin oranı %10,5 iken 75 ve daha yukarı yaştaki kişilerin oranı %26,9 oldu.
Torunu olup bakımıyla ilgilenen yaşlıların oranı %9,7 oldu
Torunu olup bakımıyla ilgilenen yaşlıların oranı %9,7 iken bu oran yaşlı erkekler için %8,8, yaşlı kadınlar için %10,3 oldu.
Torunu olup bakımıyla ilgilenen yaşlılardan, %64,4’ü her gün, %12,9’u hafta içi her gün, %10,6’sı bazen, %7,8’i hafta içi birkaç gün ve %4,2’si hafta sonu torun bakımıyla ilgilendi.
Yaşlı erkeklerin %59,1’inin her gün, %13,6’sının hafta içi her gün ve bazen, %8,5’inin hafta içi birkaç gün ve %5,2’sinin hafta sonu torun baktığı görüldü. Yaşlı kadınların %68,0’ının her gün, %12,5’inin hafta içi her gün, %8,7’sinin bazen, %7,3’ünün hafta içi birkaç gün ve %3,6’sının hafta sonu torun baktığı görüldü.
İnternet kullanan yaşlı bireylerin oranı 2024 yılında %46,9 oldu
Hanehalkı bilişim teknolojileri kullanım araştırması sonuçlarına göre, İnternet kullanan 65-74 yaş grubundaki bireylerin oranı 2019 yılında %19,8 iken bu oran 2024 yılında %46,9’a yükseldi. İnternet kullanan yaşlı bireyler cinsiyete göre incelendiğinde, erkeklerin kadınlardan daha fazla İnternet kullandığı görüldü. İnternet kullanan yaşlı erkeklerin oranı 2024 yılında %55,3 iken yaşlı kadınların oranı %39,3 oldu.
Konut Satış İstatistikleri, Şubat 2025 Türkiye genelinde Şubat ayında 112 bin 818, Kayseri’de 2 bin 351 konut satıldı
Türkiye genelinde konut satışları Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %20,1 oranında artarak 112 bin 818 oldu. Konut satış sayısının en fazla olduğu iller sırasıyla 19 bin 347 ile İstanbul, 10 bin 791 ile Ankara ve 6 bin 899 ile İzmir olurken, en az olduğu iller sırasıyla 24 ile Ardahan, 70 ile Tunceli ve 73 ile Bayburt olarak gerçekleşti.
Konut satışları Ocak-Şubat döneminde %29,1 arttı
Konut satışları Ocak-Şubat döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre %29,1 oranında artarak 224 bin 991 olarak gerçekleşti.
İpotekli konut satışları 16 bin 778 olarak gerçekleşti
Türkiye genelinde ipotekli konut satışları Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %90,1 oranında artarak 16 bin 778 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı %14,9 olarak gerçekleşti. Ocak-Şubat döneminde gerçekleşen ipotekli konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %127,3 oranında artarak 33 bin 504 oldu.
Şubat ayında 3 bin 956; Ocak-Şubat döneminde ise 7 bin 812 ipotekli konut satışı, ilk el olarak gerçekleşti.
Diğer satış türleri sonucunda 96 bin 40 konut el değiştirdi
Türkiye genelinde diğer konut satışları Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %12,9 oranında artarak 96 bin 40 oldu. Toplam konut satışları içinde diğer satışların payı %85,1 olarak gerçekleşti. Ocak-Şubat döneminde gerçekleşen diğer konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %20,1 oranında artarak 191 bin 487 oldu.
İlk el konut satış sayısı 33 bin 784 olarak gerçekleşti
Türkiye genelinde ilk el konut satış sayısı Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %18,2 oranında artarak 33 bin 784 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk el konut satışının payı %29,9 oldu. İlk el konut satışları Ocak-Şubat döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %23,6 oranında artarak 66 bin 569 olarak gerçekleşti.
İkinci el konut satışlarında 79 bin 34 konut el değiştirdi
Türkiye genelinde ikinci el konut satış sayısı Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %21,0 oranında artarak 79 bin 34 oldu. Toplam konut satışları içinde ikinci el konut satışının payı %70,1 oldu. İkinci el konut satışları Ocak-Şubat döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %31,6 oranında artarak 158 bin 422 olarak gerçekleşti.
Yabancılara Şubat ayında bin 457 konut satışı gerçekleşti
Yabancılara yapılan konut satışları Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %21,1 oranında azalarak bin 457 oldu. Şubat ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı %1,3 olarak gerçekleşti. Yabancılara yapılan konut satış sayısının en fazla olduğu iller sırasıyla 539 ile İstanbul, 503 ile Antalya ve 89 ile Mersin oldu.
Yabancılara yapılan konut satışları Ocak-Şubat döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre %23,1 oranında azalarak 3 bin 4 oldu.
Ülke uyruklarına göre en çok konut satışı Rusya Federasyonu vatandaşlarına yapıldı
Şubat ayında ülke uyruklarına göre en fazla konut satışı sırasıyla 256 ile Rusya Federasyonu, 133 ile İran ve 99 ile Irak vatandaşlarına yapıldı.
BAKAN URALOĞLU, MÜHENDİS ADAYLARIYLA BİR ARAYA GELDİ
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İstanbul Teknik Üniversitesi Mühendisliğe Hazırlık Kulübü 20. Yıl Özel Oturumu’nda konuştu. Bakan Uraloğlu, “Vizyonumuz Türkiye Yüzyılı’nda insan ve çevre odaklı, akıllı ve güvenli entegre ulaştırma sistemleri ve hızlı iletişim ağlarıyla dünyada öncü olmaktır.” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde (İTÜ) ‘Türkiye’nin Ulaşım Vizyonu’ seminerinde sunum yaptı. 15 Mart Cumartesi günü gerçekleşen etkinlik, İTÜ Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde düzenlendi.
Bakan Uraloğlu, etkinlik kapsamında yaptığı sunumda Türkiye’nin mega projeleri ile ulaştırma ve haberleşme yatırımlarını anlattı. Geleceğin teminatının gençler olduğunu söyleyen Bakan Uraloğlu, “Sizin buradan mezun olup belirli görevlere geldiğiniz zaman ülkemize, coğrafyamıza ve bütün dünyaya çok güzel hizmetler yapacağınıza canı gönülden inanıyorum.” ifadelerini kullandı.
Bakan Uraloğlu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının insan, yük ve veri taşıdığını vurgulayarak “Vizyonumuz Türkiye Yüzyılı’nda insan ve çevre odaklı, akıllı ve güvenli entegre ulaştırma sistemleri ve hızlı iletişim ağlarıyla dünyada öncü olmaktır.” dedi.
Bilişim sektöründe giriş seviyesindeki kademelerde sirkülasyon yaşanabiliyor
Küresel iş piyasasında, pandemi sonrasında “sessiz istifa” (kovulmayacak kadar çalışma) ve “büyük istifa” (2021 yılından sonra çalışanların %41’nin işlerini bırakmayı düşünmesi) akımı devam ediyor.
Bilişim sektöründe ise çalışan sirkülasyonunun genellikle giriş seviyesindeki kademelerde yaşandığını ifade eden Uyumsoft Kurumsal Hizmetler Genel Müdürü Gökhan Arıksoy, çalışanların kıdemi arttıkça sirkülasyonun azaldığını söyledi.
Pandemi sonrasında çalışan sirkülasyonu arttı
Pandemi sonrasında ülkemizde ve dünyada yaşanan enflasyon, işgücü piyasasındaki belirsizlikler, esnek çalışma saatlerinin talep edilmesi, anlamlı bir iş ve hayat dengesi kurma talebi, kuşaklar arası farklılıklar gibi birçok nedenlerin iş gücündeki sirkülasyonu artırdığına değinen Gökhan Arıksoy, bir diğer konunun da iş hayatında olan y ve z kuşaklarının iş değiştirme konusunda çok daha hızlı kararlar vermelerinin iş sirkülasyonu artışında önemli bir rol oynadığını belirtti.
Yöneticilerin, sirkülasyonun azalmasında önemli rolleri bulunuyor
Yöneticilerin, çalışan sirkülasyonunun azalmasında önemli rollerinin bulunduğuna vurgu yapan Gökhan Arıksoy, yöneticisi ile açık ve doğru iletişim kuran çalışanların olduğu gruplarda, sirkülasyon oranlarının bütün seviyelerde genelin çok daha altında gerçekleştiğine dikkatleri çekti.
Uyumsoft’ta uyguladıkları stratejiler ile çalışan sirkülasyonunun sektörün çok altında olduğunu açıklayan Gökhan Arıksoy, konuşmasına şöyle devam etti:
“Uyumsoft olarak, çalışan memnuniyetini artırmak için sürekli stratejiler geliştiriyoruz. Çalışanlarımızı destekleyen maaş, yan haklar ve iş güvencesi sağlıyoruz. Kurum içinde rotasyon ve iş zenginleştirmesi ile çalışanlarımızın gelişimine değer katıyoruz ve esnek görev tanımlarıyla da farklı bakış açıları kazanmalarını hedefliyoruz. Böylece, huzurlu ve mutlu olarak bilgi birikimi ve tecrübesi zenginleşen çalışanları, şirket içinde tutmak mümkün hale geliyor.” diye konuştu.
