KÜN’de konser, Karma seramik sergisi, TEMA dikkat çekti, Gülben Ergen tanıtım, Epsilon değerlendirme

KARMA SERAMİK SERGİSİ “BEN BİR KADINIM” SANATSEVERLERLE BULUŞTU

Farklı mesleklerden gelen Ayla İbar, Berfin Kıyıcı, Şela Yener ve Servil Değirmenci’yi bir araya getiren, küratörlüğünü Dr. Feride Çelik’in üstlendiği “Ben Bir Kadınım” sergisi Nişantaşı Art 212’de sanatseverlerle buluştu. İş, sanat ve cemiyet hayatından pek çok ismin katıldığı sergi, 6 Nisan’a kadar ziyaret edilebilir.

Sanata gönül veren ve farklı mesleklerden gelen dört kadını aynı projede buluşturan “Ben Bir Kadınım” sergisindeki 80’e yakın eser, katılımcılar tarafından büyük beğeni topladı. Nişantaşı Art 212’de gerçekleştirilen açılışa Berrin Zorlu, Fatoş Mildon, Hande Sezer Pekcan, Yeşim Alemdar Manav, Pınar Baykan, Rabia Kurşun, Pelin Kartal, Birgül Yıldırım ve Tuba Yavuzer gibi birçok sanatsever isim katıldı. Seramik ile farklı malzemelerin de kullanıldığı karma sergi, 6 Nisan’a kadar kapılarını açtığı Nişantaşı Art 212’de ziyaret edilebiliyor.

FARKINDA MIYIZ?Bugün bir kıta olmamasına rağmen bir kıtada bulunacak sayıda tür çeşitliliğine (10.900 adet) sahip olan ülkemizde, 1.284 bitki türü ile 139 hayvan türünün nesli tehlike altında. Bilinen türlerden 11’i ise tamamen yok olmuş durumda.Yakın geleceğin en büyük tehditlerinden biri olarak gösterilen biyolojik çeşitlilik kaybının başlıca nedenleri arasında, bu önemli kavramın yeteri kadar bilinmemesi geliyor. Biz de bu gerçekten yola çıkarak, Türkiye’nin biyolojik çeşitliliğinin tanınması, öneminin fark edilmesi ve korunmasına katkı sağlamak amacıyla A. Nihat Gökyiğit Biyolojik Çeşitlilik Projesi’ni başlattık.Sağlığımızın ve gıdamızın teminatı olan biyolojik çeşitliliği korumanın, gelecek nesillere en önemli miraslarımızdan biri olacağına inanıyoruz. Kurucu Onursal Başkanlarımızdan Sayın A. Nihat Gökyiğit’in biyolojik çeşitlilik konusuna verdiği önem sebebiyle kendisinin adını verdiğimiz projemizde, canlı çeşitliliğine zarar veren her hareketin önlenmesini ve bu konuda toplumsal bilincin kazanılmasını hedefliyoruz.

KÜN’lü öğrenciler Necati ve Saykolar konseriyle “Bahar’a Merhaba” dediler

Kapadokya Üniversitesinin “Bahar’a Merhaba” etkinlikleri kapsamında Nevşehir’e davet ettiği Necati ve Saykolar müzik grubu, Üniversitenin Ürgüp’teki Fabrika yerleşkesinde unutulmaz bir konser gerçekleştirdi.

Anadolu ezgilerini rock altyapısı ile müziğine taşıyan Necati ve Saykolar grubu, ücretsiz olarak düzenlenen etkinlikte öğrencilere ve Ürgüplülere, Neşet Ertaş, Barış Manço, Bulutsuzluk Özlemi gibi ünlü grupların ve sanatçıların şarkılarını kendilerine özgü tarzlarıyla çaldı.

Yaklaşık iki saat sahnede kalan grup, konsere “Fırtına” şarkılarıyla başladı. Grubun vokalisti Necati Karadayı, “Neşet Ertaş’ın diyarına selam olsun!” anonsuyla Ertaş’ın “Yolcu” şarkısını da alanı dolduran müzikseverlerle birlikte söyledi.

Gülben Ergen “GülbeNatural”i tanıttı!

Türkiye’de sahne dünyasında, televizyon ve sosyal sorumluluk projelerinde başarılı işlere imza atmış öncü bir isim Gülben Ergen’in yeni kozmetik markası GülbeNatural, önceki gün Fairmont Quasar Istanbul’da gerçekleştirilen, iş, cemiyet ve sanat dünyasından önemli isimlerin bir araya geldiği muhteşem bir davetle tanıtıldı.

Markanın kurucusu Gülben Ergen, Fairmont Quasar Istanbul’un Genel Müdürü Nicolas Kipper ve ünlü güzellik editörü Yağmur Kalyoncu’nun ev sahipliğinde gerçekleştirilen davete Nazlı Sabancı, Aslı Şen, Belçim Bilgin, Gonca Vuslateri, Şeyda Çoşkun, Tuba Coşkun, Özlem Ada Şahin, Mert Vidinli’nin de aralarında bulunduğu seçkin davetliler katıldı.

Sürdürülebilir bir zihniyette tamamen vegan içeriklerden oluşan, “Sen Zaten Güzelsin” sloganıyla tüketicilerle buluşan GülbeNatural ürünleri trendlere yön veren güzellik editörleri ve misafirler tarafından büyük beğeni topladı.

Davette konuklara Fairmont Quasar Istanbul’un Executive Chef’i Ercan Yamantürk tarafından hazırlanan vegan ikramlar sunuldu.

