Sanayi-Teknoloji

Ekonomi-teknoloji haberleri, TUİK verileri (01.09.2023)

Yetişkinlerin örgün veya yaygın eğitime katılım oranı %22,9 oldu
Türkiye’de 18 yaş ve üzeri nüfustan son 12 ayda örgün veya yaygın eğitime katılanların oranı 2016 yılında %22,7 iken, bu oran 2022 yılında %22,9 oldu. En yüksek katılım %51,7 ile 18-24 yaş grubunda gerçekleşti. Bunu, %33,2 ile 25-34 yaş grubu takip etti. Örgün veya yaygın eğitim faaliyetlerine 18 yaş ve üzeri erkeklerin %25,5’i katılırken, kadınlarda bu oran %20,3 olarak gerçekleşti.
Yaygın eğitim faaliyetleri %30,3 ile en fazla hizmetler alanında gerçekleşti
Türkiye’de fertlerin son 12 ay içerisinde katıldığı yaygın eğitim faaliyetleri Uluslararası Standart Eğitim Sınıflaması: Eğitim ve Öğretim Alanları 2013 (ISCED-F, 2013)’e göre değerlendirildiğinde, ilk sırayı %30,3 ile hizmetler aldı; bu eğitim alanını sırasıyla %15,6 ile sağlık ve refah ve %10,1 ile eğitim takip etti. Tarım, ormancılık, balıkçılık ve veterinerlik ise %1,4 ile son sırada yer aldı.
Yaygın eğitim faaliyetlerinin gerçekleştiği eğitim alanlarına yaş gruplarına göre bakıldığında 18-24, 25-34, 35-54 ve 55-64 yaş gruplarında ilk sırayı hizmetler aldı. 65 ve üzeri yaş grubu ise %28,9 ile sanat ve beşeri bilimler alanında, %28,6 ile sağlık ve refah alanında ilk sırada yer aldı.
Yaygın eğitim sağlayıcıları arasında ilk sırada işverenler yer aldı
Türkiye’de 18 yaş ve üzeri fertlerin katıldığı yaygın eğitimlerin sağlayıcısı olarak ilk sırada %40,2 ile işverenler yer aldı. Bunu, %29,6 ile yaygın eğitim kurumları ve %13,7 ile örgün eğitim kurumları takip etti. Eğitim alan kadınlarda yaygın eğitim sağlayıcısı olarak ilk sırada %35,7 ile yaygın eğitim kurumları ve eğitim alan erkeklerde ise %46,9 ile işverenler yer aldı.
Yaygın eğitim kurumları, 18-24 yaş grubunda yaygın eğitim sağlayıcı olarak ilk sırada yer aldı
Katılımcıların yaş gruplarına göre eğitim sağlayıcılarına bakıldığında ise eğitim alan 18-24, 55-64 ve 65 ve üzeri yaş gruplarında sırasıyla %38,1, %38,1 ve %53,1 ile yaygın eğitim kurumları; 25-34 ve 35-54 yaş gruplarında ise sırasıyla %42,6 ve %44,5 ile işverenler ilk sırada yer aldı.
Yaygın eğitime katılımın en önemli nedeni işini daha iyi yapmak oldu
Nedenlerine göre yaygın eğitime katılım incelendiğinde, ilk sırada %60,7 ile işini daha iyi yapmak yer alırken, bunu %53,8 ile ilgisini çeken bir konu hakkında bilgi edinmek ve %47,1 ile katılmaya mecbur olmak takip etti.
Gayriresmî öğrenme en fazla 18-24 yaş grubu nüfusta görüldü
Bilinçli, ancak daha az organize, daha az yapılandırılmış ve kişinin kendisi, ailesi veya toplum tarafından yönlendirildiği, örgün ve yaygın eğitimin dışındaki öğrenme faaliyetleri olarak tanımlanan gayriresmî öğrenme en fazla genç nüfusta görüldü. 2016 yılında 18-24 yaş grubunda yer alan nüfusun %40,5’i gayriresmî öğrenme katılırken, bu oran 2022 yılında %47,2 oldu.

MİLLİ VE YERLİ SÜRÜCÜSÜZ İLK METRO ARACI RAYLARDA…

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Milli Teknoloji vizyonumuzun en güzel örneklerinden biri olmuştur. Projelerimizde yerlilik ve milliliğe büyük önem veriyoruz. Ülkemizi yüksek teknoloji üretim üssü haline getireceğiz” dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Gebze OSB-Darıca Sahili hattı için özel olarak tasarlanan milli ve yerli sürücüsüz ilk metro aracının teslim törenine katıldı. Türkiye’nin yerli ve milli sürücüsüz ilk metro aracı, 80 kilometre hıza, bin 476 yolcu kapasitesine ve 88 metre uzunluğa sahip. Yüzde 63’ünün yerli imal edildiğini belirten Bakan Uraloğlu, ülkemizin geleceğini yerli üretim, yüksek teknoloji ve küresel marka olmak üzere 3 ana başlık altında ele aldıklarını söyledi. Gebze OSB-Darıca Sahili hattı için özel olarak tasarlanan sürücüsüz metro aracını milli teknoloji vizyonunun en güzel örneklerinden biri olduğunu belirten Bakan Uraloğlu, “Yerli ve milli sürücüsüz ilk metro aracımızı Türkiye’mize kazandıran Bozankaya firmasının kıymetli yönetim kurulu üyelerine ve mühendisinden- işçisine, teknisyeninden- tedarikçisine tüm emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Bozankaya, Türkiye’de raylı sistemler sektörünün gelişimine büyük katkı sağlamaktadır. Fikri mülkiyet hakları kendisine ait olan araçları ile ülkemizin toplu ulaşım ihtiyaçlarına yerli çözümler sunarak kaynaklarımızın ülke ekonomisi içinde kalmasına vesile olmaktadır. Biz hükümet olarak üretimde yerli ve milliği ilk sırada tutarak her zaman yerli firmalarımızın destekçisi olduk. Yapısal reformlar, yasal düzenlemeler ile hayata geçirdiğimiz projelerde yerli üretimi destekledik ve arttırma gayreti içinde olduk” dedi.

YÜZDE 63’Ü YERLİ

Her biri 4 araçtan oluşan ve 7 set halinde üretimleri tamamlanacak 28 araçtan ilk setin imalat ve fabrika testlerinin tamamlandığını açıklayan Uraloğlu, “Artık fabrikadan çıkarıp sahaya sevk etmenin heyecan ve gururunu yaşıyoruz. Kalan diğer altı seti de 2 şer set halinde Ekim ayından itibaren 2023 sonuna kadar teslim almayı planlıyoruz. 80 kilometre servis hızı, bin 476 yolcu kapasitesi ve 88 metre uzunluğu ile sürücüsüz olarak hizmet verebilecek aracımız, yüzde 63 yerlilik oranı ile imal edilmiştir. Tasarım mühendislik ve proje yönetimi gibi işleri tamamen yerli imkânlarla yürütülerek ülkemiz teknik birikimi bir kez daha ortaya konmuştur. Bogi, yolcu bilgilendirme, anons, sinyalizasyon, aydınlatma, klima üniteleri, CCTV sistemleri gibi pek çok bileşen yerli imkânlarla üretilmiştir. Metro araçlarımızda güncel teknoloji ve imkanlar kullanılarak, yolcu konforunu ve aracın verimliliğini arttıran birçok yenilik kullanıldı. Çevre dostu tasarımla, enerji tüketimi iyileştirildi. Ergonomik yolcu tasarımı yapılarak, ferah bir iç alan oluşturuldu. Gelişen ihtiyaçlara cevap verecek şekilde bisiklet, scooter bağlama alanları ve şarj üniteleri gibi donanımlar eklendi. Bakım ve işletme süreçleri de düşünülerek, az bakım gerektiren, kolay erişilebilen ekipman seçimleri yapıldı” diye konuştu.

