Sanayi-Teknoloji

Ekonomi-teknoloji, magazin-yaşam haberleri

UZAY KAMPI TÜRKİYE, 25 YILDA 300 BİN UZAY MERAKLISINA İLHAM VERDİ

Bir ESBAŞ girişimi olarak 2000 yılında Ege Serbest Bölgesi’nde kurulan ve günümüze kadar 60 ülkeden 300 bin çocuk ve gence uzay bilimleri alanında ilham veren Uzay Kampı Türkiye, 25. yıl dönümünü kutladı.

Kutlama töreninde konuşan Gaziemir Kaymakamı Kudret Kurnaz, gençlerin yaratıcılığını geliştiren Uzay Kampı Türkiye’nin, onlara hayatlarının her alanında sorun çözme kabiliyeti kazandırdığını belirtirken, Gaziemir Belediye Başkanı Ünal Işık da Kampın Gaziemir’in en önemli değerlerinden biri olduğunu vurguladı.

ESBAŞ Onursal Başkanı Mary Tuncer de konuşmasında, Uzay Kampı Türkiye’nin Merkezi Hunstville Alabama’da bulunan Amerika Uzay Bilimleri Sergi Komisyonu Lisansı ile faaliyetlerini sürdüren dünyadaki iki kamptan biri olduğunu vurguladı. Kampın, kurucusu Kaya Tuncer’in bilime ve matematiğe ilgiyi arttırmak için dünya çocuklarına sunduğu bir armağan olduğunu kaydeden Tuncer, şöyle konuştu: “Türkiye’den ve birçok ülkeden gençler Uzay Kampı Türkiye’de bir araya geldi, çeşitli görevleri tamamlamak için birlikte takımlar halinde çalıştı ve bu süreçte kalıcı dostluklar kurdu. Kampçılar hedeflerine ulaşmak için ekip çalışmasının değerini öğrendiler. Bazı kampçılardan aldığımız referanslara göre; Uzay Kampı Türkiye deneyimi, hayatları üzerinde derin bir etki yarattı. Geçtiğimiz 25 yıl boyunca Kampı bu kadar başarılı kılmak için özveriyle çalışan ESBAŞ yöneticilerine ve tüm Uzay Kampı Türkiye çalışanlarına teşekkür ediyorum.”

Türk Öğrencilerin NASA Astronotları ile Buluşma Noktası oldu

Büyük bir hayalle başlayan bu projenin büyük bir başarı olduğunu vurgulayan ESBAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Tuncer ise, “Bunu ilk hayal eden Kaya Tuncer ve İsmail Akbay, kampı gençlerin bilime, uzaya ve teknolojiye olan ilgisini artırmak için kurdular” dedi. Bu projenin hayata geçirilmesinde katkıda bulunan herkesin gençlerin eğitimine çok önem verdiğini kaydeden Tuncer, şunları söyledi: “Bugüne kadar, 60 ülkeden 300 binden fazla insan buraya geldi. Dünyanın dört bir yanından çocuklar burada tanıştı ve farklı olmaktan çok benzer olduklarını fark ettiler. Türkiye’den de çocuklar burada benzersiz deneyimler yaşadı. Kampçılar birbirleriyle dostluklar ve kalıcı bağlar kurdu ve gelecekleri için ilham aldı. Bununla gurur duyuyoruz.”

Deniz Tuncer, Kampın yıllar boyunca astronotları, kozmonotları, elçileri ve başkanları ağırladığını belirterek, “Burada, Ege Serbest Bölgesi’nde, Uzay Kampı Türkiye birçok yönden ESBAŞ’ın kalbi ve ruhu oldu. Geleceğimiz olan gençler için bir bağlantı ve öğrenme platformu sağladı. Elbette, buradaki başarı ancak büyük bir ekip çalışması sayesinde mümkün oldu. Bunu mümkün kılan herkesi tebrik ediyorum. Eğitimciler, personel, İzmir’de 25 yıldır Uzay Kampı Türkiye’yi destekleyen herkese çok teşekkür ediyorum. Birlikte daha da fazla gence ulaşmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Binanız depreme dayanıklı, peki ya su deponuz?

Su deposu olmayan bir binayı güvenli ve sürdürülebilir bir yaşam alanı olarak düşünmek mümkün değil. Günlük yaşamda suya kesintisiz bir şekilde ulaşmak için her binada yeterli kapasitede su deposu bulundurmak gerekiyor. Ancak bina altlarında bulunan betonarme su depoları, zamanla sızdırma problemi oluşturarak binanın ömrünü kısaltabiliyor. Peki, bu durumu önlemek için ne yapmak gerekiyor? İşte detaylar…

Dünyanın aktif deprem kuşaklarından biri olan Alp-Himalaya deprem kuşağı üzerinde yer alan Türkiye’de eski yapı stoğunun yenilenmesi, deprem testini geçen yapılarda ise binayı depreme karşı koruyacak önlemler alınması kritik önem taşıyor. Bina altlarında bulunan ve binalar için risk faktörü oluşturan betonarme su depolarını da bu kapsamda değerlendirmek gerekiyor. Çünkü depremler nedeniyle taşıyıcılığını kaybeden betonarme su depolarında zamanla sızdırma problemi oluşabiliyor. Bu durum ise binanın taşıyıcı sistemlerine zarar vererek ömrünü kısaltıyor.

“Su, doğru sistemlerle yönetilmediğinde binaların en büyük düşmanı haline dönüşüyor” diyen Ekomaxi Yönetim Kurulu Başkanı Osman Yağız, betonarme su depolarının yapı güvenliğini tehdit ettiğini açıkladı:

Binanın yük taşıma kapasitesini düşürüyor

“Binaların bodrum katında yer alan betonarme su depoları, zamanla sızıntı yaparak yapının taşıyıcı elemanlarında; paslanma, çatlama ve çürüme riskine yol açabiliyor. Binanın yük taşıma kapasitesini düşüren bu durum, yapı güvenliğini ciddi biçimde tehdit ediyor. Bu nedenle binaların deprem performans analizlerini yaparken diğer risk faktörlerini de doğru bir şekilde değerlendirmek hayati önem taşıyor.

Betonarme su depolarının binaların statik taşıyıcılığı için tehlike oluşturmaması için cam elyaf takviyeli kompozit malzeme ile üretilen ve dış basınçlara karşı yüksek mukavemet katsayısına sahip olan ‘GRP su depolama sistemleri’ni tercih etmek gerekiyor. Üstelik modüler olan bu sistemler, betonarme su depolarının yerine kolaylıkla kurulabiliyor. Ancak bu konuda farkındalık oluşturmak için apartman ve site yönetimleri ile işletmelere önemli görevler düşüyor.” dedi.

“6 Şubat depremi gibi, 65 vilayetimizde büyük bir zirai don felaketi ile karşı karşıya kaldık”

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, zirai don nedeniyle zarar gören meyve bahçelerinde incelemelerde bulundu.

Bayraktar incelemelerin ardından yaptığı açıklamada, doğal afetlerin ülkemizde tarımsal üretimi fevkalade olumsuz etkilediğini vurguladı.

Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü;

“Biliyorsunuz, 6 Şubat’ta bir deprem yaşadık. Çok büyük bir felaketti. 6 Şubat depremi gibi, 65 vilayetimizde büyük bir don felaketiyle karşı karşıya kaldık. Birçok ürünümüz maalesef yüzde 100 oranında zarar gördü. Tabii afetler devam ediyor. 2024 yılında 1254 adet afet yaşadık. 2025 yılına geldik, afetler hem oran hem de şiddet olarak artarak devam ediyor.

Tarım sektörü dışarıdan bakıldığında çok kolay bir meslek olarak görülüyor. Ama tarım sektöründe iştigal etmek, tarımda üretim yapmak son derece zorlaştı. Bir taraftan kuraklık, bir taraftan don, dolu, sel, hortum gibi afetlerle mücadele ederek çiftçilerimiz üretim yapmaya devam ediyor.

Bunun dışında, zaman zaman üreticilerimiz planlama olmadığı için arz-talep dengesi arz lehine bozulduğu dönemlerde ürünlerini satamaz hale geliyorlar, mallarını pazarlayamaz hale geliyorlar ve zarar ediyorlar. Diğer üreticilerimiz yüksek girdi maliyetleriyle mücadele ediyor. Başta elektrik ve sulama ücretleri olmak üzere mazot, gübre, ilaç, tohum, yem ve işçilik ücretlerindeki maliyetlerle üretmeye devam ediyorlar. Bu maliyetler üreticilerimizi zorluyor ve fiyatlarına bu maliyetleri yansıtamayan üreticilerimiz zaman zaman zarar ediyor. Yine üreticilerimiz yapısal sorunlarla boğuşuyor. İşletme büyüklüklerimiz yeterli değil, ekonomik faaliyet göstermeye müsait değil. Küçük ve parçalanmış işletmelerde üretim yapmaya devam ediyoruz.

Tabii teknoloji kullanamıyoruz, bilgi kullanamıyoruz ve bunlar olmayınca da verimliliği yakalayamıyoruz. Bugün işletme büyüklüğümüz 70 dekar, o da 11 parsel. Bu işletmelerde ekonomik faaliyette bulunmak fevkalade zor. Bütün bunlara rağmen üreticilerimiz bu işletmelerde üretmeye devam ediyor. Yine kuru alanlarda üretim yapıyoruz. Sulamaya açamadığımız alanlarımız var. Sulamaya açamadığımız alanlarda verimli üretim maalesef yapamıyoruz.

