EkonomiMagazin-YaşamSanayi-Teknoloji

Ekonomi-teknoloji, magazin-yaşam haberleri (20.03.2021)

ULUSAL KALİTE HAREKETİ

 Ülkemizin sağlam temellere sahip yüksek rekabet gücüne erişebilmesi için tüm kuruluşlarımızı mükemmellik felsefesini yaygınlaştırmaya davet ediyoruz. KalDer, her ölçekteki ve sektördeki kuruluşlarla deneyim ve bilgi birikimini paylaşarak, onlara bir ışık yakarak, rekabet ortamında kendilerine bir istikamet belirleme ve yol haritası oluşturmalarına katkıda bulunabilmenin gayreti içindedir.

“Yaşamın Her Alanında Kalite” sloganı ile başlayan Ulusal Kalite Hareketi’nin amacı, ülkemizin sür- dürülebilir yüksek rekabet gücüne erişebilmesi için “Mükemmellik” yaklaşımının toplumun her kesiminde yaygınlık kazanmasını sağlamaktır. Bu program ile kuruluşların performans iyileştirme stratejisi olarak EFQM Mükemmellik Model’ini esas alan özdeğerlendirme yöntemleri ile güçlü ve iyileştirmeye açık alanlarını düzenli aralıklarla belirleyip, bulgular doğrultusunda sürekli iyileştirmeyi planlamaları ve uygulamaları hedeflenmiştir. Erkut İnşaat A.Ş, Milenyum Metal A.Ş. ve Kayseri Ticaret Borsası bu amaçlarla Ulusal Kalite Hareketi İyi Niyet Bildirgesi imzaladı.

“DİJİTAL DÖNÜŞÜM GERÇEĞİYLE KORKMADAN YÜZLEŞMELİYİZ”

Dijitalleşmeye geçişte karşılıklı güvenin önemini vurgulayan Halıcı Group CEO’su Dr. Hüseyin Halıcı, dijitale geçilmezse proseslerin işletilemeyeceğini söyledi.

Dijital dönüşüm sürecinde gerek müşterinin gerekse yazılım firmasının birbirlerine güvenmesi gerektiğini vurgulayan Halıcı Group CEO’su Dr. Hüseyin Halıcı, dijitale geçilemediği takdirde proseslerin işletilmeyeceğini söyledi ve ekledi: “Korkmadan, dönüşüm gerçeğiyle yüzleşmemiz gerekiyor.”

SÜRECİ VE YAZILIM ÖNEMİNİ ANLATTI

Dr. Halıcı, İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından düzenlenen ve Teknoloji Girişimcisi & Teknoloji ve İnovasyon Danışmanı Ergi Şener’in moderatörlüğünü üstlendiği “Doğru Yazılım Seçim ve Entegrasyonu” isimli online seminerde dijital dönüşüm sürecini ve süreçteki yazılımın önemini anlattı.

“DOKTOR REÇETESİ GİBİ YAZILMALI”

Dr. Halıcı, sanayiden kamuya, finanstan sağlığa kadar bütün sektörleri etkileyen dönüşümün her sektöre göre farklılık gösterdiğini belirtti.

Her sektörün ortak hedefinin dijitalleşmek olduğunu, ancak standart ve/veya hazır bir dijital dönüşüm çözümün olmadığını aktaran Dr. Halıcı, sözlerine şöyle devam etti:

“Sanayiden de ziyade çimento endüstrisinde farklı bir dijital dönüşüm hatta fabrika bazında bile ihtiyaçlar ayrışıyor. Aynı tür hastalığı yaşasa bile her insanda farklı semptomlar görülebildiği gerçeğinden hareketle bir doktor reçetesi gibi yazılması gerekir. Genel bir çözüm önerirseniz, başarılı bir sonuç elde edilemeyecektir.”

“DOĞRU ANALİZ VE DURUM TESPİTİ ÖNEM TAŞIYOR”

Dijital dönüşüm sürecinde profesyonel, teknik destek, eğitim ve süreklilik içeren çözüm ve yazılımlar alınması gerektiğinin altını çizen Dr. Halıcı, KOBİ’lerin dönüşümde dikkat etmeleri gereken hususlardan da bahsetti.

Dr. Halıcı, KOBİ’lerin geç kalma psikolojisine kapılarak panik yapmamalarının önemine değinerek, yanlış yatırımı önlemek için detaylı araştırmak yapmaları, danışmanlık ve uygulama firmalarını doğru seçmeleri, doğru analiz ve durum tespiti yapmadan çözüm almamaları gerekliliğini vurguladı.