TÜRASAŞ ORTA DOĞU’NUN EN BÜYÜK RAYLI SİSTEM ARAÇ ÜRETİCİSİ OLDU

Yerli ve milli projelere verdikleri önemi örnekleriyle anlatan Bakan Uraloğlu, “Bakanlığımızın enlerin ve ilklerin projesi olarak tanımladığı Kağıthane –İstanbul Havalimanı metro hattını ele alalım. Bakanlığımızın destekleri ve Aselsan iş birliği ile ilk defa yerli ve millî imkânlarla geliştirilen sinyalizasyon sistemi bu metro hattımızda kullanıldı. Burada edindiğimiz deneyimlerle metro inşalarında artık yeni bir döneme girdik. Artık metro hatlarımızın yapım aşamasından, elektrifikasyon ve sinyalizasyon aşamasına kadar her süreci kendi mühendisliğimizin ürünü milli ve yerli olacak. Bundan sonra tren sinyalizasyon ve ara yüz çalışmaları da yerli imkânlarla hayata geçecek. Yine, TÜRASAŞ’ı, Orta Doğu’nun en büyük raylı sistem araç üreticisi haline getirdik. Uluslararası standartlarda; yeni nesil lokomotifler, dizel ve elektrikli tren setleri ve motorları, yolcu ve yük vagonları, tren kontrol yönetim sistemi gibi ana ve kritik ürünleri kendimiz üretiyoruz. Avrupa Birliği ülkelerinde de çalışabilecek özellikteki Milli Elektrikli Tren Setlerimiz de demiryolu sanayimizin gelişmişlik düzeyinin kanıtı oldu” dedi.

EN ÜST SINIFTA YER ALIYORUZ

Bakan Uraloğlu, “Bildiğiniz üzere Nisan ayında ilk Milli Elektrikli Tren Setlerimizi TCDD Taşımacılığa devrederek milletimizin hizmetine sunduk. İşletme hızı 225 kilometre olan Milli Elektrikli Hızlı Tren tasarım çalışmalarımız da devam ediyor. Tasarım çalışmalarımızı Ekim ayında tamamlamayı ve hemen ardından prototip üretimine yönelik süreçleri başlatmayı hedefliyoruz. 2024 yılında prototip üretimin tamamlanması ile 2025 yılında da toplam 8 set üretim planlıyoruz. Milli Banliyö Tren Seti Prototip araç üretimi çalışmalarımızda devam ediyor. Milli tren vizyonu ile milli banliyö ve hızlı tren projesinde cer motoru, cer konvertörü ve tren kontrol yazılımı TÜBİTAK-RUTE ile birlikte TÜRASAŞ markalı olarak geliştiriliyor. Raylı sistem üreticileri arasında en üst sınıfta yer alıyoruz. Artık yerli elektrik sistemlerine ve bataryalara sahip araçlar kullanacağız. Bugün dünyada iddiası olan her ülkenin gündeminde gelişmiş bir bilişim sektörü kurmak, 5G teknolojisine sahip olmak ve bu teknolojiyi kullanırken, güvenliğinden emin olmak da var. Bu noktada 5G’de yerli ve milli ürün tedariki hususlarında üniversitelerle ve sanayi ile iş birliği sağlayarak tüm paydaşları bir araya getiren projelerimizle sektör ihtiyaçlarına göre çalışmalarımıza yön veriyoruz. Artık 5G altyapıları için kritik öneme sahip 5G çekirdek şebeke, 5G baz istasyonu, 5G’ye özel yönetim, servis ve yazılım ürünlerini kendimiz geliştiriyoruz. Ülkemizi yüksek teknoloji üretim üssü haline getireceğiz” diye konuştu.

TEKNOFEST İLE TEKNOLOJİ BAYRAMI YAŞIYORUZ

Türkiye’nin son yıllarda önemli teknolojik gelişmelere imza attığını vurgulayan Bakan Uraloğlu, “TEKNOFEST ile adeta bir teknoloji bayramı yaşanıyor. Gün içerisinde Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte bizlerde katılacağız. Milli teknoloji hamlemizin somut örneklerini bir bir yerinde göreceğiz. Bugün Türkiye kendi yerli gözlem ve haberleşme uydularını, yollarımızda sıkça görmeye başladığımız yerli ve milli otomobili TOGG’u, TÜRASAŞ fabrikalarında Milli Elektrikli Tren Setlerini üretiyor. Savaş gemilerimizi denize indiriyoruz. Altay Tanklarını yapıyor, hava savunma sanayinde İHA ve SİHA’lar ile dünya güç dengelerini değiştiren, muharebe alanında çığır açan teknolojiler geliştiriyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın 30 Ağustos’ta müjdelediği gibi Milli Muharip Uçağımız KAAN’ın da 2023 senesi bitmeden havalandığını göreceğiz inşallah. Bu saydıklarımdan birçoğunu ve saydıklarımdan çok daha fazlasını festival alanında kendi gözlerinizle görebilirsiniz. TEKNOFEST’e bakanlığımız bünyesinde bulunan Devlet Hava Meydanları İşletmeleri, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, TÜRKSAT, PTT, BTK ve Devlet Demiryolları gibi kurumlarımızın da stantları var. Bu vesileyle sizleri de Bakanlığımız stantlarına ve etkinliklerine davet etmiş olayım” dedi.

TÜRKİYE KÜRESEL OYUNCU

Bakan Uraloğlu, “TEKNOFEST özellikle gençlerimizin ilgisini kazanmayı başarmış ve ülkemizin parlak geleceğine atılan büyük bir adım olmuştur. Çağın gerektirdiği bütün donanımlara sahip olmak için var gücüyle çalışan ve her adımını planlayarak geleceğe küresel oyuncu olarak ilerleyen Türkiye’nin sesini tüm dünyaya duyurmuştur. Türkiye’yi teknoloji üreten bir topluma dönüştürmeye katkı sağlamıştır. Sayın Cumhurbaşkanımızın sıklıkla vurguladığı gibi hayal etmek, büyük düşünmek ve adım atmak. Bütün mesele bu. İnşallah Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde, hep birlikte çok daha güzel hizmetlere imza atacağız. Yenilikçiliği kendine düstur edinen ve gelişime açık olarak farklılığı yakalayan firmalarımızın aşamayacağı sınır, açamayacağı kapı olmadığı kanaatindeyim” diye konuştu.

Fiber optik altyapı, yüksek veri hızını ekonomik şekilde sağlıyor

Dijital dönüşüm kapsamında üzerinde durulan 5G hizmetleri, akıllı şehirler, akıllı fabrikalar ve nesnelerin interneti (IoT) gibi tüm uygulamaların alt yapısını ve bu veri hızlarını destekleyebilecek tek iletişim altyapısı “fiber optik” çözümlerdir. Fiber optik çözümler, iletişim, güvenlik, bant genişliği, mesafe ve daha düşük genel maliyet gibi tüm avantajlarının yanı sıra, IoT, endüstri 4.0 ve akıllı şehir uygulamaları gibi teknolojide sürekli değişen gereksinimleri karşılayabilmesi nedeniyle en uzun kullanım ömrünü de sunmaktadır.

Bu nedenlerden dolayı ABD, Batı Avrupa ve Asya’nın gelişmiş ülkelerinin yanı sıra birçok gelişmekte olan Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Asya ülkeleri de bu konuda yoğun yatırımlar yapmaktadır. Estonya, Litvanya, Birleşik Arap Emirlikleri, Güney Kore, Katar gibi ülkeler altyapılarında %90 üzerinde fiber  dönüşümü gerçekleştirmişler ve bu alanda birçok gelişmiş ülkeyi dahi geride bırakmışlardır. Tüm bu ülkelerde dijital dönüşüm, devlet ve kurumlar tarafından birinci öncelikli devlet politikası olarak desteklenmektedir.

