EkonomiSanayi-Teknoloji

Ekonomi-teknoloji haberleri (30.06.2021)

SANAYİ ODASI BAŞKANI MEHMET BÜYÜKSİMİTCİ  HASBİHAL TOPLANTISININ KONUĞU OLDU

Sanayi Odası Başkanı Mehmet Büyüksimitci Hasbihal Toplantısının Konuğu oldu.

Toplantıda, Başkan Mehmet Kütahneci, oda ve sivil toplum kuruluşlarının birleştirici gücü olduğunu ve yönetim olarak hasbihale, fikir alışverişine ve istişareye önem verdiklerini vurguladı. Ayrıca normalleşme dönemiyle hasbihal toplantılarına başladıklarını belirten Başkan Kütahneci, davetlerine icabet eden Sayın Büyüksimitci’ye teşekkür etti.

MÜSİAD üyelerinin katıldığı toplantıda, Başkan Mehmet Büyüksimitci, oda faaliyetleri, projeleri, gelecekteki planları ve iş dünyası hakkında yaptığı sunumla bilgi paylaştı.

Sohbet ortamında geçen hasbihal soru cevapla sona erdi.

Tekin Urhan Yeni Dönem TAİDER Başkanı Seçildi!
TAİDER Aile İşletmeleri Derneği’nin 8. Genel Kurul toplantısı 29 Haziran 2021 tarihinde İzmir’de gerçekleşti. TAİDER 2021-2023 dönemi Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu üyelerinin seçildiği toplantıda TAİDER’in yeni dönem 5.Yönetim Kurulu Başkanı Tekin Urhan oldu.
TAİDER Türkiye’deki aile işletmelerinin nesilden nesile aktarılmasına ve sürdürülebilir bir gelişme izlemesine, ülke ekonomisinin daha sağlıklı ve istikrarlı büyümesine destek olmayı hedefliyor.
İzmir’de yapılan genel kurul toplantısının açılış konuşmasını TAİDER 2019-2021 dönemi Yönetim Kurulu Başkanı Candan Çilingiroğlu yaptı. TAİDER’in, varlık sebebine bağlı olarak belirlenen hedeflerini gerçekleştirmek üzere kuruluşundan bugüne pek çok proje ve etkinliğe imza atıldığının altını çizen Candan Çilingiroğlu, “Dokuz yıllık bir sürede 300’ü aşkın etkinliğimizde 10 binin üzerinde kişiye dokunarak Türkiye’deki aile işletmelerinin gündemini yansıttık. Paydaşı olduğumuz sivil toplum örgütleri, odalar ve üniversitelerle ortak düzenlediğimiz etkinlikler ve eğitimlerle pek çok aile şirketi sahibi, kurum yöneticisi ve akademisyenle bir araya geldik” dedi.
TAİDER Genel Kurul gündemi kapsamında yapılan 2021-2023 dönemi yönetim kurulu ve denetim kurulu seçiminin ardından Cryocan Yönetim Kurulu Başkanı, TAİDER Yönetim Kurulu Üyesi Tekin Urhan, TAİDER Aile İşletmeleri Derneği’nin Yönetim Kurulu Başkanlığına seçildi. TAİDER Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini Candan Çilingiroğlu’ndan devralan Tekin Urhan konuşmasında şunları söyledi: “TAİDER, dokuz yıldır aile işletmelerinin sürdürülebilirliği ve iletişimi için büyük sorumluluklar üstleniyor. Derneğimiz ilk günden itibaren büyük bir ivmeyle büyüyor. Bugüne kadar etkin olmamızda emeği geçen tüm başkanlarımıza, yönetim kurulu ve dernek üyelerimize teşekkür ediyorum. Bundan sonraki dönemde de hedeflerimize büyük bir heyecanla koşacağız. Yapacağımız araştırmalarla aile şirketlerine yön vermeye ve ışık olmaya devam edeceğiz. TAİDER olarak iş dünyası ve platformlarıyla olan işbirliğimiz ve düzenli istişarelerimizin, ülkemizin ekonomik kalkınması için atılan sosyal adımlara güç verdiğine inanıyorum. Üyelerimizin, temsilcilerimizin ve tüm kadrolarımızın destekleriyle aile işletmelerinin sürdürülebilirliğini devam ettirme ve yükseltme misyonumuza kararlılıkla devam edeceğiz. Hem ülkemizin hem de bulunduğumuz coğrafyanın diğer ticari ve kültürel etkileşim platformlarına ve tüm proje ortaklarımıza şükranlarımı sunuyorum.”
Yapılan seçimle derneğin yeni yönetim kurulunun asil ve yedek üyeleri de belirlendi:
2021-2023 Dönemi TAİDER Aile İşletmeleri Derneği Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu Üyeleri
Yönetim Kurulu Asil Üyeleri    Yönetim Kurulu Yedek Üyeleri
1.    Tekin Urhan                               1.    Murat Kolbaşı
2.    Feyyaz Ünal                               2.    Tal Garih
3.    Başak Kurtoğlu                          3.    Serra Koyuncu
4.    Temel Aycan Şen                       4.    Fatma Olten
5.    Ahu Serter                                5.    Murat Özcan
6.    Berna Aşİroğlu                          6.    Serhat Büyükhelvacıgil
7.    Gülçağ Gencer                           7.    Azize Ünlütürk
Denetim Kurulu Asil Üyeleri                Denetim Kurulu Yedek Üyeleri
1.    Ali İhsan Yeşilova                       1.   Meral Toraman
2.    Aysu Dalan Benlioğlu                  2.   Reşit Göğüş
3.    Mehmet Kanat                           3.   Tunç Atıl

