Köşe YazılarıMedya-Basın Dünyası

Tramvay medeniyet ama…

DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ
Medeniyetlerin başlangıcı ve rotaları hep ulaşım ile anlatılır..
İpek yolu
Seyahatname
Kral yolu derken şimdi bunların yerini
Hızlı tren yolu
Tramvay yolu
Otobüs-dolmuş yolu
Bisiklet yolu
Spor-gezi yolu
Kültür yolu gibi yollar almaya başladı.
Gençler arasında yürüyüş yolunun adı da artık Tramvay Yolu.
Eskiden, medeniyetler ırmak boylarına, su kenarlarına, ticaret yollarının kesiştiği yerlere kurulurmuş
Kayseri’de bazı şehirler gibi Demiryolu boyuna kurulmuş bir eski medeniyet.
Birileri sürekli ‘Avrupa şehri’, örnek-model şehir’ deyip gazlıyor ama bir türlü medeniyetler topluluğunda yerini alamıyor.
Çelikten, raylı, tekerlekli, renkli ve çevreci. Çelik gibi bir medeniyet. Çevreci, hayırlı bir ulaşım.
Gelgelelim binince içine kıyamete gider gibi insanlar.
Yıllar önce bu medeniyet gelecekti. Rayları geldi, hurda olarak satıldı, kendisi gelmedi.
Şimdi geldi ama Hızlı treni geçmiş yıllardaki siyaset oyununa takıldı.
Ama Kayseri bu tramvay medeniyetine, vatmanı, yolcusu, araç sürücüsü, ışık düzeni herşeyi ile bir türlü alışamadı gitti.
Önce vatmanlardan başlamak istiyorum. Aslında vatmanlarla ilgili bu konuyu, bir yurtdışı gezisi sırasında Başkan Mehmet Özhaseki’ye bizzat söylemiştim, oda ‘Bu konu çok önemli’ demişti.
Ben birileri gibi sürekli kendi arabamda gezen, ahkam kesen biri değilim. Otobüsü-tramvayı çok sık kullanırım. Halkın içinde olmayı çok seviyorum. Bu nedenle gördüklerimi yazıyorum.
Vatmanların çoğu hala bu işi tam öğrenemedi. Duruşu-kalkışı, korna çalmaları, duraklara yaklaşımları.
Hele o duraklara yaklaşırken, hele duraklar arasında yaya geçişlerinde, sinyalizasyon kavşaklarındaki halleri. Tramvay değil, içindeki yolcular dağ yolundaki kamyonun kasasında giden yolcular gibi.
Sürekli bir öne bir arkaya gidip geliyor. Bayanın nefesi erkeğin, erkeğin nefesi bayanın ensesinde. Tepkiler çok ama duyan, bunu duyan vatman, bunları sık sık denetleyen, eğiten ilgili yok. Eminim bu yazıdan sonra sık sık hizmetiçi eğitimlerden bahsedilecek. İyi de yaşayan, gören biz, uygulamada sınıfta kalan siz.
Yurtdışına, başkan Mehmet Özhaseki ve ekibi ile gittiğimizde, tramvayları vatmanların nasıl kullandığını, insanları sarsmadan durup-kalkmalarını, gereksiz korna çalmadıklarını, yaya ve araç sürücülerinin birbirlerine saygınlığını, ışık sistemlerini gördük.
Bizde, bazı vatmanlar kornayı ‘hava atma’ gibi kullanıyor. Sarı çizgiyi geçen, raylara yaklaşan-koşan yaya ve araçlara karşı kornalara kimse bir şey demez. Ama erkek vatmanların kalabalık olmayan saatlerde duraklardaki bayanlara korna çalmaları gibi olaylarda artık dikkat çekiyor.
Tabi, Kayseri gibi güya medeni şehirde vatman olmakta zor.
Kendini tramvayın önüne atan-koşan, koşarken içinde yüzlerce yolcunun olduğu tramvaya meydan okuyan intihar eylemcisi gibi o yayalar.
Birde, kavşaklarda sarı çizgilere bir türlü alışamayan araç sürücüleri. Hala rayların üzerinde duran, sarı çizgileri geçen, sanki tramvay suçluymuş gibi arabasının el frenini çekip vatmana el-kol hareketi yapan, ağzını kapatmayan, yolcuları tehlikeye düşürdüğünü bile kabullenemeyen dengesizlere ne demeli.
Özellikle mesai ve okul başlama, bitiş, gezme saati gidiş-dönüş saatlerinde tramvaylar tam bir eski ‘dolmuşlar havasında. İnsanlar birbirlerinin üzerinde. Bir tek ‘değnekçi’ eksik. O saatlerde seferler biraz daha sıklaştırılsa insanlar daha medeni gidip-gelecek. Ama bunu görende yok.
Birde tramvaylardaki yolcuların durumu.
Cep telefonları hiç durmuyor. Oyun havası bitiyor, ezanı başlıyor, ilahisi bitiyor, uzun havası geliyor. Telefonu çalmayanların ise kafaları ellerindeki telefonlarda. Gözleri kimseyi görmüyor.
Artık büyüklere, yaşlılara, engellilere, bayanlara karşı saygı, sevgi, vefa da yok. Çoğu kafası örtülü. Ağzını açtılar mı, din, kitap, Allah, kuran, büyüklere sevgi, saygı herşeyi söylüyor. Uygulamaya gelince yoklar. Çocuklarını oturtuyor, büyüklere, çocuklu ailelere yer vermiyor. Okuldan çıkan öğrencilerin çoğu da aynı. Yetiştirilme, yetiştirme, eğitimde ciddi sorunumuz var.
Sevgi-saygıda bile ne günlere kaldık.
Zaten, tramvay duraklarına konan kitaplarda evlere şenlik. Okumayan, okutmayan büyükler. Hayatı değil havayı çocuklarına öğretende. Cebinde parasız gezip, çocuklarını lükse alıştıranlarda. O çocuklar şimdi lüks cep telefonlarından Dünyayı incelerken, istediğini yaparken ‘Ninni masallarını’ okur mu?
Birde tramvay duraklarına bakın. Hele oturakların üzerine. Aynen cadde-sokak-bulvar gibi.
Artık Avrupa şehri Kayseri’de, yağışlı havalarda sadece yollar değil, tramvay duraklarındaki oturaklarda üzerlerinin akmasından kullanılamıyor.
Tramvay hattının, beşik gibi sallanan tramvayı seyrederken gıcırtısıda, çalıştığı süre içinde millete ninni söylüyor.
İyi uykular Kayseri..

Onur Özgür Güleç

Teknik Destek Uzmanı, Web Master, Teknoloji Yazarı, Android Meraklısı

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Davut Güleç Panel İletişim Davut Güleç – Sağ Menü