Mavi bere kafaya değil, yüreğe takılır (Köşe yazısı 22.01.2015 Kayseri Star Haber)
DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ
davutgulec@hotmail.com
Kıbrıs Barış harekatında önemli başarı elde eden, terörle mücadelede hainlerin korkulu rüyası Kayseri 1. Komando Tugayı gecikmelide olsa yeniden kapılarını basına açtı. Soğuk havada tatbikat gerçekleştirdi. İki altın madalyalı sancağı ile gururlandırdı. Kış şartlarına uygun silah, teçhizat ve giyimleri ve gerçeği aratmayan operasyon ile gönlümüzü fethetti. Tatbikatta, yüzde 100 yerli malı üretilen ve ilk burada denenen botlar ile milli silahımız dikkat çekti.
Vatani görevini ‘komando’ olarak yapan bir Mehmetçik bu satırları boşa yazmamış.
‘Dağlara çizmişler resmimi Komando koymuşlar ismimi / Güçlüyüz, cesuruz, hazırız, Komandoyuz / Denizci değiliz ki her limanda sevgilimiz olsun, havacı değiliz ki uçan kuşlar yarimiz olsun, biz Komandoyuz eşkıyalar korksun / Dağların eteğine, eşkıyanın alnına, kızların kalbine ben Komando yazacağım / Sarışın esmer fark etmez Komandolar affetmez / Korkusuzdur dağların efesi, titretir haini / Komandonun sesi, madalya gibi duruyor başında kahramanlık timsali beresi / Havada karada denizde her yerde Komando’.
Kayseri 1. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Aydoğan Aydın, üst düzey ekibi ile basını kapıda karşıladı. Önce güler yüzü ile brifing verdi. Sık sık ‘Biz artık arazide terörist ile masum vatandaşı ayıracak tecrübeyi edindik. Yıllardır bu tecrübenin içindeyiz’ derken, vatandaşı terörden uzak durmaya, bu vatanı ve milleti kimsenin bölemeyeceği mesajını tekrarladı. Yurt içi ve yurt dışında verilen her türlü görevi başarıyla yerine getirdiklerini ve getirmeye de devam edeceklerinin altını çizdi. İlk kez bu yıl kışlada kaldıklarını da.
Yine bir Mehmetçiğin şiiri ile;
‘Ha bu vatanın ekmeğini yemişim ,ha uğruna bir kurşun! / Ölümsüzlük, şehitlik, bayrak hilalinde / Can veren, kan veren yiğitler / Yar gönlümüze düşende, çıktık dağların başına / Karanlık gecede el uzattık hilale / Vurgun yedik seher rüzgarında / Gurbet türküleriyle selam ettik yar diyarına / Savaş türkülerinde kendimizi bulduk / Vatan türküsüyle huy eyledik her zaman’
Der gibi anlattı Aydoğan Aydın general.
“Tugayımız, Kıbrıs Barış Harekatı ve terörle mücadele sonucunda göstermiş olduğu başarılar nedeniyle iki üstün cesaret ve feragat madalyasıyla devletimizin takdirine mazhar olmuştur. Tugayımız madalyalarını sancağında taşıyor. Her tugayın sancağında madalya olmaz, olanda da genelde bir tane vardır. Ama bizim sancağımızda iki madalya birden var. Bu da bizim gurur ve onurumuzdur.”
Başakpınar sınırlarındaki dağlık arazide yapılan gerçeği aratmayan tatbikatta; yola döşenen mayının imhası ve basına yapılan bir tuzak mayın esprisi güldürdü.