2026 KOP Mali Destek Çağrı Programı Başladı
KOP İdaresi Başkanlığı, 2026 yılında finansman desteği sağlayacağı projelerin belirlenmesi için “2026 Yılı KOP Mali Destek Çağrı Programı”nı başlattı. Tarım ve Hayvancılık Mali Desteklerinde en düşük limit 300 Bin TL olurken, en yüksek limit ise 30 Milyon TL olarak belirlendi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bağlı Konya Ovası Projesi (KOP) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı; KOP Tarımsal Eğitim ve Yayım Projesi (KOP TEYAP), KOP Kırsal Dezavantajlı Alanlar Kalkınma Programı (KOP KIRSAL), KOP Hayvancılık Altyapısının Geliştirilmesi (KOP HAYVANCILIK) ve KOP Tarımsal Araştırmalar Projesi (KOP TARIMSAL ARAŞTIRMALAR) kapsamında 2026 Yılı Mali Destek Çağrı Programını başlattı. Aksaray, Karaman, Kırıkkale, Kırşehir, Konya, Nevşehir, Niğde ve Yozgat’tan oluşan KOP Bölgesindeki; Valilikler, Kaymakamlıklar, Devlet Üniversiteleri başta olmak üzere ilgili tüm kamu kurum ve kurumlarının başvurabileceği Çağrı Programı, tarım ve hayvancılık projeleri için 17 Mart / 18 Nisan 2025 tarihleri arasında yapılacak ve sadece http://elis.sanayi.gov.tr adresinden kabul edilecek.
“Yenilikçi, Katma Değerli ve Bölge Sorunlarına Odaklanan Projeler Arıyoruz”
Toplam 8 ili kapsayan KOP Bölgesinin, gelişen ve değişen ekonomik yapısının tarım ve hayvancılık başta olmak üzere çok sektörlü ve eş zamanlı şekillendiğini, bu nedenle katma değeri yüksek faaliyetlere büyük önem verdiklerini ifade eden KOP İdaresi Başkanı Dr. Murat Karakoyunlu, bugüne kadar proje yürütücüsü kurumlardan gelen yenilikçi, farkındalık oluşturan, katma değeri yüksek, bölgenin kalkınma önceliklerini esas alan ve darboğaz oluşturan proje tekliflerini öncelediklerini belirterek yeni dönem projelerinde de bu hassasiyeti gözeteceklerini ifade etti. Dr. Karakoyunlu, 24 Ocak 2025 tarihinde düzenlenen ve Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sn Cevdet Yılmaz ve EKK üyesi Bakanlarımızın katılımı ile tanıtılan 2028 yılı Eylem Planı önceliklerine vurgu yaparak 2026 yılı için önerilecek olan projelerin Su Kaynaklarının Etkin Yönetimi, Tarımda Verimlilik Artışı, Tarımsal ve Tarıma Dayalı Sanayinin Geliştirilmesi ve Kırsalda Dengeli Kalkınma ile ilişkilendirilmesinin proje tercihlerinde öncelikli olacağını ifade etti.
Yerel Kalkınma Hamlesi Vizyonunun Önemli bir parçasıyız.
Kalkınma misyonunu çözüm odaklı projelerle desteklemeyi amaçladıklarını ifade eden Karakoyunlu, “Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sn Mehmet Fatih Kacır’ın öncülüğünde başlatmış olduğumuz “Yerel Kalkınma Hamlesi” vizyonunun bir parçası olarak, Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğümüz ve Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlıklarımızla birlikte bölgesel kalkınmaya bütüncül bakmaya devam ediyoruz.” dedi.
Türkiye’deki 4 Bölge Kalkınma İdaresinden biri olduklarını ifade eden Başkan Karakoyunlu, bölgenin bağlı olduğu 8 ilde mevcut kurum ve kuruluşların kaynaklarına ilave olarak ciddi bir kamu kaynağını daha Kalkınma Odaklı Projeler için ayırdıklarını” sözlerine ekledi.
Bununla birlikte, “kalkınma sadece maddi kaynaklarla çözülecek bir konu değildir. Beşerî sermayeden üretim ve tüketim alışkanlıklarına, kültürel dönüşümden teknolojik yatkınlıklara ve maddi olanaklara kadar top yekûn bir dönüşüm zorunludur.” diyen Karakoyunlu, “Bu zorunluluk yer yer karşılıklı deneyim paylaşımını da gerektirir. İhtiyaç halinde proje fikirlerinin geliştirilmesi için Başkanlık uzmanları ile istişare edilmesi de önemlidir.” diye konuştu.
“Başvurular Sadece İnternet Üzerinden Yapılacak”
Temel amacın; kırsalda en ücra yerleşim yerlerine kadar ulaşabilen, yöre halkının maksimum seviyede faydalanmasını sağlayacak, üretici ve hayvan refahının arttırılmasına yönelik projelerin ön plana çıkarılması olduğuna vurgu yapan Başkan Karakoyunlu, “KOP TEYAP, KOP Kırsal, KOP Hayvancılık ve KOP Tarımsal Araştırmalar programları için finansman desteği sağlanacak projelerin kabullerine başladık. Bölgeyi oluşturan illerde; çok sektörlü, birbiriyle entegre ve eşzamanlı kalkınmaya öncülük eden, yenilikçi ve ihtiyaçlara çözüm sunabilen, istihdamı ve rekabet gücünü artırıcı her türlü projeye finansman desteği sunmaya hazırız. Mali destek programlarında ortak hareket etme ve ortak proje üretme kültürünü her zamanki gibi ön plana çıkartıyoruz. Kurumlar arası iş birliğini teşvik ediyoruz. Başvurular sadece Çağrı Sistemi üzerinden yapılacak ve başvuru aşamasında herhangi bir resmi yazı, doküman talep edilmeyecek olup elden, posta ve kargo yoluyla yapılan başvurular ise kabul edilmeyecek. Programlara ilişkin her türlü ayrıntılı bilgiye ve başvuru rehberlerine http://elis.sanayi.gov.tr adresinden ulaşılabilmektedir. 2026 Yılı Mali Destek Çağrı Programımız şimdiden tüm bölgemize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.” diye konuştu.
“KOP TEYAP’ta Üst Limit 15 Milyon TL”
KOP Bölgesindeki toprak ve su kaynaklarının etkin ve sürdürülebilir kullanımının sağlanması, tarımsal ve hayvansal üretimde verimlilik ile kalitenin arttırılması ve tarımda teknolojik gelişmelerin teknik personel ve çiftçilere tanıtılarak girdi maliyetlerinin azaltılması için eğitim ve yayım faaliyetlerini amaçlayan KOP TEYAP kapsamında; ‘Bitkisel üretimde toprak ve su kaynaklarının etkin ve sürdürülebilir kullanımının sağlanmasına yönelik eğitim ve yayım’, ‘Tarımda sürdürülebilirlik sağlanmasına yönelik eğitim ve yayım’ öncelikli faaliyetler kapsamında olacak. Örgütlü yapıdaki projelerde eş finansman katkı payı yüzde 20’lere kadar çekilebilecek.
“KOP KIRSAL ile 30 Milyon TL’ye Kadar Destek”
KOP Bölgesi kırsalının mekânsal ve sosyo-ekonomik dezavantajlarını avantaja dönüştürmeyi amaçlayan program kapsamında güçlü üretim kapasitesi ile dünya standardında ve etkin üretim yapan, istihdam düzeyi yüksek, geliri ülke ortalamasının üzerinde, rekabet ve örgütlenme gücü gelişmiş, pazarlama ağları ulusal ve uluslararası alanda yaygın ve fonksiyonel, sosyal ve fiziki altyapısı sağlam, refah düzeyi yüksek ve şehirle bütünleşik bir KOP Bölgesi hedefleniyor. Proje tekliflerinde; Bahçe Bitkileri, Örtü Altı Sebzecilik, Küçükbaş Hayvancılık, Serbest Sistem Kanatlı Hayvancılık, Arıcılık, Organik ve İyi Tarım, Tıbbi ve Aromatik Bitkiler, Örgüt Yapısının Güçlendirilmesi, Ürün Dağıtım Kanalları ve İşleme Tesisleri ve Tarım Dışı Gelir Getirici Faaliyetler alanlarındaki projeler değerlendirilecek.
“Hayvancılık Projelerindeki Üst Limit 20 Milyon TL Olacak”
KOP Bölgesinde hayvancılık faaliyetlerinin yoğun olduğu yerlerde gerekli altyapı ve modernizasyonun sağlanarak, hayvansal ürünlerde verim ve kalitenin arttırılması ile katma değerin yükseltilmesi, hayvan sağlığının korunması ve refahının sağlanması, yetiştiricilerinin yaşam şartlarının iyileştirilmesi, üretim girdilerinin azaltılması ve hayvansal faaliyetler sonucu oluşan atıkların tarıma kazandırılması amaçlanan programda; Et ve süt verimi, hayvan barınak ve beslenme, süt sağım ve soğuk zincir, yem üretim ve paketlenmesi, hayvan refahı ve hastalıkların önlenmesine yönelik proje başvuruları yapılabilecek. Eş finansman desteği yüzde 20’lere kadar düşebilecek.
