Ekonomi

Türkiye ve Kayseri ihracat değerlendirmesi, Ekonomi-teknoloji haberleri, TUİK verileri

Ramazan sonu ve Mart ayı üretici market fiyatları

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Ramazan sonu ve Mart ayı üretici market fiyatları ile girdi maliyetlerindeki değişimleri yaptığı görüntülü basın açıklamasıyla değerlendirdi.

“Ramazan sonu ve Mart ayında üretici market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 208 ile kuru fasulyede görüldü” diyen Bayraktar, yapılan araştırmayı paylaştı;

“Kuru fasulyedeki fiyat farkını yüzde 206,8 ile nohut, yüzde 202,5 ile kuru kayısı, yüzde 186 ile kırmızı mercimek, yüzde 174,6 ile yeşil mercimek takip etti.

Kuru fasulye ve nohut 3,1 kat, kuru kayısı 3 kat, kırmızı mercimek 2,9 kat, yeşil mercimek 2,7 kat fazlaya satıldı.

Üreticide 33 lira 29 kuruş olan kuru fasulye 102 lira 53 kuruşa, 31 lira 56 kuruş olan nohut 96 lira 82 kuruşa, 150 lira olan kuru kayısı, 453 lira 70 kuruşa, 22 lira 94 kuruş olan kırmızı mercimek 65 lira 61 kuruşa, 29 lira 33 kuruş olan yeşil mercimek 80 lira 53 kuruşa markette satıldı.

Mart ayında fiyatı en fazla artan ürün markette ve üreticide limon olurken, fiyatı en fazla düşen ürün markette maydanoz, üreticide beyaz lahana oldu.” 

Market fiyatları

“Mart ayında markette 39 ürünün 30’unda fiyat artışı, 9’unda fiyat azalışı görüldü.

Markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 53,7 ile limon oldu. Limondaki fiyat artışını yüzde 38,8 ile patates, yüzde 19,8 ile elma, yüzde 19,5 ile sivri biber takip etti.

Markette fiyatı en çok azalan ürün ise yüzde 8 ile maydanoz oldu. Maydanozdaki fiyat düşüşünü yüzde 6,7 ile ıspanak, yüzde 5,9 ile marul ve kuru incir izledi.”

Üretici fiyatları

“Mart ayında üreticide 31 ürününün 14’ünde fiyat artışı olurken, 9’unda fiyat düşüşü görüldü. 8 üründe ise fiyat değişimi olmadı.

Üreticide en çok fiyat düşüşü yüzde 23,4 ile beyaz lahanada görüldü. Beyaz lahanadaki fiyat düşüşünü yüzde 13,9 ile maydanoz, yüzde 12,6 ile kuru soğan, yüzde 10,3 ile domates izledi.

Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 68,3 ile limonda görüldü. Limondaki fiyat artışını yüzde 28,3 ile patates, yüzde 20 ile Antep fıstığı, yüzde 16,7 ile yeşil soğan takip etti.”

“Yaşanan doğal afetler ve bayram öncesi oluşan talep fiyatları etkiledi”

“Yaşanan doğal afetler ve bayram öncesi oluşan talep, bazı ürünlerin fiyatlarını etkiledi. Geçtiğimiz günlerde yaşanan don sebebiyle narenciye bahçeleri dondan zarar gördü. Piyasadaki ürünün azalmasıyla da sezon boyunca düşük seyreden limon fiyatları arttı.

Çukurova bölgesinde yaşanan don sebebiyle erkenci çeşitlerde yüzde 50-60 oranında, geçci patateste yüzde 30-35 oranında zarar olduğu tahmin ediliyor.

Yaşanan don, hasat süresini de geciktirdiğinden yıl boyunca fiyat düşüklüğü yaşanan patateste fiyat artışı yaşandı.

Ramazan Bayramı nedeniyle talepte yaşanan artış Antep fıstığı fiyatlarının yükselmesine sebep oldu.

Yeşil soğan ve ıspanakta kar yağışı sebebiyle seralar yıkıldı, ürünler açıkta kalarak bozuldu. Arz azaldığı için de fiyatlar yükseldi.

Bafra bölgesinde kışlık sebzelerde geçtiğimiz aylarda yaşanan sel ve kar yağışı nedeniyle çoğu üründe bozulmalar yaşandı. Bu durum alım gücü düşen üreticilerimizin beyaz lahana, maydanoz ve marulu düşük fiyata satmasına sebep oldu.

Kuru soğanda Çukurova Bölgesinde yaşanan don sebebiyle hasadın gecikmesi ve ticari anlaşmalarla gelen kuru soğan ithalatları sebebiyle arzdaki artış fiyatları düşürdü.”

Mart ayı ve yıllık girdi fiyatlarında yaşanan değişimler

“Ziraat Odalarımız aracılığıyla girdi piyasalarından aldığımız fiyat verilerine göre; Mart ayında, Şubat ayına göre, amonyum nitrat gübresi yüzde 3,7, üre gübresi yüzde 1,9, amonyum sülfat gübresi yüzde 1,5, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 1, DAP gübresi yüzde 0,3 oranında arttı.

Geçen yılın Mart ayına göre son bir yılda, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 34,6, DAP gübresi yüzde 33,9, üre gübresi yüzde 32,3, amonyum nitrat gübresi yüzde 28,9, amonyum sülfat gübresi yüzde 25,8 oranında arttı.

Mart ayında şubat ayına göre besi yemi yüzde 1,8, süt yemi yüzde 1,7, son bir yılda süt yemi yüzde 24,9, besi yemi ise yüzde 24,8 oranında arttı.

İlaç fiyatları yıllık yüzde 14,9 oranında arttı. Elektrik fiyatları son bir yılda yüzde 30,4 oranında arttı. Mazot fiyatı son bir yılda yüzde 11,1 oranında artarken, geçen aya göre yüzde 2,3 oranında düşüş oldu.”

Trend Micro 2025 Siber Risk Raporu Değerlendirmesini Yayınladı

Kapsamlı rapor, dünya genelinde tüm işletmelerin siber tehditlere karşı savunma hattını güçlendirmesi gerektiğine işaret ediyor.

Siber güvenlik alanında dünyanın önde gelen şirketlerinden Trend Micro, geleneksel olarak hazırladığı Siber Risk Raporu’nun 2025 sürümünü yayınladı. Rapor, küresel çapta artan siber tehditlerin ve kuruluşların maruz kaldığı güvenlik açıklarının ve tehditlerin güncel bir özetini sunuyor. Rapordaki kritik bulgular, Türkiye’deki şirketlerin özellikle fidye yazılımı saldırıları, bulut platformlarının yanlış yapılandırılması ve zayıf kimlik doğrulama politikaları nedeniyle ciddi risk altında olduğunu gösteriyor. Aynı zamanda, Türkiye’de ortalama yama uygulama sürelerinin uzun olması, saldırganlara kötüye kullanabilecekleri daha geniş bir zaman aralığı sunuyor.

Rapora göre, Türkiye genelinde özellikle fidye yazılımı kaynaklı saldırılar son dönemde ciddi bir ivme kazandı. Trend Micro’nun siber risk verileri, bu saldırıların iş sürekliliğini tehlikeye soktuğu gibi kurumların itibarlarını da tehdit ettiğini ortaya koyuyor. Ayrıca bulut tabanlı sistemlerde yaygın olarak görülen yanlış yapılandırmalar, veri ihlalleri ve kritik hizmet kesintileri için uygun ortam yaratıyor. Yetersiz kimlik doğrulama politikaları (çok faktörlü kimlik doğrulamanın devre dışı olması gibi) ve uzun süre aktif kalmaya devam eden hesaplar, saldırganların kurumsal ağlara sızmasını kolaylaştıran diğer önemli faktörler arasında yer alıyor.

Türkiye’de siber saldırıların çeşitliliğinin, karmaşıklığının ve kapsamının her geçen gün arttığını ifade eden Trend Micro Avrasya Bölgesi Yönetici Direktörü Hasan Gültekin, “ Şirketlerin bu riskleri görmezden gelmesi artık mümkün değil. Trend Micro olarak, ister KOBİ ister büyük ölçekli olsun, tüm kuruluşlara entegre ve proaktif bir güvenlik yaklaşımı öneriyoruz. Kritik altyapılardan e-posta güvenliğine, kimlik yönetiminden bulut platformlarına kadar kapsamlı koruma sunan çözümlerimizle, siber tehditlere karşı her zaman bir adım önde olmayı hedefliyoruz” dedi.

Raporun dikkat çektiği bir diğer önemli nokta, kullanıcı hesap güvenliğine dair yetersizlikler. Yetersiz parola politikalarıyla birleştirildiğinde, çok faktörlü kimlik doğrulamanın kapalı olması hem fidye yazılımı saldırılarını hem de veri hırsızlıklarını tetikliyor. Aynı şekilde, yazılım ve işletim sistemi yamalarının gecikmesi de saldırganlar için ciddi bir fırsat anlamına geliyor. Veri sızıntısı, hizmet kesintisi ve finansal kayıplar gibi ağır sonuçları önlemek adına, işletmelerin “risk bazlı” bir güvenlik stratejisi benimsemeleri kritik önem taşıyor.

Gültekin, “Kuruluşların saldırı yüzeylerini kapsamlı şekilde tanımlaması ve hızla harekete geçmeleri gerekiyor. Trend Micro’nun yapay zekâ destekli siber güvenlik platformu, güvenlik açığı yönetiminden XDR (Extended Detection and Response) entegrasyonlarına kadar pek çok alanda uçtan uca koruma sağlıyor. Bu sayede hem mevcut riskleri tespit etmek hem de saldırıları önceden engellemek mümkün oluyor” dedi.

Trend Micro’nun küresel istihbarat ağı ve gelişmiş tehdit analizi yetenekleriyle desteklenen entegre güvenlik çözümleri, işletmelere aşağıdaki alanlarda kapsamlı koruma sunuyor:

  • Risk Bazlı Yaklaşım: Saldırı yüzeyinde proaktif tarama ve önceliklendirme yaparak, en kritik zafiyetlere hızlı müdahale imkânı.
  • Kimlik ve Erişim Yönetimi: Çok faktörlü kimlik doğrulama (MFA) ve otomatik hesap izleme ile zayıf şifre politikaları ve pasif durumdaki hesapların yarattığı riskleri azaltma.
  • Bulut Güvenliği: Yanlış yapılandırılmış bulut ortamlarını gerçek zamanlı izleme, otomatik olarak düzeltme önerileri ve güvenlik politikalarında tutarlılık sağlama.
  • XDR Entegrasyonları: E-posta, uç nokta, ağ ve bulut katmanları arasında uçtan uca görünürlük ve otomatik tehdit avı özellikleri sayesinde saldırıların tespit ve müdahale süresini kısaltma.

Türkiye’de operasyonlarını büyüten ve dijital dönüşüme hız veren sektörlerin (finans, üretim, perakende, kamu vb.) özellikle hedef hâline geldiğinin altını çizen rapor, kurumların siber direnç kazanması ve uzun vadede sürdürülebilir bir savunma stratejisi oluşturması gerektiğini vurguluyor. Trend Micro da bu doğrultuda farklı sektörel ihtiyaçlara özel güvenlik çözümleri ve danışmanlık hizmetleri sunarak yerel kurumların siber risklerini minimize etmeye odaklanıyor.

Ekonomik Güven Endeksi, Mart 2025  Ekonomik güven endeksi 100,8 oldu
Ekonomik güven endeksi Şubat ayında 99,2 iken, Mart ayında %1,6 oranında artarak 100,8 değerini aldı.
Bir önceki aya göre Mart ayında tüketici güven endeksi %4,6 oranında artarak 85,9 değerini, reel kesim (imalat sanayi) güven endeksi %0,4 oranında artarak 103,2 değerini, hizmet sektörü güven endeksi %0,2 oranında artarak 114,4 değerini, perakende ticaret sektörü güven endeksi %2,5 oranında azalarak 113,4 değerini, inşaat sektörü güven endeksi %0,5 oranında azalarak 88,9 değerini aldı.

Akdenizli İhracatçılar Hedef Pazar Araştırması eğitimine katıldı

Akdeniz Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği (AKAMİB) tarafından yürütülen “Çukurova Kağıt – Karton Ambalaj Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesi Projesi” kapsamında gerçekleştirilen “Hedef Pazar Araştırması ve Trademap Analizi” eğitimlerinin ikincisi 25 Mart 2025 tarihinde Adana Sanayi ve Ticaret Odası’nın ev sahipliğinde gerçekleştirildi.

URGE projesinin paydaşı 9 firmanın 12 katılımcısı ile gerçekleştirilen eğitimde, firmalar ihracat deneyimlerini arttırmak amaçlı hedef pazarlarında müşteri bulabilmelerini sağlamak ve ayrıca pazarlarını çeşitlendirmelerini katkı sunmak maksadıyla Trademap uygulamasının kullanımı, ihracatta pazar analizi, hedef pazar tespiti ve potansiyel müşterilerin bulunmasında nasıl kullanılacağı uygulamalı olarak öğrendi.

Hizmet Üretici Fiyat Endeksi, Şubat 2025
Hizmet Üretici Fiyat Endeksi (H-ÜFE) yıllık %39,81 arttı, aylık %2,48 arttı
H-ÜFE 2025 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre %2,48 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre %11,27 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre %39,81 artış ve on iki aylık ortalamalara göre %59,52 artış gösterdi.
H-ÜFE ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yıllık %30,93 arttı
Bir önceki yılın aynı ayına göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde %30,93 artış, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde %44,96 artış, bilgi ve iletişim hizmetlerinde %48,90 artış, gayrimenkul hizmetlerinde %36,46 artış, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde %54,47 artış, idari ve destek hizmetlerde %45,46 artış gerçekleşti.
H-ÜFE ulaştırma ve depolama hizmetlerinde aylık %1,71 arttı
Bir önceki aya göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde %1,71 artış, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde %2,49 artış, bilgi ve iletişim hizmetlerinde %6,12 artış, gayrimenkul hizmetlerinde %1,01 artış, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde %3,85 artış, idari ve destek hizmetlerde %1,60 artış gerçekleşti.

Mobilya Sektörü Hedef Büyüttü: Türkiye’nin İhracatta Yükselen Yıldızı

Türkiye’nin ihracatta yıldız sektörleri arasında yer alan, 2024 yılında 3,5 milyar dolar dış ticaret fazlası veren mobilya sektörü, dünyanın en büyük 5 ihracatçısından biri olmak için arı gibi çalışıyor.

2024 yılında Suudi Arabistan, Fas ve Hindistan’a düzenlediği sektörel ticaret heyetleriyle 55 Türk firmasının, 158 ithalatçı firmayla 787 ikili iş görüşmesi yapmasını organize eden Ege Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği, 2025 yılında Irak ile başladığı pazarlama çalışmalarına Mayıs ayında Suudi Arabistan, Haziran ayında Amerika Birleşik Devletleri, yılın ikinci yarısında Senegal-Gana, Hindistan ile devam edecek.

Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Fuat Gürle, sektörel ticaret heyetleri yanında Hindistan, Suudi Arabistan, Irak, Güney Afrika ve Fas’tan önemli alıcıları kapsayan Alım Heyeti Organizasyonlarıyla ithalatçıları Türkiye’de ağırlamak için hazırlık yaptıklarını dile getirdi.

