Emekliler ve yaşam… (Köşe yazısı 09.11.2017 Kayseri Star Haber Gazetesi)
DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ
davutgulec@hotmail.com
Türkiye’de, vergisini ödeyerek, primlerini aksatmayarak yatıran, vatan borcunu tamamlayarak emekli olan özellikle işçi emeklilerinin durumu gerçekten işler acısı. Bende bir emekli ve 2000-2006 mağdurlarından biri olarak artık, memur emeklileri, insanca yaşayabileceğimiz yüksek emekli maaşı talep ediyorum. Tabi sürekli bizlere yüzde çay kaşığı ile yüzde verip kendilerine tereyağı-bal-kaymaklı yüzde zamlar verenleri de insafa çağırıyorum.
Türkiye istatistik Kurumu Kayseri Bölge Müdürlüğü’nden aldığım son emeklilerle ve gelir ve yaşam koşulları araştırmasını noktasına dokunmadan yorumu size bırakarak paylaşıyorum.
Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2016 yılı sonuçlarına göre, Türkiye’de emekli maaşı alan yaklaşık 8 milyon ferdin %80’ini erkekler, %20’sini ise kadınlar oluşturdu.
Yaş grupları itibariyle emeklilerin %40’4’ü 56-65, %27,8’i 46-55, %20,7’si 66-75 yaş grubunda. Emekli fertlerin %10’u ise 76 ve daha yukarı yaşlarda.
Emekli fertlerin %67’si lise altı eğitim düzeyinde. Lise ve dengi okul mezunlarının oranı %14,8 iken, yükseköğretim mezunlarının oranı %13,7. Yüzde4,5’i ise okur-yazar olmayanlar.
Emekli fertlerin %55,4’ü şeker, tansiyon, kalp, böbrek hastalıkları gibi kronik hastalığının olduğunu, %44,6’sı ise böyle bir kronik rahatsızlığının olmadığını belirtmiştir.
Genel sağlık durumu itibarıyla, emekli fertlerin %2,3’ü sağlık durumunu çok iyi, %46,9’u iyi. %37,3’ü orta düzeyde. Diğer taraftan emekli fertlerin %12’si sağlık durumu kötü, %1,4’ü ise çok kötü. İhtiyaç duyduğunda doktora başvurabilen emeklilerin oranı %94,5, ilaç alabilenlerin oranı %99,2. Her ikisine de ulaşabilen emeklilerin oranı ise %94,2.
Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması
Hanehalkı kullanılabilir gelirinin, hanehalkı büyüklüğü ve kompozisyonu dikkate alınarak hesaplanan eşdeğer hanehalkı büyüklüğüne bölünmesi ile elde edilen eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert gelirine göre; en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay bir önceki yıla göre 0,7 puan artarak %47,2, en düşük gelire sahip yüzde 20’lik grubun aldığı pay 0,1 puan artarak %6,2 oldu.
Buna göre; toplumun en zengin %20’sinin gelirinin en yoksul %20’sinin gelirine oranı şeklinde hesaplanan P80/P20 oranı 7,6’dan 7,7’ye yükseldi.
Gelir dağılımı eşitsizliği ölçütlerinden olan Gini katsayısı, sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımında eşitliği, 1’e yaklaştıkça gelir dağılımında bozulmayı ifade etmektedir. 2016 yılı sonuçlarına göre Gini katsayısı bir önceki yıla göre 0,007 puan artış ile 0,404 olarak tahmin edildi.Türkiye’de ortalama yıllık eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert geliri bir önceki yıla göre %15,9 artarak 16 bin 515 TL’den 19 bin 139 TL’ye yükseldi.Toplam eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert gelirleri içerisinde en yüksek pay, bir önceki yıl ile değişim göstermeyerek %49,7 ile maaş ve ücret gelirlerine ait oldu. İkinci sırayı 2015 yılına göre 1 puan artış ile müteşebbis gelirleri (%19,8), üçüncü sırayı ise 0,4 puan azalış ile (%19,6) sosyal transfer gelirleri aldı.
Müteşebbis gelirlerinin %74,7’sini tarım dışı gelirler, sosyal transferlerin ise %91,8’ini emekli ve dul-yetim aylıkları oluşturdu. Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin %50’si dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre, yoksulluk oranı bir önceki yıla göre 0,4 puanlık düşüş ile %14,3 olarak gerçekleşti. Medyan gelirin %60’ı dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre ise yoksulluk oranı bir önceki yıla göre 0,7 puan azalarak %21,2 oldu.
Hanehalkı tiplerine göre eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin %50’si dikkate alınarak hesaplanan yoksulluk oranlarına bakıldığında; tek kişilik hanehalklarının yoksulluk oranının bir önceki yıla göre 0,8 puan artışla %8,9, bağımlı çocuğu olmayan hanehalklarının yoksulluk oranının 0,8 puan düşüşle %4, bağımlı çocuğu olan hanehalklarının yoksulluk oranının ise 0,2 puan düşüşle %17,9 olduğu görüldü. Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin %50’si dikkate alınarak hesaplanan yoksulluk oranına göre; okur-yazar olmayanların %26,2’si, bir okul bitirmeyenlerin %24,1’i yoksul iken, bu oran lise altı eğitimlilerde %12,5, lise ve dengi okul mezunlarında ise %6,2 oldu. Yükseköğretim mezunları ise %1,7 ile en düşük yoksulluk oranının gözlendiği grup oldu.
Dört yıllık panel veri kullanılarak hesaplanan sürekli yoksulluk oranı, eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin %60’ına göre son yılda ve aynı zamanda önceki üç yıldan en az ikisinde de yoksul olan fertleri kapsamaktadır. Buna göre, 2015 yılında sürekli yoksulluk oranı %15,8 iken 2016 yılında bu oran %14,6 oldu.
Nüfusun %42,2’si konutunda izolasyondan dolayı ısınma sorunu yaşarken, %38,1’i sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçevesi ve %24,5’i trafik veya endüstrinin neden olduğu hava kirliliği, çevre kirliliği veya diğer çevresel sorunlar yaşadı.
Nüfusun, %68’i konut alımı ve konut masrafları dışında taksit ödemeleri veya borçları olduğunu %65,4’ü yıpranmış ve eskimiş mobilyalarını yenileme ihtiyacını ekonomik nedenlerle karşılayamadığını ve %17,4’ü konut masraflarının hanelerine çok yük getirdiğini beyan etti.
Finansal sıkıntıda olma durumunu ifade eden maddi yoksunluk; çamaşır makinesi, renkli televizyon, telefon ve otomobil sahipliği ile beklenmedik harcamalar, evden uzakta bir haftalık tatil, kira, konut kredisi, borç ödemeleri, iki günde bir et, tavuk, balık içeren yemek ve evin ısınma ihtiyacının ekonomik olarak karşılanamama durumu ile ilgili hanehalklarının algılarını yansıtmaktadır.
Yukarıda belirtilen dokuz maddenin en az dördünü karşılayamayanların oranı olarak tanımlanan ciddi maddi yoksunluk oranı 2015 yılında %30,3 iken 2016 yılında 2,6 puanlık artışla %32,9’a yükseldi.