“GülbeNatural, Güzellik Rituelleri By Gülben Ergen” tanıtım davetinde bir konuşma yapan Gülben Ergen “GN ürünlerinin hammadde ve üretimlerinde özellikle kadın emekçilerle çalıştığı belirterek, toprağın, doğanın şifasını ruhunda taşıyan ve içerisinde gül, lavanta ve yasemini barındıran ürünlerinin doğaya zarar vermeden oluşturulduğunu söyledi.

GülbeNatural, Güzellik Rituelleri By Gülben hakkında:

Kadın, çocuk, sağlıklı yaşam ve doğa konularında duyarlılığı ile bilinen Gülben Ergen yeni markası GN ürünlerinin hammadde ve üretimlerinde özellikle kadın emekçilerle çalıştı. GN ürünleri hayvanlar üzerinde test edilmiyor. Vegan içeriklerden oluşuyor. Helal sertifikalı, doğaya zarar vermeden, sürdürülebilir zihniyette oluşan ürünlerin sloganı : “Sen Zaten Güzelsin”.

GN ürünleri; Sağlık Bakanlığı tarafından onaylı, paraben, koruyucu, alkol, renklendirici içermeyen, “cildin şifası” olarak nitelendirilen, “Gül” “Yasemin” “Lavanta” olmak üzere 3 çiçek serisinden oluşuyor. Bakım ürünleri ile tüm cilt tiplerinin ve bireylerin kullanımını hedefliyor.

Toprağın, doğanın şifasını ruhunda taşıyan gül, lavanta ve yaseminin içerisinde barındırdığı nemlendirici, dengeleyici, besleyici etkisini ilk kullanımdan itibaren ruhunuzda ve teninizde hissedeceksiniz.

Kadim geleneklerden de ilham alınarak bakır, seramik, tütsü ve doğal taşların gizemli güzellikleri ürün serisine eklenmiş ve sürdürülebilir ambalajlarda özel bakım rituelleri bulunmaktadır.GN markası, 18 bakım ürünü ve yaklaşık 20 ritüelden oluşan ürün kataloğuna sahiptir.

Crea Floral tarafından markanın konseptinde özel olarak dekore edilen lansmanda Özlem Süer imzalı kostümüyle göz dolduran Gülben Ergen, davetlilerle tek tek ilgilenerek özel bakım ritüellerini anlattı.

GAYE AMUS,ÇIK DIŞARIYA OYNAYALIM KİTABIYLA OKULÖNCESİ SINIF DIŞI EĞİTİM MACERASINI ANLATIYOR!

Çevre eğitmeni, sınıf dışı eğitim uzmanı ve eğitim danışmanı Gaye Amus’un Çık Dışarıya Oynayalım: Doğa Pedagojisine Doğru Bir Öğrenme Yolculuğu adlı kitabı Epsilon tarafından yayımlandı. Ülkemizde Doğada Öğreniyorum’un kurucusu olarak da tanınan Amus, Çık Dışarıya Oynayalım’da sınıf dışı eğitim ve doğa pedagojisine dair Avrupa’da birinci elden edindiği bilgileri ve tecrübelerini aktarıyor.

 2007 yılında orman anaokulları ile ilgili deneyim kazanmak amacıyla Finlandiya’ya giden Gaye Amus, burada çocuk gelişimi üzerine eğitimini tamamlayarak 2013’te Environmental School of Finland – Finlandiya Çevre Okulu’nun ilk çevre eğitmenlerinden biri olarak mezun oldu. “Çocuklar, onlara rehber olan yetişkinler ve çevremiz, hepimiz birbirinden beslenen ve yenilenen doğanın kendisiyiz,” diyen Amus’un kaleme aldığı Çık Dışarıya Oynayalım: Doğa Pedagojisine Doğru Bir Öğrenme Yolculuğu adlı kitabı Epsilon’dan çıktı.

Çık Dışarıya Oynayalım’da orman anaokulu, sınıf dışı eğitim, doğa pedagojisi gibi kavramlara ışık tutan Gaye Amus, yıllara yayılan deneyimini kendi hikâyesinin dönüm noktalarıyla birleştirerek okulöncesi sınıf dışı eğitim macerasını anlatıyor. Hava şartlarından dolayı iç mekânları tercih eden yetişkinlerin, eğitimcilerin, ebeveynlerin “kötü hava” algısını değiştirmek ve çocukların yeniden doğayla bağ kurabilmeleri amacıyla yola çıkan Doğada Öğreniyorum oluşumunun kurucusu olan Amus, açık havada olmanın çocuklara ve hatta yetişkinlere getirdiği bakış açılarını anlatırken, kuzey ülkelerinde öğrendiklerini de kitap aracılığıyla paylaşıyor. Gaye Amus, çocuğun doğal ritmine, onun ihtiyaçlarına ve ilgilerine dayalı bir akışa dahil olmak isteyen tüm eğitmenlere ve ebeveynlere “Çık Dışarıya Oynayalım” diyor.

Gaye Amus’un Çık Dışarıya Oynayalım: Doğa Pedagojisine Doğru Bir Öğrenme Yolculuğu adlı kitabı, Epsilon logosuyla raflarda ve internet satış sitelerinde!

