Ekonomi-teknoloji haberleri, TUİK verileri (16.02.2022)
İnşaat Sektörü 2022’ye yavaş başladı
Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), her ay merakla beklenen inşaat ve bununla bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durum ile beklenen gelişmeleri ortaya koyan “Hazır Beton Endeksi” 2022 Ocak Ayı Raporu’nu açıkladı. Bütün endeksler geçen yılın aralık ayından sonra bu yılın ocak ayında da negatif tarafta yer almıştır. Aralık ayına kıyasla faaliyette sınırlı bir gerileme görünmektedir. Buna rağmen faaliyet son 20 ayın en düşük değerini almıştır.
Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) her ay açıkladığı Hazır Beton Endeksi ile Türkiye’de inşaat sektörü ve bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durumu ve beklenen gelişmeleri ortaya koymaktadır. İnşaat sektörünün en temel girdilerinden biri olan ve aynı zamanda üretiminden sonra kısa bir süre içinde stoklanmadan inşaatlarda kullanılan hazır betonla ilgili bu Endeks, inşaat sektörünün büyüme hızını ortaya koyan en önemli göstergelerden biridir.
THBB, her ay merakla beklenen Hazır Beton Endeksi’nin 2022 Ocak Ayı Raporu’nu açıkladı. Rapora göre, aralık ayına kıyasla faaliyette sınırlı bir gerileme görünmektedir. Buna rağmen faaliyet son 20 ayın en düşük değerini almıştır. Beklenti ve Güven Endeksi değerlerinde bir gerileme söz konusu değildir. Birleşik Beton Endeksi, geçtiğimiz yılın aralık ayı ile aynı değerde kalmıştır.
Geçen yılın aynı ayına göre baktığımızda ise ocak ayında bütün endekslerde ciddi bir gerileme görülmektedir. Beklenti en fazla daralan endeks olmuştur. Güven Endeksi en fazla daralan ikinci endekstir. Faaliyette sınırlı gerileme görülmektedir.
Raporun sonuçlarını değerlendiren THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Özellikle maliyet enflasyonu ile yükselen inşaat maliyetleri yeni üretilen konut talebini ister istemez baskılamaktadır. Tarihsel veriler, tüketicilerin konut kredisi kullanmakta istekli olmadıkları dönemde ikinci el konuta ilgi gösterdiklerini göstermektedir. 2021 yılının son iki ayında banka kredisi ile alınan ikinci el konut sayısı artmasına rağmen yılın tamamında yeni konutlara talebin düşük kalmasının arkasında yatan nedenlerin başında inşaat maliyetlerindeki yükseliş gelmektedir. Aynı zamanda kamu bankaları üzerinden kullandırılan düşük faizli konut kredisi ilgi görmesine rağmen özel bankaların konut kredisinde faiz indiriminde istekli olmamaları, ekonomideki likidite sıkıntısı ve maliyet artışları, yeni yapılan konutların satışında daralma meydana getirmiştir. ” diye konuştu.
“İnşaat sektöründeki dengeli büyüme, öngörülebilirlik ve stabilizasyon ile mümkün olacaktır.”
Tüketicinin konut talebi için satın alma gücünü muhafaza etmesinin, ekonomik stabilizasyonun ve öngörülebilirliğin kritik etmenler olduğunu vurgulayan Yavuz Işık “Yalnızca kamu bankaları ile değil aynı zamanda özel bankaların da bu sürece destek vermesi sonrasında inşaat sektörü yeniden hareketlenebilecektir. İnşaat sektöründeki dengeli büyüme, öngörülebilirlik ve stabilizasyon ile mümkün olacaktır.” dedi.
Taze meyve ihracatında pestisit sorununa Şili modeli önerisi
Taze meyve sebze sektörü, 2021 yılında gerçekleştirdiği 3 milyar 82 milyon dolarlık ihracatının 1 milyar 13 milyon dolarını gerçekleştirdiği Rusya Federasyonu’na ihracatta pestisit nedeniyle yasaklarla karşı karşıya kaldı.
Rusya Federasyonu, Türkiye’den üzüm, portakal, greyfurt, biber ve nar ithalatına pestisit nedeniyle yasak getirdi.
Türkiye’nin taze meyve sebze üretim ve ihracat merkezlerinden Alaşehir’de Manisa İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından düzenlenen, “Yaş Meyve ve Sebze İhracatında Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri” isimli toplantıda pestisit sorunu masaya yatırıldı.
İhracatçılar, üzümde salkım güvesinin önüne geçmek ve bilinçsiz pestisit kullanımı nedeniyle oluşan kalıntı sorununu önlemek için feromon tuzak kullanımının zorunlu hale getirilmesini, üreticilerin ürünlerini hasat yapmadan önce analiz yaptırarak “Hasat Sertifikası”nı almasını ve bu sertifika ile ticarete konu ürününün satışını yapabilmesi şeklindeki uygulamanın hataya geçirilmesini talep etti.
Alaşehir’in en önemli ürünü üzümde oluşan salkım güvesiyle mücadelede feromon tuzak kullanımının zorunlu hale getirilmesini öneren Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, “Şili feromon tuzak kullanımını 3 yıl zorunlu hale getirdi. Sonrasında salkım güvesinden kurtuldular. Alaşehir bağ alanlarının yoğun olduğu monopol bir bölge. Tarım ve Orman Bakanlığı, feromon tuzak kullanımını 3 yıl süreyle zorunlu hale getirir, desteklerini de artırırsa başarıya ulaşır, sonrasında diğer bölgelerde bu model hayata geçirilir” dedi.
Taze meyve sebze sektöründe bilinçsiz pestisit kullanımı nedeniyle meydana gelen kalıntıların oluşmasında ihracatçıların bir etkisi olmamasına rağmen, mevcut sistemde cezalandırılanın ihracatçı olduğunu belirten Uçak, ihracatçılar olarak Türkiye’de üretilen üretilen 55 milyon tonluk taze meyve sebzenin katma değerini bulması için çaba gösterdiklerini dile getirdi.
Günah keçisi ihracatçı
“Üretim olmadan ihracat olamaz” diyen Uçak, “Ancak ihracatçılar olarak ilaç kalıntısından muzdaribiz. İlaç kalıntısında günah keçisi ihracatçı oluyor, cezasını ihracatçı ödüyor. Taze meyve sebzeler üreticiden devletin içinde olduğu bir sistemle analize alınsın. Mevcutta analiz paketlemeden sonra yapılıyor. Kalıntı çıktığı zaman parti başına 27 bin TL ceza ödediğimiz gibi, ürünler imha ediliyor. Bu ürünü biz üretmedik ama cezası bize kesiliyor” diye konuştu.
Rusya almazsa üzümler yerlere dökülür
Alaşehir’in en önemli ürününün üzüm olduğunu hatırlatan Başkan Uçak şöyle devam etti: “Üzümün en büyük ihraç pazarı Rusya Federasyonu. Rusya Federasyonu, Türkiye’den üzüm ithalatını yasakladı. Bunun dışında portakal, greyfurt, biber ve narda yasak. Rusya Federasyonu üzüm almazsa Alaşehir’de üzüm yerlerde sürünür, değerini bulamaz. Yaş meyve sebzede Rusya olmazsa mevcut ihracatımızın yüzde 40-50’si kayba uğrar. Tarım ve Orman Bakanlığı, üreticiler, ihracatçılar ortak çözüm bulmamız şart.”
Öztürk: “Manisa’da ihracat birinci sırada”
Yaş meyve sebze sektörünün dinamik ve ihracat potansiyeli yüksek bir sektör olduğunun altını çizen Manisa İl Tarım ve Orman Müdürü Metin Öztürk, taze meyve sebzeyi üretmenin yanında değerinde pazarlamanın da çok önemli olduğuna dikkati çekti. Öztürk, “Değerinde pazarlayamazsak katma değeri düşüyor. Manisa özellikleri gereği ihracatçı bir şehir. İhracatçılarımızın önünü açmak için çalışıyoruz. Manisa İhracat 2023 Vizyonu Çalışması yaptık. Manisa’da çalışmalarımızda ihracatı birinci sıraya koymuş durumdayız. Alaşehir yaş meyve sebze ihracatının en önemli merkezlerinden biri konumunda. 25-26-27 Şubat tarihlerinde Tarım ve Orman Bakanımız Dr. Bekir Pakdemirli Başkanlığında yapılacak toplantıda buradan çıkan önerileri Tarım ve Orman Bakanlığımıza taşıyacağız” dedi.
Cengiz Balık: Rusya kiraz dışındaki ürünlerde ihracat lideri
Türkiye’den yapılan taze meyve sebze ihracatında Rusya Federasyonu’nun kiraz dışında lider pazar konumunda olduğuna işaret eden Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Cengiz Balık, Rusya Federasyonu’nun son yıllarda MRL değerlerine yoğunlaştığını, Türkiye’de ruhsatı olmayan ilaçların analizlerde çıkmasının direkt yasaklama nedeni olduğunu aktardı.
