
GÜLŞAH ERÇETİN HOLLANDA YAYIN KURUMU NOS’UN TÜRKİYE MUHABİRLİĞİNE ATANDI., GÜNAY USLU’NUN BİTMEYEN YÜKSELİŞİ
GÜLŞAH ERÇETİN HOLLANDA YAYIN KURUMU NOS’UN TÜRKİYE MUHABİRLİĞİNE ATANDI.
Yarı devlet kuruluşu olan NOS’ta 16 yıldır çalışan Erçetin, ‘başarılı Türk kızları’ listesinde üst sıralara yükseldi.
Hollanda’da medya dalında faaliyet gösteren Türk kızlarının kısa profilleri bu haberde…
İlhan KARAÇAY yazdı:
Hollanda’da doğup büyüyen göçmen kökenli gençlerimizden biri daha, önemli bir basın kuruluşunda çok değerli bir göreve getirildi. Gülsah Erçetin, yıllardır çalıştığı NOS’ta artık Türkiye muhabiri olacak. Böylece o da, Hollanda’daki başarılı kızlarımız arasında gurur verici bir yer edinecek.
Haber Merkezi’nde redaktör olarak çalışırken, seçimleri izlemek üzere Türkiye’ye gitmiş olan Erçetin deneyimli bir gazeteci olarak, Türkiye muhabirliğini başarı ile yönetecek niteliktedir.
Erçetin, on altı yıldır NOS’un dış haberler servisinde görev yapıyor. 1 Ocak’tan itibaren ise, bugüne kadar Türkiye muhabirliğini üstlenen Mitra Nazar’ın yerine geçecek. Mitra Nazar, bundan sonra Nieuwsuur programında muhabirlik yapacak.
EBEVEYNLERİ VALİZ DOLUSU HİKÂYE İLE GELDİLER, KENDİSİ VALİZLERİ HABERLE DOLDURMAYA GİDİYOR.
Gülsah Erçetin, Türkiye muhabirliği görevlendirilmesiyle ilgili yaptığı açıklamada, hem kişisel hem de duygusal bir noktaya değindi: “Ne kadar özel bir duygu… Yakında, anne babamın bir zamanlar bir valiz dolusu hikâyeyle ayrıldıkları ülkeye varacağım. Şimdi ise ben, bambaşka bir dönemde, muhabir olarak yeni valizleri önemli haberlerle doldurmaya gidiyorum. Hem de, Türkiye’nin dünya sahnesindeki rolünün giderek daha önemli göründüğü bir dönemde…”
Bu sözler, aslında hem göçmen çocuklarının yaşadığı kimlik yolculuğunu, hem de yeni kuşakların kendi kökleriyle olan bağını çok güzel özetliyor.
TÜRKİYE UZMANI OLARAK YETİŞTİ
Erçetin, 6 Şubat deprem felaketi sırasında da Türkiye’de çalışmalar yapmıştı.
Afbeelding met kleding, persoon, buitenshuis, hemel Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.
44 yaşındaki Erçetin, NOS’un dış haberler servisinde yıllar içinde Türkiye uzmanı olarak yetişti. Defalarca Türkiye’ye giderek büyük haber olaylarını yerinde takip etti ve muhabirlere destek verdi.
Örneğin, geçtiğimiz mart ayında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınışı sırasında gelişmeleri değerlendiren isimlerden biri yine oydu. Ayrıca 2023 yılında, Türkiye’yi sarsan büyük depremin ardından gerçekleşen seçimler üzerine özel bir çevrim içi haber dosyası da hazırladı.
NOS YÖNETİMİNDEN TAM GÜVEN
NOS Haberler Genel Yayın Yönetmeni Giselle van Cann, Gülsah Erçetin hakkında övgü dolu sözler sarf etti:
“Gülsah, uzun yıllara dayanan gazetecilik deneyimi ve Türk dili ile kültürü konusundaki bilgisi sayesinde bu pozisyon için biçilmiş kaftan. İnsan hikâyelerine iyi bakışı var, daha büyük bağlamları görebiliyor ve bunları Hollanda kamuoyuna aktarabiliyor.”