“ALGI TAMAM AMA NASIL BİR ÇÖZÜM SUNACAĞIZ?”

Dijital dönüşümün geniş bir kavram, zor bir ders olduğuna dikkat çeken Dr. Halıcı, “Dijitalleşme, dijital dönüşüm, Endüstri 4.0, Toplum 5.0, Akıllı Üretim gibi birçok kavram var. Ülkemizin yüzde 98’inin KOBİ olduğunu düşünürsek, sanayicilerimizin bilhassa KOBİ’lerimizin özellikle ilk kez karşılaştıkları, aşina olmadıkları bu kavramlar karşısında endişelerini gidermek adına çok iyi anlatılması şart.” dedi.

Konuyla ilgili örnek bir başarı hikayesi anlatılsa bile algının oluştuğunu, ancak çözümü oluşturacak yapının kurulamadığını kaydeden Dr. Halıcı, “Yazılım, otomasyon, mekanik vb. uzmanlar bir masaya oturacak ve herkes kendi uzmanlığını anlatarak ortak bir payda oluşturacak ki, günün sonunda herkes ve en önemlisi de müşteriler anlayabilsin. Algı tamam ama nasıl bir çözüm sunulacağı konusunda tereddütler var.” şeklinde konuştu.

“EĞER DOĞRU ÇÖZÜM ELDE ETMEK İSTENİYORSA…”

Dr. Halıcı, Endüstri 4.0 çözümü talep edildiğinde, çözümün “Mekanik & Robot”, “Elektrik & Otomasyon”, “Bilişim & İletişim & Yapay Zeka” olmak üzere üç gruptaki bileşenlerin tamamının uyumlu bir şekilde sağlanması durumunda doğru çözümün elde edileceğini sözlerine ekledi.

UTİB BAŞKANI ENGİN:“İNOVASYONU TABANA YAYMALIYIZ”

TechXtile Start-Up Challenge platformunun tekstil sektörünün girişimcilik rotasına yön vereceğini kaydeden UTİB Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin, ülke olarak yüksek katma değere ulaşabilmek için inovasyonun tabana yayılması gerektiğini vurguladı.

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB), tekstil sektöründe girişimciliği teşvik etmek amacıyla gerçekleştirdiği TechXtile Start-Up Challenge programının aynı zamanda tekstil sektörünün girişim merkezi olabilmesi için strateji arama konferansı düzenlendi. Online olarak yapılan ve iki gün süren konferansa sektörün tüm paydaşlarından geniş bir katılım oldu. Konferansta, projenin tüm paydaşlarına ve girişim ekosistemine daha da faydalı olabilmesi için girişim merkezin nasıl bir disiplin içinde, hangi temel yetenekler ve çalışma yaklaşımı ile sürdürüleceği konuşuldu.

ODAK NOKTAMIZ GİRİŞİMCİLİK

TechXtile Start-Up Challenge strateji arama konferansının açılış konuşmasını gerçekleştiren UTİB Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin, “2009 yılında Ar-Ge Proje Pazarı olarak başlayan projemiz, Türkiye’deki tüm sektörler için bir rol model haline geldi. 2019 yılında da Techxtile Startup Challenge olarak projemizi güncelledik. Ar-Ge faaliyetlerini uygulamanın odağına alarak, projelerin sanayiye uygulanabilir olmasına özen gösterdik. Girişimcilikte yeni bakış açıları ve iş modelleri sağlamak, yüksek katma değere ulaşmak için inovasyonu tabana yayarak Ar-Ge faaliyetlerine ivme kazandırmak, farklı sektör ve disiplinleri de dâhil ederek sektörümüzün her alanda gelişmesine katkı sağlamak temel hedeflerimiz arasında yer aldı” ifadelerini kulandı.

EN ÖNEMLİ PLATFORMLARDAN BİRİ

TechXtile Start-Up Challenge Programı için geçen yıl 64 projenin kadın girişimcilerden geldiğine işaret eden Engin, “2019 yılında 104 projenin yarıştığı programa, 2020 yılında yüzde 66 oranında artış ile 174 proje başvuruda bulundu. Bu yıl ilk kez kadın girişimcilere yönelik uygulamaya koyduğumuz özel ödülün ilgiyi artırdığını düşünüyorum. 174 başvuru ile Türkiye’nin tekstil odağındaki en önemli girişimcilik platformu haline getirdik. Projemizin tüm paydaşlarına ve girişim ekosistemine daha faydalı olabilmesi için yol haritamızı güncelleyerek Techxtile’ın tekstil sektörünün girişim merkezi olması için uzun vadeli stratejisinin, çalışma sistemini ve yapısını tartışmak istiyoruz” diye konuştu.