Ekonomi Muhabirleri Derneği İzmir Şubesi üyeleriyle bir araya gelen Gürle, Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği’nin faaliyetleri hakkında bilgi verdi.

Aegean Furniture URGE Projesi’nde 34 firma var

Sektörel ticaret heyetleri ve alım heyetleri dışında Ege Bölgesi’nin mobilya ihracatını artırmak için Ticaret Bakanlığı’nın destek verdiği, firmaların kümelenerek yetkinliklerini artırdıkları Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi (UR-GE) Projelerini önemsediklerini paylaşan Gürle, “2024 Mart ayında 34 firma katılımıyla yeni “Aegean Furniture” UR-GE Projemiz Ticaret Bakanlığımızca onaylandı ve faaliyetlerine başladı. Pazar araştırma yöntemleri, Marka yönetimi ve markalaşma stratejileri eğitimleri verildi, dijital pazarlama eğitimi ise bu ay içerisinde verilmiş olacak, Sektöre ve ihtiyaçlara göre proje paydaşlarına yönelik eğitimlerimiz devam edecek. Aynı şekilde Hedef Pazar ve Müşteri Bulma danışmanlığı firmaların özelinde alınarak yine ihracat paylarının artması amaçlanacak. Aegean Furniture URGE projesi kapsamında Eylül ayında Furniture China fuarını ziyaret edeceğiz” diye konuştu.

KALE KİLİT, SUPERBRANDS TÜRKİYE 2025 LİSTESİNDE YERİNİ ALDI

Güvenliğin lider markası Kale Kilit, Türkiye’nin en prestijli marka değerlendirme platformlarından biri olan Superbrands Türkiye 2025 listesine girerek sektördeki güçlü konumunu bir kez daha kanıtladı. Yetmiş yılı aşkın köklü geçmişi, inovatif ürünleri ve müşteri odaklı yaklaşımıyla fark yaratan marka, dünya çapında marka bilinirliğine sahip prestijli firmalar arasındaki yerini aldı.

Superbrands Türkiye 2025 Araştırma Süreci

Dünya genelinde 90 ülkede bağımsız marka değerlendirme kuruluşu olarak faaliyet gösteren “Superbrands International” tarafından yürütülen süreçte, 2005 yılından bu yana Türkiye’nin süper markaları belirlenmektedir.

Bu kapsamda 3864 marka Superbrands kriterlerine göre değerlendirilerek, 1267 marka “Süpermarka” adayları arasına dahil edilmiştir. Bağımsız sivil toplum kuruluşlu temsilcilerinden oluşan Seçici Kurul tarafından gerçekleştirilen oylama sonucunda ilk 300 marka belirlenmiş ve bu markalar NielsenIQ tarafından halk oylamasına sunulmuştur. İstanbul, Ankara ve İzmir’de yapılan 2001 kişiyle gerçekleştirilen görüşmelerde markalar 1 (en düşük) ile 100 (en yüksek) arasında puanlandı. Nihai değerlendirme sonucunda 150 marka, Superbrands barajını geçerek “Türkiye’nin Süpermarkaları” arasına girmeye hak kazandı.

70 Yılı Aşkın Güven ve Kalite Yolculuğu

Güvenlik alanında fark yaratan Kale Kilit, yenilikçi bakış açısı ve Ar-Ge yatırımlarıyla sektöre yön vermeye devam etmektedir. Kilit ve güvenlik sistemleri alanında öncü markalar arasında yer alan firma, Türkiye’deki güçlü konumunun yanı sıra uluslararası pazarda da önemli bir oyuncu olarak varlığını sürdürmektedir. 100’den fazla ülkeye ihracat gerçekleştirerek global pazarda güçlü bir yer edinen Kale Kilit, yenilikçi güvenlik çözümleriyle kullanıcılarına üst seviyede koruma sunmaktadır.

AstraZeneca’dan Çin’e, AR-GE ve üretim için 2,5 milyar dolar yatırım

AstraZeneca Çin’deki ikinci, dünya çapındaki altıncı küresel stratejik AR-GE merkezini Pekin’de kuruyor. Yatırım, Çin merkezli Harbour BioMed, Syneron Bio ve BioKangtai şirketleri ile biyoteknoloji anlaşmalarını da kapsıyor.

AstraZeneca, Çin’de yaşam bilimlerini daha da ileriye taşıyacak büyük bir yatırım kararı aldı. Şirket, dünya genelindeki altıncı stratejik AR-GE merkezini Pekin’de kurmayı ve önemli araştırma ve üretim anlaşmalarını da kapsayan 2,5 milyar dolarlık bir yatırımı Çin’e yapacağını duyurdu. Önümüzdeki beş yıl boyunca yapılacak bu yatırım, Pekin Belediyesi ve Pekin Ekonomik-Teknolojik Kalkınma Bölgesi İdari Ofisi ile stratejik bir ortaklık çerçevesinde gerçekleşecek. Yatırım ayrıca Çin merkezli Harbour BioMed, Syneron Bio ve BioKangtai şirketleri ile biyoteknoloji anlaşmalarını da içeriyor. Bu yatırım ile birlikte AstraZeneca’nın Pekin’deki çalışan sayısının 1.700’e ulaşacağı tahmin ediliyor.

AstraZeneca CEO’su Pascal Soriot yaptığı açıklamada, “2,5 milyar dolarlık bu yatırımımız, iş birlikleri ve yeteneklere erişim açısından büyük fırsatlar sunan Pekin’in dünya standartlarındaki yaşam bilimleri ekosistemine olan güvenimizi ve Çin’e olan sürekli bağlılığımızı gösteriyor. Altıncı stratejik AR-GE merkezimiz, Pekin’deki ileri düzey biyoloji ve yapay zekâ bilimleriyle iş birliği yapacak ve dünya genelinde yenilikçi ilaçları hastalara ulaştırma çabalarımızın önemli bir parçası olacak.” dedi.

Katılım Emeklilik DigiZoo TEGV’li çocukları ağırladı

Dünyanın en büyük holografik hayvanat bahçesi ve dijital deneyim merkezi Katılım Emeklilik DigiZoo, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) iş birliğiyle düzenlediği etkinlik ile çocuklara keşiflerle dolu, unutulmaz bir gün yaşattı. 6-14 yaşları arasında 50 çocuk Avatar Ormanı’ndan, dinozorlara, deniz canlılarından vahşi doğaya uzanan fantastik atmosferde dijital bir zaman yolculuğuna çıktı.

Katılım Emeklilik sponsorluğunda hayata geçirilen Türkiye’nin ilk holografik hayvanat bahçesi ve dijital deneyim alanı Katılım Emeklilik DigiZoo, sivil toplum örgütleri iş birliğinde düzenlediği ücretsiz etkinliklerle çocukları ağırlamaya devam ediyor. Kurulduğu günden bu yana “Bir çocuk değişir, Türkiye gelişir” diyerek ilköğretim çağındaki çocuklara okul dışı eğitim desteği vermeye odaklanan Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) çatısı altındaki 50 çocuk, Katılım Emeklilik DigiZoo’nun sunduğu dijital deneyim alanında birçok canlı türünü üç boyutlu hologramlarla keşfetme fırsatı yakaladı.

Türkiye’de katılım esaslı sigortacılığın ve bireysel emekliliğin öncüsü Katılım Emeklilik, sunduğu yenilikçi ürünlerle gençlerin ve çocukların geleceklerini teminat altına alırken aynı zamanda daha fazla çocuğa ulaşarak yaşamlarının her alanında yanlarında olmayı ve hayatlarına dokunmayı hedefliyor. Erken BES ürünüyle 165 binden fazla çocuğun geleceğini teminat altına alan Katılım Emeklilik, çocukların eğitimine katkı sağlamak amacıyla hayata geçirdiği DigiZoo ile çocuklara eğlenirken öğrenme imkânı sunuyor.

Tatlı krizlerini doğru yöntemlerle kontrol altına almak mümkün

Tatlı ihtiyacı biyolojik olarak doğuştan geliyor ancak şeker tüketiminde aşırıya kaçmak sağlık açısından sorunlara yol açıyor. Atabay İlaç Medikal Direktörü Uzm. Dr. Murat Yaycı, “Amerikan Kalp Derneği’ne göre günlük şeker tüketimi kadınlar için yaklaşık 6, erkekler için ise 9 çay kaşığı. Şeker tüketimini azaltmak zor, ancak doğru yöntemler ve sağlıklı atıştırmalıklarla tatlı krizleri kontrol altına alınabilir” dedi.

Atabay İlaç Medikal Direktörü Uzm. Dr. Murat Yaycı, aşırı şeker tüketimine karşı uyarıyor. Yaycı, “Aşırı şeker tüketimi sadece kilo aldırmakla kalmıyor, aynı zamanda enerji seviyelerini dengesiz hale getiriyor” dedi. Gün içinde sık sık tatlı krizleri geçirme, tatlı yedikten sonra birkaç saat içinde tekrar şekerli bir şeyler tüketme isteğinin yaygın bir davranış biçimi olduğuna dikkat çeken Yaycı, tatlıya olan düşkünlüğün nedenleri ile ilgili şöyle konuştu: “Amerikan Kalp Derneği günlük şeker tüketiminin kadınlar için yaklaşık 6 çay kaşığı, erkekler için 9 çay kaşığı olması gerektiğini belirtiyor. Tatlı ihtiyacı biyolojik olarak doğuştan gelen bir eğilim. Karbonhidrat tüketimi, mutluluk hormonu olarak bilinen serotoninin salgılanmasını tetikler. Bu yüzden şeker tüketimi kişiye kısa vadeli bir rahatlama hissi sağlar. Öte yandan sorun ara sıra şeker tüketildiğinde değil, aşırıya kaçıldığında ortaya çıkıyor.”

Küçük porsiyonlar tatlı krizlerini yönetmeye yardımcı olur

Aşırı şeker tüketimi, kandaki glikoz seviyesini hızla yükselttiği gibi aynı hızla düşmesine de neden oluyor. Bu durum kısa sürede tekrar tatlı ihtiyacını tetikleyen bir döngüye yol açıyor. Şeker tüketimini azaltmanın zor olduğunu, ancak doğru yöntemler ve sağlıklı atıştırmalıklarla tatlı krizlerini kontrol altına almanın mümkün olduğunu belirten Murat Yaycı, uygulanabilecek yöntemlerle ilgili şu bilgileri verdi:

Edenred, küresel gıda erişimini desteklemek  için ShareTheMeal ile iş birliği yaptı

Yemek kartının mucidi Edenred, 27 ve 28 Mart tarihlerinde Paris’te düzenlenen ‘Büyüme için Beslenme’ zirvesi kapsamında, BM Dünya Gıda Programı (WFP) tarafından yürütülen ShareTheMeal uygulaması aracılığıyla bağış kampanyası gerçekleştiriyor.

Açlıkla mücadele etmek ve herkesin güvenli, besleyici ve yeterli gıdaya erişimini sağlamak amacıyla Edenred, Dünya Gıda Programı’nın ShareTheMeal girişimini desteklemek için 45 ülkedeki varlığını ve 60 milyon kullanıcısını harekete geçiriyor.

Herkes için yeterli gıdaya erişimi garantilemek adına özel iş birliği

Başta yemek ve gıda olmak üzere çalışan bağlılığı, mobilite ve kurumsal ödemelere yönelik dijital ödeme çözümlerinde dünya lideri olan ve Ticket Restaurant® markasıyla yemek kartının da mucidi Edenred, dünya çapında gıda programlarını yöneterek on milyonlarca çalışanın iş günü boyunca sağlıklı bir öğün yemesini sağlıyor.

Edenred, her yıl dünya genelinde yaklaşık 100 milyon insana gıda yardımı ulaştıran dünyanın en büyük insani yardım kuruluşu WFP’yi destekleyerek, besleyici gıdaya erişimin kritik önemi konusunda farkındalık yaratmayı amaçlıyor.

Bitkisel Ürün Denge Tabloları, 2024

Durak Tekstil: Dikiş ve nakış iplikleri için tek kaynaktan yetkin çözüm.

Endüstriyel dikiş ve nakış ipliklerinin önde gelen üreticilerinden Durak Tekstil, 52 yıllık köklü geçmişi ve güçlü AR-GE çalışmalarıyla birçok farklı sektörün ihtiyaçlarına en iyi çözümleri sunuyor. Türkiye’nin güçlü tekstil merkezlerinden Bursa’daki tesisinde çalışmalarını sürdüren firma, yüksek kaliteli, dayanıklı ve fonksiyonel ipliklerini 77’den fazla ülkeye ihracat yapıyor. Modern makine hatları ile yüksek kapasiteli üretim gücüne sahip olan Durak Tekstil, toplam cirosunun %65’ten fazlasını ihracat pazarlarından elde ediyor. Firma ABD ve AB bölgesi başta olmak üzere hedef pazarlarında varlığını güçlendirecek yatırımlar yapmayı sürdürüyor.

350’den fazla ürün çeşidine sahip olan Durak Tekstil, yenilikçi ürünler için uzman mühendis ve teknisyenlerden oluşan AR-GE birimine yıllık cirosunun %5’ini ayırıyor. Durak Tekstil başta yatak / kapitone endüstrisi olmak üzere, hazır giyim / konfeksiyon, brode, denim, dış mekan ve otomotiv gibi çok farklı uygulama alanlarına ve sektörlere hitap ediyor. Durak Tekstil’in teknoloji, sanat ve sürdürülebilirlik konsepti ile geliştirdiği iplikler geniş renk seçeneği ile nihai ürünlere değer katıyor.

Kayseri OSB Başkanı Yalçın: Kayseri’nin Şubat İhracatı 295 Milyon Dolar Oldu

Kayseri OSB Başkanı Mehmet Yalçın, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından kamuoyu ile paylaşılan 2025 yılı Şubat ayı ihracat-ithalat rakamlarına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Başkan Yalçın, “Kayseri’nin 2025 yılı Şubat ayı ihracatı önceki aya oranla yüzde 4,71 oranında düşüşle 295 milyon 660 bin dolar seviyesinde gerçekleşmiştir. 2025 yılı ilk 2 aylık ihracat rakamımız 605 milyon 935 bin dolar seviyesindedir. Türkiye’nin ve şehrimizin küresel ticaretteki payını artırmak için sanayicilerimizin acil şekilde desteklenmesi önemlidir” dedi.

Başkan Yalçın, “Türkiye İstatistik Kurumu ile Ticaret Bakanlığı iş birliğiyle genel ticaret sistemi kapsamında üretilen geçici dış ticaret verilerine göre; Türkiye’nin ihracatı 2025 yılı Şubat ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 1,6 azalarak 20 milyar 761 milyon dolar, ithalat yüzde 2,4 artarak 28 milyar 533 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.” şeklinde konuştu.

Kayseri’nin Şubat ayı ihracat rakamlarına değinen Başkan Mehmet Yalçın, “Kayseri’nin 2025 yılı Şubat ayında yapmış olduğu ihracat 295 milyon 660 bin dolar seviyesinde gerçekleşmiştir. Bu rakam 2024 yılı Şubat ayında 313 milyon 897 bin dolar olarak gerçekleşmişti. İhracatımızda önceki yıla oranla bir azalma yaşandığı görülmektedir.” diye konuştu.