“Tarımsal Araştırma Projelerine 15 Milyon TL’ye Kadar Destek”
KOP Bölgesinde tarımsal teknolojilerin araştırılarak, yeniliklerin bölge çiftçisine yaygınlaştırılması, tarımsal altyapının modernleştirilmesine yönelik uygulamaların hayata geçirilmesi, AR-GE çalışmaları ile tarımsal girdi maliyetlerinin azaltılması ve tarımsal altyapının iyileştirilmesi için; bölgeye özgü bitkisel ve hayvansal ürünlerin dayanıklılık ve adaptasyon bakımından geliştirilmesine yönelik projeler, kuraklık ve iklim değişikliğine karşı bitkisel ürünlerin adaptasyonuna yönelik projeler, bölgede üretilen ürünlerin pazarlanması ve markalaşmasına yönelik değer zinciri analizi yapılmasına yönelik projeler, tarımsal inovasyonun geliştirilmesine yönelik projeler, tarımsal girdilerin azaltılmasına yönelik araştırmalar, tarımsal sürdürülebilirliğe ve çevreye olumsuz etki yapan sera gazı üretimini asgari düzeyde tutmaya katkı sağlayacak araştırmalar, Konya kapalı havzasında alternatif ürün araştırmaları ile obruk oluşumunun azaltılması ve engellenmesine yönelik projeler desteklenecek.
Türkiye Bulunduğu Konum İtibariyle Orta Koridor’un Merkezinde
Türkiye’nin coğrafi konumunun jeostratejik önemini vurgulayan Uraloğlu, Türkiye’nin 4 saatlik uçuş mesafesindeki yaklaşık 1,5 milyar insanın yaşadığı 67 ülkenin merkezinde olduğunu ifade etti. Uraloğlu, söz konusu bölgenin 51 trilyon dolarlık bir gayri safi milli hasılası ve 25 trilyon dolarlık da yıllık ticaret hacmi olduğunu sözlerine ekledi. Uraloğlu, Türkiye’nin bulunduğu konum itibariyle Orta Koridor’un da merkezinde olduğunu söyleyerek bu koridoru daha da güçlendirmeyi planladıklarını kaydetti.
Pekin’den çıkan bir yükün Süveyş Kanalı’ndan 35 günde, Ümit Burnu’ndan ise 45 günde Londra’ya ulaştığını belirten Uraloğlu, Kalkınma Yolu Koridoru tamamlandığında bu sürenin yaklaşık 25 güne düşeceğini ifade etti. Uraloğlu, Orta Koridor vasıtasıyla ise yük taşıma süresinin 18 günde olduğunu, ilerleyen zamanda Hazar geçişli demiryolu sayesinde süreyi 14 güne kadar da düşürmüş olacaklarının altını çizdi.
Zengezur Koridoru’nun da önemine değinen Uraloğlu, “Zengezur Koridoru Azerbaycan’dan başlayıp Ermenistan veya İran’dan sonra Nahcivan oradan da Dilucu ve Kars’tan gelip Bakü-Tiflis Hattı’na bağlanmış olacak. Esasında ülkemizin demiryolu ağına da bir anlamda bağlanmış olacak. Bunun yapım çalışmaları Azerbaycan tarafından devam ediyor. Bizim tarafta gözüken 224 kilometreye de inşallah önümüzdeki aylarda başlamış olacağız.” diye konuştu.
Bakan Uraloğlu, Kalkınma Yolu Koridoru’nun ise Çin’den deniz yolu ağırlıklı olarak Irak’ın Basra Körfezi’ndeki Faw Limanı’na gelecek olan yüklerin demiryoluyla bin 200 kilometrelik mesafe kat ederek Ovaköy’den Türkiye’ye gireceğini kaydetti. Uraloğlu, “Bu, ülkemizde de yaklaşık 2 bin 100 kilometre civarında bir hattı kat ederek Kapıkule’den Avrupa’ya çıkmasıyla ilgili bir proje. Projesi bitti. Irak, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye olarak bunun finansmanını ve yapımını konuşuyoruz. Önümüzdeki süreçte inşallah onu da hayata geçirmiş olacağız.” ifadelerini kullandı.
Vertiv, Yapay Zeka ve Yüksek Yoğunluklu Bilişim Sistemlerini Desteklemek için Küresel Sıvı Soğutma Hizmetleri Portföyünü Tanıttı
Kritik dijital altyapı ve süreklilik çözümlerinin küresel sağlayıcısı Vertiv, yapay zeka ve yüksek yoğunluklu bilişim sistemlerini desteklemek amacıyla küresel sıvı soğutma hizmetleri portföyünü tanıttı. Bu yenilikçi çözümler, müşterilere sistem erişilebilirliğini artırma, operasyonel verimliliği iyileştirme ve gelişmiş sıvı soğutma sistemlerinin getirdiği zorlukları güvenle yönetme imkanı sunuyor. Vertiv’in yeni sıvı soğutma hizmetleri portföyü artık dünya genelinde kullanıma sunulmuş durumda.
Vertiv, bu hizmetleri geçtiğimiz yıl boyunca belirli bölgelerde erken erişimle sunarak kullanıcı geri bildirimleriyle en iyi uygulamaları geliştirdi ve küresel lansman için değerli içgörüler elde etti. Kullanıcıların elde ettiği olumlu sonuçlara dayanan bu kanıtlanmış hizmet portföyü, veri merkezi işletmecilerine uzman desteği sağlayarak güvenilir ve verimli çözümler sunuyor.
Yapay zeka iş yükleri, veri merkezi altyapısını yeniden şekillendirirken, kabin yoğunluklarında da önemli bir artış yaşanıyor. 30 kW kabin yeni standart haline gelirken, bazı kabinler 120 kW veya daha yüksek seviyelere ulaşıyor. Bu dönüşüm, işletmecileri artan ısı yükleri ve yüksek güç yoğunluklarıyla başa çıkmaya zorlayarak, operasyonel sürekliliği korumak için sıvı soğutma çözümlerine olan talebi hızla artırıyor.
ŞEHİRLERARASI OTOBÜSLERDE AİLE YILI İNDİRİMİ
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Cumhurbaşkanlığı himayesinde ilan edilen 2025 Aile Yılı kapsamında, şehirlerarası otobüs yolculuklarında ailelere özel indirim uygulanabilmesinin önünü açtıklarını ifade etti. Bakanlık oluruyla düzenleme yaptıklarını belirten Bakan Uraloğlu, yeni düzenlemenin 17 Mart Pazartesi gününden itibaren uygulanabileceğini bildirdi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 2025 Yılı’nın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Aile Yılı olarak ilan edildiğini anımsatarak otobüsle seyahat edecek ailelerin daha uygun fiyatlarla yolculuk yapabilmesi için düzenleme yapıldığını ifade etti. Bakan Uraloğlu, yeni düzenlemenin 17 Mart Pazartesi gününden itibaren uygulanabileceğini bildirdi.
“Ücret Tarifesi Üzerinden Yüzde 40’a Kadar İndirim Yapılabilmesine İmkân Sağladık”
Söz konusu düzenleme hakkında bilgi veren Bakan Uraloğlu, “Karayolu Taşıma Yönetmeliği’ne göre şehirlerarası biletli yolcu taşımacılığı yapan otobüs firmaları, Bakanlığımıza bildirdikleri ücret tarifeleri üzerinden yüzde 30’a kadar indirim yapabiliyor. Yeni düzenlemeyle birlikte otobüs firmaları ailelerin bilet fiyatlarında yüzde 40’a kadar indirim yapabilecek. Bu düzenleme firmalar için zorunlu bir uygulama olmayacak.” dedi. Bakan Uraloğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Yeni düzenlemeyle birlikte, en az 2, en fazla 4 kişi aynı otobüs ve güzergahta biletli olarak seyahat etmek istediklerinde, aile olduklarını belgelemeleri halinde indirimden faydalanabilecek. İndirimden yararlanmak için yolcuların aynı soyadı taşıması veya aile olduklarını ilgili mevzuata uygun bir belgeyle kanıtlaması yeterli olacak.”
Uçtan uca ERP, işletmelere yılda %20-30 arasında ekonomik fayda sağlayabilir
Uçtan uca ERP, işletmelerin tüm iş süreçlerini tek bir entegre sistemde yönetmelerini sağlayan kapsamlı bir çözümdür. Üretimden müşteri ilişkilerine, satış sonrası hizmetlerden bütçe yönetimine kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Uçtan uca ERP kullanan işletmeler, operasyonel verimlilikte %20-30 arasında bir artış sağlayabilir. Bu yazılım sayesinde stok yönetimi, üretim ve tedarik zinciri gibi süreçlerde %15-25 oranında maliyet tasarrufu oluşabilir. ERP sistemi, hataları ve manuel işlemleri azaltarak hata oranında %10-15 arasında bir düşüş oluşturabilir. Uyumsoft Liox ERP programının aralarında bulunduğu uçtan uca ERP programları sayesinde, işletmelerin operasyonlarında verimlilik artarken veri tutarlılığı sağlanıyor, hızlı ve doğru kararlar alırken müşteri memnuniyetinin artması gibi tüm departmanlar etkin şekilde yönetiliyor. Uçtan uca ERP sistemi, işletmelere yılda %20-30 arasında ekonomik fayda sağlayabilir.
ERP çözümleri ile işletmede başarıyı yakalayın
ERP çözümlerinin kapsamlı ve etkili kullanımının işletmeler için sunduğu avantajları değerlendiren Uyumsoft Kurumsal Hizmetler Genel Müdürü Gökhan Arıksoy, üretimden müşteri ilişkilerine, satış sonrası hizmetlerden bütçe yönetimine kadar tüm süreçlerin etkin ve verimli bir hale geldiğini kaydetti.