İNSANLAR KARARLARINI DUYGULARIYLA ALIP, MANTIKLARIYLA DESTEKLİYOR

İş yönetimi ve şirketler arası pazarlamayı anlattığı kitaplarıyla iş dünyasından geniş okuyucu kitlesine ulaşan Recep Akbayrak, ”Sinirbilim’in de kanıtladığı gibi insanlar kararlarını önce duygularıyla alıyor ve sonra da mantıklarıyla destekliyor, bu da pazarlama açısından büyük fırsatlar sunuyor.” diyor.

Günümüzde şirketler potansiyel müşterilerine ulaşabilmek ve satış yapabilmek için çaba sarf ediyor ancak çok az şirket aslında potansiyel müşterilerinin ne istediğine odaklanıyor.

Şirketler arası pazarlamanın Türkiye’deki uzman isimlerinden Recep Akbayrak, son kitabı

Müşteri Bulma Sanatı’nda müşterinin ihtiyacına odaklanılmasının gerekliliğini anlatıyor.

Akbayrak; “Günümüzde ürünler birbirine benziyor. Aşırı farklılığı olan ürünler neredeyse yok gibi. Buna rağmen, bazı firmalar sektörün liderinden ürün almayı tercih ediyor. Bazılarının tercihi ise yeni kurulmuş firmalarla çalışmak oluyor. Bu durumun birçok nedeni var ancak en büyük nedeni şu: İnsanlar kararlarını önce duygularıyla veriyor, sonra verdiği kararı mantığıyla destekliyor. Yani aslında insan önce kendini ikna ediyor. Sadece bu bilimsel gerçekten bile yola çıkarak, pazarlamayla neler yapılabileceğini hayal etmek hiç de zor değil.” diyor.

TÜRKİYE’DEKİ KOBİ’LER İÇİN BÜYÜK FIRSATLAR VAR

B2B (şirketler arası) pazarlamayı merkeze alan ve uygulayan KOBİ’ler için hem Türkiye’de hem de yurtdışında büyümek için ciddi fırsatlar bulunduğunu belirten Recep Akbayrak, ortaya koyduğu sektörel odaklanma sistemini uygulama örnekleri üzerinden de anlatıyor.

SEKTÖREL ODAKLANMA YÖNTEMİ

Çoğu firma kendi ürün ve hizmetlerine o kadar çok odaklanıyor ki, sadece faydayı anlatmanın satış yapmak ve sadık müşteri oluşturmak için yeterli olacağı düşünülüyor şeklinde demeç veren yazar, ”Oysa sizin ürünlerinizin ne kadar çok sektörde kullanıldığıyla potansiyel müşterileriniz hiç ilgilenmiyor onun yerine tamamen kendi sektörüne özelleştirilmiş hap bilgi istiyor.” dedi. Recep Akbayrak B2B markalar için en etkili pazarlama yönteminin sektörel odaklanma olduğunu sözlerine ekledi.