Kayseri’nin ithalat rakamına da değinen Yalçın, “Kayseri’nin Şubat ayı ihracat rakamı 144 milyon 212 bin dolar olarak gerçekleşmiştir. Ocak 2025 ithalat rakamımız ise 163 milyon 587 bin dolar olmuştu.” ifadelerini kullandı.

Kayseri OSB Başkanı Mehmet Yalçın, “Küresel ekonomide yaşanan daralma, ABD’nin dünya ekonomisini olumsuz etkileyen ekonomik kararları, Türkiye ekonomisini de olumsuz etkilemektedir. Enflasyon baskısının azalmakla birlikte sürüyor olması üretime olumsuz yansımaktadır. İşçilik maliyetlerinin dünya piyasalarına oranla yüksekliği, döviz kurlarındaki yetersiz ilerleme ve beraberinde enflasyonla mücadele için kredi musluklarının kısılması üretimi engelleyen önemli unsurlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle dış pazarlarda pahalı hale gelen Türkiye üretimi, rekabet gücünü giderek kaybetmektedir. Türkiye’nin küresel ticaretteki payını artırmak için sanayicilerimizin acil şekilde desteklenmesi gerekmektedir. Sanayicilerin ucuz kredi olanaklarına ivedilikle erişimi, işçilik maliyetlerinin düşürülmesine yönelik desteklerin devreye alınması önemlidir. İhracata dayalı büyüme modelinin sürdürülebilir olması, bunun yanı sıra iç talepte yaşanan daralmanın aşılabilmesi için yeni destek paketlerinin açıklanması beklentimizdir.” dedi.

Şubat Ayında 148 Ülkeye 295 Milyon 660 Bin Dolar İhracat Gerçekleştirdik

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından şubat ayı ihracat verileri açıklandı. Açıklanan verileri değerlendiren Kayseri Sanayi Odası (KAYSO) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyüksimitci, Kayseri’nin şubat ayı ihracatının bir önceki aya göre yüzde 4,7 oranında düşerek, 295 milyon 660 bin dolar olarak gerçekleştiğini söyledi.

Geçen yılın şubat ayına göre de bir miktar düşüş yaşandığını açıklayan Büyüksimitci, “2025 Şubat ayı ihracatımızda geçen yılın şubat ayına göre yine yüzde 5,81 oranında bir düşüş söz konusu.  Geçen yıla göre ilk 2 aylık değişime baktığımızda ise 0,76 oranında bir artış olduğunu görüyoruz. Yine son 12 aylık ihracatımızda da bir miktar artış var. Burada da ihracatımız yüzde 2,04 oranında artarak 3 milyar 755 milyon 314 bin dolar olarak gerçekleşti” dedi.

Başkan Büyüksimitci, Ocak ayında Kayseri’den 148 ülkeye ihracat gerçekleştirildiğini açıkladı. Mobilya sektörünün yine ihracata en büyük katkıyı sağladığını belirterek, bunu kablo ve elektrikli ev aletlerinin takip ettiğini ifade etti. En fazla ihracat yapılan ülkeleri sırasıyla Almanya, Irak ve ABD olarak sıraladı.

Başkan Büyüksimitci, “Geçen yıl özellikle yüksek enflasyon, finansmana erişim zorlukları ve küresel tedarik zincirlerindeki aksaklıklardan dolayı ihracatta istediğimiz seviyeye ulaşamadık. Özellikle ihracatın yüzde 50’sinden fazlasını gerçekleştirdiğimiz Avrupa pazarındaki daralma da bizi çok ciddi etkiledi. Dolayısı ile geçen yıl istediğimiz rakamları yakalayamadık ama bu seneden umutluyuz. Son zamanlarda bir miktar hareketlilik olsa da, son bir yıllık dönemde kurun enflasyon artışının yaklaşık yüzde 20 altında kalması ihracat rekabetimizi olumsuz etkiledi. Rekabet avantajımızı ortadan kaldıran bu durum, yeni pazarlara girişimizi de önemli ölçüde kısıtlıyor. Kurun enflasyona paralel veya en azından rekabet gücünü koruyacak şekilde kalması ihracatımıza olumlu yönde yansıyacaktır. Hep birlikte bu rakamları çok daha yukarılara taşıma gayreti içinde olacağız. her şeye rağmen şehrimizin ihracatına katkı sunan tüm üyelerimize ve çalışanlarımıza teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyorum” şeklinde sözlerini tamamladı.

“ŞUBAT AYINDA 148 ÜLKEYE 295 MİLYON 660 BİN DOLAR İHRACAT YAPTIK” GÜLSOY : “İHRACATÇILARIMIZA DESTEK VERİLMESİ GEREKİYOR”

Kayseri Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Şubat Ayı İhracat rakamlarını değerlendirdi. Başkan Gülsoy, “Şubat ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 5,81 azalışla 295 milyon 660 bin dolar ihracat gerçekleştirildi. İçinden geçtiğimiz bu zorlu dönemde özverili çalışmaları ile bu başarıda imzası olan tüm ihracatçı üyelerimizi ve ekiplerini yürekten kutluyor, başarılarının devamını diliyorum.” dedi.

TÜİK verilerine göre 2025 yılı Şubat ayı ihracat rakamlarını değerlendiren KTO Başkanı Ömer Gülsoy, “Şubat ayı ihracat rakamlarına göre 295 milyon 660 bin dolar ihracat gerçekleştirdik. Geçen yılın aynı ayına göre yüzde 5,81, bir önceki aya kıyasla yüzde 4.71 oranında azalış yaşanmıştır. Kayseri olarak İthalatımız ise 144 milyon 211 bin dolar olmuştur. Geçen yılın aynı ayına oranla yüzde 50,76 artış gerçekleşmiştir. İlk 2 ay toplam ihracatımız 605 milyon 935 bin dolar’dır “ diye konuştu.

Kayseri’den 148 ülkeye ihracat gerçekleştirildiğinin altını çizen Gülsoy, “İhracat pazarlarımız; Irak, Almanya,  Avusturya, ABD, Fransa, İtalya, Belçika, Romanya, Cezayir ve Fas’dır.”  ifadelerini kullandı.

Kayseri ihracatının sektörler bazında analizini de yapan Başkan Gülsoy, “Türkiye İstatistik Kurumu’nun belirlediği sektörlerden; Kimyevi Madde ve Mamulleri, İklimlendirme Sanayii, Makine ve Aksamları, Çimento Cam Seramik ve Toprak Ürünleri, Hazır Giyim ve Konfeksiyon gibi sektörlerde artış yaşanırken Elektrik ve Elektronik, Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri, Demir ve Demir Dışı Metaller, Çelik, Tekstil ve Hammaddeleri, Madencilik Ürünleri gibi sektörlerde azalış gerçekleşmiştir.“ dedi.

Kayseri’nin ihracat başarısının sürdürülebilir olması için desteğe ihtiyaç duyduklarını da belirten Gülsoy, “İhracatçılarımız finansmana erişim ve maliyetler konusuna bizlerden çözüm bulmamız konusunda destek istiyor. Olumlu sonuçların alındığı ekonomi politikaları devam ederken reel sektörün ayakta kalabilmesi ve elinin güçlenmesi için politika faizlerindeki düşüşün reel faize ivedilikle yansımasını bekliyoruz. İç piyasada nakit akışındaki yavaşlama, dış pazardaki durgunluk ve girdi maliyetleri rekabet gücümüzü negatif etkiliyor. Sanayi ve ekonomik aktivitenin devamı için özellikle ihracat tarafının canlı tutulması önem taşıyor. Küresel durgunlukla birlikte, ekonomi savaşlarının kızıştığı, belirsizliklerin arttığı bu ortamda pazarlarımızı kaybetmeden rakiplerimizle rekabet edebilir durumda olmalıyız. Biz her zaman olduğu gibi Kayseri Ticaret Odası olarak üyelerimizin yanında olmaya, onların rekabet gücünü artıracak projeleri hayata geçirmeye, çalışmaya devam edeceğiz. Şehrimizin ve ülkemizin kalkınmasında öncülük eden tüm ihracatçı üyelerimizi ve ekiplerini yürekten kutluyor, başarılarının devamını diliyorum.” ifadelerini kullandı.

Artemis Halı, Yatırımlarını Sürdürülebilir Enerji ile Taçlandırıyor

Dünyanın önde gelen halı üreticilerinden Artemis Halı, sürdürülebilirlik vizyonu doğrultusunda önemli bir yatırıma daha imza attı. Gaziantep’teki 40 bin metrekarelik üretim tesisinin çatısına kurduğu, yıllık 3.251.000 kWh kapasiteye sahip Güneş Enerjisi Santrali (GES) projesini başarıyla tamamladı.

Gerçekleştirdiği 31 milyon TL değerindeki çevreci yatırım sayesinde, aylık elektrik giderlerinde yüzde 40 oranında tasarruf sağlayan Artemis Halı, çevresel sürdürülebilirliğe ve doğal kaynakların korunmasına önemli bir katkıda bulunuyor.

Artemis Halı’dan Çevreci ve Ekonomik Bir Adım

Artemis Halı Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Batallı, proje ile ilgili şu değerlendirmede bulundu: “Elektrik tüketimi, üretim hacmimizin bir göstergesi olsa da biz bunu sadece bir harcama olarak görmüyoruz. Milli servetimizin doğru kullanımı açısından büyük önem taşıyan bu tüketimi, GES yatırımımız sayesinde ülke ekonomisine geri kazandırıyoruz. GES projemiz ile yıllık yaklaşık 1.300 ton karbon salınımının önüne geçiyoruz. Bu, doğal kaynakları koruma ve çevresel sürdürülebilirliğe katkı sağlama yolunda attığımız önemli bir adımdır. Fabrikamızda tüketilen elektiriğin önemli bir kısmını güneş enerjisiyle karşılayarak enerji bağımlılığımızı azaltıyoruz. Bu yatırımın çevresel etkisini yıllık 61.924 ağacın doğaya sağladığı katkıya eşdeğer olarak hesaplıyoruz. Sürdürülebilirlik odaklı projelerimize hız kesmeden devam edeceğiz. Çevresel etkileri en aza indirerek, enerji verimliliğini artırmayı ve sosyal sorumluluk bilinciyle hareket etmeyi kendimize ilke edindik. Bizden sonraki nesillere temiz, yaşanabilir bir dünya bırakmak en büyük önceliğimiz. Bu nedenle, güneş enerjisi gibi yenilenebilir kaynaklara yatırım yaparak hem çevreyi hem de ekonomiyi koruyan bir geleceğe doğru ilerliyoruz.”

SAHA EXPO Yeni Adıyla Güçlü Yükselişine Devam Ediyor!

Savunma, havacılık ve uzay sanayii ekosisteminin en önemli uluslararası buluşma noktalarından biri olan SAHA EXPO, küresel ölçekte artan etkisi ve genişleyen vizyonu doğrultusunda artık “SAHA 2026 Uluslararası Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayi Fuarı” adıyla yoluna devam ediyor.

Bu değişim, SAHA EXPO’nun yıllar içinde kazandığı uluslararası prestij ve küresel arenadaki güçlü konumunun doğal bir sonucu olarak gerçekleşti. SAHA İstanbul Yönetim Kurulu, fuarın kapsamının ve etkisinin artık “Expo” terimiyle sınırlandırılamayacak kadar büyüdüğünü değerlendirerek, 2026 itibarıyla daha kapsayıcı ve güçlü bir marka kimliğiyle sektöre yön vermeye devam edecek.

SAHA 2026: Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayisinin Buluşma Noktası

SAHA 2026, Türkiye’nin teknoloji üretiminde küresel bir güç olma vizyonuyla, “Teknolojiye Hükmet, Geleceği Şekillendir” teması altında 5-9 Mayıs 2026 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Bir önceki fuar itibarıyla UFI (The Global Association of the Exhibition Industry) tarafından yapılan uygunluk denetimini başarıyla tamamlayarak uluslararası onay alan fuar, dünya çapında kabul gören UFI onaylı uluslararası fuarlar arasına katıldı. SAHA 2026, Türkiye’nin uluslararası etki alanını genişletmeyi ve sektörün geleceğine yön veren buluşma noktası olmayı hedefliyor.

Geleceğin teknolojilerine yön veren öncü firmalar, dünya genelinden karar vericiler ve savunma sanayi profesyonelleri SAHA 2026’da buluşacak. Siz de bu büyük dönüşümün bir parçası olmak için şimdiden yerinizi alın!

Dış Ticaret İstatistikleri, Şubat 2025 Kayseri’de Şubat ayında genel ticaret sistemine göre ihracat 295 milyon 660 bin dolar, ithalat 144 milyon 212 bin dolar olarak gerçekleşti.

Şubat ayında genel ticaret sistemine göre ihracat %1,6 azaldı, ithalat %2,4 arttı

Türkiye İstatistik Kurumu ile Ticaret Bakanlığı iş birliğiyle genel ticaret sistemi kapsamında üretilen geçici dış ticaret verilerine göre; ihracat 2025 yılı Şubat ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre %1,6 azalarak 20 milyar 761 milyon dolar, ithalat %2,4 artarak 28 milyar 533 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Ocak-Şubat döneminde ihracat %2,0, ithalat %5,9 arttı

Genel ticaret sistemine göre ihracat 2025 yılı Ocak-Şubat döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre %2,0 artarak 41 milyar 921 milyon dolar, ithalat %5,9 artarak 57 milyar 235 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Şubat ayında enerji ürünleri ve altın hariç ihracat %2,3, ithalat %3,1 azaldı

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ihracat, 2025 Şubat ayında %2,3 azalarak 19 milyar 577 milyon dolardan, 19 milyar 127 milyon dolara geriledi.

Şubat ayında enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ithalat %3,1 azalarak 20 milyar 996 milyon dolardan, 20 milyar 337 milyon dolara geriledi.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç dış ticaret açığı Şubat ayında 1 milyar 209 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret hacmi %2,7 azalarak 39 milyar 464 milyon dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu ayda enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı %94,1 oldu.

Dış ticaret açığı Şubat ayında %14,8 arttı

Şubat ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre %14,8 artarak 6 milyar 767 milyon dolardan, 7 milyar 771 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2024 Şubat ayında %75,7 iken, 2025 Şubat ayında %72,8’e geriledi.

Dış ticaret açığı Ocak-Şubat döneminde %18,2 arttı

Ocak-Şubat döneminde dış ticaret açığı %18,2 artarak 12 milyar 952 milyon dolardan, 15 milyar 314 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2024 Ocak-Şubat döneminde %76,0 iken, 2025 yılının aynı döneminde %73,2’ye geriledi.

Şubat ayında imalat sanayinin toplam ihracattaki payı %93,6 oldu

Ekonomik faaliyetlere göre ihracatta, 2025 Şubat ayında imalat sanayinin payı %93,6, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı %4,3, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı %1,4 oldu.

Ocak-Şubat döneminde ekonomik faaliyetlere göre ihracatta imalat sanayinin payı %93,5, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı %4,4, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı %1,5 oldu.

