Ekonomi-teknoloji haberleri, TUİK verileri (12.11.2023)

TÜRKSAT YEDEK MERKEZİ YARIN AÇILIYOR

TÜRKSAT Uydu Yer Sistemleri Yedeklilik Merkezi’nin açılışı, yarın Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu tarafından yapılacak.

Bakan Uraloğlu, hizmete açacakları merkezin, ülke güvenliği açısından kritik olan tv-radyo, internet hizmetleri ve uydu yer istasyonları üzerinden iletilen verilerin, olağanüstü durum veya sistem kaynaklı acil durumlarda kesintiye uğramamasını sağlayacağını söyledi.

Uraloğlu, 15 Temmuz hain darbe girişiminde TÜRKSAT’a yapılan saldırıyı hatırlatarak, “Gölbaşı Yerleşkesine 15 Temmuz 2016’daki hain darbe girişiminde yapılan saldırının, TÜRKSAT AŞ’nin stratejik önemini bir kez daha ortaya koymuştur. TÜRKSAT, Uydu Yer Sistemleri Yedeklilik Merkezi’ni Kahramankazan Uzay ve Havacılık İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde (HAB) kurdu. Bu merkez, ülke güvenliği açısından kritik olan TV-radyo, internet hizmetleri ve uydu yer istasyonları üzerinden iletilen verilerin, deprem, terör saldırısı, doğal afet ve yangın gibi olağanüstü durum veya sistem kaynaklı acil durumlarda kesintiye uğramamasını sağlamayı amaçlıyor” dedi.

MERKEZİN KULLANIM AMAÇLARI

Bakan Uraloğlu, merkezdeki uydu veri hizmetlerinin, Türksat-5B ve Türksat-4B uydularına yedeklilik sağlamak üzere tasarlandığını kaydederek, “TÜRKSAT, bu yeni tesisle birlikte olağanüstü durumlarda hızlı bir şekilde trafiği aktarabilecek, operasyona hazır ve farklı bir coğrafyada yedeklilik sağlayarak ülke güvenliğine önemli bir katkı sunmayı hedefliyor” dedi.

Türkiye’nin 10 aylık su ürünleri ihracatı 1 milyar 404 milyon dolar oldu

Dünya Türk levreği ve çipurasını taze, Türk somonu ve alabalığını dondurulmuş sevdi. Dünya, Türk levreğini ve çipurasını taze talep ederken, Türk somonu ve alabalık daha çok dondurulmuş olarak tüketildi.

Türkiye, su ürünleri ihracatında başarıdan başarıya koşuyor. İhracatın yıldız sektörlerinden su ürünleri sektörü 2023 yılının ocak – ekim döneminde başarılarına yeni bir halka ekledi.

Su ürünleri ihracatında Ege’nin payı yüzde 68

Türkiye’nin su ürünleri ihracatı 2023 yılının ocak-ekim döneminde yüzde 6’lık artışla 1 milyar 321 milyon dolardan 1 milyar 404 milyon dolara çıktı. Türkiye’nin su ürünleri ihracatının 947 milyon dolarlık dilimi Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği üyelerince gerçekleştirildi. Ege Bölgesi, su ürünleri ihracatından yüzde 68 pay aldı.

Su ürünleri ihracatında levrek 435 milyon dolarlık tutarla zirvedeki yerini korurken, Türkiye, çipura ihracatından 353 milyon dolar döviz geliri elde etti. Son yıllarda yıldızı parlayan Türk somonunun ihracatı yüzde 9’luk artışla 289 milyon dolardan 315 milyon dolara yükselirken, alabalık ihracatı da yüzde 9’luk gelişimle 88 milyon dolardan 96 milyon dolara ilerledi. Orkinos ihracatı yüzde 43’lük artışla 28 milyon dolardan 40 milyon dolara fırladı.

Levreğin yüzde 73’ü, çipuranın yüzde 78’i taze ihraç edildi

Levrek ihracatında taze levreğin payı 219 milyon dolar olurken, taze fileto levrek 97 milyon dolarlık talep gördü. Dondurulmuş levrek ihracatı 96 milyon dolar olurken, dondurulmuş fileto levreğe 22 milyon dolarlık talep geldi. Levreğin yüzde 73’ü taze ve taze fileto olarak ihraç edilmiş oldu.

Dünya, Türk çipurasını yüzde 78 taze tüketti. Türkiye 2023 yılının ocak – ekim döneminde 216 milyon dolarlık taze çipura ihraç ederken, taze fileto çipura ihracatı 57 milyon dolar olarak kayıtlara geçti.  Dondurulmuş çipuraya talep 46 milyon dolar olurken, dondurulmuş fileto çipuradan 30 milyon dolar döviz geliri elde edildi.

Türkiye, 2023 yılının 10 aylık döneminde 315 milyon dolarlık Türk somonu ihraç ederken, bu ihracatın 234 milyon dolarlık bölümü dondurulmuş somon ve dondurulmuş fileto somon oldu. Dondurulmuş somon ihracatı yüzde 74 olurken, taze somon ve taze fileto somon ihracatı 81 milyon dolar olarak kayıtlara geçti.

Alabalık ihracatında 53 milyon dolarlık kısım dondurulmuş olarak yapılırken, füme alabalık ihracatı 38,5 milyon dolar, taze soğutulmuş alabalık ihracatı 4 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Taze levreği en çok İngilizler sevdi

Taze levrek ihracatında İngiltere 29 milyon dolarlık tutarla ilk sırada yer alırken, taze fileto levrekte Hollanda 34 milyon dolarlık taleple zirvenin sahibi oldu. Dondurulmuş fileto levrek ihracatında İngiltere 55 milyon dolarlık taleple açık ara birinci ülke olurken, dondurulmuş levrek ihracatında Rusya Federasyonu 5,8 milyon dolarla öne çıktı.

Taze çipura en çok İtalya’ya ihraç edildi

Taze çipura ihracatında İtalya 40 milyon dolarlık taleple birinci ülke olurken, Hollanda’ya 23 milyon dolarlık taze fileto çipura gönderildi.

Ruslar Türk somonu ve alabalığına hayran kaldı

Dondurulmuş Türk somonu ihracatında Rusya Federasyonu 136 milyon dolarlık taleple açık ara birinci olurken, dondurulmuş alabalık ihracatında da 22 milyon dolarlık taleple Rusya Federasyonu birinci ülke oldu.

Kızıltan: “Balıklarımızı talebe göre işleyip gönderiyoruz”

Türkiye’nin 100’den fazla ülkeye su ürünleri ihraç ettiğini, Avrupa pazarının bir numaralı tedarikçisi konumuna geldiğini dile getiren Türkiye Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan, ülkelerin taleplerine ve tüketim alışkanlıklarına göre taze, taze fileto, dondurulmuş, dondurulmuş fileto olarak balıkları işleyip ihraç ettiklerini vurguladı.

2024 ihracat hedefi 2 milyar dolar

Son çeyrek asırda dünyanın protein ihtiyacını karşılar noktaya geldiklerini anlatan Kızıltan, “Türk su ürünleri sektörü 2000 yılında 50 milyon dolar seviyelerinde olan ihracatını 23 yılda yaklaşık 30 kat artırdı. 2023 yılı sonunda 1,7 milyar dolara 2024 yılında 2 milyar dolara ulaşacak potansiyele sahibiz. Bu hedeflere ulaşmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Hava kargo seçeneğiyle başta ABD olmak üzere uzak pazarlarda da konumumuzu güçlendiriyoruz” diye konuştu.

AVRASYA TÜNELİ’NDE YENİ REKOR

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Avrasya Tüneli, 10 Kasım’da araç geçişinde rekor tazeledi. 86 bin 576 birim araç ile günlük trafik garanti rakamı aşılmakla birlikte aynı zamanda en son 26 Ekim’de görülen 86 bin 359 birim araçlık rekor kırıldı.” dedi.

Türkiye’nin en büyük mega projelerinden biri olan ve yap-işlet-devret (YİD) modeliyle hayata geçen Avrasya Tüneli’nde geçiş adetleri her geçen gün daha da artıyor, yeni rekorlar kırılıyor.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Avrasya Tüneli’nde 10 Kasım’da 86 bin 576 birim araç ile en son 26 Ekim’de görülen 86 bin 359 birim araçlık rekorun kırıldığını duyurdu. Uraloğlu, “Ekim ayında aylık ortalama 77 bin 760 birim araç sayısına ulaşıldı ve bugüne kadar en yüksek geçiş yapılan ay oldu. Böylece Ekim ayında trafik, garanti edilen trafik sayısının %10’un üzerinde gerçekleşti” dedi.

119 MİLYON 434 BİN 869 GEÇİŞ GERÇEKLEŞTİ

Uraloğlu, Avrasya Tüneli’nden işletmeye başladığı ilk günden bugüne kadar toplam 119 milyon 434 bin 869 geçiş yapıldığını açıkladı. Uraloğlu ayrıca 1 Mayıs 2022 itibarıyla motosiklet kullanımına izin verilen tünelden toplamda 848 bin 313 bin motosiklet geçişinin de gerçekleştiğini kaydetti.

YILLIK 200 MİLYON DOLARLIK KATKI

Bakan Uraloğlu, Avrasya Tüneli’nin zaman, yakıt, kaza maliyeti tasarrufları ve emisyon azalımı sonucunda yıllık ortalama 200 milyon dolarlık ekonomik katkı sağladığını belirtti. Uraloğlu, Avrasya Tüneli’yle ilgili olarak şunları kaydetti:

“Sahip olduğu yüksek teknoloji, ileri mühendislik ürünü bütüncül projesi ve kıtaları birleştiren güzergâhı ile İstanbul Boğaz geçişinde ‘Hızlı’, ‘Ekonomik’, ‘Güvenli’, ‘Konforlu’ ve ‘Çevreye Duyarlı’ bir ulaşım alternatifi olarak hizmet vermektedir. Avrasya Tüneli yapımında birçok ilki ve başarılı uygulamayı barındıran özellikleriyle dünyada sektörel paydaşlar tarafından her zaman ilgiyle takip edilen, örnek bir proje olmuştur. Alanının en saygın kuruluşları tarafından çeşitli kriterlerin titizlikle incelenmesi sonucu proje, beşi uluslararası inşaat ödülü olmak üzere; toplam 14 ödüle layık görülmüş ülkemizin dev eserlerinden biridir.”

ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI ABDULKADİR URALOĞLU BURSA ÇEVRE OTOYOLU DEMİRTAŞ OSB KAVŞAĞINI HİZMETE AÇTI

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Bursa Çevreyolu Demirtaş OSB Kavşağının hizmete girmesiyle sanayi bölgesinde üretilen ürünlerin daha hızlı, güvenli ve kısa sürede ulaştırılmasıyla zaman kayıplarının önüne geçildiğini belirterek, “Kavşağımız sayesinde zamandan 137 milyon TL, akaryakıttan 13 milyon TL olmak üzere yıllık toplam 150 milyon TL tasarruf sağlayacağız. Karbon salınımını da yıllık 2 bin 550 ton azaltacağız” dedi.