UTİB ve UHKİB, GELECEĞİN AR-GE MÜHENDİSLERİNİ TEKSTİL SEKTÖRÜNE KAZANDIRIYOR

Tekstilin başkenti Bursa, UTİB ve UHKİB ile Ar-Ge mühendisi ihtiyacını karşılamak için önemli bir adım attı. Ar-Ge Mühendisi Yetiştirme Programı’nı tamamlayan 50 kişiye sertifika verildi. Techxtile Ar-Ge Merkezleri Mini MBA Programı katılımcıları da sertifikalarına kavuştu.

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB), Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (UHKİB) ve Türk Mühendis ve Mimarlar Odası Birliği (TMMOB) Tekstil Mühendisliği Odası Bursa Şubesi iş birliğiyle yürütülen Tekstilde Ar-Ge Mühendisi Yetiştirme Programı’nı başarıyla tamamlayan 50 katılımcıya sertifikaları takdim edildi. Törende, UTİB ev sahipliğinde gerçekleştirilen Techxtile Ar-Ge Merkezleri Mini MBA Programı katılımcılarına da sertifika verildi.

 2 BİN 561 BAŞVURU ALINDI

Yapılan her Ar-Ge çalışmasının sektörleri ve genel kalkınmayı desteklediğini söyleyen UTİB Denetim Kurulu Üyesi Aşkın Kandil, “Birliğimiz üyesi firmaların Ar-Ge tasarım merkezlerinin ihtiyacı doğrultusunda nitelikli personel istihdamı için hem yeni mezunlarımızı, hem de mevcut personelimizi geliştirmeyi amaçladık. Programda bir proje fikrinin üretilmesi, araştırılması, proje yürütme sistematiği ve yönetiminin yanı sıra bu projelerin veya fikirlerin pazarlanmasına kadar olan tüm yapı taşlarını konusunda ve sektörde uzman kişilerce katılımcılarımıza aktardık ve alanında yetkin eğitmenler ile katılımcıları bir araya getirdik. 12 yıl önce alanında ilk olan ve diğer sektörlere de rol model olan Ar-Ge Proje Pazarı etkinliğimizi, geliştirerek Techxtile Start-Up Challenge olarak sürdürüyoruz. Girişimcilerimizi sanayicilerimiz ile buluşturduğumuz programımıza bu güne kadar 2 bin 561 proje başvurusu aldık ve bunun 265’i iş birliğine dönüştü. Ar-Ge, şirketlerimiz için çok önemli çünkü bilgi ve yeni bakış açıları bize güç sağlıyor. Ar-Ge aynı zamanda verimliliğin artırılabileceği ve maliyetlerin azaltılabileceği mevcut süreçlerde iyileştirmeler sağlıyor. Ayrıca, firmaların rekabetçi pazarlarda ayakta kalmasına ve gelişmesini sağlayan yeni ürünler ve hizmetler geliştirmelerine olanak sağlıyor.

Ar-Ge, bir firmanın büyümesi ve bir pazarda rekabet edebilme becerisi açısından önemli. Yeni teknolojileri hızla içselleştiren ve mevcut süreçleri iyileştirebilen bir işletmenin orta ve uzun vadede başarılı olma olasılığı yükseliyor.

Bu düşünceden hareketle programımızda katılımcılara bir firmayı ya da ürünü daha yukarıya taşıyabilecekleri bilgi ve birikimi aktardık. Bundan sonrasında başarılar diliyoruz” ifadelerini kullandı.

‘START-UP EKOSİSTEMİ GELİŞTİRİLMELİ’

Projenin geldiği noktada büyüyerek devam etmesinin şart olduğunu kaydeden UHKİB Denetim Kurulu Üyesi Burak Anıl da “Tekstil ve hazır giyim sektörleri, Türkiye’de sanayinin temel taşları. Sektörümüzde sağladığımız istihdam, ülkemizde işsizliği azaltırken toplumun refahını da sağlamaktadır. Tekstil sektörü, dünyada çok özel bir yere sahip olan yüksek teknolojili ürünleri ile küresel pazarlarda da var oluşumuzu oluşturuyor. Bunun yanında ihracatın bağlı olduğu Start-Up ekosisteminin de geliştirilmesinin zorunlu hale geldiğini düşünüyoruz. Tekstil sektöründe dünyada rekabet edebilmemizin en önemli şartı budur. Bu proje ile de Ar-Ge ve tasarım merkezlerinde proje kültürünün içselleştirilmesini amaçladık. Sektörümüzde birlikteliğimizin ve paydaşlığımızın büyüyerek devam etmesini temenni ediyoruz” dedi.