Fiber optik altyapı treni kaçırılmamalıdır

Bilgi çağının olmazsa olmaz mihenk taşlarından birisinin “fiber optik altyapı” olduğunu kaydeden Canovate Group CTO’su Kıvanç İlal, şunları söyledi:

“Fiber to the desk en basit şekilde, dijital verinin yüksek hız ve kalitede fiber kablo ile çalışma masanıza kadar gelmesi demektir. Veriler, bakır kablo ile taşınmadığından dolayı kalite kaybı minimum düzeyde olurken, fiber sayesinde son derece hızlı ve kaliteli veri iletimi sağlanmaktadır. Bunun dışında fiber the desk uygulamaları ile ofisinizdeki çalışma masası dışında, fabrikalarda, üretim tesislerinde, organize sanayi bölgelerinde kullanılan tüm üretim ve otomasyon cihazlarına da veriler, fiber kablo üzerinden hızlı ve güvenli bir biçimde taşınmaktadır. Dünyanın sayılı ar-ge ve inovasyon odaklı şirketler grubu Canovate olarak, data center (veri merkezi) ve fiber optik sistemlerindeki teknolojimiz ve uçtan uca ürün portföyümüz ile global 8 marka arasında yer alıyoruz ve üretimimizin %70’ni 80 ülkeye ihraç ediyoruz. Çünkü çağımız teknoloji çağıdır ve Batı Avrupa, ABD ve Asya’nın Japonya, Kore ve Çin gibi ülkelerde akıllı şehirler, Endüstri 4 uygulamalarının yapıldığı akıllı fabrikalar, büyük iş merkezleri ve organize sanayi bölgelerinde fiber altyapılar yoğun olarak kullanılmaktadır. Kısaca, teknolojide geri kalmamak için ülkelerin, bu alanda dijital stratejilerini biran önce oluşturmaları ve gerekli yatırımları yapmaları önemlidir. İleride bu alanlara yatırım yapmış olan ülkeler fark yaratacaktır ve ekonomik yarışta bir adım öne geçeceklerdir. Fiber optik altyapı trenini kaçırmamak için devlet önderliğinde projeler ve doğru teşvikler gereklidir.” dedi.

Maliyetler açısından geride bırakırken, rekabet gücünü de azaltacaktır

Dijital dönüşümün kararlı bir şekilde desteklenerek sübvanse edilmesinin önemine değinen Canovate Group CTO’su Kıvanç İlal, konuşmasına şöyle devam etti:

“Ülkemizde, evlere kadar fiber altyapı erişim oranı yaklaşık %10 civarında ve bu alanda gidilecek uzun bir yol bulunuyor. Dijital dönüşümü devlet politikası olarak belirleyen Estonya, Litvanya, Birleşik Arap Emirlikleri, Güney Kore, Katar gibi ülkelerin altyapılarında %90 üzerinde fiber dönüşümü sağlanmıştır. Bir diğer konu da, eğer bu dönüşüm sadece özel sektöre bırakılırsa, önemli şehir merkezleri, zengin semtler ve kurumlar dışında fiber altyapı ve dijital dönüşüm sınırlı kalacaktır ve tüm toplum kesimlerine yayılmayacaktır. Dünyada fiber altyapının, köylere ve ekonomik açıdan geri kalmış bölgelere ulaşması için bizzat devletlerin öncü olduğu taşra altyapı projeleri de yapılmaktadır. Örneğin, Yunanistan bu alanda “rural broadband” projesi altında 5 milyar Euro’luk bir yatırım fonu oluşturmuştur. Kısaca, söz konusu dijital dönüşüm zamanında yapılmazsa, tüm dünyanın konuştuğu akıllı şehirler, 5G, IoT (Nesnelerin interneti), akıllı fabrikalar, sanal gerçeklik gibi birçok uygulamalara, altyapı yetersizliğinden dolayı verimli ve kaliteli bir şekilde geçilemez. Söz konusu alanlarda geri kalınması, ekonomik açıdan da geri kalınması sonucunu doğuracaktır. Örnek olarak, altyapı yetersizliğinden dolayı akıllı fabrika uygulamalarına doğru bir şekilde geçilmezse, bu durum akıllı fabrikalara geçemeyenleri maliyetler başta olmak üzere iş süreçlerinde rakip firmalara göre geride bırakırken, rekabet gücünü de azalacaktır.” şeklinde konuştu.

Ağustos ayı üretici market fiyatlarındaki değişim

 Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ağustos ayı üretici ile market arasındaki fiyat değişimlerini, bu değişimlerin nedenlerini, açıklanan mısır fiyatına üreticilerimizin tepkisini, aylık ve yıllık girdi fiyatlarındaki değişimlerini yaptığı görüntülü basın açıklamasıyla değerlendirdi.

Ağustos ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 450 ile elmada görüldüğünü açıklayan Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü;

“Elmadaki fiyat farkını yüzde 437,8 ile kuru üzüm, yüzde 325,6 ile havuç, yüzde 312 ile kuru soğan, yüzde 218,6 ile kuru incir, yüzde 200,6 maydanoz takip etti.

Elma 5,5, kuru üzüm 5,4, havuç 4,3, kuru soğan 4,1, kuru incir 3,2, maydanoz 3 kat fazlaya satıldı. Üreticide 5 lira olan elma 27 lira 50 kuruşa, 25 lira olan kuru üzüm 134 lira 46 kuruşa, 6 lira olan havuç 25 lira 54 kuruşa, 3 lira 70 kuruş olan kuru soğan 15 lira 24 kuruşa, 55 lira olan kuru incir 175 lira 22 kuruşa, 3 lira 63 kuruş olan maydanoz 10 lira 91 kuruşa markette satılıyor.”

Market Fiyatları

“Ağustos ayında markette 37 ürünün 28’inde fiyat artışı, 9’unda fiyat azalışı görüldü. Ağustos ayında markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 45,9 ile kuru üzüm oldu. Kuru üzümdeki fiyat artışını yüzde 37,3 ile maydanoz, yüzde 27 ile yeşil fasulye, yüzde 24,6 ile kuru kayısı takip etti. Markette fiyatı en çok düşen ürün yüzde 20,1 ile havuç oldu. Havuçtaki fiyat düşüşünü yüzde 17,1 ile kuru soğan, yüzde 14 ile sivri biber, yüzde 13,3 ile salatalık izledi.”

Üretici Fiyatları

“Ağustos ayında üreticide 29 ürününün 15’inde fiyat artışı olurken, 8’inde fiyat düşüşü görüldü. 6 üründe ise fiyat değişimi olmadı. Ağustos ayında üreticide en çok fiyat düşüşü yüzde 43,1 ile kuru soğanda görüldü. Kuru soğandaki fiyat düşüşünü yüzde 40 ile havuç, yüzde 15,6 ile sivri biber, yüzde 9,8 ile kabak izledi.

Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 47,1 ile domateste görüldü. Domatesteki fiyat artışını yüzde 41,5 ile yeşil soğan, yüzde 36,3 ile maydanoz, yüzde 31,2 ile marul, yüzde 28,3 ile yeşil fasulye takip etti.”