Şubat ayında ara mallarının toplam ithalattaki payı %72,7 oldu

Geniş ekonomik gruplar sınıflamasına göre ithalatta, 2025 Şubat ayında ara mallarının payı %72,7, sermaye mallarının payı %12,2 ve tüketim mallarının payı %14,9 oldu.

İthalatta, 2025 Ocak-Şubat döneminde ara mallarının payı %72,8, sermaye mallarının payı %12,6 ve tüketim mallarının payı %14,4 oldu.

Şubat ayında en fazla ihracat yapılan ülke Almanya oldu

Şubat ayında ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 1 milyar 689 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 1 milyar 245 milyon dolar ile Birleşik Krallık, 1 milyar 195 milyon dolar ile ABD, 1 milyar 86 milyon dolar ile İtalya, 1 milyar 12 milyon dolar ile Irak takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın %30,0’ını oluşturdu.

Ocak-Şubat döneminde ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 3 milyar 470 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 2 milyar 565 milyon dolar ile ABD, 2 milyar 525 milyon dolar ile Birleşik Krallık, 2 milyar 76 milyon dolar ile İtalya ve 1 milyar 977 milyon dolar ile Irak takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın %30,1’ini oluşturdu.

İthalatta ilk sırayı Rusya Federasyonu aldı

İthalatta Rusya Federasyonu ilk sırayı aldı. Şubat ayında Rusya Federasyonu’ndan yapılan ithalat 3 milyar 863 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 3 milyar 542 milyon dolar ile Çin, 2 milyar 143 milyon dolar ile Almanya, 1 milyar 269 milyon dolar ile ABD, 1 milyar 234 milyon dolar ile İsviçre izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın %42,2’sini oluşturdu.

Ocak-Şubat döneminde ithalatta ilk sırayı Rusya Federasyonu aldı. Rusya Federasyonu’ndan yapılan ithalat 8 milyar 261 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 7 milyar 628 milyon dolar ile Çin, 3 milyar 997 milyon dolar ile Almanya, 2 milyar 699 milyon dolar ile ABD, 2 milyar 175 milyon dolar ile İtalya izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın %43,3’ünü oluşturdu.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ihracat %1,3 azaldı

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; 2025 Şubat ayında bir önceki aya göre ihracat %1,3, ithalat %0,6 azaldı. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise; 2025 yılı Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat %1,8, ithalat %6,0 arttı.

Yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ihracatı içindeki payı %2,7 oldu

Teknoloji yoğunluğuna göre dış ticaret verileri, ISIC Rev.4 sınıflaması içinde yer alan imalat sanayi ürünlerini kapsamaktadır. Şubat ayında ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı %93,6’dır. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı %2,7’dir. Ocak-Şubat döneminde ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı %93,5’tir. Ocak-Şubat döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı %3,0’dır.

Şubat ayında imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı %76,6’dır. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı %10,4’tür. Ocak-Şubat döneminde imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı %76,9’dur. Ocak-Şubat döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı %11,3’tür.

Özel ticaret sistemine göre ihracat 2025 yılı Şubat ayında 18 milyar 851 milyon dolar oldu

Özel ticaret sistemine göre, 2025 yılı Şubat ayında, ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre %2,0 azalarak 18 milyar 851 milyon dolar, ithalat %1,8 artarak 26 milyar 772 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Şubat ayında dış ticaret açığı %11,9 artarak 7 milyar 78 milyon dolardan, 7 milyar 921 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2024 Şubat ayında %73,1 iken, 2025 Şubat ayında %70,4’e geriledi.

İhracat 2025 yılı Ocak-Şubat döneminde 38 milyar 123 milyon dolar oldu

Özel ticaret sistemine göre ihracat, 2025 yılı Ocak-Şubat döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre %2,6 artarak 38 milyar 123 milyon dolar, ithalat %5,1 artarak 53 milyar 703 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Ocak-Şubat döneminde dış ticaret açığı %11,7 artarak 13 milyar 954 milyon dolardan, 15 milyar 580 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2024 Ocak-Şubat döneminde %72,7 iken, 2025 yılının aynı döneminde %71,0’a geriledi.

Ulaştırma Sektörü Nihai Enerji Tüketim İstatistikleri, 2023

Kara yolu taşımacılığında enerji tüketimi toplam 1 milyon 69 bin 246 terajul oldu

Ulaştırma Sektörü Nihai Enerji Tüketim Araştırması sonuçlarına göre; kara yolu taşımacılığında 2023 yılında nihai enerji tüketimi 1 milyon 69 bin 246 terajul(1) oldu. Tüketilen yakıtlar itibarıyla; toplam enerji tüketiminin %69,4’ü motorin; %15,8’i LPG, %14,6’sı benzin ve %0,3’ü diğer yakıtlar olarak gerçekleşti.

Kara yolu taşımacılığında 2023 yılında tüketilen nihai enerjinin, %46,0’ını otomobiller, %23,4’ünü kamyonlar, %19,3’ünü kamyonetler ve %6,1’ini otobüsler tüketti.

Hava yolu taşımacılığında enerji tüketimi toplam 263 bin 683 terajul oldu

Hava yolu taşımacılığında 2023 yılında nihai enerji tüketimi 263 bin 683 terajul oldu. Toplam enerji tüketiminde uluslararası hava yolu taşımacılığının payı %83,1 olurken, yurt içi hava yolu taşımacılığının payı %16,9 olarak gerçekleşti. Hava yolu taşımacılığında jet yakıtı (kerosen) tüketimi bir önceki yıla göre %15,9 arttı.

Yurt içi deniz yolu taşımacılığında enerji tüketimi toplam 11 bin 186 terajul oldu

Yurt içi deniz yolu taşımacılığında 2023 yılında nihai enerji tüketimi 11 bin 186 terajul oldu. Toplam enerji tüketiminde yolcu taşımacılığının payı %53,3 olurken, yük taşımacılığının payı %46,7 olarak gerçekleşti. İç su yolları hariç toplam yurt içi deniz yolu taşımacılığında motorin tüketimi bir önceki yıla göre %1,1 azaldı.

Demir yolu taşımacılığında enerji tüketimi toplam 9 bin 905 terajul oldu

Demir yolu taşımacılığında 2023 yılında nihai enerji tüketimi 9 bin 905 terajul oldu. Enerji kaynaklarının paylarına göre; enerji tüketiminde elektriğin payı %51,0 olurken motorinin payı %49,0 olarak gerçekleşti. Demir yolu taşımacılığında 2023 yılında motorin tüketimi bir önceki yıla göre %7,4 azalırken, elektrik tüketimi ise %3,0 oranında artış göstermiştir. Yüksek hızlı trenlerin elektrik tüketimi %20,0; tramvay ve metroların elektrik tüketimi ise %7,5 arttı.

RAYLARDA YAPAY ZEKA DÖNEMİ

 Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, demiryolu ağını dijital çağa uygun hale getirmek için yerli ve milli çözümlerle yapay zeka entegrasyonunu hızlandırdıklarını belirtti. Otomatik Tren Muayene İstasyonlarında yapay zekanın toplanan verileri değerlendirerek arızaları oluşmadan tespit ettiğini belirten Bakan Uraloğlu, “Demiryolu hatlarında uzaktan takip ve analiz imkânı sunarak bakım süreçlerini büyük ölçüde iyileştiriyoruz.” dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, demiryollarında hayata geçirilen yapay zeka tabanlı teknolojileri değerlendirdi. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları’nın (TCDD) dijitalleşme ve yapay zeka tabanlı teknolojilere yaptığı yatırımlarla demiryolu taşımacılığında büyük bir dönüşüm gerçekleştirdiğini belirten Bakan Uraloğlu, “Türkiye’nin demiryolu ağını dijital çağa uygun hale getirmek için yerli ve milli çözümlerle yapay zeka entegrasyonunu hızlandırdık.” ifadelerini kullandı.

Otomatik Tren Muayene İstasyonu ile Demiryollarında Yapay Zeka Dönemi

TCDD-TÜBİTAK iş birliği ile geliştirilen Otomatik Tren Muayene İstasyonu (OTMİ) sisteminin demiryolu güvenliği ve bakım süreçlerinde devrim niteliğinde bir adım olduğunu belirten Uraloğlu, bu sistemin yapay zeka ile entegre edildiğini vurgulayarak sözlerine şu şekilde devam etti:

“Eskiden trenler, bakım atölyelerinde manuel kontrollerle incelenirken, artık OTMİ sayesinde hareket halindeyken tüm kritik bileşenleri analiz edilebiliyor. Yapay zeka tabanlı görüntü işleme ve sensör sistemleri ile donatılan bu sistem, trenin her bir parçasını detaylı bir şekilde tarayarak anlık veriler üretiyor.”

Bu teknoloji sayesinde, tekerlek aşınmaları, fren disklerindeki hatalar, aks rulman sıcaklıkları, yük dengesizlikleri ve diğer mekanik bileşenlerin gerçek zamanlı olarak analiz edildiğini söyleyen Uraloğlu, “Otomatik Tren Muayene İstasyonlarında yapay zeka algoritmaları, toplanan büyük veriyi değerlendirerek olası arızaları daha oluşmadan tespit ediyor ve bakım ekiplerine önleyici müdahaleler için erken uyarılar gönderiyor. Beklenmedik arızaların önüne geçiliyor, bakım maliyetleri düşüyor ve tren sefer sürekliliği maksimum seviyeye çıkarılıyor. Ayrıca, Türkiye genelindeki demiryolu hatlarında uzaktan takip ve analiz imkânı sunarak bakım süreçlerini büyük ölçüde iyileştiriyoruz” dedi.

Bakım Süreçlerinde Akıllı Çözümler

Demiryolu altyapısının sürekli izlenmesi ve bakım süreçlerinin daha etkin yönetilmesi amacıyla, kestirimci bakım sistemlerinin de yaygınlaştırıldığını belirten Uraloğlu, “Özel sensörlerle donatılmış demiryolu araçları, raylardaki olası kırık ve çatlakları, çökmeleri ve elektrifikasyon sistemlerindeki kusurları önceden belirleyerek arızalar oluşmadan müdahale edilmesini sağlıyor. Bu sistem sayesinde, işletme sürekliliği artarken, maliyetler de önemli ölçüde düşürülüyor” ifadelerini kullandı.

Yapay Zeka Destekli Trafik ve Güvenlik Yönetimi

Bakan Uraloğlu, demiryolu taşımacılığında güvenliğin en büyük önceliklerden biri olduğunu vurgulayarak, yapay zeka destekli güvenlik çözümlerinin devreye alındığını belirtti. Uraloğlu, “Yapay zeka tabanlı analiz sistemleri makinistlerin yüz hareketlerini, göz kapaklarının kapanma süresini ve baş pozisyonunu takip ederek dikkat dağınıklığını tespit ediyor ve gerektiğinde uyarılar veriyor.” açıklamasında bulundu.

Eryaman İzleme Merkezi’nde YHT Hatlarının Sürekli Kontrol Ediliyor

Demiryollarında güvenliği artırmak ve operasyonları kesintisiz bir şekilde yönetmek amacıyla devreye alınan Eryaman İzleme Merkezi’nin de YHT hatlarının sürekli kontrol ettiğini belirten Uraloğlu, “Bu merkezde, tüneller, köprüler, menfezler ve viyadükler gibi kritik altyapılar akıllı kameralar ve sensörler aracılığıyla 7/24 izleniyor.” dedi.

Eryaman İzleme Merkezi’nde ise analiz sistemleri sayesinde rüzgar, sel, deprem gibi doğal afetlerin anlık olarak taranarak risk değerlendirmesi yapıldığını kaydeden Uraloğlu, “Aynı zamanda, uzaktan izleme teknolojisiyle hatlarda herhangi bir olumsuzluk tespit edildiğinde ilgili ekipler hızla bilgilendiriliyor ve müdahale süresi en aza indiriliyor. Demiryolu altyapısı ve üstyapısında yer alan köprü, menfez ve tünel gibi yapıların durumu sürekli analiz edilerek, erken uyarı sistemleri aracılığıyla bakım süreçleri optimize ediliyor.” ifadelerini kullandı.

Geleceğin Demiryolu Teknolojileri: Otonom Trenler ve Dijitalleşme

Demiryollarının geleceğine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Uraloğlu, otonom trenlerin ve yapay zeka tabanlı sinyalizasyon sistemlerinin önümüzdeki yıllarda yaygınlaşacağını belirtti. Uraloğlu, “Yapay zeka destekli enerji yönetim sistemleri sayesinde, trenlerimiz en düşük enerji tüketimiyle maksimum verimlilik sağlayacak. Bu da hem karbon emisyonlarını azaltacak hem de işletme maliyetlerini düşürecek.” şeklinde konuştu.

Son olarak, yolcu deneyimini artırmak amacıyla kişiselleştirilmiş hizmetlerin yapay zeka tabanlı sistemlerle destekleneceğini belirten Uraloğlu, “Akıllı asistanlar ve chatbot’lar, yolcuların ihtiyaçlarını analiz ederek en uygun seyahat planlarını sunacak. Yolcu konforu, dijitalleşme ile çok daha ileri bir noktaya taşınacak” dedi.

Türkiye seramik sektöründe marka ülke haline geldi

“Türkiye’nin seramik sektöründe ürün çeşitliliği, kalitesi ve tasarım gücüyle marka ülkelerden biri haline geldiğini söyleyen Isvea Seramik Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Çenesiz, ürün gamı ve kalitesiyle İtalya’yla yarışır hale geldiklerini söyledi.

Isvea Seramik Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Çenesiz, Türkiye’nin seramik sektöründe ürün çeşitliliği, kalitesi ve tasarım gücüyle marka ülkelerden biri haline geldiğini, ürün gamı ve kalitesiyle İtalya’yla yarışır hale geldiklerini söyledi.

Türkiye’nin fiyat rekabetiyle ayakta kalamayacağını gördüğünü ifade eden Çenesiz, “Sektörde özellikli ürünlere yönelik yatırımlar artıyor; daha az su tüketen, daha yeni yıkama özellikleri sunan, hijyenik açıdan çok daha farklı ürünler geliştiriliyor. Artık bu alanda Türk markaları Avrupalı oyuncularla eş değer olarak görülüyor” dedi. “Hammaddeyi yüksek kaliteli, katma değeri yüksek ürün haline getiren bir ülke olduk” diyen Çenesiz, Türkiye’nin artık katma değer zincirinin sadece ekonomik tarafında olmadığını, sahip olduğunu güçlü teknolojiyi ortaya koyarak pahalı ürünler üretmeye başladığını söyledi.

Yeni pazarlara açılıyoruz

Isvea olarak geçen hafta katıldıkları vitrifiye seramik sektörünün en önemli fuarı olan ISH Frankfurt’ta bu ilgiye tanık olduklarını ifade eden Çenesiz, bu sayede Uzak Doğu’dan Güney Amerika’ya uzanan birçok yeni pazara açılarak ihracatlarını artırdıklarını söyledi. “Isvea tam manasıyla ihracatçı bir firma. Orta ve orta üst grup segmentlerinde ihracat yapıyor” diyen Çenesiz, Isvea’nın Avrupa’nın geleceğinde yer edindiğini ifade ederek, “Gerek ülkemizin şartları gerek Isvea’nın kendi özel ürün gamı bizi bu hedefe ulaştırdı. Geçtiğimiz sene gerçekten ciddi bir ihracat büyümesi yaptık. Ülkemizin ihracat rakamlarının pek büyümediği bir dönem olan 2024 yılında seramik sağlık gereçleri ihracatında, sektör ortalamasının üzerinde bir büyümeyle, yüzde 10 civarında büyüdük. Bu yıla da iyi başladık ve büyümeye devam ediyoruz” diye konuştu.

