
Son İstanbul anketinden çarpıcı sonuçlar, İnosam: Türkiye Erdoğan ile İmamoğlu Arasında Seçim Yapmaya Zorlanıyor!
Saygıdeğer Halkım, Bugün, bu toprakların kaderini belirleyecek tarihî bir kavşaktayız. Türkiye, 23 yıldır süren bir siyasi hegemonyanın yorgunluğu ile yeni bir mağduriyet mitosunun tuzağı arasında sıkıştırılmak isteniyor. Ya Erdoğan’ın bitmeyen hırsına razı olacağız ya da İmamoğlu’nun “rövanş” naralarıyla süslü asimetrik kurgusuna teslim edileceğiz. Ancak biz diyoruz ki: Bu millet, iki ideolojik uç arasında seçim yapmaya değil, özgür iradesini demokratik bir iktidara emanet etmeye de amildir! Bugün yaşadığımız sorunların hepsi, ideolojik ekiplerin iktidarının ve yarattıkları kutuplaşmanın sonucudur! Ancak biz diyoruz ki: Türkiye, tüm sorunlarını, yaşadığımız bu krizleri ancak demokratik merkezin kucaklayıcılığıyla aşabilir!
Erdoğan’ın 23 Yıllık İktidarı: Bir Ülkenin Ruhunun Çalınması
Sayın Erdoğan, Türkiye’yi “yeni Türkiye” vaadiyle yola çıktığı günden bu yana, liyakati ideolojiye, kardeşliği ötekileştirmeye, devleti kişisel iktidarının kalesine dönüştürdü. Yandaşlar kadrolaşırken, çeteler devlet bankalarını soyarken, esnaf kepenk kapatıyor! Yolsuzluklar, torpiller, ehliyetsizlikler… Devlet kurumları, bir avuç yandaşın çıkarları uğruna çürütüldü. 10 milyon göçmenle dünya birincisiyiz! Sokaklar dilencilerle, hastaneler yoğun bakımlarıyla dolu. Avrupa’nın fonlarıyla beslenen göçmen politikası, Türk halkını mağdur ediyor! Halk, “sosyal yardım” adı altında sadakaya mahkûm edildi. Faiz sebep, enflasyon netice” diyen ekonomi cahilliği, TL’yi bitirdi! Muhalif sesler, “kindarlık” tavsiyeleri altında “düşman” ilan edilerek susturuldu. Bu ülkede demokrasi, bir “tehdit” olarak kodlandı; özgürlükler, bir lüks sayıldı. Ne yazık ki, Erdoğan’ın politikaları sadece ekonomiyi değil, toplumsal vicdanı da iflas ettirdi.
İmamoğlu: Rövanşın Siyaseti, Tarihin Tekerrürü
Şimdi ise, aynı senaryonun yeni bir perdesi sahnelenmek isteniyor. İmamoğlu’na biçilen rol, Erdoğan’ın geçmişteki mağduriyet retoriğinin kopyası. Ancak unutulmasın ki, intikam siyaseti, bir ülkeyi ancak yeni bir karanlığa sürükler. Trabzon’dan yükselen bu ses, Rize’deki otoriter mirasın yerini almak için değil, aynı ideolojik bağnazlığın farklı bir versiyonu olarak sahneye konuyor.
CHP’nin “yeni yüzü” altında, eskinin hataları tekrarlanıyor: Ötekileştirme, ideolojik saplantılar ve demokrasiyi “güç elde etme aracı”na indirgeme… Türkiye, “AKP’nin harami bağnazlığı”ndan kurtulup “CHP’nin ideolojik dar kafalılığına” mahkûm olmayı hak etmiyor!
Türkiye’nin Gerçek Çözümü: Demokratik Merkez ve Halkın İradesi
Türkiye’nin ihtiyacı olan şey, “aşırı”ların değil, “akıl”ın iktidarıdır.