SESİM DUYULANA DEK, KENDİ SESİNİ ARAYAN NİJERYALI BİR GENÇ KIZIN İLHAM ve UMUT VEREN HİKÂYESİ…

Abi Daré’nin Goodreads Okur Ödülü’ne aday olan romanı Sesim Duyulana Dek, Epsilon logosuyla raflarda! Nijerya’nın küçük bir köyünde büyüyen, kendi sesine kavuşabilmek ve kendi adına konuşabilmek için okumak isteyen bir genç kızın unutulmaz hikâyesini anlatan Sesim Duyulana Dek, hayaller uğruna verilen zorlu mücadeleye dair, yürekleri hem burkan hem de umutla dolduran güncel bir masal…

 İngiltere’de yaşayan Nijeryalı yazar Abi Daré’nin Sesim Duyulana Dek adlı romanı, Filiz Çakır’ın çevirisi ve Epsilon logosuyla okurlara ulaşıyor. Daré, Nijerya’nın ilk kadın profesörü olan annesi Profesör Teju Somorin’e ithaf ettiği kitapta Nijerya hakkında yazan tüm bilgilere internetten ulaşılabileceği bilgisini de okurları için not düşmeyi ihmal etmiyor.

Yolundaki aşılmaz engellere rağmen Adunni kendisi için seçtiği geleceği kurabilmek uğruna doğduğu köyden kaçmayı göze alır. En zor koşullar altında bile neşesini ve umudunu kaybetmeden, kaderini baştan yazmak üzere bilmediği yerlerde, tanımadığı insanların içinde, bambaşka acıları göğüsleyerek hayatta kalır. Çünkü hayalleri oradadır, gözünün önünde: Ben öğretmen olacağım. Çok mu uzak? Yoksa imkânsız mı? Kendini, hayatını, doğduğun yeri, hatta dünyayı değiştirmek… Hayal mi? Adunni için değil. Sesini yükselten hiçbir kız için değil. Hayal değil: Dünyayı Adunniler değiştirecek.

Abi Daré’nin kaleme aldığı Sesim Duyulana Dek, Epsilon logosuyla raflarda ve internet satış sitelerinde!

CELİL SADIK’IN UYGARLIĞIN AYAK İZLERİ SERİSİNİN YENİ KİTABI  BATI RESİM SANATINDA MİTOLOJİ EPSİLON’DAN ÇIKTI!

Yalın ve romansı anlatımıyla sanat tarihini herkes için ilgi çekici ve anlaşılır kılan genç sanat tarihçisi Celil Sadık, “Tarihli Sanat” adlı internet sitesinde ve “Sanatın Tarihi” rumuzuyla sosyal medyada yaptığı paylaşımlarla yüz binlerce takipçisini zamanda yolculuğa çıkarıyor. Sadık, Epsilon logosuyla okurlara ulaşan ve ilk üç kitabı büyük ilgi gören Uygarlığın Ayak İzleri serisinin yeni üyesi Batı Resim Sanatında Mitoloji’de ise Sanatseverlerin en önemli sorularından birine yanıt arıyor: “Mitolojik resimler nasıl okunur?”

 Sanat tarihçisi Celil Sadık 2016’dan bu yana internet üzerinden yaptığı paylaşımlarla yüz binlerce kişiye ulaşıyor. Hayatın özüne varmak; geçmiş ve geleceği bir araya getirip ikisini birden okumak ve çağın hızına rağmen yavaşlayıp bir nefes almak isteyen insanlara ulaşmayı hedefleyen Sadık, sade üslubuyla toplumun her kesimine hitap etmeyi başarıyor. Bu yaklaşımıyla sanat tarihini elitist bir alan olmaktan çıkaran genç yazarın hazırladığı Uygarlığın Ayak İzleri serisinin kitapları da yoğun ilgi dolayısıyla tekrar tekrar baskıya girerken serinin yeni kitapları için çalışmalar devam ediyor.

Resimlerin dilini öğrenebilmek için vâkıf olunması gereken konulardan ilki, hiç şüphe yok ki mitolojidir. Epsilon’un okurlarla buluşturduğu Uygarlığın Ayak İzleri serisinin dördüncü kitabı Batı Resim Sanatında Mitoloji, içinde yer alan her bir resimle okurların tarihe yolculuk yapmasını sağlayan birer kapı açıyor. Okurlar, mitolojinin farklı dönemlerde ne amaçlarla kullanıldığını görüyor; ilhamını mitolojik anlatılardan alan resimleri tanıyıp okumayı kolaylaştıracak bir yol izliyor. Sanatseverlere, birden fazla eserde oldukça farklı yorumlanmış mitolojik karakterleri ve hikâyelerini nasıl tanıyabileceğini öğrenme imkânı sunan kitap, eserlerin ait oldukları dönemlere ve özelliklerine değiniyor, akımların ünlü sanatçıları hakkında önemli bilgiler veriyor ve birbirleriyle benzerliklerini/farklılıklarını inceliyor. Dinin görsel bir dile dönüşerek halka neler anlatabileceğini görmenin yanı sıra okurlar Hıristiyanların, Antik Pagan inanışlarını kendi dinlerine, resimlerine ve günlük yaşamlarına nasıl adapte ettiklerine tanıklık ediyor. Katolik Kilisesi’nin veya Floransalı zengin ailelerin mitolojiyi ne kadar etkili bir resim dili olarak kullandığını gözler önüne seren Batı Resim Sanatında Mitoloji kitabı, aynı zamanda mitolojik hikâyeler üzerinden Hıristiyanlık öğretilerini de tanıtıyor.

Celil Sadık’ın Uygarlığın Ayak İzleri serisinin dördüncü kitabı Batı Resim Sanatında Mitoloji, Epsilon logosuyla raflarda ve internet satış sitelerinde!

EPSİLON’DA MART AYI NASIL GEÇTİ?

