Kalelere sahip çıkın (1) (Köşe yazısı 06.11.2018 Kayseri Star Haber Gazetesi)
DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ
davutgulec@hotmail.com
Ülkemizdeki kaleler bir bir yıkılıyor.
Özelleştiriliyor.
TMSF’ye devredilenlerin sayısı artıyor.
Konkordato ilan edenler şaşırtıyor.
İcra dosyalarını artık raflar almıyor, yerlerde yığılıyor.
Yabancılar satın aldıkça, üretici, tedarikçi o işlerde perişan oluyor.
Kayseri’de yıkılan kaleler, Tayyare fabrikası, Dikimevi, Sümerbank bez fabrikası, Çinkur, Taksan ile arazileri betonlaşan Kayseri Şeker Fabrikası, Orman işletme, Doğumevi arkası, Kayseri Şehir Hastanesi gibi diğer verimli araziler, Erciyes gibi mera vasfından çıkartılan ve gözlerimiz önünde hızla betonlaşmaya başlayan güzelliklerimiz, Dağ ve kış turizmi, olimpiyatları denilerek kar bile tutmayan pistler, son olarakta Tayyare fabrikası arazisinin imar değişikliği ile diğer park-bahçeler gibi yavaş yavaş betonlaşması için ‘millet parkı’na dönüştürülmesi isteği, üretimden vazgeçtikçe artan hava kirliliğimiz bunların en iyi örneği olsa gerek.
Kaleler yıkıldıkça, nefes alamaz, üretemez, satamaz, hazırcı, kolaycı, hep başkalarının eline bakan nesiller yetiştiren şehirlerin kötü örneğine aday bir şehiriz.
Son yıllarda sadece, ‘yollar, köprüler yaptık’ diyerek, afişlerle, pankartlarla, billboard süslemeleri ile ‘şov, gösteriş, olayı fazlasıyla abartan’ ama kesinlikle işini bilmeyen bir Kayseri.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son Kayseri gezisinde yine ‘işimizi’ bilemedik.
Yolları, köprüleri, caddeleri, sokakları, çarşıları, bir gün boyunca kapattırıp, çalışan tramvayı belli noktalarda çalışmaz hale getirip, halka eziyet ederek ‘Bu çağda 41 kere size lanet olsun’ dedirttiniz.
Biliyorum bunları yazınca yine birileri kızacak, birileri koşarak ‘yine yazmış’ diye müjdeler verecek, birileri üfürmeye devam edecek. Olsun önemli değil, bizim görevimiz zaten yazmak.
Devlet büyükleri her ekonomik kriz sonrası hep şunu der.
‘Krizi fırsata çevirmek, daha çok yatırım yapmak, üretmek’ diye.
İyi de biz böyle bir fırsatı kaçırdık.
Cumhurbaşkanı Erdoğan geldiğinde keşke ‘şov’ yapanlar bunu Organize Sanayi bölgelerinde, bizimde bilmediğimiz, vagon gövdeleri, hasta yatakları, modern uçakların elektronik aksamlarının yapıldığı, Dünyanın en ücra köşelerine bilmediğimiz ufakta olsa ihracat yapan firmaları gezdirselerdi.
Yok bunlar olmuyorsa o zaman OSB’nin yaptırdığı, her betonlaşma öncesi arazilerin kılıfı olan ‘cami’ misali, OSB’nin Türkiye’nin en büyük camisi olması nedeniyle açılışını yapsaydı.
Sonrasında örnek olan Güneş enerji sistemi (GES) tarlasını.
Yok daha olmadı Melikgazi Belediyesinin kendi enerjisini üreten çatısındaki GES’i açtırsalardı.
Birilerinin ‘gereksiz’ olarak gördüğü ‘Fuar merkezi’nin önemini anlattırsalardı.
‘O zaman Kayseri kazanır, şimdi ki yönetim desteklenmiş olur’ diye sanırım korktular.
Tabi Melikgazi’de GES’i öne çıkartsalar koltuklarına rakip çıkacak.
Bu şehirde hiç kimse, kimsenin adamı değil.
Olay tamamen ticari ve ‘çıkarlar, ticari başarılar’ olduğu sürece herkes birbirinin adamı.
Kayseri şimdiden bildiğiniz, tanıdığınız, tanımadığınız bir çok kişinin, (OSB, Melikgazi hariç) kuruluşun kurduğu GES çöplüğüne doğru gidiyor. GES’i kurmayanlar içinde kimler yok ki!
Türkiye’de çok ciddi bir ekonomik sıkıntı ve kriz yaşanıyor. Bu kriz belki de Cumhuriyet tarihinin en ağır krizlerinden biri.
Üstelik Kayseri son yıllarda, sadece ‘cek-cak’ denilerek avutulan Yüksek Hızlı tren, havalimanının genişletilmesi, bağlantı yollarının yapılması, savunma sanayi ve yerli otomobil’e aday olması, kara kontenyr demiryolu taşımacılığı gibi kaybettiği hizmetleri halen ısrarla istiyor.
Kayseri bu kriz döneminde, kaybettiklerini almak için, bu krizi Kayseri lehine fırsata çevirebilir.
Kayseri her konuda gücünü kaybetti, hızla da kaybetmeye devam ediyor.
Eski gücünü kazanması için Tayyare fabrikası, akıllı ticari başarısı, hayırseverliği, beklediği yatırımları alması, hepsinden önemlisi Kayseri için risk alanları seçmeli. Yoksa o koltukları, klasik hizmetleri yaparak dolduracak çok adam var. Üstelik o hizmetler öyle anlatıldığı kadar zor değil.
Erciyes Dağ ve Kış Turizm projesini destekledim, destekliyorum. Kayseri’yi belki de bu proje kalkındırabilir, yeni yatırımları beraberinde getirebilirdi.
Ama ne önemli bir Olimpiyat, Dünya, Avrupa şampiyonasının bir ayağı getirildi ne de kevenler traşlandığı için o günden bu güne kar tutuyor. Üstelik kayak ve kış sporları sezonu çok kısaldı.
OSB’lerde ya da Kayseri’de Dağ ve kış turizmi ile ilgili önemli bir yatırım yapıldı.
Kayseri’ye, yıkılan, kapattırılan, özelleştirilen, TMSF’ye devredilen, konkordato’ya giden, bankalara teslim edilen kaleler değil, bacaları tüten, üreten, kazanan, kazandıran, tedarikçileri ile örnek olan ve istihdam yaratan yeni kaleler, yeni siyasetçiler, yeni başarı öyküleri lazım.