Çenesiz, ihracatı artıracak yeni anlaşmalar yaptıklarını, özellikle ABD’yle ilgili pozitif gelişmeler olduğunu söyledi. ABD Başkanı Trump’ın söylem ve eylemlerinin Türk firmalarına avantaj sağladığını belirten Çenesiz, “Durgun geçen 1-1,5 yıldan sonra çok lineer şekilde yükselecek 2-2,5 yıllık bir dönem bekliyoruz. Son iki yılda yaptığımız yatırımlarla artan talebi karşılamaya hazırız” diye konuştu.

Yatırımlarımızı tamamladık

Isvea olarak son iki yılda çok fazla yatırım yaptıklarını söyleyen Çenesiz, Çorum’daki beş üretim tesislerinin tamamında modernizasyon yatırımlarını tamamladıklarını, yenilenebilir enerji ve çevre yatırımlarına da devam ettiklerini söyledi.

Yeşil dönüşüm çalışmalarını sürdürdüklerini söyleyen Çenesiz, bu alandaki yatırımlarının bir kısmını devreye aldıklarını, Isvea’nın tüm enerji tüketimini yeşil enerjiden sağlayacak yatırımı da bu yıl içerisinde tamamlayacaklarını söyledi.

Dünyada ilk olacak

Doğal kaynakları daha az tüketmek amacıyla çok ciddi bir geri dönüşüm tesisi kurduklarını müjdeleyen Çenesiz, “Bütün ürün ve endüstriyel atıklarımızı üretimde kullanabilecek şekilde bir tesis kuracağız ve bunu kendi hammaddemizi, yani doğal kaynak tüketimimizi azaltacak şekilde kullanacağız. Bu da bizi bir anda çok daha farklı bir pozisyona getirecek” dedi.

Çenesiz sözlerine, “Özellikle karbon tüketiminde dramatik düşüşler yapacak Ar-Ge çalışmalarımız sürüyor. Önümüzdeki günlerde bunu sizlerle gururla paylaşacağız. Çünkü dünyada ilk olacak” diye devam etti.

Yılın ikinci yarısında büyümeyi hissedeceğiz

Sektörün yıl haritasını çizen Çenesiz, “Önümüzdeki üç ay bir dengelenme dönemi, yılın ikinci yarısı ise hem yurt içi hem de yurt dışında büyümeyi hissedeceğimiz bir dönem olacak” diye konuştu.

Çenesiz’e göre bu büyümenin en büyük itici güçlerinden biri konut projeleri olacak. “Türkiye genelinde bir konut hamlesinin gerekli olduğunu özel sektörün de bu konuda desteklenmesi gerektiğini ve özellikle arsa üretiminde birtakım çözümler bulunarak ülkemizin kira enflasyonunun belinin kırılması için hızlı bir şekilde konut üretmesi gerektiğini düşünüyoruz” diyen Çenesiz, benzer bir durumun Avrupa açısından da söz konusu olduğunu, Avrupa Birliği’nde tekrar büyüme ihtiyacının oluşması ve onlarda da benzer kira artış sorunlarının yaşanmasının Avrupa’nın tüm ülkelerinde konut arzını oluşturduğunu söyledi.

Ancak Çenesiz’e göre ihracatı sürdürülebilir kılmanın ve Türkiye’nin rekabet gücünü korumanın tek yolu, döviz kurunda üretici enflasyonuna paralel bir yükselişin yaşanması. Çenesiz, kurda ÜFE’ye paralel bir artış gerçekleşmemesi durumunda ihracatın azalmakla kalmayacağı, ithalatın da artacağı uyarısında bulundu.

İşgücü İstatistikleri, Şubat 2025 Mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı %8,2 seviyesinde gerçekleşti

Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2025 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre 95 bin kişi azalarak 2 milyon 886 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,2 puan azalarak %8,2 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde %6,7 iken kadınlarda %11,0 olarak tahmin edildi.

Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam oranı %48,8 oldu

İstihdam edilenlerin sayısı 2025 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre 149 bin kişi azalarak 32 milyon 314 bin kişi, istihdam oranı ise 0,3 puan azalarak %48,8 oldu. Bu oran erkeklerde %66,0 iken kadınlarda %31,9 olarak gerçekleşti.

Mevsim etkisinden arındırılmış işgücüne katılma oranı %53,2 olarak gerçekleşti

İşgücü 2025 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre 244 bin kişi azalarak 35 milyon 200 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,4 puan azalarak %53,2 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde %70,8 iken kadınlarda %35,9 oldu.

Genç nüfusta mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı %15,0 oldu

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,1 puan artarak %15,0 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde %10,8, kadınlarda ise %22,7 olarak tahmin edildi.

Mevsimsel etkilerden arındırma yöntemi gereği geçmiş aylara ilişkin tahminler revize edilerek yayımlanmaktadır.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 43,4 saat oldu

İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2025 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre aynı seviyede kalarak 43,4 saat olarak gerçekleşti.

Mevsim etkisinden arındırılmış atıl işgücü oranı %28,4 oldu

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2025 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre 0,2 puan artarak %28,4 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı %18,4 iken işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı %19,5 olarak tahmin edildi.

Kuantum güvenli şifreleme: Kuantum çağına girerken verilerin korunması
Günümüzün sürekli gelişen siber güvenlik ortamında, potansiyel tehditlerin bir adım önünde olmak bitmeyen bir zorluk olarak karşımıza çıkıyor. Gelişmiş kalıcı tehditler, fidye yazılımları ve siliciler, kurumların karşı durması gereken risklerden sadece birkaçı
Kuantum bilişim ufuktaki en karmaşık ve geniş kapsamlı zorluklardan biri. Karmaşık hesaplamaları klasik bilgisayarlardan kat kat daha hızlı yapabilme yetenekleri sayesinde kuantum bilgisayarlar kimya, fizik ve malzeme bilimi gibi birçok bilimsel alanda devrim yaratmayı vaat ediyor. Bununla birlikte, yanlış ellerde günümüzün şifreleme yöntemlerini kırma ve hassas verileri kötü niyetli aktörlere ifşa etme gibi önemli bir risk de teşkil ediyorlar.
Kuantum Geleceğe Hazırlanıyor
Kurumlar kuantum bilişimin yarattığı riskleri fark ettikçe, kuantum güvenli şifreleme stratejilerini benimseme ihtiyacı da hızla artıyor. Örneğin, denizaltı fiber optik kablolarının dinlenmesi ve diğer veri dinleme tekniklerine ilişkin endişeler, iletişim kanallarının gelecekteki kuantum tehditlerine karşı şimdiden güvence altına alınması gerekliliğini güçlendiriyor.
Kuantum güvenli şifreleme ya da kuantum sonrası kriptografi, bu kuantum saldırılarına karşı koymak üzere tasarlanmış kriptografik protokolleri ifade ediyor. Hesaplama karmaşıklığına dayanan geleneksel şifrelemenin aksine, kuantum-güvenli şifreleme, kuantum bilgisayarlar için bile aşılamaz olduğuna inanılan matematiksel problemlere dayanıyor. Örnekler arasında kafes tabanlı kriptografi, hash tabanlı kriptografi ve çok değişkenli polinom kriptografi sayılabilir.
Geleneksel şifrelemeye yönelik tehdit
RSA ve ECC (HTTPS, SSH ve IPsec VPN’lerde kullanılan) gibi mevcut şifreleme protokolleri, güvenlik için büyük sayıları çarpanlara ayırmanın veya ayrık logaritma problemlerini çözmenin zorluğuna dayanıyor. Ancak, Shor algoritması gibi gelişmiş yöntemler kullanan kuantum bilgisayarlar bu sorunları verimli bir şekilde çözebiliyor ve geleneksel şifreleme yöntemlerini saldırılara karşı savunmasız bırakabiliyor.
Modern şifrelemeyi kırabilecek yeterince güçlü bir kuantum bilgisayarın önümüzdeki 8-10 yıl içinde mevcut olması pek olası değil, ancak bu süre bile her yenilikle azalıyor. Sorun şu ki, düşmanlar gelecekte şifreyi çözmek için hassas verileri şimdiden topluyor ve depoluyor. Bu durum, kuantum sonrası tehditlere karşı bilgileri korumak için proaktif önlemlere duyulan ihtiyacı vurguluyor.
Kuantum güvenli şifreleme stratejileri
Bu tehditlere karşı koymak için kurumların kuantum bilişimdeki gelişmelere dayanabilecek kuantum güvenli şifreleme tekniklerini benimsemelerini gerektiriyor. Günümüzde üç ana yaklaşım araştırılıyor:

  • Kuantum Anahtar Dağıtımı (QKD): Simetrik şifreleme anahtarlarını güvenilmeyen bir ortamda güvenli bir şekilde dağıtmak için kuantum mekaniğinden yararlanır
  • Kuantum Güvenli Şifreleme: Kuantum saldırılarına dayanıklı güvenli bir anahtar değişimi sağlamak için özel teknikler kullanır
  • Kuantum Sonrası Kriptografi (PQC): Kafes tabanlı şifreleme gibi kuantum bilgisayarların çözmesinin zor olduğuna inanılan yeni kriptografik algoritmalar uygular

Kuantum güvenli çözümleri yarışı
Kuantum bilişimin yaklaşan tehdidine yanıt olarak, küresel siber güvenlik topluluğu aktif olarak kuantum güvenli şifreleme standartları geliştiriyor. Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü (NIST) kuantuma dayanıklı algoritmaları değerlendirmek ve standartlaştırmak için Kuantum Sonrası Kriptografi Standardizasyonu projesine öncülük etmiştir. Titiz seçim ve kriptografik analizler sayesinde NIST, kuantum-güvenli şifrelemenin yaygın olarak benimsenmesinin önünü açıyor.
Bununla birlikte, geleneksel şifrelemeden kuantum güvenli çözümlere geçiş, birlikte çalışabilirlik, performans etkisi ve geriye dönük uyumluluk gibi zorlukları da beraberinde getiriyor. Kurumların kriptografik altyapılarını dikkatle değerlendirmesi ve kuantuma dayanıklı şifrelemeye geçiş için bir yol haritası oluşturması gerekiyor.
Bugünün verilerini yarının tehditlerine karşı korumak
Siber tehditler gelişmeye devam ettikçe, hassas bilgilerin uzun vadeli güvenliğini sağlamak çok önemli. Kuantum güvenli şifreleme, kuantum risklerini azaltmak ve gelecekteki şifre çözme saldırılarına karşı kritik verileri güvence altına almak için proaktif bir yaklaşım sunuyor.
Kurumlar bugünden kuantum güvenli çözümlere yatırım yaparak kriptografik altyapılarını geleceğe hazırlayabilir ve hızlı teknolojik gelişmeler karşısında dayanıklılık sağlayabilirler. Kuantum güvenli şifrelemeye geçiş karmaşık olsa da, hassas verilerin güvenliğini sağlamanın faydaları maliyetlerden çok daha ağır basıyor.
Kuantum bilişim gelişmeye devam ederken, harekete geçmenin tam zamanı. Gelecek için veri güvenliğini sağlamak, inovasyon, standardizasyon ve kuantum güvenli şifreleme uygulamalarının benimsenmesi için kolektif bir taahhüt gerektiriyor. Birlikte, veri güvenliğinin klasik bilişimin sınırlarını aştığı, kuantum güvenli iletişim ve kriptografinin yeni bir çağını başlattığı bir geleceğin yolunu açıyoruz

Sera Gazı Emisyon İstatistikleri, 1990-2023

Toplam sera gazı emisyonu 2023 yılında 598,9 Mt CO2 eşdeğeri oldu

Sera gazı envanteri sonuçlarına göre, 2023 yılı toplam sera gazı emisyonu bir önceki yıla göre %6,9 artarak 598,9 milyon ton (Mt) CO2 eşdeğeri (eşd.) olarak hesaplandı. Kişi başı toplam sera gazı emisyonu 1990 yılında 4,1 ton CO2 eşd., 2022 yılında 6,6 ton CO2 eşd. ve 2023 yılında 7,0 ton CO2 eşd. olarak hesaplandı.

Sektörlere göre emisyon miktarında enerji sektörü ilk sırada yer aldı

Toplam sera gazı emisyonlarında 2023 yılında CO2 eşd. olarak en büyük payı %73,8 ile enerji kaynaklı emisyonlar alırken bunu sırasıyla %12,0 ile tarım, %11,8 ile endüstriyel işlemler ve ürün kullanımı ve %2,3 ile atık sektörü takip etti. (1)

Enerji sektörü emisyonları 2023 yılında, 1990 yılına göre %208,8, bir önceki yıla göre ise %10,3 artarak 442,2 Mt CO2 eşd. olarak hesaplandı. Endüstriyel işlemler ve ürün kullanımı emisyonları 1990 yılına göre %207,2 artmakla beraber bir önceki yıla göre %1,4 azalarak 70,9 Mt CO2 eşd. olarak hesaplandı.

Tarım sektörü emisyonları 2023 yılında, 1990 yılına göre %38,4, bir önceki yıla göre ise %0,3 artarak 71,8 Mt CO2 eşd. olarak hesaplandı. Atık sektörü emisyonları ise 1990 yılına göre %36,4 artarken bir önceki yıla göre %12,2 azalarak 14,1 Mt CO2 eşd. olarak hesaplandı.

CO2 emisyonlarındaki en büyük payı enerji kaynaklı emisyonlar oluşturdu

Toplam CO2 emisyonlarının 2023 yılında %31,4 kadarı çevrim ve enerji alt kategorisinden kaynaklı olmak üzere %87,4 kadarı enerji sektöründen, %12,3 kadarı endüstriyel işlemler ve ürün kullanımı sektöründen, %0,3 kadarı ise tarım ve atık sektörlerinden kaynaklandı.(1)

Toplam CH4 emisyonlarının 2023 yılında %55,4 kadarı enterik fermentasyon kaynaklı olmak üzere %63,7 kadarı tarım sektöründen, %18,4 kadarı enerji sektöründen, %17,9 kadarı atık sektöründen kaynaklandı.(1)

Toplam N2O emisyonlarının 2023 yılında %66,4 kadarı tarımsal topraklar kaynaklı olmak üzere %78,4 kadarı tarım sektöründen, %12,1 kadarı enerji sektöründen, %6,0 kadarı atık sektöründen ve %3,5 kadarı ise endüstriyel işlemler ve ürün kullanımı sektöründen kaynaklandı.(1)

Ulaş Şentürk ile Çocuklara Özel Oyuncak Fotoğrafçılığı Atölyesi

Marmara Park AVM’de Ulaş Şentürk ile Oyuncaklar Kadraja Alınıyor

Çocuklar için eğlenmeyi ve öğrenmeyi bir araya getiren etkinliklerle keyifli dakikalar sunan Marmara Park AVM, 5 Nisan Cuma günü fotoğraf sanatçısı Ulaş Şentürk ile birlikte düzenlenecek Oyuncak Fotoğrafçılığı Atölyesine ev sahipliği yapıyor.