 Epsilon, Mart 2022’de farklı kategorilerde yerli ve yabancı yazarların kaleminden çıkan çok geniş bir kitap seçkisini her yaştan okurlarıyla buluşturdu. Epsilon logolu tüm kitaplar raflarda ve internet satış sitelerinde!

Paçinko Min Jin Lee

 National Book Award Finalist

Uluslararası Çoksatan

“Yaşadığımız çağa dair büyüleyici bir masal… Tek kelimeyle muhteşem!”

-Daily Mirror

“Lee, Koreli bir ailenin dört jenerasyonu arasında gezinirken görkemli bir efsane yaratıyor.”

-San Francisco Chronicle

“Yalnızca birkaç kişinin kazandığı ve sayısız kaybedeni olan bir oyundu bu. Yine de oynamaya devam ettik çünkü şanslı kişiler olabileceğimizi umuyorduk.”

1900’lerin başında, Koreli sakat bir balıkçının kızı Sunja, evlerinin yakınındaki deniz kıyısında karşılaştığı zengin bir yabancıya âşık olur. Bu gizemli adam, genç kadına büyük vaatlerde bulunarak onu baştan çıkarıp hamile bıraktıktan sonra aslında evli olduğu açığa çıkar. Çok sevdiği ailesini bu planlanmamış hamilelikle utandırmak istemeyen Sunja, kurtuluşu genç ve hasta bir bakanın kendisini Japonya’ya götürmeyi teklif edişinde bulur. Sunja, evini terk etmesi ve oğlunun imtiyaz sahibi babasını reddetmesi anlamına gelen bu kararı aldığında yankısı nesiller boyu sürecek dramatik bir destanı da başlatmış olur.

Hareketli sokak pazarlarından Japonya’nın en iyi üniversitelerinin salonlarına ve yeraltı suç dünyasının paçinko odalarına dek iz süren bu eser, okurunu Japonya’da yaşayan Koreli göçmenlerin hayatına dahil ediyor. Lee’nin karmaşık ve tutkulu karakterleri vasıtasıyla yoksulluk, istismar, savaş, intihar ve servet birikiminin birden fazla nesil üzerindeki etkisine tanık olurken bize çok uzak görünen bir kültürün kapısını aralıyor.

Zengin dili, derin duygulara hitap eden hikâye ediş tarzıyla Paçinko bir aşk, fedakârlık, hırs ve sadakat öyküsü.

 Bin Gemi Natalie Haynes

“Bana şarkını söyle Musa, dedi ve ben de söyledim. Kadınların, gölgeler içindeki kadınların şarkısını söyledim. Unutulmuş, göz ardı edilmiş, adı anılmamışların şarkısını söyledim. Bu asla bir veya iki kadının hikâyesi değildi. Bu hepsinin hikâyesiydi. Bir savaş, yaşamlarına dokunduğu insanların yarısını göz ardı etmez. Öyleyse biz neden edelim?”

Gecenin yarısında bir kadın uykusundan uyanır ve sevdiği şehrin alevler içinde olduğunu görür. Grekler ve Troyalılar arasındaki on yıllık savaş artık sona ermiştir. Troya düşmüştür. Kaderleri artık Greklerin elinde olan Troyalı kadınlardan onlar adına Akhilleus’la savaşan Amazon prensesine, Odysseus’un dönüşünü bekleyen Penelopeia’dan kan davaları yüzünden her şeyi başlatan üç tanrıçaya…

Burada anlatılan hikâyeler, hayatları Troya Savaşı’nın ilmeklerine dolanmış kadınların hikâyeleri.

“Natalie Haynes, kendine özgü tutkusu, zekâsı ve feminist bakış açısıyla Troya Savaşı’nın sessiz kadınlarına ihtiyaç duyulan sesi veriyor.”

– Madeline Miller, Ben, Kirke’nin yazarı

“Sürükleyici bir feminist başyapıt.”

– Deborah Frances-White

“Natalie Haynes hızla bu neslin Mary Renault’su olmakta; Troya Savaşı’nı tamamen kadınların bakış açısıyla anlattığı Bin Gemi, yazarın eserleri içinde en iyisi.”

– Observer

“Haynes mesleğinin ustası. En eski hikâyelerimizden birine sıcacık bir hayat üflemeyi başarıyor.”

– Telegraph

Benim Bir Adım Var Chanel Miller

Dünyayı Sarsan Taciz Davasının Gerçek Hikâyesi

Goodreads Okur Ödülü Adayı

Kaliforniya Kitap Ödülü (2019)

Dayton Edebiyat Barış Ödülü (2020)

Ulusal Kitap Eleştirmenleri Birliği Ödülü (2019)

Chanel Miller’ın hayatı bir gece Stanford Üniversitesi’nin kampüsünde cinsel tacize uğradığında değişti. Başta bütün dünya onu Emily Doe ismiyle tanıyordu. Davası için yazdığı yazı BuzzFeed’de yayınlandığında milyonlarca kişiyi etkilemiş ve harekete geçirmiş, dünya çapında pek çok dile çevrilmiş, Kongre’de okunmuş, Kaliforniya yasalarında değişiklik yapılmasına ilham vermiş ve davadaki yargıcı koltuğundan etmişti; ama en önemlisi insanlara ilk kez kendi saldırı deneyimlerini paylaşma cesareti vermişti.

