Şimdi övünün.. (Köşe yazısı 26.03.2018 Kayseri Star Haber Gazetesi)
Şimdi övünün..
DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ
davutgulec@hotmail.com
İşini bilen Kayseri birilerinin hırsından ne hale geldi. Ağaçlar gece kesilip betonlaşıyor, halkın sağlığı ile oynayan özellikle yemek yenilecek yerlerin çevresi de ya çatılardan ya da yanlarından büyüdükçe büyüyor. Büfe ile gündüz konan yerler, sonrasında işyerine dönüyor.
En iyi örnekleri mi? Ana caddeler üzerindeki binaların çatıları ve yanları. ‘Sigara içme bölümleri, alanları’ denilerek yapılan çıkartmalarla binaların yanlarında ve önlerinde yaya yolu bile bırakmadınız. Ama haklısınız, ya halkın kalabalık olmasından ya da o yapılanlar ıssız, kırsal kesimlerde olduğu için görmediniz, göremediniz. Suç sizde değil, bunu yapanlarda.
Kayseri’nin kirli havasını bile akladınız. Dağlarını, tepelerini ya define için oydurdunuz ya da birilerinin rantı için şantiyeye, betona çevirdiniz. Keşke Allah’ın o güzelim doğasına hiç el sürmeseydiniz, ayak basmayıp, görmeseydiniz oraları.
Marketlere, pazarlara gidiyorsunuz, kalite meyve-sebzede düşük. Fiyatlar birinci sınıf. İyi de belediyeler nerede, zabıtalar nerede, devletin ilgili birimleri nerede? Kayseri’yi dilenci, fakir, BM çöplüğü, olumsuzluklarla örnek gösterilen şehir haline getirdiniz. Suriyeliler ‘öz evlat’ oldu en kalitelisini devlet yardımları, destekleri ile alırken, bizim ‘üvey evlat’ olan vatandaşımız kalitesizini, çürüğünü seçer oldu.
Halkın sağlığı ile oynayanları ‘Bizim adam, bizim partili, akrabam, sen-ben-bizim oğlan’ derken, onların ceplerini doldurması için üç maymunu oynayıp Kayseri’yi hastanelere taşınır yaptınız. Hastaneler birilerinin hırsı, ceplerini doldurma hırsından randevu sırası bile alınamaz dolulukta zirve yaptı. ‘Ölmezsen bir yıl sonrasına gel’ denir durumda.
Hepiniz büyük işadamı, müteahhit, sanayici, menkul kıymet, mal-mülk zengini olsanız ne yazar. Bakanlıkların her ‘halkın sağlığı ile oynayan, haksız, hileli, katkılı, bozuk gıda’ teşhirinde Kayseri’nin öne çıkartılmasından hiç mi rahatsızlık duymuyorsunuz? Buna rağmen kafanızı yastığa koyunca rahat uyuyabiliyor musunuz? Ne diyeyim, ‘yeşil’ Kayseri’yi ‘beton Kayseri’ yapan siz olunca ‘mutlu zengin ortaklarınız’ çoğalıyor, keyfiniz gıcır. İyi uykular.
Bakanlıkların her olumsuz teşhirinde, bozuk gıdada medeniyetler şehri Kayseri’yi utanacak duruma düşürdünüz. Artık atalarınız gibi Kayserili olarak değil, onlardan emanet aldığınız Kayseri’yi böyle geriye götürdüğünüz için kendinizle övünün. Atalarınızın kemiklerini sızlatıyorsunuz beyler. Birilerinin karnı doydu gözü doymadı kimilerinin koltuk hırsı. Türkiye’ye zarar veren, vatanlarına bile dönmeyi düşünmeyen ‘çocuk fabrikası’ damızlık Suriyelilere aylık 100-200 lira daha fazlaya ‘evimi kiraya vereceğim’ diye önlerine düşüp (bazı iyi niyetliler hariç) kimlik, ekmek, yardım, belge almalarına, Kayseri’de kalmaları için adeta çırpınan vicdansızlar ya sizler nasıl ‘adamım’ diye gezeceksiniz. ‘Daha çok paraya evimi kiraya verdim’ hırsınız, bu ülkenin tüyü bitmemiş yetimlerinin hakkını yedirmenizden, 80 milyon ile nasıl helalleşeceksiniz?