KATMA DEĞERLİ İŞE VURGU

TechXtile Start-Up Challenge Programı Koordinatörü Ufuk Batum da “Her daim az kaynak ile daha çok ne yapabileceğimizin üzerinde duruyoruz. Bu yüzden sürdürülebilirlik ilkesi çok önemli. Anahtar kelimelerimizden biri de katma değerli iş. Ekosistemin aktörleri ile birlikte çalışarak bize değer katmasını sağlıyoruz. Tarafsız, çok yönlü, gönüllülük ve profesyonellik esasına dayanan, özgün, inovatif bir yapımız var. Ayrıca millilik ve yerlilik bizim çok seslendirdiğimiz bir kavram. Programımızın sanayiye katma değer sağlayan bir boyutu olması lazım, onun için de geleneksel sektörlere dokunmak istiyoruz” şeklinde konuştu.

TechXtile Start-Up Challenge Strateji Arama Konferansı’nın moderatörlüğünü gerçekleştiren Prof. Dr. İbrahim Kırçova da katılımcıların konuyla ilgili görüşlerini aldı.

Türk süt ürünleri ihracatında zirvenin yeni sahibi Çin

Çin’e süt ürünleri ihracatında yükseliş sürüyor. Türk süt ürünleri sektörü, 2021 yılının Ocak – Şubat döneminde gerçekleştirdiği 9,3 milyon dolarlık ihracatla Çin’i en fazla ihracat yaptığı ülkeler listesinde zirveye taşıdı. Sektör, Çin’e ihracat vizesini 2020 yılında almıştı.

Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Bedri Girit, 2021 yılının ilk iki ayında yakaladıkları 9,3 milyon dolarlık ihracat başarısının yıl boyunca devam edeceğini öngördüklerini dile getirdi.

Ticaret Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı iş birliğinde yürütülen çalışmalar neticesinde, Çin’e süt ve süt ürünleri ihracatının önündeki engelin geçen yıl Mayıs ayında kalkmasının ardından, Türk süt ürünleri ihracatçıları pazara hızlı giriş yaptı.

Ege İhracatçı Birlikleri verilerine göre Türkiye’nin, 2020 yılının Mayıs-Aralık döneminde Çin’e süt ürünleri ve mamulleri ihracatı 14,6 milyon dolara ulaştı.

Bu ülkede kalıcı olmak isteyen ihracatçılar tanıtım faaliyetleri ve karşılıklı iş birlikleriyle pazar payını artırdı. 2021 yılının Ocak-Şubat döneminde Çin’e yapılan ihracat ise 9,3 milyon dolar olarak kayıtlara geçti.

Çin’e ihracatta peynir altı suyu 8,3 milyon dolarla ilk sırada yer aldı.

Türk ürünleri raflardaki yerini aldı 

Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Bedri Girit, süt ürünleri sektöründe 54 firmamızın Çin’e ihracat izin aldığını ve ihracatın hızlı bir şekilde başladığını söyledi.

Çin’in dünyanın en büyük tüketicilerden biri olduğuna dikkati çeken Girit, “İlk başlarda süt tozu ile başlamıştık. Sanayi kısmına gönderiyorduk. Peynir altı suyu da ihracatımızda bu ülkeye ilk sırada. Ancak sevindirici olan Türk firmalarının başarılarıyla artık raflarda da yer alıyoruz. Son tüketiciye kadar ulaştırabiliyoruz.” dedi.

Egeli firmaların pazarda çok başarılı olduğunu, bölgedeki bir firmanın Çin’e mozarella peyniri ihraç ettiğini dile getiren Girit, firmaların katma değeri yüksek ürünlerle pazardan daha fazla pay almasını istediklerini söyledi.

Girit, sözlerini şöyle tamamladı:

“Daha önceki beyanatlarımızda Çin pazarında kalıcı olmak istediğimizi söylemiştik. Kalıcı olduğumuz gibi pazardaki payımız da giderek artıyor. Çin’in 6 milyar dolarlık süt ürünleri ithalatına bakıldığında küçük bir miktar olsa da bizim için önemli. Yılın ilk ayında yakaladığımız 9,3 milyon dolarlık ihracat başarısının yıl boyunca devam edeceğini öngörüyoruz. Uzun vadede ise bu rakamları katlamak istiyoruz. Çin pazarı sayesinde süt üreticilerimizin nefes alacağına inanıyoruz.”