Akıllı telefon kullanımını hobiye dönüştürmek amacıyla hayata geçirilen Toys of Norton ile Oyuncak Fotoğrafçılığı Atölyesi, çocuklara yaratıcılıklarını geliştirme ve fotoğraf çekim tekniklerini keşfetme fırsatı sunuyor.

8- 13 yaş aralığındaki çocuklara özel olarak gerçekleştirilecek atölye, Marmara Park AVM’nin zemin katında bulunan etkinlik alanında düzenlenecek. 5 Nisan Cuma günü 15.00 ve 17.00 saatlerinde iki farklı seans halinde gerçekleşecek etkinlikte, her seansta 10 çocuk kontenjanı bulunuyor. Katılım için başvurular Marmara Park AVM danışma noktasından yapılabilecek.

Türk doğal taş ihracatçıları Çin’den yeni ihracat sözleşmeleriyle döndü 

Türk doğal taş sektörü dünyanın en büyük doğal taş fuarlarından biri olan Xiamen Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı’nda ekmeğini taştan kazanma mücadelesi verdi.

Türkiye, 16-19 Mart 2025 tarihleri arasında 25. Çin Xiamen Uluslararası Taş Fuarı’nda Türkiye 50 firmayla yerini aldı. Dünya’nın dört bir tarafından gelen ithalatçılara Türk doğal taşlarının tanıtımını yaptı.

Xiamen Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı’na 12. Kez Türkiye Milli Katılım Organizasyonu yaptıklarını dile getiren Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı İbrahim Alimoğlu, Türkiye standının 2025 yılında fuarın kalbi konumundaki A6 Holünde yer aldığı için ziyaretçi trafiğinde gözle görülür bir artış yakaladıklarının altını çizdi.

Çin’deki konut stoğu fazlalığı nedeniyle inşaat sektöründe bir durgunluk olduğuna dikkati çeken Alimoğlu, “Bu yüzden Çinlilerin doğal taş alımında iştahlarının azaldığını biliyorduk. Ama Xiamen Fuarı sadece Çin pazarına yönelik değil. O coğrafyanın hatta tüm dünyadan alıcıların buluşma noktası. Bu hususu hem kendim hem tüm Yönetim Kurulu üyelerimiz fuara gitmeden önce sektördeki arkadaşlarımıza anlatmaya çalıştık. Açıklamalarımızda, duyurularımızda, sosyal medya paylaşımlarımızda bunu hep anlattık. Nitekim haklı da çıktık. Xiamen Fuarı’nı sadece Çin Fuarı olarak değerlendiren arkadaşlarımız yanıldı. Fuarın ilk saatlerinden itibaren stantlarımız Çin dışındaki ülkelerden gelen alıcıların yoğun ilgisiyle karşılaştı. Avustralya, Hindistan, Malezya, Endonezya, ABD, Meksika, Tayvan, Singapur gibi ülkelerden ithalatçılar fuara yoğun ilgi gösterdi. Çin’de ekmeğimizi aradık. Başarılı bir fuar geçirdik. A6 Holünde olmamız bize önemli bir avantaj sağladı. Blok talebinde bir düşüş gözlemlerken, işlenmiş doğal taşa talep artışı olduğunu gördük. İthalatçıları 9-12 Nisan 2025 tarihlerinde İzmir’de düzenlenecek İzmir Marble Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı’na davet ettik. 2024 yılında Çin’e 389 milyon dolar olan ihracatımızı koruyarak üstüne çıkmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

Panasonic yeni video kamerasıyla IP tabanlı canlı prodüksiyonlarda mobiliteyi geliştiriyor
AG-CX370’in kompakt ve hafif tasarımı; video prodüksiyonu, yayıncılık ve iş akışı için sınıfında öncü IP tabanlı çözüm sunuyor.
Panasonic Connect’in AG-CX370 video kamerası, yayıncılık ve akış uzmanları için yüksek kaliteli video prodüksiyonunu yeni seviyelere taşıyor. Panasonic’in popüler profesyonel video kamera serisi CX’in en yeni üyesi olan CX370, mobiliteyi artıran kompakt ve hafif bir kasa tasarımıyla çarpıcı 4K görüntü kalitesi ve IP tabanlı canlı prodüksiyon özelliklerine sahiptir. 2025’in 2. çeyreğinde piyasaya sürülen CX370, 6-9 Nisan 2025 tarihleri arasında Las Vegas’taki NAB Show’da sergilenecek.
Yüksek kaliteli 4K canlı video prodüksiyonu
CX370, yüksek verimliliğe sahip HEVC/H.265 codec ile 4K/60p/10-bit MOV kayıt imkanı sunuyor. Ayrıca yüksek çözünürlüklü, yüksek hassasiyetli 1.0 tipi 15M MOS sensöre ve HDR kayıt için Hibrit Log Gama (HLG) özelliğine sahiptir. Böylece, canlı yayın ortamları ve sosyal medya platformları için içerik oluşturmak için mükemmel bir özellik sunuyor. CX370, 16 eksenli bağımsız renk düzeltme ile görüntülerin yayın kalitesinde ayarlanmasını mümkün kılıyor.
Gelişmiş IP tabanlı canlı prodüksiyon özellikleri
Üst düzey CX370, IP tabanlı yayın ve kamera kontrolü için dahili NDI®* HX2 IP bağlantısına sahiptir. NDI® HX2, switchler ve kod çözücüler gibi NDI® uyumlu cihazlara bağlandığında sorunsuz, yüksek kaliteli IP tabanlı canlı video prodüksiyonu[1] sağlıyor. CX370, RTMP, RTMPS ve RTSP protokolleri ve yeni nesil, IP tabanlı SRT protokolleri aracılığıyla 4K doğrudan akışı destekliyor.
Önceki CX Serisi video kameralarla karşılaştırıldığında; artık 12G-SDI çıkışını destekleyen CX370, profesyonel yayın ekipmanlarına yüksek kaliteli, düşük gecikmeli ve sıkıştırılmamış 4K video aktarım özelliği sunuyor. CX370, SDI-HDMI çıkışları aracılığıyla eş zamanlı 4K çıkışını da destekliyor.
Yayın kalitesinde çekim için geniş açılı zoom lensi
CX370, 20x optik zum özelliğine sahip güçlü 24,5 mm (35 mm eşdeğeri) geniş açılı zum lensi sayesinde üstün optik performans sunuyor. Yüz algılama, otomatik izleme ve beş eksenli hibrit görüntü sabitleme ile yüksek hassasiyetli otomatik odaklama teknolojisine sahiptir. Böylece CX370, istenmeyen kamera titreşimlerini algılayıp düzelterek hareketli nesnelerin sabit çekimi ve takibi için güçlü bir çözüm sunuyor.

DÜNYA BERABER YAŞADIĞIMIZ BİR HAZİNE

Dış ticaret, sürdürülebilirlik ve tehlikeli yük lojistiği alanlarında Türkiye’nin önde gelen uzman kadrosuna liderlik eden 3E Group şirketleri Yönetim Kurulu Başkanı Rüçhan Derici, son zamanlarda artan karbon ayak izi hesaplama ve onaylama süreçlerine dikkat çekerek, bunların kafa karışıklığı oluşturmasını önleme yolunun kuralları anlamaktan, neden yapılması gerektiğini idrak etmekten ve uyumlu bir yol haritası oluşturmaktan geçtiğini söyledi.

DÜNYA BERABER YAŞADIĞIMIZ BİR HAZİNE

Son dönemlerde yeşil dönüş kapsamındaki gelişmeler nedeniyle dış ticarette yeni yaptırımlar ile karşı karşıyayız. Sürdürülebilirlik kapsamında karbon ayak izi, su ayak izi, enerji verimliliği, yeşil lojistik faaliyetleri derken 2025 yılında deforestation ve VOC gibi teknik mevzuat uygulamalarının başlaması daha derin odaklanması gereken yapıların uygulamaya alınması büyük kurumların gündeminde önemli bir yer tutmaya başladı. Kurumlar hem kendi süreçlerini yönetenlere hem de tedarikçilerine bu konuları anlatmak, uygulatmak ve tedarikçilerinden kaynaklı risklerin yönetilmesine yönelik yeni iş modelleri geliştirmesi ihtiyacını görmektedirler.

Sürdürülebilirlik, dış ticaret ve lojistik alanlarında uluslararası teknik ve idari standartlara uygun teknik proje ve risk yönetimi hizmeti veren Sn. Derici, “Karbon ayak izi süreçleri ile gündeme oturan konular silsilesi aslında gelecek dönem teknik planlamasını ve yatırım önceliklerini değiştiren bir yönetim modelini işletmelerin geliştirilmesine hem fırsat vermekte hem de gerçekleştirmeyen veya gerçekleştiremeyen firmalara 2026 yılından itibaren ek maliyet kalemleri ile tehdit olarak bu seneki gündemimizi dolduracak gibi gözüküyor. Maliyet kalemleri içinde hesaplanmayan bu tür projelerin yaklaşık üretim maliyetlerine sektör ve ürün gruplarına göre %14 ila %48 ‘lik etki göstereceği uzmanlıklarımız doğrultusunda görülmektedir. 2025 yılı verilerine göre sırası ile 2026 yılında en az %2,5, 2027 yılında en az %5, 2028 yılında en az %2,5, 2029 yılında en az %16, 2030 yılında itibaren %12,5, seviyelerinde azaltım hedefleriyle başlayan bir sürece girilmiş olacak ve hayatın devamı için alınması gereken tedbirler zinciri olarak bizleri etkileyecektir. Kısaca, düşünme şeklimizi değiştirerek iş yapma modellerimizi teknik doneler ve teknolojik gelişmeler ile uyumlu şekilde yeniden tasarlamamız gerekecek.” dedi. Özellikle tedarik zinciri izlenebilirliği için dijital araçlara, teknolojik altyapıya, yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılacak yatırımlar büyük önem taşımaktadır.

Yasaklar için değil daha kaliteli bir yaşam için atılan adımlar sevindirici

İş hayatındaki kuralların sanayi devrimlerinin başında görmediği alanların bugün yaşanan yangın, deprem, pandemi, yeni enerji kaynaklarını geliştirme ve kullanımına yönelim, iklim değişikliği yaşanan deneyimlerden yeni bir bakış açısı ile eko sisteme yeniden bir değerlendirilmesi gerektiğini hatırlatan Sn. Derici, “Bu kapsamda Uluslararası Anlaşmalar, Bölgesel Mevzuat Düzenlemeleri ve Ulusal Mevzuat kapsamında farklı adımlar ve öncelikler olması nedeniyle bir uyumlaşma sorunu yaşanmaktadır. Dünya Bankası, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve ulusal sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği yaparak sosyal fayda sağlayan teknik projeleri geliştirdik ve yönettik. Bu projelerde 15’er yıllık kırılımlar ile gelecek vizyonlarını da projeksiyon olarak sunmuştuk. Türkiye Projelerimiz ile sürdürülebilirlik kapsamında hesaplama, raporlama, izleme, teknik danışmanlık, teknik mühendislik, onaylama, süreç yönetimi, iyileştirme çalışmalarımızı farklı ihtiyaç kapsamlarına göre sunmaktayız. Bazı ülkelerin talebi ile hizmetlerimizin yanında finansman olanaklarını da firmalara tanıtmaya başladık. (Dünya Bankası, EBRD ve finansal kuruluşlardan sağlanan yeşil dönüşüm kapsamlı uluslararası ve ulusal fonları gibi.)

Değişim her zaman yüksek bedeller gerektirmek zorunda değil fayda maliyet analizi yapılarak tespit edilebilecek kısımların proje bedellerinin yanı sıra işletme maliyetlerine yansıma kısmı ile değerlendirmesi işletmelerde gelir ve kar kalemi olarak görülmeye başlanacaktır. Başta teknik danışmanlık olmak üzere her tesis ve faaliyet alanında sürdürülebilirlik kapsamına giren alanlarda iyileştirme ve daha verimli süreçlerin tasarlanmasında öncü yöntemler ve ürünler ile sektöre hizmet vermekteyiz. Planlı bir azaltma süreci yaşanacak önümüzdeki 10 senede firmaların hangi aşamada hangi tekniklerle ve teknolojilerle karbon ayak izini azaltıcı eylemler yapmasına yönelik yol haritalarını firmalara özel hazırlamaya başladık.

Metrekarede Saatte 400 W enerji tasarrufu sağlayan dış cephe koruma ürünlerimiz, alternatif enerji kaynağı geliştiren ürünlerimiz ve sürekli ölçümleme tekniklerimiz kapsamında geliştirdiğimiz ARGE çalışmalarımız, yaşam ömrü ve verimliliği arttırmaya yönelik yeni teknolojik cihazlarımız vb. ile sektörlerin ihtiyacı olan enerji tasarrufunu sağlayacak iş modellerimiz ile her geçen gün daha da yaygın hizmetler geliştirmekteyiz.

Avrupa Birliğinin sürece ilişkin tarihleri yaklaştıkça karmaşık gibi görünen gereklilikleri basitleştirilmiş bir şekilde algılama ve uygulama zamanı geliyor. Zamana karşı yürütülen bu adımlarda daha dikkatli ve rikkatli bir yol haritasını gündemimize almalıyız. Antropojenik etkileri azaltmaya yönelik teknik ve teknolojilere dayanan projeler geliştirmeyi misyon edinen 3E Group, firmalarımıza hizmet vermeyi sürdürecek” diye konuştu.

Geleceğe yatırım aslında kendi hayatımızın sürekliliğine bir yatırım bilincine ulaşan işletmelerimiz bundan sonraki yıllarda daha da ileri gidecek adımları atabilecek gibi duruyor.

İnşaat sektörü potansiyelinden uzakta seyrediyor

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), her ay merakla beklenen inşaat ile bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durum ile beklenen gelişmeleri gösteren “Hazır Beton Endeksi” 2025 Şubat Ayı Raporu’nu açıkladı. Ocak ayında oldukça gerileyen Faaliyet Endeksi şubat ayında yükselmiş görünse de tüm endeksler içinde en düşük seviyedeki endeks olmuştur. Beklenti Endeksi hariç tüm endeksler geçen yılın aynı ayına göre azalırken en çok düşüş Faaliyet Endeksi’nde görülmüştür.

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) her ay açıkladığı Hazır Beton Endeksi ile Türkiye’de inşaat sektörü ve bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durumu ve beklenen gelişmeleri ortaya koymaktadır. İnşaat sektörünün en temel girdilerinden biri olan ve aynı zamanda üretiminden sonra kısa bir süre içerisinde stoklanmadan inşaatlarda kullanılan hazır betonla ilgili bu Endeks, inşaat sektörünün büyüme hızını ortaya koyan öncü bir göstergedir.