Üretici fiyat değişiminin nedenleri

“Kuru soğan ihracatındaki kısıtlama ve arzdaki artış, kuru soğan fiyatlarında gerilemeye sebep oldu. Havuçta yazlık ürün hasadının yoğunlaşması ile yaz aylarında görülen talepteki azalma fiyatların düşmesine neden oldu. Sivri biber, kabak ve patlıcandaki fiyat düşüşü bu ürünlerde arzın artmasından kaynaklandı. Domateste dış talep ve özellikle kışlık kullanım için tüketicinin artan talebi etkili oldu. Fasulye, yeşil soğan, maydanoz ve marulda arz talebi karşılamadı. Fındık fiyatı Toprak Mahsulleri Ofisi’nin alım fiyatı açıklamasından sonra yükseldi. Limondaki fiyat artışı, erkenci limon çeşidinin hasadının başlamamış olmasıyla arzda görülen azalmadan kaynaklandı. Patateste de yine arzdaki azalma fiyatları yükseltti. Antep fıstığında yok yılı olması yeni ürünün hasadıyla birlikte fiyatı artırdı.”

“Mısır üreticilerimiz açıklanan mısır fiyatından fevkalade mağdur durumda”

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, geçtiğimiz günlerde açıklanan mısır fiyatı konusunda ise şöyle değerlendirmelerde bulundu;

“75 ilimizde mısır üretimi yapan üreticilerimiz kilogram başına 6 lira olarak açıklanan mısır fiyatından memnun kalmadı. Geçen yıl kilogram başına 5 lira 70 kuruş olan mısır fiyatının, bu yıl yüzde 5,3 artışla 6 bin lira açıklanması, fiyatın üreticilerimizin maliyetinin altında kalmasına neden oldu. Mısır fiyatı çiftçi için hayal kırıklığı yaşattı. Telefonlarımız susmuyor, sosyal medyada çiftçilerimiz Ziraat Odalarımıza da baskı yapıyor.

29 Ağustos 2023 tarihi itibariyle Akdeniz Bölgesinde yüzde 14 nem oranı olan mısırda fiyatlar kilogram başına 5 lira 10 kuruş ve 5 lira 20 kuruş arasında değişiyor. Mısır hasadının tüm bölgelerde yoğunlaşmasıyla fiyatların daha da gerilemesinden endişe ediliyor.

Üretimin her geçen gün zorlaştığı bu dönemde üreticilerimiz gereğini yaptı. Mısırını üretti hatta rekor seviyeye çıkardı. Üretimin artması sevindirici olmakla birlikte, artan üretimin bin bir emekle üretim yapan çiftçilerimizin refahına da yansıması önemlidir. Bu nedenle açıklanan mısır alım fiyatı yeniden değerlendirilerek artırılmalı, son 6 yıldır değişmeyen kilogram başına 3 kuruş olarak uygulanan mısır primi üreticilerimizin gelirini koruyacak seviyeye çıkarılmalıdır.”

Ağustos ayı aylık ve yıllık girdi fiyatlarındaki değişim

“Odalarımız aracılığıyla girdi piyasalarından aldığımız fiyat verilerine göre ağustos ayında, temmuz ayına göre, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 16,2,  DAP gübresi yüzde 14,8, amonyum sülfat gübresi yüzde 13,5, üre gübresi yüzde 9,6 ve kalsiyum amonyum nitrat gübresi yüzde 3,7 oranında arttı.

Geçen yılın ağustos ayına göre ise son bir yılda, kalsiyum amonyum nitrat gübresi yüzde 21,1, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 18, DAP gübresi yüzde 11,7, üre gübresi yüzde 8,9 ve amonyum sülfat gübresi ise yüzde 3 oranında arttı.

Mazot fiyatı aylık olarak yüzde 4,1, son bir yıla göre ise yüzde 42,7 oranında arttı. Besi ve süt yemi ağustos ayında temmuz ayına göre yüzde 1,7, son bir yılda besi yemi yüzde 26,7 ve süt yemi yüzde 27,6 oranında arttı. Zirai ilaç fiyatı yüzde 42,9 elektrik fiyatları son bir yılda yüzde 3,1 oranında arttı.”

“Gübre ve mazotta fiyat artışları devam ediyor ”

“Gübre ve mazot fiyatlarının artışı devam ederken, yeni üretim sezona hazırlanan üreticilerimizin endişesi sürüyor. Mazotta son yapılan fahiş fiyat artışından sonra ağustos ayında düşük de olsa bu fiyat artışlar devam etti. Gübre fiyatları ise son üç aydır devamlı bir artış gösteriyor. Gübrede geçen ay oluşan yüzde 33’e varan artışın ardından, ağustosta geçen aya göre yüzde 16’yı geçen artışlar görüldü.

Kışlık ekim dönemine kısa bir süre kala artan gübre ve mazot fiyatları karşısında üreticilerimiz bu girdileri karşılayabilmek için hasat mevsiminde gelirlerinin artmasını bekliyor. Üreticilerimizin mağdur olmaması, üretime darbe vurulmaması için ürün satış gelirlerinin yeterli olmasının yanında, mazot, gübre başta olmak üzere tüm girdi fiyatlarının makul seviyelerde tutulması ve mazot ve gübre desteklerinin artırılarak bir an önce üreticiye ulaştırılması gerekiyor.”

Toyota Sürdürülebilir Gelecek İçin Yenilikçi Start-up’ları Global Fırsatlarla Buluşturuyor 

Toyota, mobilitenin yeni dönemini yönlendirmek ve inovasyonları desteklemek adına Toyota ekosisteminde start-up’ları bir araya getirecek Toyota Open Labs platformunu tanıttı.

Bu platform Toyota’nın mobilite şirketine dönüşümüne güç verirken aynı zamanda Enerji, Döngüsel Ekonomi, Karbon Nötr Teknolojiler, Akıllı Topluluklar ve Herkes İçin Mobilite alanlarındaki uzmanlığını derinleştirecek.

Toyota Open Labs, bu beş kategoride start-up’larla çalışmayı hedefliyor. Enerji alanında enerji geçişini kolaylaştıracak teknolojilere ve hidrojen ekonomisine güç verecek inovasyonlara odaklanılacak.

Döngüsel Ekonomi alanında ise, elektrikli araçların ve bataryalarının geri dönüşümü ve yeniden kullanılmasına yönelik çalışmalar gerçekleştirilecek. Karbon Nötr Teknolojiler ise, ürünlerin yaşam döngüsünü daha şeffaf hale getirerek, şirketlerin ve toplumların karbon emisyonlarını azaltmasına yardımcı olacak.

Akıllı Topluluklar alanında, araç paylaşımı, yeni araç kullanımı modelleri ve mobilite merkezleri gibi yeni çözümler desteklenecek. Herkes İçin Mobilite kategorisinde ise, eksiksiz olarak herkese hareket sağlayacak şekilde tüm toplumunun ihtiyaçlarını karşılayacak mobilite tasarımlarına yönelik çalışmalar ön planda olacak.

Toyota Open Labs partnerleri arasında Toyota’nın ticaret ve tedarik zinciri kolu olan Toyota Tsusho Europe, Toyota’nın mobilite markası KINTO Europe, markanın büyüme aşamasındaki girişim fonu Woven Capital ve kar amacı gütmeyen bir vakıf olan Toyota Mobility Foundation yer alıyor.

Start-up’lar ürünlerini Paris 2024 Paralimpik Oyunları’nda sergileyebilecek

Toyota’nın seçtiği start-up girişimleri, çeşitli danışman ve mentorlardan oluşan bir grupla etkileşim kurarak, yeni büyüme fırsatları ve iş stratejileri geliştirebilecekler. Böylece bilinçli şekilde ürün geliştirip, global alanda etki yaratmaya yardımcı olacak ilişkiler kurabilecekler.

Toyota Open Labs’a katılan start-up’lar, Toyota ile konsept geliştirme, pazara sunma yollarını keşfetme ve Toyota ekosistemiyle ortaklık kurma olanağına da sahip olacaklar. Ayrıca her katılımcı, geliştirme desteği alacak ve Paris 2024 Paralimpik Oyunları sırasındaki Demo Günü’nde teknolojilerini sergileme fırsatı bulacak.