Süt ürünleri ihracatı 301 milyon dolar olmuştu

Türkiye’nin süt ürünleri ihracatı 2020 yılında 301 milyon dolar olurken, Irak, 61 milyon dolarlık tutarla ihracat yapılan ülkeler arasında zirvede yer almıştı. Türkiye, Suudi Arabistan’a 42 milyon dolarlık, Birleşik Arap Emirlikleri’ne ise; 22 milyon dolarlık süt ürünleri ihraç etmişti. Çin, 14,5 milyon dolarlık ihracatla listede 7. Sırada yer bulmuştu.

2021 yılının Ocak – Şubat döneminde Türkiye’nin süt ürünleri ihracatı yüzde 26’lık artışla 32,8 milyon dolardan 41,2 milyon dolara çıktı. Çin, 9,3 milyon dolarlık tutarla zirvenin yeni sahibi olurken, Irak 7,1 milyon dolarlık Türk süt ürünleri tercih etti. Birleşik Arap Emirlikleri’ne süt ürünleri ihracatımız ise; 3,4 milyon dolar oldu.

İç Mimar Eda Tahmaz’dan Pandemi Döneminde Yaşam Alanlarında Değişim Yaratacak Öneriler

Pandemi süresince zamanımızın büyük çoğunluğunu geçirdiğimiz evlerimizde daha önce eksikliğini hissetmediğimiz detayları da fark etmeye başladık. EDDA Architecture Kurucusu İç Mimar Eda Tahmaz, evlerini daha fonksiyonel ve konforlu yaşam alanlarına dönüştürmek isteyen ev sahipleri için, küçük dokunuşlarla yapılabilecek yenililikleri ve farklı dekorasyon önerilerini aktardı.

Koronavirüs sebebiyle sosyal etkileşimin neredeyse olmaması, dışarı ile olan bağlantımızın birden kesilmesi, boş zaman aktivitelerinin ve sosyalleşme aktivitelerinin yapılamaması gibi hayatımıza giren zorunluluklar, kendimize, iç dünyamıza ve yaşadığımız mekana daha fazla odaklanmamıza neden oldu. Ödüllü konut ve ofis projeleri ile yurt dışında ve yurt içinde faaliyetlerine devam eden EDDA Architecture Kurucusu İç Mimar Eda Tahmaz, pandeminin dekorasyona etkisi üzerine görüşlerini dile getirdi. Evini değiştirmek isteyenler için dikkat edilmesi gereken kriterleri aktaran Eda Tahmaz, evini değiştirme imkanı olmayanlar için ise küçük dokunuşlarla yapılabilecek yenilikler için farklı önerilerde bulundu.

Pandemi sürecinde evde kaldığımız bugünlerde yaşadığımız mekanlarda yapacağımız küçük değişikliklerin bile daha konforlu alanlar yaratmak için önemli bir adım olacağını belirten Tahmaz, toprak tonları ve beyazın sakinliğini evlerimize taşıyarak, içe gömüleceğimiz rahat puf koltuklar edinerek veya yün, pamuk battaniyeler kullanarak bile eskisinden daha çok vakit geçirdiğimiz evlerimizde büyük değişikler yaratabileceğimizi vurguluyor. Spor salonu, ofis, kütüphane gibi alanları barındırmaya yetecek büyüklükte evleri olmayanlar için evlerde oluşturabilecek  boşluk alanları ile her türlü ihtiyaca göre dönüştürülebilir alanlar yaratılabileceğini düşünen Tahmaz’a göre spor salonu yerine, havalandırabileceğimiz bir odada matımızı atıp spor yapabilir; bir kafeye gitmek yerine, rahat bir koltuk yerleştirip kahvemizi alıp kitap okuma alanı ya da bir hobi köşesi yaratabiliriz. Ya da bu boşluk alanlarımızı, çalışma masası ve ergonomik bir sandalye koyarak ofis alanı yaratmak için kullanabiliriz.

“Evlerimizde daha rahat ortamlar yaratmak için dikkat etmemiz gereken konular var…”

Bej tonları, toprak tonları, gri, nude, krem ve kahverengi gibi çok baskın olmayan, doğadan gelen renklerin daha rahat bir atmosfer yarattığını belirten iç mimar bunlara belli oranlarda maviler ve yeşiller eklenerek dengeli bir dekorasyon yaratılabileceğini aktarıyor.