Bakan Uraloğlu ayrıca yapımı devam eden, seyahat süresini 2 saat 15 dakikaya düşürecek Ankara-Bursa Hızlı Tren Hattında ilerleme seviyesinin de yüzde 80’e ulaştığını açıkladı.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Bursa’da bir dizi temaslarda bulundu, yapımı devam eden projeleri yerinde inceleyerek, Bursa Çevre Yolu Demirtaş OSB Kavşağı’nı törenle hizmete açtı. Törende konuşan Bakan Uraloğlu, Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nde üretilen ürünlerin daha hızlı, güvenli ve kısa sürede ulaştırılmasını sağlayarak, zaman kayıplarının önüne geçildiğini söyledi.

“Kavşağımız sayesinde zamandan 137 milyon TL, akaryakıttan 13 milyon TL olmak üzere yıllık toplam 150 milyon TL tasarruf sağlayacağız. Karbon salınımını da yıllık 2 bin 550 ton azaltacağız” diyen Uraloğlu, hizmete alınan kavşağın önemine ilişkin şunları kaydetti:

“Bursa Çevre Otoyolu üzerinde yer alan Demirtaş OSB Kavşağı, Bursa Bağlantı Kavşağı’na 3 kilometre, Samanlı Kavşağı’na ise 6 kilometre mesafededir. Bölgenin güneyinde Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi, kuzeyinde Doğalgaz Çevrim Santrali bulunuyor. Organize sanayi bölgesinin kuzeyinde ve otoyol ana gövdesi üzerinde bulunan mevcut üst geçit köprüsünü ilave kollar ile farklı seviyeli kavşağa dönüştürdük. Projemizle organize sanayi ve yerleşim bölgesinden otoyola doğrudan erişim imkânı sağlayarak, imar yollarında yaşanan yoğunluğu rahatlattık.”

ANKARA-BURSA YHT HATTINDA İLERLEME SEVİYESİ YÜZDE 80’E ULAŞTI

Bakan Uraloğlu, Bursa’nın ulaşım ağını ulaşımın tüm modlarıyla birlikte geliştirdiklerini belirterek, Bursa’ya gelişinde Ankara-Bursa Hızlı Tren Hattı Şantiyesinde incelemelerde bulunduğunu ve projede gelinen son aşamaya dair aldığı bilgiyi paylaştı. Uraloğlu, seyahat süresini 2 saat 15 dakikaya düşürecek Ankara-Bursa Hızlı Tren Hattında ilerleme seviyesinin yüzde 80’e ulaştığı açıkladı. Ankara-Bursa Hızlı Tren Hattının Ankara-İstanbul YHT hattına bağlantılı olarak saatte 200 kilometre hıza uygun çift hatlı, elektrikli ve sinyalli hızlı tren hattı inşa ettiklerini kaydeden Uraloğlu, “56 km uzunluğundaki Bursa – Yenişehir kesimi, 95 km uzunluğundaki Bandırma-Bursa ve 50 kilometrelik Yenişehir-Osmaneli kesimleri olmak üzere toplam 201 kilometrelik hatta altyapı ve üstyapı çalışmalarına eş zamanlı olarak devam ediyoruz. Proje kapsamında; 7 istasyon, 21 km uzunluğunda 18 adet tünel, 3,9 km 28 adet demiryolu köprüsü, 3,7 km 4 adet viyadük ve 66 adet altgeçit inşa edeceğiz. Projemiz tamamlandığında hem Ankara-Bursa, hem de Bursa-İstanbul arası seyahat süresi 2 saat 15 dakika olacak. Bu yıl sonu itibariyle Osmaneli-Yenişehir kesimindeki toplam 14 bin metre uzunluğundaki 10 tünelin daha kazı çalışmalarını bitirmeyi hedefliyoruz. Viyadük, menfez, köprü, altgeçit ve üstgeçitler gibi sanat yapılarının yapım çalışmalarına da aralıksız devam ediyoruz” diye konuştu.

BURSA’YA 111 MİLYAR 622 MİLYON LİRA YATIRIM YAPTIK

Bakan Uraloğlu, 2002 yılından bu yana Bursa’nın ulaşım ve iletişim altyapısına yaklaşık 111 milyar 622 milyon lira yatırım yapıldığını belirterek, bölünmüş yol uzunluğunu 195 kilometreden 603 kilometreye, bitümlü sıcak kaplama yol uzunluğunu 148 kilometreden 781 kilometreye çıkarıldığı söyledi.

Uraloğlu, bugün itibari ile de 12 milyar 537 milyon proje bedeliyle 19 ayrı karayolu projesine devam edildiğini açıkladı. Uraloğlu yapımı devam eden karayolu projelerine ilişkin şöyle konuştu:

“Bunların birkaçından size bahsetmek istiyorum; Bursa-Orhaneli-Harmancık Yolu, Bursa- Keleş-Tavşanlı Yolu, Orhangazi-İznik ve İznik Çevre Yolu, Kayapa Yolu, Mudanya-Kurşunlu-Gemlik Yolu’nda yapım çalışmalarına devam ediyoruz. Yenişehir-Bilecik Yolu’nu ise yıl sonu bitiriyoruz inşallah. Ayrıca Bursa ikinci çevre otoyolu proje çalışmalarına da devam ettiğimizi buradan bildirmek isterim. Hiç şüphesiz Bursa’da devam etmekte olan en önemli ulaşım projelerimizden biri de Emek-YHT Gar-Şehir Hastanesi Hafif Raylı Sistem Hattı kısa adıyla Şehir Hastanesi Metrosu’dur. Hattımızın yapımını, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile Bakanlığımız arasında 8 Haziran 2020 tarihinde imzalanan devir protokolü ile devraldık. Projemiz sayesinde mevcutta işletmede olan Emek-Arabayatağı Metro hattı; yapacağımız uzatma ile Mudanya Bulvarını katederek YHT Gar ve nihayetinde Şehir Hastanesine ulaşacak. Saatte 88 kilometre tasarım hızı ile günlük 410 bin yolcuya hizmet verecektir. Hattımız tamamlanınca, Bursa’nın raylı sistem hat uzunluğu 39 kilometreden 44 kilometreye, istasyon sayısı ise 39’dan 43’e yükselecektir. Hattın en önemli iki durağı hızlı tren istasyonu ve hastane istasyonudur. Yapımına devam ettiğimiz Bursa-Yenişehir-Osmaneli YHT hattı ile metronun entegre edilmesi ile tüm Bursa’nın hızlı tren erişimi için rahat ve dakik bir seçenek sunulmuş olacaktır. Yine projemiz kapsamına temelini bu yıl başında attığımız Depo sahası ve 2 yeni istasyon ile Görükle uzatmasını da dahil ettik. Bu yeni tesis, şehrin tüm metro araç filosunun bakım-tamir ve parklanma ihtiyacına da hizmet edecektir. Üniversite-Görükle Hafif Raylı Sistemler Hattı da tamamlanınca, Bursa’nın raylı sistem uzunluğu 44 km’den 47,5 km’ye yükselecek, istasyon sayısı da 43’ten 45’e çıkacaktır. Projenin şuanda genel ilerleme durumu yaklaşık %38’dir. Kaba inşaat olarak ilk bin 900 metre arası hat yapısı ve Mudanya İstasyonu betonarme imalatlarını tamamladık. Yine ilk bin 250 metrede hat üst yapısı ve katener imalatları için çalışmalara devam ediyoruz. 2024 yılı sonunda tamamlanmasını hedeflediğimiz hattımız faaliyete geçtiğinde 2024-2050 yılları arasındaki 26 yıllık projeksiyonda; Zaman ve akaryakıttan, önlenecek kazalardan, karayolu bakım ve işletmesi gibi kalemlerden tasarrufla toplam ekonomik kazancı 871 Milyon Dolar olacaktır.

Ev parasına karavanlara rağbet yüksek

Türkiye’de başlayan karavan kültürü her geçen gün büyüyor. İdeal Caravan’ın Genel Müdürü Mehmet Kaya, “200 bin TL’den başlayan çekme karavanlar 2 milyon TL seviyelerine kadar çıkarken; motokaravanlarda fiyat aralığı 3 milyon TL ile 6 milyon TL arasında değişiyor. Fiyatlar ev parasını bulmasına rağmen rağbet yüksek” dedi.

Amerika’da ve Avrupa’da oldukça yaygın olan karavan kültürü Türkiye’de otel oda fiyatlarındaki artışlar birlikte ilgiyi günden güne artırdı. Talebin pandemi başlangıcından itibaren yüzde 300 arttığı belirtiliyor. Öte yandan yerli üreticiler yoğunluktan dolayı siparişleri en erken 1 yıl sonra teslim etmeye başladılar. Karavan satışlarının artmasının doğal sonucu olarak servis, yedek parça ve karavan park gibi yan sektörlerde de büyüme gerçekleşti. Karavan kiralama hizmetleri ve karavan bakımı gibi sektörler, yüksek büyüme potansiyeli ile yeni kapılar açıyor.

Talebin çoğu deneyimi olmayan müşteri

Türkiye’de karavan kullanımı daha ekonomik tatil imkânı sunarken pazarda yerli karavanlar kadar ithal karavanların da satışında da talep yüksek rakamlara ulaştı. Avrupa’dan ithal karavanların Türkiye’de satışını gerçekleştiren sektörün önemli markalarından İdeal Caravan’ın Genel Müdürü Mehmet Kaya, gelen taleplerin hatırı sayılır kısmını daha önce karavan deneyimi bulunmayan, ilk kez karavan hayatına geçmeyi planlayan aileler oluşturduğunu söyledi.

Mehmet Kaya, pandemiyle birlikte karavan hayatının ön plana çıkması Türkiye’de karavan kültürünün yaygınlaşmasında bir başlangıcı olduğunu belirterek, “Son yıllarda talep sürekli artıyor. Ülkemiz gezip görülecek yerler bakımından oldukça zengin. Karavan satın alanların tatil için ayırdıkları zamanı bir yerde değil, farklı birkaç noktada geçirmek istiyorlar” ifadelerini kullandı.

Fiyatlar 200 bin TL’den başlayıp 6 milyon TL’ye kadar çıkıyor

İdeal Caravan Genel Müdürü Mehmet Kaya, özellikle çekme karavanlar müşterilerine uygun fiyat avantajı sunarken, motokaravanların özgürlük vadettiğini belirterek, “Karavan satışı gerçekleştiren firmalarda 200 bin TL’den başlayan çekme karavanlar 2 milyon TL seviyelerine kadar çıkarken; motokaravanlarda fiyat aralığı 3 milyon TL ile 6 milyon TL arasında değişiyor. Fiyatlar ev parasını bulmasına rağmen rağbet yüksek” dedi.