Uçtan uca ERP’nin işletmelere önemli avantajlar sağladığını ifade eden Gökhan Arıksoy, konuşmasına şöyle devam etti:
“Uçtan uca ERP, tüm iş süreçlerini tek bir platformda birleştirerek her şeyi daha düzenli hale getiriyor. Böylece, işler hızlı ilerliyor, bu da verimliliği artırıyor. Gerçek zamanlı verilerle, şirketin finansal durumundan stok seviyelerine kadar her şeyi kolayca takip ediyorsunuz. Bu durum da hızlı ve doğru kararlar alınmasına olanak tanıyor. Uçtan uca ERP, işletmenizin her yönünü iyileştirirken zaman ve maliyet açısından büyük kazanç sağlıyor. Uyumsoft Liox ERP çözümleri, işletmelerin tüm süreçlerini daha verimli yönetmelerine olanak tanırken, sürekli güncellemeler ve destek hizmetleri ile sürdürülebilir başarı yakalamalarını sağlamaktadır.” dedi.
Uçtan uca ERP programı kullanmanın 10 temel faydası
1-Kaliteli bir iş akışı sağlanır: Aldığınız siparişleri, siparişlerin stok durumunu, hazırlanma, paketlenme, gönderilme ve teslim edilme süreçlerini tek bir sistem üzerinden takip edebilirsiniz. Ek olarak ürünlerin imalatını kolayca kontrol eder, faturalama sürecini hızla ilerletebilirsiniz.
2-Hızlı imalat süreci: Ürünlerinizin imalat sürecini sisteme kaydederek takibini sağlayabilirsiniz. Farklı imalat süreçlerini ünite ve iş akışlarını da aynı sistem üzerinden görüntüleyerek zaman kazanabilirsiniz.
3-Ürün / hizmet stokları optimizasyonu: Uçtan uca ERP programı sayesinde, ürün ve hizmetlerinizin stok kayıtlarını düzenli olarak kontrol edebilir, bu sayede müşterilerinize doğru ve hızlı teslimat sağlayabilirsiniz.
4-ERP programı ve müşteri memnuniyeti: İş süreçlerindeki hata oranlarını en aza indirgeyerek, müşterilerinize daha etkili ürün ve hizmet sağlar ve bu sayede müşteri sadakatini artırırsınız.
5-Optimize insan kaynakları: Çalışanlarınızın sosyal haklarını, iletişim bilgilerini ve hizmet bilgilerini, kullandığınız ERP üzerine KVKK kurallarına uygun olarak güvenle saklayabilirsiniz.
6-Uçtan uca ERP ile nitelikli raporlamalar oluşturma: Gerçek zamanlı veriler ile detaylı ve efektif raporlar oluşturabilir, bu raporların doğru yorumlanması sayesinde, şirket için yapılması gereken faaliyetleri analiz edebilirsiniz.
7-Veri güvenliği ve risk yönetimi: Uçtan uca ERP sistemleri ile işletme verileri merkezi bir platformda toplanıyor ve verilerin güvenliği sağlanıyor. Ayrıca, güvenlik protokolleri sayesinde veri kaybı veya siber saldırılara karşı etkin koruma sunar. Bu sayede, risk yönetimi süreçlerini daha etkin bir şekilde yürütebilirsiniz.
8-Daha iyi karar alma süreçleri: ERP sistemleri, iş süreçlerine dair anlık verilere ve raporlara kolayca erişim imkânı sağlıyor. Bu sayede, CEO’lar ve yöneticiler, daha bilinçli ve hızlı kararlar alabiliyorlar. Stratejik planlama ve geleceğe yönelik tahminlerde bulunmak böylece daha hızlı ve etkin hale geliyor.
9-Daha hızlı uygulama ve entegrasyon: Uçtan uca ERP çözümleri, farklı departmanlar arasında sistem entegrasyonunu hızlı bir şekilde sağlıyor. Bu sayede, yeni sistemleri daha kolay uygulayabilir ve zaman kazanabilirsiniz. İş süreçleriniz arasındaki uyumsuzlukları giderebilir ve tüm departmanları entegre hale getirebilirsiniz.
10-Uyum ve düzenlemelere hızlı adapte olma: ERP sistemleri, değişen iş yasaları ve düzenlemelere uyum sağlamak için kolayca güncelleniyor. Özellikle; finansal, vergi ve sağlık alanlarında düzenlemelere hızlıca adapte olunmaktadır.
KONUTDER Başkanı Ramadan Kumova;
“Rakamlar Toparlanmayı Gösteriyor Gibi Olsa da 1. El Satışları Olması Gerekenin Sadece Yarısı”
Konutder Başkanı Ramadan Kumova, bugün TÜİK tarafından açıklanan Şubat 2025 Konut Satış İstatistiklerini değerlendirdi.
Türkiye genelinde konut satışları 2025 Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %20,1 oranında artarak 112 bin 818 olurken Ocak 2025 ile neredeyse aynı kaldığı görülüyor. İstanbul’da ise önceki yıla göre %18,4, Ocak ayına göre ise %2,3’lük bir artış söz konusu.
Sağlıklı piyasayı konuşabilmemiz için geçmişte olduğu gibi 1. El konut satışlarının toplam satıştaki payının %50’ler olması gerekir oysa bugün açıklanan rakamlarda bunun sadece %30 olduğunu görüyoruz.
Aynı şekilde kredili konut satışların da idealinin %50’lerde olması beklenirken 2025 yılının ilk iki ayında %14,9 seviyesinde gerçekleşti. Dengeli bir piyasa ortamının oluşması için kredi faizlerinin %1’in altına düşmesi ve arsa maliyetinin de %30’lara düşmesi ve konut yatırımcısına getirilen kredi kısıtlarının ortadan kaldırılması gerekir.
1. El konut satışları olması gerekenin sadece yarısı
Türkiye’de yıllık yeni konut ihtiyacının minimum 750 bin olduğunu düşünürsek, sürdürülebilir üretim koşullarının oluşması ancak aylık ortalamada 62 bin 500 1. El konut satışı ile sağlanabilir. Oysa ilk 2 ayın ortalaması 33.285 adet ile olması gerekenin sadece yarısı. İstanbul’da durum daha da kötü. İstanbul’da aylık ortalama 12 bin satış gerekirken 2025 ilk 2 ayında ortalama sadece 4.859 adet. Bu da olması gerekenin %42’si demek oluyor. İstanbul’da 39 ilçe var. Bu rakam ortalama ilçe başına sadece aylık 125 adet yeni konut satıldığını gösterir. İstanbul gibi bir metropol için bu oldukça düşük bir seviye.
Dolayısıyla 2024’ün ikinci yarısından itibaren toparlanma sürecine girse de konut piyasasının olması gereken dengeye kavuşabilmesi için gereken sıçrama henüz gerçekleşmiş değil. Kredi faizleri ve arsa maliyetlerinin düşmesi, 1. El satış oranlarının yükselmesi, konut yatırımcısına getirilen kısıtlamaların kaldırılması ile piyasada bir dengelenme oluşabilir. Bu koşullar sağlanmadan ne kira ne de konut fiyatları durur.
Tüm dünyada yabancıya konut satış pazarı büyüyor Türkiye ise kan kaybediyor
Öte yandan yabancıya satışta ise düşüş devam ederek Şubat’ta %21,1 düşüş gerçekleşti. Çok değil birkaç yıl önce 10 milyar dolarlık satış hedeflerinden bugün 2 milyar dolar gibi satış rakamlarını konuşur hale geldik. Tüm dünyada bugün yabancıya konut satışı pazarının büyüklüğü 400 milyar dolar seviyesinde önümüzdeki 5 yıl içerisinde bu pazarın 600 milyar dolara çıkması bekleniyor ve biz Türkiye olarak bu pazarda sürekli kan kaybediyoruz. Bunu değiştirmek için yurtdışında reklam kampanyaları ve teşvikler artık kaçınılmaz.
TÜRKİYE 16 YIL ÖNCE YÜKSEK HIZLI TRENLE TANIŞTI
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Yüksek Hızlı Trenle (YHT) bugüne kadar seyahat eden yolcu sayısının 97 milyona ulaştığını bildirdi. Bakan Uraloğlu, “11 ilde ülke nüfusunun yüzde 34,8’ine doğrudan, kombine taşımacılıkla 9 şehre daha bağlantı sağlayarak toplam 20 şehre ve nüfusun yüzde 51’ine YHT hizmeti sağlıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 13 Mart 2009’da Ankara-Eskişehir arasında Türkiye’nin ilk yüksek hızlı tren hattını hizmete aldıklarını anımsatarak “Ülkemizi Avrupa’da 6’ıncı, Dünya’da ise 8. yüksek hızlı tren işletmecisi yaptık. Ankara-Konya Hattı’nı 2011’de, Konya-İstanbul ve Ankara-İstanbul hatlarını 2014’ te, Karaman-İstanbul, Karaman-Ankara ve Eskişehir-İstanbul hatlarını 2022’ de, Ankara-Sivas hattını 2023’ te son olarak da Sivas-İstanbul hattını 2024 yılında vatandaşımızın hizmetine sunduk.” dedi.
“20 Şehre ve Nüfusun Yüzde 51’ine YHT Hizmeti Sağlıyoruz”
Her gün yaklaşık 32 bin kişinin Yüksek Hızlı Tren konforuyla seyahat ettiğine işaret eden Uraloğlu, “11 ilde ülke nüfusunun yüzde 34,8’ine doğrudan, kombine taşımacılıkla 9 şehre daha bağlantı sağlayarak toplam 20 şehre ve nüfusun yüzde 51’ine YHT hizmeti sağlıyoruz.” açıklamasında bulundu. Bakan Uraloğlu sözlerine şu şekilde devam etti:
“Yüksek Hızlı Trenler; Ankara, Eskişehir, Konya, Bilecik, Sakarya, Kocaeli, İstanbul, Karaman, Yozgat, Kırıkkale ve Sivas’a doğrudan sefer yapıyor. Otobüs ya da tren bağlantılı olarak da Adana, Afyonkarahisar, Antalya, Bursa, Denizli, Kütahya, Mersin, Malatya, Tokat kombine taşımacılık yapılıyor. Yüksek Hızlı Tren ve otobüs ya da Yüksek Hızlı Tren ve konvansiyonel tren bağlantısıyla gerçekleştirilen kombine taşımacılık, otobüs ile yapılan seyahate göre önemli oranda zaman tasarrufu sağlıyor.”