Ayrıca evden çalışmanın yaygın hale gelmesi ile çevrim içi toplantıların çalışma süremizde ağırlıklı bir yer tutmaya başlaması, bu görüşme alanlarının da ihtiyaca göre kurgulanmasını gerektiriyor. Arka fon, gün ışığı ya da aydınlatma düzeyi gibi unsurların önem kazanması ile arkamızdaki kompozisyonda yer alacak mobilyadan tutun da duvar kağıtlarına ve boyaya kadar birçok unsur ön plana çıkmaya başlıyor.

Aydınlatma tercihinin her zaman gün ışığından maksimum düzeyde faydalanmak üzerine olması gerektiğini önemle vurgulayan iç mimar, gün ışığının aplikler, mumlar ve lambaderler ile  desteklenebileceğini belirtiyor. Mobilya seçimlerinde ise estetiğin yanında konfor ve fonksiyonelliğe önem verilmesi gerektiğini, özellikle evde çalışırken kullandığımız mobilyaların ergonomisi ve rahatlığının ön planda olması gerektiğini de ekliyor.

Ancak bu süreçte en çok ihtiyacımız olan doğaya dönüş özlemimizi gidermek için ise atıl durumda olan ufak balkonumuzu yeniden düzenleyerek bahçe ve parkları kendi evimize taşıyabiliriz. Evimizde balkon yok ise yarattığımız her boşluk alanını ufak bir botanik bahçe yaratmak için kullanabiliriz.

“Her şeyi kendi düzenimiz ve tercihlerimiz doğrultusunda şu an ve gelecekle bağ kurarak minimum zararla çözmeliyiz!”

Şehrin göbeğinde bir evimiz ve buna bağlı bir düzenimiz varsa, hayatımızda köklü bir değişiklik yapmayı planlamıyorsak ve evden çalışıyorsak, bu dönemden sonra ofisimize geri döneceksek büyük riskler alınıp şehirden uzaklaşmaya gerek duyulmaması gerektiğini ifade eden Eda Tahmaz, evini değiştirmek isteyenler için bu değişimin belli bir amaç doğrultusunda planlanması gerektiğini aktarıyor. Örneğin, çok yemek yapan bir aileden bahsediyorsak,bu doğrultuda geniş mutfaklı evler tercih edilebilir. Belki bu mutfaklarda kiler gibi depolama alanlarının bulunması da uzun süren izolasyonlar süresince kullanışlı olacaktır.

Pandemi süresinde işe gidip gelen aile üyelerinin olması elbette ki hijyen açısından korkuları göz önüne sereceğinden birden fazla banyoya ihtiyaç duyulabilir. Odaların kendine ait banyo ve tuvaletleri olabilir. Ayrıca mahremiyeti kısıtlamadan tasarlanan oldukça geniş pencere, balkon ve teraslı evler tercih edilebilir. Bu evler sadecepandemidönemindeki kısıtlamalar nedeniyle değil hayatımız boyunca kullanabileceğimiz işlevselliğe sahip olacaktır.

Doğa Tutkunları İstMarina AVM’de buluşuyor

“Doğa’da Yaşam İstMarina AVM’de” etkinliği kapsamında heyecan, macera ve adrenalin arayanlar, İstMarina AVM’de bir araya geliyor. 18 Mart-3 Nisan tarihleri arasında toplam 12 gün sürecek etkinlikte, offroad araçları ve offroad karavanlardan Tiny House’a, motosikletten teknelere birçok araç sergilenecek…

 4×4 Dünyası Dergisi tarafından düzenlenen “Doğa’da Yaşam İstMarina AVM’de” etkinliği, 18 Mart-3 Nisan tarihleri arasında “Deniz üstü alışveriş” tarzıyla perakende sektörüne yeni bir boyut getiren, Anadolu Yakası’nın sahil cephesi en geniş, açık alan alışveriş merkezi İstMarina AVM’de gerçekleştirilecek. AVM’nin tüm açık alanlarının kullanılacağı etkinlik, bugüne kadar bir AVM’de yapılmış en kapsamlı organizasyon olma özelliğini taşıyor.

Pandemi nedeniyle evlerine kapanan ve doğa özlemi çekenlerin tüm ihtiyaçlarına cevap verecek offroad araçları, motosikletler ve teknelerin yanı sıra outdoor ürünleri ve donanımları da İstMarina AVM’nin Türk Standartları Enstitüsü( TSE) Covid-19 Güvenli Hizmet Belgesi ile tescillenen yüksek hijyen ve güvenlik önlemleri altında, bir arada görme ve yakından inceleme şansına sahip olacaklar.