Avrupa Birliği’nde 5 market zincirinin gıdada kendi kontrol sistemlerini geliştirdikleri bilgisini veren Balık, “Bu marketler AB’nin MRL değerlerini de kabul etmiyorlar. AB, MRL değerlerinin yüzde 50’sini istiyorlar. Bizim AB’ne taze meyve sebze ihracatımız bu nedenle geriliyor. En büyük ihraç pazarımız Rusya Federasyonu’nun MRL değerlerini tutturmak zorundayız. Ürünü üretmişiz, paketlemişiz bu analiz yapılıyor. Denetimi üretime yoğunlaştırmalıyız. Pestisit analizleri üretim sürecinde olsun. Zirai mücadelede feromon tuzakları kullanarak minimum 5 ilaçlama ile üretim sezonu tamamlayabilir ve 3 yılda da salkım güvesi populasyonunu bitirebiliriz” dedi.
Alaşehir Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Salonu’nda, Manisa Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından düzenlenen, “Yaş Meyve ve Sebze İhracatında Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri” isimli toplantıya, Manisa İl Tarım ve Orman Müdürü Metin Öztürk, Alaşehir İlçe Tarım ve Orman Müdürü Musa Akkaynak ve Bitkisel Üretim ve Bitki Sağlığı Şube Müdürü Gökmen Kaya katılırken, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Başkan Yardımcı Cengiz Balık ve Yönetim Kurulu Üye Hüseyin Vural Güleç ve Alaşehir’de yerleşik taze meyve sebze ihracatı yapan firma yetkilileri yer aldı.
ÇEK CUMHURİYETİ BÜYEKELÇİSİ’NDEN KTO’YA ZİYARET
Çek Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Pavel Vacek ve beraberindeki heyetle birlikte Kayseri Ticaret Odası’na (KTO) bir ziyaret gerçekleştirdi. KTO Başkanı Gülsoy, Çek Kış Spor Günleri 2022 etkinlikleri kapsamında Kayseri’ye gelen Büyükelçiye Çek Cumhuriyeti ile daha iyi ilişkiler kurarak ticaret hacmimizi artırmak istediklerini söyledi.
Çek Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Pavel Vacek, Ticaret Müsteşarı Pavel Danek, Çek Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Yetkilisi Helana Hronik ve Erciyes A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Murat Cahit Cıngı ile beraber Kayseri Ticaret Odası’na nezaket ziyaretinde bulundu. Büyükelçi Vacek ve beraberindeki heyeti, KTO Başkanı Ömer Gülsoy ile Yönetim Kurulu üyeleri karşıladı.
Başkanlık makamında gerçekleştirilen ziyarette; Kayseri’nin 6 bin yıllık tarihi, 4 bin 500 yıllık ticari geçmişi ve yüzyıllık sanayi üretim kabiliyeti olan kadim bir şehir olduğunu ifade eden Başkan Gülsoy, “Geçmişten bugüne tarihi İpekyolu üzerinde kavşak noktası olmasından dolayı Kayseri ticaretin başşehri olarak anılır. Türkiye’nin omurgasını oluşturan İç Anadolu Bölgesi’nin tam ortasında bulunur. Şehrimizi ziyaretinizden dolayı tebrik ediyorum. Sizlerde tam bir ticaret erbabı olmuşunuz. Sanırım bu da Erciyes’in havasından ve suyundan kaynaklanıyor.” dedi.
“ÇEK CUMHURİYETİ İLE TİCARET HACMİMİZİ ARTIRMAK İSTİYORUZ”
Çek Cumhuriyeti ile ihracat rakamları hakkında bilgiler veren Başkan Gülsoy, sözlerini şu şekilde sürdürdü.
“Kayseri ile Çek Cumhuriyeti arasında ise 12 milyon 358 bin dolarlık ihracatımız 3 milyon 556 bin dolarda ithalatımız bulunuyor. Bu rakamları üst seviyelere çıkarmamız lazım. Bu ziyaretler, kazan-kazan mantığıyla ticaretimizi daha üst seviyelere çıkarmak içindir. Biz öyle görüyoruz. Çekya Cumhuriyeti ile iyi ilişkiler kurarak ticaret hacmimizi artırmak istiyoruz. Türkiye ile ihracatınız en az 10 milyar dolar olmalıdır. Kayseri olarak ticaret ve sanayi şehri olarak anılsak ta turizm açısından da zengin bir hazineye sahibiz. Erciyes Dağımızı anlatmaya gerek yok. Siz gayet iyi biliyorsunuz. Mükemmel bir dağımız var. Turizm açısından kayakçılarımızla karşılıklı ziyaretçi sayısını da artırmak isteriz. Bu her iki ülkenin de menfaatlerine olacaktır. Şehir olarak 2021 yılında 3 milyar 610 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. 186 ülkeye ihracat yapıyoruz. 2023 yılı hedefimiz ise 5 milyar dolardır. Bu hedefimize ulaşmamızda sizlerin turizmimize katkınızla, şehrimizin güzelliklerini ülkenizde anlatmanızla ve ticaret hacmimizi daha da geliştirmekle olacaktır. Birlikte kazanacağız. Bu ziyaretten memnun olduk. İnşallah sonucunu da alırız.”
Çek Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Vacek’te ziyarette amaçlarının Kayseri’de bulunan Erciyes Kayak Merkezi ile Çekostovakya’da bulunan kayak merkezi arasındaki bağlantıyı kurmak olduğunu ifade etti. Çek turistleri Kayseri’ye getirmek için çalışmalar yaptıklarını belirten Vacek, “Bu konuda Erciyes A.Ş. Genel Müdürümüz Murat Cahid Cıngı’dan bilgiler alıyoruz. Türkiye ile Çek Cumhuriyeti arasındaki ilişkileri geliştirmek için Ankara ve İstanbul’da toplantılar yapacağız. Kayseri Ticaret Odası’ndan da temsilciler olsun istiyoruz. 3 yıldır COVİD-19 nedeniyle toplantılar yapamadık.” diye konuştu.
BÜYÜKELÇİ VACEK : ÇIĞIR AÇAN BİR TOPLANTI
Ziyaretin ardından toplantı salonuna geçildi. Çek Kış Spor Günleri 2022 etkinlikleri kapsamında Çek Kışlık Ekipman Üreticileri tarafından tanıtımlar yapıldı. KAESTLE CZ, Artis ve AlpinePro temsilcileri yaptıkları sunumla ürünlerini tanıttı. TÜRSAB Erciyes Bölge Temsil Kurulu Başkanı Ali Emre Mart, Kayseri Turizm İşletmecileri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Habibullah Efendigil’de toplantıda hazır bulundu. Büyükelçi Vacek, “Bu toplantının çığır açan bir toplantı olacağını düşünüyorum. İki bakanlık ve dış ilişkiler bazında karşılıklı olarak ilk kez bir araya gelmiş bulunuyoruz. Yanımızda getirdiğimiz kayak ekipmanı ve kayak giysileri üreticilerinin temsilcileri de burada olmaları çok faydalı olacak. Kışlık Ekipmanlar konusunda Asya’daki üretimi Türkiye almayı düşünüyoruz. Tanıtım yapan firmalarda Türkiye’de temsilcilik açmayı planlıyorlar.” diye konuştu.
Yapılan sunumların ardından toplantı hatıra fotoğrafı çekimiyle son buldu.
Sürdürülebilir projeleri ile yarının doğasını bugünden korumak için projeler geliştiren Gümüşsuyu Halı, bu anlayışla doğada çözülmesi yıllar süren plastiklerden halı üreterek, plastikleri geri kazanıyor.
Doğada yok olması yıllar süren pet şişelerin geri dönüştürülerek yeniden kazanımına yardımcı olan Ecocycle koleksiyonu bu sayede karbondioksit emisyonu, su ve enerji tüketiminin azaltılmasına katkıda bulunuyor.Plastik geri kazanımı ile çevre korumasına katkı sağlarken ekstrab dayanıklı halılar ile de Türkiye’de halı piyasasında farklılık yaratan ürünler tüketicisi ile buluşturuluyor. Bunlara ek olarak; Antitoz özelliğe sahip olan Ecocycle koleksiyonu iplikten kaynaklı tozlanmayı ve tüylenmeyi en aza indirmeye yardımcı olarak evlerde ferah ve temiz bir ortam amaçlarken, modern ve vintage tasarıma sahip koleksiyonu ile evlere farklı dizaynlar sunuyor. Gümüşsuyu Halı, bu teknoloji sayesinde ekstra dayanıklı ve şık tasarımları tüketicisinin beğenisine, en önemlisi de dünyamızın yararına sunuyor.
Gümüşsuyu Ecocycle koleksiyonu ve daha fazlası Türkiye’nin her bölgesindeki İstikbal, Bellona, Mondihome ve Gümüşsuyu mağazalarında!
‘İŞ DÜNYASI İSTİŞARE’ TOPLANTISI BASINDA GENİŞ YER BULDU
Kayseri Yozgatlılar Federasyonu Başkanı Deniz Çağan ve Yönetim Kurulu tarafından düzenlenen “İş Dünyası İstişare Toplantısı’ Kayseri, Yozgat ve Türkiye genelinde yayın hayatını sürdüren basın kuruluşlarında geniş yer buldu. Medyada yer alan haberlerde toplantının iki şehir arasındaki ticari hayata sağlayacağı katkıya dikkat çekildi.