Škoda Yeni Nesil Superb ve Kodiaq’ın Kabinlerini Gösterdi

Škoda, yeni nesil Superb ve Kodiaq modellerinin dünya prömiyeri öncesinde tamamen yeniden tasarlanan kabinlerini tanıttı. Superb ve Kodiaq modelleri pratik, kullanıcı dostu ve akılcı çözümleriyle dikkat çeken kabinini yeni nesilde daha ileriye taşıyor. Yeni modeller, dijital kokpit, ön cama yansıtmalı gösterge ve 13 inç bilgi-eğlence ekranı ile kabinlerde yeni teknolojileri ve zarifliği bir arada sunuyor. Yeni nesil Kodiaq ve Superb, daha geniş kabinlerinde tüm yolcular için daha fazla konfor sağlarken aynı zamanda da göz alıcı tasarımından ve yüksek kalitesinden de ödün vermiyor.

Daha fazla konfor, teknoloji ve pratiklik sunulacak

Škoda, konfor ve teknoloji konusunda iddialı olan Kodiaq ve Superb’in yeni neslinde de bu başarısını ileriye taşıyacak. Yeniden tasarlanan kabinde direksiyon, göstergeler, ön konsol ve dekoratif döşemeler daha dikkat çekici hale getirildi. İlk kez bir Škoda modelinde vites kontrolünün direksiyon kolonuna taşınmasıyla orta konsolda daha geniş bir alan sunulurken, 10 inç Dijital Gösterge Paneli, ön cama yansıtmalı Head-up gösterge ve 13 inç yüksek çözünürlüklü yatay dokunmatik multimedya ekranı aracın teknolojik yanını vurguluyor.

Hem fiziksel hem de dijital dünyayı bir araya getiren Smart Dials,  araç özelliklerinin yönetilmesini kolaylaştırarak sürüşü daha güvenli hale getiriyor ve her sürüş koşulunda istenen ayarların kolayca yapılmasını sağlıyor. Üçlü döner düğme tasarımına sahip bu düğmeler, yüksek dokunsal kalitenin yanı sıra sezgisel bir kullanım da sağlıyor. Basılabilen ve aynı zamanda çevrilebilen bu akıllı düğmelerin her biri, çeşitli araç fonksiyonlarına kolay erişim sağlıyor. Bu düğmelerden, sıcaklık, koltuk ısıtma/soğutma, fan hızı, havalandırma yönü, ses ayarları, sürüş modları veya harita yaklaştırma/uzaklaştırma gibi özellikler yönetilebiliyor.

Araç içerisindeki konfor ve pratiklik seviyesi, 15 W’a kadar kablosuz hızlı şarj, pnömatik masaj özelliğine sahip koltuklar, 45 W güç çıkışına sahip dört adede kadar USB-C bağlantı noktasının yanı sıra dikiz aynasındaki kullanışlı 15 W USB-C bağlantı noktası ile daha ileriye taşınıyor.

Bununla birlikte Škoda, sürdürülebilirlik hedefiyle yeni Kodiaq ve yeni Superb modelleri için yüzde 100 geri dönüştürülmüş polyesterden yapılmış döşemeler kullanıyor.

Upcycle İstanbul Art & Design Festival’e gönderilen geri dönüşüm malzemelerin ses kayıtları, canlı müzik performansına dönüşecek
16 Eylül Dünya Temizlik Günü ve 17 Eylül tarihlerinde kapılarını ikinci kez sanatseverlere açan Upcycle İstanbul Art & Design Festival, sürdürülebilir odaklı çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Müze Gazhane’de yapılacak festivalde, bu sene ses dokuyucusu ve araştırması Dr. Oğuz Öner ile birlikte etkileşimli “İleri Dönüşen Ses Manzaraları” etkinliği gerçekleşecek. Sesin ileri dönüşümüne sahne olacak bu özel etkinlik, tüm ziyaretçileri gönderdikleri ses kayıtlarıyla müzik şöleninin parçası olmaya davet ediyor.
Sürdürülebilirlik konusunda farkındalık yaratan sanat eserlerine, atıklara ikinci şans veren tasarımlara ve çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapacak olan Upcycle İstanbul Art and Design Festival’in birinci günü olan 16 Eylül’de, ses dokuyucu ve araştırmacı Dr. Oğuz Öner yürütücülüğünde etkileşimli “İleri Dönüşen Ses Manzaraları” etkinliği gerçekleşecek. Bu kapsamda ziyaretçiler 4 Eylül saat 23:59’a kadar upcycle.istanbul@kecievents.com adresine gönderdikleri ses kaydıyla etkinlikte yer alabilecek. Seçilen ses kayıtları canlı bir müzik performansına dönüşecek.
Nasıl bir ses kaydedilebilir?
Ziyaretçiler, sorumlu tüketimle ilişkili geri dönüşüm malzemeleri olan cam, plastik, kağıt ve karton, organik atık, elektronik atık, pil, tekstil, metal gibi seçeceği malzemelerin seslerini ritmik olarak çalabilir veya malzeme dokusunu salt haliyle kaydedebilir. Sesine güvenen ve müzik performansında vokal olarak katkı sağlamak isteyen kişiler, malzemenin çağrıştırdığı hissi kısa şarkı formatında mırıldanarak veya sözcüklerle ifade edebilir.
Gönderilecek ses dosyalarında dikkat edilmesi gerekenler

  • Bir kişinin göndereceği en fazla bir adet ses değerlendirmeye alınır.
  • Gönderilen sesler gürültüden mümkün olduğunca uzak, temiz ses ortamında kaydedilmelidir.
  • Ses dosyası 15 saniyeyi geçmemelidir.
  • Kayıtlar WAV, MP3 veya MPEG-4 AAC formatlarında olmalıdır.
  • Kaydedeceğiniz geri dönüşüm malzemelerini ritmik olarak çalabilir veya malzeme dokusunu salt haliyle kaydedebilirsiniz.

“Atma Tamir Olsun Çocuklara Umut Olsun” projesinin kırık oyuncakları atölyede ileri dönüşecek
Sanat ve tasarım sergilerinin yanı sıra birçok söyleşi, film gösterimleri ve konserlere de sahne olan Upcycle İstanbul Art & Design Festival, ayrıca farklı yaş gruplarına özel hazırlanmış çeşitli atölyelerle ziyaretçileri buluşturuyor.
Hisleri Harika tarafından 5-12 yaş arası çocuklar için düzenlenecek İleri Dönüşüm Oyuncak Atölyesinde, Atma Tamir Olsun Çocuklara Umut Olsun projesinin kırık oyuncakları tamir edilerek yeni bir oyuncağa dönüştürülecek. Çocuklar için düzenlenecek Land Art atölyesinde ise doğadan toplanmış malzemeler sanat eserine dönüşecek.
Yeditepe Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölümü öğrencilerinin gerçekleştireceği atölye çalışmasında ziyaretçilerin festival alanına getireceği plastik atıklar, üç boyutlu tasarım objelere dönüşecek.
Aydın Üniversitesi Moda ve Tekstil Bölümü dokuma tezgahlarının kullanıldığı bir ileri dönüşüm atölyesi gerçekleştirecek. Atölyede ziyaretçiler tekstil atıklarını kırk yama, çarpana, kolan gibi geleneksel dokuma teknikleri ile yeniden yorumlayarak çantaya dönüştürecek.
Bir başka atölyede ise Sanatçı Cem Sonel atık boya sprey kutularını katılımcılarla ileri dönüştürecek.
Kabuk Stüdyo atık reklam brandalarından çanta atölyesi düzenleyecek. Mier Handmade, atölye katılımcılarına atık kolilerden yeni ambalajlar yapmayı öğretecek.
Teknoloji atıklarıyla mini robot ve kağıt hayvan heykellerini sanat eserine dönüştürme gibi farklı atölye içerikleri de festivalde ziyaretçileri bekliyor.
Kısıtlı sayıda katılım olacak atölyelere kayıt Radar İstanbul üzerinden yapılabilecek.