18-20 Mart: Yarış tutkunları için ‘Yarış Otomobilleri’ Sergisi

18-20 Mart tarihleri arasında yarış severler ralli, pist ve Offroad gibi farklı branşlarda tam donanımlı 20 yarış otomobilini yakından görebilecekler. Aynı zamanda 20 Mart tarihinde drift Pilotları Abbas Çimen ve Volkan Arısoy’dan imza alabilecekler.

18 Mart tarihinde ayrıca Çanakkale Zaferi Yıldönümünde İSOFF standında, Baja Troia offroad yarışının lansmanı da gerçekleşecek. 28 – 31 Ekim 2021 tarihleri arasında 10 ülkeden 4×4 araçların katıldığı offroad yarışı, Çanakkale ve çevresinde yapılıyor.

22-24 Mart: Çevreci ve minimalist: “Tiny House”

Küçük, ancak daha kullanışlı bir yaşam alanı yaratmasıyla avantaj sağlayan Tiny House, tüm dünyada büyük rağbet görüyor. Pandemi nedeniyle Türkiye’nin de ilgi alanına giren karavan ruhsatlı mobil evler 22-24 Mart tarihleri arasında İstMarina AVM’de görülebilecek. Çevreci ve minimalist bir yaşam tarzını seçmek isteyenler farklı bütçelere hitap eden değişik boyut ve donanımlardaki Tiny Houseları detaylı inceleme fırsatı bulabilecekler.

25-27 Mart: Özgür Ruhların Yeni Trendi: Offroad Karavanlar

Bir noktaya bağlı kalmadan, çevre ve manzara değiştirerek mobil bir tatil geçirmek isteyenlerin tercihi offroad karavanlar, ülkemizde de yavaş yavaş trend olmaya başladı. Klasik karavanlardan farklı olarak insan kalabalığından uzaklaşma imkanı sağlayan Offroad Karavan konseptinde pek çoğu Türkiye’de ilk defa görücüye çıkacak 8 markanın farklı ihtiyaçlar için ürettiği modeller 25-27 Mart tarihleri arasında sergilenecek.

İstMarina AVM’de offroad karavanların yanı sıra deniz severler de unutulmuyor. Aynı tarihlerde dıştan takma motorlu 4-6 metre arası farklı marka ve özelliklerde tekneler de sergilenecek.

1-3 Nisan: Hem ulaşım, hem tutku aracı: Motosiklet Sergisi

Her ne kadar ulaşım aracı olarak görülse de aslında bir kültür haline gelen motosikletler de unutulmadı. 1-3 Nisan tarihleri arasında birçok markanın yeni model motosikletleri İstmarina AVM’de yerlerini alıyorlar. Yine aynı gün, günlük kullanımlar için tasarlanmış birbirinden iddialı ve yapılı offroad araçları ile bu araçları hazırlayan garajlar yer alacak.

GENÇ, DİNAMİK VE MULTİFONKSİYONEL:  ANANAS WOODWORKINGDEN YENİ EDGE SERİSİ

Endüstriyel tasarımcılar Altuğ Toprak ve Çağdaş Cantürk liderliğinde çalışmalarına devam eden ahşap atölyesi Ananas Woodworking, son olarak renkli, sade ve aynı zamanda dinamik Edge serisini sundu.  Tüm yaşam alanları düşünülerek hazırlanan seride yer alan ürünler, çok amaçlı bir kullanım sağlayan multifonksiyonel tasarımları ile ön plana çıkıyor.

Geleneksel ürünlere ahşap ile kattıkları modern yorum ile ön plana çıkan Ananas Woodworking, sehpa veya saksılık olarak kullanılabilecek multifonksiyonel ürünlerden oluşan Edge serisini dekorasyon severler ile buluşturdu. Tamamen el işçiliğiyle üretilen seri, ahşabın tüm doku ve desenlerini zarif ve bir o kadar da dinamik bir şekilde sunuyor.

Tüm yaşam alanlarına uygun olarak çok amaçlı kullanımlar için tasarlanan Edge serisi, zarif ve kullanışlı görünümü ile her konsepte ayak uydurabilecek nitelikte bir tasarım çizgisine ve dokuya sahip.  Tek bir gövdede buluşan kare veya dikdörtgen tabla seçeneği ile alt kısmındaki metal rafı sayesinde pek çok eşyanın yerleştirilebileceği ürünleri ister güneş alan yerlerde saksılık, ister kapı girişinde dresuar, ister yaşam alanlarında sehpa olarak pek çok farklı şekilde değerlendirmek mümkün.

