Neredeyse son iki yıl, Dünyayı etkisi altına alan ve bu etkisini de devam ettiren pandemi de kısıtlamaların kalkması, uzun bayram tatili ve aşırı sıcaklar; gurbetçi, piknikçi, dağ turizmini sevenlerin ilgisi, havası serin Erciyes’te turizmi canlandırdı. Kayseri şehir merkezi boşalırken Erciyes belki de son iki yılın en hareketli günlerini yaşıyor.
Erciyes’in 2200 metre yüksekliğinde bulunan tekir yaylası ve gölet çevresinde geçici çadır kuranlar, mangal yapıyor, odun ateşi ile çay demliyor, ailece dağ-tepeleri geziyor, oyunlar oynuyor, yeni arkadaşlıklar ediniyor. Kuraklık nedeniyle gölette su seviyesi beklenenin altına inerken, Erciyes’in buzullarından gelen magnezyum ve flüorür oranı yüksek içme suyundan, yanlarında getirdikleri bidonları doldurmak için zaman zaman kuyruklar oluşuyor. Hatem Yazıcı Erciyes’in içme suyunun Türkiye’nin piyasada satılan sularından daha sağlıklı olduğuna dikkat çekti.
Bu arada Tekir yaylasında kurulan çadırlarda günlük ya da belli süre kalan vatandaşlar, şehir merkezlerinde hava sıcaklığından, Erciyes’te ise üşümekten yakınıyor. Çadırlar bölgesinde çocuklar ise oyun parkında yaşıtları ile eğleniyor. At’a, hobi araçlara binenler ise dağ turizminin keyfini çıkartıyor. Kayseri-Develi karayolunda trafik, araç park yerlerinde ise yoğunluk gözlerden kaçmıyor. Gölde yüzen ördeklerin balık yakalamasını seyretmek ise ayrı bir güzellik.
Erciyes’e gelenler, özellikle bölgeye özgü halka tatlıdan yerken, bol bol hazmı kolaylaştıran Erciyes’in buzul suyundan içiyor. Piknikçiler, hobiciler, yaptıkları mangal, ızgara, tava, odun çayından ise misafirlerine ve yeni tanıştıkları kişilere ikramda bulunuyor. Göl kenarında oturanların havanın oldukça serin olmasından vücutlarına battaniyeler sarmaları, mont, ceket giymeleri gözden kaçmıyor. Göletteki suyun düşmesi ile dere yatağının tamamen kuruması kuraklığa işaret ediyor. Göl kenarındaki piknik alanlarında kahve-çay keyfi yapanlarda dikkat çekiyor.