Üreticilerimizin üretici örgütleri çok güçlü olmadığı için pazarlama konusunda zaman zaman ciddi sıkıntıları oluyor. Piyasaya müdahale eden kurumların az olması nedeniyle pazarlamada bazı sıkıntılar yaşıyoruz.”

“Tarımda gençlerimizi tutamıyoruz, tarım nüfusumuz yaşlanıyor”

“Tabii bu koşullarda üretim yapmak kolay değil. Bütün bunlar çiftçimizin üretimde kalmasını zorlaştırıyor. Bugün tarımda gençlerimizi tutamıyoruz. 18-32 yaş arasındaki gençlerimizin oranı yüzde 5’e kadar düştü. Tarım nüfusu yaşlanıyor. Bugün tarım nüfusu 59’a geldi. Yaşlanmaya devam ediyor. Peki, biz bu yaşlı nüfusla üretimi nasıl sağlayacağız? Bütün bunları düşünmemiz lazım ve bu yaşlı nüfusla üretmeye devam ediyoruz.

Çiftçimiz yine borçlanarak üretimine devam ediyor. Kamu bankalarına, özel bankalara ve Tarım Kredi Kooperatiflerine borçlanarak üretimine devam ediyor. Bütün bunlara rağmen, bu zor koşullara rağmen üreticimiz üretiminden vazgeçmiyor, ülkenin gıda güvenliğini sağlıyor, sofralarımızda 3 öğün hiçbir şeyi eksik bırakmıyor. Bu manada herkesin üreticimize teşekkür etmesi lazım. Sadece ülkemizin gıda güvenliğini sağlamıyor, 32,6 milyar dolarlık gıda ihracatı yapılmasını da sağlıyor. Bunlar kolay olmuyor. Eğer sofralarımızda 3 öğün bazı gıda ürünlerinin eksik olmasını istemiyorsak, yelkenleri daha fazla tarıma çevirmemiz gerekiyor. Tarım sektörüne ve bu sektörde çalışan çiftçilerimize daha fazla destek vermemiz gerekiyor. Bakın biraz önce değindim; don afeti tarihimizin en büyük afeti ve 65 ilde hem üretimimizi hem üreticilerimizi etkiledi. Ancak bizi bekleyen başka bir afet daha var. Buna karşı tedbirli olmamız lazım.

Önümüzdeki yıllarda Türkiye kuraklık tehdidiyle karşı karşıya kalacak. Bugün kişi başı su tüketim miktarımız 1300 m³, bu beş-altı sene sonra 1000 m³’e düşebilir. Türkiye su fakiri ülke olabilir. Bugün su isteyen bazı ürünlerimizi bazı bölgelerde yetiştirebiliyoruz. Ama kuraklık tehdidiyle karşı karşıya kaldığımızda su isteyen bazı ürün çeşitlerinden vazgeçmek zorunda kalacağız. Sulamayla alakalı gerekli tedbirlerin alınması lazım. Sulama yatırımlarının bitirilmesi lazım, çiftçimizin acilen suya kavuşması lazım. Yer altı su kaynaklarına başvuruyor çiftçimiz ama artık o kaynakları da tüketmeye başladık. Yer altı kaynaklarından da yeterli suyu bulamaz hale geldik. Bunun dışında sulama randımanını artırmamız gerekiyor. Bugün sulama randımanımız yüzde 52’ler mertebesinde, yani kaynağında tarlaya suyun yarısını kaybediyoruz. Sulama kanallarını muhakkak suretle kapalı sisteme geçirmemiz gerekiyor. Çiftçilerimizi muhakkak suretle basınçlı sulama sistemlerine geçirmemiz gerekiyor ve bunları kullanmasını sağlamamız gerekiyor. Bunları yapamadığımız takdirde kuraklık ülkemizi çok yakında etkileyecek, üretimimizi çok yakında etkileyecek. Allah korusun, gıda güvenliğini sağlamakta zorluk çekebiliriz. Sadece bizim ülkemiz değil, Akdeniz havzasında bulunan bütün ülkeler bu kuraklıktan etkilenecek gibi görünüyor, yapılan çalışmalar bu yönde. Üreticilerimizin don felaketinden fevkalade etkilendiğini görüyoruz. Üreticilerimiz böyle zor zamanlarda örgütlerini yanlarında görmek istiyor.”

“Üreticilerimizin nakite ihtiyacı var”

“TZOB Genel Başkanı olarak bugün Kütahya’dayım ama 32 vilayeti bitirerek buraya geldim. 32 vilayette çiftçilerimizle bir araya geldim, bahçeleri ziyaret ettim, zararları yerinde tespit ettim. Ankara’ya döndüğümde iki defa Sayın Cumhurbaşkanımızı bilgilendirdim. Hazine ve Maliye Bakanımızı, Çalışma Bakanımızı, Tarım ve Orman Bakanımızı bilgilendirdim. Bundan sonra da bilgilendirmeye devam edeceğim. Üreticilerimizin haklı olarak devletimizden bir takım talepleri var. Şimdi üreticilerimiz bu don felaketinden sonra bahçelerinde üretim sağlayamayacakları için ki bazı ağaçlarımız gövdeden etkilendi, dallar kurudu. Önümüzdeki yıllarda bazı ağaçlarımızda meyve tutumu olmayabilir. Bu kadar etkiledi bu don felaketi. Üreticilerimizin nakite ihtiyacı var. Üreticilerimizin tarlada kalması lazım, üretimde kalması lazım. Üreticilerimizin üretime devam etmesi lazım. Bunun için çiftçilerimizin nakit ihtiyacı var. Nakit ihtiyaçlarının karşılanması gerekir.

Bununla alakalı bir çalışma başlatıldı bu çalışmanın bitirilmesi fevkalade önemli ve bu yardımların bir an evvel hızlı bir şekilde çiftçilerimize intikali fevkalade önemli. Geç kalan yardımın önemi yok. Bunun dışında çiftçilerimiz bu sene ürünlerinden para kazanamayacakları için bankalara olan borçlarını tarım kredi kooperatiflerine olan borçlarının ertelenmesini talep ediyor haklı olarak. Bu borçların ertelenmesi lazım para kazanamayan üreticimiz bu borçları nasıl ödeyecek bu gücü kabiliyeti yok bu borçların muhakkak suretle ertelenmesi lazım. Bu fevkalade önemli. Bunun dışında üreticilerimizin özellikle TARSİM’le alakalı beklentileri var. Bugün TARSİM çok önemli ama TARSİMi daha hızlı şekilde alanlar ve çiftçimize yaymamız gerekiyor. Bugün alanlarımızın 5’te 1’i TARSİM’de. Üreticilerimizin 3’te 1’i TARSİM’de. TARSİM’in de özellikle hasar tespitleri yaparken, hakkaniyetli olmasını adil olmasını ve doğru tespit yapmasını istiyor çiftçiler. Bunu da TARSİM’e ilettik. Tabi bu da fevkalade önemli. Bunun dışında üreticilerimizin hükümetimizden bir takım talepleri var. Sulama ücretlerinin çok arttığını ifade ediyorlar. 2023 yılında olduğu gibi sulama ücretlerinde yüzde 50 civarında indirim yapılmasını talep ediyorlar. Bunu hükümetimize ilettik. Bunu çok önemsiyoruz bu yardımı da hükümetimizden bekliyoruz bu desteği hükümetimizden bekliyoruz. Önümüzdeki süreçte kuraklık tehdidi ile karşı karşıya kalan üreticilerimiz daha fazla enerji maliyetiyle daha fazla sulama maliyetiyle karşı karşıya kalacak. İşte bu açıdan verilecek olan sulama ücretlerine yapılacak olan destek elektrik fiyatlarında yapılacak olan indirim üreticilerimiz için fevkalade önem kazanıyor. Çünkü elektrik fiyatları da son 1 yılda en fazla artan girdi fiyatları arasında yer alıyor. Yine üreticilerimiz bağ-kur primlerini ödeyemiyoruz.”

“Çiftçilerimiz, SGK primlerinde destek bekliyor”

“Asgari ücret arttıkça Bağ-Kur primleri artıyor, 9 bin TL mertebesine geldi. Bunu ödeyemiyoruz. Ziraat odalarımızdan muvafakat belgesi almak suretiyle Bağ-Kur’dan çıkıyoruz diyorlar. SGK’dan çıkıyoruz diyorlar. Üreticilerimizin SGK’dan çıktıklarını nereden anlıyoruz? 2021 yılında bir milyon olan çiftçi sayısı, SGK 2024 yılında 410 binler seviyesine düştü. Ziraat odalarından muvafakat almak suretiyle çiftçilerimiz sosyal güvenlik kurumundan ayrılıyorlar. Ama bu şartlarda emekli olmaları da mümkün değil. Sosyal güvencelerini kaybediyorlar. Onun için bu primlerde muhakkak suretle bir destek istiyoruz.