Karavan sayısı arttıkça parklara ihtiyaç artıyor

2023 yılı itibariyle ülke genelinde 100’den fazla karavan parkı bulunduğu bilgisini veren Kaya, “Mevcut tesisler, karavan kullanıcılarına güvenli ve konforlu konaklama imkânları sunuyor. Türkiye’de her geçen gün karavan parkların ve kamplarının sayısı artsa da henüz yeterli sayıya ulaşılmadı. Karavan sektöründeki hızlı yükseliş beraberinde ilerleyen yıllarda karavan parkların sayısını da artıracaktır.” ifadelerini kullandı.

BingX, Devconnect İstanbul’da Ethereum 2030 Etkinliğine Ev Sahipliği Yapıyor

Dünyanın önde gelen kripto borsalarından biri olan BingX, yatırım kolu olan Bing Ventures ile iş birliği yaparak 15 Kasım’da İstanbul’da Devconnect 2023 kapsamında düzenlenecek olan ‘Ethereum 2030: Yarının Yeniliklerini Ortaya Çıkarmak’ adlı etkinliğe ev sahipliği yapacak. Bu etkinlik, Türkiye ve MENA bölgesinde bir teknolojik yenilik çağı için girişimcilere ilham vermeyi amaçlıyor.

Bir hafta süren bağımsız Ethereum etkinlikleri toplantısı olan Devconnect , Ethereum’un en seçkin geliştiricileri, araştırmacıları ve daha geniş bir topluluk için bir bağlantı noktası olarak hizmet vermekte ve Ethereum’un mevcut durumu ve geleceği hakkında derin ve anlayışlı diyaloglara girmektedir. Etkinlik, bilgi paylaşımına, iş birliğini teşvik etmeye ve Ethereum ekosistemini ilerletmeye öncelik vermektedir.

Devconnect’in Ethereum’un geleceğine odaklanmasının ruhuna uygun olarak, BingX’in Türkiye Ülke Lideri Atilla Tataroğlu açılış konuşmasını yapacak. Ardından Atilla Tataroğlu konuşmasında etkinliğin ana temasına değinecek. BingX Türkiye Marka Elçisi Arif Kalem, ‘Girişimcilik ve Türkiye’nin Kripto Dünyası’ başlıklı panelde blokzincir ve kripto para etrafındaki iletişim ve pazarlama konularını inceleyerek uzmanlığını paylaşacak.

BingX Marka Sorumlusu Megan Nyvold , konuyla ilgili şu açıklamada bulundu: “Ethereum, sürekli değişen dijital ortama uyum sağlamak için sürekli gelişen blok zinciri endüstrisinde itici bir güç olmuştur. Ethereum topluluğunun yarının zorluklarına ve fırsatlarına hazırlıklı olmasını sağlamak için bu etkinlik diyaloğu ve yaratıcılığı teşvik etmeyi amaçlıyor. Ethereum 2030 aynı zamanda Ethereum’un geleceğimiz için taşıdığı potansiyelin bir kutlamasıdır. BingX ve Bing Ventures, yeni nesil blok zinciri liderlerine ilham verme ve onları yetiştirme konusunda önemli bir rol oynamaktan gurur duyuyor.”

Madencilik sektörü Madencilik Bakanlığı istiyor

“Yaşam için maden, yaşamak için maden” mottosuyla Türkiye’nin yeraltı zenginliklerini ekonomiye kazandıran Türk madencilik sektörü “5. Hayatımızın Maden Çalıştayı”nda madencilik sektörünün sorunlarının çözümünde tek muhatap olacak “Madencilik Bakanlığı” kurulmasını talep etti.

2017 yılından bu yana Ege Maden İhracatçıları Birliği ve İstanbul Maden İhracatçıları Birliği tarafından dönüşümlü olarak düzenlenen, maden sektörü temsilcileriyle kamu kurumlarının madencilik sektörünün sorunlarını ve çözüm önerilerini masaya yatırdıkları “Hayatımız Maden Çalıştayı” Cumhuriyetimizin Kuruluşunun 100. Yılında, Büyük Taarruzun başladığı, mermerin başkenti Afyonkarahisar’da Ege Maden İhracatçıları Birliği ev sahipliğinde düzenlendi.

Alimoğlu; “Önce insan, sonra çevre, daha sonra maden”

5. Hayatımız Maden Çalıştayı’nın açılışında konuşan Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı İbrahim Alimoğlu, Çalıştayda maden mevzuatı, sürdürülebilirlik, madencilik algısı, sektörün geleceği ve kritik hammaddeler ve hayatımızın her alanında olduğu gibi varlıklarıyla maden sektörünü de ileri taşıyan kadınlarımızın sektördeki konumlarını konuşacaklarını dile getirdi.

“Türkiye 80’e yakın madeni ihraç ediyor. Madenlerimiz diğer sektörlere hammadde olarak da ülke ekonomisine katkı sağlıyor” tespitinde bulunan Alimoğlu, “Önce insan, sonra çevre, daha sonra maden” mottosuyla Sürdürülebilirlik odaklı ihracatımızı arttırmaya devam edeceğiz! Sektörün ihtiyaçlarının farkındayız. Bürokrasiyi en aza indirmek için, en büyük ihtiyacımız Tabii Kaynaklar Bakanlığı kurulması. Böylece tüm işlerimizi tek muhatap ile halledebileceğiz. Bir arada olmak çok önemli. Biz madenciler için oluşturulan olumsuz algıyı da birlikte daha çok çalışarak ve lobi oluşturarak kırabiliriz. Bunun için 18 Maden STK’mız ile bir arada hareket ediyoruz” diye konuştu.

Çetinkaya: “Tarım da bizim, çevre de bizim, maden de bizim”

Hayatın her anında her noktasında madencilerin bin bir emekle elde ettiği ürünlerin kullanıldığının altını çizen TİM Maden Sektör Kurulu Başkanı ve İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Rüstem Çetinkaya, yerin üstündeki zenginliklerimiz kadar, yer altında da muhteşem bir zenginliğe sahip olduğumuza vurgu yaptı. Çetinkaya, “Çok büyük zenginliklere sahip bir ülkeyiz. Yerin üstündeki zenginliklerimiz kadar, yer altında da muhteşem bir zenginliğe sahibiz. Turizmde, tarımda, madencilikte, üretimde ülke olarak çok daha iyi noktalara gelebiliriz. Madenciler olarak bizler, tarımı önceleyen bir anlayışla hareket ediyoruz. Biz, madenciler olarak uzun süredir aynı şeyi söylüyoruz. Bu söylediğimize de yürekten inanıyor ve her ortamda tekrarlıyoruz. Tarım da bizim, çevre de bizim, maden de bizim” diye konuştu.

Tarım topraklarında, sanayi fabrikalarında, evlerin mutfaklarında, mühendislerin hesaplama yaptığı ekranda, yeşil enerjinin kalbinde de, ülke ekonomisinin derinliklerinde de madenciler olarak yer aldıklarını ifade eden Çetinkaya sözlerini şöyle sürdürdü; “Peki! Bunları yaptığımız için, hayatın devamlılığını sağladığımız için kamuoyu nezdinde madenciler olarak el üstünde tutuluyor muyuz?” Tabi ki hayır. Aksine, yaptığımız işler sürekli farklı ortamlarda tartışmalara konu oluyor, sürekli aslı astarı olmayan suçlamalarla yaftalanıyoruz. Ülkemizin ve dünyanın geleceğini inşa eden madenciler olarak, kendimizi anlatmaya, işlerimizi yapmaya devam etmeye çalışıyoruz. Maden sektörünün ve madencilerimizin Türkiye’nin hedeflerine ulaşabilmesi için vazgeçilmez olduğunu her platformda dile getirmeye çalışıyoruz. Çünkü çok iyi biliyoruz ki biz, işimizi çok iyi yapıyoruz. Devletimizin gücü, kamunun destekleri ve madencilerimizin azmiyle çok daha iyi işler yapacağımıza yürekten inanıyoruz. Çünkü madenciliği kurallara uygun olarak, devletin tanımladığı sınırlar ve kanunlar çerçevesinde yapıyoruz. Ülkemiz için üretiyor, ülkemiz için istihdam yaratıyoruz. Eğer, ülkemiz Mustafa Kemal Atatürk’ün hedef gösterdiği muasır medeniyetler seviyesine ulaşacaksa bunun kalbinde de madenciler olarak biz yer alacağız. Yerin altındaki zenginlikleri yer yüzü ile buluşturmak için canla başla mücadele eden biz madenciler, bunu yapmaya devam edeceğiz. Ülkemiz için çalışıp, ülkemizi hedeflerine ulaştıracağız.”

Vali Yiğitbaşı: “Mermer her medeniyetin yapılarını süslüyor”

Mermeri, tarihin ve coğrafyanın armağanı olarak nitelendiren Afyonkarahisar Valisi Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı, “Roma’dan Bizans’a Selçuklu’dan Osmanlı’ya Akdeniz kıyılarında yaşamış tüm medeniyetlerin bugüne ulaşan en önemli eserleri mermerin bize mirasıdır. Bu topraklarda, Hitit dönemi için yapılan arkeolojik çalışmalardan elde edilen süsleme ve heykellerde, Antik Yunan ve Roma dönemine ait tiyatro, heykel ve arenalarda, Selçuklu dönemine ait saray, hamam, kervansaray, cami ve medrese külliyelerinde ve Osmanlı dönemine ait cami, minare ve çeşmelerde mermer sanatının en güzel örneklerini görüyoruz” şeklinde konuştu.

Afyon’un 2022 yılı ihracatı 234 milyon dolar

Afyonkarahisar’dan, Denizli’den, Balıkesir’den, Kütahya’dan çıkarılan mermer bloklarının, gelişen teknolojiyle işlenerek dünyanın dört bir yanına ihraç edildiği bilgisini veren Yiğitbaşı sözlerini şöyle sürdürdü; “2022 yılı Türkiye geneli maden ihracatımız 6,5 milyar dolar, doğal taş ihracatımız 2,9 milyar dolar olarak gerçekleşti. Ege Maden İhracatçıları Birliği 2022 yılı maden ihracatı ise 1,2 milyar dolar, doğal taş ihracatı 676 milyon dolar olarak gerçekleşmiş ve bunun 234 milyon doları Afyonkarahisar’dan yapıldı. 2022 yılında Afyonkarahisar Türkiye’nin doğal taş toplam ihracatında yüzde 11,20’lik paya sahip durumdadır. 2023 yılı ilk 9 aylık Türkiye geneli maden ihracatı 4,2 milyar dolar doğal taş 1,5 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. 2023 yılı ilk 9 aylık Ege Maden İhracatçıları Birliği maden ihracatı 804 milyon dolar, doğal taş ihracatı 510 milyon dolar olarak gerçekleşti. Orta vadede hedefimiz bu rakamları artırmak olacaktır. Ege Bölgesi’nde mermer ve diğer doğal taşlar, önemli bir ihracat kalemini oluşturmakta ve ihracatın artmasının her şeyden önce ülkemizin enflasyon sorununu çözmeye önemli bir katkı sunacağına inanıyorum.”

