İstanbul Aydın Üniversitesi’nde düzenlenen konferansta konuşan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu İstanbul Temsilcisi Fidan Ataşelim, “Şiddet mağduru kadınlar devlet yerine bize başvuruyorlar,” dedi.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu İstanbul Temsilcisi Fidan Ataşelim “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü” dolayısıyla düzenlenen konferansta İstanbul Aydın Üniversitesi öğrencileriyle buluştu.
Konuşmasında kadın cinayetlerini durdurmak ve kadınların şiddetten korunmasını sağlamak için “Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu”nun verdiği mücadeleden söz eden Fidan Ataşelim, “Erkekler artık davalarda indirim almak adına, öldürülen kadınlar hakkında türlü ithamlarda bulunabiliyorlar. Ama o kadının kendini savunabilme hakkı yok çünkü öldürüldü,”dedi.
“‘Akran hukuku’ geliştirilmeli”
“Çok seviyorsa aşırı tutku indirimi, pişmansa iyi hal indirimi, iyi bir mesleği varsa saygın tutum indirimi hatta okuyorsa gelecek indirimi bile alan suçlular var,” diyen Ataşelim, kadınların artık devlet yerine “Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu”na başvurduklarını anlatarak konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Çoğu zaman haksız yere uygulanan indirimlerin önüne geçebiliyoruz. Ancak burada büyük görev meclise düşüyor. Biz yalnızca bir mücadele örgütüyüz, maddi gücümüz, yasa yapma yetkimiz, kolluk kuvvetimiz yok ama bu kadınlar devlet yerine bize başvuruyorlar.”
Konuşmasında “akran hukuku” geliştirilmesini gerektiğine de vurgu yapan Fidan Ataşelim, “Mağdur ve fail için yaş sınırlamalarındaki belirsizliğe son verilmeli. Sınırlar ve tanımlar net getirilmeli, öncelikle ihtiyaç duyulan Çocuk Koruma Kanunu’na dayalı bir akran hukuku geliştirilmelidir,” şeklinde konuştu.
“Davalar bir tiyatro gibi”
“Aynı sahneler, davalar artık bir tiyatro gibi, sıralama bile aynı. Önce cezaevinde bir takım elbise kiralanır daha sonra davada suçlu elini önde tutar ve pişmanım der” diyen Ataşelim davalarda hep aynı olayla karşılaştıklarından bahsetti.
Kadınların artık davalarında asla pes etmediklerine de vurgu yapan Ataşelim, “Hatta bazı kadınlarımız sonunda ölüm olsa dahi geri dönmek istemediklerini söylüyorlar,” dedi.
