Darbe girişimi soruşturmasında gözaltına alınan bir hakimin odasında, darbe gerçekleştiğinde işleme konulacak şekilde hazırlanmış şikayet dilekçesi örneği bulunuldu.
Dilekçenin ‘şüpheli’ kısmında ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Eski Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, İçişleri Bakanı Efkan Ala, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, il valileri, MİT ve ilgili kamu görevlilerinin bulunduğu görüldü.
Adliyede görevli ve gözaltına alınan bir hakimin çalışma odasında yapılan aramada çıkan dilekçeye el konuldu. Darbe girişiminin gerçekleşmesi halinde işleme konulacak şekilde hazırlanan şikayet dilekçesinin şikayetçi kısmının boş bırakıldığı görülürken, dilekçenin başlığında “İnegöl Cumhuriyet Başsavcılığı’na” yazılı ibare bulunuyor.
Dilekçenin ‘şüpheli’ kısmında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Eski Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, İçişleri Bakanı Efkan Ala, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, il valileri, MİT ve ilgili kamu görevlileri, ‘suç’ bölümünde “terör örgütüne yardım etmek”, ‘suç tarihinin’ bulunduğu bölümde ise “2009-2015 tarihleri arası” yazıldığı görüldü.
4 sayfadan oluşan dilekçede, “2005 yıllarından itibaren AK Parti hükumetleri, Kürt açılımı, çözüm süreci vesaire gibi adlarla terör örgütüyle eylemlerin sona erdirilmesi anlamında diyalog trafiğini başlatmıştır. 2011 yılında Oslo’da terör örgütü yöneticileriyle kamu görevlilerinin kapsamlı görüşmeler yaptığı kamuoyuna sızan bilgilerle anlaşılmıştır. Bu görüşmelerden en dikkat çekici unsur, bizzat dönemin Başbakanı Erdoğan tarafından görevlendirildikleri anlaşılan MİT mensuplarının örgütün yüklü miktarda patlayıcı maddeyi kent merkezlerinde depoladıklarına dair tespitlerdir” denildi.
Dilekçede devamla, “Adları yazılı şüphelilerin eylemleri irdelendiğinde PKK adlı silahlı terör örgütüne dahil olmamakla birlikte, kamuoyuna intikal eden açık beyanlarından anlaşılacağı üzere örgütün merkezlerine roketatar, makinalı tüfek gibi ağır silahlar ile güvenlik güçlerine aylarca direnmeye yetecek mühimmatı taşıyıp depolarına hiyerarşik yapı içinde izin vererek, keza görevleri gereği bu durumu önleme adına hiçbir tedbiri almayarak ve de kent merkezlerinde silahlı mücadeleye ortam sağlayarak, silahlı terör örgütüne yardım ettikleri ortaya çıkmış bulunmaktadır”
“Şüphelilerin devlet hiyerarşisi içinde başbakanlarca verilen talimatlar çerçevesinde terör örgütüne gereken müdahalede bulunmayarak ve eylem hazırlığını görmezden gelmek suretiyle silahlı terör örgütüne yardım suçunu işlediklerinden haklarında cezai işlem yapılması gerekçesiyle suç duyurusunda bulunulmaktadır” cümleleri yer aldı.
Dilekçenin ‘deliller’ kısmında “şüphelilerin kamuoyuna intikal eden beyanları, tanık anlatımları, Oslo görüşme sürecine ilişkin protokol çözüm tutanakları, İmralı tutanakları, devlet arşivleri” gibi ifadeler yer alırken ‘talep’ kısmında ise “Açıklanan nedenlerle Cumhuriyet Başsavcılığınızca kamu adına gerçekleştirilecek soruşturma sonucunda ortaya çıkacak kanıtlar çerçevesinde şüpheliler hakkında kamu davası açılması ve haklarında özel soruşturma usulü bulunan şüphelilerle ilgili gerekli işlemin gerçekleştirilmesini arz ve talep ederim” yazıldığı görüldü. Gün ve ay kısmının boş bırakıldığı dilekçenin tarih kısmına ise “2016” yazılması dikkat çekti.