Yine ülkemizin gıda güvenliğini sağlamak, gençlerimizi tarım sektöründe tutmakla çok yakından alakalı. Gençlerimizin yüzde 5’i tarımda. Özellikle bunu hükümetimizden talep ettik; tarımda çalışan gençlerimize pozitif ayrımcılık yapılmasını istiyoruz. SGK primlerinin devlet tarafından karşılanmasını istiyoruz. Eğer bu sağlanırsa çiftçilerimizin tarımda kalması sağlanabilir. Bugün Afganlarla, Suriyelilerle bir şekilde götürmeye çalışıyoruz. Peki, onlar ülkelerine döndüğünde tarımı kimlerle yapacağız? Bu ülkeyi nasıl besleyeceğiz? Bu ülkenin gıda güvenliğini nasıl sağlayacağız? Onun için gençlerimizin tarımda tutulması gerekiyor.

Tarım sektörü zor bir sektör. Üretim yapmak bu doğal afetlerden sonra da fevkalade zorlaştı. İnsanlarımızı tarımda tutmakta zorlanıyoruz. Acil olarak yelkenleri tarıma çevirmek zorundayız. Tekrar ediyorum: Yelkenleri tarıma çevirmek zorundayız, yelkenleri tarıma çevirmek zorundayız.

Tarım sektöründe çalışan insanlarımıza destek olmalıyız, üretimde kalmalarını sağlamalıyız. Üreticilerimizden bize intikal eden sorunları Ankara’da ilgili makamlara iletmeye devam edeceğiz. Allah böyle bir afeti bir daha göstermesin. Tüm çiftçilerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.”

Soru: Kütahya özelinde kaç çiftçimiz bundan etkilendi? TARSİM dışında kalan çiftçilerle ilgili bir çalışma yapacak mısınız?

Yanıt: Şimdi, Kütahya ilimizde başkanlarımızdan aldığımız bilgilere göre – ki burada alanda da gördük – birçok ürünümüz yüzde yüzlere varan oranlarda zarar gördü. Kiraz, vişne, elma, armut, ceviz yüzde yüzlere yakın zarar görmüş durumda. Bazı ilçelerimizde de şeker pancarında bir miktar zarar var, orada yeni ekim yapıldı. Buradaki bütün meyvelerimiz zarar görmüş durumda. Kütahya çiftçisi bu manada desteği hak ediyor.

Soru 2: TARSİM dışında kalıp da etkilenen çiftçiler için herhangi bir girişim olacak mı?

Yanıt: Bütün bu talep ettiğim destekler TARSİM dışında kalan üreticilerimiz için. Sonuçta TARSİM’e kayıtlı olan çiftçilerimiz primlerini ödüyorlar, bir şekilde zararlarının bir kısmı tazmin edilecek. Ama TARSİM dışında kalan üreticilerimiz ne yapacak, nasıl üretecek?

Şimdi tabii afetin büyüklüğünü dikkate alarak ve afetin şiddetini dikkate alarak – son 30 yılın en düşük sıcaklık değerleriyle karşı karşıya kaldık. Eksi 15-20 dereceleri gördük. Tarihimizde böyle bir afet de görmedik zaten. Dolayısıyla, afetin büyüklüğünü dikkate alarak, TARSİM dışında kalan üreticilerimizin sahada kalması, üretimde kalması için destek verilmesi gerekiyor.

EİB Moda Tasarım Yarışmasına İzmirli tasarımcılar damga vurdu

Türk moda endüstrisine genç, vizyoner, başarılı tasarımcılar kazandırmak amacıyla Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği tarafından bu yıl 19. kez düzenlenen, EİB Moda Tasarım Yarışması, ilham verici koleksiyonlarla modaseverleri buluşturdu.

Yüzlerce yetenekli tasarımcıyı moda endüstrisine kazandıran EİB Moda Tasarım Yarışması’nda bu yıl birinciliği Asıl Sahip isimli koleksiyonuyla Sercan İzci kazandı. 

Yarışmada ikinciliği Arta Kalan koleksiyonuyla Enes Yolcu, üçüncülüğü ise; The Loop koleksiyonuyla Buse Derin Soylu elde etti. EİB Moda Tasarım Yarışması’nda birincilik kürsüsünde uzun yıllar sonra İzmirli bir tasarımcı yer almayı başardı.

“GLOBAL NOMAD (Küresel Göçebe)” temasıyla gerçekleşen EİB Moda Tasarım Yarışması’nın final defilesi ve ödül töreni, Tarihi Havagazı Fabrikası’nda görkemli bir atmosferde düzenlendi.

10 finalist Moda Tasarımcısı Nazlı Terzioğlu’nun mentorluğunda ve İzmir Olgunlaşma Enstitüsü’nün katkılarıyla, Rönesans Ajans kareografisinde jürinin karşısına çıktı. Gecede sunuculuğu eski dünya güzeli Yüksel Ak üstlendi.

Dijital çağda 8 maddede mali müşavirliğin geleceği

Dijital dönüşüm, mali müşavirlik mesleğini kökten değiştirerek geleneksel iş yapış biçimlerini dönüştürüyor. Teknolojik gelişmeler, otomasyon, veri analitiği ve bulut tabanlı sistemlerle müşavirlerin rolü genişlerken, daha stratejik bir rol üstleniyorlar. Günümüzde dijitalleşme artık sadece bir tercih değil, iş süreçlerinin zorunlu bir bileşeni haline gelmiş durumda. Evraklarla yürütülen işlemler, gelişmiş yazılımlar ve platformlar aracılığıyla daha hızlı ve verimli hale gelirken, müşavirler bu dönüşümün merkezinde yer alıyor.

Uyumsoft, dijitalleşmenin getirdiği fırsatları mali müşavirler için erişilebilir hale getiren çözümler sunarak, sektörde önemli bir oyuncu olarak öne çıkıyor. İş süreçlerini, bulut tabanlı sistemlerle yönetme, mevzuata uyum sağlama ve e-fatura gibi hizmetleri otomatize etme gibi olanaklarla müşavirler artık daha esnek ve etkin çalışabiliyor. Uyumsoft’un sunduğu yazılım çözümleri, müşavirlerin bu adaptasyonu kolaylaştırarak işlerini daha verimli hale getirmelerine olanak tanıyor. Bu süreçte teknolojiyi etkin kullanan profesyoneller, sektörde fark yaratmaya ve müşteri beklentilerine hızlı yanıt vermeye devam edecek.

1-Dijitalleşmeyle birlikte müşavirlik rolü değişiyor:

Geçmişte mali müşavirler ağırlıklı olarak kayıt tutma, belge düzenleme ve vergi beyannameleri gibi işlemlerle uğraşırken, bugün bu görevlerin yerini dijital çözümler alıyor. e-Fatura, e-Defter, e-Beyanname gibi sistemler sayesinde manuel süreçler minimuma inerken, müşavirler veri analizi ve finansal danışmanlık gibi alanlara yöneliyor. Artık müşavirlerin en büyük görevi yalnızca geçmişi kaydetmek değil, aynı zamanda işletmelerin geleceğine dair stratejik kararlar almasına yardımcı olmaktır. Dijital araçlar, süreçleri daha hızlı ve kesintisiz hale getirerek müşavirlerin müşterilerine katma değer sağlamasını mümkün kılıyor.

2-Dijitalleşmenin sunduğu fırsatlar ve avantajlar:

Dijitalleşme sayesinde mali müşavirler, iş süreçlerini hızlandırırken rekabet avantajı elde ediyor. Otomasyon sistemleri, veri işleme sürecindeki hata payını düşürerek daha güvenilir sonuçlar sağlıyor. Bunun yanı sıra, fiziksel bir ofise bağlı kalınmadan çalışma imkanı sunularak müşavirlerin coğrafi bağımsızlık kazanması gerçekleşiyor. Özellikle e-Fatura, e-Defter gibi dijital hizmetlerin yaygınlaşması müşavirlerin hizmet yelpazesini genişletirken, yeni nesil girişimciler ve dijital işletmelerle bağlantı kurmalarını kolaylaştırıyor. Mevzuata uyum konusunda teknolojik çözümler büyük kolaylık sağlıyor.

Türkiye’de Yılın Otomobili Yarışması’nda Test Sürüşleri Tamamlandı

Otomotiv Gazetecileri Derneği (OGD) tarafından düzenlenen “Türkiye’de Yılın Otomobili” yarışmasının test sürüşü etabında,

7 finalist araç, uzman otomotiv gazetecileri tarafından değerlendirildi.

Otomotiv Gazetecileri Derneği (OGD) tarafından bu yıl 10’uncusu düzenlenen “Türkiye’de Yılın Otomobili” yarışmasında finale kalan otomobillerin test sürüşleri başarıyla gerçekleştirildi.

Yarışmanın sondan bir önceki etabı olan test sürüşleri, Kemerburgaz Kent Ormanı’nda gerçekleştirildi. Otomotiv konusunda uzman gazetecilerden oluşan OGD üyeleri, 7 finalist otomobil olan BYD SEAL U, JAECOO 7, Kia EV3, MINI Countryman, Opel Grandland, Peugeot 3008 ve Renault Duster’ı detaylı olarak test ettiler.

Test sürüşü kapsamında, araçların yol tutuşu, ergonomisi, yakıt tüketimi, emisyon değerleri, güvenlik özellikleri, donanım seviyeleri ve fiyat-performans dengesi gibi kritik özellikler değerlendirildi. Ayrıca 7 finalist markanın yöneticileri de test sürüş etkinliğine katılarak OGD üyelerine otomobillerini bir kez daha anlatma fırsatı buldu.