Çağdaş formunun yanı sıra kullanıcıya birçok farklı renk seçeneğinin de sunulduğu serinin Aged versiyonunda bir farklılığa gidilerek ceviz tabla ve altın sarısı satineye eskitme işçiliği uygulanmış metal ayaklar kullanılarak, hem metal hem de ahşabın uzun süreli olarak korunması sağlanıyor.  Tamamen el işçiliğiyle üretilerek ahşabın tüm doku ve desenlerinin hissedilebileceği bir deneyim sunan seride ağacın doğallığı göz önünde bulundurulduğunda, her bir ürün farklılık gösterebileceği gibi dört farklı boy seçeneği ve tekli ya da çoklu kullanım alternatifleri ile de hayallerin sınırları zorlanıyor.

Düşünce ve Kültür Dünyamıza Yeni Bir Soluk: “İnsicam”

Ülkemizin köklü sivil toplum kuruluşlarından İnsan ve Medeniyet Hareketi’nin hedef ve hassasiyetlerini gözeterek insan, düşünce ve kültürü merkeze alan İnsicam Dergisi yayın hayatına başladı.

Müslümanca bir duruş, bakış ve anlayış ile ülkemizin fikrî eserlerine yeni bir bakış getirmeyi amaçlayan İnsicam Dergisi, ilk sayısıyla Mart ayında okuyucularıyla buluştu.

Hakikat ve medeniyet tasavvuru ile İnsicam, ilk sayısında çok değerli yazarların fikir ve ilim dünyalarına kapı aralıyor.

Çok değerli isimlerin eserleriyle katkıda bulunduğu dergi, Ali Öztürk’ün “Diyelim Aşk İle Bismillâhirrahmânirrahîm” başlıklı yazısıyla açılıp çağımızın tüm o telaşlı ve yorgun koşuşturmacasına karşın Seyfullah Şenel’in “Artık Yavaşla” başlıklı yazısı ile kapanıyor.

“Hüccetülislâm Gazzâlî” adıyla ağırlıklı bir dosyada Necmettin Kızılkaya ile “Gazzâlî Üzerine Söyleşi”ye yer veriliyor. Aynı dosyada Sinan Özyurt, Mülayim Sadık Kul, Talha Hakan Alp ve Mustafa Özel, İmam Gazzâlî’nin eserlerine, fikir dünyasına ve nasihatlerine parantez açıyor.

Mart ayında yayın hayatına başlaması hasebiyle kıymetli yazarlardan Âlim Kahraman, D. Mehmet Doğan ve Mustafa Özçelik ile “Mehmed Âkif” konulu söyleşileri ihtiva ediyor.

Geçtiğimiz ay ebediyete irtihal eden Muhammed Emin Saraç Hocaefendi’nin 1985 yılında İslâm Dergisi’nde yayınlanan “Peygamber Sevgisi ve Alametleri” adlı yazısı iktibas ediliyor. Ahmet Turan Arslan’ın “Osmanlı İlmiye Geleneğini Yeni Nesillere Aktaran Hoca Efendi: Emin Saraç” başlıklı biyografik yazısı ile merhum M. Emin Saraç Hocaefendi’nin şahsî ve ilmî hayatına ışık tutuluyor.

Şubat ayında ebediyete irtihal eden İslâm âleminin saygın münevverlerinden Prof. Dr. Malik Bedri için Ahmet Erdem Akkoyunlu’nun “Müslüman Psikologların Öncüsü: Malik Bedri” adlı biyografik yazısına yer veriliyor.

Geçtiğimiz günlerde “Sabah Yıldızı” isimli eseri yayınlanan yazar ve yayıncı Mustafa Kirenci, Üstad Sezai Karakoç ve “Diriliş”i hakkında bir söyleşiye konuk oluyor.

Bilal Kemikli, Fatih Büyükkara, İsmail Halis, M. Fesih Kaya, Aşkın Yıldız, Derviş Çelebi, Mucahid Yıldız, Kamil Ergenç ve Mahmut Osmanoğlu’nun fikrî yazılarıyla katkı verdiği İnsicam’da, Zübeyir Nişancı ve Rıza Savaş da ahlâk ve İslâm temalı yazılarıyla yer alıyor.

Berlin’deki Beef Grill Club Kadewe’de Designist İmzası!

İç Mimar Aslı Arıkan Dayıoğlu liderliğinde ulusal ve uluslararası ölçekte ödüllü iç mimari projelere imza atan Designist, Berlin’de tasarladıkları Beef Grill Club zincirine bir yenisini daha ekledi. Kudam ve Mall of Berlin’deki restoranlardan sonra Avrupa’nın ilk alışveriş merkezi Kadewe’de de yerini alan Beef Grill Club, Designist tasarımıyla müşterilerini ağırlamaya başladı.