‘EĞİTİM BİTMEDEN YENİ TALEPLER GELDİ’

Tekstil ve hazır giyim sektörünün ihracatta lokomotif işlevi üstlendiğini kaydeden Tekstil Mühendisleri Odası Genel Başkanı Aykut Üstün, “Ülkemizin ve dünyamızın zorlu pandemi sürecinden geçtiği bu dönemde Bursa Şube’mizin, UTİB’in ve UHKİB’in düzenlediği programda emeklerini sergileyen eğitimcilerimizi ve katılımcılarımızı tebrik ediyorum. Program, sektörümüzde o kadar büyük bir boşluğu doldurdu ki tamamlanmadan önce yenisinin taleplerini ve başvurularını aldık. Bu güzel eğitimin tekrarının ve sürdürülebilirliğinin sağlanmasını ve sektörümüzü daha ileri noktalara taşımasını temenni ediyorum” dedi.

‘HER İYİ İŞ, BİZE GERİ DÖNECEK’

Projenin, tekstil mühendisleri ve yeni mezun tekstil mühendislerinin sanayi ve iş dünyasıyla buluşturulması amacıyla düzenlendiğini belirten Tekstil Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Füsun Ekren ise programın ortaya çıkış hikâyesine dikkati çekerek “Uzun bir hazırlık döneminin ardından sektördeki paydaşlarımız ile dirsek temasında olarak bu zorlu ve güzel süreci tamamladık. Sektörümüzün nitelikli personel ihtiyacını karşılamak ve katma değeri yüksek ürünler üretme amacıyla gerçekleştirdiğimiz projemiz, tekstilde istidamı artıracak. ‘Tekstil hepimizin ve yaptığımız her iyi iş, bize geri dönecek’ mottosuyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Projemize gelen yoğun başvurular sonucunda ikinci bir programın da yapılacağını müjdelemek istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Kolaysoft Teknoloji ile ecza depoları arasında stratejik iş birliği yapıldı

Kolaysoft Teknoloji AŞ ile ülkemizin köklü ecza depoları Selçuk Ecza Deposu ve As Ecza Deposu arasında stratejik iş birliği anlaşması imzalandı. Anlaşma kapsamında, bu depoları kullanan eczacılara, 2024 yılı sonuna kadar gelen ve giden tüm e-dönüşüm hizmetleri ücretsiz olarak verilecek. Kolaysoft Teknoloji ve ecza depoları, e-dönüşüm uygulamasında eczacıların yanında yer almaya devam edecek.

Sağlık hizmet sunucularına 1 Temmuz itibariyle e-fatura zorunluluğu geldiğini hatırlatan Kolaysoft Teknoloji Dijital Dönüşüm Uzmanı Derya Gökkaya, şunları anlattı:

Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB)’in, Şubat 2021’de yayınlamış olduğu Tebliğ kapsamında, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile anlaşma yapan sağlık hizmet sunucuları, 1 temmuz tarihinde e-faturaya geçiş yapmak zorundadır. Sağlık hizmet sunucuları sektöründe, 25 bini aşkın eczacı bulunuyor. Kolaysoft olarak bizler, 4 yılı aşkın süredir eczacılara hizmet veriyoruz. Eczacılar için anahtar teslim “Eczacıkart e-fatura Portalı”mız sayesinde, e-faturaya geçiş için sadece e-imzalarını bulundurmaları yeterli ve bu süreci kolay bir şekilde yönetiyorlar. Nitekim bu dönemde, 54 ilin eczacı odası ile webinarlar yaptık ve Eczacıkart Portalımızın kullanımını, avantajlarını, güçlü ve güvenilir altyapısını anlattık. Eczacılarımızın e-faturalarını daha kolay kesileceği 2.’nci bir platform olmadığını da özellikle belirtmeyi isteriz” diyerek sözlerini tamamladı. 