Türkiye otomotiv sektöründe gelenekselleşen yarışmada, OGD üyelerinin yaptığı seçimler sonucunda kazanan adaylar 17 Haziran’da Rixos Tersane İstanbul’da düzenlenecek “Türkiye’de Yılın Otomobili 2025” ödül töreninde belli olacak.

“Türkiye’de Yılın Otomobili” ödülünün yanı sıra “Yılın Tasarımı”, “Yılın İnovasyonu”, “Yılın Basın Lansmanı” ve “Yılın Premium Otomobili” kategorilerinde de ödüller sahiplerini bulacak.

“Türkiye’de Yılın Otomobili 2025” ZF Aftermarket ana sponsorluğunda; arabam.com, Bosch Car Service, Bridgestone ve Shell Helix Motor Yağları co-sponsorluğunda gerçekleşiyor.

ESRA BEZİRCİOĞLU KAGİDER 2025-2027 Dönemi Başkanlığına tekrar seçildi!

KAGİDER 12. Olağan Genel Kurulu’nu 26 Mayıs 2025 Pazartesi günü gerçekleştirdi. Genel Kurul’un ardından gerçekleştirilen ilk Yönetim Kurulu toplantısında Esra Bezircioğlu 2025-2027 dönemi KAGİDER Başkanı olarak seçildi.

Türkiye’de kadın girişimciliğini ve kadın istihdamını yaygınlaştırmak, kadının her alanda güçlendirilmesini desteklemek için 23 yıldır çalışan KAGİDER’in (Türkiye Kadın Girişimciler Derneği) 12. Olağan Genel Kurul’u 26 Mayıs’ta İstanbul’da gerçekleştirildi.

Genel Kurul’da yapılan seçim sonucunda 2025-2027 dönemi KAGİDER Yönetim Kurulu belirlendi. Yeni dönemde KAGİDER Yönetim Kurulu şu isimlerden oluşuyor:

Asil üyeler; Esra Bezircioğlu, Selma Akdoğan, Şila Gök, Beylem Leblebici Birsen, Beyza Beyzade Berkol, Gülin Yücel, Manolya Tanla, Neşecan Çekici, Özlem Demirci Duyarlar

Yedek üyeler; Rima Erdemir Gürgen, Av. Zeynep Yağmur, Av. Zeynephan Gemicioğlu, Özgül Öztürk, Burcu Atılgan, Pınar Kamçı, Hazal Çetin, Zeynep Karamehmet Gönenç, Eser Bayraktar

Genel Kurul’un ardından yapılan ilk Yönetim Kurulu toplantısında alınan karar doğrultusunda, 2025–2027 dönemi için Esra Bezircioğlu KAGİDER Başkanı, Şila Gök KAGİDER Başkan Yardımcısı, Selma Akdoğan ise KAGİDER Başkan Yardımcısı ve Sayman olarak oybirliğiyle seçildi.

KAGİDER’in yeni dönem başkanı Esra Bezircioğlu, yeniden başkanlık görevini üstlenmenin onurunu ve sorumluluğunu şu sözlerle ifade etti: “2025–2027 döneminde KAGİDER Başkanlığı görevini bir kez daha üstlenmekten büyük bir onur duyuyorum. Yeni Yönetim Kurulumuzla birlikte, kadınların girişimcilik ekosisteminde daha güçlü, daha görünür ve daha etkili olmaları için kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz.”

KAGİDER’in geçtiğimiz dönem vizyonuna değinen Bezircioğlu, “2023–2025 döneminde vizyonumuzu ‘İlham’, ‘Cesaret’ ve ‘Destek’ ilkeleri üzerine kurmuştuk. Bu ilkeleri sahaya taşıyarak, girişimci kadınlara dokunan birçok somut adım attık. Türkiye’nin dört bir yanında düzenlediğimiz etkinlikler, eğitim programları ve rol model paylaşımlarıyla ilham verdik. Kadınların ekonomik yaşamda daha güçlü bir şekilde yer alabilmesi için politika geliştirme süreçlerinde aktif rol üstlendik; cesaretlerini büyütmek için onların sesini karar alma mekanizmalarına taşıdık. Destek ayağında ise finansmana erişimden mentorluk ağlarına, dijital ve yeşil dönüşümden ihracata kadar uzanan kapsamlı programlarla kadın girişimcilerin işlerini büyütmelerine katkı sağladık” diye konuştu.

YENİ DÖNEMDE; DÖNÜŞTÜRÜYORUZ, BİRLEŞTİRİYORUZ, GÜÇLENDİRİYORUZ

KAGİDER’in yeni dönemdeki hedefleri ile ilgili de açıklama yapan Esra Bezircioğlu şunları söyledi: “Yeni dönemimizde iş dünyasını dönüştüren, birleştiren ve güçlendiren bir hareketin odağında olacağız. İş dünyası artık yalnızca rekabet değil, iş birliği isteyen bir yapıya evriliyor. KAGİDER olarak, potansiyeli görünür kılmak, dayanışmayı güçlendirmek ve birlikte üretmenin gücünü ortaya koymak için çalışmaya devam edeceğiz.

Dönüştürüyoruz. Çünkü iş yapmak sadece verim değil, aynı zamanda değer üretmektir. Çünkü başarı sadece sonucu değil, süreci de kapsamalıdır. Birleştiriyoruz. Çünkü birlikte üretmenin gücüne inanıyoruz.  Çünkü güçlü network’lerin birleştirici gücüne inanıyoruz. Çünkü çok seslilik bizi ileriye taşır. Güçlendiriyoruz. Çünkü potansiyeli görünür kılmak, en büyük gelişim alanıdır.  Çünkü dayanıklılık, dayanışmayla mümkündür.

Bu yolculukta yerelden küresele, fikirden etkiye, vizyondan harekete geçiyoruz. Gelecek dönemde sadece işin içinde değil, işin doğasını değiştiren bir yaklaşımın merkezindeyiz. Çünkü biz bugüne kadarki icraatlerimizle toplumda karakterini sağlam ve saygın temeller üzerine oturtmuş bir STK’yız. Ve bu karakter gün geçtikçe kök salıyor, demleniyor, yenileniyor ve büyüyor. Yeni dönemde de aynı kararlılıkla, yerelde, ulusalda ve dünyada kadınların ekonomik hayattaki yerini güçlendirmek ve fırsat eşitliğini her alanda yaygınlaştırmak için çalışmaya devam edeceğiz. Yolumuz uzun, hedefimiz büyük.”

UTİB üyeleri Hometex 2025 ‘te gövde gösterisi yaptı

Toplam 630, yabancı 51, Bursa’dan 216 firmanın katılımıyla Hometex 2025 Ev Tekstili Fuarı, sektörün tüm dinamiklerini bir araya getirdi. Fuar, Bursa’nın ev tekstili alanındaki güçlü konumunu bir kez daha gözler önüne sererken, sektör temsilcilerinden de tam not aldı.

UTİB Başkanı Pınar Taşdelen Engin: “Ev Tekstili Sektörümüz Yine Başarılı Tasarımlarıyla Sahnede”

Hometex 2025 Fuarı’na ilişkin değerlendirmelerde bulunan UTİB Başkanı Pınar Taşdelen Engin, fuarın sektör adına büyük bir başarıya imza attığını belirtti. Engin, “Hometex 2025, ev tekstili sektörümüzün geldiği noktayı ve geleceğe yönelik potansiyelini açıkça ortaya koydu. UTİB olarak, fuara üye firmalarımızla katılmaktan gurur duyuyoruz. Bu katılım, firmalarımızın yenilikçi ürünlerini, kaliteli üretim anlayışını ve küresel pazardaki rekabet güçlerini sergileme fırsatı bulduğunu gösteriyor” dedi.

Türkiye’nin ev tekstili sektöründe dünyanın önde gelen üreticilerinden biri olduğuna dikkat çeken Taşdelen Engin, “Sektörümüz, tasarım odaklı üretim, yüksek katma değerli ürünler ve sürdürülebilirlik ilkeleriyle global pazarda her geçen gün daha da güçleniyor. Ar-Ge ve inovasyona yaptığımız yatırımlar sayesinde, trendleri belirleyen ve fark yaratan ürünler ortaya koyuyoruz. Sektörlerimiz için geçtiğimiz yıl, küresel ve bölgesel ekonomik gelişmelerin etkilerinin çokça görüldüğü zorlu bir dönem oldu ve ardından bilinmezlerle dolu 2025’e adım attık. Savaşlar, siyasi ve ekonomik değişimler, AB’deki daralma ve ABD’nin korumacı önlemleri, yeni güç dengeleri, tarife savaşları gibi çok sayıda denklem ihracatçılar için planlamayı zorlaştırıyor. Diğer yandan sektörün yeni konjonktürdeki pozitif imkânları en iyi şekilde değerlendirebilmesi için ülkemizde kamu destekleri ile maliyetleri düşürme ve özel sektör devlet işbirliği ile rekabet gücümüzü artırmaya yönelik stratejiler büyük önem taşıyor. Sektör bugüne kadar elinden geleni yaptı ve yapacak, ancak devlet desteklerinin artırılması, kur politikalarının üretici ve ihracatçı dostu bir yapıya kavuşması ve enerji ile işçilik maliyetlerinde düzenlemelerin yapılması gerektiğine inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Adjust, Yapay Zeka Destekli Growth Copilot’u Piyasaya Sürdü

Müşteri geri bildirimleriyle geliştirilen Adjust’ın bu yeni çözümü, yapay zekânın gücünü doğrudan modern pazarlamacılara sunmak üzere tasarlandı. Adjust Growth Copilot sayesinde pazarlamacılar; kanallar, kampanyalar ve temel performans göstergeleri (KPI’lar) genelinde anlık performans içgörülerine kolayca ulaşarak stratejilerini optimize edebiliyor ve gelir artışı sağlayabiliyor.

