Ekonomi-teknoloji haberleri ve TUİK verileri (26.02.2022)
Taze meyve sebzede pestisit sorununa dört koldan neşter vuracaklar
Rusya Federasyonu’nun, Türkiye’den ithal ettiği üzüm, portakal, greyfurt, biber ve nar ithalatına pestisit nedeniyle yasaklama getirmesi sonrasında Türkiye, mevcut yasakların kalkması ve yasakların diğer ürünlere sıçramaması için dört koldan harekete geçti.
Tarım ve Orman Bakanlığı, üreticiler, ihracatçılar ve zirai ilaç bayileri soruna çözüm bulmak için güçbirliğine gitti.
Türkiye’nin taze meyve sebze üretim ve ihracatında önemli merkezlerinden, sofralık üzümün başkenti Alaşehir’de Manisa Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği iş birliğinde, “Yaş Meyve ve Sebze İhracatında Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri” isimli toplantı bir hafta arayla ikinci kez düzenlendi.
Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Vural Güleç’in modetarölüğünde düzenlenen toplantıya, Manisa Tarım ve Orman İl Müdürlüğü Bitkisel Üretim ve Bitki Sağlığı Şube Müdürü Gökmen Kaya, Alaşehir Tarım ve Orman İlçe Müdürü Musa Akkaynak ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Üyesi Ali Uçak konuşmacı olarak katıldı.
“Yaş Meyve ve Sebze İhracatında Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri” isimli ilk toplantıda ihracatçılardan pestisit sorununun çözümü için görüşlerini aldıklarını aktaran Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi H. Vural Güleç, ikinci toplantıda zirai ilaç bayilerinin görüşlerini dinlediklerini anlattı.
Sürdürülebilir taze meyve sebze ihracatı için Tarım ve Orman Bakanlığı, üreticiler, ihracatçılar ve zirai ilaç bayilerinin koordineli çalışması gerektiğine vurgu yapan Güleç, “Bilinçsiz pestisit kullanımı nedeniyle ortaya çıkan kalıntı sorunu üretim aşamasında olurken, pestisitin cezasını ihracatçı ödüyor. Bunun önüne geçmek için Ege Bölgesi’nde yoğun bir şekilde üretilen ve ihracatın yapılan ‘çekirdeksiz sofralık üzüm, kiraz, nar, şeftali, mandalina, çilek, domates, hıyar ve asma yaprağı’ ürünlerinde “Kullandığımız Pestisitleri Biliyoruz” isimli bir projeyi 2021 yılında hayata geçirdik. Bu ürünlerde 550 analiz yaparak, bölgenin pestisit haritasını çıkardık. Tarım ve Orman Bakanlığımız ve üreticilerimizle bu sonuçları paylaşıyoruz. 2022 yılında analiz sayısını daha da artıracağız” dedi.
Rusya’nın ithalat yasağı getirdiği ürünler nedeniyle yaş meyve sebze sektöründe üretilen ürünlerin katma değere dönüşmesinde ciddi sorunlar olabileceğini vurgulayan Güleç, yaş meyve sebze sektöründe bilinçsiz pestisit kullanımı nedeniyle ortaya çıkan kalıntı sorununu önlemek için en önemli dört ayak konumundaki Tarım ve Orman Bakanlığı, ihracatçılar, üreticiler ve zirai ilaç bayilerinin üzerine düşeni yapmasının sorunu çözeceğini sözlerine ekledi.
Uçak: “Rusya büyük pazar ihracat durursa hepimiz zarar görürüz”
Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Üyesi Ali Uçak ise; Rusya pazarının taze meyve sebze sektörü açısından önemine vurgu yaptı. Uçak, “Rusya büyük Pazar, bu pazarın kaybı söz konusu olursa bu sektörden ekmek yiyen herkes büyük zarar görür. Rusya şu anda belli ürünlerde yasak getirdi, bu konuda tedbir alınmazsa tüm taze meyve sebze ürünlerinde yasak gelebilir. Öncelikle üreticilerimiz kalıntısız ürün üretmeleri gerektiğini idrak edecek. Hastalık ve zararlılardan ari ürün yetiştirip pazara sunmak için hepimiz üzerimize düşeni yapmak zorundayız. Sektörde yaşanan sorunlar hepimizi ilgilendiriyor. Tek sorumlu ne üretici, ne ilaç bayileri ne de ihracatçı. Ülkemizden yapılan ihracata bir engel getiriliyorsa bunun sorumlusu hepimiziz. Bu halkada zirai ilaç bayilerine büyük görev düşüyor. İhracatçılar olarak yapılması gereken neyse sorumluluk almaya hazırız” diye konuştu.