Biz inanıyoruz ki: Demokrasi, bir tarafın diğerini ezmesi değil, tüm seslerin özgürce harmanlandığı bir senfonidir. Liyakat, ideolojinin gölgesinde değil, halkın hizmetkârı olarak yükselir. Türkiye, ancak merkez sağın dengeli, kapsayıcı, özgürlükçü ve demokratik vizyonuyla nefes alır.
“Merkez sağ” dediğimiz şey, bir siyasi pozisyon değil, bu milletin DNA’sında var olan adalet, hoşgörü ve üretme azmidir. Atatürk’ün “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesiyle, Menderes’in Yeter! Söz milletindir!” çıkışıyla, Özal’ın reformcu ruhuyla, Demirel’in “Büyük Türkiye” hayaliyle yoğrulmuş bir mirastır.
Merkez Sağ iktidarında her sorun çözülecek!
Çağrımızdır: Türkiye, Uyan! Ey Anadolu’nun evlatları! Bizi “ya sev ya terk et” dayatmasıyla bölenlere inat, “hem sev hem birleş” diyoruz. Bizi “geçmişin intikamı” ile korkutanlara inat, “geleceğin inşası” için çağırıyoruz. Bugün, tarihin bize sorduğu soru şudur: Ya iki uç, iki travmatik odak arasında savrulup gideceğiz… Ya da demokratik merkezin çatısı altında, liyakatin, adaletin, refahın ve kardeşliğin iktidarını kuracağız.
Devlet kadroları, sınavla, ehliyetle, dürüstlükle doldurulacak. “Torpil” tarihe gömülecek! Gençlere “yandaşlık” değil, “yetenek” kapısı açılacak. Esnafa vergi reformu, çiftçiye destek, emekliye onurlu maaş! Verilecek. Basın özgür, sosyal medya sansürsüz, seçimler şeffaf olacak! Anayasa, tüm vatandaşların eşitliği üzerine yeniden yazılacak! Türk pasaportu, her sınır kapısını açan gururla taşınan bir belge haline gelecek.
İlk yıl; AB ile müzakereler yeniden başlayacak! Suriyeliler güvenli bölgelere dönecek. Vatandaşlık satışı bitecek! Yazılım, AI ve yeşil enerji alanlarında 100.000 genç Avrupa’da eğitilecek! Tüm ormanlar anayasal güvence altına alınacak. Marmara Denizi’ni kurtarma operasyonu başlatılacak! Kadın cinayetlerinde ağırlaştırılmış müebbet getirilecek. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi kaldırılacak! Güçlü parlamentoya dönüş. Anayasa, tüm bireylerin eşitliği temelinde yeniden yazılacak! 4 yılda; Ekonomide Dünyanın 8. büyük ekonomisi olacağız. Dünya Demokrasi Endeksi’nde ilk 20’ye gireceğiz! Her gencin en az 1 yabancı dil konuştuğu, teknoloji üreten bir nesil yaratacağız. Yenilenebilir enerjide Avrupa lider olacağız! Bu, adaletin ve eşitliğin mucizesi, Türk azminin zaferi olacak!
Tarih bize soruyor: Ya Erdoğan’ın bitmeyen iktidar hırsına, İmamoğlu’nun rövanş siyasetine teslim olacağız… Ya da demokratik merkezin aklı, vicdanı ve birleştirici gücüyle Türkiye’yi ayağa kaldıracağız! INOSAM olarak, bu milletin yüreğindeki umudu ateşliyoruz. Gelin, bu karanlığı birlikte yırtalım!
Normalleşmenin ve Güzelleşmenin Zamanıdır! Türkiye’yi “öfkenin değil, umudun; intikamın değil, adaletin; ideolojinin değil, aklın” iktidarına taşıyalım. Bu açıklama ile, bu ülkenin demokratik merkezle yeniden doğuşunun bayrağını yükseltiyoruz.
23 yıldır ülkeyi enkaza çeviren, halkı dilenme noktasına getiren, gençlere kindarlığı öğütleyen bir iktidardan sonra, bir de İmamoğlu’nun ergen kaprislerine, “yaz-boz” politikalarına dayanacak ne zamanımız ne de takatimiz kaldı! Türkiye, bir kez daha yağmalanan bir geleceği değil, onurlu bir dirilişi hak ediyor!