TCL, IFA 2023’te sürdürülebilirlik ve toplumsal katılım için yaptığı çalışmaları sergiliyor
TCL’in IFA 2023’deki #TCLGreen ve #TCLforHer sergilerini ziyaret edenler, şirketin sürdürülebilir kalkınma yolculuğunu ve toplumsal katılıma yönelik taahhütlerini, yenilikçi teknolojilerini ve ürünlerini ilk elden keşfetme fırsatını yakalıyor.
Dünyanın önde gelen akıllı teknoloji şirketlerinden TCL, küresel çapta yürüttüğü #TCLGreen ve #TCLforHer kampanyalarını dünyanın en büyük tüketici elektroniği ve ev aletleri fuarı IFA 2023’teki benzersiz, interaktif sergilerinde sahneye çıkararak sürdürülebilir uygulamaları teşvik etmek ve toplumdaki mükemmelliği vurgulamak amacıyla gerçekleştirdiği çalışmaları misafirlere aktarıyor.
TCL Technology Başkan Yardımcısı ve TCL Yardım Vakfı Başkanı Yuki Wei, “TCL, sosyal değişim ve daha sürdürülebilir, eşit bir gelecek inşa etme konusunda teknolojinin gücüne inanıyor. Yıllardır yenilikçi teknolojimiz, stratejik ortaklıklarımız ve geniş kapsamlı toplumsal girişimlerimizle mükemmelliğe ilham veriyoruz. #TCLGreen ve #TCLforHer’i IFA’da ilk kez sergileyerek TCL’in teknolojiyi iyilik için nasıl kullandığını ve bunun için üstlendiği aktif rolü müşterilerimize ve iş ortaklarımıza gösterdiğimiz bu yıl, bizim için önemli bir kilometre taşı niteliğinde.” dedi.
#TCLGreen ve #TCLforHer sergileri sürükleyici bir deneyim sunuyor
TCL, “Geleceğe İlham Ver” teması altında, vizyonunu yansıtmak ve ziyaretçileri iki küresel kampanyası hakkında üst seviye bir görsel-işitsel deneyim aracılığıyla bilgilendirmek için stant tasarımında çeşitli ve yaratıcı unsurlar kullanıyor.
#TCLGreen sergisi video, ses ve ışığı bir araya getirerek ziyaretçilerin içine adım atabilecekleri tamamen sürükleyici bir alan yaratıyor. Bunun merkezinde TCL ve ünlü sanatçı Kevin Chu tarafından ortaklaşa yaratılan ödüllü TCLGreen heykelinin sanal gösterimi yer alıyor. TCL tarafından tedarik edilen ileri dönüştürülmüş ve atılmış elektronik devre kartlarından yapılan bu çığır açan eser, TCL’in ÇSY (çevresel, sosyal ve yönetişim) yolculuğunu ve elektronik ürünlerin geri dönüşümünün temel zorluğunu yaratıcı bir şekilde gösteriyor. TCL’in Karbon Nötr Belgesi’nin temmuz ayında duyurulmasının ardından gerçekleştirilen bu sergi aynı zamanda şirketin 2030 yılına kadar karbon emisyonlarını azaltma ve 2050 yılına kadar operasyonlarında karbon nötr olma konusunda verdiği taahhüdünü ve eylem planını da yansıtıyor.
#TCLforHer sergisinde ise TCL’in kız çocuklarını ve kadınları sınırları aşmaya ve güçlerini yeniden keşfetmeye teşvik etmeyi amaçlayan geçmiş girişimlerinden videolar ve materyaller de sergileniyor. Ziyaretçiler, #TCLforHer tasarım öğeleriyle kişiselleştirilmiş fotoğraflar oluşturarak etkinlikten bir hatıra parçasını yanlarında götürebiliyor. TCL, bu deneyim sayesinde daha fazla kadına potansiyellerini açığa çıkarmaları için ilham olmayı amaçlıyor.
TCL sürdürülebilirliğe ve toplumsal katılıma destek vermeye devam ediyor
TCL, yıllardır sürdürülebilirlik ve toplumsal katılım alanlarında değişimi teşvik etmek için küresel ağını ve inovasyon gücünü kullanıyor. 2022 yılında başlatılan #TCLGreen, sürdürülebilirliği TCL’in işinin merkezine koyarak herkes için daha sürdürülebilir bir gezegeni desteklemeyi amaçlıyor. TCL Technology, geçtiğimiz yıl itibarıyla çevrenin korunması için toplam 1,04 milyar dolar yatırım da yaptı.
Üretim süreçleri, ürünler, endüstriler ve endüstri zincirlerinin yanı sıra değerlerini ve kültürünü içeren kapsamlı bir sürdürülebilirlik uygulamasına sahip olan TCL Technology, sürekli çabaları sayesinde sadece 2022 yılında 229,53 milyon ton su tasarrufu sağlarken 54,64 milyon ton su kaynağını ve 81.865 ton atığı geri dönüştürdü.
Bir diğer büyük kampanya olan #TCLforHer, dünya çapında kadınların kişisel gelişimini teşvik etmek ve kendi kendini idame ettiren ilham verici bir ekosistem yaratılmasına yardımcı olmak amacıyla 2021 yılında başlatıldı. Geçtiğimiz ay, yılın en büyük kadın spor etkinliklerinden biri sırasında TCL, futbol gibi güzel bir oyuna yeni standartlar getiren ve yeni kuralları yazan kadınları kutlayan entegre bir yaratıcı pazarlama girişimi olan #OurBeautifulGame’i tanıttı. Benzer şekilde, FIBA Global Ortağı olarak TCL, kadın ve kız basketbolunu teşvik etmek için de “Her World, Her Rules” projesini destekledi. TCL, sporun yanı sıra imkânları kısıtlı ailelerden, gelecek vaat eden bine yakın genç kadına lise ve yüksek öğrenim hayatlarında destek oldu.
TCL, “Büyüklüğe İlham Verme” vizyonuyla uyumlu olarak, bu yılki IFA etkinliğine, tüketici elektroniğinden gelişmiş ekran teknolojisine kadar uzanan geniş ürün portföyünü günlük yaşamda daha fazla ilham vermek için getiriyor. IFA 2023 sırasında ziyaretçiler, Messe Berlin’de Salon 21A’daki #TCLGreen ve #TCLforHer sergilerini ziyaret ederek TCL’in sürdürülebilir kalkınma yolculuğunu ve toplumsal katılıma yönelik taahhütlerini, yenilikçi teknolojilerini ve ürünlerini ilk elden keşfetme fırsatını yakalıyor.

DoktorTakvimi, teknoloji şirketleri arasında en iyi işveren oldu

Türkiye’nin en büyük online sağlık platformu DoktorTakvimi, Great Place to Work Enstitüsü tarafından belirlenen Best Workplaces in Technology™ 2023 listesinde, teknoloji şirketleri arasında kendi kulvarında en iyi işveren seçildi.

İnterneti kullanarak sağlık araştırması yapan hasta ve danışanlarla randevularını online bir şekilde yönetmek isteyen hekim ve uzmanları buluşturan DoktorTakvimi, Great Place to Work “Best Workplaces in Technology™ 2023” listesinde yerini aldı.
Daha önce Great Place to Work® Türkiye, Best Workplaces for Millennials 2023 “Y Kuşağı için En İyi İş Yerleri” listesine de giren DoktorTakvimi, Best Workplaces in Technology™ 2023 listesinde 100 – 249 çalışan kategorisinde bir numara oldu.