TotalEnergies, Peugeot, Citroën ve DS Automobiles ile yenilediği global iş ortaklığını, Opel ve Vauxhall ile ileriye taşıyor

TotalEnergies ve Stellantis, Peugeot, Citroën ve DS Automobiles markalarına yönelik iş ortaklıklarının önümüzdeki beş yıl için yenilendiğini duyurdu. İki grup, ortaklığın ayrıca Opel ve Vauxhall’ı da kapsayacak şekilde genişlemesiyle yeni bir sayfa da açıyor. Bu global iş birliği anlaşması beş temel alanı kapsayacak:

Sürdürülebilir gelişim ve inovasyon açısından ortak Ar-Ge hedefleri doğrultusunda, yeni elektrikli motorlar ve bileşenleri gibi özellikle yeni mobilite modelleri için özel olarak optimize edilmiş düşük karbonlu veya biyo kaynaklı yakıtlar, madeni yağlar, bataryalar ve sıvılar kapsamında genişleyen araştırma ve geliştirme iş birliği.

Dünya genelinde ilgili beş Stellantis Group markasının tesislerinde üretilen araçlar için TotalEnergies tarafından sağlanan “ilk dolum” yağları.

Peugeot, Citroën, DS Automobiles, Opel ve Vauxhall markalarının satış sonrası ve servis ağlarına özel Quartz Madeni Yağları tavsiyesi. Yetkili servis uzmanları, bu beş araç markasının motorları için özel olarak geliştirilmiş, performans, güvenilirlik ve yakıt tasarrufu garanti eden TotalEnergies’in üstün teknolojili motor yağlarına erişebilecek.

Çeşitli elektrikli ve hibrit programlarına özel olarak odaklanarak gerçekleşecek teknik ve sportif iş birliği içeren otomobil yarışları:

Peugeot’nun 24 Hours of Le Mans ve FIA-Dünya Dayanıklılık Şampiyonası’na hibrit prototiplere ilişkin Hypercar (Hiper otomobil) kategorisinde geri dönüşü ile Peugeot Sport ile TotalEnergies arasında, yan kuruluşu SAFT vasıtasıyla gerçekleşen iş birliği ile bataryaların tasarımı ve özel madeni yağların geliştirilmesi.

Quartz EV Fluid yağ serisinin geliştirilmesiyle birlikte tek kişilik elektrikli otomobil yarışı olan ABB FIA Formula E Dünya Şampiyonası’nda unvan sahibi DS-TECHEETAH takımına sürekli destek.

Opel Motorsport ile ilk elektrikli ralli dünya kupası olan Opel Corsa-e Ralli Şampiyonası’nı başlatan yeni bir ortaklık.

Mobilite ve Elektrikli Araç şarjı, bu iş ortaklığının yeni bir bileşeni. Stellantis’in Mobilite Markası Free2Move, Paris’teki araç paylaşım etkinliğinde TotalEnergies tarafından işletilen şarj istasyonları ağını kullanacak. Daha basit elektrikli mobilite ile ilgili diğer öneriler de değerlendirilme aşamasında bulunuyor.

TotalEnergies Marketing & Services Başkanı Alexis Vovk, görüşlerini şöyle dile getirdi: “Partnerimizin uzun süredir devam eden ve yenilenen güveninden gurur duyuyor ve bu iş birliğini elektrikli otomobil mobilitesine ve Opel ve Vauxhall markaları için madeni yağ tedariğine genişletmekten memnuniyet duyuyoruz. Müşteriyi stratejilerimizin merkezine her zamankinden daha fazla yerleştirerek, bu yenileme her iki grup tarafından paylaşılan takım ruhu, performans ve inovasyon tutkusu değerlerini gösteriyor. Bu geniş kapsamlı ortaklık, aynı zamanda, elektrikli mobiliteyi herkes için erişilebilir hale getirme konusundaki ortak isteğimizi de ortaya koyuyor ve böylece uzmanlığımızı iklim sorununun çözümüne yönelik taahhütlerimizin hizmetine sunuyor.”

Stellantis Satış ve Pazarlama Direktörü Thierry Koskas ise konuyla ilgili “TotalEnergies ile iş birliğimizi güçlendirmekten gurur duyuyoruz. Yüksek performanslı bataryalarda başlatılan gelişmiş sıvı teknolojileri ve ortak geliştirme çalışmaları, işimiz için büyük teknolojik gelişme niteliğinde ve müşterilerimiz ve motor sporları için geleceğin mobilite çözümlerini sunacak” diye konuştu.