Artık Chanel Miller, Emily Doe ismini bir kenara bırakıyor, yaşadığı travmayla ve kelimelerin gücüyle ilgili hikâyesini anlatmak için kimliğini geri alarak “Benim Bir Adım Var” diyor. Yargılama sırasında yaşadığı utancı, mağdurların en iyi senaryolarda bile karşılaştıkları baskıyı tek tek gözlerönüne seriyor. Hikâyesi, failleri korumaya yönelik önyargılı bir kültüre ışık tutuyor, en savunmasız olanları yüzüstü bırakmak için tasarlanmış adalet sistemini suçluyor ve nihayetinde, ıstırabı arkada bırakıp dolu dolu ve güzel bir hayat yaşamak için gereken cesareti aşılıyor.

Benim Bir Adım Var, cinsel saldırı hakkındaki düşüncelerinizi sonsuza dek değiştirecek, neyin kabul edilebilir olduğuna dair inançlarınıza meydan okuyacak ve şifanın çalkantılı gerçekliğini dürüstçe ortaya serecek.

“Saldırıya uğramış çok sayıda kişiden deneyimlerini kendilerine saklamalarını ve bir başkasının potansiyelini korumak için acılarını küçültmelerini isteyen bir dünyada, Benim Bir Adım Var okurlardan yazarın göz kamaştırıcı, küçülemez varlığını hesaba katmalarını istiyor.”

-The Guardian

 Arkadaş Kalalım – İlişki Durumu: Karışık  Abby Jimenez

Hayatında dramaya yer vermemekte kararlı olan Kristen, alaycılığı ve dobralığıyla tanınan bir kadındır. Çocuğu olmayacağı gerçeğini kabullenmeye çalışmaktadır ve hayatının bundan sonrasını baba olmak istemeyen bir erkekle geçirmeyi düşünmektedir. Ancak Kristen’ın tüm planları en yakın arkadaşı Sloan’un düğününü organize ederken Josh’la tanışmasıyla beklenmedik bir biçimde değişecektir.

Josh Kaliforniya’ya yeni taşınmış, altı kız kardeşi sayesinde kadınlar hakkında çok şey bilen, şefkatli ve esprili bir adamdır. Kristen’la tanıştıklarında aralarında inanılmaz bir çekim olur. Ne var ki Josh baba olmak istemektedir. Kristen ise kendisi hakkındaki gerçeği ondan saklayarak aralarında olanları arkadaşlığın güvenli bölgesinde tutmaya kararlıdır.

Hayatın zorlukları karşısında birbirlerine tutunup umut bulan Kristen ile Josh’un sıradışı hikâyesi kalplerinizde özel bir yer edinecek.

Kıvrak zekânın, ince esprilerin ve duygusal yoğunluğun mükemmel bir birleşimi.

Kirkus Reviews

En sevdiğiniz romantik komedi olmaya aday!

Popsugar

Assassin’s Creed®  – Başlangıç Del Col, Kaiowa, Lima

Mısır. Batlamyus döneminin sonlarındaki kargaşa dolu yıllar. Tehlikeli bir entrikanın ortaya çıkmasıyla birlikte İskenderiyeli Aya hayatını adaleti sağlamak adına bir Kardeşlik inşa etmeye adar. “Gizli Olanlar” adıyla bilinen bu grup, insanların özgür iradesini kontrol etmek isteyenleri öldürmek için gölgelerin içinde çalışır.

Yeni operasyon üssü Roma’da olan Aya, şimdi gözlerini yeni bir hedefe dikmiştir… Güce aç diktatör Julius Caesar’a…

Ubisoft’un çoksatan video oyunundan ilham alan, Anthony Del Col’un yazdığı ve PJ Kaiowa’nın çizdiği bu macerada bizimle birlikte Suikastçı Kardeşliği’nin başlangıcına yolculuk yapın.

Assassin’s Creed®  – Geçmişin Yansımaları Edginton, Favoccia, Lopez

ASSASSIN’S CREED SERİSİNİN EN SEVİLEN KARAKTERLERİ, DAHA ÖNCE HİÇ ANLATILMAMIŞ HİKÂYELERİYLE BU CİLTTE.

Otso Berg bir ikilemle karşı karşıyadır ve bu ikilemi sadece geçmiş çözebilir.

Suikastçı Kardeşliği’nin en cesur ve en zeki karakterlerinden bazılarının geçmişini takip etmek için Animus teknolojisini kullanan Usta Tapınakçı, rakiplerine karşı mevcut dengeyi kendi lehine değiştirmeyi umar. Bunun için düşmanından dersler almaktan, düşmanın kendisi olmaktan daha iyi bir yol var mı?

Ian Edginton ve Valeria Favoccia’dan benzeri olmayan bir Assassin’s Creed çizgi romanı. Ezio Auditore, Altaïr Ibn-La’Ahad, Edward Kenway ve Ratonhnhaké:ton dahil olmak üzere serinin en unutulmaz Suikastçılarından bazılarının daha önce hiç anlatılmamış maceralarını içeren bu cilt, tüm Assassin’s Creed hayranlarının ilgisini çekecek.

Aşkın –de Hali Büşra Yılmaz

 “O an kalkıp ona koşabilirdi ama ayakları gelecekteki güzel günlere değil, çözemediği geçmişine doğru ilerliyordu. Oradaki düğümler ayaklarına dolaşmış, geleceğine yürümesine izin vermiyordu.”

Geçmişteki aşklarına takılıp kalmıştı altısı da… Şimdiki zamanda yolları kesişince hikâyeleri birbirine karıştı.

Umutla ararken ümitsizliğe düştükleri o gerçek aşk neredeydi? Otobüse yetişmeye çalışırken mi düşürmüşlerdi, paspasın altına mı süpürmüşlerdi? Kaybettikleri yerde miydi hâlâ, hiç ummadıkları birinde mi?