Yaklaşık 97 Milyon Yolcuya Hizmet Verildi
Bakan Uraloğlu, Ankara’yı yüksek hızlı tren ağının merkezi haline getirdiklerinin de altını çizerek “Ankara-Eskişehir YHT Hattı’nda 20,9 milyon, Ankara-Konya YHT 21 milyon, Ankara-İstanbul YHT Hattı’nda 36,1 milyon, Konya-İstanbul YHT Hattı’nda 11 milyon 613 bin, Karaman-Ankara YHT Hattı’nda 2,4 milyon, Karaman-İstanbul YHT Hattı’nda 1,7 milyon, Ankara-Sivas YHT Hattı’nda 1,6 milyon, Sivas-İstanbul YHT Hattı’nda 482 bin, Eskişehir-İstanbul YHT Hattı’nda 800 bin yolcuya hizmet verdik. 16 yılda YHT’ler 95 milyon kilometre yol kat etti, yaklaşık 97 milyon yolcu taşıdı.” dedi.
AKMİB, ŞUBATTA YÜZDE 22 ARTIŞLA 486,5 MİLYON DOLAR İHRACAT GERÇEKLEŞTİRDİ
Akdeniz Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (AKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Saadettin Çağan, şubat ayında 486,5 milyon dolar ihracat gerçekleştirdiklerini açıkladı. Yılın ikinci ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 22 yükseliş sağladıklarını belirten Başkan Saadettin Çağan, ihracat hacmi artışlarında en güçlü ivmelenmeyi 208 kat artışla Togo pazarında elde ettiklerini bildirdi.
2024 yılında yüzde 3 artışla 5,43 milyar dolar ihracata imza atan AKMİB’in 2025’in ilk iki ayında ihracat performansında yüzde 14 yükseliş yakaladığını ve 972,3 milyon dolar değere ulaştığını kaydeden Başkan Saadettin Çağan, “Zorlu ekonomik ve jeopolitik koşullara rağmen, maliyet baskılarına karşı direnç göstererek ihracatımızı artırmamız üyelerimizin dinamizmini ve küresel rekabetteki gücünü kanıtlıyor.” dedi.
“Döviz bozdurma zorunluluğunun düşürülmesi rahatlama sağlayacak”
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın şubat ayında ihracatçıların döviz bozdurma zorunluluğu uygulamasındaki güncellemesinin hammadde tedarikinde yüzde 70 oranında dışa bağımlı olan kimyevi maddeler ve mamulleri sektörü için rahatlama sağlayacağını belirten Başkan Saadettin Çağan, “İhracatçılar, elde ettikleri döviz gelirlerinin belirli bir oranını Merkez Bankası’na satmak zorunda kalıyor. Bu oran, Nisan 2022’de yüzde 25’ten yüzde 40’a yükseltilmiş, Haziran 2024’te ise yüzde 30’a düşürülmüştü. Şubat 2025 itibarıyla yeni bir güncellemeye gidilerek satış zorunluluğu yüzde 25’e çekildi. Bu adım, ihracatçıların döviz gelirlerinin daha büyük bir kısmını kullanabilmelerine olanak tanıyarak likidite yönetimlerini kolaylaştıracak ve finansal esnekliklerini artıracak. Ayrıca, bu düzenleme ihracatçıların rekabet gücünü destekleyerek döviz gelirlerinin daha verimli kullanılmasına katkı sağlayacak.” diye konuştu.
“Şubat ayında bölge ihracatımız üç ürün grubunda kümelendi”
AKMİB’in şubat ayındaki ihracatını ürün gruplarına göre değerlendiren Başkan Saadettin Çağan, şunları söyledi: “Yılın ikinci ayında 691 bin 747 ton ürünü uluslararası pazarlarda değerlendirdik. Geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 35 oranında artış sağladık. Şubat ayında en fazla ihraç ettiğimiz ürün grupları mineral yakıtlar ve mineral yağlar, plastikler ve mamulleri ile anorganik kimyasallar oldu. Bu üç kalem, bölge ihracatımızın yüzde 91’ini oluşturdu. Mineral yakıtlar ve mineral yağlarda 342,5 milyon dolar, plastikler ve mamullerinde 35,8 milyon dolar, anorganik kimyasallarda 23,8 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik.”
“Batı Afrika ülkesi Togo’ya ihracatımızı 208 kat artırdık”
Şubat ayında AKMİB’in en fazla ihracat yaptığı ilk 10 ülke arasında Avrupa ülkelerinin ağırlıklı olduğuna dikkati çeken Başkan Saadettin Çağan, söz konusu dönemde lider pazarların İtalya, Hollanda ve Romanya olduğunu söyledi. Başkan Saadettin Çağan, “Şubat ayında en fazla ihracat gerçekleştirdiğimiz ülkeler listesinde yüzde 885 artış ve 96,6 milyon dolar değer ile İtalya ilk sırada yer aldı. Bu ülkeyi yüzde 153 artış ve 77,4 milyon dolar değer ile Hollanda, yüzde 785 artış ve 5,5 milyon dolar değer ile Romanya takip etti. Yılın ikinci ayında ihracat hacminde en güçlü artışları Togo, Tunus ve Yunanistan pazarlarında yakaladık. Togo’ya yüzde 20 bin 785 artışla 13,2 milyon dolar, Tunus’a yüzde 1.656 artışla 12,2 milyon dolar ve Yunanistan’a yüzde 1.164 artışla 25 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik” dedi.
İşletmeler, enerji maliyetlerini yenilikçi teknolojiler ile düşürüyor
Türkiye’nin öncü akışkan teknolojileri üreticisi Masdaf, pompa sistemlerinde enerji tasarrufu sağlamak için bakım ve performans optimizasyonuna odaklanan yenilikçi çözümler sunuyor. Masdaf, pompa sistemlerinin verimli kullanımı ve periyodik bakım ile işletmelerin enerji maliyetlerini azaltıyor.
Endüstriyel süreçlerin ve altyapının en kritik parçalarından biri olan pompalar, dünya genelinde elektrik enerjisi tüketiminin yüzde 20’sinden fazlasını oluşturuyor. Bu da işletmeler için ciddi enerji maliyetleri anlamına geliyor. Ancak enerji verimliliği sağlamak, sadece maliyetleri düşürmekle kalmıyor, aynı zamanda sürdürülebilir bir dünya için önemli bir adım niteliğinde taşıyor. Pompa sistemlerinde verimli kullanım, periyodik bakım ve performans optimizasyonu hem enerji tasarrufu sağlamak hem de çevresel etkileri minimize etmek için kritik öneme sahip.
Yüksek verimli pompa teknolojilerinin kullanımı pompa sistemlerinin enerji verimliliğini artıran için en etkili yöntemlerden biri. Geleneksel pompalar, işletmelerde ciddi enerji kayıplarına yol açabilirken, yeni nesil yüksek verimli pompalar yüzde 10 ila 30 arasında daha az enerji tüketerek daha yüksek performans sağlayabiliyor ve işletmelerin enerji maliyetlerini düşürmelerine yardımcı oluyor.
Frekans kontrollü sürücüler ile işletmelerin enerji verimliliği artıyor
Pompa motorlarının hızını ihtiyaca göre ayarlayan frekans kontrollü sürücüler (VFD) de işletmelerin enerji verimliliğini yüzde 30’a kadar artırmalarına yardımcı olan etkili bir çözüm olarak öne çıkıyor. VFD teknolojisi sayesinde, pompa motorları sadece ihtiyaç duyulan miktarda enerji kullanarak çalışıyor ve gereksiz enerji tüketiminin önüne geçiyor. Bu da enerji maliyetlerinin düşmesine ve sistemin ömrünün uzamasına katkı sağlıyor. Çünkü, VFD’ler pompa sistemlerinde anlık performans ihtiyacına göre hassas kontrol sağlayabiliyor ve böylece daha stabil ve verimli bir operasyon gerçekleşmesine imkân tanıyor.
Bakım çalışmaları, beklenmedik durumların önüne geçerek verimliliği artırıyor
Pompa sistemlerinde enerji verimliliğini artırmanın ve yüksek performans sağlamanın en etkili yollarından biri de periyodik bakım. Düzenli olarak gerçekleştirilen bakım çalışmaları, sistemde meydana gelebilecek arızaların önceden tespit edilmesine olanak tanıyor ve bu sayede beklenmedik durumların önüne geçiliyor. Bu süreçte filtrelerin temizlenmesi, contaların kontrol edilmesi ve mekanik parçaların incelenmesi gibi adımlar hem sistemin ömrünü uzatıyor hem de işletmenin enerji maliyetlerini düşürüyor. Yapılan araştırmalara göre, düzenli bakım yapılan pompa sistemleri, enerji verimliliğini yüzde 10 ila 15 oranında artırabiliyor.