PEKİ TÜRKİYE’DE NASIL KARŞILANACAK?
Bütün bunlar elbette sevindirici. Ancak bir başka noktayı da sorgulamadan edemiyoruz:
Gülsah Erçetin, Türkiye’de görevini nasıl sürdürecek?
Zira herkesin bildiği gibi, yabancı basının Türkiye’deki çalışmaları her zaman hassasiyetler barındırır. Bir yanda Hollanda kamuoyuna doğru, derinlikli ve eleştirel haber sunma gerekliliği vardır. Öte yanda ise Türkiye’nin, özellikle de siyasetçilerin tepkileriyle karşılaşma ihtimali…
Bu nedenle diyebiliriz ki: Umuyoruz ve diliyoruz ki Gülsah Erçetin, yeni görevinde hem olumlu hem de tarafsız bir muhabirlik anlayışı sergiler. Çünkü yapacağı her haber, Hollanda’da yaşayan bizler için gurur kaynağı olsa da, Türkiye açısından nasıl bir yankı bulacağını şimdiden kestirmek kolay değil.
Ama ne olursa olsun, Hollanda’da doğup büyüyen göçmen kökenli gençlerimizin böyle önemli görevlerde yer alması, hepimiz için büyük bir mutluluk ve gurur kaynağıdır. Gülsah Erçetin’in İstanbul’daki yeni görevinde başarılı olacağına dair inancımız tamdır.
HOLLANDA’DA MEDYA DÜNYASINDA ÖNE ÇIKAN TÜRK KADINLARIMIZ VE PROFİLLERİ
Hollanda’da, medya alanında başarıya imza atan kızlarımızın arasına şimdi bir de Gülsah Erçetin’in, NOS gibi yarı devlet kuruluşunda Türkiye muhabiri olarak katılması, buradaki yurttaşlarımız arasında sevinçle karşılandı.
Ama elbette Gülsah’tan önce, Hollanda’da gazetecilik, yazarlık, oyunculuk ve sahne sanatlarıyla üne kavuşmuş pek çok kadın öncümüz vardı. Onların açtığı yolda şimdi yeni kuşaklar yürüyor. İşte, bugüne kadar Hollanda’da medya alanında adından söz ettirmiş önde gelen kızlarımızdan bazıları:
Gazetecilik, Televizyon, Yazarlık ve Sahne Dünyasında yükselenler.
Nilgün Yerli – Hollanda’da ün kazanmış en önemli kabare sanatçılarımızdan ve yazarlardan biridir. Sahne gösterilerinde mizahla göçmenlik ve kimlik meselelerini işledi. Het Parool ve NRC gibi gazetelerde yazdı, kitapları çok sattı. Hem kültür hem medya alanında yıllardır en bilinen Türk kadın figürü olmuştur. Sahnelerde yıllarca izleyiciyi güldürürken düşündürdü.
Funda Müjde – Oyunculuk, kabare ve yazarlık kariyerini bir arada yürüten Müjde, 2007’de geçirdiği trafik kazasından sonra tekerlekli sandalyeye bağımlı kaldı, ama sanatını bırakmadı. Ülkenin en çok satan gazetesi De Telegraaf’taki köşe yazıları, kitapları ve sahne çalışmalarıyla ilham veren bir örnek oldu.
Fidan Ekiz – Günümüzde Hollanda medyasının en güçlü kadın figürlerinden biri. 2010’da “Veerboot naar Holland” belgeseliyle göçmen aileleri anlattı, 2016’da dokuz bölümlük “De Pen & Het Zwaard” serisiyle basın özgürlüğünü işledi. De Telegraaf’ın KADIN ekindeki yazarlığı da çok ses getirdi.
Nazmiye Oral – Yazar ve tiyatro oyuncusu olarak Hollanda kültür hayatında geniş yankı uyandırdı. Kimlik, aile ve toplumsal meseleleri işleyen oyunları ve yazılarıyla edebiyat ve sahne sanatlarında öne çıktı.