Gizlilik düzenlemeleri, değişen altyapılar, artan rekabet baskısı ve daralan bütçeler, veriyi hem vazgeçilmez bir kaynak hem de yönetilmesi zor, maliyetli bir darboğaz hâline getirdi. Bugüne kadar büyüme odaklı pazarlamacılar, dağınık veri yapıları, yetersiz analiz kaynakları ve zaman kısıtları nedeniyle önemli zorluklarla mücadele etmek zorundaydı.

Ölçümleme verilerini Growth Copilot ile entegre eden pazarlamacılar, büyük dil modeli (LLM) teknolojisinin sağladığı hız, doğruluk ve derin içgörülerden yararlanabiliyor. Growth Copilot, kurum içi veri ekiplerine, ek araçlara veya dış danışmanlara ihtiyaç duymadan, hızlı ve güvenilir analizler sunarak stratejik kararları kolaylaştırıyor.

GELECEĞİN TASARIMCILARI ATIL KUTOĞLU İLE BULUŞTU

Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (UHKİB) tarafından İstanbul Moda Akademisi (İMA) ve Bursa Uludağ Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Moda Tasarım Bölümü ( BUÜ-MTB)  işbirliği ile gerçekleştirilen ‘Moda Tasarımında Kalıp ve Model Geliştirme Sertifika Programı’ kapsamında dünyaca ünlü moda tasarımcısı Atıl Kutoğlu, moda ve tasarım bölümlerinde öğrenim gören farklı liselerden ve sertifika programında kurslarını sürdüren öğrencilerle biraraya geldi.

Uludağ İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği çok amaçlı toplantı salonunda gerçekleştirilen söyleşiye çok sayıda öğrenci katıldı.

Programda açılış konuşmasını gerçekleştiren UHKİB Yönetim Kurulu Üyesi Mesut Okyay, “Bölgemizin ve Türkiye’nin her zaman ilk 3 ihracat sektörlerinden biri olan hazır giyim ve tekstil alanında değişen tüketim alışkanlıklarını karşılamak için her geçen gün tasarımın önemi artıyor. Bursa’nın İpekyolu’ndan başlayan tekstil yolculuğu her zaman farklı ürün ve üretimleri yapabilecek şekilde kendini yenileyebildi. Bursa; bugünün moda deyimi olan çevik üretimi her ortamda, hızla, günün ihtiyacı olan üretim şekillerine ve ürünlerine çevirebildi. Nihai markalara ve tüketiciye ulaşmak için bu ürünlerin artık tasarıma ve modaya hizmet etmesi gerekiyor. Zengin ürünlerimizin son kullanıcısının algılayacağı şekilde kumaş yerine tasarım sunmak daha önemli oldu. Tasarımı ise hayata geçirmek üretim basamaklarını öğrenmekten geçiyor” dedi.

Sertifika programlarını,  moda tasarımının kalıp ve model geliştirme alanında nitelikli ara eleman ihtiyacını karşılamak, ilgili paydaşlar arasında işbirliğini geliştirmek ve uluslararası standartlarda eleman yetiştirmek amacıyla hayata geçirdiklerini anlatan Mesut Okyay, “2024 yılında ilk dönemini 18 öğrenci ile tamamladığımız programımız bu yıl ikinci grubunu 15 öğrenci ile tamamlayacaktır. Bu eğitim süresince uluslararası standartlarda moda ve tasarım alanında yetkinliği ve deneyimi bulunan İstanbul Moda Akademisi tarafından belirlenen eğitim planı, alanında yetkin eğitmenler tarafından toplam 1080 saatlik eğitim programı olarak uygulanıyor” ifadelerini kullandı.

UİB ihracatın yeşil Geleceğine Hızla Adapte Oluyor

Uludağ İhracatçı Birlikleri, çevresel, sosyal ve yönetişim odaklı sürdürülebilirlik stratejilerini ortaya koyduğu 2024 Sürdürülebilirlik Raporu’nu kamuoyuna sundu. UİB üyesi ihracatçı firmaların yeni döneme uyum sağlamaları için çalıştıklarını belirten UİB Koordinatör Başkanı Baran Çelik, “Çalışmalarımızda sadece çevresel etkileri azaltmakla kalmıyor; sosyal sorumluluk, kadın istihdamı ve yeşil finansman gibi konularda da üyelerimize rehberlik ediyoruz” dedi.

Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB), sürdürülebilir ihracat anlayışına yön veren stratejik adımlarını kamuoyuyla paylaştığı ‘Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayımladı. “Dönüşümün Gücüyle Sınırları Aşmak” temasıyla hazırlanan rapor, 2024 yılı boyunca hayata geçirilen çevresel, sosyal ve yönetişim uygulamalarını ortaya koyarken;UİB’in sürdürülebilirlik stratejisini ve sürdürülebilirlik ile uyumlu yol haritasını beyan ediyor. .

UİB’in 1 Ocak – 31 Aralık 2024 tarihleri arasındaki faaliyetlerini içeren ve Küresel Raporlama Girişimi (GRI) standartları temel alınarak hazırlanan rapor; çevre, sosyal sorumluluk, yönetişim, eğitim, farkındalık, veri güvenliği ve kadın girişimciliği gibi birçok alanda yürütülen çalışmaları bütünsel bir çerçevede ele alıyor.

Bambum Yerli Üretimde Yeni Dönemin Kapısını Açtı

Bambu mutfak gereçleri sektörünün lider markası Bambum, üretim süreçlerindeki şeffaflığı ve güveni artırmak amacıyla Türkiye’de bir ilke imza atarak önemli bir uygulamayı hayata geçirdi. İstanbul Hadımköy’de bulunan 12 bin metrekarelik üretim tesisinden, markanın web sitesi üzerinden 7 gün 24 saat kesintisiz canlı yayın başlatıldı.

Aylık 500 bin adet üretim kapasitesiyle tam doluluk oranında faaliyet gösteren Bambum, inovasyona dayalı yerli üretimi ve sürdürülebilirlik anlayışıyla sektörde fark yaratmaya devam ediyor.

Üretime olan bakış açılarının sadece ürün ortaya koymakla sınırlı olmadığını söyleyen Bambum Genel Müdürü A.Selman Yar, “Biz aynı zamanda değer üretiyoruz. İstanbul Hadımköy’deki üretim tesisimizden 7/24 canlı yayın yaparak Türkiye’de bir ilke attık. Yola çıktığımızdan beri şeffaflık ilkesiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu adımı müşterilerimizle aramızdaki güven bağını daha da pekiştirmek amacıyla attık. Üretimin her aşamasını açık bir şekilde sergileyerek yerli üretimin geldiği noktayı göstererek sektöre ilham olmak istiyoruz. Tüketici bilincinin her geçen gün arttığı son dönemde gösterdiğimiz bu şeffaflık adımı ile güven tazeleyerek çalışmalarımızı sürdüreceğiz” açıklamasında bulundu.

2plan, “Otomotivde Yeni Trendler Zirvesi” ile Sektörün Geleceğini Masaya Yatırdı

Geniş araç yelpazesi ve premium hizmet anlayışıyla sektöre yeni bir soluk getiren 2plan, İzmir’de gerçekleştirdiği “Otomotivde Yeni Trendler Zirvesi” ile sektörel dönüşümü ele alırken, sevilen müzik gurubu “Yol Project” konseriyle katılımcılara müzik dolu keyifli anlar yaşattı.

Otomotiv sektöründe İstanbul ve İzmir’deki “Terminal” konseptiyle ikinci el araç alım-satımına yepyeni bir bakış açısı kazandıran 2plan, sektöre değer katan etkinliklerine bir yenisini daha ekledi. İzmir İstinyePark’ta 28 Mayıs’ta düzenlenen “Otomotivde Yeni Trendler Zirvesi”, sektör profesyonellerini ve paydaşlarını bir araya getirdi.

Zirve kapsamında düzenlenen “Türkiye Otomotiv Sektöründe Dönüşüm, Teknoloji ve Yeni İş Modelleri” başlıklı panelde, 2plan Yönetim Kurulu Üyesi Ali Pandır, OYDER Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koyuncu ve Fütüristler Derneği Kurucu ve Onursal Başkanı&Seri Girişimci Alphan Manas gibi sektörün öncü isimleri, teknolojik gelişmelerden yeni nesil araçlara, elektrikli otomobillerden geleceğin iş modellerine kadar birçok önemli başlığı değerlendirdi.