Optimum verimlilik sağlayan sistemler, gereksiz enerji tüketiminin önüne geçiyor
Pompa sistemlerinde enerji verimliliğini en üst düzeye çıkarmanın bir başka yolu ise sistem optimizasyonu. Optimum verimlilik sağlanamayan sistemlerde, gereksiz enerji tüketimi artarken işletme maliyetleri de yükseliyor. Bu nedenle, pompa sistemlerinin en iyi performansı sunması için boru hatları, basınç seviyeleri ve debi ayarlarının düzenli olarak optimize edilmesi gerekiyor. Sistem optimizasyonu kapsamında, boru hatlarındaki gereksiz basınç kayıplarının önlenmesi, pompa ve motorun doğru hizalanması ve debinin ihtiyaca uygun şekilde ayarlanması gibi işlemler yer alıyor. Bu tür optimizasyon çalışmaları, enerji kayıplarını yüzde 30’a kadar azaltabiliyor ve pompa sistemlerinin daha az enerji tüketerek daha verimli çalışmasını sağlıyor.
Akıllı kontrol çözümleri de enerji verimliliği sağlayan önemli etmenler arasında yer alıyor. Bu sistemler, pompaların çalışma süreçlerini gerçek zamanlı olarak izleyerek yalnızca ihtiyaç duyulan debide ve basınç seviyesinde çalışmalarını sağlıyor. Gereksiz pompa çalışmasını önleyerek enerji tüketimini azaltır ve sistemin daha verimli çalışmasına katkıda bulunuyor. Akıllı kontrol çözümleri, sensörler ve otomasyon teknolojileri ile entegre çalışarak pompanın yük durumuna göre hızını ve çalışma süresini optimize ediyor. Bu sayede enerji tüketimi en aza indirilirken, sistemde aşınma ve yıpranma da azalıyor.
“Doğru teknoloji kullanımı ile enerji maliyetlerini düşürmek mümkün”
Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Masdaf Genel Müdürü Erhan Özdemir, “Enerji verimliliği günümüz işletmeleri için sadece maliyetleri düşürmek değil, aynı zamanda sürdürülebilirlik açısından da kritik bir unsur haline geldi. Özellikle sanayi tesislerinde yüksek enerji tüketen pompaların verimli kullanımı, enerji tasarrufunun yanı sıra operasyonel sürekliliğin sağlanması açısından da büyük önem taşıyor. Pompa sistemlerinde doğru teknoloji kullanımı enerji maliyetlerinin azaltma stratejilerinde önemli bir yer tutuyor. Bu teknolojilerin yanı sıra düzenli bakım ve akıllı kontrol çözümleri ile enerji tüketimini önemli ölçüde azaltmak ve olası kesintilerin önüne geçmek mümkün. Masdaf olarak, müşterilerimize en verimli çözümleri sunarak hem işletmelerin enerji maliyetlerini düşürmelerine yardımcı oluyor hem de çevresel sürdürülebilirliğe katkı sağlıyoruz. Yüksek verimli pompalar, frekans kontrollü sürücüler ve sistem optimizasyonu gibi yenilikçi çözümlerimizle sanayi işletmelerinin kesintisiz ve verimli çalışmasını destekliyoruz.” dedi.
İzmir’in Kent Kimliği EGİAD’da Masaya Yatırıldı
Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD), 18. Yönetim Dönemi’nde üyelerine ve topluma değer katmak ve İzmir’in sosyo-ekonomik kalkınmasına katkı sağlamak amacıyla etkinliklerine aralıksız devam ediyor. Bu doğrultuda, İzmir Vakfı iş birliğiyle düzenlenen “İzmir Kent Kimliği” başlıklı seminer, EGİAD dernek merkezinde gerçekleştirildi. Etkinliğe İzmir Vakfı Genel Müdürü Deniz Karaca ve EGİAD üyeleri katılım sağladı.
Toplantıda, günümüz iş dünyasında sürdürülebilirliğin taşıdığı kritik önem vurgulanırken, İzmir’in yaşam tarzının küresel sürdürülebilirlik trendleriyle örtüştüğü belirtildi. Yerel üretimi destekleyen gastronomisi, doğayla uyumlu kent yaşamı ve çevreci iş modelleriyle İzmir’in, geleceğin sürdürülebilir şehirleri arasında öncü konuma ulaşabileceği ifade edildi. Ayrıca, İzmir’in dinamik yapısının iş dünyasına sunduğu fırsatlar tartışılırken, genç iş insanlarının şehirle kurdukları bağın kariyerlerindeki başarıya nasıl katkı sağladığı somut örneklerle ele alındı.
Etkinlikte, İzmir’in kent kimliğini oluşturan temel unsurlar, şehrin “İyi Yaşam” vizyonu çerçevesinde ele alındı. Bu vizyonun, İzmir’in ticaret hacmini genişleterek ve üretim kapasitesini artırarak ekonomik büyümeye katkı sağladığı vurgulandı. Ayrıca, İzmir’i yaşamak, çalışmak ve yatırım yapmak için cazip bir merkez haline getirmeye yönelik yürütülen projeler paylaşıldı. Seminerde, İzmir’in tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra, şehrin iş dünyasıyla olan etkileşimi de kapsamlı bir şekilde değerlendirildi. Katılımcılara, yaşadıkları kente dair yeni perspektifler sunmayı amaçlayan etkinlik, genç iş insanlarından yoğun ilgi gördü.
İşletmeler, enerji maliyetlerini yenilikçi teknolojiler ile düşürüyor
Türkiye’nin öncü akışkan teknolojileri üreticisi Masdaf, pompa sistemlerinde enerji tasarrufu sağlamak için bakım ve performans optimizasyonuna odaklanan yenilikçi çözümler sunuyor. Masdaf, pompa sistemlerinin verimli kullanımı ve periyodik bakım ile işletmelerin enerji maliyetlerini azaltıyor.
Endüstriyel süreçlerin ve altyapının en kritik parçalarından biri olan pompalar, dünya genelinde elektrik enerjisi tüketiminin yüzde 20’sinden fazlasını oluşturuyor. Bu da işletmeler için ciddi enerji maliyetleri anlamına geliyor. Ancak enerji verimliliği sağlamak, sadece maliyetleri düşürmekle kalmıyor, aynı zamanda sürdürülebilir bir dünya için önemli bir adım niteliğinde taşıyor. Pompa sistemlerinde verimli kullanım, periyodik bakım ve performans optimizasyonu hem enerji tasarrufu sağlamak hem de çevresel etkileri minimize etmek için kritik öneme sahip.
Yüksek verimli pompa teknolojilerinin kullanımı pompa sistemlerinin enerji verimliliğini artıran için en etkili yöntemlerden biri. Geleneksel pompalar, işletmelerde ciddi enerji kayıplarına yol açabilirken, yeni nesil yüksek verimli pompalar yüzde 10 ila 30 arasında daha az enerji tüketerek daha yüksek performans sağlayabiliyor ve işletmelerin enerji maliyetlerini düşürmelerine yardımcı oluyor.
Frekans kontrollü sürücüler ile işletmelerin enerji verimliliği artıyor
Pompa motorlarının hızını ihtiyaca göre ayarlayan frekans kontrollü sürücüler (VFD) de işletmelerin enerji verimliliğini yüzde 30’a kadar artırmalarına yardımcı olan etkili bir çözüm olarak öne çıkıyor. VFD teknolojisi sayesinde, pompa motorları sadece ihtiyaç duyulan miktarda enerji kullanarak çalışıyor ve gereksiz enerji tüketiminin önüne geçiyor. Bu da enerji maliyetlerinin düşmesine ve sistemin ömrünün uzamasına katkı sağlıyor. Çünkü, VFD’ler pompa sistemlerinde anlık performans ihtiyacına göre hassas kontrol sağlayabiliyor ve böylece daha stabil ve verimli bir operasyon gerçekleşmesine imkân tanıyor.
Bakım çalışmaları, beklenmedik durumların önüne geçerek verimliliği artırıyor
Pompa sistemlerinde enerji verimliliğini artırmanın ve yüksek performans sağlamanın en etkili yollarından biri de periyodik bakım. Düzenli olarak gerçekleştirilen bakım çalışmaları, sistemde meydana gelebilecek arızaların önceden tespit edilmesine olanak tanıyor ve bu sayede beklenmedik durumların önüne geçiliyor. Bu süreçte filtrelerin temizlenmesi, contaların kontrol edilmesi ve mekanik parçaların incelenmesi gibi adımlar hem sistemin ömrünü uzatıyor hem de işletmenin enerji maliyetlerini düşürüyor. Yapılan araştırmalara göre, düzenli bakım yapılan pompa sistemleri, enerji verimliliğini yüzde 10 ila 15 oranında artırabiliyor.
Optimum verimlilik sağlayan sistemler, gereksiz enerji tüketiminin önüne geçiyor
Pompa sistemlerinde enerji verimliliğini en üst düzeye çıkarmanın bir başka yolu ise sistem optimizasyonu. Optimum verimlilik sağlanamayan sistemlerde, gereksiz enerji tüketimi artarken işletme maliyetleri de yükseliyor. Bu nedenle, pompa sistemlerinin en iyi performansı sunması için boru hatları, basınç seviyeleri ve debi ayarlarının düzenli olarak optimize edilmesi gerekiyor. Sistem optimizasyonu kapsamında, boru hatlarındaki gereksiz basınç kayıplarının önlenmesi, pompa ve motorun doğru hizalanması ve debinin ihtiyaca uygun şekilde ayarlanması gibi işlemler yer alıyor. Bu tür optimizasyon çalışmaları, enerji kayıplarını yüzde 30’a kadar azaltabiliyor ve pompa sistemlerinin daha az enerji tüketerek daha verimli çalışmasını sağlıyor.
