Radyo ve televizyonlar..(Köşe yazısı 16.12.2015 Kayseri Star haber Gazetesi)
DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ
davutgulec@hotmail.com
Radyo ve televizyonlarla ilgili konu açıldı mı hep aklıma o eski Kayseri gelir.
Tahminime göre 1968’de ağır kış şartları vardı. Bizde Sümer Bez Fabrikasının yıkılan sarı evlerinin ikinci sırası bodrumunda oturuyorduk. Yunanistan saldıracak gerekçesiyle evlere siyah perdeler dağıtılmıştı ki, dışarı ışık sızmasın diye. Bu arada kulaklarda o büyük nostaljik radyolardaki bültenlerdeydi.
Sonrasında siyah-beyaz paket yayın yapan televizyonlar yayına başladı. İnsanlar meraktan, televizyonu olan evlere komşu ziyaretine gider, sınırlı yayını izlerdi.
Öyle ki, mağazalar bile vitrinlerine tanıtım amaçlı koydukları televizyonları sessiz açar, dışarıdan bakanlara izlettirildi. Mağazaların önü çok kalabalık oldu mu, içeriden kapatılırdı. Tabi dışarıdakiler ise ‘Makinist film koptu’ diyerek ıslıkla içeri, televizyonun yeniden açılması için haber gönderirdi.
Tabi o radyo ve televizyonlar için hala birilerinin kirli ‘Şeytan icadı’ edebiyatı var.
O günlerden bugün herkesin adeta bıktığı, sadece araçlarda dinlediği radyolar ile, kadın ağırlıklı belli grubun dizilere teslim olmuş televizyon yayınları var.
Herkes internet ile radyodanda, televizyondanda bıktı.
Ağır şartlar, baskılar nedeniyle, ister yerel, ister bölgesel, ister ulusal ve uluslararası, karasal ya da uydu yayın yapan televizyonlar zor günler geçiriyor.
Türkiye İstatistik Kurumunun ‘Radyo ve Televizyon Kurum İstatistikleri 2014’ istatistiklerine bakalım.
Geçici sonuçlara göre faal olan radyo ve televizyon kurumu sayısı 2014 yılında 1 190 oldu
Bu yayın kurumlarının %77,7‘si karasal ortamda yayın yapan, %22,3’ü ise sadece uydu, kablolu veya internet üzerinden yayın yapan kurumlardır.
Karasal ortamda yayın yapan kurumların %79,3’ü radyo yayıncılığı yaptı.
Bu yayın kurumlarının %11,7’si televizyon yayıncılığı, %9’u radyo ve televizyon yayıncılığı yaptı.
Yerel yayın kurumları, karasal ortamda yayın yapan kurumların %86,8’ini oluşturdu.
Karasal ortamda yayın yapan kurumların %8,5’ini bölgesel yayın yapan kurumlar, %4,6’sını ulusal yayın yapan kurumlar oluşturdu.
Toplam istihdamın %60,4’ünü karasal ortamda ulusal yayın yapan kurumlar oluşturdu.
Radyo ve televizyon kurumlarında 2014 yılında çalışanların %15,7’si yerel yayın yapan kurumlarda, %4,9’u bölgesel yayın yapan kurumlarda çalıştı.
Sadece uydu, kablolu veya internet üzerinden yayın yapan kurumların toplam istihdamdaki payı ise %19 oldu.
Programcılık ve yayıncılık faaliyetlerinde, toplam istihdamın %86,4’ü televizyon programcılığı ve yayın faaliyetlerinde yer aldı.
Radyo ve televizyon kurumlarında toplam katma değerin %1,6’sını karasal ortamda bölgesel yayın yapan kurumlar, %1’ini karasal ortamda yerel yayın yapan kurumlar oluşturdu.
Katma değerin %7,6’sı ise sadece uydu, kablolu veya internet üzerinden yayın yapan kurumlar tarafından yaratıldı.
Programcılık ve yayıncılık faaliyetlerinde, toplam katma değerin %93,9’u televizyon programcılığı ve yayın faaliyetlerinde yaratıldı.
Karasal ortamda yayın yapan kurumların 2014 yılı yayın süresi 8 184 370 saat oldu
Toplam yayın saatinin %74,5’ini radyo yayıncılığı, %15,4’ünü radyo ve televizyon yayıncılığı, %10,1’ini televizyon yayıncılığı oluşturdu.
Toplam yayın süresinin %97,4’ünde yerli yapım programlar yayınlandı
Yerli yapım programların toplam yayınlanma süresinin %75,3’ü radyoda, %9,9’u televizyonda gerçekleşti.
Yabancı yapım programlarda ise %42,9’u radyoda, %19,1’i televizyonda gerçekleşti.
Müzik yayınları toplam yayın saatinin %58’ini oluşturdu
Müzik yayınlarının %85,3’ü radyoda gerçekleşti.
Yayın saatlerine göre ikinci sırada %9,2 ile reklamlar, üçüncü sırada ise %7,6 ile haberler yer aldı.
Rakamlar böyle. Türkiye’de ‘Güven endeksinde’ ayaklar altında olan basının durumu da bu.