OİB 10. Otomotivin Geleceği Tasarım Yarışması online tanıtım toplantısı yapıldı

 Otomotivde “Hareketlilik” temalı projelere 500 bin TL ödül

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği’nin (OİB) düzenlediği 10. Otomotivin Geleceği Tasarım Yarışması (OGTY) ile “Hareketlilik Ekosistemine Çözüm” getiren yenilikçi projelere  toplam 500 bin TL ödül verilecek. Dereceye giren projelerin İTÜ Çekirdek Erken Aşama Kuluçka Merkezinde geliştirilmesine destek olunacak. İTÜ BigBang sahnesinde yarışmaya hak kazanacak olan projelerin patent tescili de sağlanacak.

 OGTY Yürütme Kurulu Başkanı Ömer Burhanoğlu: “İhracatta 15 yıldır üst üste lider olan otomotiv sektörü olarak ülkemizin küreselleşme yolunda gelir düzeyinin artırılması için sorumluluğumuz çok yüksek. Türk otomotiv sektörünün dünyada sürdürülebilirlik sağlayan yeni nesil iş modelleri ile bağlantılı olması için hızla adaptasyona ihtiyacı var. Bunu mümkün kılmak için hayata geçirdiğimiz yarışmamız ile yeni çözümler hedefliyoruz” dedi.

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği’nin (OİB) Türkiye’nin otomotivde Ar-Ge, Yenilik ve Tasarım Merkezi olması ve ihracat artışına katkı sağlanması amacıyla düzenlediği Otomotivin Geleceği Tasarım Yarışması (OGTY) için tanıtım toplantısı yapıldı. OİB’in Ticaret Bakanlığı desteği ve Türkiye İhracatçılar Meclisi koordinatörlüğünde 2012 yılından bu yana düzenlediği ve otomotiv endüstrisinden yerli-yabancı çok sayıda profesyoneli, girişimciyi ve öğrenciyi buluşturan Otomotivin Geleceği Tasarım Yarışması’nın, 10. su bu yıl 18 Ekim tarihinde online olarak gerçekleştirilecek. Geleceğin otomotiv trendleri ve mobilite teknolojilerini belirleyecek yarışma için 3 Eylül 2021 tarihine kadar başvuru yapabiliyor. Otomotivin Geleceği Tasarım Yarışmasının tanıtım toplantısına, Serdar Kuzuloğlu moderatörlüğünde OGTY Yürütme Kurulu Başkanı Ömer Burhanoğlu ve İTÜ Arı Teknokent Pazarlama ve İş Geliştirme Direktörü Arzu Eryılmaz katıldı.

 Otomotivin sorumluluğu büyük

Bu yıl toplamda 500 bin TL ödül verilecek olan yarışmanın tanıtım toplantısında konuşan OGTY Yürütme Kurulu Başkanı Ömer Burhanoğlu, “Otomotiv sektörü olarak ihracatta 15 yıldır üst üste lider durumdayız. Bu nedenle, ülkemizin küreselleşme yolunda gelir düzeyinin artırılması için sorumluluğumuz çok yüksek. Yeni oluşan gelir modelleri içinde de sürdürülebilirlik sağlanmalı ve pasta payı artırılmalı. Bu noktada yarışmamızın önemi ortaya çıkıyor. Pek çok sektörle beraber çalışan otomotiv, artık yeni nesil iş modelleri ile bağlantılı olmaya başladı. Artık sektör olarak bilmediğimiz konularda kabiliyet geliştirmemiz gerekli. Yeterli bilgi birikimi var mı? Biraz var. Ama sürat var mı? Maalesef sektör olarak adaptasyon süratimiz yok. Bunu mümkün kılmak için yeni çözümlere ihtiyacımız var. Bu anlamda yarışma da büyük önem taşıyor” dedi.