Akıllı kontrol çözümleri de enerji verimliliği sağlayan önemli etmenler arasında yer alıyor. Bu sistemler, pompaların çalışma süreçlerini gerçek zamanlı olarak izleyerek yalnızca ihtiyaç duyulan debide ve basınç seviyesinde çalışmalarını sağlıyor. Gereksiz pompa çalışmasını önleyerek enerji tüketimini azaltır ve sistemin daha verimli çalışmasına katkıda bulunuyor. Akıllı kontrol çözümleri, sensörler ve otomasyon teknolojileri ile entegre çalışarak pompanın yük durumuna göre hızını ve çalışma süresini optimize ediyor. Bu sayede enerji tüketimi en aza indirilirken, sistemde aşınma ve yıpranma da azalıyor.
“Doğru teknoloji kullanımı ile enerji maliyetlerini düşürmek mümkün”
Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Masdaf Genel Müdürü Erhan Özdemir, “Enerji verimliliği günümüz işletmeleri için sadece maliyetleri düşürmek değil, aynı zamanda sürdürülebilirlik açısından da kritik bir unsur haline geldi. Özellikle sanayi tesislerinde yüksek enerji tüketen pompaların verimli kullanımı, enerji tasarrufunun yanı sıra operasyonel sürekliliğin sağlanması açısından da büyük önem taşıyor. Pompa sistemlerinde doğru teknoloji kullanımı enerji maliyetlerinin azaltma stratejilerinde önemli bir yer tutuyor. Bu teknolojilerin yanı sıra düzenli bakım ve akıllı kontrol çözümleri ile enerji tüketimini önemli ölçüde azaltmak ve olası kesintilerin önüne geçmek mümkün. Masdaf olarak, müşterilerimize en verimli çözümleri sunarak hem işletmelerin enerji maliyetlerini düşürmelerine yardımcı oluyor hem de çevresel sürdürülebilirliğe katkı sağlıyoruz. Yüksek verimli pompalar, frekans kontrollü sürücüler ve sistem optimizasyonu gibi yenilikçi çözümlerimizle sanayi işletmelerinin kesintisiz ve verimli çalışmasını destekliyoruz.” dedi.
Škoda Deneyim Akademisi’ne Stevie Awards’tan Üç Ödül
Yüce Auto bünyesindeki Škoda Deneyim Akademisi, bu yıl 23’üncüsü düzenlenen Stevie Awards’tan üç ödülle döndü. Škoda Deneyim Akademisi, uluslararası iş dünyasının en prestijli ödülleri arasında yer alan Stevie Awards’ın “Satış Operasyonlarının Dijital Dönüşümünde Başarı“, “Yılın Satış Eğitimi veya Koçluk Programı“ ve “Yılın Satış Eğitimi Ürünü“ kategorilerinde bronz ödüllerin sahibi olarak uluslararası arenada da başarısını tescilledi.
Yüce Auto Škoda Genel Müdürü Zafer Başar, “Škoda Deneyim Akademisi olarak, bayi çalışanlarımızın gelişimini desteklemek ve müşterilerimize en yüksek standartlarda hizmet sunmak amacıyla çıktığımız yolda, ulusal ve uluslararası arenalarda kazandığımız ödüllerle başarımızı taçlandırılmaktan gurur duyuyoruz. Bilimsel ölçüm araçlarıyla desteklenerek hazırlanan eğitim programlarımız, çalışanlarımızın kariyer yolculuklarında somut gelişimler sağlamalarına yardımcı oluyor. Aldığımız ödüller eğitim süreçlerimizdeki yenilikçi yaklaşımlarımızı ve dijital dönüşüme olan adaptasyonumuzu ortaya koyuyor. Bu başarılar, Yüce Auto ve Škoda Deneyim Akademisi olarak çalışanlarımızın gelişimini odağımıza aldığımızın en güçlü göstergesi. Önümüzdeki dönemde de yenilikçi yaklaşımlarla sektöre örnek olmaya devam edeceğiz. Bu başarıda emeği geçen tüm Škoda Deneyim Akademisi çalışanlarını tebrik ederim.“ dedi.
vivo, Türkiye’de satışa sunulan V50 Serisi’ni tanıttı
Küresel akıllı telefon markası vivo, yeni V50 Serisi’ni Türkiye’de kullanıcılarla buluşturdu. Seri, V50 ve V50 Lite modelleriyle dikkat çekiyor. Kullanıcıların beklentilerini karşılayacak üstün özelliklerle gelen her iki model de şık tasarımları, güçlü performansları ve yenilikçi kamera teknolojileriyle büyük beğeni topluyor.
Dünyanın önde gelen teknoloji markalarından vivo; portre fotoğrafçılığı ve güçlü performans odaklı yeni akıllı telefon serisini tanıttı. V50 ve V50 Lite modellerinden oluşan seri, gelişmiş kamera teknolojileri, dayanıklı tasarımları ve kullanıcı dostu özellikleriyle dikkat çekiyor. Her iki model de Türkiye pazarında resmi olarak satışa sunuldu ve teknoloji tutkunları ile buluştu.
ZTE, MWC Barcelona 2025’te “Herkes İçin Yapay Zeka” Stratejisini Cihazlarına Taşıyor
ZTE, yapay zeka odaklı etkileşimlerle kişi, araç ve ev arasında bağlantı kurarak çok yönlü değerler sunan tam kapsamlı akıllı bir ekosistem inşa ederken, oyun ve fotoğrafçılığa odaklanan, çığır açan yeniliklere sahip çeşitli yapay zeka cihazlarını tanıttı.
Entegre bilgi ve iletişim teknolojisi çözümlerinin küresel lider sağlayıcısı ZTE Corporation (0763.HK/ 000063.SZ), “Herkes İçin Yapay Zeka” ürün stratejisi altında genişletilmiş yapay zeka akıllı telefon serisini tanıttı. Bu seri, devrim niteliğindeki gerçek tam ekran amiral gemisi akıllı telefon nubia Z70 Ultra, “Doğuştan Kazanmaya” felsefesini benimseyen oyun odaklı nubia Neo 3 serisi ve fotoğrafçılık odaklı nubia Focus 2 serisini içeriyor. Ürün yelpazesi ayrıca oyun, fotoğrafçılık, moda ve müzik tutkunlarına hitap eden bir dizi yenilikçi cihazı da içeriyor. Ek olarak, ZTE, en son TSR raporuna göre dört yıl üst üste 1 numaralı pazar payıyla küresel liderliğini gösteren, yapay zeka, 5G-Advanced ve Wi-Fi 7 ile güçlendirilen Dünya’nın 1 Numaralı FWA & MBB çözümlerini sergiledi.
Stratejik Küresel Ortaklıklar Aracılığıyla “Herkes İçin Yapay Zeka” Vizyonu
ZTE, yapay zeka odaklı çok modlu etkileşimler ve eksiksiz bir yapay zeka cihaz yelpazesi ile Tam Kapsamlı Akıllı bir Ekosistem oluşturmaya, her tüketicinin yapay zeka tarafından getirilen verimlilik, duygusal rezonans ve gelişmiş işlevsel değerlerden yararlanabilmesini sağlamak için kişi, araç ve ev ekosistemlerini birbirine bağlamaya kendini adadı.
Yapay zeka çağında, akıllı telefonlar bağlantı, etkileşim, hizmetler ve eğlenceyi sorunsuz bir şekilde entegre eden kapsamlı bir akıllı platforma dönüşüyor. ZTE Kıdemli Başkan Yardımcısı ve ZTE Mobil Cihazlar Başkanı Ni Fei, “Küresel ortaklarımızla işbirliği içinde, dünya lideri yapay zeka yeteneklerini AI OS çerçevemiz altında entegre etmeye kararlıyız” dedi ve ekledi: “Çok modlu mimarileri gelişmiş AI LLM’lerle sorunsuz bir şekilde birleştirerek, kullanıcıların fotoğrafçılık, oyun, çeviri ve AIGC genelinde teknolojiyle nasıl etkileşim kurduğunu dönüştürüyoruz. ZTE, Google ile yapay zeka dönüşümünü hızlandırıyor. Tüm yeni nubia ürünleri, Google Cloud’un ölçeklenebilir, güvenli ve yüksek performanslı altyapısıyla birleştirilmiş, Google’ın en yetenekli yapay zeka modeli olan Gemini’yi entegre edecek.”
ABD ve Birleşik Krallık’ın mobilya talebi arttı
Türkiye mobilya, kağıt ve orman ürünleri ihracatı şubat ayında yüzde 6,8 düşüş gösterirken, Akdeniz’den yapılan ihracat yüzde 1’lik artış kaydetti. Sektör, şubat ayında hem Türkiye geneli hem de Akdeniz’den yaptığı ihracatta hedef pazarlarında büyüme göstermeyi başardı. Birleşik Krallık ve ABD pazarında büyüyen sektörün şubat ayında en dikkat çekici büyüme gösterdiği diğer bir pazar ise Libya oldu.
Türkiye mobilya, kağıt ve orman ürünleri sektörünün şubat ayı ihracatı geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 6,8 azalış göstererek 607 milyon 620 bin dolar oldu. Akdeniz Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği (AKAMİB) ise bu ayda yüzde 1’lik artış kaydederek 77 milyon 867 bin dolarlık ihracat gerçekleştirdi.