Kışlada kaldığımız süre içindeki esprilerde, askerlik anılarımızı tazeledik. Zaman zaman gazeteciler arasındaki espriler, sokaktaki vatandaşların tepkileri ile bütünleşerek bedellilere geldi. ‘Biz çocuklarımıza askerlik anılarımızı anlatırken fotoğraflarımızı da göstereceğiz. Ya bedelliler hangi matikleri, bankaları gösterecek.? ‘Baba sen askerliği nerede, ne olarak yaptın’ dediğinde ne diyecekler? Engelliler bile bu şerefli üniformayı bir günde olsa giymek için yıllarca mücadele verdi. Onun heyecanını yaşıyorlar. Ya bedelliler bu üniformayı bedelini ödedim diye giymeyerek, ileri de çocuklarına ne kadar kötülük yaptıklarının farkındalar mı aceba?’gibi espriler ister istemez sokaktaki vatandaşın, askerliğini bedelsiz yapanların tepkileri ‘Peygamber ocağı, halen Türkiye’de en güvenilir kurum, Cumhuriyetin, devletin, Atatürk ilke ve devrimlerinin yılmaz bekçisi olan askerin üzerine siyaset yapan ve oyun oynayan siyasilere de’ mesaj niteliğinde.
Askeri malzeme ve mühimmat tanıtımının ardından komandolara verilen zorlu eğitimler uygulamalı olarak gösterildi. Zaman zaman gerçek mermilerin kullanıldığı gösterilerde, komandolar hedefleri 12’den vurarak göz doldurdu. Bu arada askerlik yaparken kullandığımız silahları gördük. Kıbrıs’ta ele geçirilen silahlar arasındaki farkları da. Tabi, hemen girişte çoğu Kıbrıs’ta olmak üzere 341 şehidin fotoğrafı ve 3906 gazinin isimlerinin bulunduğu Kışla müzesinde, miğferdeki, navigasyon cihazındaki, çelik yelekteki hayat kurtaran mermiler ile Kıbrıs’ta ağır yaralanmasına karşın mücadeleyi bırakmayıp, kurtarılan bir subayın o gün ki kanlı askeri giysisi gözlerden kaçmadı.
Türkiye’de ilk Kayseri’deki komandoların kullanmaya başladığı yerli üretim olan milli piyade tüfeği MPT-13’ün tanıtıldı. 4 kilo 200 gram ağırlığında ve 600 metre tesirli menzili bulunan tüfek daha önce kullanılan HK33-E piyade tüfeğine göre 200 metre daha uzun menzilli. Test aşamasında. Azami menzili belli değil. MPT-13’te 7,62 milimetre çapında mermi kullanılıyor.
Kışlada ilk kez Mehmetçik’lere dağıtılan ve kullanılmaya başlanılan her türlü hava şartlarına uyumlu yeni tip botlar da gösterildi. Bin 700 askerin kullandığı özel botlar, Türkiye’nin bitki örtüsüne ve kamuflaj rengine göre belirlenip mevcut üniforma deseniyle, sıcak ve soğuk iklim koşullarına uyumlu, dört mevsimlik. Nefes alabilir ve su geçirmez gore-tex teknolojisine sahip. Suyun içinde 500 bin adım testini geçti. Aynı zamanda ter ve havayı dışarı vererek ayağın kuru kalmasını sağlıyor. Taban teknolojisi sayesinde kaymaz özelliğe sahip. Dış tabanında kullanılan kauçuk, otomobil lastiklerinde kullanılan malzemeyle aynı. Bilek burkulmalarını önleyici topuğa sahip.İç kalıbı da Türk insanının ayak formuna uygun. Eski botlara göre 300 gram daha hafif. Mehmetçik’e daha fazla hareket kabiliyeti ve hız kazandırıyor.
İlk olarak dağcılık parkurundaki eğitim alanında bulunan kulelerin üzerinden halatlara bağlı şekilde inen komandolar, gerçeğini aratmayacak temsili gösteri sundu. Kalça metoduyla kuleden iniş yaptı, yer emniyetini aldı. Zor arazi koşulları nedeniyle helikopterin iniş yapamadığı durumlarda kullanılan yarasa modeli gösterildi. Tam teçhizatlı şekilde halatlar yardımıyla kuleden vadi tabanına inildi. Türk Bayrağı açılarak gösteri tamamlandı.