Kılıçkaya; “Madenler olmasa sanayi üretimi olmaz”

Madenleri tüm sanayi üretimimizin ve buna bağlı olarak da ihracatımızın destekçisi olarak tanımlayan İhracat Genel Müdürü Mehmet Ali Kılıçkaya, madenlerimiz olmasaydı demir çelikten otomotive, makinadan savunma sanayiine, gemi yat imalatından iklimlendirmeye, seramikten elektrik elektronik üretimine birçok sanayi sektöründe üretim yapamaz olunamayacağının altını çizdi.

“Cumhuriyetimizin 100. Yılını kutladığımız bugünlerde, yeni başarılara yelken açmak için daha kararlı ve daha güçlü bir şekilde çalışmalarımıza yön veriyoruz” diyen Genel Müdür Kılıçkaya, “Ekonomi ve ticaretin dinamiklerinin çok hızlı değiştiği, Türkiye’nin bölgesel ve küresel krizler arasında kendine güçlü bir gelecek inşa etme mücadelesi verdiği bir dönemde, hedeflerimizi her zaman dünden daha ileriye taşımak üzerine kuruyoruz. Dünyamız ve ülkemiz son yıllarda Kovid-19 salgını, jeopolitik gelişmelerin neden olduğu gıda ve enerji krizleri, iklim değişikliği, doğal afetler ve daha birçok sınamaya sahne olurken, ne yazık ki ülkemizde şubat ayında yaşanan büyük deprem felaketi bu olumsuz tabloyu daha da derinleştirdi. Tüm bu olumsuz gelişmelere rağmen, Türkiye olarak büyüme ve ihracatta yakaladığımız güçlü seyir, ekonomimizin krizlere ve zorluklara karşı son derece dirayetli olduğunu gözler önüne serdi. Gerçekten de Türkiye ekonomisi 12 çeyrektir büyümekte ve istihdam yaratmaktadır. Sizlerin emekleriyle, üretime ve ihracata aralıksız devam eden ülkemiz, salgının etkisinin en çok hissedildiği 2020 yılında dahi %1,9 oranında büyümüştür. 2021 yılında da %11,4 ile güçlü bir performans yakalayan Türkiye, geçen yıl %5,5, 2023 yılının ilk çeyreğinde %3,9 ve ikinci çeyreğinde de %3,8 oranında büyümeyi başarmıştır. Büyümedeki başarımıza paralel olarak ihracatımız da artış trendini sürdürmektedir. 2021 yılında 225 milyar dolara ulaşan ihracatımız, rekorlarla dolu bir yılın ardından 2022 yılında 254,2 milyar dolar seviyesine erişmiştir. Ekim ayında da 22,9 milyar dolarlık ihracat rakamı ile Cumhuriyet tarihimizin en yüksek Ekim ayı ihracat rakamına ulaştık. Hâlihazırda, 2023 yılı Ocak-Ekim döneminde ise 210,1 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşmış bulunuyoruz. Bu başarının mimarları ihracatçılarımızı yürekten kutluyorum! Bu başarıda madencilik sektörümüz 2022 yılındaki 6,8 milyar dolar düzeyinde ihracatı ve toplam ihracatımız içerisinde aldığı %3 payı ile önemli bir yere sahiptir. 6,8 milyar dolar ihracatımızın 2 milyar doları ham ve işlenmiş doğal taş olurken; 4,8 milyar dolar ise Doğal taş harici metalik ve mineral maden ihracatımızdır. Bugün Türk madencilik ürünlerinin yaklaşık 200 ülkeye ihraç edildiğini söylemekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. 2023 yılı ilk 10 ayı itibarıyla maden ihracatımızdaki gerilemenin farkındayız. Burada sektörün maliyet kaynaklı sorunları yanı sıra, arama, ruhsatlandırma, işletme ve maden sahalarının rehabilitasyonu aşamalarında sorunları ve talepleri olduğunu da biliyoruz. Bu çalıştayın sektörün bu sorunları ve taleplerinin dile getirilerek üzerinde istişare edilmesine ve etkin çözümler bulunmasına katkı sağlayacağına inanıyorum. 2023 yılında ihracata 10 milyar TL’nin üzerinde destek vermiş olacağız. 2024 yılında desteğimiz 20 milyar TL’yi aşacak” dedi.

Sürdürülebilirlik ve dijital dönüşüm isimli destek modeli hazırladık

Ticaret Bakanlığı’nın desteklerine “Sürdürülbilirlik ve dijital dönüşüm” isimli bir destek modelini ilave etmek istediklerini bu konuda bir çalışmayı Cumhurbaşkanlığı’na sunduklarını paylaşan İhracat Genel Müdürü Mehmet Ali Kılıçkaya, bu süreçte Ticaret Bakanlığı’nın TURQUALITY Destek Programını baz aldıklarını, firmaların olgunluklarının ölçüleceğini ona göre destek verileceğini, firmalara sürdürülebilirlik notu verileceğini bu nota göre desteklerin şekilleneceğini aktardı.

MAPEG Genel Müdürü Narin: “Maden sektörünün 2028 ihracat hedefi 10 milyar dolar”

Madencilik sektörünün Orta Vadeli Programda ve 12. Kalkınma Planında hak ettiği değeri bulduğunu dillendiren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı MAPEG Genel Müdürü Arslan Narin, OVP ve 12. Kalkınma Planında madenciliğin kamu yararının öne çıkarıldığını, ruhsat güvencesinin sağlandığını dile getirdi.

OVP ve 12. Kalkınma Planının madencilik sektöründe düzenleyici kurumlar olarak kendilerine ev ödevini vermiş durumda olduğunu aktaran Narin, “12. Kalkınma Programındaki hedeflere ulaşmak, Orta Vadede net ihracatçı duruma geçmek için çalışıyoruz. 12. Kalkınma Planında 2028 maden ihracatımızın 10 milyar dolar hedef konuldu biz bunu da geçeceğimize inanıyoruz. Biz madencilik sektörüne ortam sağlayacağız” şeklinde konuştu.

Karacabey: “Madencilik ve ormancılık birlikte sürdürülebilir”

Bir fidan dikildiği zaman 120 yılda orman oluştuğunu ifade eden Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, “Nefes alabilmemiz için temiz su, oksijenin kaynağı ormanlar. Orman ve madenlerin birbiriyle kıyaslamak doğru değil” diyen Karacabey, “Karbon yutak alanları ormanlar. Maden ve ormanlar birbirinin hasmı değil. Madencilik ve ormancılık birlikte sürdürülebilir, hep birlikte bunun kamuoyuna doğru anlatılması için ortak sorumluluğumuz var. Bugüne kadar bu konu üzerinde durmadık. Bunun kamuoyuna etkili bir şekilde anlatılması gerekiyor” tespitinde bulundu.

“Madenler bulunduğu yerden çıkarılmak zorunda, başka bir yerden çıkaralım diyemiyoruz ama çevreye ve o ortamda bulunan canlılara zarar vermeden çıkarmanın yolunu bulmamız gerekiyor” diyen Karacabey sözlerini şöyle tamamladı; “Madencilikte sıfır atığı kendimize şiar edinmeliyiz. Mermer ocaklarının pasalarını değerlendirmeliyiz ve çevrecilerin hassasiyetlerine kulak vermeliyiz. Çevreye zarar vermemeliyiz. Ormancılıkta koruma kullanma dengesini gözeterek faaliyetleri gözetmemiz gerekiyor. Tabii yaptığımız madencilik sektöründe rehabilite çalışmalarında güzel örnekler var. O bölgede madencilik yapıldığını bilmesek fark etmeyeceğimiz örnekler var. Bu örnekleri kamuoyuna daha çok anlatmalıyız. Madencilik sektöründe sürecin kısaltılması konusunda sürekli kafa yoruyoruz yatırımcının önünde bu denli bir prosedür olmaması gerekir. Her bakanlık bu süreçlerle ilgili ayrı mesai harcıyor. Yatırım ortamının iyileştirilmesi için ruhsat, ÇED ve İzin Belgesi tek bakanlıkça yürütülsün diye önerdik. Konunun değerlendirmesi sürüyor. Her türlü teklife açığız.”

Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, orman yangınlarına müdahale de de madencilerin orman teşkilatına çok yardımcı olduğunu, madencilik sektörüne çok teşekkür ettiklerini sözlerine ekledi.

Afyonkarahisar Milletvekili İbrahim Yurdunuseven, Maden sektörünün lokomotifinin mermer, mermerin başkentinin Afyon olduğunu, zamanla mermercilik sektörünün büyük bir gelişim gösterdiğini, Hükümetin madencilik sektörünün sorunlarının çözümü için bir irade ortaya koyduğunu, Türkiye’de madencilik, çevre ve tarım sektörlerinin birlikteliğinin güzel örneklerinin kamuoyu ile daha fazla paylaşılması çağrısında bulundu.

“Ankara’da madencilerimizin sorunlarının çözümünün takipçisi oluyoruz” diyen Afyonkarahisar Milletvekili Av. Ali Özkaya, “Acilen bizim yapmamız gereken sizleri tek elden ruhsat güvenliğine kavuşturmak. Ruhsatı aldınız, ÇED raporunu aldınız. Sonrasında Orman Teşkilatı, burası muhafaza alanı dediği zaman olmuyor. Hukuk devleti olarak ruhsat güvenliğini sağlamamız gerekiyor. Bu çalıştayın sonuçlarını Cumhurbaşkanımıza sunalım. Kanun gerekiyorsa takipçisi olalım. Bir tarafta atık, bir tarafta taş ocağı var. Bakanlıklar taş ocağı yetkisi verirken önce mermer atıklarını değerlendir demesi lazım. Bugün mermer fabrikaları gıda fabrikaları gibi, güneş enerjisinden su arıtmaya kadar her türlü sistem var. Hepimizin sorumluluğu memleketimizin refahını artırmak bunu biz yapabiliriz” diyerek sözlerini tamamladı.

Afyonkarahisar Belediye Başkanı Mehmet Zeybek, gastronomide Hatay ve Gaziantep ile birlikte Türkiye’nin en iyi üç merkezinden biri olduklarını, Afyonkarahisar olarak mermer ve termalin başkenti konumunda olduklarını, 27 bin yatak kapasitesine ulaştıklarını, jeotermali enerji üretiminde, seracılıkta, turizmde ve ısıtmada kullandıklarını dillendirdi.

Serteser; “Afyon’da 10 bin 210 kişi ekmeğini taştan çıkarıyor”

İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanlığı’na, Rüstem Çetinkaya’nın, Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanlığı’na da İbrahim Alimoğlu’nun seçilmesinden Afyon adına

gurur duyduklarını dile getiren Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hüsnü Serteser, Madencilik sektörünün Afyon’da en çok ihracat yapan sektör olmasının yanı sıra dikkate değer istihdamın sağlandığı sektör olduğunun altını çizdi. Serteser, “Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğü verilerine göre, Afyonkarahisar’da toplam 10 bin 210 kişi, ekmeğini taştan çıkarıyor. Dolaylı olarak 30 bin kişi mermer sektöründen ekmek yiyor. Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odamız olarak Ticaret Bakanlığımız’ın himayelerinde sürdürülen Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesi (UR-GE) kapsamında mermer sektörünün ihracatının geliştirilmesi için “Afyon Mermeri Dünyanın Her Yerinde-Marble Earth” adını taşıyan bir proje hazırladık. Projemiz kabul edildi. 3 yıl sürecek olan projemiz kapsamında ihtiyaç analizi ziyaretlerimizi tamamladık. Proje kapsamında ikili iş görüşmeleri, fuarlara katılım ve yurtdışı pazarlama gibi pek çok faaliyet öngörülerek ihracatımızın artması hedefleniyor. 2010 yılından bu yana Madencilik Bakanlığı kurulması talebimizi dillendiriyoruz” diye konuştu.

