Kurtuluşun ilk adı.. (Köşe yazısı 22.04.2020 Kayseri Star Haber Gazetesi)
DAVUT GÜLEÇ
Gazeteci
davutgulec@hotmail.com
Tam bir asır önce yarına denk gelen ‘kurtuluştan kuruluşa’ giden yolun ilk adımı atıldı.
Büyük önder ve lider Mustafa Kemal Atatürk önce içerdeki, sonra dışardaki hainlerle uğraştı.
Osmanlı’nın borçları ve halifelik çok engeller çıkarttı.
Bugüne kadar İstiklal Marşı’nın yazarı Mehmet Akif Ersoy ile ilgilide olmadık olumsuzluklar, söylentiler, iftiralar atıldı.
Sonrasında o bir asır öncesi ‘isimsiz kahramanlar’ın neler yaptığı ortaya çıktı.
Okumadan, eğitilmeden, bilmeden hurafelerle gidilen yolda ‘gerçek tarihi’miz saptırılmaya çalışıldı.
***
Her 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramı bende ayrı bir çocukluk heyecanı yaşatır.
Nasıl yaşatmasın ki?
Sümer Vazife evlerinde oturup, Sümer ilkokulunda okuyoruz.
23 Nisan bayram hazırlıkları 1-,15 ay öncesinde başlıyor.
Okulun trampet takımında, yürüyüş kollarında kimler olacak onların seçimi yapılıyor.
Kıyafeti ve ayakkabısı iyi olanlarda seçim öncelik.
Ayakkabısı olmayanın imdadına ise ya Sümerbank Bez fabrikası ya da Sümer Cami imamı Salim hoca yetişiyor.
Çocuk olarak nasıl seviniyoruz anlatamam.
***
23 Nisan bayramı nedeniyle Sümerbank Dokuma sanayi Erkilet bulvarı Sümer cami önündeki yola, kenarlarından su akan tak’ını kuruyor.
Diğer takları Hava İkmal Bakım Merkezi, Anatamir, Sümerbank, Birlik mensucat, Çinkur gibi büyük tesisler önceden belirlenen yollara kuruyor.
Tabi bu arada Anatamir fabrikasının fener alayı da ayrı bir güzeldi.
Okulun bayram ekibine seçilenler arasında birde majörlük, trampet çalma ve ön sıralarda yer almak için ayrı bir mücadele verilirdi.
Öğretmenler ve okul müdürü bu hazırlıklarda çok disiplinli idi.
Çocuktuk ama yürüyüşler tam bir asker disiplini içinde olurdu.
Ancak, bizim heyecanımızı anlatmak mümkün değil.
Hele hele okul dışına çıkıp bayram provası yaparken mahalle arasında gezmemiz yok mu hala o heyecanı, o yollardan geçerken yaşarım.
***
Çocukluğumuz, okulumuz derken 55 yıl öncesinden bahsediyorum.
Hala yaşayan ilkokul öğretmenlerimiz, sınıf-okul arkadaşlarımız ile yılda bir kez buluşuyoruz.
Eski o günleri her görüşmemizde ağzımızdan nasılsa düşüremiyoruz.
O bayramların, milli duyguların, heyecanın yeri çok farklıydı.
Bugün ne dini ne milli bayramların tadı kaldı.
Ne yaşamın ne çalışmanın nede tatilin.
Yarın ki bayram ise coronavirüs yüzünden buruk olarak evlerimizde geçecek.
En acısı bir asır önce kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne ne Cumhurbaşkanı ne siyasi parti liderleri ne de 600 milletvekilinin büyük bölümü katılmayacak.
Vatandaş ise evlerinde çocuklarına, torunlarına, birbirlerine o günleri tekrarlayacak.
***
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle evlerimizin camlarını, balkonlarımızı Atatürklü Türk bayrakları ile süsledik ama süslemeyenlerde unutmasın.
Bu arada yarın saat 21.00’de Türkiye genelinde, radyoları, televizyonları, vatandaşları ile balkonlarda hep bir ağızdan İstiklal Marşı’nı söyleyerek Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlılığımızı tekrarlayacağız.
Ben şimdiden onun heyecanını yaşıyorum.
Hem coronavirüs yüzünden hem de iktidarın dini ve milli bayramlara olan yetersizliği yüzünden ben ve benim gibi düşünenler 23 Nisan bayramını ‘buruk’ yaşayacağız.
Olsun, yine de biz bu bayram için gür sesimizle milli marşımızı haykıracağız.
Ne Mutlu Türküm diy.eceğiz.