Kadınlar yarından endişeli…(Köşe yazısı 13.12.2014 Kayseri Star Haber)
DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ
Osmanlı’nın can çekiştiği dönemden, ‘kuruluştan kurtuluşa giden’ yani Cumhuriyet’in kuruluş yıllarına kadar, Şerife bacılar, Halide Onbaşı (Halide Edip Adıvar), Nezahat Onbaşı (Nezahat Baysel), Fatma Seher Erden (Erzurumlu Kara Fatma), Halime Çavuş, Hafız Selman İzbeli, Gördesli Makbule, Çete Emir Ayşe, Tayyar Rahmiye gibi daha nice isimsiz kahraman Türk annesi, kızları hep erkeğinin yanında oldu.
Vatan için doğurdu, askerine yiyecek, askeri malzeme, elinden ne geliyorsa taşıdı.
Ağır bedeller ödedi, kocasını, çocuklarını, kendisini bu vatan, millet için canı-kanı ile feda etti.
İlklere imza atan Türk kadınları, arasında ilk kadın çöpçüsü, ilk kadın muhabiri, ilk sendikacısı, ilk subayını tanıyor musunuz?
İlk Adalet Müfettişi ve Adalet Başmüfettişi Nazmiye Kılıç
İlk alfabenin yazarı: Melahat Uğurkan
İlk avukat: Süreyya Ağaoğlu
İlk bakan: Prof. Dr. Türkan Akyol
İlk başbakan: Prof. Dr. Tansu Çiller
İlk belediye başkanı: Müfide İlhan
İlk büyükelçi: Filiz Dinçmen
İlk Danıştay Başkanı: Füruzan İkincioğulları
İlk Danıştay üyesi: Şükran Esmerer . İlk Adalet Müfettişi ve Adalet Başmüfettişi Nazmiye Kılıç
İlk diş hekimi: Ferdane Bozdoğan Erberk
ilk doktor: Safiye Ali
İlk dünya güzeli: Keriman Halis
İlk eczacı: Rukiye Kanat Arran
İlk emniyet müdürü: Feriha Sanerk
İlk hakim: Suat Berk
İlk hazine genel müdürü: Aysel Gönül Öymen
İlk hemşire: Esma Deniz
İlk hesap uzmanı: Müşerref Çallılar ve Güzide Amark
İlk heykeltıraş: Sabiha Bengütaş
İlk hukukçu: Beraat Zeki Üngör
İlk jet pilotu: Leman Altınçekiç
İlk karakol amiri: Nevlan Kulak
İlk kaymakam: Özlem Bozkurt
İlk kimyacı: Remziye Hisar
ilk makinist: Seher Aytaç
İlk milli eğitim müdürü: Güler Karakülah
İlk milli maç hakemi: Lale Orta
İlk muhtar: Gül Esin
İlk müzeci: Seniha Sami
İlk opera sanatçısı: Semiha Berksoy
İlk orman mühendisi: Binnaz Zehra Sert
İlk otomobil yarışçısı: Samiye Morkaya
İlk petrol mühendisi: Halide Ural Türktan
İlk pilot: Sabiha Gökçen
ilk polis memuru: Betül Diker
İlk profesör: Dr. Fazıla Şevket Giz
İlk radyo spikeri: Emel Gazimihal
İlk savcı: Tüzünkan Koçhisaroğlu
İlk sayıştay üyesi: Fehrunisa Etmen
İlk senatör ve elçi: Adile Ayda
İlk sendika başkanı: Dervişe Koç
ilk subay: Ülkü Sema Toksöz
İlk TBMM başvekili: Neriman Neftçi
İlk Türkiye güzeli: Feriha Tevfik
İlk TV spikeri: Nuran Devres
İlk vali: Lale Aytaman
İlk veteriner: Sabire Aydemir
İlk yargıtay üyesi: Melahat Ruacan
İlk yüksek mahkemesi başkanı: Firdevs Menteşe
ilk yüksek mimar: Münevver Gözeler
İlk yüksek mühendis: Sabiha Ecebilge
Cumhuriyet tarihinin ilk güzellik kraliçesi Feriha Tevfik
İlk kadın vali Lale Aytaman.