“Yaş Meyve ve Sebze İhracatında Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri” isimli toplantıya, Alaşehir Ziraat Odası Başkanı Türk, Alaşehir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Soygür, TARİŞ Alaşehir Üzüm Kooperatifi Müdürü Yılmaz Yıldırım, Sarıgöl Ziraat Odası Başkanı Ali İhsan Ülgen, taze meyve sebze ihracatçıları, zirai ilaç bayileri ve üreticiler katıldı.
HALICI GROUP YENİ ŞUBESİNİ ADANA’DA AÇTI
Endüstriyel ürün satışı ve mühendislik hizmetlerini Türkiye genelinde müşterilerine ulaştıran Halıcı Group, son olarak Adana ofisini açtığını duyurdu.
Endüstriyel otomasyon sektöründe önde gelen ve dijital dönüşümde iddialı firmalardan biri olan Halıcı Group; Türkiye’nin en kalabalık altıncı şehri “Akdeniz’in İncisi” olarak adlandırılan Adana ofisinin açılışını gerçekleştirdi.
Merkez ofisi İstanbul’da bulunan firma; böylece Bursa Nilüfer, İzmir Çiğli ve Ankara Yenimahalle’den sonra dördüncü ofisini Adana’nın Seyhan ilçesinde faaliyete geçirmiş oldu.
Firma, yeni ofisiyle birlikte Adana’nın yanı sıra Osmaniye, Mersin, Hatay, Niğde, Nevşehir, Kayseri, Kahramanmaraş, Malatya, Adıyaman, Kilis, Gaziantep ve Şanlıurfa olmak üzere civar illerdeki müşterilerine yerinde ve daha hızlı hizmet verebilmeyi amaçlıyor. Halıcı Group, bundan böyle söz konusu şehirlerde de güçlü stok, yetkin teknik destek ve mühendislik çözümleriyle müşterilerinin yanında yer almaya devam edecek.
OTOMASYON VE DİJİTAL DÖNÜŞÜMDE ÇÖZÜM ORTAKLIĞI YAPIYOR
Türk endüstrisine 29 yıllık deneyimi ve bilgi birikimi ile otomasyon, telekomünikasyon, dijital dönüşüm alanlarında hizmet sunan Halıcı Group; endüstriyel ürün satışı ve mühendislik hizmetleri sağlıyor.
Sektörlerinin önde gelen markalarının distribütörlüklerini yürüten firma; ABB’nin Türkiye resmi partneri ve distribütörü olmasının yanında İsviçre menşeli Landis Gyr, İtalyan SIBONI, Çekya merkezli Geovap, G. Koreli Doosan Robotics ile Türk endüstrisinin yakından tanıdığı SMB TECHNICS, B&R, Honeywell ve Pilz firmalarının çözüm ortağı olarak görev yapıyor.
SCADA, otomasyon, PLC, robotik sistemler, röleler, motorlar, panolar, elektrik sayaçları gibi ürün kategorilerinde müşterilerinin ihtiyaçlarını ve taleplerini karşılıyor.
TOYOTA’NIN DOĞA DOSTU HİBRİTLERİ SATIŞ REKORLARI KIRIYOR
Toyota, otomotiv sektörüne sunduğu “devrim niteliğindeki” hibrit teknolojisine sahip araç satışında 19,5 milyonu aştı. Son dönemde Avrupa başta olmak üzere tüm dünyada alınan katı çevreci regülasyonlar ve kullanıcıların doğa dostu yaklaşımları, hibrit otomobil yönelimde etkili oldu. Bu sayede dünyada ilk hibrit otomobili 1997 yılında sunan Toyota, o günden bu yana 150 milyon tonu aşan karbon emisyonunu da önlemiş durumda.
