Türk milleti cevap ver.. (Köşe yazısı)
Mustafa TEMİZER
bil! Allah’ın davetine kulak ver ve katıl!..
Allah’a sonsuz hamdüsenalar olsun!.. Aslımızı inkar eder miyiz?. Biz Halil İbrahim Milletinden değil miyiz? Hz. Nuh’un çocukları değil miyiz? Sonra kavimlere, aşiretlere, boylara ayrılmadık mı?
Aşiretimizi, soyumuzu, sopumuzu biliriz, severiz. Ancak üstünlüğün bunlarda değil Allah’ın davasına hizmet yarışında olduğunu bilip inanmaz mıyız? İşimiz soyumuzu, ırkımızı üstün tutmak olsa Hz. Peygamberin soyundan Ebu Leheb’e iki elin kurusun diye beddua eder miydik?..
Yeryüzünde bildiğimiz iki kavim yok mu? Bakara/2; 286.
Ayette “Allah hiçbir kimseyi, gücünün yetmediği bir şeyle yükümlü kılmaz; lehinde olanı da kendi kazandığıdır, aleyhinde olanı da kendi kazandığıdır. Rabbimiz! Unutur veya yanılırsak bizi cezalandırma! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme! Üstesinden gelemeyeceğimiz şeyleri boynumuza borç kılma! Bizi bağışla, ayıplarımızı ört ve bize rahmetinle muamele buyur! Sen bizim sahibimiz ve yardımcımızsın; Seni tanımayan, inkârcı topluluğa karşı bize yardım et, zafere eriştir.” demiyor muyuz?
Bilge Kağanlar Gibi Omuz Omuza Cihanın Fethine Çıkmak gerekmiyor mu?
Ve Bilge Kağan’ın yaptığı gibi yapıyoruz! Ve yine Bilge Kağan’ın Allah’ın davası peşinde koşan bu millet unutmasın diye taşa kazıtarak bıraktığı vasiyetteki gibi Türk ve Kürt beğler omuz omuza, el ele, yürek yüreğe bir birine perçinlenmiş bir duvarın tuğlaları olmadık mı?; ‘Kızıl Elma’ -Hakkı üstün kılma davasında- San Deniz’den Viyana ya kadar at tepmedik mi? Estergon kalesinde Marakeş’te, Endonezya da, Meksika Körfezi, Büyük Türk Grand adalarında mehter beş vakit mehter vurmadık mı? Burada ayrılıkçılık, bölücülük, ırkçılık var mı?
Mustafa kemaller gibi birlik olup emperyalistleri ve emperyalist düşünceleri kovmak gerekmez mi!..
Ve 1919-1922’de Osmanlı Türk Cihan devletini yıkarak topraklarını işgal eden emperyalist güçlere karşı Anadolu’da ve Balkanlar’da verdiğimiz Kuvâ-yı Milliye (Milli Mücadele – İstiklal Harbi) harekâtını ve ardından kurduğumuz Türkiye Cumhuriyeti Devletini hatırlayalım. Irkçılık bunun neresinde, ayrılıkçılık neresinde? Ve hiçbir aşiret, soy, sop ayrımı yapmayan 1924 Anayasasındaki tarife bakalım: “Türk devletini kuran ahaliye Türk Milleti denir.” denmiyor mu?
İdrisi bitlisiler gibi birlik sancağının altına koşmayalım mı?..
Bugün Türkiye’de; pkklılar, mosadçılar, ciacılar, kgbliler, intelensiascılar, Kürtçülük adı altında; Avrupalıların bile 1000’li yıllardan beri devletine “Türk imparatorluğu”, padişahına “Türklerin imparatoru”, milletine “Türk” dedikleri bu büyük şerefli aziz milleti bölmeye, Türkiye’yi parçalamaya, Kürt kardeşlerimizi hain emelleri için perişan etmeye çalıştığı gerçeğini görmeyelim mi?
Bugün bu bölücü ajanlara karşı yeni İdrisi Bitlisiler çıkmalı ve bu ajanlara, hainlere 1500’lerde İdrisi Bitli- si’nin verdiği cevabı vermeyelim mi?..
“Milletim Uyan! Kalu Belâ’da Allah’a verdiğin sözü hatırla!..
Ve biz uyandık, millet uyandı! Artık sizin siyasi propagandalarınız sökmez! Kahrolsun ajanlar! Kahrolsun uşaklar! Kahrolsun kuklalar! Yaşasın Türkiye! Yaşasın Büyük Türk Milleti!..” demeyelim mi?
Akifler gibi birliğimizi cihana haykırmayalım mı?
Yeni Mehmet Akifler çıkmalı değil mi?.. Arnavut olmasına rağmen, İstiklal Marşımızla hainlere, ajanlara, uşaklara, ayrılıkçılara, bölücülere ve düşmanlara Türk Milleti’nin cevabını veren Akifler çıkmalı değil mi? Ayrılıkçıları; mevki, makam, şahsi çıkar uğruna kayıkçı kavgası yapanları, milleti ayrıştırma üzerinden siyaset yapanları, bunları rehber olarak gören vatandaşları uyaran;
Medeniyet size çoktandır diş biliyor,
Evvela parçalamak sonra yutmak diliyor.
Arnavutlar size ibret olacakken hala,
Ne bu karışık siyaset, nedir bu arabozucu çekişme.
Görmüyor gittiği yanlış yolu, zannım çoğunuz…
Size rehberlik eden haydudu artık kovunuz!
Bunu benden duyunuz, ben ki evet Arnavutum..
Başka bir şey diyemem… İşte perişan yurdum.” diyen Akifler çıkmalı değil mi?
“Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklal.”
diyen kahraman Akifler çıkmalı değil mi? Çıktı, çıkıyor ve daima çıkacak!..
Yeniden milli mücadele gerekmez mi?
Aynen Kuvâ-yı Milliyecilerin, Millî Mücadelecilerin yaptığı gibi; Mustafa Kemaller, Sütçü imamlar. Kazım Karabekirler, Nene Hatunlar, Fevzi Çakmaklar, Antepli Şahinler, Mehmet Akifler, Kara Fatmalar, Demir Alaylar, Çelik Alaylar, Yörük Ali Efeler, Şerife Bacılar, Ahmet Hulusi Efendiler gibi “cihadı ekber” ilan etmemiz, Büyük Türk Milleti’nin muzaffer saflarına koşmamız gerekmez mi?
Büyük Türk Milleti’nin ilahi-kutsal davasında yerimizi almamız, Millet Davasına katılmamız
Allah’ın davasına yardımcı olmamız gerekmez mi?
23 Nisan’da “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” demek
30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Muharebesinde ön saflarda hücuma kalmak
9 Eylül’de emperyalizmi ve uşaklarım denize dökmek
23 Haziran’da Hatay’a, 20 Temmuz’da Kıbrıs’a Allah’ın askeri Türk’ün daima muzaffer mührünü çakmak
Şimdi, bugün. Milli Mücadele destanım yeniden yazmak için; Esir Türk illerine hürriyet götürmek için, bütün dünyadaki insanlara özgürlük ve adalet için Büyük Türk Milletinin zafer saflarına koşmak.
Allah’ın davası için, doğunun ve batının hakimi çift başlı Selçuk kartalı altında toplanmak gerekmez mi? YMM 20 – 26 Kasım 2017 Sayı: 547’den