5. Hayatımız Maden Çalıştayı’nda; “Türkiye’de Madencilik Algısı ve Gerçekler”, “Sektör Liderliği ve Sürdürülebilir Madencilik İçin Maden Mevzuatı Nasıl Olmalı?”, “Kamu Perspektifinden Maden Sektörünün Geleceği”, “Kritik Hammaddelerin Ülkemiz Ekonomisindeki Önemi” ve “Madencilik Sektöründe Kadınlar” başlıklarında sektörün gündemindeki başlıklar tartışıldı.

SUV Segmentinin İkonik Modeli Toyota C-HR Hybrid’in Yeni Nesli Satışa Sunuldu 

Toyota, SUV segmentine farklı bir bakış açısı getirerek bir ikon haline gelen Toyota C-HR modelinin ikinci neslini Türkiye’de satışa sundu. Premium tasarımıyla ilk bakışta farklılığını hissettiren ve 1.8 litrelik tam hibrit motora sahip olan ikinci nesil Toyota C-HR, 1.550.000 TL’den başlayan lansmana özel fiyatlarla 9 Kasım’dan itibaren Toyota Plazalarda yerini aldı.

Toyota’nın Türkiye’deki fabrikasında üretilen ve tamamen yenilenen C-SUV modeli Yeni Toyota C-HR Hybrid, cesur tarzını yeni nesilde daha da ileriye taşıdı. Yeni model, daha keskin ve çarpıcı tasarımı, kullanıcı odaklı dijital kokpiti, zengin donanımları, yeni teknolojileri ve gelişmiş güvenlik özellikleri ile dikkatleri üzerine çekiyor.

Premium tasarım detayları, yüksek malzeme kalitesi ve ileri teknolojiye sahip donanım özellikleriyle sunulan Yeni Toyota C-HR Hybrid birçok fark yaratan özellikle geliyor. Yeni modelde, otonom sürüşün kapılarını açan Gelişmiş Otomatik Park Sistemi ve Akıllı Şerit Değiştirme Asistanı, 12.3 inç multimedya ekranı, perdesiz termal yalıtımlı panoramik cam tavan, JBL “premium ses sistemi”, “shift by wire” elektronik vites, günün her saatine göre değişebilen gelişmiş ambiyans aydınlatması, Ön Cama Yansıtmalı Renkli Göstergeler ve Dijital İç Dikiz Aynası gibi sayısız özellik sunuluyor.

Yeni Toyota C-HR Hybrid ile “konsept araç” tasarımı yollara çıktı

Toyota, Yeni Toyota C-HR Hybrid modeliyle otomotiv sektöründe tasarım kalıplarını yıkarak adeta bir konsept aracı müşterilere sunmayı başardı. Süper coupe profilini yeni nesilde daha da keskinleştiren Toyota C-HR, premium algısını da daha ileriye taşıdı.

Yeni Toyota C-HR Hybrid önden bakıldığında markanın tam elektrikli model ailesinin yeni tasarım dilini taşıdığını ortaya koyuyor. Toyota C-HR Prologue konseptinin tasarım temasına bağlı kalınarak üretime aktarılan ikinci nesil Toyota C-HR, dinamik tasarım çizgileriyle her an harekete hazır hissi uyandırıyor.

Parabola tasarımlı Premium LED ön farlar aracın agresif görünümünü daha ileriye taşırken, yandan bakıldığında keskin hatları ve gövdeye gizlenmiş kapı kolları hem aerodinamiyi iyileştiriyor hem de aracın yalın tasarımına katkı sağlıyor. Ayrıca arka sütunu da kapsayan çift renk gövde tasarımı da ilk defa Yeni Toyota C-HR’da sunuluyor. 19 inç alüminyum alaşımlı jantlar ise, aracın dinamik görünümünü tamamlıyor. Aracın arka bölümünde ise, dinamik hatlar devam ettiriliyor ve şerit tasarımlı ve Toyota C-HR imzalı LED arka stop lambaları dikkat çekiyor.

Bununla birlikte Yeni Toyota C-HR Hybrid 4362 mm uzunluğa, 2640 mm aks aralığına, 1558 mm yüksekliğe ve 1832 mm genişliğe sahip olarak tasarlandı. Önceki nesle göre genişlikte 37 mm’lik artış, etkileyici tasarıma, genişliğe ve sürüş dinamiklerine katkı sağlıyor. Aracın bagaj hacmi ise 388 litre oldu ve önceki nesle göre 11 litrelik artış elde edildi.

Sürücüyü saran dijital kokpit deneyimi

Yeni Toyota C-HR Hybrid, dış tasarımında olduğu gibi kabinde de etkileyici bir görünüm sunuyor. Aracın iç hatları sürücüyü kavrayacak şekilde tasarlandı. Sürücü için dinamik bir sürüş pozisyonu sunan Toyota C-HR, son teknolojik özelliklerle araç içerisindeki deneyimi de artırıyor.

Kişiselleştirilmiş kullanıcı deneyimini ileri seviyeye taşıyan dijital bir kokpit ile dikkat çeken Yeni Toyota C-HR, standart olarak sunulan 12.3 inç tamamen dijital gösterge ekranıyla yenilikçi bir sürüş sağlıyor. Keskin grafiklere sahip dijital göstergeye aktarılan veriler, sürücü tercihlerine ve önceliklerine göre kişiselleştirilebiliyor. Toyota C-HR aynı zamanda standart olarak yeni 12.3 inç dokunmatik multimedya ekranı ile geliyor. Keyifli ve sezgisel kullanıcı deneyimi sağlayan multimedya sisteminde Apple CarPlay veya Android Auto ile akıllı telefon bağlantıları kablosuz olarak gerçekleştirilebiliyor. Bu sayede kullanıcılar araç içerisinde akıllı telefon uygulamalarını, dokunmatik ekran ve sesli komut özelliklerini sezgisel olarak kullanabiliyorlar. Ön Cama Yansıtmalı Renkli Gösterge ekranı, standart kablosuz şarj ünitesi ve dijital iç dikiz aynası gibi özellikler de sürüş deneyimini ileriye taşıyor.

Toyota C-HR ile Toyota ürün gamında ilk kez sunulan bir özellik ise “shift by wire” elektronik vites ve elektronik park freni oldu.

Kabin içi deneyimi artıran bir diğer özellik ise, JBL premium ses sistemi oldu. 9 hoparlörlü JBL ses sistemi, Toyota C-HR için özel olarak geliştirildi ve müzik deneyimini tüm yolcular için en iyi şekilde yansıtıyor. 

Gelişmiş cam tavan teknolojisi

Yeni Toyota C-HR Hybrid’de, marka adına da bir ilk olacak şekilde perdesiz teknolojili ve termal yalıtımlı panoramik cam tavanı standart olarak sunuluyor. Bu gelişmiş cam tavan teknolojisi sayesinde birçok avantaj elde ediliyor. Bu teknoloji, geleneksel cam tavandan farklı olarak ağırlığı 5 kg azaltıyor. Ayrıca baş mesafesinde de 3 cm’lik kazanım sağlıyor. Kabinde sıcaklığı korumak için klima kullanma ihtiyacını azaltırken tüm yolculara her zamankinden daha ferah bir yolculuk vadediyor. Yazın kızılötesi ışınları yansıtarak soğutma ihtiyacını azaltırken, kış aylarında ise ısıyı içeride tutarak ısıtma ihtiyacını azaltıyor.

Günün her saatine uyum sağlayan kabin ambiyansı

Yeni nesil Toyota C-HR, aynı zamanda gelişmiş ambiyans aydınlatma özelliğine sahip ilk Toyota modeli oldu. Gelişmiş ambiyans aydınlatma özelliği, geleneksel aydınlatma sistemlerinden farklı olarak entegre bir kullanıcı deneyimi sunuyor. 64 farklı renk seçeneğine sahip ambiyans aydınlatması, kişiselleştirilebilir renk seçiminin de ötesinde, soğuk veya sıcak olmak üzere kabin ortamını ya da günün saatini yansıtacak şekilde ayarlanabiliyor. Kabin ambiyansı parlak sabah tonlarından akşamları daha dinlendirici tonlara geçiş yapmak üzere günün saatleriyle senkronize edilebiliyor. Aynı zamanda güvenlik özellikleriyle de entegre şekilde çalışarak sürücüyü uyarabiliyor.

Odak noktasında sürdürülebilirlik var

Yeni Toyota C-HR Hybrid, birçok teknolojik özelliğiyle öne çıkarken aynı zamanda daha çevreci bir model haline de getirildi. Çevreci ve sürdürülebilir bir model olması adına adımlar atan marka, Yeni Toyota C-HR’da geri dönüştürülmüş malzeme kullanımı ilk nesle göre iki kat artırıldı ve bu malzemelere 100’den fazla parçada yer verdi. Bunlar arasında, geri dönüştürülmüş PET şişelerden yapılmış yeni bir koltuk döşemesi kumaşı da bulunuyor. Vegan iç döşeme detaylarının yanı sıra hafif çelik platform ve yeni su bazlı boya teknolojisi kullanıldı.

  1. nesil hibrit sistem ile güç, performans ve verimlilikte zirve

Yeni Toyota C-HR, Toyota’nın kendini kanıtlamış tam hibrit teknolojisiyle donatıldı. Beşinci nesil 1.8 litre hibrit teknolojisiyle sunulan Toyota C-HR 140 HP güce sahip ve 0-100 km/s hızlanmasını 9.9 saniyede gerçekleştirebiliyor. WLTP ölçümlerine göre 4.8 lt/100 km gibi düşük ortalama tüketimiyle dikkat çeken Toyota C-HR, 108 g/km’lik oldukça düşük CO2 emisyon değerlerine sahip. Yeni hibrit ünite önceki Toyota C-HR modeline göre daha güçlü olmasının yanı sıra mevcut emisyon ve tüketim değerlerini koruyor.

Gelişmiş dinamik sürüş deneyimi

Toyota C-HR, tasarımının da ipuçlarını verdiği gibi dinamik bir sürüş sunacak şekilde geliştirildi. Toyota’nın TNGA platformu üzerine yapılan araç, bağımsız arka süspansiyonla birlikte sunuluyor. Yeni Toyota C-HR’ın dinamik performansı da her açıdan geliştirilerek daha çevik bir yol tutuşu elde edildi. Ani hızlanmalar ve daha yüksek kontrol için geliştirilen Yeni Toyota C-HR, keyifli sürüş deneyimini artırmak adına gaz pedalı ve otomobilin tepkileri arasında daha direkt bir ilişki kuruyor. Süspansiyon, frenler ve direksiyon sistemi yeniden tasarlanırken, aracın çevikliği ve sürüş konforu arasında ideal denge yakalanıyor.