Hedef pazarlarda büyüme devam etti
Sektörün Türkiye geneli şubat ayı ihracatında en başarılı ilk beş pazarı Irak, Birleşik Krallık, Libya, ABD ve Fas oldu. İlk 10 pazar içerisinde Libya’ya yüzde 98, Gürcistan’a yüzde 24 ve Birleşik Krallık’a yüzde 16’lık ihracat artışları dikkat çekti. Sektörün ana hedef pazarları arasında yer alan ABD’ye ise yüzde 3’lük artış sağlandı.
AKAMİB’in şubat ayı ihracatında da Irak ilk sırada yer aldı. Irak’ı sırasıyla; Suriye, Almanya, Fransa ve Libya takip etti. İlk 10 pazar içerisinde Suriye’ye yüzde 121, Libya’ya yüzde 30 ve KKTC’ye yüzde 25’lik ihracat artışı görüldü. Hedef pazarlardan ABD’ye yapılan ihracatta yüzde 7, Birleşik Krallık’a ise yüzde 1 oranında artış kaydedildi.
“Fiyat rekabetçiliğinde elimiz güçlü olmalı”
Sektörün şubat ayına ilişkin ihracatını değerlendiren AKAMİB Başkanı Onur Kılıçer, sektörün kur-enflasyon arasındaki makasın açılması nedeniyle fiyat tutturmakta zorlandığını dile getirdi. Özellikle yılın ikinci yarısından itibaren mevcut tabloda iyileşme olacağını ümit ettiklerini ifade eden Kılıçer, şöyle devam etti:
“Politika faizlerinin gerilemeye başlaması ve reeskont kredi faizlerinin düşürülmesi önemli bir adım. İhracatçılar için döviz bozdurma zorunluluğunun yapılan düzenleme ile yüzde 30’dan yüzde 25’e düşürülmesini de memnuniyetle karşılıyoruz. Temennimiz daha fazla müşteriye ulaşarak siparişlerimizi artırmak. Bunun için fiyat rekabetçiliğinde elimizin güçlü olması lazım. AKAMİB olarak bu sürede üye firmalarımızı hedef pazarlarımıza ulaştırmaya ve ihracatımızı artıracak faaliyetlerimize son sürat devam edeceğiz.”
Netaş, 2024 Yıl Sonu Satış Gelirlerini Yüzde 32 Artırarak 9,2 Milyar TL Seviyesinde Gelir Elde Etti
2024 yılında önemli atılımlara ve iş birliği anlaşmalarına imza atan Netaş, alınan siparişlerinde geçen yıla kıyasla yüzde 50 büyüme kaydederek 10 milyar TL sipariş rakamına ulaştı.
Dünyada ve Türkiye’de hızla değişen dijital ekosistemde, iletişim teknolojileri, bilişim teknolojileri ve 2024 yılında yeni giriş yaptığı mobil cep telefonu pazarlarında geniş bir yelpazede ürün ve çözümler sunan Netaş, 2024 yıl sonu itibariyle satış ve sipariş gelirlerini geçen yıla oranla büyütmeye devam etti. Bu dönemde şirketin yenilikçi yaklaşımı ve güçlü ArGe altyapısı, yeni iş fırsatlarını ve stratejik ortaklıkları da beraberinde getirerek, şirketin yeni alanlara girmesine olanak sağladı.
2024 yılında alınan sipariş miktarının en çok arttığı segment bir önceki yıla göre yüzde 74 düzeyindeki artışla Telekom Segmenti olurken, ilgili segmentin toplam siparişler içindeki payı da 2023 yılındaki yüzde 32 seviyesinden yüzde 38 seviyesine çıktı.
Geçen yıla oranla yüzde 35 büyüyen Sistem Entegrasyonu segmenti, alınan siparişler açısından 5,3 Milyar TL düzeyindeki sipariş tutarı ve yüzde 53 payı ile liderliğini koruyor.
2024 yılında mobil telefon pazarına girilmesinin ardından mobil telefon alanında ilk defa gelir kaydeden Netaş, 2024 yılında mobil telefon alanında 49,4 milyon TL düzeyinde sipariş aldı.
2024 yılını değerlendiren Netaş CEO’su Sinan Dumlu, “Geride bıraktığımız yıl, Netaş olarak yıllar sonra yeniden mobil cep telefonu pazarına giriş yaptık. 5G’ye uyumlu nubia cep telefonu modellerimizi şimdiden satışa sunduk. Önümüzde iletişim teknolojileri anlamında Türkiye’yi yeni bir süreç bekliyor. Telekom altyapılarının da son kullanıcıların da 5G‘ye hazır olmaları gerekiyor. Netaş olarak ana ortağımız ZTE ile birlikte; ZTE donanımlarının dışında; telekomünikasyon altyapıları için yerli olarak Netaş tarafından üretilen baz istasyonu mikrodalga iletim ürünleri, doğru akım güç ünitesi gibi ekipmanlarımıza ek olarak artık, nubia ile de son kullanıcı tarafında 5G‘ye hazırız. Ayrıca Türkiye’nin ilk yerli sunucusu Netaş Bulut sunucu tarafında uluslararası iş birliklerine imza attık, üretim kapasitemizi artırarak yıllık 12000 adet üretim yapabilir hale geldik. Stratejik iş ortaklarımızla birlikte hem Türkiye’de hem de uluslararası arenada rekabet gücümüzü artıran ve paydaşlarımıza katma değer sağlayan projelere imza attık. Savunma tarafında güzel bir gelişme olarak TUSAŞ ve Altınay Savunma ortaklığı olan TAAC Havacılık Teknolojileri ile havacılık teknolojilerinde kritik bir rol oynayacağımız bir stratejik iş ortaklığına imza attık. Netaş olarak faaliyet alanlarımıza bir yenisini katarak ve mevcut faaliyet alanlarımızda attığımız stratejik adımlarla; Netaş’ın Türkiye’nin önde gelen lider teknoloji şirketi olma yolundaki vizyonumuz için çalışmalarımıza devam ediyoruz.” dedi.
ZF LIFETEC’ten dünyada bir ilk:Aktif Topuk Hava Yastığı ciddi ayak yaralanmalarının önüne geçiyor
Diz hava yastığı, emniyet kemeri ve ön hava yastığından oluşan ön koruma sistemini tamamlayarak tutma enerjisinin bir kısmını dizler ve uyluklar üzerinden araca aktarıyor ve yolcu korumasını artırıyor. Bu, bir çarpışma sırasında ayakların güvenli bir şekilde ayak boşluğuna yerleştirilmiş olmasını gerektiriyor. Zaman içerisinde koltuklar daha geriye, konfor pozisyonu olarak adlandırılan konumlara doğru çekildiğinde, ayaklar için uygun bir temas noktası çok uzakta kalabiliyor. Bir kaza durumunda, bacakların kontrolsüz bir şekilde hareket etmesi, bacakların alt kısımlarında yaralanma riskini artırabiliyor. Bu yaralanmaların çoğu hayati tehlike arz etmese de sürücü ve ön yolcunun kas-iskelet sisteminde uzun süreli hasarlara yol açabiliyor.
ZF LIFETEC bundan yola çıkarak, koltukların geriye itildiği rahat bir oturma pozisyonunda bile sabit bir topuk darbe noktası oluşturmaya yardımcı olmak üzere Aktif Topuk Hava Yastığını geliştirdi.
Araç yolcularının güvenliğini, bacakların, dizlerin ve ayakların konumu da dahil olmak üzere bir dizi faktör etkiliyor. Normal oturma pozisyonlarında, araç zemini ön koltukta oturanların ayakları için yeterli desteği sağlıyor. Bir kaza durumunda Aktif Topuk Hava Yastığı dizin, araçta mevcutsa diz hava yastığına en uygun açıyla erişebilmesine olanak tanıyor. Bu da, çarpışma enerjisinin büyük bir kısmının insan vücudundaki en güçlü kemik olan uyluk tarafından hava yastığına aktarılmasını sağlıyor. Bununla birlikte çarpışma testleri, yolcu koltuğu geriye alınıp daha rahat bir oturma pozisyonu benimsendiğinde ek bir topuk temas noktası oluşturulması gerektiğini gösteriyor.
Rahat Oturma Pozisyonlarında Güvenlik
ZF LIFETEC Geliştirme Yöneticisi Harald Lutz, “Topuk darbe noktasının yetersiz kalması durumunda, dizler hava yastığına etkili bir şekilde erişemez, bu da diz hava yastığının etkisini azaltır” dedi. Diz eklemlerinin istenen pozisyonda desteklenememesi, bacakların kontrolsüz hareketine neden olur. Bu durum ölümcül olmasa bile ciddi bacak ve ayak yaralanmalarına sebep olabilir. Aktif Topuk Hava Yastığının olmaması bu olasılığı yükseltebilir. Lutz, sözlerini “Aktif Topuk Hava Yastığı, daha rahat oturma pozisyonlarında bile yeterli bir topuk darbe noktası sağlamaya yardımcı oluyor” diyerek sürdürdü.
Yer kazandıran güvenlik teknolojisi
Aktif Topuk Hava Yastığı, ek alan gerektirmeden doğrudan ayak boşluğuna entegre edilebiliyor. Bir çarpışma durumunda, hava yastığı aracın zemin halısının altında şişerek gerekli topuk stabilitesini sağlıyor. Dünya çapında neredeyse tüm araç modellerine uyarlanabilen Aktif Topuk Hava Yastığı otomobil üreticileri için 2028 yılında satışa sunulacak. Bu ve diğer insan gövdesi koruma çözümlerinde lider konumda olan ZF LIFETEC, pasif güvenlik sistemleri alanında standartları belirlemeye devam ediyor.