Köşe YazılarıMedya-Basın Dünyası

Geriatri bilimi..(5) (Köşe yazısı 13.04.2018 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Erciyes Üniversitesi Geriatri Bilim Dalı’ndan Doç.Dr. Sibel Akın ‘Geriatri bilimi’ ile yaptığım röportajın bu son bölümü bazı acı gerçekleri anlatıyor.

Geçmişte yaşlı diye kabul edilen kişiler günümüzde genç olarak algılanıyor. Bakış açısındaki bu değişikliği bir uzman olarak nasıl yorumluyorsunuz?

Bilim ve teknolojideki gelişmeler sonucu yaşam koşullarının iyileşmesi ve sağlık hizmetlerinin etkinliği ve yaygınlığının artması, ortalama yaşam beklentisinin yükselmesine neden olmuştur. 1950’li yıllarda ortalama yaşam beklentisi 48 yıl, 1975’li yıllarda yaşam beklentisi 60 yıl iken 1995 65 yıl, 2025’te ise 73 yıla ulaşılacağı tahmin ediliyor. 2050 yılı itibariyle dünyada yaşlı sayısı çocuk sayısının iki katı olacaktır. En belirgin artış gösteren yaşlı kesimi 80 yaş üzerindekiler olacak.

En uzun yaşayan üç ülke İsviçre, 82.8 yıl Japonya ve İtalya takip etmektedir. Ülkemiz bu sıralamada sondan 8. Sırada yer almaktadır. Afrikalılar ortalamada sadece 52.6 yıl yaşayabiliyor. Antalya Üniversitesi’nin bir araştırmasına göre en uzun yaşayan il Aydın’ın Nazilli ilçesi, en kısa yaşayan il ise Yozgat. Bölge olarak en uzun yaşam Karadeniz bölgesi iken en kısa yaşam doğu ve güneydoğu bölgesidir.

Sağlıklı yaşlanma nedir?

Sağlıklı yaşlanma, “fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan olabildiğince iyilik halinin ve bağımsız yaşamın sağlanması ve geliştirilmesi” olarak tanımlanıyor.

Kişi sağlıklı yaşlanma için düzenli sağlık kontrollerinden geçmeli ve düzenli tetkiklerini yaptırmalıdır.

Türkiye’de nüfusun artması ve yaşam süresinin uzaması yaşlılık sürecini nasıl etkiledi?

Yaşlılık biyolojik, fizyolojik, psikolojik, sosyolojik ve kronolojik boyutları olan bir kavramdır. Fiziksel ve ruhsal olarak geçirilen değişimlerden, toplumsal rollerde yaşanan değişimlere kadar, bireyi her açıdan etkileyen çok yönlü bir süreç olarak ele alınabilir. Yaşlı nüfusun artması, üreten nüfus ile bağımlı nüfus arasındaki oransal farkın azalmasını doğurmaktadır. Yaşlı nüfusun karşılaştığı en büyük sorun, aktif çalışma dönemine göre yoksun kalınan gelir ve buna bağlı olarak yaşanan yoksulluk durumudur. Yaşlı nüfus yoksulluktan etkilenen önemli bir risk grubunu oluşturur.

Kötü yaşlanma nedir?

Hareketsiz yaşam, sigara içmek, alkol kullanımı, yüksek stres, kötü beslenme sonucu kötü yaşlanma gelişebilir.

Yaşlılıkta daha kaliteli ve uzun bir yaşam için önerileriniz nelerdir?

Fiziksel aktivitemizi artırmalıyız. Hareketsizlik fizyolojik olarak azalan kas ve kemik kitlemizin daha da azalmasına neden olacaktır. Haftada 3-4 kez 30 dk lık bir yürüyüş yeterli olacaktır.

Bilinçli besleniniz; sebze, meyve, süt ürünleri ve protein almayı, su içmeyi en az 1.5-2 lt ihmal etmeyiniz

Kötü alışkanlıkları; sigarayı, alkolü bırakınız

Kendinizi iyi hissettirecekler hobiler ve uğraşılar bulmalısınız

Aileniz, dostlarınız ve arkadaşlarınız ile sık görüşmeli onlarla iletişimi koparmamalısınız

Düzenli sağlık kontrollerinden geçilmeli yakınması olmada dahi bir yaşlı yılda bir kez muayene olmalıdır.

En önemlisi yaşlanmanın doğal bir süreç olduğunu unutmamalı ve tadını çıkarmalısınız.

Peki Türkiye yaşlanıyor mu?

Türkiye’de yaşlı nüfus sayısı son beş yılda yüzde 17,1 artarak, 2016 yılında 6 milyon 651 bin 503’e ulaştı. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı da yüzde 8,3’e çıktı. Doğuşta beklenen yaşam süresi Türkiye geneli için 78 yıl, erkekler için 75,3 yıl ve kadınlar için 80,7 yıl oldu. Genel olarak kadınlar erkeklerden daha uzun süre yaşamakta olup, doğuşta beklenen yaşam süresi farkı 5,4 yıl olmuştur.

Geleceğe daha umutlu nasıl bakılır?

Toplum olarak geleceğe daha umutlu bakmak istiyorsak, çocuklarımıza ve büyüklerimize göstermemiz gereken sevgi ve saygıyı çok iyi anlatıp, aradaki köprüyü daha da sağlamlaştırmalıyız.

Büyük önder Atatürk’ün yaşlılarla ilgili sözleri önemli.

Evet Atatürk, ‘Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu, o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Mazide muktedirken bütün kudretiyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletim istikbale güvenle bakmaya hakkı yoktur” sözü ile yaşlılarımıza vermemiz gerek önemi vurgulamıştır. Ne mutlu ki bizler, millet olarak saygıdeğer büyüklerimizi asla bir yük olarak görmeyen, aksine onların varlıklarından mutluluk duyan, onlara hak ettikleri ilgi, saygı ve hürmeti gösteren bir kültür ve geleneğe sahibiz. Ömürlerinin büyük kısmını topluma ve ülkemize hizmetle geçirmiş insanların, yaşlandıkları ve bakıma muhtaç oldukları dönemlerde, hayatlarının sonuna kadar insan onuruna yaraşır bir şekilde yaşama hakları vardır. Elleri öpülesi ve bir ömür boyu saygıyı hak eden büyüklerimize hepimiz sahip çıkmalıyız.

Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Davut Güleç Panel İletişim Sağ Menü
Davut Güleç Logo Ana Sayfa Davut Güleç Kimdir? Galeri Köşe Yazıları Site Haritası