Unutmayın: Bir ülke, ancak demokrasiyle güzelleşir. Bir millet, ancak birlikte nefes alarak yücelir. Türkiye’nin yıldızı, demokratların iktidarında parlayacak! Bu ses, bir uyanışın başlangıcıdır.
Son İstanbul anketinden çarpıcı sonuçlar: İmamoğlu bırakırsa yeni İBB Başkanı kim olmalı?
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun herhangi bir nedenle görevden ayrılmasıyla İBB Meclisi’nin yeni bir başkan seçmesi gerekecek. İstanbul’da yapılan bir araştırma, halkın hangi ilçe belediye başkanlarını İBB Başkanı olarak görmek istediğini ortaya çıkardı. Anket sonuçlarında yüzde 5’lik bir farkla birinci çıkan Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık’ı, Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş izliyor. Kararsızlar da ciddi bir oranı oluşturuyor…
Ekrem İmamoğlu, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Cumhurbaşkanı adayını belirleyecek ön seçimde aday olduğunu duyurmuştu. Bir yandan da İmamoğlu hakkında peş peşe başlatılan soruşturmalar göz önünde bulundurulduğunda kamuoyu Türkiye’nin en büyük belediyesi olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yeni başkanının kim olacağını konuşuyor. Dİ-EN Anket Araştırma da Ekrem İmamoğlu’nun olası ayrılığı durumunda CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak kimi görmek istediklerini sordu.
MURAT ÇALIK İSTANBUL ANKETİNDEN BİRİNCİ ÇIKTI
Bu ay İstanbul’un 39 ilçesinde, yaş, eğitim ve cinsiyet kotasına göre belirlenmiş 9 bin 605 kişiyle yüz yüze anket gerçekleştiren araştırma şirketi, en güçlü adayın dikkat çekici bir farkla CHP’li Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık olduğu sonucuna ulaştı. Anketin katılımcılarının yüzde 19,6’sı Çalık’ı seçerken, yüzde 14,3’ü ise CHP’li Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş’ı tercih etti. Murat Çalık ve Sinem Dedataş’ı, yüzde 9,1 ile Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, yüzde 8,4 ile Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney takip etti. Kararsızların yüzde 17,2 çıkması ve yeni İBB Başkanı belirleyecek oranda olması da dikkatleri çekti.
Dİ-EN Araştırma’nın ulaştığı sonuçlar şu şekilde:
– Mehmet Murat Çalık (Beylikdüzü) yüzde 19,6
– Sinem Dedetaş (Üsküdar) yüzde 14,3
– Hasan Akgün (Büyükçekmece) yüzde 9,1
– İnan Güney (Beyoğlu) yüzde 8,4
– Kemal Çebi (Küçükçekmece) yüzde 7,2
– Resul Emrah Şahan (Şişli) yüzde 6,3
– Gökhan Yüksel (Kartal) yüzde 5,9
– Rıza Akpolat (Beşiktaş) yüzde 4,2
– Diğerleri yüzde 7,8
– Kararsız yüzde 17,2
İSTANBULLU ÖNCELİĞİ DEPREME VERDİ
Yaklaşık 10 bin İstanbullu seçmenle yüz yüze yapılan anketin tek sonucu bu değil. Araştırma şirketi aynı zamanda seçmenin önceliklerini de ölçtü. Ankette katılımcılara “İBB Başkanının değişmesi durumunda yerine yeni gelecek kişinin aşağıdaki özelliklerden hangilerine sahip olmasını tercih edersiniz” sorusu yöneltildi. Katılımcıların yüzde 48.70’i yeni belediye başkanının yaklaşan ‘Büyük İstanbul Depremi’ne karşı çalışmalar yapmasını “çok tercih edeceğini” belirtirken, katılımcıların yüzde 40,60’ı da yeni belediye başkanının ulaşım konusunda çalışmalar yapmasını “çok tercih edeceğini” kaydetti.