Yeni Toyota C-HR’ın geliştirilmesi sırasında Toyota test sürücüleri, Avrupa test merkezindeki pistin yanı sıra farklı ülkelerde, farklı yol koşullarında sürüşler gerçekleştirerek en ideal dinamik dengeyi elde ettiler.

Üç premium donanım seçeneğiyle sunuluyor

Yeni Toyota C-HR Hybrid, Türkiye’de Passion, Passion X-Sport ve Passion X-Style olmak üzere üç farklı premium donanım seçeneğiyle tercih edilebiliyor. Başlangıç seviyesi Passion olmak üzere tamamen üst seviye donanımlarla dikkat çeken Toyota C-HR’ın tüm versiyonlarında Perdesiz Panoramik Cam Tavan, Parabola Tasarımlı Led Ön Farlar, Toyota C-HR İmzalı LED Arka Farlar, “shift by wire” elektronik Vites, 12.3 inç Multimedya Ekranı, 12.3 inç Dijital Gösterge Paneli, Entegre Navigasyon, Kablosuz Şarj Ünitesi, ve Toyota Safety Sense 3 gibi özellikler standart olarak yer alıyor.

Passion X-Sport donanımında ise 19 inç Alüminyum Alaşımlı Jantlar, Siyah Tavan, Elektrikli Bagaj Kapağı, Gelişmiş Ambiyans Aydınlatma Sistemi, Vegan Deri/Kumaş Spor Koltuklar, Elektrikli Ayarlanabilir Hafızalı Sürücü Koltuğu, Isıtmalı Sürücü/Yolcu Koltuğu, 360 Derece Panoramik Görüntü Monitorü, Gelişmiş Otomatik Park Sistemi ve Akıllı Şerit Değiştirme Asistanı gibi özellikler de sunuluyor.

Yeni Toyota C-HR’ın en üst donanım seviyesi olan Passion X-Style’da, Passion X-Sport’a ek olarak Çift Renk Gövde, Amber Renk ikişli Premium Deri Spor Koltuklar, 9 Hoparlörlü JBL Premium Ses Sistemi, Direksiyon Isıtma, Dijital İç Dikiz Aynası ve Ön Cama Yansıtmalı Renkli Göstergeler yer alıyor.

Yeni Toyota C-HR’ın renk seçenekleri arasında ise Amber, Kristal Gümüş Gri, Galaksi Beyazı, Pasifik Mavi, Egzotik Kırmızı ve Ametist Moru gibi aracın çekiciliğini artıran birçok farklı seçenek bulunuyor.

Toyota C-HR ile Sınıfının En Gelişmiş Güvenlik Özellikleri

Yeni Toyota C-HR, Toyota Safety Sense 3, Park Asistanı ve Sürüş Asistanlarını entegre eden T-Mate güvenlik özellikleriyle sınıfının en gelişmiş ve kapsamlı sistemini sunuyor. Kapsamı daha fazla artırılan güvenlik özellikleri, kaza riskini azaltırken sürüş destek asistanı sistemleriyle, keyifli ve güvenli bir sürüş deneyimi sunuyor. Yeni Toyota C-HR Hybrid, düşük hızlarda kazaları önlemeye yardımcı sistemiyle birlikte, Ön Çarpışma Önleyici (PCS), Adaptif Hız Sabitleme Sistemi (ACC), Otomatik Yanan Uzun Farlar (AHB), Akıllı Şerit Takip Sistemi (LTA), Acil Durum Sürüş Durdurma Sistemi (EDSS), Geri Görüş Kamerası, Güvenli Çıkış Asistanı, Geri Manevra Uyarı Sistemi ve Kör Nokta Uyarı sistemi gibi kapsamlı bir paket sunuyor.

Sürüş deneyimini bir üst seviyeye taşıyor

Toyota C-HR ile her koşulda sürüş daha eğlenceli, konforlu ve güvenli hale getirildi. Yeni modelde sunulan Gelişmiş Otomatik Park Sistemi, segmentinde ilk kez bu kadar kapsamlı olarak sunuluyor. Hem L hem paralel park manevralarında direksiyon, vites değişimi, gaz ve fren kontrollerini tamamen kendi kendine yapabiliyor. Bu da özellikle şehir içi kullanımlarda Toyota C-HR’ın pratikliğini artırıyor. Segmentinde ilk kez Toyota C-HR’da sunulan Akıllı Şerit Değiştirme Asistanı, sinyal verildiğinde otomatik olarak şerit değiştirme işlemini tamamlayabiliyor.

Tüketicilerin Heyecanla Beklediği Efsane Cuma/Siber Pazartesi Dönemi İçin Mobil Yine Zirvede

Tüm dünyada tüketicilerin belki de en heyecanla beklediği dönemlerden bir tanesi olan, en büyük indirimlerin yapıldığı Efsane Cuma ve Siber Pazartesi dönemine sayılı günler kaldı. Bu yıl 24 Kasım Cuma ve 27 Kasım Pazartesi günlerine denk gelen büyük indirim dönemi için markalar hedef kitlelerinin dikkatini çekmek adına şimdiden hazırlıklara başladı. Yalnızca 2 gün sürmeyen bu indirim dönemini markalar koskoca bir haftaya hatta bazen iki haftaya yayıyor. Bu dönemde tüketiciler için kaçırılmayacak indirim fırsatları yaratan markalar, kampanyalarını hedef kitlelerine ulaştırmanın en etkili yollarını aramaya devam ediyor.

Online alışverişin hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelmesi ve mobil kullanımların hiç olmadığı kadar yüksek olması ile Digital Turbine, Türkiye’deki tüketicilerin bu indirim dönemindeki mobil kullanım alışkanlıklarını analiz etmek istedi. Efsane Cuma & Siber Pazartesi Araştırması markalara hedef kitlelerini mobil cihazları üzerinden nasıl yakalayabileceği konusunda önemli ipuçları verirken, çıkan sonuçlar ise mobilin muhteşem gücünü bir kez daha gözler önüne serdi.Araştırmaya katılan tüketicilerin %86’sı kesinlikle veya muhtemelen Efsane Cuma günü alışveriş yapacaklarını belirtirken, %81’i Siber Pazartesi günü alışveriş yapacaklarını söylüyor. Tüketicilerin %91’i internetten alışveriş yaparken sadece akıllı telefonlarını tercih ettiklerini, %78’i ise online alışveriş yapmak için en az haftada bir gün akıllı telefonlarını kullandıklarını belirtmesi mobil cihazların hayatımızdaki vazgeçilmezliğini bir kez daha kanıtlıyor.

Mobil cihazlarından alışveriş yapan tüketicilerin beklentileri her konuda olduğu gibi farklılık gösteriyor. Türkiye’deki kullanıcıların %50’si alışveriş yaparken basit, kullanımı kolay uygulamaları tercih ederken, %39’u ise ödeme sürecinin kolay olmasını tercih ediyor. Mobil uygulamaların kullanım kolaylığının tüketicilerin en büyük tercihlerinden biri olduğu da inkar edilemez. Tüketicilerin %70’inin online alışverişlerinde mobil uygulamaları tercih etmesi de bu durumu kanıtlar nitelikte.

Tüketicilerin %60’ı mağazalarda alışveriş yaparken ürün incelemelerine bakmak, %57’si rakiplerin fiyatlarını araştırmak, %46’sı ürünlerle alakalı daha detaylı bilgi edinmek, %35’i ise uygulama üzerinden ödeme yapmak için akıllı telefonlarını kullandıklarını belirtiyor.

Online alışverişin kolaylığını ise kimse inkar edemez. Ankete katılan tüketicilerin mağazalar yerine online alışverişi tercih etmesinin en büyük nedeni %71 ile internette mağazaya oranla daha uygun fiyatta ürün bulunması.Akıllı telefonlarımızın her an ve en kolay ulaşılabilir cihazlar olması ise onları diğer cihazlardan bir adım öne çıkarıyor. İnternetten alışveriş yaparken masaüstü yerine mobil cihazların tercih edilmesinin en büyük nedeni %81 ile mobil cihazların kullanım kolaylığı. %79 ile güvenli olması, %75 ile hızlı olması, ve %52 ile kişiselleştirilmiş bir deneyim sağlaması ise mobil cihazların masaüstü cihazlara kıyasla neden daha çok tercih edildiğini bir kez daha kanıtlıyor.

Mobil oyunlar artık eğlence alışkanlığımız için en büyük vazgeçilmezlerinden biri. Tüketicilerin %91’i oyun oynamak için akıllı telefonlarını tercih ederken, %57’si Efsane Cuma/Siber Pazartesi haftasında günde birden fazla mobil oyun oynadıklarını belirtiyor. Mobil oyunlarda ve uygulamalarda tüketicilerin karşılarına çıkan reklamlar, satın alma davranışlarını çok büyük oranda etkiliyor. Tüketicilerin %49’u Efsane Cuma/Siber Pazartesi fırsatlarını mobil uygulamalardaki çevrimiçi reklamlar aracılığıyla keşfettiklerini söylerken, %56’sı bu dönemki fırsatları önceden araştırdığını söylüyor. Tüketicilerin %66’sı Efsane Cuma/Siber Pazartesi döneminde mobil cihazlarında gördükleri reklamlardan sonra alışveriş yaptıklarını belirtiyor. Tüketicilerin reklamlardan beklentileri de farklılık gösteriyor. %69’u mobil cihazlarında karşılarına çıkan reklamlardan kendileri ile ilgili bir teklif içermesini beklerken, %66’sı bir indirim ya da kupon sağlamasını bekliyor.

HAVALİMANLARIMIZ ARTIK YERLİ VE MİLLİ “SİBER TEHDİT İSTİHBARAT YAZILIMI” İLE KORUNMAYA BAŞLANDI

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Akıllı Siber İstihbarat ve Coğrafi Bilgi Sistemi Projesi, Devlet Hava Meydanları İşletmeleri kapsamında 54 havalimanı kampüsü, kampüs içerisinde yer alan elektronik cihaz istasyonları, hizmet binaları, ticari alanlar, müştemilat yapıları, Türkiye Hava Trafik Kontrol Merkezi Başmüdürlüğü kampüs ve binaları ile havalimanı sınırları dışında yer alan 108 elektronik cihaz istasyonunda kullanılmaya başlandı” dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Kamu Bilişim Ödülü’ne layık görülen Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nin (DHMİ) geliştirdiği ‘Akıllı Siber İstihbarat ve Coğrafi Bilgi Sistemleri Projesi’yle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Yüzde 100 yerli ve Türk mühendislerince geliştirilen projeye ilişkin olarak Uraloğlu, “Akıllı Siber İstihbarat Yazılımıyla, siber istihbarat düzeyindeki tehditlerin hızla analiz edilmesine ve daha hızlı önlem alınıp korunmasına olanak sağlıyor. DHMİ’ye ait 54 hava meydanımızdaki tüm sistemlerimiz, böylece defansif savunmadan Ofansif analiz yöntemleriyle ile saldırıları daha önceden keşfedilmesi sonucunda daha korunaklı ve güvenli hale getirilmiştir. Ayrıca DHMİ yönetimini ve mühendislerimizi de yerli ve milli geliştirdikleri çalışmalardan dolayı ayrıca kutluyorum” diye konuştu.

