KTO Başkanı Ömer Gülsoy: Türkiye’nin 16 krizinde bir ABD ve papaz parmağı var
Kayseri Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy ve ekibi ilk kez basın mensupları ile bir araya geldi. Gündemi değerlendiren, merak edilen soruları yanıtlayan Gülsoy, beklentilerini, önerilerini, projelerini de açıkladı.
‘Aslında hepimiz farklı kulvarlarda aynı amaç için, şehrimizi, ülkemizi daha iyi noktalara getirmek için var gücümüzle çalışıyoruz’ diyen Ömer Gülsoy ‘doğru teşhis, doğru tedavi’ metodu ve ‘Birlikte güçlüyüz’ sloganı ile ilerleyeceklerini açıkladı. Gülsoy’un konuşmasından bazı bölümler şöyle.
Hizmet kalitesini artırmaya ve işlemlerde kolaylık sağlamaya çalışıyoruz. Ticaret Argesi, E Ticaret, Ahilik kültürü, şirketlerin kurumsallaşma, markalaşma, halka açılma ve yabancı ortaklık kurma noktasındaki çalışmalarımızı hızlandırdık. Eğitimlerle bunu güçlendireceğiz. Mesleki Yeterlilik ve Belgelendirme Kursları açacağız, sınavları burada yapacağız.
Türkiye’ye yapılan ekonomik saldırı karşısında iş dünyasına düşen, sükûnet ve sabırla ekonomik istikrarın korunmasına katkıda bulunmaktır. Bu ülke hepimizin, ülke çıkarlarını kendi çıkarlarımızın üstünde tutarak hareket etmeliyiz. Ülkemizin bağımsızlığına kastedenlere karşı en büyük gücümüz, en büyük sermayemiz, birlik ve beraberliğimizdir. En büyük çabamız, güçlü ve müreffeh bir Türkiye’nin inşasına yöneliktir. Bunun en önemli yolu da; birlik ve beraberlik içinde, el ele vererek çalışmaktır. Yolumuzdan da, inandığımız değerlerden de dönmeye niyetimiz yok. Türk halkının devletine olan inancıyla, yaşadığımız döviz atağı atlatılacak, daha güçlü olarak hedeflerimize adım adım ilerleyeceğiz. Türkiye’yi kur riski ve resesyonla tehdit edenlere, ekonomik savaş çıkması için gayret gösterenlere bu devlet meydan okuyacaktır. Fırtınalara meydan okuyan bir çınar olduğumuzu dosta düşmana göstermeliyiz. Bu süreç içerisinde yerli ve milli olmaya daha da önem vermeliyiz.
Özellikle Emlak sektöründe AVM’ler de ki dükkân/mağaza kira ve satımlarında dolar Euro değil Türk Lirası tercih edilmelidir. Doları böyle böyle çıkarmalı kendi paramızı daha da güçlü kılmalıyız. Türk halkının devletine olan inancıyla, yaşadığımız döviz atağı atlatılacak, daha güçlü olarak hedeflerimize adım adım ilerleyeceğiz.
Türkiye’yi kur riski ve resesyonla tehdit edenlere, ekonomik savaş çıkması için gayret gösterenlere bu devlet meydan okuyacaktır. Fırtınalara meydan okuyan bir çınar olduğumuzu dosta düşmana göstermeliyiz. Bu süreç içerisinde yerli ve milli olmaya daha da önem vermeliyiz. Özellikle Emlak sektöründe AVM’ler de ki dükkân/mağaza kira ve satımlarında dolar Euro değil Türk Lirası tercih edilmelidir.
Doları böyle böyle çıkarmalı kendi paramızı daha da güçlü kılmalıyız. İhracat yaptığımız ülke çeşitlendirilmesi temel hedefimiz olacaktır. Bu krizi atlatmamıza yardımcı olacak mikro ve makro politikalarla birlikte, Avrupa Birliği çıpasını kullanmak yerinde bir davranıştır. Kısa vadeli tedbirlerle birlikte, yapısal reformlar geciktirilmeksizin uygulamaya geçirilmelidir. TL’de yaşanan değer kaybı sebebiyle, zor duruma düşen firmaların kredi maliyetleri kontrol altına alınmalı ve likidite sıkıntıları destek verilerek çözülmelidir. Ucuz krediye ulaşım yolları açılmalıdır. Disiplinli maliye politikaları uygulanmalıdır.
Merkez Bankası politika faizinde artışa gitmemeli ve reel faiz oranını yükseltmemelidir. Türkiye ve Avrupa Birliği’nin karşılıklı çıkarları bulunmaktadır. Türkiye ve Avrupa Birliği ilişkilerinin gergin bir şekilde yönetilmesi, işbirliği imkânlarını olumsuz etkilemektedir. Avrupa Birliği ile; Üyelik müzakereleri yeniden başlatılmalı, Gümrük Birliği güncellenmeli, Vize serbestliği sağlanmalı, unutmamamız gereken konu şudur; Avrupa Birliği hedefi uzun bir geçmişe ve oldukça geniş bir halk desteğine sahiptir. Özellikle şu an içerisinde bulunduğumuz zor durumdan istifade etmek, krizden yararlanmak isteyen fırsatçılar var. Ülkesini seven, milleti için canla başla çalışan iş insanları olarak bu fırsatçıları kınadığımızı da belirtmek istiyorum.
Ülkemizin önüne koyduğu hedeflere umutla bakıyor, bu doğrultuda hükümetimize güveniyoruz. 100 günlük eylem planı son derece olumlu buluyor, güçlü bir Türkiye, güçlü bir ekonomi adına atılmış değerli bir adım olarak görüyoruz. KOBİ Destek Kredisi müjdesi verildi. Önümüzdeki günlerde TOBB’un her bir KOBİ’ye 200 bine kadar aylık 1,85 yıllık yüzde 22 faizli destekle kredi vermesini bekliyoruz.
Bunlar gibi, iş dünyasını rahatlatacak reformların devamının geleceğine inanıyoruz. Bir ve beraber olarak ortak akılda buluşup, hatalardan ders çıkartarak, aşamayacağımız zorluk yoktur. Bizler, moralimizi bozmadan hükümetin yanında saf tutarak işlerimize odaklanmalı, daha çok çalışarak ve üreterek ekonomik saldırılara karşı durmalıyız. Biz hep birlikte güçlüyüz, aramıza fitne ve fesat girdirmek isteyenlere fırsat vermesin.