Kayseri Yozgatlılar Federasyonu Başkanı Deniz Çağan ve Yönetim Kurulu tarafından bu denli geniş katılımlı olarak ilk kez düzenlenen “İş Dünyası İstişare Toplantısı” iki şehir arasındaki ticari bağların güçlenmesine ciddi manada katkı sağlaması bekleniyor. Kayseri ticaret odasında düzenlenen ve istişare toplantısına katılan Boğazlıyan Belediye Başkanı Gökhan Coşar, Kayseri Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, Kayseri Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Recep Bağlamış, Kayseri Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyüksimitci, Kayseri Sanayi Odası Meclis Başkanı Abidin Özkaya, Kayseri Ticaret Borsası Meclis Başkanı Fahrettin Çalışkan, Kayseri Osb Yönetim Kurulu Başkanı Yunus İmamoğlu, Mimarsinan Osb Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Karabulut, İncesu Osb Yönetim Kurulu Başkanı Ali Baktır, Yozgat Sanayi Ve Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Çelik, Yozgat Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Erkekli ile Yozgat Boğazlıyan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Öcal Öcalan, mevcutta var olan sıcak ilişkilerin önümüzdeki dönemde daha da güçlenmesi adına atılacak adımları görüştü.
Toplantıda gündeme gelen konular ise, gerek Kayseri gerekse de Yozgat genelinde yayın hayatını sürdüren gazete ve internet sitelerinde de geniş yer buldu. Yozgat”ta günlük olarak yayınlanan Yozgat Çamlık Gazetesi haberi, “Kayseri Yozgatlılar Federasyonundan bir ilk” başlığı ile haberini okurlarına aktardı. Yozgat Haber Gazetesi’de “Kayseri ile Yozgat arasında ticari ilişkileri geliştirme zirvesi” başlığını kullandı. Yozgat Hakimiyet Gazetesi’de haberi neredeyse tam sayfa olarak okurları ile paylaşırken, Yozgat İleri Gazetesi’de habere geniş olarak yer verdi. Yozgat Yeni Ufuk Gazetesi ise “Kayseri Yozgatlılar Federasyonu’ndan bir ilk” haber başlığını kullanıldı. Kayseri genelinde de manzara farksızdı. Takipçi sayısı ile geniş kitlelere ulaşan internet haber siteleri de “İş Dünyası İstişare Toplantısına” duyarsız kalmadı. Gastepress.com., ayaklıgaste.com, davutgüleç.com, ekspres.com. kayserimanşet.com. somuthaber.com ve Viphaber.com internet siteleri, “Kayseri Yozgatlılar Federasyonundan Bir İlk”, “İş Dünyası İstişare Toplantısı Geniş yankı Uyandırdı” başlıkları ile haberi servis etti.
Yozgatlılar Derneği Kurucu Onursal Başkanı Mustafa Çağan ve Yozgatlı olan İş İnsanlarının da yer aldığı toplantının önemine dikkati çeken Kayseri Yozgatlılar Federasyonu Başkanı Deniz Çağan, benzeri toplantıların önümüzdeki süreçte de devam edeceğini söyledi. Kadim şehir Kayseri ile Yozgat’ı birbirinden ayırmanın mümkün olmadığının altını çizen Deniz Çağan, Sivil Toplum Kuruluşlarına koltuk merakı ve kâğıt üzerinde kurulmuş olmak için değil, hemşerilerine yönelik çalışmalar yapan kuruluşlar olmak gerektiğini söyleyerek şöyle devam etti; “Bundan sonraki süreçte de edindiğimiz tecrübe ve bilgilerimizi büyüklerimizin de tecrübelerini, tavsiyelerini ve desteklerini ekleyerek daha önemli çalışmalar içerisinde bulunacağımızı belirmek isterim” dedi. Ayrıca desteklerinden dolayı meslektaşlarına da teşekkür etti.
Doğal afetler 2021’de 343 milyar dolarlık ekonomik kayba neden oldu
Aon’un yayınladığı 2021 yılı Küresel Doğal Afetler Raporu’na göre geçtiğimiz yıl dünya genelinde yaşanan doğal afetler 343 milyar dolarlık ekonomik kayba neden oldu. Türkiye ile ilgili bilgilere de yer verilen rapora göre ülkemizde geçen yıl en fazla ekonomik kayba neden olan afet 290 milyon doları aşan ekonomik maliyeti ile 11 Ağustos 2021’de Batı Karadeniz’de meydana gelen sel felaketi oldu. Bunu 28 – 31 Temmuz 2021’de Türkiye genelinde başlayan orman yangınlarının neden olduğu yaklaşık 232 milyon dolarlık ekonomik kayıp izledi. Risk, emeklilik ve sağlık konularında veri ve analizlerden faydalanarak profesyonel hizmetler sunan Aon, 2021 yılı Küresel Doğal Afetler Raporu’nu yayınladı. Doğal afetlerin artan sıklık ve şiddetinin küresel çapta neden olduğu ekonomik kayıpları ortaya koyan rapora göre 2021 yılı genelinde 343 milyar dolarlık (~4,7 trilyon lira) bir ekonomik kayıp yaşandı. Bu kaybın 329 milyar doları ise hava durumu ve iklimle ilgili olaylardan kaynaklandı. Büyük afetlerin sayısı bir önceki yıla kıyasla biraz düşse de ekonomik kayıplar 2020 yılına kıyasla arttı. Bu da geçen yılki afetlerin şiddetinin ve yarattığı maliyetin ne kadar büyük olduğunu gözler önüne serdi. Buna karşın ekonomik kayıpların sadece yüzde 38’i sigorta kapsamında karşılandı. Türkiye’de en fazla ekonomik kayba neden olan doğal afetler Raporda geçen yıl Türkiye’de yaşanan doğal afetlerin ekonomiye etkisine de yer verildi. Buna göre Türkiye’nin de içinde yer aldığı Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) Bölgesi’nde 2021 yılındaki doğal afetlerin neden olduğu ekonomik kayıp 21. yüzyılın ortalamasını da ciddi şekilde aştı. Bölgedeki toplam doğrudan ekonomik hasar 72 milyar doları aşarken bu miktar 2000 – 2020 yılları arasındaki ortalama yıllık kayıptan yüzde 92 daha fazla oldu. Ülkemizde geçen yıl en fazla ekonomik kayba neden olan afet ise 11 Ağustos 2021’de Karadeniz Bölgesi’nin Batı Karadeniz bölümünde etkili olan aşırı yağış sonucu meydana gelen sel felaketi oldu. Bu felaketin ülke ekonomisine maliyeti 290 milyon doları aştı ve EMEA Bölgesi’nde en fazla ekonomik kaybın yaşandığı 5. büyük doğal afet oldu. Bunu 28 – 31 Temmuz 2021’de Türkiye genelinde başlayan orman yangınlarının neden olduğu yaklaşık 232 milyon dolarlık ekonomik kayıp izledi. 1 – 2 Şubat tarihlerinde İzmir’de başlayan sağanak yağışların neden olduğu sel felaketinin yarattığı ekonomik kayıp 76 milyon doları aşarken 21 Temmuz’da Artvin’in Arhavi ilçesinde akşam saatlerinden itibaren etkili olan aşırı yağış sonucu bölgede yaşanan sel ve su baskınlarının ekonomik maliyeti ise 23 milyon dolar oldu. “Risklere karşı yapay zekâ ve tahmine dayalı modeller kullanılmalı” Raporun bulgularını değerlendiren Aon Türkiye Eş CEO’su Ferhan Özay şu açıklamayı yaptı: “Günümüzde dünyamız iklim değişikliğinin artan etkileriyle giderek daha değişken hava koşullarına maruz kalıyor. Tüm ülkeler geçmiş yıllara göre artık rekor kıran aşırı sıcaklıkları, şiddetli yağış ve selleri, kuraklık ve orman yangınlarını daha fazla yaşıyor. Bu afetler can kayıplarına ve maddi hasarlara neden olurken aynı zamanda tedarik zincirlerinde ve çeşitli hizmetlerde kalıcı aksamalara yol açarak ekonomik kaybın büyüklüğünü daha da artırıyor. Felaket olaylarının şiddeti arttıkça, insanların da bu riskleri değerlendirme ve çözüm yöntemlerini yeniden gözden geçirmesi gerekiyor. Alınacak aksiyonlar ise yalnızca geçmiş verilere bağlı olamaz. Değişen bir iklimin değişkenliğini haritalamak için sürekli öğrenen ve gelişen; yapay zekâ ve tahmine dayalı modeller gibi teknolojileri kullanmamız gerekiyor. Bu teknolojiler sayesinde ölçeklenebilir çözümler üretebilir, böylelikle toplumların ve dünyanın giderek değişken hale gelen risklerle daha dayanıklı olmalarını sağlayabilir, daha iyi kararlar alınmasına yardımcı olabiliriz.” Raporda öne çıkan diğer önemli sonuçlar ise şu şekilde:- 2020 yılında 416 olan büyük afet sayısı 2021 yılında 401’e düştü.
- Yaşanan afetlerin 50’sinde milyar dolarlık ekonomik kayıp ortaya çıktı.