Hazır Beton Endeksi 2025 Şubat Ayı Raporu’na göre, Tüm endeksler geride bıraktığımız şubat ayında yukarı yönlü hareket etmiş görünmektedir. Ocak ayında oldukça gerileyen Faaliyet Endeksi yükselmiş görünse de tüm endeksler içinde en düşük seviyedeki endekstir. Geçen yılın aralık ayından itibaren bir değişim trendi gösteren Beklenti Endeksi, diğer tüm endekslerin üstünde bir yerde konumlanmasına rağmen henüz inşaat sektörünün potansiyelini harekete geçirebileceği noktadan uzak durumdadır. Güven Endeksi şubat ayında yükselmiş olmasına rağmen henüz pozitif tarafa geçememiştir. Beklenti hariç diğer endekslerin negatif bölgede kaldığının altı çizilmedir.

Geride bıraktığımız şubat ayında Beklenti Endeksi hariç tüm endeksler geçen yılın aynı ayına göre azalmış durumdadır. En çok düşüş Faaliyet Endeksi’nde görülmektedir. Güven ve Hazır Beton Endeksleri benzer oranda düşüş göstermiştir. Endekslerin şubat ayındaki hareketi, ocak ayındaki yıllık değişim ile paralellik arz etmektedir. Bu yönüyle yılın ilk iki ayında inşaat sektörünün geçen yıla kıyasla daha yavaş bir ilerleme kaydettiği görülmektedir.

Raporun sonuçlarını değerlendiren Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Şubat ayında tüm endeksler yukarı yönlü hareket etmiştir. Ocak ayında oldukça gerileyen Faaliyet Endeksi şubat ayında yükselmiş görünse de tüm endeksler içinde en düşük seviyedeki endekstir. Beklenti hariç diğer endeksler eşik değerin altında kalmıştır. Geçen yılın aynı ayına göre Beklenti Endeksi hariç tüm endeksler azalmış, en çok düşüş ise Faaliyet Endeksi’nde görülmüştür.” dedi.

Ekonomik gelişmelerle ilgili görüşlerini paylaşan THBB Başkanı Yavuz Işık, “2025 yılında enflasyon üzerinde etkili olan döviz kuru volatiliteden uzak, beklenen patikada yoluna devam edecek ve bu da enflasyonla mücadelede Türkiye’ye destek olacaktır. Geçen yıllarda yaşadığımız döviz kuru ataklarından bu yıl uzakta bulunuyoruz. Merkez Bankasının yeterli döviz stoku var ve mevcut durumda dövize koşmayı gerektirecek bir durum söz konusu değildir ancak faiz düzeyinin enflasyonun altına inmesi durumunda bu risk yeniden gündeme gelebilir. Yani elinde parası olan vatandaşın faizden reel anlamda kazanamayınca, her zamanki alışkanlığına geri dönmesi ülkemizde yeniden bir dolarizasyon sürecini tetikleyebilir. Bunun çözümü ise yine inşaat sektöründedir. Nasıl ki son dönemde konuta bir yöneliş varsa, insanlar konutu bir yatırım aracı olarak görüyorlarsa, dolara yatırımın alternatifi konut olmaya devam etmelidir.

Ekonomi yönetimi, konut ve inşaat sektörünü ‘alternatif yatırım aracı’ olarak politikalarına dâhil ederse, bundan yalnızca inşaat sektörü değil tüm ülke ekonomisi kazançlı çıkacaktır. Dolara yönelecek likidite konuta gidecek, bu bir yandan döviz kurunu dengeli tutarken aynı zamanda ekonominin çarklarını da döndürecektir.” dedi.

Artemis Halı, Yatırımlarını Sürdürülebilir Enerji ile Taçlandırıyor

Dünyanın önde gelen halı üreticilerinden Artemis Halı, sürdürülebilirlik vizyonu doğrultusunda önemli bir yatırıma daha imza attı. Gaziantep’teki 40 bin metrekarelik üretim tesisinin çatısına kurduğu, yıllık 3.251.000 kWh kapasiteye sahip Güneş Enerjisi Santrali (GES) projesini başarıyla tamamladı.

Gerçekleştirdiği 31 milyon TL değerindeki çevreci yatırım sayesinde, aylık elektrik giderlerinde yüzde 40 oranında tasarruf sağlayan Artemis Halı, çevresel sürdürülebilirliğe ve doğal kaynakların korunmasına önemli bir katkıda bulunuyor.

Artemis Halı’dan Çevreci ve Ekonomik Bir Adım

Artemis Halı Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Batallı, proje ile ilgili şu değerlendirmede bulundu: “Elektrik tüketimi, üretim hacmimizin bir göstergesi olsa da biz bunu sadece bir harcama olarak görmüyoruz. Milli servetimizin doğru kullanımı açısından büyük önem taşıyan bu tüketimi, GES yatırımımız sayesinde ülke ekonomisine geri kazandırıyoruz. GES projemiz ile yıllık yaklaşık 1.300 ton karbon salınımının önüne geçiyoruz. Bu, doğal kaynakları koruma ve çevresel sürdürülebilirliğe katkı sağlama yolunda attığımız önemli bir adımdır. Fabrikamızda tüketilen elektiriğin önemli bir kısmını güneş enerjisiyle karşılayarak enerji bağımlılığımızı azaltıyoruz. Bu yatırımın çevresel etkisini yıllık 61.924 ağacın doğaya sağladığı katkıya eşdeğer olarak hesaplıyoruz. Sürdürülebilirlik odaklı projelerimize hız kesmeden devam edeceğiz. Çevresel etkileri en aza indirerek, enerji verimliliğini artırmayı ve sosyal sorumluluk bilinciyle hareket etmeyi kendimize ilke edindik. Bizden sonraki nesillere temiz, yaşanabilir bir dünya bırakmak en büyük önceliğimiz. Bu nedenle, güneş enerjisi gibi yenilenebilir kaynaklara yatırım yaparak hem çevreyi hem de ekonomiyi koruyan bir geleceğe doğru ilerliyoruz.”

TCL’in Mükemmelliğe İlham Olma Tutkusu Şimdi LÖSEV ile Çocuklara İlham Oluyor

TCL Electronics Türkiye ve Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı (LÖSEV) ortaklığında, Bilkom katkılarıyla LÖSEV yurtlarında barınan ve tedavi gören çocuk ve gençler için gaming odası kuruldu.

Türkiye’de 5. yılını geride bırakan TCL Electronics toplumsal fayda odaklı projelerinden ilkini LÖSEV ortaklığında hayata geçirdi. Proje kapsamında LÖSEV Lösemili Çocuklar Köyü’nde konaklayan gençler ve oyun çağındaki tüm çocukların faydalanabileceği gaming odası, 12 Mart 2025 günü Ankara’da düzenlenen etkinlikle kullanıma açıldı. Etkinliğe TCL Türkiye ve LÖSEV yöneticilerinin yanı sıra LÖSEV Lösemili Çocuklar Köyü’nde konaklayan gençler katıldı.

LSV Eğitim Kurumları ziyareti ve Lösemili Çocuklar Köyü gezisi ile başlayan etkinlik, köyde konaklayan çocukların konuşmaları, müzik dinletisi ve açılış turnuvasıyla devam etti ve günü tüm katılımcılar için daha unutulmaz bir hale getirdi.

Tedavi sürecindeki ve iyileşme aşamasındaki gençlerin moral ve motivasyonlarını artırmayı, sosyal hayata aktif katılımlarını desteklemeyi amaçlayan LÖSEV Gaming Odası, gençlerin birlikte vakit geçirebileceği, sosyal, kültürel ve eğitici oyunlarla dayanışma duygularını güçlendirebileceği bir ortam sunuyor.

LS Traktör, AGROEXPO 20. Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Fuarı’nda çiftçilerden büyük ilgi gördü

Her adımında Türk tarımına değer katmayı ve çiftçilerin yanında olmayı önceliklendiren Yanmar Turkey’nin Türkiye Distribütörlüğünü üstlendiği LS Traktör, İzmir’de düzenlenen 20. AGROEXPO Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Fuarı’nda yenilenen teknolojisi ve modern tasarımlarıyla büyük ilgi gördü.

Japon devi Yanmar’ın ülkemizdeki tam iştiraki olarak faaliyet gösteren Yanmar Turkey, İzmir’de bu yıl 20’ncisi düzenlenen AGROEXPO Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Fuarı’nda, 2025 yılı itibarıyla Türkiye distribütörlüğünü üstlendiği LS Traktör modellerini görücüye çıkarttı.

Yanmar Turkey Tarım İş Kolu ve İş Geliştirme Direktörü Murat Balkan Kanbir, LS Traktör modellerini yenilenen teknolojisi, güçlü performansı ve modern tasarımlarıyla fuarda büyük ilgi gördüğünü belirterek, “Türk çiftçisi LS markasını zaten uzun yıllardır yakından tanıyor. Uzun zamandır çiftçilerimiz LS traktörü bizlerden talep ediyordu. Çiftçilerimizin LS traktörlerine olan güveni ile heyecanına kayıtsız kalmadık ve Dünya’da ilk kez Yanmar çatısı altında LS traktörün satışını üstlendik. Çiftçilerimizin bu heyecanı bizim için en büyük motivasyon kaynağı oldu. Yeni nesil teknolojilerimizle artık çok daha dikkat çekici ve verimli çözümler sunuyoruz.” dedi.

Yalıtım sektörünün lideri İzocam, “Superbrands Türkiye” araştırmasında “Türkiye’nin Süper Markaları” listesine girdi.

Türkiye yalıtım sektörüne 60 yıldır liderlik eden İzocam, köklü ve yenilikçi marka gücünü bir kez daha kanıtlayarak, “Superbrands Türkiye” araştırmasında “Türkiye’nin Süper Markaları” arasında yer aldı.

Dünyada 90 ülkede bağımsız marka değerlendirme kuruluşu olarak çalışmalarını sürdüren “Superbrands International” ile birlikte 2005 yılından bu yana “Türkiye’nin Süpermarkalarını” belirleyen “Superbrands Türkiye Organizasyonu” bu yıl 8’incisini gerçekleştirdiği araştırmanın sonuçlarını açıkladı. Yapılan araştırma için 3864 marka Superbrands kriterlerine göre değerlendirildi. Bu süreçte 1267 marka “Süpermarka” adayı olarak belirlendi. Organizasyonun bu yılki “Süper Markalar” araştırmasında, bağımsız sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden oluşan seçici kurulun oylamasıyla belirlenen 300 marka halk oylamasına sunuldu. 300 marka için İstanbul, Ankara, İzmir’de, kadın-erkek dağılımı eşit olan 18-55 yaş ve tüm sosyo-ekonomik statü gruplarında 2001 tüketiciyle görüşmeler gerçekleştirildi. Puanlama sonrasında 150 marka, Superbrands barajını aşarak başarılı oldu. Araştırmanın 2025 yılı sonuçlarına göre İzocam, 150 marka arasında yer alarak “Türkiye’nin Süpermarkaları” listesine adını yazdırdı.

60’ıncı kuruluş yılında “Biz Geleceğiz” mesajı veriyor

Türkiye’nin süper markaları arasında yer alan İzocam, ülkemizde ve faaliyet göstermiş olduğu ihracat pazarlarında öncü faaliyetlerini sürdürüyor. Uzun yılların deneyim ve tecrübesi ile ISO ilk 500’de daima yerini alan firma, yapımında geri dönüştürülmüş malzemelerin de kullanıldığı, insan sağlığına zarar vermediği ve çevre dostu olduğu kanıtlanmış ürünleriyle, faaliyete başladığı ilk günden bu yana sürdürülebilir geleceğe katkı sağlıyor. 60’ıncı kuruluş yıldönümünü kutladığı 2025 yılında da ülkemizin enerji verimliliği ve sürdürülebilir kalkınma amaçlarına doğrudan katkı sağlayan çalışmalara öncülük etmeye hazırlanan İzocam, 2025 yılı için belirlediği “Biz Geleceğiz” mottosu ile yıllardır sürdürdüğü liderlik, güvenilirlik, çevreye duyarlılık, yenilikçilik ve sürdürülebilirlik stratejisini geleceğe de taşımayı hedefliyor.

Yapı Sektörünün Geleceği, “Yapı İnovasyon Günleri”nde Bir Araya Geliyor!

Yapı Kataloğu tarafından düzenlenen ve yapı sektörünün öncü firmaları ile sektör profesyonellerini bir araya getirecek Yapı İnovasyon Günleri, 8-9 Mayıs 2025 tarihlerinde Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (Eski Yapı-Endüstri Merkezi)’nde gerçekleşecek.

Yapı malzemeleri üreticilerinden mimarlara, mühendislerden müteahhitlere kadar geniş bir katılımcı kitlesine hitap eden Yapı İnovasyon Günleri’nde katılımcılar, hem sektörün mevcut trendlerini takip edebilecek hem de geleceği şekillendiren yeni teknolojiler ve malzemeler hakkında bilgi edinebilecekler.

Peki, etkinlikte katılımcıları neler bekliyor?

Yapı İnovasyon Günleri, sektörün en yenilikçi ürün ve çözümlerini ziyaretçilere sunan bir sergi alanına ev sahipliği yapacak. Bu alanda, stratejik partner firmalar ürünlerini sergileyerek katılımcılara detaylı bilgi verecek. Aynı zamanda, Yapı Kataloğu’nun yıl boyunca gerçekleştirdiği projelerden seçkiler ve 30. Altın Çekül Uluslararası Yapı Kataloğu Ödülleri’nde kazanan ürünlerle birlikte Yapı Kataloğu Mimarlık Ödülleri kazanan projeleri de sergilenecek. Ziyaretçiler, sektördeki son yenilikleri keşfederken, ödüllü projelere dair kapsamlı bir bakış açısı edinecekler.

Etkinlikte, sektörün önde gelen isimlerinin katılımıyla gerçekleştirilecek paneller ve atölyeler de önemli bir yer tutacak. Katılımcılar, bu panellerde güncel konuları sektör liderlerinden dinleme ve fikir alışverişinde bulunma fırsatına sahip olacak. Ayrıca, yaratıcı süreçlere dair uygulamalı bilgi edinmek isteyenler için atölyeler düzenlenecek.

Etkinlikte bir diğer dikkat çeken etkinlik ise Lightning Talks. Yapı Kataloğu’nun Mimarlar Rehberi mimarlarları ile düzenleyeceği Lightning Talks’ta mimarlar, sektörel deneyimlerini, projelerini ve vizyonlarını hızlı ve etkileyici bir şekilde paylaştıkları kısa ancak yoğun içerikli konuşmalar yapacak. Bu oturumlar, yaratıcı fikirlerin ve ilham veren hikayelerin dinleyicilere aktarılacağı dinamik bir platform sunacak. Katılımcılar, mimarların perspektifinden sektördeki yenilikleri keşfetme ve ilham alma fırsatını yakalayacaklar.

Yapı İnovasyon Günleri, firmalar için bir B2B platformu sunarak yeni iş birliği fırsatları yaratmayı hedefliyor. Firmalar, kendi ürünlerini ve çözümlerini doğrudan hedef kitlelerine tanıtma imkânı bulacak ve potansiyel iş ortaklarıyla birebir görüşmeler gerçekleştirebilecekler. Bu, katılımcılara sektördeki profesyonellerle doğrudan bağlantıya geçme fırsatı sunacak.

Ayrıca, etkinlikte yer alan Mentor Köşesi, tasarım öğrencilerini profesyonel mimarlarla bir araya getirecek. Bu köşe, gençlerin kariyer gelişimlerini destekleyecek, sektördeki deneyimli isimler ise bilgi ve deneyimlerini paylaşarak, katılımcılara yol gösterici olabilecekler.