“Sektöre farklı bir bakış açısı ve değer sunuyoruz”

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan 2plan İcra Kurulu Başkanı Orhan Ülgür, “2plan olarak iki buçuk senedir İstanbul’da faaliyet gösteriyoruz. Etiler’de, 50 bin metrekarelik merkezi bir alanda, otomotive dair yepyeni deneyimler sunan bir ikinci el araç firmasıyız. Burası, otomotiv deneyim merkezi haline gelsin istedik ve bunu büyük ölçüde başardık. Hepimiz geçmişte önemli markalarda görev aldık ve bu tecrübelerimizi, ikinci elde gördüğümüz eksiklikleri gidermek için kullanıyoruz. Önce İstanbul’da, ardından bu alanda büyük bir ihtiyaç olduğunu düşündüğümüz İzmir’e bu tecrübelerimizi taşıdık. Bir buçuk senedir, İzmir’de, İstinyePark içinden de erişim imkanı bulunan 30 bin metrekarelik bir alanda faaliyet gösteriyoruz. Gelenlerin, ‘Böyle bir yer var mıydı?’ diyerek şaşırdığını ve takdirle karşıladığını görüyoruz. 2plan olarak yalnızca araç alım-satımı yapan bir şirket değiliz. Elektrikli araçlardan kadınların sektördeki yerine kadar birçok sosyal ve kültürel konuda konferanslar düzenliyoruz. Sektöre farklı bir bakış açısı ve değer katıyoruz.” dedi.

Sabancı Üniversitesi SUCool Ön Kuluçka Programı 38 Girişimle Yeni Dönemine Başladı

Sabancı Üniversitesi Girişimcilik Merkezi SUCool’un erken aşama girişimcileri desteklemek amacıyla yürüttüğü Ön Kuluçka Programı, 2025-1 dönemine 38 girişim ekibi ve 25’in üzerinde girişimci adayı ile başladı. Yeni dönem girişimcileri, Sabancı Üniversitesi Tuzla Kampüsü’nde düzenlenen oryantasyon buluşmasında bir araya geldi. Girişimciler, önümüzdeki üç ay boyunca kapsamlı eğitimler, uluslararası mentorluk görüşmeleri, prototipleme olanakları ve yatırımcı hazırlık süreçlerinden faydalanacak.

Yüzde 40 Kadın Girişimci Oranı

Bu dönemde seçilen girişimlerin %40’ı kadın kurucu ortaklı olurken, projeler yapay zekâ, sağlık teknolojileri, çevreci malzeme üretimi ve enerji verimliliği gibi alanlarda yoğunlaşıyor. İstanbul’a ek olarak; Adana, Ankara, Aydın, İzmir, Kocaeli gibi şehirlerin yanı sıra ABD’nin Houston ve New York gibi önemli girişimcilik merkezlerinde yaşayan girişimciler de hibrit yürütülecek programa dahil oldu.

Programın tanışma ve oryantasyon buluşmasında Sabancı Üniversitesi Startup Programları Lideri Naci Kahraman’ın açılış konuşmasının ardından Sabancı Üniversitesi Inovent A.Ş. Girişimcilik ve İş Geliştirme Müdürü Evren Değerlier, “Girişimcinin Yolculuğu” başlıklı sunumunda bir girişimcinin karşılaşacağı zorluklar ve dönüm noktalarına dair içgörülerini paylaştı.

Sabancı Üniversitesi İnovasyon ve Girişimcilik Direktörü ve Inovent A.Ş. CEO’su Ziya Alpay, SUCool’un yalnızca bir program değil, aynı zamanda kapsayıcı bir inovasyon topluluğu olduğunu vurguladı:

“2006’dan bu yana Inovent çatısı altında ve 2013’ten itibaren SUCool ile girişimcilik ekosisteminde kazandığımız deneyimle biliyoruz ki bugün erken aşamada desteklediğimiz girişimler, yarının küresel başarı hikâyelerine dönüşebilir. SUCool olarak, her adımda girişimcilerimizin uluslararası düzeyde rekabet edebilecek yetkinliklerle donatılmasına öncülük ediyoruz.”

Goodyear Türkiye Yeni Satış Direktörü Olarak Taner Koçman’ı Atadı

Goodyear Türkiye, Taner Koçman’ın 1 Mayıs 2025 tarihi itibariyle Türkiye Satış Direktörü olarak atandığını duyurdu. Bu görevde Koçman, müşteri bağlılığı ve iş birliğine daha fazla odaklanarak şirketin Tüketici ve Ticari Lastikler satış faaliyetlerine liderlik edecek. Ayrıca Goodyear’ın global stratejilerini hayata geçirmek için daha geniş bölgesel ekiple yakın bir şekilde çalışacak.

Koçman, Goodyear Türkiye’ye, satış, pazara açılma stratejileri, iş geliştirme ve kanal yönetimi alanlarında çeşitli liderlik rollerinde yirmi yılı aşkın süre görev yaptığı Henkel’den edindiği deneyimlerle katıldı. Satışları ve pazarları büyütme konusundaki kapsamlı geçmişinin, müşterilerle daha yakın bağlar kurmada ve ticari faaliyetlerin büyümesini sağlamada etkili olacağı değerlendiriliyor.
Koçman, mühendislik alanında lisans ve işletme alanında yüksek lisans derecesine sahip.

AIFD üyelerinin 2024 yılı toplam klinik araştırma yatırım miktarı %69 artışla 17 milyar TL’yi aştı

Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği’nin (AIFD) 2024 Klinik Araştırmalar Yatırım Anketi’ne göre, Türkiye’de klinik araştırma yatırımları TL bazında yüzde 69 artarak 17 milyar TL’yi aştı. Dolar bazında ise yatırımlar 520 milyon dolara yaklaştı. Son beş yılda yıllık ortalama büyüme oranı yüzde 89,7’ye ulaştı.

Türkiye’de yenilikçi ilaçlara ve tedavilere erişimi hızlandırmak ve Türkiye’nin ilaç araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) alanındaki küresel rekabet gücünü artırmak için faaliyet gösteren Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AIFD), 27 Mayıs Salı günü düzenlediği basın toplantısında Türkiye’deki klinik araştırma yatırımlarına dair güncel veriler sunan Klinik Araştırma Yatırım Anketi’nin 2024 yılı sonuçlarını açıkladı.

Toplantıda ayrıca AIFD Genel Sekreteri Dr. Ümit Dereli, AIFD Sağlık Politikaları Direktörü Dr. Ecz. Nihan Burul Bozkurt, Ankara Şehir Hastanesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Nahit Şendur ve TÜSEB Türkiye Aşı Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Ateş Kara, anket sonuçlarının yanı sıra klinik araştırmalara dair güncel yaklaşımları birlikte değerlendirdiler.

Centilmen Sürücüler İstanbul sokaklarında

Her yıl dünyanın farklı şehirlerinde binlerce klasik motosiklet tutkununu bir araya getiren The Distinguished Gentleman’s Ride’ın İstanbul’da gerçekleşen Türkiye ayağı renkli görüntülere sahne oldu. ELF sponsorluğunda düzenlenen etkinlikte, motorcular en şık tarzlarıyla erkek sağlığına farkındalık için yola çıktı.

Tüm dünyada binlerce klasik ve retro tarzdaki motosiklet tutkununu buluşturan The Distinguished Gentleman’s Ride (DGR) etkinliğinin Türkiye ayağı İstanbul’da Terminal Kadıköy ev sahipliğinde yoğun katılımla gerçekleşti. Motor yağları sektörünün lider markalarından ELF sponsorluğunda 25 Mayıs Pazar günü düzenlenen sürüşlerde motorcuların renkli tarzlarıyla oluşturdukları kortejler vatandaşlar tarafından ilgiyle izlendi.

Klasik ve retro tarzdaki motosikletler sokakları süsledi

Klasik motosiklet tutkunlarına farklı bir sürüş deneyimi yaşatan DGR, düzenlenen etkinliklerle adeta festival havası yaşattı. Etkinlik için bir araya gelen 700’e yakın motosiklet sürücüsünün renkli tarzlarıyla oluşturduğu kortej, İstanbul sokaklarında keyifli görüntüler yaratırken, toplanan bağışlarla da erkek sağlığına katkı sağlandı.

Etki Odaklı Sohbetler’in dördüncü bölümünde Hatay Sörf Merkezi’nin ilham veren hikayesi anlatıldı

Etki Odaklı Sohbetler serisi tüm hızıyla devam ediyor. Serinin dördüncü bölümünde, Hatay Sörf Merkezi Kurucu Ortağı Cemal Akar ile deprem sonrası gençlere yönelik hayata geçirilen sosyal girişim modeli ele alındı. Programda, sörfün gençlerin iyilik hali üzerindeki etkisi, bölgenin kalkınma potansiyeli ve Samandağ’ın sörf turizminde bir merkez haline gelme süreci konuşuldu.

Sivil toplum ve sosyal girişimcilik alanındaki ilham verici çalışmaların görünürlüğünü artırmayı amaçlayan “Etki Odaklı Sohbetler” serisinin dördüncü bölümü izleyiciyle buluştu.

Dördüncü bölümün konuğu, deprem sonrası gençlere yönelik çalışan bir sosyal girişim olarak öne çıkan Hatay Sörf Merkezi (HSM) HSM Kurucu Ortağı Cemal Akar oldu.

Depremin ardından gençlere yönelik bir sosyal dönüşüm aracı: Sörf

Hatay Sörf Merkezi, 2023 yılında başlatılan bir gönüllü girişim olarak yola çıktı. Kısa sürede 1000’e yakın 13–16 yaş arası genci ücretsiz sörf eğitimiyle buluşturan merkez, gençlerin fiziksel aktivite yoluyla iyilik halini ve sosyal bağlarını güçlendirmeyi amaçlıyor. Bu eğitimlerden seçilen 21 öğrenciyle başlatılan Sörf Liderliği Programı, gençlerin yıl boyunca gelişimlerini sürdürmesini hedefliyor.

