Köşe YazılarıMedya-Basın Dünyası

Seçimde twit, hile ve harcama…(Köşe yazısı 06.11.2015 Kayseri Star haber Gazetesi)

Seçimle ilgili bir çok konu halen tartışılıyor. İktidar zaferinin, muhalefet kaybetmenin şaşkınlığı ve hesaplaşmasında.
Peki bu seçimde partiler ya da sempatizanları ne kadar twit attı? Cılızda olsa seçimde hile yapıldı mı? Peki seçimde partiler ne kadar harcama yaptı hiç merak ettiniz mi? O zaman işte yanıtları.
-Twitter seçmeni
Türkiye’de 7 Haziran genel seçimleri sonucunda koalisyon yapılamaması üzerine; yaklaşık 5 ay sonra yeniden seçime gidildi.
1 Kasım 2015; siyasi ve ekonomik çevreler kadar; halk arasında da yoğun bir iletişimi karşılayan bir gün oldu. Özellikle twitterda takip edilmesi güç paylaşım istilası yaşandı.
Partiler, seçmenler ve takipçilerin aynı arenada buluştuğu twitterda 1 Kasım seçim günü #secim2015 ve #oykullan etiketleri ile yarım milyondan fazla tweet attı.. Oylar açıklandıktan sonra ilk 4’ü dolduran partiler de twitterda adeta yarıştılar.
1 Kasım seçimlerinden %49,48 sonuçla galip çıkan ve hükümeti tek başına kuracağı belirlenen Adalet ve Kalkınma Partisi o gün twitterda da ilk sırada idi. Dijital medya takibi ve analizleri ile sektörde ölçümlemeler yapan ITS Medya’nın 1 Kasım günü verilerine bakıldığında; seçim ile ilgili yorumlarda en fazla tweet AK Partinin oldu.
AKP’nin seçim sürecini değerlendiren 11 binden fazla tweeti kullanıcılara ulaşırken; HDP 800’e yakın civarı ile ikinci sırada idi. Seçime özel yorumlar ile CHP 683 tweet ile haber olurken; MHP’de bu sayı 566 olarak raporlandı.
-Seçimde hile yapıldı mı?
1 Kasım seçimleri ile ilgili Oy ve Ötesi’nden seçim sonuçlarında yapılan “hile”lere ilişkin açıklama geldi.
Yapılan açıklamada, 48 milyona yakın oydan 10 bine yakınında (%0.02), uyuşmazlık tespit edildiği, ancak bunun seçim sonucunu etkileyecek oranda olmadığı belirtildi.
1 Kasım 2015 seçimlerinde 60 bini aşkın gönüllü sandık başında yer aldı. Seçim sonunda, vatandaştan gelen ve siyasi partiler aracılığıyla Türkiye Tutanak Teyit (T3) sistemine aktarılmış toplam 195 bin 606 tutanak resmi sonuçlarla karşılaştırıldı. Bu tutanaklar 139 bin 725 tekil sandığa ait. 20 binin üzerinde gönüllünün T3 sistemindeki çalışma ve manuel değerlendirmesinde 766 sandıkta resmi sonuçlarla uyuşmazlık saptandı. Bu listeler siyasi partilerle itiraz süreleri dahilinde paylaşıldı.
Resmi sonuçlarla karşılaştırmada, Türkiye genelinde kullanılan 48 milyona yakın oydan 10 bine yakınında (%0.02), uyuşmazlık tespit edildi. Bu uyuşmazlık oranı seçimin sonucunu etkilemeyecek oranda. 7 Haziran 2015 Genel Seçimlerinde saptanan uyuşmazlıktan da az.
-Seçim harcamaları…
Türkiye’de siyasi partilerin demokratikleşmesi konusu tartışılırken, siyasetin ve seçim kampanyalarının finansmanı ve demokratikleşme ile olan ilişkisi hep ihmal edilen bir alan oldu. Halbuki seçim dönemleri başta olmak üzere, siyasi partilerin mali kaynakları ve yapılan harcamaların şeffaflığının ve hesap verebilirliğinin sağlanması, demokratik siyasetin ana unsurlarından biri olan adil ve eşit rekabetin garanti altına alınması açısından önemli. Bunun sağlanması için demokratik ülkelerde siyasetin ve seçim kampanyalarının finansmanın şeffaflığını ve hesap verebilirliğini gözeten yasal düzenlemeler, etik kurallar bulunuyor.
Denge ve Denetleme Ağı ‘Siyasete giden paranın lafı’nı nasıl ettik?’ araştırması yaptı. Seçimlerin hemen ardından ilk gözlem ve değerlendirmeler şöyle.
*En çarpıcı gözlem. Yasal olmasada, kamu kaynaklarının seçim döneminde yerel yönetimler tarafından kullanılması gerek halk tarafından gerekse de yerel yöneticiler tarafından normal karşılanıyor olması. Kamu kaynaklarının siyasi propaganda için kullanıldığına ilişkin yaygın bir inanç mevcut.
*Vatandaşlar ve sivil toplum örgütleri arasında bu konu üzerinde, bunun gündelik yaşamlar üzerine yansıması ve demokratikleşme ile ilişkisi hakkında ciddi bir farkındalık bulunmuyor. Şeffaflık ve hesap verebilirlik talebi tabandan gelmeli, dillendirilmeli bu alanda atılacak somut adımlar için itici güç olacak.
*Bağışçıların ve bağış miktarlarının var olan koşullarda açıklanmasının uygun olmayacağına, bağış verenlerin siyasi tercihleri yüzünden siyasi baskıya maruz kalabilecekleri endişesi var. İsimlerin açıklanmasıyla, kişilerin haklarının korunması için de düzenleme yapılması gerektiği vurgulandı.
*Siyasi partilerin mali açıdan sıkı denetlenmesi gerektiği, var olan durumda Anayasa Mahkemesi tarafından sadece siyasi partiler tarafından sunulan belgeler üzerinden yapılan denetimin yetersiz kaldığı çok sık ifade edildi. Etkin denetim mekanizmaları ve yaptırımların olmaması keyfiliğe yol açıyor.

Onur Özgür Güleç

Teknik Destek Uzmanı, Web Master, Teknoloji Yazarı, Android Meraklısı

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Davut Güleç Panel İletişim Davut Güleç – Sağ Menü