Bunun yanında çevreci yakıt teknolojilerine ve tasarruflu sürüşe son yıllarda büyük ilgi gösteren Türk kullanıcılarının da tercihleriyle Türkiye’deki hibrit otomobillerin payı da toplam pazarda yüzdesi 8’ler seviyesinin üzerine çıktı. Bu oran 2012 yılında sadece yüzde 0,04 olarak kayıtlara yansımıştı. Türkiye’de ilk hibrit otomobili 2009 yılında sunan Toyota, bugüne kadar 56 bin 694 adetlik hibrit araç satışı gerçekleştirdi. Toyota, Türkiye toplam hibrit otomobil satışlarında da yüzde 40’lık pay ile pazarda açık ara önde bulunuyor. Markanın Türkiye pazarındaki toplam araç satışlarında hibritlerin oranı da yüzde 45’e yaklaşmış durumda.
Green Deal (Yeşil Mutabakat) kapsamı çerçevesinde otomotiv üreticileri bu teknolojileri geliştirme yolunda yeni yeni adımlar atarken Toyota, “2050 Çevre Hedefi” ile konuya verdiği önemi bir kez daha gözler önüne seriyor. Çevreyi koruma konusunda sadece egzozdan çıkan emisyonlara odaklanmamak gerektiğinin altını çizen Toyota; aracın üretiminden kullanımına ve aracın geri dönüştürülmesine kadar olan süreçte oluşan karbon ayak izine de bakılması gerektiğini savunuyor. Marka ayrıca; üretiminde sıfır CO2, doğal kaynakların kullanımının azaltılması, ağaçlandırma faaliyetleri, geri dönüştürülmüş su kullanımı, atıkların en aza indirilmesi gibi çalışmalar için de büyük kaynak ayırıyor.
Karbon salımı azaltmak için demiryolu taşımacılığı
Toyota emisyonları azaltmak adına Avrupa’da Fransa’daki Valenciennes Araç Lojistik merkezi ve İngiltere’deki Toton arasında, yeni ürettiği otomobilleri çapraz kanallı demiryolu ile taşımaya başladı. Bu lojistik adımın, Pan-Avrupa planının ilk parçası olarak öne çıkması ve önümüzdeki dönemde lojistik operasyonların karbon salımlarını azaltma hedefi doğrultusunda demiryolu taşımacılığında büyük bir pay sahibi olması bekleniyor. Toyota, ilk olarak yılda 270 tren seferiyle 70 bin civarında aracın lojistiğini gerçekleştirecek. Bu yeni uluslararası lojistik trafiğinin Toyota Avrupa’nın toplam lojistik ağında CO2 emisyonunun yüzde 10 ve teslimat sürelerinin yaklaşık yüzde 50 azaltılmasını bekliyor.
Toyota’nın, Avrupa’da kadar Karbon Nötr olma hedefinin bir parçası olarak Toyota 2025’e kadar Avrupa’da ana lojistik rotalarının bazılarını demir yoluna dönüştürecek. Toyota Avrupa’daki Demiryolu projesinin ikinci fazına ise Nisan 2022’de başlayacak. Bu faz tamamlandığında yılda nakliye kamyonu hesabıyla 7 milyon kilometrelik tasarruf elde edileceği tahmin ediliyor. Bu sayede hem yol kullanımı hem de emisyon oranları azaltılacak.
50 yıllık hibrit deneyimini, elektrikli otomobillere taşıyacak
Toyota, hibritlerle başladığı elektrifikasyon sürecine de ciddi kaynak ayırıyor. Elektrikli araçlarda daha fazla ihtiyaç duyulacak bataryaları geliştirmek için 2030 yılına kadar yaklaşık 13.6 milyar dolar yatırım gerçekleştirecek olan Toyota, AB’de 2035’ten itibaren yeni araçların sıfır emisyonlu olmasını hedefliyor. Bu amaçla; Toyota hibritler, kablo ile de şarj edilebilen hibritler, hidrojen yakıt hücreliler ve elektrikli araçlar olmak üzere hepsinin birer rolü olduğu vizyonuyla hareket etmeye devam ediyor. Böylelikle Toyota, 2030 yılına kadar binek ve ticari segmentinde 30 elektrikli araçtan oluşan bir ürün gamı oluşturacak.
Toyota aynı zamanda elektrikli ürün gamını life style ürünleriyle de genişletecek. Bunlar içerisinde elektrikli spor otomobiller, arazi araçları, pick-up modeller ve ticari araçlar yer alacak.
Levent’teki merkezi konumu ve memnuniyet odaklı kaliteli hizmet yaklaşımıyla İstanbul’un yeni buluşma noktası Sheraton Istanbul Levent, aileleri, dostları ve arkadaşları fondü sofraları etrafında yeniden bir araya getiriyor. Geleneksel peynir fondüden çikolata fondüye farklı seçenekler içeren zengin fondü menüsü 20 Mart’a kadar Sheraton Istanbul Levent’te öğle ve akşam yemeklerine lezzet ve muhabbet katmaya devam edecek.