Petrol Ofisi’nden “Bir Kural 1 Ömür” projesine önemli destek
Petrol Ofisi Grubu, T.C. İçişleri Bakanlığı’nın motosiklet kazalarını önlemek için başlattığı “Bir Kural 1 Ömür” eylem planına destek olmak üzere özel bir kampanya başlattı. Petrol Ofisi istasyonlarına kaskıyla gelen motosiklet sürücüleri, benzin alımlarında yüzde 5 yakıt puan kazanırken madeni yağ alımlarında ise yüzde 25 indirimden faydalanabilecek.
Türkiye akaryakıt sektörünün geleneksel lideri Petrol Ofisi Grubu, T.C. İçişleri Bakanlığı’nın motosiklet kazalarının önlenmesine yönelik “Bir Kural 1 Ömür” mottosuyla hazırlanan eylem planına destek vermek amacıyla motosiklet kullanıcılarına özel avantajlar sunan yeni kampanyasını duyurdu. Petrol Ofisi Mobil uygulamasını indirip kaydolarak araç tipini motosiklet olarak seçen sürücüler, kaskları yanlarında olduğu takdirde benzin alımlarında anında yüzde 5 puan kazanacak, madeni yağ alımlarında ise kasada yüzde 25 indirimden faydalanabilecek.

Biotrend ve Freepoint Eco-Systems’den Türkiye ve Bölgesel Atık Plastik Dönüşümünde İş Birliği

Biotrend Çevre ve Enerji Yatırımları A.Ş. ile Freepoint Eco-Systems International Ltd., atık plastikleri değerlendirerek pazarlanabilir ürünlere dönüştürecek projeler geliştirmek üzere güçlerini birleştirdi. Ortak bir girişim kurmayı hedefleyen şirketler, bu doğrultuda bir Çerçeve Anlaşması imzaladı. Bu stratejik iş birliği, küresel plastik atık sorununa çözüm bulma vizyonlarını hayata geçirmek için attıkları önemli bir adımı temsil ediyor.

Plastik atıklarını değere dönüştürme misyonuyla hareket eden Biotrend ve Freepoint Eco-Systems, emisyonları azaltan, ekonomik değer yaratan ve mevcut geri dönüşüm yöntemlerini iyileştiren yenilikçi çözümler üretmeye odaklanıyor. 2024 yılında Biotrend, plastik atıkların değerli bir kaynağa dönüştürülmesi için yenilikçi tesisler geliştiren Freepoint Eco-Systems ile stratejik iş birliği yapma niyetini duyurmuştu. Yeni imzalanan Çerçeve Anlaşması ile şirketler, ortak projeler geliştirme hedefiyle birlikte çalışacak. İlk projeye ortak yatırım yapmaya hazır olduklarında, %50-%50 ortaklıkla bir şirket kurarak bu projeyi ve gelecekteki yatırımlarını yönetecekler. Çerçeve Anlaşması’nın imzalanmasıyla birlikte, şirketler bu hedefe ulaşmak için yakın iş birliği içinde çalışmaya başlayacaklar.

TÜBİSAD Plus’ın yeni bölümünde Scale-Up Gelişim Programı girişimi AYVOS Bilgi Teknolojileri yer aldı
TÜBİSAD’ın yüksek teknoloji dünyasının nabzını tuttuğu YouTube serisi TÜBİSAD Plus’ın yeni bölümü yayınlandı.
Serinin 60’ıncı bölümünde TÜBİSAD Scale-Up Gelişim Programı Koordinatörü Özlem Atan ile TÜBİSAD Üyesi ve AYVOS Bilgi Teknolojileri CEO’su Eray Hangül, şirketin gelişimini, programın faydalarını konuştu.
TÜBİSAD Plus’ın 60’ıncı bölümünde AYVOS Bilgi Teknolojileri CEO’su Eray Hangül, TÜBİSAD Scale-Up Gelişim Programı Koordinatörü Özlem Atan’nın sorularını yanıtladı.
Eray Hangül, Scale-Up Gelişim Programı’na katılmalarındaki temel motivasyonu şu sözlerle anlattı: “Bir start-up’tan büyüme evresine geçtiğimizi düşünüyoruz. Bu süreçte yaklaşık 18 bin cihazı platformumuza entegre ettik. Şimdi ise geliştirdiğimiz bu platformu yurt dışı pazarlara açarak yatırımcılarla buluşturmayı ve 2030 yılında unicorn olmayı hedefliyoruz. Mühendislik açısından çözümümü sağladık. Bu noktada, TÜBİSAD’ın bizi akademik bir müfredat disiplininde yönlendireceğine inanıyoruz. Program kapsamında atanmış danışmanlardan sahadaki ve iş dünyasındaki deneyimlerini alarak, bu bilgi birikimini kendi süreçlerimizle harmanlayarak başarılı sonuçlara ulaşmayı amaçlıyoruz.”

Isvea yenilikçi çözümleriyle ISH Frankfurt Fuarı’nda

Dünyanın en büyük vitrifiye seramik üreticilerinden Isvea, 17-21 Mart tarihlerinde düzenlenen ISH Frankfurt Fuarı’nda tasarım, sürdürülebilirlik ve fonksiyonelliği bir araya getiren en yeni ürünlerini sunuyor.

Almanya’nın Frankfurt kentinde 1957’den beri düzenlenen ISH Fuarı, 17-21 Mart’ta kapılarını yeniden açıyor. 55 ülkeden 2 bini aşkın katılımcının boy göstereceği fuarda modern banyo tasarımlarının yanı sıra, sürdürülebilir iklimlendirme ve havalandırma çözümleri tanıtılıyor. İklim değişikliği ve enerji verimliliği gibi küresel sorunlara odaklanan fuar, sürdürülebilirlik alanında ilham verici çözümleri sahneye çıkarıyor.

Türkiye’nin ve dünyanın en büyük vitrifiye seramik üreticilerinden Isvea da fuarda yenilikçi ve sürdürülebilirlik odaklı ürünlerini sektör profesyonelleriyle buluşturacak.

Isvea Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Çenesiz, ISH Frankfurt’un inovasyon, Ar-Ge ve üstün teknolojiyle yakaladıkları mükemmelliği tüm dünyaya tanıtmak için önemi bir fırsat olduğunu belirterek, “Şu anda 63 olan ihracat yaptığımız ülke sayısını bu fuarda daha yukarılara taşıyacağız” dedi. Çenesiz, “Özellikle ABD, Güney Amerika, Fransa, Almanya, İngiltere ve Pasifik bölgesinde ticaret hacmimizi genişletmeyi hedefliyoruz” diye konuştu.

Ürün çeşitlikleri, Ar-Ge kapasiteleri ve tasarım becerileriyle değişen ihtiyaçlara hızla yanıt verdiklerini belirten Çenesiz şunları söyledi: “Isvea’nın doğduğu İtalyan kültürü ve tarihinde yatan özgünlük ve sofistike anlayıştan ilham alıyor, tasarımla fark yaratıyoruz. Estetik, işlevsellik ve sürdürülebilirlik arasında mükemmel bir denge kurmaya çabalıyoruz. Yani, kaliteli ve dayanıklı ürünlerimiz estetik açıdan göze hitap ederken, bir yandan da günlük hayatımızı kolaylaştırıyor.”

İkinci El Araç Piyasasında Beklenen Hareket 2plan Terminal’de Başladı

Son dönemlerde durağan seyreden ikinci el otomotiv piyasası, Ramazan Bayram’ı öncesinde yeniden hareketlenmeye başladı. Yüksek kredi faiz oranları nedeniyle alım kararlarını erteleyen tüketiciler, faizlerin düşmesi ve döviz kurunun artmasıyla yeniden ikinci el araç alımına yöneldi. Bu gelişmeler, satışlardaki artışın en önemli nedenleri arasında gösterilirken, bayram tatilinin yaklaşmasıyla ikinci el araç 2plan Terminal İstanbul ve İzmir showroomlarının ziyaretleri de yoğunlaştı. Bayrama araçsız girmek istemeyenler veya mevcut araçlarını daha üst modelle yenilemeyi planlayanlar, fiyatların daha da yükseleceği endişesiyle araç alımlarını hızlandırıyor.

“Ziyaretçi trafiği geçtiğimiz aya oranla yaklaşık yüzde 30 arttı”

İkinci el araç sektörünün kurumsal markası 2plan İcra Kurulu Başkanı Orhan Ülgür, ikinci el otomotiv pazarındaki son gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ülgür, “Kredi faiz oranlarındaki düşüş ve yaklaşan Ramazan Bayramı ile ziyaretçi trafiği geçtiğimiz aya oranla yaklaşık yüzde 30 arttı. Bu durum satışlara da doğrudan yansıdı ve satışlar yaklaşık yüzde 20 artış gösterdi. Özellikle 0-4 yaş aralığındaki araçlara yoğun ilgi gösteriliyor. Talep, ağırlıklı olarak 800 bin TL ile 1,5 milyon TL fiyat aralığındaki otomobillerde yoğunlaşıyor.” ifadelerini kullandı.

Türk Doğal Taş Sektörü, Xiamen’de fuarın kalbi A6 Holünde Türk doğal taşlarını sergileyecek 

Türk doğal taş sektörü, ihracatta en büyük ikinci pazarı olan Çin Halk Cumhuriyeti’nde 16-19 Mart 2025 tarihleri arasında düzenlenecek olan XIAMEN INTERNATIONAL STONE FAIR-2025 Fuarı’na 49 firmayla katılıyor.

Ege Maden İhracatçıları Birliği, XIAMEN INTERNATIONAL STONE FAIR-2025 Fuarı’na 13. kez Milli Katılım Organizasyonu gerçekleştirecek. Fuarın kalbi konumundaki, en çok ziyaretçi alan A6 Holündeki Türkiye standında 19 Türk doğal taş ihracatçısı firma 150 çeşit ve 650 renkteki Türk doğal taşlarını dünyanın beğenisine sunacak.

Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı İbrahim Alimoğlu, 2024 yılında Türk doğal taş sektörünün 1 milyar 939 milyon dolarlık ihracat yaptığını, Çin’in 389 milyon dolarla en çok ihracat yaptıkları ikinci ülke olduğunu paylaştı. 

Türk doğal taş sektörünün ihracat yaptığı ülkeler listesinde birinciliğin son yıllarda Çin ile Amerika Birleşik Devletleri arasında gidip geldiğini dile getiren Alimoğlu, “Çin’de son yıllarda emlak sektöründeki yavaşlama ihracat rakamlarımızda gerilemeye yol açsa da Çin halen ihracatımızda güçlü konumunu koruyor. Başta Çinli ithalatçılar olmak üzere dünyanın dört bir tarafından gelen doğal taş alıcılarını bu yıl Xiamen Fuarı’nın en cazip noktalarından biri olan A6 Holünde ağırlayacağız” diye konuştu. 

Hizmet Üretim Endeksi, Ocak 2025  Hizmet üretim endeksi yıllık %6,0 arttı
Hizmet üretim endeksi (2021=100) 2025 yılı Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %6,0 arttı. Aynı ayda ulaştırma ve depolama hizmetleri %3,2 arttı, konaklama ve yiyecek hizmetleri %9,6 arttı, bilgi ve iletişim hizmetleri %9,9 arttı, gayrimenkul hizmetleri %8,9 arttı, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetler %7,0 arttı, idari ve destek hizmetleri ise %8,2 arttı.
Hizmet üretim endeksi aylık %2,5 arttı
Hizmet üretim endeksi (2021=100) 2025 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre %2,5 arttı. Aynı ayda ulaştırma ve depolama hizmetleri %0,5 azaldı, konaklama ve yiyecek hizmetleri %0,5 arttı, bilgi ve iletişim hizmetleri %6,4 arttı, gayrimenkul hizmetleri %0,9 azaldı, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetler %12,4 arttı, idari ve destek hizmetleri ise %4,7 arttı.

İnşaat Üretim Endeksi, Ocak 2025 İnşaat üretimi yıllık %15,5 arttı
İnşaatın alt sektörleri (2021=100 referans yıllı) incelendiğinde, 2025 yılı Ocak ayında bina inşaatı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre %18,2 arttı, bina dışı yapıların inşaatı sektörü endeksi %12,3 arttı ve özel inşaat faaliyetleri sektörü endeksi %8,5 arttı.

İnşaat üretimi aylık %5,5 arttı
İnşaatın alt sektörleri incelendiğinde, 2025 yılı Ocak ayında bina inşaatı sektörü endeksi bir önceki aya göre %5,0 arttı, bina dışı yapıların inşaatı sektörü endeksi %2,0 arttı ve özel inşaat faaliyetleri sektörü endeksi %9,9 arttı.

Ücretli Çalışan İstatistikleri, Ocak 2025  Ücretli çalışan sayısı yıllık %2,2 arttı
Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2025 Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %2,2 arttı. Ücretli çalışan sayısı bir önceki yılın aynı ayında 15 milyon 73 bin 564 kişi iken, 2025 yılı Ocak ayında 15 milyon 407 bin 625 kişi oldu.
Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2025 Ocak ayında ücretli çalışan sayısı yıllık olarak sanayi sektöründe %1,4 azaldı, inşaat sektöründe %6,4 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe %3,5 arttı.
Ücretli çalışan sayısı aylık %0,1 arttı
Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2025 Ocak ayında bir önceki aya göre %0,1 arttı.
Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2025 Ocak ayında ücretli çalışanlar aylık olarak sanayi sektöründe %0,4 azaldı, inşaat sektöründe %0,6 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe %0,2 arttı.

Kümes Hayvancılığı Üretimi, Ocak 2025
Tavuk eti üretimi 233 bin 223 ton, tavuk yumurtası üretimi 1,65 milyar adet olarak gerçekleşti
Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre, tavuk yumurtası üretimi %10,1 azaldı, kesilen tavuk sayısı %11,8 arttı, tavuk eti üretimi %14,9 arttı.
Bir önceki ay 1 milyar 687 milyon 940 bin adet olan tavuk yumurtası üretimi Ocak ayında %2,1 oranında azalarak 1 milyar 652 milyon 615 bin adet oldu.

Süt ve Süt Ürünleri Üretimi, Ocak 2025 Ticari süt işletmelerince 941 bin 377 ton inek sütü toplandı
Ticari süt işletmeleri tarafından toplanan inek sütü miktarı, Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %2,3 arttı.
Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre, inek peyniri üretimi %1,1 azaldı, ayran ve kefir üretimi %5,1 arttı, yoğurt üretimi %2,7 arttı, içme sütü üretimi %2,0 azaldı, tereyağı ve sadeyağ üretimi %2,3 arttı.
Bir önceki ay 947 bin 109 ton olan ticari süt işletmelerince toplanan inek sütü miktarı Ocak ayında %0,6 oranında azalarak 941 bin 377 ton oldu.

Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Gizliliğe genel bakış

Bu web sitesi, size mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunabilmek için çerezleri kullanır. Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanır ve web sitemize döndüğünüzde sizi tanımak ve ekibimizin web sitesinin hangi bölümlerini en ilginç ve yararlı bulduğunuzu anlamasına yardımcı olmak gibi işlevleri yerine getirir.