Hep birlikte geçmişlerine bakarken anladılar ki; bildikleri ve bilmedikleri bütün hâlleriyle aşk, gözlerinin önünde idi.

Çık Dışarıya Oynayalım Doğa Pedagojisine Doğru Bir Öğrenme Yolculuğu Gaye Amus

  • Orman anaokulu nedir?
  • Sınıf dışı eğitim ne demek?
  • Doğa pedagojisi nedir?
  • Kendimizi ormanın güvenli kollarına nasıl bırakabiliriz?
  • Doğada oyun esnasında cesaret verici, çevreye de özen gösteren cümleleri nasıl kullanırız?
  • Kötü hava diye bir şey var mı?

Dışarı çıkmaya hazır mısınız? Bu kitabı okuduktan sonra sınırlarınızı okul binalarının çok ilerisine taşımak isteyeceksiniz. Çünkü Gaye Amus yıllara yayılan deneyimini kendi hikâyesinin dönüm noktalarıyla birleştirerek okulöncesi sınıf dışı eğitim macerasını anlatıyor. Ülkemizde Doğada Öğreniyorum’un kurucusu olarak da tanıdığımız Amus, açık havada olmanın çocuklara ve hatta yetişkinlere getirdiği bakış açılarını anlatırken, kuzey ülkelerinde öğrendiklerini de kitap aracılığıyla paylaşıyor. Eğitmenler ya da ebeveynler olarak çocuğun doğal ritmine, onun ihtiyaçlarına ve ilgilerine dayalı bir akışa dahil olmak istiyorsanız haydi, Çık Dışarıya Oynayalım!

“Çocuklar, onlara rehber olan yetişkinler ve çevremiz, hepimiz birbirinden beslenen ve yenilenen doğanın kendisiyiz.”

Gaye Amus

El Gibi Ayşenur İnce

“Yarası yüreklerinde saklı olanların hikâyesi”

 Bir kahramanını kaybettiği anda diğerini bulan yaralı bir kuştu Feride. Uçmak için ihtiyaç duyduğu kanatları çok erken yaşta kırılınca çocuk yanı hep eksik, hep buruk kaldı. En büyük acısı onu bambaşka bir hikâyeye sürüklediğinde de yaralı kalbi diğer yarısını orada buldu. Mehmet, Feride’nin en büyük hayaliydi. Oysa tek hayalinin en derin yarası olacağını bilemezdi.

Onu düşledi, onu sevdi, onu bekledi… Ve bir gün hiç gelmeyeceğini kabul ettiğinde her şeyi anladı. İki kişilik sevmek, iki kere yanmaktan fazlası değildi…

Evlilik Anlaşması Tessa Dare

Tarihi aşk romanlarının yıldızlarından ve New York Times Çoksatanlar listesinin vazgeçilmez isimlerinden Tessa Dare’den zekice diyaloglarla ve tutkulu dokunuşlarla hayat bulan bir aşk hikâyesi…

 Waterloo Savaşı’ndan yüzünün yarısı tanınmaz hâlde dönen Ashbury Dükü korkunç görünümü sebebiyle nişanlısı tarafından terk edilmişti. Ne var ki Ash’in bir vârise ihtiyacı vardı ve hiç vakit kaybetmeden kendine bir eş bulması gerekiyordu. Fakat yüzü bu hâldeyken onunla kim evlenmek isterdi ki? Büyük bir yalnızlığın içine hapsolan Ash, kütüphanesinde ansızın beliren davetsiz misafir Emma’yla karşılaştığında bu sıradan terzinin, aradığı tüm özelliklere sahip olduğunu anlamıştı. Kız, şefkatli, iyi eğitimli ve espriliydi. Ayrıca yeterince güzeldi ve kirasını ödeyemediği için evinden atılmak üzereydi.

Dük tanıştıkları gün ona evlenme teklif ettiğinde Emma onun akıl sağlığından endişe etmiş ve bunu dile getirmekten çekinmemişti. Ash ise bu yoruma hiç aldırmadan evliliklerinde geçerli olacak birbirinden tuhaf şartları sıralamıştı.

Emma hayallerindeki aşk evliliğinden oldukça uzak olan bu garip teklife hayır dese de Ash onu ikna etmek için çabalamaya devam edecekti. Ancak Emma’nın henüz bilmediği bir şey vardı: Dük son derece aklı başında ve karşı konulamaz bir adamdı.

İlk sayfalarından itibaren sizi içine alacak olan Evlilik Anlaşması, Emma ile Ash’in sıradışı aşk hikâyesiyle olduğu kadar Tessa Dare’in cüretkâr ve eğlenceli üslubuyla da okurların kalbinde yer edinecek.

Evren Sensin – Kozmik Benliğin Keşfi Menas Kafatos, Deepak Chopra

Büyük patlamadan önce ne vardı? Evren neden bu kadar mükemmel bir uyum içinde? Hayat ilk olarak nasıl başladı?

Bu kitapta bu tarz sorular için modern bilimin sunabileceği en iyi yanıtları ve bu yanıtların neden tatmin edici olmadığını okuyacaksınız. Yazarların yaratıcı sürecin nasıl çalıştığını ortaya koyma yöntemleri sayesinde kendinize dair tamamen farklı bir görüşe ulaşacaksınız. Böylece, yanıtların herkesin kendi deneyiminden geldiği bir evrende yeni keşiflerin yolu açılacak.