Bu Vatan, millet, Devlet için canını, kanını veren Şehitlerimizin cenazelerini şehrin kıyısından kaldırırken, kendi cenazeleriniz için şehrin merkezindeki ‘yerli-köylü camisi’ diye ayırımlar yaptırarak, yolları kaptırarak övünecek duruma geldiniz. Keşke Şehit Cenazeleri Cumhuriyet meydanından ve de Bürüngüz camiden örnek katılım binlerce kişi ile son yolculuklarına uğurlansa. Bir de bu kadar Kayseri’nin ve ülkenin Şehidi varken, tartışmalı isme Şehit adı vererek keşke Devletin, milletin parası ile yaptırılan Tramway durağına ve okullara Türk vatandaşı olmayan birinin adını vermeseydiniz. Kayseri’yi ‘şov, gösteriş, açılış yapacağız, temel atacağız’ diyerek yerel tabirle ‘vıcık vıcık’ yaptınız. Üretim merkezlerinden uzaklaştırıp, fabrikaları kapattırıp, özelleştirip tüketen, ‘el açan şehir’e dönüştürdünüz.
Tüm bu olumsuzluklar için bir iki garibanı bulup, suçu onlara yüklemeyin ‘suçluyu bulduk’ diye ilan etmeyin sakın. Eee siz mimarlar, mühendisler, şehir plancıları, müteahhitler, toplantılarda, konferanslarda ahkam kesen sivil toplum kuruluş temsilcileri, kul hakkından, Allah korkusundan bahsedenler neredesiniz? Artık kimse sizlerin ağzınızla yüreğinizin sesini iyi bildiği için yemiyor o ayaklarınızı. Kim Kayseri’nin geleceği, aşırı haksız kazanç hırsı, insan sağlığı, canı, kanı ile oynuyorsa beter olsun, ahirette değil bu dünyada sürünsün ve adalet önünde hesap versin bizde görelim o günleri.
Şimdi ben bunları yazdığım için bizim bazı tutma, sonradan yetmeler ‘ihbarcı’ gibi ondan ona koşturup ‘bak ne yazmış. Sizin için neler yazmışlar’ diye yarışacaklar. Ardından her zaman olduğu gibi ağızlarından salyalar akarak, arkamdan benim için güya aleyhime ‘madalya’ övgüler yağdıracaklar. Geçmişte, kuşların o güzelim seslerini dinlediğimiz, stres attığımız ağaçları kestirmek için yarıştıkları gibi, vefa’yı, emeği, vicdanını unutup takla atacaklar.
Olsun, benim vicdanım, merhametim, gördüklerim, duyduklarım, bildiklerim bunları yazdırdı.
Ha birde, benim bu paylaşımımı okuyupta beğenmeyen, yorum yapmaktan çekinen üç maymuncular, Selçuklu, Osmanlı, Cumhuriyet ile övünüp, Kültür envanterindeki eserlerin ‘kepçe çarptı’ ‘tarihi eser niteliği kalmamıştı, tarihi eser değildi’ denildiği gibi yıkılmasına, hakaret edenlere ses çıkarmaktan korktuğunuzdan dinimizde anlatılan ‘Dilsiz şeytanların’ ta kendisi sizlersiniz. Sizde övünün. Torunlarınız ileride bunlara beddua ederken sizlere de edecek. 2,5×1 mezarınızda umarım rahat edersiniz.
Atalarınız ‘Övünmek gibi olmasın ama Kayseriliyim’ derdi, sizlerde ‘övünen Kayseri’yi bu hale getirdik’ diye kendinizle ve, hem şehrin hem halkın sağlığı ile oynayan, haksız kazanç ve zengin olanlarla şimdi daha iyi övünün.
Belki yine para vererek birileri sizleri ‘Yılın bilmem neyi’ seçer.