- Temmuz ayında Avrupa’da görülen seller 46 milyar dolarlık ekonomik kayıpla kıtada şu ana kadarki en maliyetli afetler oldu.
- Şartların yangınların hızla yayılmasına daha uygun hale gelmesiyle orman yangınları daha da arttı. Tehlikeli orman yangınları tüm yılı kapsadığından “yangın mevsimi” kavramı da gündemden düştü.
- Sigortacılık sektöründe en maliyetli olayların kaydedildiği ülkeler Almanya, Belçika, Avusturya, Lüksemburg ve Çin oldu.
- 2021 yılı, kara ve okyanus sıcaklıklarının 20. yüzyıl ortalamasının 0,84°C üzerinde olması nedeniyle dünyanın en sıcak altıncı yılı oldu.
- Dünyada şimdiye kadar güvenilir bir şekilde ölçülen gayri resmi en yüksek sıcaklık, 9 Temmuz 2021’de ABD’nin California eyaletindeki Ölüm Vadisi çölünde 54,4°C olarak ölçüldü.
2021 yılında en fazla ekonomik kayba neden olan ilk 10 global afet ise şunlar oldu:
Tarih | Olay | Yer | Ölü Sayısı | Ekonomik Kayıp | (milyar dolar)Sigortalanan kayıp | (milyar dolar)
27 Ağustos-2 Eylül | Ida kasırgası | ABD, Caribbean | 96 | 75,3 | 36 |
12-18 Temmuz | Sel | Batı ve Orta Avrupa | 227 | 45,6 | 13 |
1 Haziran–30 Eylül | Mevsimsel Seller | Çin | 545 | 30 | 2,1 |
12-20 Şubat | Kış Soğukları (Donma) | ABD, Mexico | 235 | 25 | 15 |
1 Ocak–31 Aralık | Kuraklık | ABD | – | 9 | 4,3 |
13 Şubat | Fukushima Depremi | Japonya | 1 | 8 | 2,5 |
5-8 Nisan | Kış Soğukları | Batı ve Orta Avrupa | – | 5,6 | 0,4 |
10-12 Aralık | Sert Hava Koşulları | ABD | 93 | 5,1 | 4 |
17-25 Haziran | Sert Hava Koşulları | Batı ve Orta Avrupa | 7 | 4,9 | 3,5 |
1 Ocak-31 Aralık | Kuraklık | Brezilya | – | 4,3 | 0,1 |
Diğer afetler | ~9.500 | ~130 milyar | ~49 milyar | ||
TOPLAM | ~10.500 | 343 milyar | 130 milyar |
IGLO ARCHITECTS’TEN SÜRDÜRÜLEBİLİR ENDÜSTRİ YAPISI: GALSAN PLASTİK FABRİKASI
Dilovası Makinacılar Organize Sanayi Bölgesi’nde hayata geçirilecek olan Galsan Plastik’in yeni fabrika binasının tasarlanma süreci, ensdüstri yapılarındaki ulusal ve uluslararası başarılarıyla dikkat çeken Iglo Architects tarafından üstlenildi.
Plastik enjeksiyon alanında faaliyet gösteren 45 yıllık köklü geçmişe sahip bir otomotiv firması olan Galsan Plastik’in Dilovası Makinacılar Organize Sanayi Bölgesi’nde 19.500 m2’lik araziye inşaa edilecek yeni fabrikası, konunun yetkin mimarlık ve tasarım ofislerinden biri olan Iglo Architects tarafından hayata geçiriliyor.
Tasarım süreci Mimar Zafer Karoğlu ve Mimar Esen Akyar Karoğlu ortaklığındaki Iglo Architects tarafından yürütülen Galsan Plastik Fabrikası’nda üretim, depolama, yönetim merkezi, ofis, sosyal alanlar ve teknik hacimler bir arada tasarlanmış. 20.000 m2’lik kapalı alanda planlanan fabrikanın, tasarlanan tek katlı iki büyük holü ve iki katlı depolama alanları ile mevcut üretim kapasitesinin iki katına çıkarılması amaçlanmış.
Gün ışığının tüm binada verimli kullanımı, maliyetleri düşürecek şekilde enerji tasarrufu, kaynakların geri kazanımı gibi sürdürülebilirlik kriterleriyle tasarlanan yapıda geri dönüştürülebilir malzemelerin kullanımına da öncelik verilmiş. Güneş enerjisinden de faydalanılan yapıda, yağmur ve gri suyun depolanarak kullanıma geri kazandırılması amaçlanmış. Ferah ve aydınlık çalışma alanlarının yanı sıra, tüm personelin kullanabileceği açık teraslar ve kat bahçeleri gibi nefes alan mekanlar ön plana çıkarılmış.
Iglo Architects tarafından hayata geçirilen ve 2022 yılı itibariyle hafriyat çalışmalarına başlanan Galsan Plastik Fabrikası’nda 300 kişisinin istihdam edilmesi planlanıyor.
Türkiye’nin teknoloji lideri Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ, ERP İş ve Çözüm Ortakları ile yeni başarı öyküleri yazmak için yola devam ediyor. DoubleTree by Hilton İstanbul Topkapı’da gerçekleşen “ERP İş ve Çözüm Ortakları Zirvesi”nde, başarıyla geçen 2021 yılı değerlendirildi ve 2022 yılının hedefleri açıklandı. 2022 yılında yerli ve uluslararası yeni markaların bünyeye katılması ve global çapta hizmet vermeye devam edileceği kaydedildi.
Zirvenin açılış konuşmasını Uyumsoft Kurumsal Hizmetler Genel Müdürü Özkan Metin yaptı. Uyumsoft Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Önder, şirketin vizyonunu paylaştı. Ardından, Uyumsoft ERP Satış Direktörü Ebru Tanburacı, Uyumsoft ERP Kıdemli Satış Yöneticisi Nilüfer Ustamehmetoğlu, Uyumsoft HRM Satış Yöneticisi Ferhat Zengin, Uyumsoft Müşteri İlişkileri Direktörü Abdullah Murat, Uyumsoft İş Geliştirme ve Kanal Yöneticisi Funda Şengül Akı, Uyumsoft Bulut Hizmetleri Satış Direktörü Erhun Öçal, Uyumsoft Projeler Direktörü Yusuf Acıoğlu ve Uyumsoft Kurumsal Hizmetler Danışmanı Oğuz Sakar, birer konuşma yaparak, yapılan çalışmalar ve hedefler hakkında bilgiler verdiler.
Ekosistem yapılanmasına büyük önem veren ve her platformda dile getiren Uyumsoft, iş ve çözüm ortaklarına; satış pazarlama, presales, özel çözümler ve entegrasyonlar, yurtiçi ve yurtdışı destek merkezleri, proje yardım telefon, danışmanlık A/G yönlendirme, eğitim ve sertifikasyon, stajyer yerleştirme ve yönlendirme, danışmanlık desteği, video, yazılı içerik desteği gibi birçok konuda değer katlamaya devam etmektedir.
2022 yılı Uyumsoft ERP’nin atak yılı olacak
ERP İş ve Çözüm Ortakları Zirvesi’nin açılış konuşmasını yapan Uyumsoft Kurumsal Hizmetler Genel Müdürü Özkan Metin, Uyumsoft ERP ailesi yazılımlarının tümünde yeni versiyona geçtiklerini anlatarak, erp versiyon 4 uygulamasında örneğin iş zekası yazılımının uyarlanması gibi birçok yeniliğe imza attıklarını belirtti. Uyumsoft Kurumsal Kaynak Planlama uyumERP (cloud, mobil)’in dünya standartlarının üzerinde olduğunu, yurtiçi ve yurtdışında yüzlerce işletmede kullanıldığını ifade eden Özkan Metin, bu yılın iş ve çözüm ortakları güçbirliği ile ERP’de atak yılı olacağını kaydetti.
ERP pazarının lider firmaları arasında yer aldıklarını belirten Uyumsoft Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Önder, ekosistemin gücüne inandıklarını ve her platforma dile getirdiklerini belirterek, şunları söyledi:
“Uyumsoft olarak her yıl gelişiyoruz, değişiyoruz, dönüşüyoruz. Dört yıl önce 8 bin müşterimiz varken, şuan müşteri sayımız 60 bine ulaştı. Önümüzdeki süreçte, 100 bin, 200 bin müşteriye hizmet vermeyi hedefliyoruz. Bizim sahaya bakışımızda, ekosistem önemlidir. Artık, rekabet firmalar arasında değil, ekosistemler arasında olmaktadır. Uyumsoft olarak 360 derece ekosistem mottosuyla, işimize, müşterimize ve sektörümüze temas eden tüm yapılarla işbirliktelikleri yapmayı önemsiyoruz. Birlikte iş yapıyoruz, değer üretiyoruz, ticaret yapıyoruz ve ülkemiz ekonomisine katkı sağlıyoruz. Birlikte hepimizin önü açık, başarılı projelere imza atacağız.” dedi.
Uyumsoft ERP global projelere imza atacak
Uyumsoft ERP Satış Direktörü Ebru Tanburacı, Ocak ayında Uyumsoft ailesine katıldığını belirterek, güçbirliği yaparak birlikte yeni projeleri hayata geçireceklerini söyledi.
