Toprakla ödeşmek…(Köşe yazısı 19.08.2017 KGC Bayram Gazetesi)
DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ
davutgulec@hotmail.com
İnsanlar birbirini sevmek zorunda değil.
Ama başarıyı kucaklamak, desteklemek onlara köstek olmamak lazım.
Tam bir Erciyes gibi.
Biz dağ ve doğa sporları yapanların Erciyes’le ilgili güzel bir benzetmesi var.
Uzun süre evlatlarını görmeyen annenin, çocuklarını ve yakınlarını kucakladığı gibi Erciyes’te Kayseri’yi kucaklıyor.
Allah’ın Kayseri’ye gerçekten büyük bir Lütfü, ikramı.
Hem havası, yüksek irtifası, sporları, hem tedavi edici özelliği, çiçeği, böceği, kuzusu kurdu, besicisi arıcısı, hem de en doğal suyu gibi bir çok özelliği var.
Şimdiye kadar Erciyes Master planı çerçevesinde 300 milyon Euro toprağa gömüldü. Birkaç yıl içinde bu rakam 500 milyon Euro’yu bulacak.
Her şey çok güzel de, bazı yanlışlar yapıldı.
En büyük yanlışlardan biri tıraşlama ile en büyük kar tutucu kevenler derinden kazındı.
Şimdi ‘Erciyes’in kar’ı kar’ olmuyor.
Zaten küresel ısınma ve mevsimlerin değişmesi ile kış sporları için istenilen kar bile Ocak ayının neredeyse sonuna doğru yağıyor. Üretilen suni kar hafif tipide savrulup gidiyor. Snotraklar ile sertleştirmeler, çabalarda geçici oluyor.
Mera vasfından çıkartılıp Dağ ve kış turizm merkezine çevrilen Erciyes’te her nedense birçok yetersizlikten istenildiği gibi işler yolunda gitmiyor.
En basitinden ‘sahipsiz-cezalandırılmış şehir’ gibi dağ ve kış sporları yönünden de Erciyes cezalandırılmış spor merkezlerinden biri gibi.
Oysa Dünyanın ve Türkiye’nin en yakışıklı dağlarından biri. Kayak pistleri, çeşitliliği, doğa yürüyüş parkurları, bisiklet etkinlikleri ve bazı diğer spor antrenman ve faaliyetleri için bulunmaz bir yer.
Zaten Kayseri’de işler ‘ahbap-çavuş ilişkileri, sizden-bizden, bizim-sizin partiden, yakınım-akrabam’ ayaklarında gidiyor.
Başarılı sporcu pek çıkmıyor. Çıksa da ailesinin, çevresinin, hocalarının desteği, dökme su ile tamamen kendi gücü ve başarısı.
Başarana kadar ortada görünmeyenler, başarı sonrasında fotoğraf karesinde, tribünde yerlerini almak için yarışıyor. Olmadık vaatler, destekler, teşvikler sıralanıyor.
Ancak uygulamada kimse yok.
Ortada doğru dürüst ne ödül yönetmeliği uygulanıyor ne de kişi ve kurumlar, geleceğin başarıları için üzerlerine düşen ‘destek-teşvik’i yerine getiriyor.
Kayseri, siyasetteki yetersizlikten devlet yatırımlarından yeterince yararlanamıyor. Yüksek Hızlı Tren her yere gidiyor Kayseri’ye öteleniyor.
Gençlik Spor Bakanlığına bağlı Spor Federasyonları ve özerk federasyonlarda ise Kayseri’yi temsil edecek doğru dürüst yetenekli pek kimselerde yok.
Var olduğunu iddia eden varsa doğru dürüst hangi etkinlik yapıldı, buyursun söylesin.
Elbette kişilerin çabaları ile bazı Uluslararası etkinlikler yapılıyor.
Ancak 300 milyon Euro gömülen, yakında 500 milyon Euro’yu bulacak Erciyes’teki bu yatırımların karşılığı 2026 Kış Olimpiyatlarının Kayseri’de olmasıydı. Bu Olimpiyat’ta diğerleri gibi Erzurum’un güzel ve başarılı lobiciliği, çabaları, siyasetteki üstünlüğü ile oraya gitti.
En son, bu şehirden Olimpiyat standardında resmi Dünya Muay Thai şampiyonasında Ali Doğan, Argıncık Karpuz-Kavun hal’inde ekmeğini çıkartan ailesinin desteği ve kendi çabası ile Türkiye’ye, Kayseri’ye bir altın madalya kazandırdı. Türk bayrağını göndere çektirdi. İstiklal Marşımızı tüm Dünyaya söyletti. Bu onur ve gururla gözyaşlarını tutamadı.
Peki bu şehir Ali Doğan için ne yaptı? Havaalanında güzel karşıladı. Şehri yönetenler kabul etti, küçük hediyeler ile geçiştirdi. Büyükşehir Belediye Meclisi ise daha önce ‘ev’ sözü ve kararı aldığı başarılı sporculara verdiği bu ödül yerine 30 küçük altın kararı ile spora ve başarılı sporcuya bir tekme daha attı. Bu nasıl bir mantık, destek ve teşvik anlayabilmiş değilim. Oysa aynı meclisten bazı spor kulüplerine aktarılan paralara baksanız üzülürsünüz, utanırsınız.
Bu ülkede sadece futbol, basketbol yok. 60’a yakın spor branşı var. Eğer yok sayıyorsanız o zaman o federasyonları kapatın ve lisanslarını, sporları da ortadan kaldırın.
Kayserispor’un, Erciyesspor’un bile durumu ortada. Agüspor Avrupa şampiyonluğunu zorlatıyor ama son dakika kaybediyor. Gücü o kadar.
Herkesin bu şehire vefa ve minnet borcu var.
Sözler havada kalır.
Eserler ve anılar ise tarihi yolculukla yoluna devam eder. Son zamanlarda anısı ve anıları kalan kaç kişi kaldı ki?
Lüzumsuz çarpık ilişkiler, siyaset anlayışı, adam seçmece ile Kayseri’de, Erciyes’te hem siyasette hem sportif başarı ve etkinliklerde sürekli kaybediyor, her alanda geriye gidiyor.
Şu bayram gününde barışmak, yeniden Erciyes gibi birbirimizi kucaklamak istiyorsak o zaman herkesin doğduğu ve doyduğu bu topraklara borcunu ödemesi şart.
Bir kez daha bu şehrin kaderi ile oynayan koltuk sevdalılarına, siyasilere bu bayram günü, kafalarını iki ellerinin arasına alarak, yazdıklarımı değerlendirmelerini ve düşünmelerini, ellerini bir şehrin geleceği için taşın altına koymaya çağırıyorum.
Acısız, kazasız, belasız, sağlıklı, huzurlu, mutlu, barış içinde, birbirini seven, eleştiriye açık, hoşgörülü, birlik, beraberlik, dayanışma içinde bir bayram ve tatil diliyorum. İyi bayramlar…