İstanbul’da buluşmalara, kavuşmalara ve kutlamalara ev sahipliği yapan Sheraton Istanbul Levent, aileleri, dostları ve arkadaşları fondü etrafında yeniden bir araya getiriyor. Geleneksel peynir fondüden çikolata fondüye farklı alternatifler sunan zengin menü, öğle ve akşam yemeği sofralarına hem lezzet hem de sunum anlamında yeni bir soluk getiriyor. İtalyan Baş Aşçı Giovanni Terracciano tarafından özel olarak hazırlan ve 20 Mart’a kadar servisi devam edecek fondü menüsünde baget ekmeği küpleriyle servis edilen geleneksel peynir fondü, mevsim sebzeleri ve baget küpleriyle ikram edilen trüf aromalı ve mantarlı peynir fondü, buharda pişmiş pilav ve garnitürlerle sunulan dana ve tavuk etli “bourguignon” fondü, levrek, somon, morina balıklarıyla karidesten oluşan bulyon fondü “chinoise” ve taze mevsim meyveleriyle gelen çikolata fondü yer alıyor. Her besini fondü stiliyle tadarak deneyimleyebileceğiniz bir menü ile farklı damak tatlarına hitap etmeyi amaçlayan Sheraton Istanbul Levent aynı zamanda aileleri, arkadaşları ve dostları lezzetli yemekler ve keyifli sohbetlerle yeniden buluşturmayı arzu ediyor.
Fondü menüsü ile ilgili haberin detaylarına ve görsellerine ekte ulaşabilirsiniz. Habere mecralarınızda yer vermenizi umuyor, güzel bir hafta sonu diliyoruz.
Bir önceki aya göre Şubat ayında tüketici güven endeksi %2,8 oranında azalarak 71,2 değerini, reel kesim güven endeksi %1,8 oranında azalarak 109,9 değerini, hizmet sektörü güven endeksi %1,2 oranında azalarak 118,7 değerini, perakende ticaret sektörü güven endeksi %3,8 oranında azalarak 119,8 değerini, inşaat sektörü güven endeksi %3,3 oranında azalarak 82,7 değerini aldı.
Linyit(1) satılabilir üretimi Aralık ayında bir önceki aya göre %3,0 azalırken bir önceki yılın aynı ayına göre %11,9 arttı.
Taşkömürü üretimi Aralık ayında 123 bin 233 ton olarak gerçekleşti
Taşkömürü satılabilir üretimi Aralık ayında bir önceki aya göre %4,0, bir önceki yılın aynı ayına göre ise %16,1 arttı.
Taşkömürü koku satılabilir üretimi ise Aralık ayında 409 bin 244 ton olarak gerçekleşti. Bu üretim bir önceki aya göre %3,0, bir önceki yılın aynı ayına göre ise %6,8 arttı.
Taşkömürü ithalatı Aralık ayında 3 milyon 171 bin 41 ton olarak gerçekleşti
Taşkömürü ithalatı Aralık ayında bir önceki aya göre %10,4 artarken bir önceki yılın aynı ayına göre %3,7 azaldı.
Taşkömürü koku ithalatı Aralık ayında bir önceki aya göre %5,1, bir önceki yılın aynı ayına göre ise %35,1arttı.
Aralık ayında üretimin teslimatları karşılama oranı en yüksek linyitte gerçekleşti
Üretimin teslimatları karşılama oranı(2) Aralık ayında %90,2 ile en yüksek linyitte gerçekleşti. Bu oran taşkömürü kokunda %84,9 iken taşkömüründe %3,4 olarak hesaplandı.
Taşkömürü ve linyit teslimatı en fazla termik santrallere yapıldı
Katı yakıtların teslimat yerlerine göre dağılımı incelendiğinde; Aralık ayında taşkömürü teslimatının %59,8’i termik santrallere, %14,8’i kok tesislerine, %11,3’ü demir-çelik haricindeki sanayiye yapılırken, linyit teslimatının %79,9’u termik santrallere ve %12,7’si demir-çelik haricindeki sanayiye yapıldı. Taşkömürü kokunda ise en fazla teslimat %95,3 ile demir-çelik sanayine yapıldı.