Sevtap Baycılı – Hollanda’da edebiyat alanında öne çıkan bir yazar. Romanları ve denemeleriyle entelektüel çevrelerde tanındı.
Lale Gül – Son yıllarda yazdığı tartışmalı roman ve yazılarla Hollanda’da geniş yankı uyandırdı. Cesur ve aykırı kalemiyle özellikle genç kuşağın dikkatini çekti.
Ebru Umar – Dobra üslubu ile tanınan bir köşe yazarı. Hollanda basınında sivri çıkışları ve net tavırlarıyla bilinir.
Yeşim Candan – Gazeteci, yazar ve sunucu olarak Hollanda-Türkiye ilişkileri üzerine çalıştı. Medya ve iş dünyasında köprü rolü üstlendi, toplum içi tartışmalarda sıkça moderatörlük yaptı.
Şenay Özdemir – Gazeteci, yazar ve yapımcı. Özellikle kadın hakları, eşitlik ve toplumsal sorunlar üzerine çalışmalarıyla bilinir. Hollanda’da Türk kadınının sesi olmayı başardı.
Tülay Demir Oktay – Hollanda’da gazetecilik kariyeriyle tanındı, ardından Türkiye’de televizyon yıldızı olarak yoluna devam ediyor.
Dilan Yurdakul – Hollanda’nın popüler dizilerinden “Goede Tijden, Slechte Tijden”deki rolüyle ülke çapında ün kazandı. Oyunculuğu sayesinde geniş kitlelere ulaşan genç kuşak temsilcilerimizden biri oldu.
Fadime Demir – (De Telegraaf muhabirliği sırasında, iki yıl önce başlayan İsrail saldırısından hemen sonra, Filistin ve Gazze’ye Hollanda’dan giden ilk gazeteci oldu)
Sevim Çelik – Uuzun yıllar yerel radyo-televizyon programlarıyla tanınmış bir isim.
Hande Karacasu – Özellikle kültür-sanat içerikli yazılarıyla bilinir.
Derya Türkan – Hollanda-Türkiye hattında köşe yazarlığı ve röportajlarıyla tanınır.
Burcu Sahin – Şiir ve edebiyat alanındaki üretimleriyle İsveç’te ödül alsa da, Hollanda’daki Türk medyasında da iz bırakmış bir yazar.
Gamze Tuncel – Özellikle sosyal medya üzerinden Hollanda’daki genç göçmen kadınların sesi olmuş bir gazeteci.
ÇEŞİTLİ ALANLARDA FAALİYET GÖSTERENLER:
Aşağıdaki isimler farklı mecralarda yazarlık, gazetecilik, kültürel üretim veya yayıncılık yapmış; bazıları yerel medya, bazıları edebiyat, bazıları da sivil toplum çalışmalarıyla anılmıştır.
Onlarin isimlerini de burada onurlandırmak önemlidir.
Şenay Tosun, Suzan Yücel, Rukiye Sultan Gür, Elif Işıtman, Çilay Özdemir, Ela Çolak, İffet Subaşı, Zehra Kaya, Ümran Özbalcı Aria, Şüheda Özyar, Nurgül Özkanlı, Meltem Halaçeli, Leyla Çimen, Berrin Kaplan, Güliz Tomruk Kişi, Hale Besen Mouritz, Asuman Roğlu Göl, Şeyda Koç Asyalı, Gülsemin Konca, Neslihan Üre, Jale Şimşek.
Yukarıdaki liste, Hollanda’daki Türk kadınlarının medya, sanat ve kültür alanındaki başarılarının küçük bir panoramasıdır.
Nilgün Yerli’den Funda Müjde’ye, Fidan Ekiz’den günümüzün tartışmalı ve aykırı yazarı Lale Gül’e kadar uzanan bu çizgi, hem toplumumuzun görünürlüğünü artırmış hem de genç kuşaklara ilham olmuştur.
Şimdi de bu güçlü isimlerin yanına Gülsah Erçetin ekleniyor. Onun NOS’taki yeni görevi, Hollanda’daki Türk kadınlarının medya dünyasında nasıl kalıcı bir iz bıraktığının en güncel göstergesidir.