Genetiğinde bu kadar mücadele olan Türk kadınları şimdi endişeli. Türk Kadınlar Birliği Kayseri Şubesi başkanı Ayşe Uzunlu bu endişelerini şöyle açıkladı.
Türk Kadınlar Birliği 1923 Haziran’ında Kadınlar Halk Fırkası adıyla bir kadın partisi olarak yola çıkmış, ardından Anayasa’da kadınların seçme ve seçilme maddesinin olmaması üzerine 1924’te Kadınlar Birliği adıyla bir derneğe dönüştürülmüştür. 1934’te kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi sürecinde büyük çaba sarf etmiştir. 1935 seçimlerinde seçme ve seçilme hakkının yeni elde edilmiş olmasına rağmen 17 kadın milletvekili (ara seçimlerle bu sayı 18) mecliste yer alması Türk Kadınlar Birliği’nin övüncü olmuştur.
Ancak o günden bu güne uzun bir zaman geçmiş, kadınların sosyal hayatta çok daha etkin bir rol üstlenmiş, bütün toplum olarak eğitim seviyesinin yükselmiş olmasına rağmen Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki kadın milletvekili sayısı hâlâ istenilen seviyeye yükselmemiştir. 1935 seçimlerinde TBMM’nin 395 sandalyesinin 18’ini alarak % 4.6 temsil oranını yakalayan kadınlar, aradan geçen 90 yılda TBMM’deki 550 sandalyenin 79’unu (Yerel seçimler sonrasında bu sayı 77’ye inmiştir) alarak meclisteki temsil oranlarını % 14.3’e çıkarabilmişlerdir. Bu sayı şüphesiz 487 milletvekilinin 3’ünün (% 0,6) kadın olduğu 1950 seçimlerine ve 450 milletvekilinin 8’inin (% 1.8) kadın olduğu 1991 seçimlerine kıyasla iyi bir rakamdır. Ancak Türk kadınının layık olduğu bir rakam ve oran değildir. Bu durumla ilgili olarak ortaya çeşitli sebepler konulabilir. En önemli sebep ise partiler yasasının bir türlü değişmesidir.
Kadın okur-yazarlığının çok düşük olması. Türkiye’de hâlâ okuma yazma bilmeyenler arasında kadın nüfusunun çoğunluğu oluşturması, kadınların çocuk yaşta evlendirilmesi, nikâhsız yaşamak zorunda kalmaları, aile içi suçlarını büyük kısmının kadınlara yönelik olması, kadın cinayetlerinin her geçen gün yükselmesi, eğitim gören kadınların çok azının yüksek öğretime devam edebilmeleri, yüksek öğrenim görmüş, çalışma hayatının içinde yer almaya başlamış kadınların ‘cam tavan’la ilerlemelerinin önüne geçilmiş olması Türk kadını konusunda ümitlerimizi kırmaktadır.
Birleşmiş Milletlerin yayımladığı raporlara göre kadın erkek eşitsizliği konusunda da tablo çok iç açıcı değildir. 2013’te 136 ülke arasında 120. sırayı alan Türkiye 2014 yılında ise 142 arasında 125. sıradadır.
Bu rapora göre Türk Kadınlar Birliği’ni mutsuz eden ve düşündüren diğer rakamlar şöyledir:
Ekonomiye katılım ve fırsat: (2013 yılı) 127. sıra (2014 yılı) 132. sıra
Eğitime erişim (2013 yılı) 104. Sıra (2014 yılı) 105. sıra
Siyasete katılım ve güçlenme: (2013 yılı) 103. sıra (2014 yılı) 113. Sıra.
Sizce Türk kadını, annesi, kızı, Dünya’daki gerçek yerini alabilmiş mi?