Bakan Uraloğlu, Coğrafi Tabanlı Dijital Bilgi Platformunun özelliklerine ilişkin ise şu bilgileri paylaştı;

“DHMİ sorumluluğundaki havalimanlarına ait iç ve dış ortam envanter verilerinin toplanması, görüntülerinin çekilmesi, sayısallaştırılması, koordinatlı olarak haritalandırılması, 3B modellenmesi, saklanması ve bunların web, mobil ve masaüstü ortamlarda sunulması, DHMİ bünyesindeki diğer ilgili sistemler ve kurum, kuruluşlar tarafından paylaşılan verilerin entegrasyonlarının sağlanması amaçlandı. DHMİ bünyesinde bulunan 54 havalimanı kampüsü, kampüs içerisinde yer alan elektronik cihaz istasyonları, hizmet binaları, ticari alanlar, müştemilat yapıları, Türkiye Hava Trafik Kontrol Merkezi Başmüdürlüğü kampüs ve binaları ile havalimanı sınırları dışında yer alan 108 elektronik cihaz istasyonu proje kapsamına alındı.”

BES güvenle yoluna devam ediyor

20’nci yılını dolduran Bireysel Emeklilik Sistemi’nin artık Türkiye’nin en çok tercih edilen tasarruf enstrümanlarından biri haline geldiğini söyleyen Katılım Emeklilik Genel Müdürü Ayhan Sincek, “BES bugüne kadarki yolculuğunda çok önemli dönemeçlerden geçti ve vatandaşlarımızın teveccühüne layık başarılara imza attı. Önümüzdeki yıllarda BES’in kapsayıcılığını daha da artıracak Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi ile sektörümüz geçmiş başarılarını da aşacaktır. Faizsiz BES’in öncü şirketi olarak 10’uncu yılımıza girerken, katılımcılarımız için en uygun ve yenilikçi ürünlerimizle hizmet sunmaya devam edeceğiz” dedi.

Sektörde 10’uncu yılını kutlamaya hazırlanan Katılım Emeklilik’in Genel Müdürü Ayhan Sincek, BES’in 2003 yılında 200 bin kişi ve 43 milyon TL’lik fonla başlayan yolculuğunda bugün, 683 milyar liraya ulaşan fon büyüklüğüyle 15,7 milyon katılımcıya dokunur hale geldiğini söyledi. BES’te 20 yıllık süreci geride bırakırken çok önemli başarılara imza atıldığını vurgulayan Ayhan Sincek, “Bunun temel nedenlerinden biri kuşkusuz devletimizin sektöre olan güveniyle sağladığı teşvikler ve düzenlemeler. Devlet katkısının yüzde 30’a çıkarılması, OKS sisteminin yürürlüğe girmesi, 18 yaş altına yönelik BES planlarının devreye alınması gibi düzenlemeler sektörümüzde önemli kilometre taşları oldu. Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi’nin de kesinlikle bu çapta bir etki yaratacağını söylemek yanlış olmayacaktır. Bu yeni sistemle birlikte Bireysel Emeklilik’te dünyadaki başarılı uygulamalara bir adım daha yaklaşacağız. Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi tabii ki yine Türkiye’ye özgü bir model olacak ve eşsiz avantajlar sunacaktır” ifadelerini kullandı.

“2023 yılı hedeflerimize ulaştık”

BES’te 2023 yılı tablosunun güçlü bir seyir gösterdiğini vurgulayan Ayhan Sincek, “Sektörümüzün toplam fon miktarı 10 ayda yüzde 57,86’lık artışla 683 milyar TL büyüklüğe ulaştı. Faizsiz fon tarafında ise yüzde 65,53’lük büyümeyle 143 milyar TL seviyelerine gelindi. Faizsiz fonların 2013 yılında sadece yüzde 2,21 olan pazar payı bugün itibarıyla yüzde 24,96’yı bulmuş durumda. 2022 yılında Katılım Emeklilik olarak hem fon yönetiminde uzman kadromuzla hem de dijital alandaki gelişmeleri yakından takip ederek katılımcılarımıza hizmet sunmaya odaklandık. Bu amaçla geçen ay devreye aldığımız yapay zeka destekli Katılım Fon Asistanımız ile katılımcılarımızın beklenti ve ihtiyaçlarını karşılamaktan mutluluk duyuyoruz. BES’i tercih edenlerin tasarruflarını büyütmelerinde çok önemli bir işlevi yerine getiriyor. Katılımcılarımızın mutluluğu da sektöre olan güveni artırıyor” diye konuştu.

BES’te devlet katkısını kaçırmayın

Yıl sonu yaklaşırken BES katılımcılarına, devlet katkısından en üst düzeyde yararlanabilmeleri için ödedikleri katkı paylarını gözden geçirmeleri çağrısı yapan Sincek, “BES’te yüzde 30 devlet katkısının üst limiti asgari ücrete göre belirleniyor. Bu üst limit yıllık toplam brüt asgari ücret tutarının yüzde 30’unu geçemiyor. 2022 yılı içinde ödediği toplam katkı payıyla bu limitin altında kalan katılımcılar için yüzde 30 devlet katkısından maksimum yararlanma fırsatı yıl sonuna kadar sürüyor. Her yılın devlet katkısı hakkı, ilgili takvim yılıyla sınırlı. İmkânı olanlara, yüzde 30 devlet katkısından maksimum yararlanabilmeleri için aradaki katkı payı farkını yıl sonuna kadar yatırmalarını öneriyoruz. 2023 yılı içinde bireysel emeklilik ödemeleri yıllık minimum 140.535 TL’ye tamamladığında, yüzde 30 devlet katkısından en yüksek tutardan yani 42.160,50 TL’ye varan katkı payından yararlanılabilir” dedi.

Ekim ayının getiri lideri altın fonları oldu

Altın fonlarına da dikkat çeken Katılım Emeklilik Genel Müdürü Ayhan Sincek, “Katılımcılarımızın yılda 12 kez kendilerine tanınan fon portföylerini düzenleme haklarını kullanmalarını tavsiye ediyoruz. Küresel jeopolitik belirsizlikte altın ve diğer kıymetli madenlere yönelen ilgi, emeklilik fonlarına da yansıdı. Güncel jeopolitik risklerde yaşanacak gelişmeler hisse senedi fonlarında yaşanan görece dalgalanmanın yönünü tayin edecektir. Bu süreçte kıymetli madenlerin öne çıktığı bir dönem yaşıyoruz” ifadelerini kullandı. Sincek, Katılım Emeklilik Altın Katılım Fonu’nun yılbaşından bu yana yüzde 66,24 getiri sağladığı bilgisini paylaştı.

Sanayi Üretim Endeksi, Eylül 2023 Sanayi üretimi yıllık %4,0 arttı
Sanayinin alt sektörleri (2015=100 referans yıllı) incelendiğinde, 2023 yılı Eylül ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre %9,1, imalat sanayi sektörü endeksi %3,7 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi %4,2 arttı.
Sanayi üretimi aylık %0,1 azaldı
Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2023 yılı Eylül ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre %1,4 arttı, imalat sanayi sektörü endeksi aynı kaldı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi %2,0 azaldı.
İnşaat maliyet endeksi yıllık %67,93 arttı, aylık %2,46 arttı
İnşaat maliyet endeksi, 2023 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre %2,46 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre %67,93 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi %3,39 arttı, işçilik endeksi %0,30 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi %54,15 arttı, işçilik endeksi %114,05 arttı.
Bina inşaatı maliyet endeksi yıllık %66,08 arttı, aylık %2,47 arttı
Bina inşaatı maliyet endeksi, bir önceki aya göre %2,47 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre %66,08 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi %3,49 arttı, işçilik endeksi %0,21 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi %51,26 arttı, işçilik endeksi %113,93 arttı.
Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi yıllık %73,97 arttı, aylık %2,44 arttı
Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi, bir önceki aya göre %2,44 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre %73,97 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi %3,09 arttı, işçilik endeksi %0,61 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi %63,27 arttı, işçilik endeksi %114,50 arttı.
Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2023 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre 46 bin kişi azalarak 3 milyon 168 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,1 puan azalarak %9,1 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde %7,5 iken kadınlarda %12,3 olarak tahmin edildi.

Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam oranı %48,3 oldu

İstihdam edilenlerin sayısı 2023 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre 59 bin kişi azalarak 31 milyon 686 bin kişi, istihdam oranı ise 0,2 puan azalarak %48,3 oldu. Bu oran erkeklerde %65,8 iken kadınlarda %31,2 olarak gerçekleşti.

Mevsim etkisinden arındırılmış işgücüne katılma oranı %53,2 olarak gerçekleşti
İşgücü 2023 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre 105 bin kişi azalarak 34 milyon 854 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,2 puan azalarak %53,2 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde %71,1 iken kadınlarda %35,6 oldu.
Genç nüfusta mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı %16,7 oldu
15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,2 puanlık azalış ile %16,7 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde %13,8, kadınlarda ise %22,0 olarak tahmin edildi

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 44,2 saat oldu

İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2023 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre 0,8 saat artarak 44,2 saat olarak gerçekleşti.
Mevsim etkisinden arındırılmış atıl işgücü oranı %21,8 oldu

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2023 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre 1,2 puanlık azalış ile %21,8 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı %14,6 iken işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı %16,7 olarak tahmin edildi.

UYGULAMALI AMATÖR DENİZCİ EĞİTİMLERİNE YOĞUN İLGİ

 Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Uygulamalı Amatör Denizci Eğitimleriyle ilgili olarak “Eğitimlere 19 ilde 62 yelken kulübü vasıtasıyla 17 bin 755 başvuru yapıldı. Altı ay içerisinde açık denizlerde verdiğimiz uygulamalı eğitimlerde 17 bin 672 kişi sertifika almaya hak kazandı. Denizci millet denizci ülke hedefi, ortaya konan bu ilgiyle daha da güçlü yeşerecek” dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye Yelken Federasyonu ile Denizcilik Genel Müdürlüğü arasında yapılan iş birliği protokolü çerçevesinde yapılan Amatör Denizcilik Uygulamalı Eğitimlerin yoğun ilgiyle karşılaşıldığını bildirdi. Uraloğlu en çok başvurunun 9 bin 768 kişiyle Marmara Bölgesi’ne yapıldığını belirterek, “Uygulama eğitim merkezlerinin sayısı ve kapsadığı alan vatandaşlarımızın yoğun ilgisi nedeniyle her geçen gün artırılmakta. 44 kulüple başlayan uygulama eğitimleri geçen süre içerisinde 62 kulübe çıkarıldı” dedi.

