HaberlerKöşe YazılarıMedya-Basın Dünyası

Kınamak yeter mi? (Köşe yazısı 12.12.2016 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ

davutgulec@hotmail.com

Türkiye’de hiç kimse ‘terörle iç içe yaşamaya’ alışmadı.

Bir an önce artık, ‘medeni’ gözüken Avrupa, ABD, diğer şer devlet ve ülkelerin desteklediği, yurtiçinde de sempatizan bulduğu terör örgütlerinin kalıcı olarak kökü kazınmalı.

Bu konuda kimsenin gözünün yaşına bakılmamalı, taviz bile verilmemeli.

Yer İstanbul Beşiktaş.  Vodafone Arena Stadında Süper Lig maçı Beşiktaş ve Bursaspor karşılaşmasından hemen sonra. Stat ağzına kadar dolu. Daha önce alınan istihbaratlar nedeniyle, stat içinde ve dışında da önlemler fazlasıyla var.

Her böyle maç ya da etkinlik sonrası, taraftar, seyirci, izleyici, meraklı güvenli şekilde dağıtıldıktan sonra, güvenlik güçleri de belli noktalarda toplanarak ya evlerine ya da yeni bir görev için bağlı oldukları birimlere gider. Ama bu maç sonrası böyle olmuyor.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamalarına göre, bir bombalı araç ve bir canlı bomba kısa süreli aralıklarla patlatılıyor.

Bu köşeyi yazdığım saatlerdeki son resmi açıklamalara göre şehit sayısı 38. Bunlardan 30’u polis memuru, 7’si sivil, birinin kimliği saptanamadı. Yaralı sayısı 14’ü yoğun bakımda 155 kişi. Gözaltına alınan sayıda 13.

Kayseri’ye bu saldırıdan bu kez iki ateş düştü. Emniyet Amiri Kadir Yıldırım ile Yeni Demirspor’dan bilinen sporcu polisimiz Yasin İke’nin acı haberleri.

Artık, gazete haberlerinde bile pek fazla yer almayan, sıradanlaşan bu ve benzeri her türlü teröre karşı sadece kınamak ve lanetlemek yetmiyor. Terörle yaşanılmaz, yaşanılmaya alıştırılamaz, terörle ancak mücadele edilir ve bitirilir. Evet yanlış okumadınız, bir kez daha yazayım.

Oturduğunuz yerden, törenlerde yapılan konuşmalar, sokaklarda bazılarının yaptığı ‘şov’larla sadece kınamak ve lanetlemek yetmez.

Bizler Türk Milleti olarak, Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan, bu toprağın değerleriyle beslenmiş, büyümüş insanlar olarak, elimiz kolumuz bağlı, oturduğumuz yerden siyasileri, hükümeti eleştirerek ‘böyle olmalıydı, şöyle olmamalıydı’,  demeden taşın altına elimizi koymalıyız.

Gerekiyorsa tüm bedenimizi bu taşın altına koymalıyız.

Nefes aldığımız sürece bu taşı götürebildiğimiz yere kadar götürmeliyiz.

Teröre karşı herkes önce ‘vatandaşlık görevi’ni yerine getirmeli.

Güvenlik güçlerine zamanında ihbar ve doğru bilgi ile yardımcı olmalı.

Doğduğu ve doyduğu bu topraklara ‘vefa’ borcu olduğunu unutmamalı.

Bizler bu topraklar uğruna kanlarını dökmüş ataların torunlarıyız.

Birileri yapsın biz beğenelim sonra biz eleştirelim yakışmaz.

Eğer bu vatan topraklarında yaşıyor, bu Devletin kimliğini taşıyor, Türkiye Cumhuriyeti Devleti altında, şanlı Türk Bayrağımızın altında nefes alıp-veriyorsak bunun hakkını vermeliyiz.

‘Bu topraklar benim’ diyen her Türk vatandaşı gerekeni yapmalıdır.

Bu terör belasında söyleyecek sözü olanlar söylemelidir. Bu terörü bitirmek adına hep birlikte top yekün mücadele edilmelidir. Terörle yaşanılmaz, bu terör belasıyla müzakerede edilmez.

Ancak ve ancak mücadele edilir. Türkiye Cumhuriyeti Devletimize, güvenlik güçlerimize, bu topraklarda yaşayanlar olarak destek vermeliyiz.

Bu mücadelede teröre destek veren siyasi partiler, mecliste terör propagandası yapan bölücü örgüt yandaşı sözde vekiller ve bu teröre ya da bunun gibi Devletin birliği, dirliği aleyhine çalışan her türlü paralel yapılanmalara destek veren sivil toplum kuruluşları kesinlikle hak ettiklerini bulmalıdır. Devlet kangren olmuş bu paralel kolları kökünden kesmelidir.

Patlayan bu son bombalar şer odaklarının istediklerini yaptırmamalıdır.

Tüm gücümüzle hep birlikte bu alçak planları yapanlara karşı dik duruşumuzu göstermeliyiz.

Biz bu Ülkenin gençleri olarak devletimize destek vererek terörü bitirmeliyiz.

Teröre alışmadan mücadele ederek bunun üstesinden gelmeliyiz.

İnsan olarak bizler birlik içinde yaşamalıyız ki Devlet yaşasın.

Türkiye bir savaş bölgesi değil. Normal, modern ve hareketli, genç nüfusa sahip bir ülke.

Londra, New York, Paris’teki terör saldırılarına bakıp, kurbanların acılarını hissetmek ve üzülmek çok kolay da, bizim ülkemizdeki teröre niye ‘yapmacık’ üzülürler ‘göstermelik’ açıklama yaparlar, bilinmez.

Artık buradan tüm dünyaya sesleniyorum. Bu sadece bizim problemimiz değil; senin, benim, hepimizin. Teröre karşı tek vücut olma zamanı.

Son olarak Paris’te ölenler için ağlayanları, dua edenleri, teröre tepki gösterenleri, “bilmem neyiz” diye seslenenleri, kol kola yürüyen dünya liderlerini, kısacası vicdanı olan herkesi Türkiye’deki terör saldırılarında da aynı tepki vermeye çağırıyorum.

Biz bu dünya üzerinde toprağa düşen her can için gözyaşı döktük. Acılar sizin coğrafyanızı sardığı zaman sizlerle beraber üzüldük. Şimdi o övündüğünüz medeniyetin gereğini yapın ve ayağa kalkın. Çünkü insanın değerini belirleyen, yaşadığı coğrafya değildir. Biz sizin acılarınızda elimizi uzattık, beraber ağladık. Şimdi benim ülkemde hiç bilmediğiniz evlerde; anneler, babalar, kardeşler, eşler ağlıyor. Tepkinizi şimdi gösterin. Çünkü bu; sadece bizim acımız değil.

Terör sadece bizim terörümüz değil.

 

Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, Kayseri ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Küresel Gazeteciler Konseyi, TSYD, TİMEF, AVKON, ADD üyesi, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği, Tüm Mücadele Sporları Derneği, Kayseri Spor Adamları Derneği, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Davut Güleç Panel İletişim Davut Güleç – Sağ Menü