Uyumsoft ERP Kıdemli Satış Yöneticisi Nilüfer Ustamehmetoğlu, tüm sektörlere hizmet verdikleri ve bu yıl özellikle tekstil, mağazacılık gibi sektöründe ciddi bir büyüme yakalayacaklarını kaydetti.
Uyumsoft HRM Satış Yöneticisi Ferhat Zengin, geçtiğimiz yılın başarılı bir yıl olduğunu ve birçok yeni projeyi hayata geçirdiklerini anlattı. Bu yılın insan kaynakları projelerinde atak yılı olabileceğini ifade eden Zengin, lojistik, bankacılık, finans, inşaat gibi tüm sektörlere hizmet vereceklerini kaydetti.
Uyumsoft Müşteri İlişkileri Direktörü Abdullah Murat, binlerce müşterinin erp süreçlerini başarıyla yönettiklerini ifade ederek, işletmelerin ajandalarında olan dijital dönüşüm yol haritalarına rehberlik ettiklerini kaydetti.
Uyumsoft İş Geliştirme ve Kanal Yöneticisi Funda Şengül Akı, bir önceki yıla oranla geçtiğimiz yıl iş ve çözüm ortaklarıyla yaptıkları projelerin ciddi bir artış gösterdiğini anlatarak, güçbirliğini daha da güçlendirerek yola devam edeceklerini belirtti.
Uyumsoft Bulut Hizmetleri Satış Direktörü Erhun Öçal, e-Dönüşümde lider özel entegratörler arasında yer aldıklarını kaydederek, 60 binin üzerindeki firmanın uçtan uca dijital dönüşümüne rehberlik ettiklerini ve yeni tebliğlerle birlikte binlerce yeni müşteriye hizmet vermeye devam edeceklerini belirtti.
Uyumsoft Projeler Direktörü Yusuf Acıoğlu, ERP projelerinin büyük bir bölümünü iş ve çözüm ortakları ile yaptıklarını belirterek, iş ve çözüm ortaklarıyla daha fazla proje yapmak için çalışacaklarını kaydetti.
Uyumsoft Kurumsal Hizmetler Danışmanı Oğuz Sakar, Uyumsoft’un Erp (cloud- mobil) ürün ailesinin sektör ve ülke bağımsız olduğunu ifade ederek, global ölçekte birçok proje yapılacağını sözlerine ekledi.
InvestAZ Yatırım genel müdürlük görevine Evren Karabulut atandı
InvestAZ Yatırım’ın yeni genel müdürü Evren Karabulut, 15 Şubat 2022 tarihi itibarıyla görevine başladı. InvestAZ Yatırım’da üst düzey bir görev değişikliği yaşandı. InvestAZ Yatırım Menkul Değerler A.Ş. Yönetim Kurulunca 31 Ocak tarihinde alınan karar doğrultusunda Genel Müdürlük görevine Evren Karabulut atandı. Evren Karabulut Kimdir? Orta Doğu Teknik Üniversitesi İstatistik Bölümü’nden mezun olan Evren Karabulut, Rönesans Akademi’de İşletme Yönetimi (Pre-MBA) programını tamamladı. Sermaye Piyasalarında çeşitli kuruluşlarda yönetici pozisyonlarında görev alan Karabulut, Ocak 2018 – Ocak 2022 yılları arasında Halk Yatırım Menkul Değerler A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı olarak görev aldı. Karabulut 15 Şubat 2022’den itibaren InvestAZ Yatırım Menkul Değerler A.Ş. Genel Müdürü olarak görev yapacak.UYMSİB’DEN GÜVENLİ GIDA ÜRETİMİ DEĞERLENDİRME TOPLANTISI
Yaş meyve sebze üretim ve ihracatında son dönemlerde yaşanan sorunlara çözüm bulmak için ilimizdeki tüm paydaşlar harekete geçti.
Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği (UYMSİB) ile Bursa İl Tarım Müdürlüğü’nün birlikte düzenlediği Bursa 2022 yılı Güvenli Gıda Üretimi Değerlendirme Toplantısı’na UYMSİB Başkanı Cafer Aşkar, Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Senih Yazgan, Uludağ Meyve Sebze Mamulleri İhracatçıları Birliği (UMSMİB) Başkanı Özkan Kamiloğlu, Bursa İl Tarım ve Orman Müdürü Hamit Aygül ve ekibinde yer alan, Bursa Bitkisel Üretim ve Bitki Sağlığı Şube Müdürü Ömer Doğan ile Bursa Zirai Karantina Müdürü İhsan Duman da katıldı. Çok sayıda ihracatçı firma temsilcisinin izlediği toplantıda sorunun paydaşları olan zirai ilaç firmalarının bayileri de yer aldı.
Değerlendirme toplantısının açılışında konuşan UYMSİB Başkanı Cafer Aşkar, yalnızca üretmek değil, üretirken doğamızı ve üreten, tüketen insanlarımızın sağlığını koruyucu, çevreci, insan sağlığını birincil öncelik kabul eden bir üretimin, ülkemiz için kaçınılmaz olduğunu belirtti.
UMSMİB Başkanı Özkan Kamiloğlu da üretimde karşılaştığımız sorununun çok önemli olduğunu belirterek, “48 yıldır tarımsal faaliyetlerin içindeyim. Hem üreticiyim hem de ihracatçıyım. Bu nedenle toplantımıza katılımı önemsiyoruz. Umarım ortak bir çözüm bulabiliriz” diye konuştu.
Toplantının moderatörlüğünü üstlenen ve yaşanan sıkıntıyı rakamlarla açıklayan UYMSİB Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Senih Yazgan ise gıda sektöründe dikkat edilmesi gereken en önemli şeyin insan sağlığı olduğunu vurgulayarak sorunun sadece ihracat açısından değil, iç piyasada tüketilen ürünler için de önemine vurgu yaptı ve bunun ülkemizin sorunu olduğuna dikkat çekti.
Türkiye’de her yıl yaklaşık 55 milyon ton yaş meyve sebze üretildiğini belirten Yazgan, “Bunun 4,5 milyon tonunu ihraç ediyoruz. Üretimde aşamasında karşılaştığımız sorunları en aza indirerek, ihracatımızın geliştirilmesi, ülke ekonomimize olum katkı sağlayabileceği gibi, TÜİK’in son açıklamalarına göre 84 milyon olan nüfusumuz iç piyasada tükettiği 50.5 milyon tonluk ürünün tüketiminde ülke insanımızın başta sağlığına ve yaşadığı çevrenin sürdürülebilirliğine katkısı olacaktır” dedi.
Konunun sadece üretici ve ihracatçıyı ilgilendirmediğini belirten Yazgan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İhracat tabii ki önemli. Ekonomik anlamda ihracat bir lokomotif. İhracat olmadığı takdirde diğer tarımsal ürünlerin piyasada değer bulmasında da sıkıntı yaşanıyor. O yüzden bu sorunları üretici ve ihracatçının penceresinden bakarak çözme şansımız yok. Tüm paydaşlarla buluşmak ve bu konuyu enine boyuna tartışarak çözüm bulmak çok önemli. Dolayısıyla, bu toplantıda konuya ilişkin yapılacak katkıların özellikle Türkiye’de referans olmasını istiyoruz. Buradan çıkacak sonuçları ülkemize örnek olması için Bakanlığımıza anlatmak istiyoruz. Bursa’yı bu konuda Türkiye’ye örnek bir kent haline getirmek istiyoruz.”
Bursa İl Tarım ve Orman Müdürü Hamit Aygül de tarımsal üretim sürecinde, bitkisel ürünlerin hastalık ve zararlılara karşı korunmasının ekonomik kayıpların önlenmesine ve verimin artmasına katkı sağladığını anımsatarak, “Bitki koruma ürünlerinin doğru ve uygun zirai mücadele alet ve makineleri ile yapılması insan ve çevre sağlığı açısından da büyük önem arz etmektedir. Bakanlığımız Tarım Bilgi Sistemi (TBS) verilerine göre ülkemizde 7.154 kayıtlı Bitki Koruma Ürünleri Bayisi bulunmakta olup, bu bayilerden 263’ü ilimizde faaliyet göstermektedir. BKÜ bayileri üstlendikleri görev ve sorumlulukla bitkisel üretimde çok önemli bir yer tutmaktadırlar. Bayilerimiz bir yandan ticari faaliyetlerini sürdürürlerken diğer yandan üreticilere danışmanlık hizmeti vermekte ve gerektiğinde birtakım riskler konusunda sorumluluk duygusuyla hareket ederek devamlı olarak üreticinin yanında yer almaktadırlar” diye konuştu.
Bayilerde herhangi bir olumsuzluk yaşanmaması için bayileri düzenli olarak denetlediklerini ve bilgilendirdiklerini belirten Aygül, “İl Müdürlüğü olarak sürdürülebilir tarımın bir parçası olan doğal dengenin korunması amacıyla üretimde kullanılan kimyasalların da kayıt altına alınması, gereksiz uygulamalardan kaçınılarak yanlış ilaç kullanımı nedeniyle oluşacak ekonomik zararların önlenmesi amacıyla çeşitli çalışmalar yürütmekteyiz” dedi.