TÜRK ERKEKLERİNİ SORANLARA:
Yazar, muhabir ve ekran yüzü olan kadınlarımızın isimlerini tek tek saymak mümkünken, çok ünlenmiş erkek yazar ve çizerlerimizin isimlerini sıralamak ise hayli uzun bir liste olur. Geçen ay yayınladığım yazımda da belirttiğim gibi, onların en ünlülerinden biri hiç kuşkusuz Özcan Akyol’dur.
***
GÜNAY USLU’NUN BİTMEYEN YÜKSELİŞİ: PAYE ÜSTÜNE PAYE, GÖREV ÜSTÜNE GÖREV. ŞİMDİ DE HOLLANDA FİLM FESTİVALİ DENETİM KURULU BAŞKANLIĞINA ATANDI…
Sayısız atamalar ve Kültür/Medya’dan Sorumlu Devlet Bakanlığı sonrasında, 2025’in başında, Boekenbon Edebiyat Ödülü Jüri Başkanlığına da atanmıştı.
Günay Uslu’nun başarılarla örülü bu yolculuğu, göçmen çocuklarının azim ve çalışkanlıkla neler başarabileceğinin en güçlü kanıtıdır.
Günay Uslu haberleri için ‘yetti artık’ diyecek olanlar, bu haberi okuduktan sonra, “Helal olsun, her türlü övgüyü hak ediyor” diyeceklerdir.
Hollanda’da tanınan Türk kökenli kültür sanat uzmanı ve iş insanı Günay Uslu, bugüne kadar üstlendiği önemli görevlerle dikkat çekmeye devam ediyor.
Uslu, Hollanda hükümetinde Kültür ve Medya’dan sorumlu Devlet Bakanlığı görevini yürütmüş, ardından ülkenin en büyük turizm şirketlerinden biri olan Corendon’un CEO’su olarak iş dünyasında da öne çıkmıştı.
Elde etmiş olduğu sayısız payelerden sonra aynı Uslu, Hollanda’nın en köklü kültürel etkinliklerinden biri olan ‘Hollanda Film Festivali’nin Denetim Kurulu Başkanlığı’ görevine getirildi. Önümüzdeki aralık ayından itibaren görevi, sekiz yıl boyunca bu makamda bulunan Ruurd Bierman’dan devralacak.
Günay Uslu bu yeni atama ile ilgili olarak yaptığı açıklamada şunları dile getirdi:
“Film hayattır, hayat da bazen tam bir film gibidir. Film çok sayıda insana ulaşır ve onlara dokunur. Hollanda Film Festivali, bu yaratıcıların dikkat çekmesi, takdir edilmesi ve bir sahne bulması için en uygun yerdir. Denetim Kurulu’nun yeni başkanı olarak ben de buna katkı sunmak istiyorum: yönetmenlerin yaratıcılığına, yapımcıların becerikliliğine, oyuncuların yeteneğine ve filmlerimizi mümkün kılan tüm diğer insanlara geniş alan açmak.”
Festival yönetimi ve Denetim Kurulu, yıllar süren özverili çalışmaları için Ruurd Bierman’a teşekkür ederken, Günay Uslu ile birlikte festivalin geleceğini şekillendirecek olmaktan büyük memnuniyet duyduklarını açıkladı.
Günay Uslu’nun bu göreve gelişi, Hollanda Film Festivali’nin yalnızca ulusal sinemanın vitrini olmasının ötesinde, kültürel çeşitlilik ve yenilikçilik açısından da daha kapsayıcı bir yapıya kavuşabileceğinin işaretidir. Uslu’nun kültür politikaları ve sanat yönetimi alanındaki deneyimleri, festivalin hem yerel sinemacıları uluslararası sahneye taşımasına hem de farklı toplumsal kesimlerden gelen yaratıcıların daha görünür hale gelmesine katkı sağlayacaktır.