Çukurova Isı, Yılın İlk Çeyreğinde İstikrarlı Büyümesini Sürdürdü

Radyant ısıtma pazarında yüzde 65 pazar payına sahip olan Çukurova Isı,pazar payını genişletmeye devam ediyor.

Çukurova Isı Pazarlama Müdürü Osman Ünlü, “Küresel belirsizliklere, enflasyon kaynaklı maliyet baskılarına, faiz oranlarına ve dalgalı seyreden döviz kurlarına rağmen yılın ilk çeyreğini başarılı bir finansal performansla tamamlamayı başardık. Ciromuz, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15 büyüdü” dedi.

Isıtma sektörünün köklü sanayi kuruluşlarından Çukurova Isı, sürdürülebilir büyüme stratejileri ve inovasyon odaklı çözümleriyle sektördeki liderliğini sürdürüyor. Radyant ısıtma pazarında yüzde 65 pazar payına sahip olan şirket, rekabetinin yoğun olduğu ve karlılığın baskılandığı bir dönemde bile pazar payını genişletmeye devam ediyor.

Kurban Bayramı’nda Çalışanlara Tek Kart ile Hediye Seçme Özgürlüğü

Kurban Bayramı yaklaşırken Edenred Türkiye, çalışanları için “en faydalı hediyeyi” arayan şirketlere kurumsal hediye kartı Ticket Compliments ile pratik, esnek ve kişiselleştirilebilir bir alternatif sunuyor. 81 ilde 7.500’ün üzerinde market ve 120 giyim-ayakkabı markası ile 40 binin üzerinde harcama noktasında geçerli olan bu hediye kartı, çalışanlara hem kendileri hem sevdikleri için geniş bir yelpazede hediye seçenekleri sunarken, işverenlere tek tedarikçi, tek fatura ile operasyonel kolaylık sağlıyor.

İşverenlerin çalışanlarıyla bağlarını güçlendirmeleri, onlara verdikleri değeri göstermeleri için en önemli dönemlerden biri bayramlar. İşverenler, kurumsal birliği sağlamak için birçok farklı yola başvursa da, günümüz iş dünyasında fark yaratan unsur, çalışanlara, tercihlerine ve yaşam tarzlarına hitap eden kişiselleştirilmiş deneyimler sunabilmek. Tam bu noktada, Edenred Türkiye’nin şirketlere tek bir kart ile esnek yan haklar platformu çözümü sağladığı Ticket Compliments hediye kartı ideal bir alternatif olarak öne çıkıyor. Sunduğu değer yalnızca ürün ya da hizmete indirgenmemesi gereken Ticket Compliments, çalışanlara bayram hediyelerini kendi zevk ve ihtiyaçlarına göre seçme özgürlüğü verirken, işverenleri de farklı tedarikçilerle görüşmek, fiyat karşılaştırmaları yapmak ve teslimat süreçlerini takip etmek gibi karmaşık operasyonel süreçlerden kurtarıyor.

Türkiye’nin ilk ve en köklü bilet satış ve dağıtım firması Biletix 25. yılını kutluyor.

Türkiye’nin canlı etkinlik sektöründe dijitalleşme ve erişilebilirlik adına pek çok ilke imza atan biletleme firması Biletix, bu yıl 25. yaşını kutluyor. Kurulduğu 2000 yılından bu yana konser, tiyatro, festival, spor ve daha birçok canlı etkinlikte milyonlarca izleyiciyi unutulmaz anılarla buluşturan marka, çeyrek asırlık deneyimiyle sektöre yön vermeye devam ediyor.

Her Bilette Teknoloji, Deneyim ve Güven Var

25 yıl boyunca Türkiye genelinde hem ulusal hem de uluslararası binlerce etkinliğin bilet satışını üstlenen şirket, sadece bir biletleme platformu olmanın ötesine geçerek sektörün dijital dönüşümünde de aktif rol oynadı.

Bugün; güçlü ve akılda kalıcı marka kimliği ile Biletix, Türkiye’de çevrim içi biletleme sunan ilk şirketlerden biri olmaktan, etkileşimli oturma planları ve mobil öncelikli deneyimlerle hayranların etkinliklerle etkileşimini yeniden tanımlamaya kadar biletleme inovasyonunda sürekli öncü oldu. Sadece bu yıl, hayran yolculuğunu kolaylaştırmak için yepyeni iOS ve Android uygulamalarını hayata geçirdi. Spotify ve Shazam entegrasyonlarıyla hayranların sevdikleri sanatçıları keşfetmesini ve bilet almasını daha da kolaylaştırdı. Sepet bazlı kampanyalar ve bilet koruma hizmetleri gibi özellikler, ödeme sürecinde güveni ve kolaylığı artırarak biletleme deneyimini baştan sona dönüştürdü.

Sofralık zeytin ihracatı 250 milyon dolara koşuyor

Türkiye’nin sofralık zeytin ihracatı 2024/25 sezonunun 7 aylık döneminde yüzde 26,5’luk artışla 128 milyon dolardan 162 milyon dolara yükseldi. Zeytincilik sektörü, sezon başında belirlediği 250 milyon dolar ihracat hedefine emin adımlarla ilerliyor.

Türkiye, 2024/25 sezonunda 750 bin tonluk rekolteyle dünya lideri olduğu sofralık zeytinde ihracatta tarihi bir başarıya imza atmaya hazırlanıyor

2023/24 sezonunda 78 bin tonluk sofralık zeytin ihraç ederek ilk ze ihracatta 200 milyon dolar barajını aştıklarını dile getiren Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Emre Uygun, 2024/25 sezonunun 7 aylık diliminde sofralık zeytin ihracatlarının miktar bazında yüzde 33’lük artışla 48 bin tondan 64 bin tona çıktığını dile getirdi.

Türk deri sektörü kendi OVP’siyle Çin’in verimlilik seviyesine ulaşacak

Türk deri sektörü, kötü gidişe dur demek için “Deri ve Deri Mamulleri Sektörü Orta Vadeli Programı”nı Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği koordinasyonunda hayata geçirme kararı aldı. Sektör, Çin ile ilişkileri güçlendirerek verimliliğini artırarak krizden çıkacağına inanıyor.

Türkiye’nin enflasyonu tek hanelere düşürmek için hayata geçirdiği Orta Vadeli Program (OVP) emek yoğun sektörlerde kan kaybını beraberinde getirdi. OVP’den en çok olumsuz etkilen sektörlerin başında Türk deri sektörü geldi. 2023 yılındaki 1 milyar 858 milyon dolar ihracatı, 2024 yılında 1 milyar 526 milyon dolara düşen deri sektörü, Türkiye geneli ihracatta yüzde 18 kan kaybı yaşadı.

Deri sektörü verimliliği artırarak, katma değerli ürünlere yönelerek bu krizden kurtulmak için kolları sıvadı.  

OVP, sektörün yol haritasını belirleyecek

Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Zandar, deri ve deri mamulleri sektörünün orta vadeli gelişimi için hazırladıkları programın, alt sektörleri kapsayan projelerle stok yönetimi, üretim verimliliği ve finansmana erişim konularında bir yol haritası belirleyerek firmalara rehberlik sunacağını, sektörün karşılaştığı temel zorlukları ve bunlara yönelik çözüm önerilerini içerdiğini dile getirdi. 

Sporcular İçin Armis’ten Uyku Kalitesini Arttıran Yataklar

Gün boyu süren antrenmanlar ve zorlu mücadeleler sonrası bedensel ve zihinsel yenilenmenin anahtarı olan kaliteli uyku, Armis Yatak’ın yenilikçi ve konforlu yatak modelleriyle sporculara maksimum dinlenme ve yenilenme imkânı sunuyor. Yüksek performansın peşinde koşan sporcular için ihtiyaçları göz önünde bulundurarak Armis Yatak’ın geliştirdiği Four Seasons ve Flexfit yatak modelleri sporculara özel bir uyku deneyimi yaşatıyor. Deodorizasyon etkisiyle kötü kokuları yok edip, hızlı kuruyan yapısıyla nemi buharlaştırarak ferah ve kuru bir uyku ortamı sunan Four Seasons yatak modeli ile Oxycore Kumaş Teknolojisi sayesinde oksijen mikrokapsüllerini cilde temas ettirerek kan dolaşımını artıran, kas ağrılarını hafifleten ve hücre yenilenmesini destekleyen Flexfit yatak modeli, spor sonrası ihtiyaç duyulan derin dinlenmeyi en üst seviyeye taşıyor.

Yenilikçi ve kaliteli ürünleriyle adından söz ettiren Armis Yatak, aktif yaşam süren bireylerin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak geliştirdiği Four Seasons ve Flexfit yatak setleriyle sporculara özel uyku deneyimi sunuyor. Sporcu yatağı kategorisinde fark yaratan Armis, sadece kaliteli uyku değil, aynı zamanda yenilenmiş bir beden ve zihinsel odaklanma sunmayı hedefliyor.

AstraZeneca Türkiye ile Başkent Üniversitesi Sağlık Kuruluşları arasında klinik araştırmalar alanında önemli iş birliği

AstraZeneca Türkiye’nin biyofarma ve onkoloji klinik çalışmaları için fizibilite sürecinden başlayacak stratejik ortaklık ile daha fazla hastanın klinik çalışmalara dahil edilerek yenilikçi tedavilere ulaşmalarının hızlandırılması hedefleniyor. AstraZeneca Türkiye’nin Başkent Üniversitesi Sağlık Kuruluşları’nda yürüteceği klinik araştırma sayısının en az 20’ye çıkması bekleniyor.