Berlin’in en ünlü Türk restoran zinciri olan Hasır Restaurant’ın yepyeni bir konseptle hayata geçen et restoran zinciri Beef Grill Club, Designist tarafından tasarlandı. İlki Kudamm’da, ikincisi Mall of Berlin’de olan Beef Grill Club’ın üçüncüsü ise Avrupa’nın ilk alışveriş merkezi olan ünlü Kadewe binasının çatı katındaki Food Hall’de yer alıyor. Kadewe‘nin 2019 yılında yemek katını yenilemeye başlaması ve aynı zamanda çeşitliliği arttırarak daha uzun oturuma uygun yeni restoranları bünyesine katması ile Beef Grill Club da burada yer alan özel restoranlardan biri olarak hayata geçirilmiş.

Designist, Beef Grill Club’ın Kudam ve Mall of Berlin’deki restoranlarının iç mekan tasarımlarını benzer detaylarla oluştururken Beef Grill Club Kadewe’de ise konumunun ve bulunduğu katın yenilenen yüzüne daha uygun bir tasarım olması için modern bir konsept belirlemiş.

Ferah ve geniş bir girişe sahip olan restoranın tam ortasında, yemek katından gelenleri karşılamak üzere özel bir bar tasarlanmış. Barın ön cephesi, özel olarak tasarlanan CNC kesim üç boyutlu masif meşeden yapılmış gövde ile kaplanarak mekana dinamik bir enerji verilmiş. Pedralli marka gerçek deri, döner mekanizmalı bar sandalyeleri seçilerek, mekanda dinamiklik ve rahatlık işlevsel olarak da sağlanmış.

Arkası aydınlatmalı, etlerin dinlendirildiği Himalaya tuz blok duvarlı büyük et buzdolabı ve açık mutfakta pişirme ünitelerinin arkasındaki canlı yeşil seramikler ile müşteriyi cezbeden bir giriş tasarlanmış. Mekanın geri kalanında ise mat su yeşili tonlar kullanılarak sıcak bir atmosfer yaratmak hedeflenmiş.  Zeminde kullanılan siyah, beyaz, gri tonlarda dinamik desenli İtalyan seramikler ile tüm mobilyalara fon oluşturularak, bütüncül bir mekan yaratılmış.

Eskitme bakır Dr.Light tasarım aydınlatmalar, mat siyah renkle birlikte kullanılarak mekan zenginleştirilmiş ve aynı zamanda hissettirilmek istenen endüstriyel his sağlanmış. Tavan yüksekliğinin az olması sebebi ile alçıpan kullanımı tercih edilmemiş. Tavan siyah renge boyanmış ve bakır çıtaların çapraz bir şekilde kurgulanarak asılmasıyla ferah bir hacim elde edilmiş.

Büyük deri sedir oturma grubunun arkasında tasarlanan, Decosteel’in paslanmaz satine bakır levhası ile yapılan ışıltılı şaraplık raflarıyla ve dolaplarla mekana sıcak bir hava verilmesi hedeflenmiş. Tüm sabit mobilyaların uygulamasının Addo tarafından başarıyla yapıldığı mekanda, İtalyan sandalyeler ve Tanju Zarkan tarafından imal edilen masif ceviz ile epoxy karışımı özel tasarım masalar kullanılmış.

Avrupa’nın en ünlü alışveriş merkezinde, çok keyifle yürüttüğü bu projeyi başarıyla hayata geçirmekten mutluluk duyan Designist Kurucusu İç Mimar Aslı Arıkan Dayıoğlu, Titanic Otel’in ve Hasır Restaurant’ın sahibi yatırımcı Aygün Grup’un yurtdışında hayata geçirdikleri başarılı projeler ile daha çok kendilerinden söz ettireceklerini düşünüyor.

Künye:

İç Mimari Tasarım: Designist

İç Mimari Tasarım Ekibi: Aslı Arıkan Dayıoğlu, Osman Yılmaz, Zafer Akyüz, Buse Köse, Ecenur Yaman

Project Yeri: Berlin/Almanya

İşveren: Beef Grill Club by Hasır

Tamamlanma Yılı: 2019

Proje Alanı: 295 m²

Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, Kayseri ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Küresel Gazeteciler Konseyi, TSYD, TİMEF, AVKON, ADD üyesi, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği, Tüm Mücadele Sporları Derneği, Kayseri Spor Adamları Derneği, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Davut Güleç Panel İletişim Davut Güleç – Sağ Menü