Denetim Kurulu Başkanlığı, yalnızca idari bir sorumluluk değil, aynı zamanda stratejik bir vizyon belirleme makamıdır. Uslu’nun bu vizyonu, festivalin Hollanda sinemasının geçmişine saygı duyan, ama aynı zamanda geleceğin hikâyelerine alan açan bir platform olmasına yön verecektir. Özellikle dijitalleşmenin ve yeni anlatı biçimlerinin öne çıktığı günümüzde, Uslu’nun liderliğiyle festival, genç kuşak yönetmen ve yapımcıların önünü açabilecek, onları destekleyecek projelere daha fazla önem verebilir.
Böylelikle Hollanda Film Festivali, Günay Uslu’nun katkılarıyla yalnızca bir sanat buluşması değil, aynı zamanda kültürel diyaloğun ve toplumsal yansımanın güçlü bir arenası olma özelliğini daha da pekiştirecektir.
ÖNCEKİ ATAMA
Uslu, bu yılın başında da, bir başka atama ile gündeme oturmuştu. Uslu bu kez, ‘Boekenbon Edebiyat Ödülü Jüri Başkanlığı’na atanmıştı.
Günay Uslu’nun jüri başkanlığına seçilmesi, Boekenbon Edebiyat Ödülü’nün daha geniş bir kültürel ve toplumsal anlam kazanmasının önünü açmaktadır. Uslu, kültür ve medyadaki geçmiş deneyimlerini edebiyat dünyasına taşıyarak, ödülün yalnızca edebi başarıyı değil, aynı zamanda kültürel çeşitliliği ve toplumsal etkiyi de vurgulamasına katkıda bulunuyor.
Uslu’nun liderliği, jüri üyelerinin uzmanlıklarını bir araya getirerek adil ve çok yönlü değerlendirmeler yapılmasını sağlayacaktır. Özellikle, farklı disiplinlerden gelen jüri üyeleriyle birlikte çalışarak, hem çağdaş hem de geleneksel edebiyat eserlerinin titizlikle değerlendirilmesine öncülük edecektir.
Boekenbon Edebiyat Ödülü jürisinin, Günay Uslu gibi bir lider tarafından yönlendirilmesi, ödülün uluslararası arenadaki saygınlığını artırabileceği gibi, edebiyatın toplumda oynadığı rolü daha görünür hale getirebilir. Bu durum, sadece yazarlar ve okuyucular için değil, edebiyatın tüm paydaşları için bir kazanım olacaktır.
Günay Uslu’nun jüri başkanlığı, Boekenbon Edebiyat Ödülü’nün kültürel ve toplumsal bir olay olarak değerini güçlendirecektir. Onun vizyonu ve liderliği, ödülün hem edebi hem de toplumsal etkisini artırarak, edebiyat dünyasında yeni ufuklar açacaktır. Bu durum, hem ödülün prestijini hem de Günay Uslu’nun kültürel alandaki etkisini daha da pekiştirecektir.
Bir insanın hayat hikâyesi, sadece başarı listeleriyle ölçülmez. O kişinin yürüdüğü yollar, aşındırdığı eşikler, karşılaştığı engeller ve bu engeller karşısında yüzünden eksik etmediği gülümseme çok daha derin bir anlatıdır. Günay Uslu, işte böyle bir anlatının başkahramanıdır.
Hollanda’nın soğuk sabahlarında, göçmen bir ailenin çocuğu olarak başlayan bu hikâye, sıcak bir Anadolu evinin disipliniyle, Batı Avrupa üniversitelerinin entelektüel derinliğiyle ve kıtalar ötesi kültürel etkileşimle örülmüştür.
Günay Uslu, her şeyden önce bir kültür köprüsüdür.
Doğu ile Batı arasında, akademiyle halk arasında, tarih ile gelecek arasında…
Bir yanında Osmanlı arşivlerinden çıkan tozlu belgeler, öte yanında Amsterdam müzelerinde sergilenen çağdaş sanat eserleri.
Bir sabahını radyo mikrofonlarında Mozart’ın “Türk Müziği Sevgisi”ni anlatmakla geçirirken, akşamını Corendon’un otel yatırımlarıyla ilgili toplantılarda tamamlar.