Uraloğlu, ayrıca mayıs ve ekim 2023 tarihleri arasında 17 bin 755 kişinin uygulamalı eğitimlere başvurduğunu, bunlardan 17 bin 672 kişinin sertifika almaya hak kazandığını söyledi. Uraloğlu, amatör denizcilik eğitimlerinin içeriğine ilişkin olarak şunları kaydetti:

“Bu kapsamda 10 saatlik teorik çevrimiçi eğitimlere 4 saatlik Türkiye Yelken Federasyonu iş birliğiyle açık denizde uygulamalı yüz yüze eğitimler eklendi ve alınan pratik eğitimle vatandaşlarımız teknelerle ve denizle hasbihal oldu. Eğitimler şişme botlar, dıştan takma motorlu tekne ve yelkenli teknelerde veriliyor. Eğitimler tamamlandıktan sonra sınava sevk edilerek, sınavda başarılı olanlar, belgelerini en yakın kart basımı yapılan Liman Başkanlıklarımızdan teslim alabilmekteler ya da e-Devlet üzerinden alınan doğrulanabilir barkodlu çıktıyla özel teknelerini kullanabilmektedir. Bu eğitimlerimizle tohumlarını attığımız denizci millet denizci ülke hedefinin daha da güçlü yeşermesini sağlamaya çalışıyoruz.”

ÖZEL TEKNE ÜRETİMİNE DE KATKI SAĞLAYACAK

Uraloğlu, proje kapsamında hedeflenen denizcilik kültürünün yaygınlaştırılmasının özel tekne üretimine de katkı sağladığına vurgu yaparak, “Bu katkının artarak devam edeceğine inanıyoruz. Özel tekne sayımız pandemi koşullarına rağmen projenin devam ettiği süre içerisinde artmış, 120 bini geçmiştir. Deniz turizminin de bu büyümeden olumlu yönde etkilenmesi kaçınılmazdır” diye konuştu.

TÜM COĞRAFYAMIZI BİR UÇTAN BİR UCA DOĞUDAN-BATIYA, KUZEYDEN-GÜNEYE ULAŞILIR KILDIK

 Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İsrail’in Gazze’yi 36 gündür, gece-gündüz demeden tüm dünyanın gözü önünde hastaneleri, okulları, ibadethaneleri bombalamasını seyrettiğini belirterek, “İsrail Gazze de insanlığı çiğniyor! yapılanlar katliamdır ve zulümdür. Türkiye sorumluluk almaktan asla kaçınmayacaktır” dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Bursa’da bir dizi temaslarda bulundu, yapımı devam eden projeleri yerinde inceleyerek, Bursa Çevre Yolu Demirtaş OSB Kavşağı’nı törenle hizmete açtı. Vatandaşlarla bir araya geldi. Uraloğlu, daha sonra düzenlenen istişare toplantısında Bursa Valisi, milletvekilleri, belediye başkanları ve şehrin önde gelen siyasetçileriyle bir araya geldi. İstişare toplantısında şehrin ihtiyaçları masaya yatırılarak, Bursa’yı daha ileri taşıyacak projeler ele alındı. Toplantı sonrasında kameralar karşısına geçen Uraloğlu, toplantıya ilişkin açıklamaları öncesinde 36 gündür tüm dünyanın gözü önünde devam eden İsrail’in Gazze’ye yönelik katliamına değindi. Uraloğlu, “Öncelikle tüm İslam alemi başta olmak üzere vicdan sahibi tüm insanlığı yasa boğan İsrail’in Filistin’e yönelik insanlık dışı saldırılarından dolayı yaşadığımız üzüntüyü belirterek başlamak istiyorum” diyerek, bu konuda şunları söyledi:

“Ne yazık ki Gazze’de 36 gündür dünyanın gözleri önünde Filistinli kardeşlerimize yapılan katliam ve zulümlere şahit oluyoruz. Binlerce çocuk ve sivilin yaşamanı yitirdiği bu zulme özellikle Avrupalı ülkeler başta olmak üzere batı dünyasının sesinin çıkmadığı tersine destek verdiğini görüyoruz. Ukrayna’da yaşananlara insanlık suçu işleniyor diye bas bas bağıranlar söz konusu Müslümanlar olunca mı susuyorlar? İsrail Gazze’de insanlığı çiğniyor. Hastaneleri, okulları, ibadethaneleri bombalıyor. Neden Ukrayna’da sivillerin gıda, su ve ilaca erişimini engellemek savaş suçuyken Gazze’de değil? Hamdolsun Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan bu insanlık ayıbına susmadı ve onun liderliğinde Gazze’deki kardeşlerimizi sahipsiz bırakmadık, bırakmayacağız. Türkiye, bu zamana kadar din, dil ve ırk ayrımı yapmadan nasıl dünyada zulme uğrayan tüm toplumların yanında olduysa, bugün de olacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu savaşın kalıcı barışa giden yolu açması için Türkiye sorumluluk almaktan asla kaçınmayacaktır. Canı gönülden inanıyorum ki Filistinli kardeşlerimizin yaşadıkları bu zulüm yakında son bulacak, bu anafordan, Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde atılan adımlarla çıkacaktır.”

194 MİLYAR DOLAR YATIRIM YAPILDI

Uraloğlu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak Türkiye’nin dört bir yanını birbirine bağlayan ulaşım ağlarını güçlendirmek, ekonomimizin lokomotifi olan şehirlerimiz arasındaki bağları kuvvetlendirmenin kendilerinin en öncelikli sorumluluğu olduğunu belirtti. Son 21 yılda Türkiye’nin ulaşım ve iletişim altyapısına yaklaşık 194 milyar dolar yatırım yapıldığını söyledi. Uraloğlu yapılan yatırımlarla ilgili şöyle konuştu:

“Tüm coğrafyamızı bir uçtan bir uca doğudan-batıya, kuzeyden-güneye ulaşılır kılarak bölünmüş yollarımızın uzunluğunu 6 bin 100 kilometreden alıp bugün 29 bin 100 kilometrenin üstüne taşıdık. Bin 714 kilometre olan otoyol ağımızı 3 bin 633 kilometreye ulaştırdık. Köprülerimizin uzunluğunu 311 kilometreden 763 kilometreye, tünellerimizin uzunluğunu ise 50 kilometreden 724 kilometreye yükselttik. Demiryollarımızın tamamını yeniledik. 2002 yılında yaklaşık 11 bin kilometre olan demiryolu uzunluğumuza; 2023 yılı itibariyle, 2 bin 250 kilometresi YHT ve Hızlı tren hattı olmak üzere yaklaşık 3 bin kilometre ekledik. Demiryolu ağımızı 14 bin kilometreye yükselttik. Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı ve Marmaray’ı inşa ederek Londra’dan Pekin’e uzanan Demir İpek Yolunun hayata geçmesini sağladık. Havacılık alanında ülkemize çağ atlattık.”

Uraloğlu, Bursa’ya yapılan yatırımları hatırlatıp devam eden ve yapılacak olan çalışmalara değindi. Uraloğlu, “Şehrin ihtiyaçlarını masaya yatırdık ve hep birlikte Bursa’yı daha ileri taşıyacak projeleri bir bir hayata geçireceğiz” dedi. Uraloğlu bu konuda şunları kaydetti:

“Yapım çalışmaları devam eden Ankara-Bursa Hızlı Tren Hattımızdaki çalışmaları yerinde gördük. Nilüfer’deki Çalı Yolu genişletme çalışmalarımızın 2. etabını inceledik ve çalışma arkadaşlarımızdan bilgi aldık.Bursa ulaşım ağını güçlendirecek her projenin öneminin farkındayız ve tüm projelerimizi yakinen takip ediyoruz. Bugün itibari ile 19 ayrı karayolu projesine devam ediyoruz. Bunlar arasında devam eden önemli karayolu projelerimizden biri de bu yılın başında çalışmalarını başlattığımız TEKNOSAB Köprülü Kavşağı ve Zeytindağı Yolu’dur. Proje ile Bursa Teknoloji Organize Sanayi Bölgesi’nin İstanbul-İzmir Otoyolu’na ve Bursa-Karacabey Devlet Yolu’na yüksek standartlı bağlantısını sağlayacağız. Bursa’daki yatırımlarımız elbette ulaşımın tüm modlarını kapsıyor. Bursa’yı “Bandırma – Bursa – Yenişehir – Osmaneli Hızlı Tren Hattı” projesi ile demiryoluyla kavuşturuyoruz. Ankara-İstanbul YHT hattına bağlantılı olarak saatte 200 kilometre hıza uygun çift hatlı, elektrikli ve sinyalli hızlı tren hattı inşa ediyoruz. Bursa-Yenişehir, Bandırma-Bursa ve Yenişehir-Osmaneli kesimlerinde toplam 201 kilometrelik hatta altyapı ve üstyapı çalışmalarına eş zamanlı olarak devam ediyoruz. Projemiz tamamlandığında hem Ankara-Bursa, hem de Bursa-İstanbul arası seyahat süresi 2 saat 15 dakika olacak. Bursa’da devam etmekte olan bir diğer önemli raylı sistem projemizde Emek-YHT Gar-Şehir Hastanesi Metro projemizdir. Projemiz sayesinde mevcutta işletmede olan Emek-Arabayatağı Metro hattı; yapacağımız uzatma ile Mudanya Bulvarını katederek YHT Gar ve nihayetinde Şehir Hastanesine ulaşacak. Saatte 88 kilometre tasarım hızı ile günlük 410 bin yolcuya hizmet verecektir.Hattımız tamamlanınca, Bursa’nın raylı sistem hat uzunluğu 39 kilometreden 44 kilometreye, istasyon sayısı ise 39’dan 43’e yükselecektir. Hattın en önemli iki durağı hızlı tren istasyonu ve hastane istasyonudur. Yapımına devam ettiğimiz Bursa-Yenişehir-Osmaneli YHT hattı ile metronun entegre edilmesi ile tüm Bursa’nın hızlı tren erişimi için rahat ve dakik bir seçenek sunulmuş olacaktır. Yine projemiz kapsamına temelini bu yıl başında attığımız Depo sahası ve 2 yeni istasyon ile Görükle uzatmasını da dahil ettik. Bu yeni tesis, şehrin tüm metro araç filosunun bakım-tamir ve parklanma ihtiyacına da hizmet edecektir. Üniversite-Görükle Hafif Raylı Sistemler Hattı da tamamlanınca, Bursa’nın raylı sistem uzunluğu 44 km’den 47,5 km’ye yükselecek, istasyon sayısı da 43’ten 45’e çıkacaktır. Yüzde 38’lik gerçekleşmeye ulaştığımız projemizi 2024 sonunda bitirmeyi hedefliyoruz.”

Yazar - Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlginizi Çekebilir

Ekonomi-teknoloji haberleri, TUİK haberleri (18.11.2023

ATIRIMLAR ŞEHRİ İSTANBUL Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İstanbul’a yapılan köprü ve tünellerle adeta …