Türkiye’de en fazla sayıda klinik araştırma yürüten firmalar arasında yer alan AstraZeneca Türkiye, hastaların umut verici yeni tedavilere erişimlerinin yeni yollarını keşfetmek ve klinik araştırmalarda ülkemizin bölgede lider konuma gelmesini desteklemek amacıyla Başkent Üniversitesi Sağlık Kuruluşları ile klinik araştırmalar alanında önemli bir iş birliğine imza attı.

AstraZeneca Türkiye’nin biyofarma ve onkoloji klinik çalışmaları için fizibilite sürecinden başlayacak stratejik ortaklık ile klinik çalışma sayısının artırılması ve daha fazla hastanın klinik çalışmalara dahil edilerek yenilikçi tedavilere ulaşmalarının hızlandırılması hedefleniyor. İş birliği kapsamında ayrıca hastane çalışma ekibi ve saha koordinatörlerinin eğitimi ile kaliteli veri oluşturulması amaçlanıyor. Bunların yanı sıra hastanedeki klinik çalışmaların başlama süreçlerinin hızlanması ve klinik araştırmalara dair iş süreçlerinde iyileşme ve kolaylık sağlanması planlanıyor.

Alanında bir ilk olan Vision of Sakıp Sabancı Podcast Serisi Yayında
Özel yapay zeka modeli ‘Vision Of Sakıp Sabancı’ kendi seçtiği özel konuklarını yeni podcast serisinde ağırlıyor.

Vision of Sakıp Sabancı Podcast ile Geçmişin Bilgeliği, Geleceğin Teknolojisiyle Buluşuyor!

Türkiye iş dünyasının efsanevi lideri Sakıp Sabancı’nın vizyonu, yapay zekâ ile dijital dünyada hayat buluyor. Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülleri ve 20. Yıl Anma Töreni etkinlikleri kapsamında lansmanı yapılan Vision Of Sakıp Sabancı yapay zeka modeli bu yıl yenilikçi bir podcast projesine imza atıyor. Sabancı Üniversitesi ve Consciouslab işbirliğinde hayata geçen Vision of Sakıp Sabancı Podcast serisi, Sakıp Sabancı’nın vizyonunu ve liderlik anlayışını, günümüzün ileri AI teknolojileriyle bir araya getiriyor.

Projede, Sakıp Sabancı’ya ait binlerce belge, arşiv kaydı ve anıyla işlenen Vision of Sakıp Sabancı yapay zeka modeli kullanıldı. Bu model sayesinde Sakıp Sabancı’nın vizyonu bugünün konularıyla ve konuklarıyla buluşma imkanı yakaladı.

Dinleyiciler, bu podcast serisinde hem Sakıp Sabancı’nın özgün bakış açısını hem de onun iş ve yaşam felsefesini ve bugünün konularına yorumlarını, onun sesi ve düşüncelerinden deneyimleyeme imkanı yakalıyorlar. Yapay zekâ destekli özel sohbetler, ilham veren anekdotlar ve geleceğe dair düşünceler, Vision of Sakıp Sabancı Podcast ile bir araya geliyor.

Podcast’in ilk bölümünün konuğu ise Sakıp Sabancı’nın torunu, Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesi ve Sabancı Holding Yönetim Kurulu Üyesi Melisa Sabancı Tapan oldu. Bu ilk bölüm sonrasında podcast serisi; yapay zeka modelinin kendi seçtiği, alanında lider çok özel konuklarla devam edecek.

MG International Fragrance Company Türkiye sanayisinin devler liginde yerini aldı 

Uluslararası esans üreticisi MG International Fragrance Company İstanbul Sanayi Odası (İSO)tarafından açıklanan “Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması-2024” listesinde yer aldı. Esans sektörünün öncü şirketi MG International’ın CFO’su Enver Kurt, lider sanayi kuruluşları listesinde uzun yıllar  2inci 500 de yer aldıktan sonra, ilk 500 yüzde 429. sırada yer almaktan mutluluk duyduklarını belirtti.

İstanbul Sanayi Odası (İSO) “Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması-2024” sonuçlarını açıkladı. Uluslararası esans üreticisi MG International Fragrance Company,Türkiye’nin lider sanayi şirketleri arasında uzun yıllar  2inci 500 de yer aldıktan sonra, ilk 500 yüze  429. sırada girerek kendine sağlam bir yer edindi. 1968 yılından bu yana aralıksız yapılan “Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması”; İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından her yıl ülkemizin en güçlü sanayi firmalarını gözler önüne seriyor ve Türkiye sanayisinin fotoğrafını çekiyor.

İLERİ TEKNOLOJİ YATIRIMLARI DEVAM EDİYOR

MG International Fragrance Company, yıllardır sektördeki yenilikçi yaklaşımı, yüksek teknoloji ile üretim kapasitesi ve sürdürülebilir büyüme stratejileriyle adından söz ettiriyor. Bu önemli başarı, şirketin ulusal ve uluslararası pazardaki etkisini daha da pekiştirdiğinin bir göstergesi olarak dikkat çekiyor.

MG International Fragrance Company CFO’su Enver Kurt, bu başarının arkasında şirketin vizyoner yönetimi, inovasyon odaklı üretim anlayışı ve güçlü iş birliklerinin bulunduğunu belirtti. Şirketin hedefinin, gelecekte daha büyük başarılara imza atarak sektördeki lider konumunu güçlendirmek olarak değerlendiren Enver Kurt, “İleri teknoloji ve kapasite artırımı yatırımları yaparak ve sektördeki değişimleri yönetip yeni ürünlerimizi çeşitlendiriyor, hem yurt içi hem de yurtdışındaki çalışmalarımıza devam ediyoruz” dedi.

Bayramda Urla’ya gideceklere müjde: Müzik şöleni sizi bekliyor

İzmir’in ilçesi Urla’nın uğrak noktalarından Avlu Urla, Kurban Bayramı’nı Ege’nin incisi Urla’da geçirecek tatilciler için müjdeli haberi duyurdu. Avlu Urla, bayram boyunca her gün canlı müzik programı gerçekleştirerek ziyaretçilere unutulmaz bir eğlence ve lezzet deneyimi sunacak.

“Avlu Urla” sanat etkinlikleriyle kentin kültürel kimliğine katkı sunmaya devam ediyor. Kültür ve sanat alanındaki etkinlikleriyle bilinen mekan, Kurban Bayramı’nda Urla’yı ziyaret edecek tatilciler için hazırladığı programı duyurdu. Muz ağaçlarının serin gölgesinde huzurlu bir atmosfer sunan Avlu Urla, bayram süresince zengin menüsü ve kaliteli müzik eşliğinde konuklarını ağırlayacak. Sanat ve müziğin iç içe geçtiği mekanda, bayram tatilinin her günü için ayrı bir etkinlik oluşturuldu.

Telekomünikasyon ve Teknoloji İş Birliğinde Yeni Dönem:  Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’ndan Netaş’ın Ana Ortağı ZTE’ye Stratejik Ziyaret

Türkiye Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu liderliğindeki heyet, Çin’de yaptıkları ziyaret sırasında yeni nesil ağlar, akıllı şehir çözümleri ve dijital altyapı alanlarındaki en son yenilikler hakkında detaylı bilgi aldı. ZTE’nin küresel deneyimi ile Netaş’ın yerel üretim gücünün Türkiye’nin dijital dönüşümü için geliştirilecek stratejik iş birliklerinin bölge genelinde de yüksek katma değer üreteceği vurgulandı.

Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Sayın Abdulkadir Uraloğlu, Bakan Yardımcıları Sayın Ömer Fatih Sayan ve Sayın Enver İskurt’tan oluşan üst düzey bir heyet, geçtiğimiz hafta Netaş’ın ana ortağı ZTE’nin Çin’in Shenzhen kentindeki Genel Merkezi’ni ziyaret etti. Bu ziyaret, telekomünikasyon ve dijital altyapı alanlarındaki stratejik iş birliğinin derinleştirilmesi yolunda önemli bir kilometre taşı oldu.

Bakan Uraloğlu ve beraberindeki heyet, ZTE Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Fang Rong, Grup İcra Başkan Yardımcısı Sayın Xie Junshi ve ZTE Kıdemli Başkan Yardımcısı (SVP) ve aynı zamanda Netaş Yönetim Kurulu Başkanı olan Sayın Peng Aiguang tarafından karşılandı.

Heyet, ZTE’nin son teknoloji ürün ve teknoloji sergi salonunu gezerek 5G, yeni nesil ağlar, akıllı şehir çözümleri ve dijital altyapı alanlarındaki en son yenilikler hakkında detaylı bilgi aldı. Bakan Uraloğlu, ZTE’nin küresel telekomünikasyon sektöründeki başarıları ve teknolojik liderliğinden duyduğu takdiri ifade etti.

Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, Kayseri ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Küresel Gazeteciler Konseyi, TSYD, TİMEF, AVKON, ADD üyesi, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği, Tüm Mücadele Sporları Derneği, Kayseri Spor Adamları Derneği, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlgili Makaleler

Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Davut Güleç Panel İletişim Davut Güleç – Sağ Menü Yukarı Ok