500 bin TL ödül verilecek

Ömer Burhanoğlu, bu yılki yarışmaya yönelik şu bilgileri paylaştı: “Teması ‘Hareketlilik Ekosisteminde Çözümler’ olan Otomotivin Geleceği Tasarım Yarışmasında, sektörde fark yaratacak yenilikçi projelere toplamda 500 bin TL ödül verilecek. Bu kapsamda yarışmada birinciye 140 bin TL, ikinciye 120 bin TL, üçüncüye 100 bin, dördüncüye 80 bin TL ve beşinciye 60 bin TL ödül takdim edilecek. Nakdi ödüllere ek olarak, projelerin hayat bulması ve yeni girişimciler yetişmesi için OİB’in İTÜ ARI Teknokent ile yaptığı iş birliği kapsamında, dereceye giren projelerin İTÜ Çekirdek Erken Aşama Kuluçka Merkezinde geliştirilmesine destek olunacak. Ayrıca girişimciler, sanayileşme yolunda danışmanlıktan prototipe, laboratuvardan sanayi ile buluşmaya kadar birçok fırsattan yararlandıracak, ek olarak İTÜ BigBang sahnesinde yarışmaya hak kazanacak. OİB sayesinde girişimciler, aynı zamanda otomotiv sanayinin deneyiminden ve geniş ağından faydalanma ayrıcalığı da elde edecek. Ayrıca yarışmada dereceye girerek ödül almaya hak kazanacak beş finalistin bu yılki ödülleri arasında Adres Patent iş birliğinde Patent Tescili de yer alıyor. Yarışmayı kazanan beş proje sahibinden başvuruda bulunanlara Ticaret Bakanlığı’nın uygun bulması halinde Yurtdışı Eğitim Bursu verilmeye devam edecek.”

OİB’in desteklediği projeler 537 kişiye istihdam sağladı

Ömer Burhanoğlu “OİB, 2012 yılından bu yana düzenlediği yarışmada, bugüne kadar 4 binden fazla projeyi değerlendirdi, 193 projeye destek olurken, 51 projeyi de ödüllendirdi. İTÜ Çekirdek’ten kuluçka desteği de alan girişimcilerin, yüzde 46’sı şirketleşerek toplamda 537 kişiye istihdam sağladı. Ciroları 96 milyon TL’ye ulaşan bu girişimlerin aldığı toplam yatırım tutarı ise 61 milyon TL oldu. Özellikle son altı yıldır İTÜ Çekirdek iş birliğimiz çok kıymetli oldu. Çünkü girişimcileri takip etmek zordu ama İTÜ Çekirdek Kuluçka Merkezi ile onlara mentorluk hizmeti veriyoruz. Bu anlamda İTÜ Çekirdek iş birliği vazgeçilmezimiz. Mobilite teknolojilerini geliştirecek her projeyi yarışmaya davet ediyoruz. Aynı şekilde Ar-Ge Merkezleri, tedarik sanayi, melek yatırımcılar gibi ekosistemin diğer tüm paydaşlarına da çok ihtiyacımız var” dedi.

 Dünyada artık start up ekosistemleri yarışıyor

İTÜ Arı Teknokent Pazarlama ve İş Geliştirme Direktörü Arzu Eryılmaz da “Dünyada artık en gelişmiş start up ekosistemi olanların yarıştığı bir dönemdeyiz. Biz de İTÜ Çekirdek olarak 10 yaşındayız. Yılda 600 girişimi kabul ediyoruz. Geçen sürede bine yakın girişimin start up olmasına vesile olduk. Bu girişimler 300 milyon TL’lik ciroya sahip. Otomotiv girişincileri de bunun içinde.

Geçen altı yıllık sürede OİB ve otomotive katkımız varsa ne mutlu. OİB, yarışmada dereceye girenlere İTÜ Çekirdek’te özel koltuk ayırıyor. Ulusal ve uluslararası etkinliklere katılmaları için büyük destek veriyor. Start up’ları harekete geçirmek ve başarılı kılmak için her türlü imkanı sağlamaya gayret ediyor” dedi.

Geçen yıl dereceye giren projeler de tanıtıldı

Toplantıda, geçen yıl dereceye giren projelerde gelinen noktalar da aktarıldı. Geçen yıl toplam 291 proje arasından birinci seçilen Büyütech-Forsight projesinin sahibi Ömer Orkun Düztaş, projenin donanım ve yazılım tarafını geliştirdiklerini ve diğer projelerle iş birliği içinde olduklarını söyledi. Üçüncü olan Algae Biodiesel projesinin yürütücüsü Selen Şenal ise Sürdürülebilir Kalkınma amaçlarının 10’unu karşıladıklarını, proje ile karbon negatif sınıfına girdiklerini ve tüm bu aşamaların gerçekleşmesinde OİB’in desteğinin büyük payı olduğunu söyledi.Geçen yıl finalistleri arasında yer alan Byqee projesinin yürütücüsü Burak Işık ise normal bir bisikleti elektrikli hale getirdiklerini belirterek yarışmanın görünürlük anlamında ciddi katkıları olduğunu belirtmiştir.