Mehmetçik, tatbikatta çok namlulu roketatar ve dağ topunun atışı, mayınlı ve el yapımı patlayıcı arazide eğitim, komando kollarının sarp kayalıklı arazide teröristlerle temasa geçmesi ve etkisiz hale getirmesi, keskin nişancı ve uzak mesafede gözetleme timlerinin faaliyeti, kar motoru ile yaralı kurtarılarak tahliyesi, sızma parkurunda gerçek mermi ve patlayıcılarla çatışmaya girilmesi, buzlu sulardan ve karlı araziden geçilmesi gibi faaliyetler bulundu. Komandolar son olarak da 200 metreden balon hedeflerine piyade tüfeğiyle atış yaptı. Balonları tek atışla patlatılması sonrasında açılan harflerde “Komando” yazdı.
Her türlü olumsuzluğa, dış oyunlara, hainlere inat askerin morali, vatan, millet, devlet hatta, iki yüzlü değil binbir suratlara, dönme dolaplara, taklacılara inat ezana-dinimize bağlılığı yüreklerimize su serpti. Tatbikat alanındaki dağlık arazide basına izzet-ikramda mükemmeldi.
‘Komando’ ‘Milli Mücadele dönemindeki gibi’ Milli şairimiz Mehmet Akif’in sanki ‘İstiklal marşı’nda.
“Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın / Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın / Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın / Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın / Bastığın yerleri ”toprak!” diyerek geçme, tanı! / Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı. Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı / Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.”
Yukarıda dediğim gibi; Türk ordusu üzerine oyun oynayan, büyük önder Atatürk’ün ‘Ne mutlu Türküm diyene’ sözünü bile anlamayan, hainler, işbirlikçileri, iki yüzlü, binbir suratlar, dönmedolaplar, taklacılar,dış güçler ve maşaları ile gününü kurtaranlar, koltuk-makam sevdalısı genetiği bozuklar ne derseniz deyin. Büyük önder size yanıtı son sınırları çizerken şöyle vermiş.
“Ordunun vazifesi, vatanı çiğnemek isteyen düşmana karşı ayağa kalkmaktır. Bu kalkış, elbette, yerinde durmak için değil, düşmana atılmak için olursa kalkılmış olduğuna değer… Memleketimizin ellide biri değil, her tarafı yıkılsa, her tarafı ateşler içinde bırakılsa, biz bu toprakların üstünde bir tepeye çıkacağız ve orada savunma ile uğraşacağız… Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı, vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça, terk olunamaz… Türk milleti ordusunu çok sever, onu, kendi idealinin harisi telâkki eder. Lafla, politika ile, düşmanın aldatıcı vaatlerine kulak vermekle askerlik görevi yapılamaz. Omuzlarında ve özellikle kafalarında askerlik sorumluluğunu yüklenecek kadar kuvvet bulunmayanların feci sonuçlarla karşılaşmaları kaçınılmazdır” demiş ve Kayseri’den 1924’te son söz olarak “Türk Milleti, hakkını, haysiyetini, şerefini tanıtmaya kadirdir. Türk vatanının bir karış toprağı için bütün millet bir vücut olarak ayağa kalkar’ diyerek vermiştir.
Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları spor kulübü ve Kayseri Spor Adamları Derneği basın sözcüsü ve Türkiye olarak her zaman Mehmetçikle, komandomuzla gurur duyuyor, övünüyoruz.
Sizler ‘Bir kar yağar ince ince/Komandonun hali nice/Bir operasyon var bu gece/Komando, komando.. dediğiniz o karlı dağlardaki çadırınızda kar ve taşların üzerinde yatarken, bizlerde sayenizde yastığımıza kafamızı rahat koyup uyuyoruz.
Türkiye sizinle ne kadar övünse az.
Dualarımız sizinle. Allah yar ve yardımcınız olsun.
Bu nedenlerle ‘Mavi bere kafaya değil, yüreğe takılır.’