“Amacımız çalışanlarımız için harika bir iş yeri yaratmak”
DoktorTakvimi Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü Sinem Yurdun, “DoktorTakvimi olarak, tüm çalışanlarımız için mutlu hissedebilecekleri, güvenilir ve harika bir iş yeri yaratmak için çalışıyoruz. Ne mutlu bize ki bu kapsamda hayata geçirdiğimiz uygulamalar karşılık buluyor. Önümüzdeki yıllarda da Great Place to Work Enstitüsü tarafından oluşturulan listelerde yer almaya devam edeceğiz” dedi.
Yüzde 85 oranında çalışan memnuniyeti
Teknoloji sektörünün En İyi İşverenleri™ listesinde yer alan şirketlerin çalışanları yüzde 85 oranında bulundukları organizasyonu yakın tanıdıklarına harika bir iş yeri olarak kesinlikle tavsiye ettiklerini ifade ediyor. Bu oran standart organizasyonlara göre yüzde 28 daha yüksek çalışan deneyimi anlamına geliyor. Liste şirketlerinin çalışanları yüzde 85 oranında başarı ve özel çabalarının yöneticileri tarafından takdir edildiğini ifade ederken, standart şirketlerde ise bu oran yüzde 44 olarak görülüyor.

ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI ABDULKADİR URALOĞLU MALTA ULAŞTIRMA ALTYAPI VE BÜYÜK PROJELER BAKANI AARON FARRUGIA’YI KABUL ETTİ

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Malta-Gozo Adası denizaltı tünel projesinin gündeme geldiğini belirterek, “Ülkemiz firmalarının bu projede yer almasına büyük önem veriyoruz. Türkiye olarak altyapı projelerinde önemli bir birikime sahip olduğumuzu belirttik” dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Malta Ulaştırma Altyapı ve Büyük Projeler Bakanı Sayın Aaron Farrugıa kabul etti. Bakan Uraloğlu, Malta Ulaştırma Altyapı ve Büyük Projeler Bakanı Sayın Aaron Farrugıa ile iki ülke arasındaki ulaştırma ve altyapı konularını ele aldı. Bakan Uraloğlu, geçtiğimiz günlerde sonlandırılan denizcilik, havacılık ve altyapı projelerinin ele alındığını belirterek, “Özellikle Malta-Gozo Adası denizaltı tünel projesine değindik. Ülkemiz firmalarının bu projede yer almasına büyük önem verdiğimizi söyledik” diye konuştu.

Bakan Uraloğlu, Malta’nın denizcilik sektöründeki önemli bir rolü olduğunu belirterek, “İki ülke arasında 2015 yılında imzalanan Denizcilik Anlaşması çerçevesinde hayata geçirilen Ortak Komisyonun yeniden canlandırılması konusunda mutabakata vardık. Sivil Havacılık alanında da Malta’dan ülkemize gerçekleştirilecek turistik amaçlı charter uçuşlar konusunda her türlü kolaylığı sağlamaya hazır olduğumuzu belirttik” dedi.

Toplantının sonunda, karşılıklı iyi niyet beyanları dile getirildi ve sorunsuz ilişkilerin daha da ileriye taşınması temennisinde bulunuldu.

ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI ABDULKADİR URALOĞLU:”TAHIL KORİDORU’NUN DENİZCİLİK VE ULAŞIM TARAFINI TAKIP EDİYORUZ.  GENEL OLARAK DEVAM ETMESİNDEN YANAYIZ”

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Ukrayna Başbakan Yardımcısı ve Altyapı ve Bölgesel Kalkınma Bakanı Oleksandr Kubrakov ile gerçekleştirdiği video konferans görüşmesinde 17 Temmuz 2023 tarihinde sona eren “Tahıl Koridoru” Anlaşmasıyla ilgili olarak Bakanlığının üzerine düşeni yapmaya hazır olduğunu ifade etti.

Bakan Uraloğlu, “Tahıl Koridorunun denizcilik ve ulaşım tarafını takip ediyoruz. Tahıl koridorunun devamı Dışişleri Bakanlarımızın yapacağı görüşmelere göre şekillendirmiş olacak. Ayrıca Ukrayna’nın Karadeniz kıyısındaki limanlarının ticarete açık kalmasına Bakanlığımız özel önem vermektedir. Bu sayede Karadeniz’deki ticaretin devamı sağlanmış olacaktır” dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Ukrayna Başbakan Yardımcısı ve Altyapı ve Bölgesel Kalkınma Bakanı Oleksandr Kubrakov ile video konferans görüşmesi gerçekleştirdi.

Bakan Uraloğlu ve Ukraynalı mevkidaşı Kubrakov görüşmesinde Rusya-Ukrayna savaşında zarar gören otoyollar ve ulaşım altyapısının yeniden inşası ele alındı. Görüşmelerde bir diğer önemli başlık da 17 Temmuz 2023 tarihinde süresi dolan Tahıl Koridoru Anlaşması oldu.

Bakan Uraloğlu, bakanlık olarak her konuda üzerlerine düşeni yapmaya hazır olduklarını ifade ederek, “Tahıl Koridorunun denizcilik ve ulaşım tarafını daha çok takip ediyoruz. Dışişleri Bakanlarımızın yapacakları görüşmelere göre şekillenecektir.  Biz üzerimize düşeni her daim yapma noktasında olacağımızı tekrar etmek istiyorum” diye konuştu.

Bakan Uraloğlu, savaş süreci ve Kırım’ın ilhak edilmesiyle ilgili Türkiye tarafının durduğu noktanın açık ve net olduğunu da ifade ederek, “İki ülke arasındaki savaştan belki de en çok etkilenen ülke Türkiye’dir. Savaşın bitmesi için gayretlerimizi Cumhurbaşkanımız defaten dile getirmiştir ve en üst sevide çalışmalar yürütülmektedir. Bunu sizler de biliyorsunuz.” dedi.

KARADENİZ KIYISINDAKİ LİMANLARININ TİCERETE AÇIK KALMASI ÖNEMLİ

Bakan Uraloğlu, “Ukrayna’nın Karadeniz kıyısındaki limanlarının ticarete açık kalması önemli. Bu hususta hangi konumda nasıl destek vermemiz gerekiyorsa o çalışmaları yürütmeye devam edeceğiz” dedi.

Bakan Uraloğlu, önümüzdeki dönemde Ukrayna’nın altyapısının, savaş sonrasında yeniden inşasına yönelik yapılacak yatırımlara da dikkati çekerek, Türkiye olarak, Ukrayna’ya ulaştırma altyapısı yatırımları konusunda gereken desteği vermeye hazır olduklarını söyledi.

Sürdürülebilirliğin tohumları EİB 17’inci Moda Tasarım Yarışması ile atılıyor

Türkiye’de ihracatçı birlikleri arasında katma değeri en yüksek ihracat gerçekleştiren ve sürdürülebilir dönüşüme liderlik eden Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin Ticaret Bakanlığı’nın desteğiyle bu sene 17’incisini düzenlediği EİB Moda Tasarım Yarışması’nda finalistler 4 Eylül’de İzmir Arena’da açıklanıyor.

Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, “Tasarım yarışmalarının katma değerli ihracata giden yolda, yetenekli tasarımcıların keşfedilmesinde önemli bir rolü var. Biz Türk moda endüstrisi olarak tasarım ve katma değeri bir araya getiriyoruz. Türkiye’nin hazırgiyim sektörü ihracat birim fiyatı 15,8 dolarken, EHKİB olarak ihracat birim fiyatımız 21,3 dolar. Hazırgiyim sektörünün kilogram başına ihracat değeri Türkiye ortalamasının oldukça üzerinde, bunda etkili olan faktör, sektörün tasarım gücü.” dedi.