Günay Uslu sadece görev alan değil, görev tanımını yeniden yazan bir lider. Akademi, siyaset, kültür, medya ve iş dünyası… Bu alanların her birinde ayrı ayrı değil, bir bütün olarak var olmayı başarmış bir kadın. Gülümsediğinde yalnızca yüzü değil, tarihi de aydınlatıyor.
NEDEN EN BAŞARILI?
Çünkü kariyerindeki her adımı tesadüf değil, bilinçli tercihlerle inşa etti. Kültür tarihçiliğinden akademisyenliğe, girişimcilikten siyasetçiliğe kadar pek çok alanda kalıcı katkılar sundu. Hollanda Kültür ve Medya Bakanlığı görevini sadece siyasi bir pozisyon olarak değil, içerik ve vizyon üreten bir platform olarak değerlendirdi.
NEDEN EN SEMPATİK?
Günay Uslu, zamanın Başbakanı Rütte ile görüşürken de kahkahasını atıyordu…
Çünkü tüm bu başarılarına rağmen ulaşılmaz bir figür olmadı. Gülümsediğinde samimiyet, konuştuğunda paylaşma arzusu hissedilir. Sert siyaset ortamlarında bile nezaketini koruyan, entelektüel üstünlüğünü kibire dönüştürmeyen, kararlılıkla zarafeti dengeleyen nadir isimlerden biri.
Ata Uslu’nun kızı, Atilay Uslu’nun kardeşi ama her şeyden önce: Günay Uslu’dur. O, yalnızca Türk toplumunun değil, Hollanda’nın da kıymetli bir yüzüdür.
GÜNAY USLU’NUN BUGÜNE KADAR YAPTIĞI İŞLER VE ATANDIĞI POZİSYONLAR
Kendisinden sitayişe söz ettiğim Günay Uslu için, hiç de abartı yapmadığımın katınına, aşağıdakileri okuduktan sonra siz de ikna olacaksınız.
Bakınız Günay Uslu’nun, hiç kimseye nasip olmayacak geçmişine:
İlkokul: Hollanda’da göçmen bir ailenin çocuğu olarak ilkokulu tamamladı.
Ortaokul – Lise: Hollanda’da eğitimine devam ederek üniversiteye hazırlandı.
1993: Amsterdam Yüksekokulu’nda Tarih öğretmenliği propaedeutic diploması.
1996: Amsterdam Üniversitesi’nde Hollanda Hukuku propaedeutic diploması.
2000’li yıllar: Amsterdam Üniversitesi’nde Kültür Bilimi ve Avrupa Kültür Tarihi alanlarında yüksek lisans (MA).
2015: Amsterdam Üniversitesi’nde doktora (Osmanlı İmparatorluğu’nda Kültür Politikaları üzerine).
Akademik görevler:
*Amsterdam Üniversitesi’nde kültür ve tarih araştırmacısı.
*Leiden Üniversitesi’nde Hoşgörü Kürsüsü’nde görev.
Kültürel ve sanatsal kurumlar:
*Amsterdam Eye Film Müzesi Konseyi Başkanı.
*Lahey’deki Maurits Müzesi Danışma Kurulu Üyesi.
*Rembrand Derneği Danışma Kurulu Üyesi.
*Allard Pierson Danışma Kurulu Üyesi.
*NIOD Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi.
İş dünyası:
*Corendon Turizm Grubu’nda çeşitli dönemlerde yöneticilik.
*Corendon Yan Vakfı Başkanlığı.
*2023 itibarıyla Corendon CEO’su.
Siyaset:
10 Ocak 2022 – 1 Aralık 2023 arasında Hollanda hükümetinde Kültür ve Medya’dan sorumlu Devlet Bakanı.
Kültürel görevler:
*2025 Boekenbon Edebiyat Ödülü Jüri Başkanlığı.
Son görev:
*2025 itibarıyla Hollanda Film Festivali Denetim Kurulu Başkanlığı.