Evrenle ilgili çok fazla çözülmemiş bilmece ve cevaplanmamış soru var. İnsanlık tarihindeki iki büyük dünya görüşü olan bilim ve maneviyat, gerçek olanı keşfetmemiz, bu bilmeceleri çözmemiz ve cevapsız soruları yanıtlamamız için katkıda bulunur.

Chopra ve Kafatos’a göre önümüzdeki çağda evren, insan yaşamının kozmosta bir nokta olduğu şekliyle değil tamamen bir “insan evreni” olarak yeniden tanımlanacak. Evren Sensin’de, isminden de anlaşılacağı üzere, her birimizin zaman ve uzayın en geniş alanlarına uzanan gerçekliğin yaratıcıları olduğumuzu ifade ediyor.

Bu iki büyük aklın sunduğu şey, kim olduğumuza ve en büyük potansiyelimize ulaşırken dünyayı nasıl daha iyi hâle getirebileceğimize dair cesur ve yeni bir anlayış.

Felaketler P.C. Cast, Kristin Cast

 NEW YORK TIMES ÇOKSATAN YAZARINDAN

Rüzgâr her şeyi değiştirebilir.

 Yetenekli bir biliminsanının üvey kızı olan Foster Stewart hiç de normal bir hayat yaşamamıştır ve on sekiz yaşına bastığı gün her şeyi geride bırakır.

Tate “Gece Şahini” Taylor, sıradan ama bir o kadar da ihtişamlı bir hayat sürdürüyordur. Ufak kasabasını vuran bir felaket ânında Foster’la tanışır ve bu felaket, akıllarına bile gelmeyecek olağanüstü güçlerini ortaya çıkarır: Hortumları kontrol edebiliyorlardır.

Tate ve Foster, kökenleriyle ilgili gerçeği ve yeteneklerinin kaynağını keşfettiklerinde, kendileri gibi başka gençlerin de var olduklarını öğrenirler ve amansız bir kaçış hikâyesi başlar. Peşlerindeki Esas Dörtlü’den uzak durmalı ve kendileri gibi olağanüstü güçleri olan diğer üç çifti hiç vakit kaybetmeden bulmalıdırlar. Aksi hâlde hem kendi hayatları hem de dünya, geri dönüşü olmayan felaketlerle sarsılacaktır.

“Gece Evi serisinin anne-kız yazar ekibi, yeni bir seriye nefes kesici bir başlangıç yapıyor.”

-Publisher’s Weekly

 “Bu kitabı bilimkurgu, fırtınalı hava, elementel güçler, süper kahramanlar ve eşsiz kurgular seven herkese öneririm.”

-Young Adult Book Central

Safsatalar Ansiklopedisi – Kısaltılmış Edisyon Immanuel Tolstoyevski

“İnsan akılcı düşünen bir hayvan değildir, düşüncelerini akıl kılıfına uyduran bir hayvandır.”

  • Safsata bilgisi sizi neden daha mutsuz eder?
  • Hangi safsataların Latincesi size ortamlarda puan kazandırır?
  • Ad hominem nedir hepimiz öğrensek, Demokrasi Endeksi’nde 36 sıra atlayıp Papua Yeni Gine’ye yetişir miyiz? Almanya kıskançlığından çatlar mı?
  • Neden bizden bir Devlet, bir Retorik, bir Organon çıkmamış? Yunan bu işlere 2300 sene önce başladıysa niye bugün Mars’ta sirtaki yapmıyor, yerçekimsiz ortamda tabak çanak kırmıyor?
  • İnsanlık Mars kolonisinden bahsedecek kadar ilerlemişken, insan niye binlerce yıldır yerinde sayıyor?
  • En son ne zaman bir tartışma sonucu temel bir inancınızı değiştirdiniz?
  • Zihninizin sürücü koltuğunda mısınız, yolcu koltuğunda mı? Mantık, inanç, tartışma, evrimsel psikoloji, retorik, mitoloji, edebiyat, aşk, şehvet, intikam… Reytingler için gereken ne varsa hepsini içeren bu geniş coğrafyayı, birbiri üstüne inşa edilmiş tam 50 safsata incelemesiyle keşfedeceğiz.

Amacım “memleketi kurtarmak” veya içinizdeki o maymundan bir übermensch yaratmak değil. Ne de olsa, daha karşısındakiyle konuşmasını öğrenemeden internet ile her yana bağlanmış, daha kendisini tanıyamadan uzayı keşfetmeye başlamış trajik yaratıklarız. Bu kitabın asıl amacı, Delfi’deki Apollon Tapınağı’na 2500 sene önce kazınmış o meşhur öğüdü yerine getirmek: “Taşa oturma! P.S.: Kendini de tanı biraz.”

Sessiz Yürekler Gwen Florio

Khaled Hosseini hayranlarına şiddetle tavsiye edilecek bir eser.

-Library Journal

Farklı kültürlere ve dünya görüşlerine sahip, biri Amerikalı, iki güçlü kadın… Ve bariz farklılıklarına rağmen birbirlerine nasıl da benzediklerini acı bir biçimde ortaya koyan, her birinin portrelerinin ustalıkla çizildiği, sürprizlerle dolu sarsıcı bir hikâye. Gwen Florio, okurlarına yalnızca madalyonun öteki yüzünü göstermekle kalmıyor; 11 Eylül sonrasında Afganistan’da yaşananları da apaçık gözler önüne seriyor. Bir taraftan koşulların hayli zor olduğu bir coğrafyada yolları kesişen iki kadının yaşadıklarını anlatırken, diğer taraftan da saldırıların bedelini ödeyen sivil halka işaret ederek politik sorunlara da dikkat çekiyor.