EHKİB Sosyal Organizasyonlar ve Yarışma Komitesi Başkanı Tuğba Hazar, “EHKİB olarak bütün projelerimizde olduğu gibi tasarım yarışmalarımızda da vizyonumuzun ana eksenini sürdürülebilirlik oluşturuyor. Bu yıl 17’incisini düzenlediğimiz Moda Tasarım Yarışmamızda, sürdürülebilir moda kavramının önemini SEED konseptimiz ile öne çıkarıyoruz. Bu sene toplam nakdi ödülümüzü de yükselttik. Yarışmaya yine rekor bir katılım vardı, 250 dosya ile başvuru yapıldı.” diye konuştu.

EİB Moda Tasarım Yarışması hakkında

Bugüne kadar sektöre Emre Erdemoğlu, Merve Uçar, Mahmut Ağaç, Özlem Erkan, Orkun Sevim, Harun Çifçi gibi başarılı tasarımcıları kazandıran Moda Tasarım Yarışmamız geçmiş senelerde Uyanış, Karnaval, Göç, Manipulasyon, Giz, Varoluş, Re-FORM, Newstalgia, The Message Tech-tility ve Contact-less temaları ile organize edildi. EİB 17’inci Moda Tasarım Yarışmasının bu seneki teması ise SEED- Tohum.

Yurtdışı eğitim bursu ve dünyanın en ünlü fuarlarını ziyaret etme şansı

Yarışma kapsamında ilk üç dereceyi alan finalistler nakdi ödüllerin yanı sıra Ticaret Bakanlığı’nın onayı halinde yurt dışında eğitim fırsatına da sahip oluyor. İlk 10 finalist bu ödüllerin yanında EHKİB Yönetim Kurulu kararı çerçevesinde yine EHKİB tarafından milli katılım organize edilen moda sektörünün önde gelen moda fuarlarını ziyaret hakkı elde ediyor. (Bu kapsamda ziyaret edilen fuarlar: Fransa/Paris’te senede 2 kez düzenlenen Premiere Vision Paris fuarı ile Almanya-Münih’te senede 2 kez düzenlenen Munich Fabric Start fuarı)

EİB 15.Moda Tasarım yarışmasının finalistlerinden Ayşe Kaya Fransa-Paris’te bulunan Instıtut Français de la Mode moda okulunda, 16.yarışmanın finalisti Eda Polat ise İtalya-Milano’da bulunan NABA moda okulunda eğitimlerine devam ediyor.

Ocak-Temmuz döneminde hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatı 11,5 milyar dolara ulaştı

Türkiye’nin hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatı 2023 yılı Ocak-Temmuz döneminde 11,5 milyar dolar, Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin ihracatı ise 813 milyon dolar olarak gerçekleşti. EHKİB’nin ihracatındaki ilk üç ülke arasında 196 milyon dolarla Almanya, 166 milyon dolarla İspanya, yüzde 3 artışla 76 milyon dolarla ise Hollanda yer alıyor.

EİB XVII. MODA TASARIM YARIŞMASI

 Finalistler: 

 AYŞE HÜMEYRA TATAR

AYŞENUR KAYAR

BEYZA BAYRAM

ENES YOLCU

EZGİ KIZILTAN

MEHMET MELİH SEVİNÇ

MELİS DORU

MİREY DEMİRCİ

SERKAN ÇINAR

ZEYNEP KOÇ

17.EİB MODA TASARIM YARIŞMASI FİNAL JÜRİSİ

Tuğba HAZAR                           Jüri Başkanı

  1.         Belma ÖZDEMİR                Moda Tasarımcısı- MTD Eş Başkanı
  2.         Çiğdem AKIN                                  Moda Tasarımcısı
  3.         Emre ERDEMOĞLU                      Moda Tasarımcısı
  4.         Esin ÖZYİĞİT                                 İzmir Moda Tasarımcıları Derneği Başkanı
  5.         Fırat NEZİROĞLU             Moda Tasarımcısı ve Dokuma Sanatçısı
  6.         Fırat ÖZDEMİR                  Fıratteks Firma Yetkilisi
  7.         Gökay GÜNDOĞDU                       Moda Tasarımcısı
  8.         Meltem Özbek                                  Moda Tasarımcısı
  9.         Mert YEMENİCİOĞLU     Moda Stilisti
  10.       Murat AYTULUM               Moda Tasarımcısı
  11.       Nejla Güvenç                        Moda Tasarımcısı
  12.       Nihan Peker                         Moda Tasarımcısı
  13.       Niyazi ERDOĞAN               Moda Tasarımcısı

SEED / TOHUM

 Oluşum sürecinin başlangıcı olarak tohumu konumlandırdığımızda, kendimizi Teşekkül (biçim kazanma oluşma), Tekevvün (var olma, doğuş, oluşma) kavramlarının derinlerinde buluruz.

Algılarımızın sınırlarını zorladıkça varoluştan yok olmaya doğru bir yola gireriz ve yolun sonunda boşluklarımızı doldurabilme kabiliyetine erişiriz.

Tohum; Sınırlı kaynaklarla dolu bir dünyada, insanın sınırsız isteklerine ve gereksinimlerine cevaptır.

Var olmanın temeli olan TOHUM, varoluşçuluk akımını içinde barındırır. Varoluşçuluk, bireyselliğin ön plana çıktığı ve insan varlığını tüm yönleriyle incelendiği felsefi bir sistemdir.

Bu akımda, özgürlük ve sorumluluk kavramları ön plana çıkmaktadır. Bu nedenle bu tema ile önce kendi varlığına sonra diğer insanlara karşı sorumlu hissetmelisin!

İşte tamda bu sebepten sürdürülebilir moda kavramının önemi SEED konsepti öne çıkarıyor, modanın tüketimini ve artık tüketilmişi tekrar var etme çabasını bu bağlamda tekrar fark ediyoruz.

 EİB, ülkemizin genç tasarımcılarına kendini gösterme fırsatı vererek, farkındalık platformu yaratmak ve sektöre sunduğu yeni değerlerle Türk Moda Endüstrisinin gelişimine katkıda bulunmak amacıyla bu yıl 17.’sini düzenleyeceği Moda Tasarım Yarışmasında, katılımcıların SEED konseptiyle, “SEZONDAN BAĞIMSIZ” olarak oluşturacakları Kadın ve Erkek Hazır Giyim koleksiyonlarını görmeyi heyecanla bekliyor.

EİB 17. Moda Tasarım Yarışması’nda tasarımcıların mentorluğunu ise moda tasarımcısı Özlem Erkan yaptı.

Ödüller neler?

-Birincilik Ödülü 100.000 TL

İkincilik Ödülü 75.000 TL

Üçüncülük Ödülü 50.000 TL.

-Yurtdışı Eğitim Bursu Ödülü:

-Yurtdışı Fuar Katılımı

Not: İlk 10 finalistin koleksiyonları Türkiye İhracatçılar Meclisi organizasyonu ve Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda her yıl düzenlenmesi beklenen Türkiye Tasarım Haftası etkinliğinde sergilenecektir.

Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, Kayseri ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Küresel Gazeteciler Konseyi, TSYD, TİMEF, AVKON, ADD üyesi, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği, Tüm Mücadele Sporları Derneği, Kayseri Spor Adamları Derneği, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Android Uygulama Popup
Logo

📲 Davut Güleç Haberler

Android cihazınızdan kolayca haberleri takip edin!

📥 Uygulamayı İndir
Davut Güleç Panel İletişim Davut Güleç – Sağ Menü