Köşe YazılarıMedya-Basın Dünyası

Kim kalsın, kim gitsin?(7) (Köşe yazısı 10.07.2017 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Uzun zamandır ‘Övünmek gibi olmasın’ diye başlayan Kayseri’nin bir çok konuda geri kaldığını, şehrin Dünyanın BM gibi toplama merkezine döndüğünü, üretimin durduğunu, hazır ve kolay yaşayanların çoğaldığını belirtiyorum.

Bunlara bağlı olarak şehirdeki suç ve suçluların bile yabancılaştığına da.

Tabi Dünyadaki ve Türkiye’deki son olayların da basit olmadığını, planlı bir  ‘Yeni Dünya Düzeni’ ve güçler savaşı, paylaşımı olduğunu görmeyen, bilmeyen, konuşmayanda yok.

Bu güç ve yeni savaşta herkes kimliğini, ülkesini, devletini korumak zorunda.

Ben bu nedenle Kayseri’de yeni bir siyasetin, politikanın yeşerdiğini yazıyorum.

Çünki Kayseri hak ettiği yerde değil ve istenilen devlet yatırımlarını almadı.

Babadan oğula ya da akrabadan akrabaya devredilen siyaset gitmiyor.

  1. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün rahmetli olan babası, sonrasında Çevre ve Şehircilik bakanı Mehmet Özhaseki’nin annesinin cenazeleri bile bu ‘yeşeren siyasete’ en iyi örnek.

15 Temmuz başarısız darbe girişiminden sonra, bu ülkede daha önce darbe gören insanlar biraz temkinli ama yeni bir acı yaşamamak ‘Sivil Anayasa’ya destek için sokaklara döküldü.

Bazı açıkgözler ise yemekler dağıtarak, izzet ikramlarda bulunarak, ailece tribün şovlarla ya kendilerini unutturmak, ‘kabuk değiştirdi’ dedirtmek ya da yeni siyasette daha iyi bir yer alabilmek için yarıştı.

Şimdi aynı yarış 15 Temmuz’un yıldönümü yaklaşırken devam ederken, bir başka yarışta tekrarlandı.

CHP’nin ‘Adalet’ yürüyüşü elbette önemli.

Ama yeni yeşeren siyasette ve politika savaşında, bugüne kadar kapı arkasında duranlarında o yürüyüşte ön saflarda olmaları da dikkat çekici.

Bir başka dikkat çekici konu da, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, bu yürüyüşle ilgili güzergahlta partisine yönelik aldığı karar ve uyarı.

Öyle rahmetli Süleyman Demirel’in dediği ve siyasi literatüre giren ‘Yollar yürümekle aşınmaz, bırakın yürüsünler’ sözü ile olmuyor.

Başbakan Binali Yıldırım’ın ya da bakanlarının dediği gibi ‘Yolları biz yaptık. Yapmasak kimse yürüyemezdi’ şeklindeki sözleri ile de yaşanmıyor.

Mahatma Gandhi Dünyada bunun en iyi örneklerinden biri.

Daha bir çok iyi ve sonuç alınmış örnekleri de tarihte ve kitaplarında mevcut.

Her seçimin herkese bir uyarısı var.

Ben son yapılan seçimlerle ilgili siyasetçilerin pek ders aldığına inanmıyorum.

Bir haftadır ‘Kim kalsın kim gitsin’ diye yazarken, insanların halen ekmekleri ile oynanması, buna çanak tutulması, adına da ‘siyaset’ denilmesi çok gülünç.

Türkiye’nin, terör, işsizlik, bozulan ekonomi, komşuları ile sorunlar, Iraklılar, Suriyeliler, İranlılar, Türkmenler, gelişmiş ülkelerle krizler, gençlerin kaygıları, beslenme sorunu, artan kanser ve diğer hastalıklar, taşeronların sorunları, kıdem tazminatı, iş güvencesi, bankaların faizleri, ülkenin cari açığı gibi daha pek çok ciddi sorunu var.

Herkes bu sorunların çözümüne karşı vatandaşlık görevini yerine getirmeli, ellerini, bedenlerini taşın altına koymalı.

Bu ülkede artık koltuk-makam sevdasının yerini ‘Devletin siyaseti-politikası’ gibi olmazsa olmaz kırmızı çizgisi üzerine bozulmayacak siyasi yapılanmaya gidilmeli.

Devletin, partilerin politikaları da, kanunlarda birilerine göre şekillenmemeli, ‘yap-boz’ olmamalı.

Belki yüzlerce kez yazdım.

‘Adalet’ sadece duvarda ya da kitapta yazan bir şey değil.

Adalet bir gün herkese lazım olabilir.

Benim tüm siyasi partilere, liderlere, siyasetin ve politikanın içinde olanlara bir önerim var.

Elbette, bu Devlet, Millet, Vatan, topraklar, Bayrak, Ezan, gelenek, göreneklerimiz, din, dil, ırk, mezhep, kültürlerimiz için bir yarış olacak.

Bu yarışta kimseyi incitmeyin, kırmayın, dökmeyin, ekmeği ile oynamayın.

Sizlere geçici emanet edilen Devlet kurumlarını babanızın çiftliği gibi, hayali senaryolar, raporlar, tutanaklar, maddelerle çalışanların ekmeği ile oynayarak tekrarlamayın.

‘Türkün Türk’ten ya da bu topraklarda, Türkiye Cumhuriyeti kimliği taşıyanlardan başka dostu yok’ derken artık kırdığınız zincirleri tamir edin, kenetlenin, parti rozetlerini ‘vicdansızlık, kanunsuzluk, ileri de utanacağınız ayıplarınızla’ taçlandırmayın.

Gerekiyorsa, kim; kimliğine, vatanına, devletine, milletine kim zarar veriyorsa, sandıktan önce ‘Kim kalsın, kim gitsin’ denilmeden gönderin gitsin.

Azarbaycan ne güzel konuşuyor.

‘İki Devlet, tek millet, tek bayrak.’

Dünyada, daha bize çok yakın, zincir halkasına ekleyeceğimiz Devletler, milletler varken, tarihte içimize giren ajanların, hainlerin oyunlarına gelipte; bugün de benzer oyunlara alet oluyorsunuz.

Yine diyorum bu ülkenin kimliğini taşıyan herkes için artık bölünme, böldürme, hainlere hizmet etme değil, aksine, bunlara karşı ‘kenetlenme’ zamanı.

Ve ‘Kim kalsın, kim gitsin?’in hesabı iyi yapılmalı.

Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, Kayseri ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Küresel Gazeteciler Konseyi, TSYD, TİMEF, AVKON, ADD üyesi, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği, Tüm Mücadele Sporları Derneği, Kayseri Spor Adamları Derneği, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Davut Güleç Panel İletişim Davut Güleç – Sağ Menü