“Pek çok kültürün kesiştiği bir bölgede geçen, zengin, sürükleyici ve akıllardan çıkmayan bir öykü. Herkesin okumasını isteyeceğiniz yürek burkan bir kitap.”

-Jamie Ford

Sezgisel Yeme Evelyn Tribole, Elyse Resch

Sağlıklı Beslenme Alanında Çığır Açan Yaklaşım

“Bu kitap diyet yapmakla ilgili başka bir kitap daha değil. Yiyeceklerle kişinin zihni, bedeni ve ruhu arasındaki ilişkiyi geliştirecek, basit ve on adımlı bir yaklaşım! Sezgisel Yeme, hayatın niceliğini ve niteliğini daha iyi hâle getirmek için psikolojik ve fiziksel sağlığı en üst düzeye taşıyacak prensipleri öne çıkarıyor; bu yaklaşım benim de geçtiğimiz otuz beş yıl boyunca tanıtımını yaptığım ve hakkında yazdığım bir şey. Kendi hastalarım da dahil, pek çok hastaya ve halka çok faydalı olacağına inanıyorum ve bu kitabı şiddetle öneriyorum!”

-Prof. Dr. Carl J. Lavie, Ochsner Kalp ve Damar Enstitüsü yönetici profesörü

  • Yaptığınız diyetler işe yaramadığında kendinizi suçluyor musunuz?
  • Etrafınızdaki herkes “yemediklerinden”, diyetlerden, kalorilerden bahsederken bir şey yemek istemek bile korkutucu mu geliyor?
  • Her gün tartılmaktan, kalori saymaktan, yiyeceklerin karbonhidrat değerlerine bakmaktan yediklerinizden tat alamıyor musunuz?
  • Yediğiniz küçük bir tatlı bile kendinizi günlerce aç bırakmanıza, sonunda karşı koyamadığınız açlık hissi de kontrolünüzü kaybederek aşırı yemenize mi sebep oluyor?
  • Aç olduğunuzu anlamayı ve doyduğunuzu hissetmeyi unuttunuz mu?
  • Aynanın karşısına geçtiğinizde kendinizi değil, yalnızca fazla kilolarınızı mı görüyorsunuz?
  • “Ye!”, “Yeme!”, “Bunu yap!”, “Şunu yapma!” diye emirler yağdıran sözde diyet uzmanları ve her gün yenisi eklenen beslenme kuralları yüzünden kendi içsesinizi duyamıyor musunuz?
  • Günlük stres, yaşadığınız olumsuz deneyimler ve önüne geçemediğiniz duygularla baş etmek için tek çözümünüz yemeye başvurmak mı?
  • Kilonuzdan, görünüşünüzden, yeme tarzınızdan utanmak kişisel başarılarınızı ve sosyal hayatınızı olumsuz mu etkiliyor?

Peki, bunların sorumlusunun etrafımızı kuşatan diyet kültürü olduğunu hiç düşündünüz mü?

Beslenme ve yeme bozuklukları uzmanı yazarlar Evelyn Tribole ve Elyse Resch, yiyeceklerle barışmak ve doğal vücut ağırlığınıza ulaşarak bedeninizle olan ilişkinize baştan başlamak için çığır açan “Sezgisel Yeme” anlayışını tüm bilimsel dayanaklarıyla ortaya koyuyor.

Yemekten korkmak istemiyorsanız, her öğününüzün karmaşık bir matematik problemine dönüşmesinden sıkıldıysanız, diyet çemberinde dönmekten yorgun düşmüş bedeninize anlayış göstermek istiyorsanız vücudunuzun doğuştan gelen bilgeliğine güvenmeye başlayın ve sezgilerinizin size ne yiyeceğinizi söylemesine izin verin.

Yiyeceklerle sağlıklı bir ilişki kurabilmenize, açlık ve tatmin işaretlerine dikkat göstermenize, zihniniz ve vücudunuzla derin bir ilişki kurmanıza yardımcı olacak Sezgisel Yeme, başucu kitabınız olarak artık yanınızda…

“Severek yemiyorsanız hiç yemeyin, severek yiyorsanız tadını çıkarın!”

Toplayıcı Carme Chaparro

Esrarengiz bir kayıp, cevapsız sorular… Dört yaşındaki Nicolas’ın kaybı tüm İspanya’yı sarsmış, ardından da sıradan bir “gündem” olarak hafızalarda kalmıştı. Bir çocuğun, sadece üçüncü sayfa haberlerinden ibaret olmaması ve ailesinin dinmeyen gözyaşlarının sonunun gelmesi gazeteci Ines Grau, dedektif Ana Aren ve ekibinin elindeydi. Çözümü gittikçe imkânsızlaşan “kayıp” düğümü, kaybolmaya başlayan yeni çocuklarla içinden daha da çıkılmaz bir hâle gelmişti. Nicolas ve kaybolan diğer çocukların akıbeti çözüme kavuşacak mıydı? Cevapsız soruların yanıtları nelere mal olacak, nasıl yaralar açacaktı?

Gazeteci Carme Chaparro tarafından yazılan ve tüm dikkatleri üzerine toplayan bu kitap, sizi bir dedektif gibi ipuçlarının peşinden sürükleyecek. Kendinizi bu gizemin bir parçası gibi hissedeceksiniz.

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu -----Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

AZERBAYCAN KÜLTÜR BAŞKENTİ ŞUŞA KAYSERİ’NİN KÜLTÜR BAŞKENTİ TALAS’TA

Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın’ın yeni dönemin ilk tesisi olan Şuşa Azerbaycan Evi düzenlenen görkemli …