Panasonic en çok satan dayanıklı tableti TOUGHBOOK G2’nin 5G’yi destekleyeceğini duyurdu
TOUGHBOOK G2, 5G desteği sayesinde en zorlu koşullarda yüksek bağlantı hızına ihtiyaç duyan mobil çalışanlar için ideal hale geliyor. Panasonic, en çok satan tamamen dayanıklı TOUGHBOOK G2 tabletinin 5G desteğine sahip olacağını duyurdu. TOUGHBOOK G2’nin en zorlu koşullarda yüksek bağlantı hızına ihtiyaç duyan mobil çalışanlar için ideal olan 5G desteği, Şubat 2022’den itibaren cihazlarda yer alacak. Panasonic Kurumsal Mobil Çözümler İş Birimi Kıdemli Ürün Pazarlama Müdürü Dirk Weigelt, konuyla ilgili şunları söylüyor: “5G ağının her geçen gün Avrupa’nın farklı bölgelerinde aktif hale geldiği bu dönemde mobil çalışanlar yeni nesil kurumsal uygulamaları için 5G desteğine sahip popüler TOUGHBOOK G2’yi kullanabilecek. Böylece ambulans personeli hastaneye daha kısa zamanda varabilmek için çalışırken doktorlara hasta hakkında videolu brifing iletebilecek. Araç onarım uzmanları, tamir edeceği kamyonlarda kullanılan işletim sistemlerini hızla indirebilecek, sorunları teşhis edebilecek ve işletim sisteminin yeni sürümlerini aracı garaja sokmadan yükleyebilecek. Bu sayede onarımlarda zamandan ve maliyetten de tasarruf edebilecek.” Avrupa’da bulunan 5G Observatory, Ekim 2021 itibariyle ticari 5G hizmetlerinin 25’i AB’de olan toplam 27 ülkede aktif olduğunu ve kullanıcılara sunulduğunu aktarıyor. En uygun iş arkadaşı Sahadaki çalışanlar için eSIM ve uzun süre kullanılacak kablosuz iletişim özellikleri gibi yeni özelliklerinin yanı sıra artırılmış performans, iki katı daha fazla RAM ve depolama sayesinde TOUGHBOOK G2 mobil çalışanlar için en uygun cihaz haline geliyor. Ek USB Type-A ve Type-C ® bağlantı noktasına sahip opsiyonel arkadan aydınlatmalı klavye ile donatılan cihaz, farklı şekillerde de rahatlıkla kullanılabiliyor. Sunum yaparken veya taşırken normal bir dizüstü bilgisayar haline gelebiliyor ve masaya veya bir araca montajlanabiliyor. Bu özelliği ile TOUGHBOOK G2 hem TOUGHBOOK G1’in hem de TOUGHBOOK 20’nin başarısını ileriye taşıyor. Erişilebilirlik 5G opsiyonlu en yeni nesil TOUGHBOOK G2, WiFi ve 4G modeliyle birlikte Şubat 2022’de satışta olacak.Kuru meyve sektörü ilk kez 1,5 milyar doları geçti
Türkiye’nin üretim ve ihracatta dünya lideri olduğu besleyici değeri yüksek süper gıdalar; çekirdeksiz kuru üzüm, kuru kayısı ve kuru incir 2021 yılında 1 milyar doları aştı.
Türkiye geneli kuru meyve ve mamulleri ihracatının ilk kez 2021 yılında yüzde 12 ivmeyle 1,5 milyar doları geçtiğini anlatan Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep şöyle devam etti:
“Kuru incir, kuru kayısı ve kuru üzüm; 1 milyar 574 milyon dolarlık kuru meyve ihracatının 1 milyar 39 milyon dolarla aslan payını oluşturuyor. Dünya genelinde 162 farklı ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Yüzde 95’ini Bölgemizden gerçekleştirdiğimiz kuru üzüm ihracatı 2021 yılında 427 milyon dolara ulaştı. Yüzde 81 pay ile ana ticaret ortağımız Avrupa ülkelerine 349 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Birleşik Krallık’a 115 milyon dolar, Almanya’ya 61 milyon dolar, Hollanda’ya 40 milyon dolar ihracatımız var. 101 ülkeye ulaşan kuru üzüm ihracatımızda 2022 hedefimiz 500 milyon dolar.”
Çin’e yüzde 106 artış
Kuru kayısı ihracatının yüzde 31 artış göstererek 348 milyon dolara ulaştığını söyleyen Celep, 2022 hedeflerinin 450 milyon dolar olduğunu, 121 ülkeye kuru kayısı gönderildiğini açıkladı.
“Kuru kayısıda Amerika ülkelerine ihracatımızı yüzde 29 geliştirdik. Geleneksel pazarımız ABD’ye yüzde 45 artışla 55 milyon dolarlık dışsatım gerçekleştirdik. Avrupa ülkelerine yüzde 29 ihracatımızı artırırken 32 milyon dolarla Fransa, 30 milyon dolarla Almanya ilk sıralarda. Asya ve Okyanusya ülkelerine ise kuru kayısı ihracatımız yüzde 39 yükseldi. Özellikle kuru kayısı ihracatımızda ilk sıralardaki Çin’e yüzde 106 ihracatımızı artırdık. 2022 yılında 450 milyon dolar ihracata ulaşmak istiyoruz.”
Kuru meyve sektörü 2023 hedefi 2 milyar dolara ilerliyor
Celep, kuru incir ihracatının 112 ülkeye yapıldığını yüzde 11 yükselişle 263 milyon dolar olarak gerçekleştiğini sözlerine ekledi.
“Avrupa ülkelerine yüzde 11 ivmeyle 139 milyon dolar, Amerika ülkelerine yüzde 6 artışla 50 milyon dolar, Asya ve Okyanusya ülkelerine yüzde 16 yükselişle 29 milyon dolar ihracatımız var. Kuru incir ihracatında 37 milyon dolarla Almanya, 36 milyon dolarla Fransa ve 34 milyon dolarla ABD en çok ihracat gerçekleştirdiğimiz ülkeler arasında. Kuru incirde de yıl sonunda 300 milyon dolar ihracat hedefliyoruz. Kuru meyve ve mamullerinde 2022 yılında 1 milyar 800 milyon dolar, 2023 yılında ise 2 milyar dolar ihracata ulaşacağız.”
2021 yılında antep fıstığı ihracatı 209 milyon dolar, diğer meyve kuruları 80 milyon dolar, diğer kavrulmuş meyveler 56 milyon dolar, badem ihracatı 63 milyon dolar, çamfıstığı ihracatı 42 milyon dolar, ceviz ihracatı 33 milyon dolar, kayısı ve zerdali çekirdeği ihracatı 17 milyon dolar, leblebi 17 milyon dolar, elma kurusu 9 milyon dolar, erik kurusu 2 milyon dolar oldu.
ENERJİYİ YERİNDE ÜRET, YERİNDE TÜKET
Vat Enerji Genel Müdürü Altuğ Karataş: “Yerinde üret, yerinde tüket modeli ile ülkenin birincil enerji kaynaklarındaki tüketimde ciddi azalma olacak ve ana elektrik şebeke iletim, dağıtım kayıpları ise azalacaktır.”
Vat Enerji Genel Müdürü Altuğ Karataş, “yerinde üret, yerinde tüket enerji modeli”ni ve bu modelin hem ülke kaynaklarına hem de fabrikalara faydasını anlattı:
“Yerinde üret yerinde tüket enerji modelinde; büyük enerji transferi ve enterkonnekte sistem yerine mikro sistemlerle, mikro dağıtımlarla yapılıyor. Yerinde üretmenin avantajı şu; Atatürk barajından, Keban barajından o enerji size gelene kadar birtakım kayıplar var. Yani sizin 1000 kilovat ihtiyacınız var ama 1000 kilovatın çok daha üzerinde üretiliyor ve size gelene kadar bir kısmı israf oluyor. Onun için birincisi; yerinde üret yerinde tüket modelinde yerinde üretmenin ülkenin birincil enerji kaynaklarındaki azalmaya etkisi ve şebeke kayıplarında da düşüşe çok ciddi faydası var. Peki, yerinde nasıl üretebiliriz? Öncelik her zaman kaynak enerji verimliliği yapmak. Enerji verimliliğini bir enerji kaynağı olarak görürseniz yüzde 10 enerji verimliliğiyle tasarruf sağladığınızda yüzde 10 enerjiyi yerinde ürettiniz demektir.”
YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIYLA YERİNDE ÜRETİMİ DESTEKLEMEK GEREKLİ
Enerji üretirken aynı zamanda kayıpların da önüne geçildiğini vurgulayan Altuğ Karataş; “Çatınıza güneş paneli kurduğunuzda ve 1000 kilovat enerji ürettiğinizde aslında çok daha fazla kaybı önlemiş oluyorsunuz. Herhangi bir baraj ya da termik santraldeki kayıplara bakabiliriz. Bir termik santral yüzde 40 verimle çalışıyorsa 1000 birimlik enerji harcadığınızda 400 birimlik enerji ürettiniz demektir. Fosil yakıt da yaktığınızda bu ürettiğiniz 40 birimlik enerji de 30’a düşer. Çünkü yine kayıp var. Siz 100 birimlik enerji harcadınız 30 birimini ancak fabrikanın kapısından içeriye soktunuz. Siz aslında 1000 kilovatlık ihtiyacınızı direkt güneş paneliyle üretseydiniz yenilenebilir enerji kaynağıyla bütün bu kaybın önüne geçmiştiniz. Karbon salımında müthiş bir azalma oluşuyor. Aynı zamanda elektik kesintisi olabilir, enerjinin arzında dalgalanmalar olabilir. Buna karşı da bir avantaj sağlıyor. Birinci olarak güneş yenilenebilir enerji kaynaklarında öncüdür. İkincisi toprak, hava, su kaynaklı ısı pompaları ve üçüncüsü imkân dâhilindeyse rüzgâr ya da jeotermal yenilenebilir enerji kaynaklarıyla da yerinde üretimi desteklememiz lazım.” dedi.
KOJENERASYONLA YÜKSEK VERİMLİLİK SAĞLANIYOR
Kojenerasyon projeleriyle yüzde 90’lara varan verimlilik sağlamanın mümkün olduğunu belirten Altuğ Karataş; “En önemli konulardan biri de kojenerasyon, birleşik ısı güç sistemleri. Evet bir fosil yakıt yakıyorsunuz orada fakat onu yaktığınızda toplam verimliliğiniz yüzde 75’in 80’in üstüne çıkıyor. Kojenerasyonla Harcadığınız doğalgazı direkt elektriğe dönüştürüyorsunuz ve oradan yerinde verimlilik sağlıyorsunuz. Sıcak su üretiyorsunuz fabrikanızın ihtiyacını direkt yerinde üretiyorsunuz, çıkan atıktan buhar üretiyorsunuz, Kızgın yağ üretiyorsunuz, Sıcak hava üretiyorsunuz .VAT ENERJİ olarak daha önce yaptığımız projelerde yüzde 80-90 hatta tecrübemizle yüzde 95 ile ödül almış kojenerasyon projelerimiz var ve artık kojenerasyon sistemleri verimlilik artıcı proje desteklerinden de istifade de edebiliyor. Onun için enerji verimliliği, yenilenebilir enerji ve kojenerasyon sistemleriyle yerinde üret ve yerinde tüket modellerini her sanayici düşünmeli. Yüzde 5‘den başlayın yüzde 30’lara, 35’lere varacak birincil enerji tüketimlerinde düşüşe doğru gidin. Yerinde üretilen enerji aynı zamanda da kaliteli enerji, yani şebekede bir dalgalanma olsa dahi kaliteli enerji elde etme, makinalarınızın elektrik/otomasyon aksamlarını koruma, makinalarınızdaki elektrik kesintilerine karşı ürün kayıpları makinaya zarar verecek önlemlerin de önüne geçmek gibi birçok şeyi de üst üste koyduğunuz zaman yerinde üret ve yerinde tüket modeli, özellikle sanayicimiz ve büyük enerji tüketimi yapan ticari binalarımız için en iyi modeldir.” dedi.
Hanehalkı İşgücü Araştırması çeyreklik sonuçlar ortaya koymak amacıyla tasarlanmıştır. 2021 yılına kadar çeyreklik sonuçların yanı sıra aylık işgücü tahminleri üçer aylık hareketli ortalamalar yöntemiyle hesaplanarak yayımlanmıştır. Eski yöntemde Şubat, Mayıs, Ağustos ve Kasım sonuçları aynı zamanda çeyreklik tahminler olarak değerlendirilmekteydi.
Mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı %11,2 seviyesinde gerçekleşti
Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde mevsim etkisinden arındırılmış işsiz sayısı 2021 yılı IV. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 78 bin kişi azalarak 3 milyon 780 bin kişi oldu. Mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı ise 0,5 puanlık azalış ile %11,2 seviyesinde gerçekleşti.
Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam oranı %46,7 oldu
Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam edilenlerin sayısı 2021 yılı IV. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 740 bin kişi artarak 29 milyon 927 bin kişi, mevsim etkisinden arındırılmış istihdam oranı ise 1,0 puanlık artış ile %46,7 oldu.
Mevsim etkisinden arındırılmış işgücüne katılma oranı %52,6 olarak gerçekleşti
Mevsim etkisinden arındırılmış işgücü 2021 yılı IV. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 661 bin kişi artarak 33 milyon 706 bin kişi, mevsim etkisinden arındırılmış işgücüne katılma oranı ise 0,8 puanlık artış ile %52,6 olarak gerçekleşti.
Genç nüfusta mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı %21,4, mevsim etkisinden arındırılmış istihdam oranı %33,7 oldu
15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı 2021 yılı IV. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 0,8 puanlık azalışla %21,4, mevsim etkisinden arındırılmış istihdam oranı 1,0 puanlık artışla %33,7 oldu. Bu yaş grubunda mevsim etkisinden arındırılmış işgücüne katılma oranı ise bir önceki çeyreğe göre 0,8 puanlık artışla %42,8 seviyesinde gerçekleşti.
Mevsim etkisinden arındırılmış istihdamın %55,5’i hizmet sektöründe yer aldı
Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam edilenlerin sayısı 2021 yılı IV. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre tarım sektöründe 68 bin kişi, sanayi sektöründe 247 bin kişi, inşaat sektöründe 36 bin kişi, hizmet sektöründe 388 bin kişi arttı. İstihdam edilenlerin %16,9’u tarım, %21,6’sı sanayi, %6,1’i inşaat, %55,5’i ise hizmet sektöründe yer aldı.
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 44,8 saat oldu
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış istihdam edilenlerden işbaşında olanların sayısı 2021 yılı IV. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 1 milyon 220 bin kişi artarak 28 milyon 292 bin kişi oldu. İşbaşında olanların haftalık ortalama fiili çalışma saati bir önceki çeyreğe göre 0,5 saat artarak 44,8 saat olurken haftalık çalışılan toplam saat ise bir önceki çeyreğe göre 67 milyon 586 bin saat artarak 1 milyar 267 milyon 722 bin saat olarak gerçekleşti.
Mevsim etkisinden arındırılmış atıl işgücü oranı %22,5 oldu
Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2021 yılı IV. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 0,2 puan artarak %22,5 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı %15,5 iken, potansiyel işgücü ve işsizlerin bütünleşik oranı %18,6 olarak gerçekleşti.
İşsizlik oranı %11,0 oldu
İşsizlik oranı 2021 yılı IV. çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre 1,9 puan azalarak %11,0 oldu. İşsiz sayısı bir önceki yılın aynı çeyreğine göre 290 bin kişi azalarak 3 milyon 680 bin kişi olarak gerçekleşti.
İstihdam oranı %46,5 oldu
İstihdam oranı 2021 yılı IV. çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre 3,9 puan artarak %46,5 oldu. İstihdam edilenlerin sayısı 2 milyon 992 bin kişi artarak 29 milyon 815 bin kişi oldu.
İşgücüne katılma oranı %52,3 olarak gerçekleşti
İşgücüne katılma oranı 2021 yılı IV. çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre 3,5 puan artarak %52,3 oldu. İşgücüne katılan sayısı 2 milyon 702 bin kişi artarak 33 milyon 496 bin kişi olarak gerçekleşti.
Tarım dışı sektörde kayıt dışı çalışanların oranı %18,1 oldu
Sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların toplam çalışanlar içindeki payını gösteren kayıt dışı çalışanların oranı 2021 yılı IV. çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre 1,1 puan azalarak %28,7 olarak gerçekleşti. Tarım dışı sektörde kayıt dışı çalışanların oranı ise bir önceki yılın aynı çeyreğine göre 1,1 puan azalarak %18,1 oldu.
İstihdamın %70,5’ini ücretli, maaşlı veya yevmiyeli çalışanlar oluşturdu
İstihdamın %70,5’ini ücretli, maaşlı veya yevmiyeli çalışanlar, %4,5’ini işverenler, %16,4’ünü kendi hesabına çalışanlar, %8,7’sini ücretsiz aile işçileri oluşturdu.
Ne eğitimde ne istihdamda olan 15-24 yaş grubundaki genç nüfusun oranı %25,0 oldu
Ne eğitimde ne istihdamda olan 15-24 yaş grubundaki genç nüfusun oranı 2021 yılı IV. çeyreğinde %25,0 oldu. Ne eğitimde ne istihdamda olan genç nüfusun sayısı ise 3 milyon 18 bin kişi olarak gerçekleşti.
İşsiz sayısının %28,5’ini uzun süreli işsizler oluşturdu
Bir yıl ve daha fazla süreli işsizlerin (uzun süreli işsizler) sayısı 2021 yılı IV. çeyreğinde 1 milyon 49 bin kişi oldu. İşsiz sayısının %28,5’ini uzun süreli işsizler oluşturdu.
Aralık ayında ticari süt işletmeleri tarafından toplanan inek sütü yağ oranı ortalama %3,5, protein oranı ise ortalama %3,2 olarak tespit edildi.
Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre ticari süt işletmeleri tarafından yapılan içme sütü üretimi %10,2 azalarak 126 bin 633 ton olarak gerçekleşti. Ocak-Aralık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre içme sütü üretimi %5,6 azalarak 1 milyon 523 bin 175 ton olarak gerçekleşti.
Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre ticari süt işletmeleri tarafından yapılan yoğurt üretimi %2,4 azalarak 87 bin 718 ton, Ocak-Aralık döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %1,1 artarak 1 milyon 125 bin 958 ton olarak gerçekleşti.
Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre, yağsız süt tozu üretimi %79,6, tam yağlı süt tozu üretimi %50,8, ayran üretimi %41,9, tereyağı üretimi %23,9 artarken; inek peyniri üretimi %5, kaymak üretimi %16,5, diğer peynirlerin (koyun, keçi, manda ve karışık sütlerden elde edilen peynir çeşitleri) üretimi %18 azalmıştır.
Aralık ayında bir önceki aya göre kesilen tavuk sayısı %6,9 artarak 115 milyon 739 bin adet oldu.
Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2021 Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %8,4 arttı. Ücretli çalışan sayısı bir önceki yılın aynı ayında 12 milyon 718 bin 151 kişi iken, 2021 yılı Aralık ayında 13 milyon 787 bin 159 kişi oldu.
Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2021 yılı Aralık ayında ücretli çalışan sayısı yıllık olarak sanayi sektöründe %6,7, inşaat sektöründe %3,2 ve ticaret-hizmet sektöründe %10,6 arttı.
Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2021 Aralık ayında bir önceki aya göre %0,5 arttı.
Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2021 yılı Aralık ayında ücretli çalışanlar aylık olarak sanayi sektöründe %0,6 arttı, inşaat sektöründe %0,6 azaldı ve ticaret-hizmet sektöründe %0,8 arttı.
Tarım-ÜFE’de (2015=100), 2022 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre %14,83, bir önceki yılın Aralık ayına göre %14,83, bir önceki yılın aynı ayına göre %52,00 ve on iki aylık ortalamalara göre %26,55 artış gerçekleşti.
Sektörlerde bir önceki aya göre balık ve diğer balıkçılık ürünlerinde %8,19, tarım ve avcılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde %14,96 ve ormancılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde %16,20 artış gerçekleşti. Ana gruplarda bir önceki aya göre canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerde %13,42, tek yıllık bitkisel ürünlerde %15,34, çok yıllık bitkisel ürünlerde %16,64 artış gerçekleşti.
Yıllık Tarım-ÜFE’ye göre 7 alt grup daha düşük, 4 alt grup daha yüksek değişim gösterdi
Yıllık artışın düşük olduğu alt gruplar sırasıyla, %14,81 ile turunçgiller ve %22,88 ile çeltik oldu. Buna karşılık, yıllık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise sırasıyla, %147,56 ile lifli bitkiler, %69,20 ile tahıllar (pirinç hariç), baklagiller ve yağlı tohumlar ve %64,34 ile sebze ve kavun-karpuz, kök ve yumrular oldu.
Aylık Tarım-ÜFE’ye göre 6 alt grup daha düşük, 5 alt grup daha yüksek değişim gösterdi
Bir önceki aya göre artışın düşük olduğu alt gruplar sırasıyla, %1,68 ile tahıllar (pirinç hariç), baklagiller ve yağlı tohumlar ve %3,74 ile çeltik oldu. Buna karşılık, aylık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise sırasıyla, %37,47 ile sebze ve kavun-karpuz, kök ve yumrular ve %17,69 ile lifli bitkiler oldu. Bir önceki aya göre azalış gösteren alt grup ise %0,52 ile diğer ağaç ve çalı meyveleri ile sert kabuklu meyveler ve %0,32 ile yağlı meyveler oldu.
Alt gruplara göre Tarım-ÜFE aylık değişim oranları (%), Ocak 2022
Ocak 2022’de, endekste kapsanan 86 maddeden, 13 maddenin ortalama fiyatında azalış olurken 5 maddenin ortalama fiyatında değişim olmadı. 68 maddenin ortalama fiyatında ise artış gerçekleşti.
Domates ve mamulleri ihracatı 1 milyar dolara koşuyor
Domates ve domates ürünleri sektöründe ihracatın yarıya yakınını oluşturan taze domates, yıla yüzde 23’lük ihracat artışıyla başladı.
Türkiye yıllık 14 milyon ton üretimle domates üretiminde dünyanın önemli ülkeleri arasında yer alıyor.
Domates ve domatesten elde edilen sos, ketçap, domates suyu gibi ürünler, Türk mutfağının vazgeçilmezi olması yanında önemli bir ihraç ürünü olarak öne çıkıyor.
Türkiye, 2021 yılında domates ve domatesten yapılan ürünlerin ihracatından, önceki yıla göre yüzde 20 artışla 729 milyon dolar döviz geliri elde etti.
Taze domates ihracatı, bu alandaki toplam ihracatın yüzde 49,7’sini oluşturdu. Taze domatesten 2020 yılında 313 milyon dolar döviz sağlanırken, bu rakam 2021 yılında yüzde 16’lık artışla 363 milyon dolara ulaştı.
Taze domates 2022’ye de hızlı başladı. Ocak 2022’de ihracat önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 23 artarak 43,6 milyon dolar oldu.
2021 yılı Ocak ayında 58 milyon dolar olan domates ve mamulleri ihracatı yüzde 43 artarak 2022 yılında 83 milyon dolar oldu.
Geçen yıl Türkiye 53 ülkeye taze domates ihraç etti. Rusya, 68 milyon dolarla taze domatese en fazla talep gelen ülke konumunda bulunuyor. Bu ülkeyi 58 milyon dolarla Romanya ve 41 milyon dolarla Bulgaristan takip etti.
Domates ve domates ürünleri ihracatında taze domatesin ardından 208 milyon dolarla domates salçası geldi. Salça ihracatındaki artış yüzde 32 olarak kayıtlara geçti. Irak, 120 milyon dolarlık salça talebiyle birinci sırada. İkinci ülke ise 18 milyon dolarla İtalya oldu. Almanya, 11,5 milyon dolarlık taleple üçüncü sırada yer aldı. Türkiye 122 ülkeye salça ihracatı gerçekleştirdi.
Türkiye’nin kurutulmuş domates ihracatı 2021 yılında yüzde 17’lik yükselişle 97,3 milyon dolara çıktı. Dondurulmuş domates ihracatı yüzde 22’lik gelişimle 32 milyon dolardan, 39 milyon dolara ilerlerken, domates sosları ve ketçaplar 17 milyon dolarlık ihracat performansı ortaya koydu. Soyulmuş domates ihracatı 2,7 milyon dolar, domates suyu ihracatı da 2 milyon dolar ihracata katkı sağladı.
Rusya kotası dolmak üzere
Taze domates ihracatında en büyük ihraç pazarı Rusya’nın uyguladığı ihracat kotası uygulaması ihracatçıların Rusya pazarında gerçek performanslarını sergilemelerinin önüne geçiyor.
Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Türkiye’nin tarım potansiyelinin çok büyük olduğunu belirterek, domateste üretiminde dünyada 4. sırada yer aldığını söyledi.
Bu potansiyelin ihracata da yansıdığını aktaran Uçak, “Domates ve ketçap, kurutulmuş domates, salça, domates suyu gibi domates ürünleri ciddi rağbet görüyor. Sanayileştirilip katma değeri artan ürünlere dönüşüyor. 2022 yılında domates ihracatında yüzde 20’lik artış hedefliyoruz. 2023 yılı için 1 milyar dolarlık ihracat hedefimiz var.” diye konuştu.
Uçak, Rusya’nın uyguladığı ihracat kotasının ihracatı olumsuz etkilediğini dile getirerek, şunları kaydetti:
“Uçak krizinden bu yana domatesi kotalandırdılar. 50 bin tonla başlamıştı kota, şu anda 300 bin ton. Yaklaşık 296 bin ton ihracat gerçekleştirildi. 4 bin tona yakın bir kota boşluğumuz var. Yakın bir tarihte onu da doldurmuş olacağız. Taze domates ihracatında birinci sırada Rusya var. Kotanın kaldırılması halinde ihracatta artış olur. Kota kaldırılırsa ihracat katlanır. Kotanın kalkmaması hem ihracatçımızı hem üreticimizi üzecek. Ülkemize de döviz girdisi azalacak. Konu, Sayın Cumhurbaşkanımız ve yetkili bakanlıklarımızın bilgisi dahilinde. Onlar da gerekli girişimlerde bulunuyor. Umarım ki çözülür.”
Domates ve domates ürünlerinde 2020-2021 ihracat rakamları şu şekilde;
2020 (Dolar) 2021 (Dolar)
Taze Domates 313.273.954 362.998.054
Soyulmuş Domates 1.180.815 2.758.434
Domates Salçası 157.228.600 208.015.832
Dondurulmuş Domates 32.037.648 39.306.540
Domates Sosları ve Ketçap 19.424.952 16.716.434
Domates Suyu 2.550.747 2.047.285
Kurutulmuş Domates 83.071.884 97.320.498
Toplam 608.768.603 729.163.081
Grafikteki rakamların toplamı, yuvarlamadan dolayı 100’ü vermeyebilir.
Bireylerin mutluluk kaynağı aileleri