Saray ve halk… (Köşe yazısı 08.05.2015 Kayseri Star Haber Gazetesi)
DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ-HİSF KAYSERİ
davutgulec@hotmail.com
Son yıllarda Türkiye’nin adı krizlerden hiç kurtulmuyor.
Türkiye üzerine oyun oynayanlar zirve yaptı.
Kimi soykırım kimi toprak kimi başka işlerin peşinde.
Buna çanak tutanlarda ekonomik olarak çökertmek için uğraşıyor.
Faiz lobisi, altın borsası, döviz borsası, İstanbul borsasının durumları da ortada.
Birde buna iktidarın muhalefet, kendi içi ve destekçileri ile sorunları eklenince olan namuslu vatandaşa oluyor.
Vatandaşın derdi seçim değil.
Geçim derdinde.
Mutfaktaki eksiklerini nasıl tamamlayacak, ailesinin karnını nasıl doyuracak, borçlarını, tüketici kredilerini, ihtiyaçlarını nasıl alacak, elektrik, su, doğalgaz, telefon faturalarını nasıl ödeyecek hep kara kara onların düşüncesinde.
Birde iktidara, siyasilere ve adaylara bakarsanız pembe tablolar çizenlere, bol keseden atanları görünce içinizin kararmaması mümkün değil.
Yüzde 2-3’lük maaş zamlarına karşın, vergi, faiz ve temel ihtiyaçlara yapılan yüzde 10-100 arasında değişen zamlar herkesi perişan ediyor.
Kimsenin cebinde para yok.
Maaşlar daha alınmadan gideceği yerler belli.
Eksik kalan bölümün nasıl tamamlanacağının ise planları yapılıyor.
Bir yanda din, kitap, Allah denilerek Saraylar yapılıyor, lüks yaşamdan taviz verilmiyor, diğer yanda ekonomi ve vatandaş çöküyor.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in Business Monitor International raporu Türkiye ekonomisiyle ilgili oldukça olumsuz bir tablo ortaya koydu.
Rapora göre, dolar 3 TL’ye ulaşacak. Kişi başına milli gelir 10 bin 500 dolardan 9 bin 560 dolara gerileyecek. Her bir vatandaş 1000 dolar fakirleşecek.
Enflasyondaki hızlı artış, 6 milyonu geçen işsiz sayısı ve ihracattaki düşüşün devam edeceği sinyallerinin yer aldığı rapor şirketlere gönderildi.
Türkiye’ye yatırım yapacak yabancı yatırımcılara fikir veren raporda, Türkiye’deki siyasi ve ekonomik gelişmelerin önümüzdeki dönemdeki seyri ortaya koyuldu.
Raporundaki tespitlere göre, büyük şirketler Türkiye’deki yatırım ve istihdam hedeflerini değiştiriyor.
Raporda ayrıca Türkiye’deki siyasi belirsizliğe dikkat çekildi.
Siyasi tansiyonun çok yüksek olduğu aktarıldı. Avrupa Birliği hedefinin en az 10 yıl ötelendiğine işaret edildi.
AB çıpasının Türkiye için eskisi kadar güçlü olmadığı vurgulanan rapordaki başka bir tespit ise Türkiye’nin, Suriye ve Irak’taki belirsizlikten etkilendiği.
Sınır komşularındaki istikrarsızlığın Türkiye’yi de terör nedeniyle riskli ülkeler arasında tutuğu kaydedildi.
Son rapora göre ekonomideki riskler şöyle:
– 2015 yılında milli gelir 9 bin 560 dolara düşecek.
– 2015 sonunda dolar/TL kuru da 2.92’ye yükselecek.
– 2016 yılında ise dolar 3 lirayı geçecek.
– Türkiye için cari açık hâlâ çok yüksek.
Peki şimdi ben vatandaş olarak kime inanacağım.
Saraylar yaptırıp gözümüze bakarak, kendi medyası ile yalan söyleyenlere mi, yoksa cebimizde para olmayan bizlerle, bu Uluslararası kuruluşların raporlarına mı?
Acı ama gerçek.
Cebimizde para yok.
Yalandan kimse ölmüyor. Yalan ve edebiyatla yolmaya devam edenler mutlu yaşamaya devam ediyor.
Gelecek ve yarınlar umarım hepimiz için iyi olur.
Sarayda ve yalanla değil, cebimizdeki para ile insanca yaşamak istiyoruz.