Yeni TOUGHBOOK G2 tablet, mobil çalışanların vazgeçilmezi oluyor
Yeni nesil iletişim, kullanılabilirlik ve güvenlik ile tasarlanan çok yönlü tablet, geleneksel sistemlere de erişebiliyor.
Panasonic en çok satan tam dayanıklı tabletinin yerini alan TOUGHBOOK G2’yi duyurdu. Yeni nesil iletişim, kullanılabilirlik ve güvenlik ile tasarlanan, geleneksel sistemlere de erişebilen TOUGHBOOK G2, mobil çalışanlar için çok yönlü bir araç sunuyor.
Yeni eklenen özellikler arasında eSIM, sahada çalışanlar için uzun dönem kullanılabilecek bağlantı imkanları, artırılmış performans, CAD tasarımlarına ve şemalarına erişmesi gerekenler için ideal olan iki kat daha fazla RAM ve depolama yer alıyor. Cihaz aynı zamanda görüntüleme için daha fazla ekran parlaklığı ve Microsoft Secured-Core PC olarak artırılmış güvenlik de sunuyor. Ek olarak temaslı akıllı kart ve temassız akıllı kart okuyucularını eklemek için kullanıcı tarafından değiştirilebilir ek genişletme yuvası alanı ve hızlı tıklama için ekranın ön çerçevesindeki üç özelleştirilebilir düğme ile gelişmiş esneklik ve kullanım kolaylığı sunuyor.
TOUGHBOOK G2, Standart ve sağlık hizmetleri, kolluk kuvvetleri ve savunma gibi hassas sektörler için Quick Release SSD olmak üzere 2 model ile geliyor. Cihaz aynı zamanda ek bir USB Type-A ve Type-C ® bağlantı noktasına sahip opsiyonel arkadan aydınlatmalı klavye ile donatılabiliyor. Bu özelliğiyle TOUGHBOOK G2, hem TOUGHBOOK G1’in hem de TOUGHBOOK 20’nin yerini alan üstün bir cihaz oluyor.
TOUGHBOOK G2, klavyeli veya klavyesiz kullanım için araç yerleştirme istasyonlarının yanı sıra el kayışları, omuz kayışları ve sterilize edilebilir seçeneklere sahip çantalar dahil olmak üzere zengin bir özel aksesuar ekosistemi ile birlikte geliyor. Önceki TOUGHBOOK G1 ve TOUGHBOOK 20 müşterileri için G2’nin araç bağlantı istasyonları da dahil olmak üzere bu cihazlardan gelen aksesuarların çoğuyla geriye dönük uyumlu olması sayesinde yeni cihaza geçiş süreci sorunsuz bir şekilde gerçekleşecek.
TOUGHBOOK G2, çeşitli sektörlerde birçok mobil iş için ideal bir cihaz haline geliyor. Lojistikte cihaz, depo yönetimi görevleri için veya sabit forklift bilişim çözümlerine daha esnek bir alternatif olarak yerleştirme ve montaj seçeneklerini kullanmak için uygun bir çözüm sunuyor. Saha hizmetleri bakım ve onarımında 4G bağlantısı, seri bağlantı noktası, 2. LAN, barkod okuyucu veya termal görüntüleme için esnek özellikler ve 18,5 saate kadar uzatılmış pil ömrüyle birlikte geliyor. Ofise yapılan geri aramalar için Windows Hello kapasiteli 2 MP ön kamera, belgelerin fotoğrafını çekmek için LED flaşlı 8 MP arka kamera ve doğru biyometrik imzayı çekmek için bir sayısallaştırıcı (digitiser) kalem ile raporlama ve müşteriyle yüz yüze etkileşim için tam donanım sunuyor.
İnşaat sektöründe Intel® vPro® teknolojisine sahip güçlü 10. Nesil Intel® CoreTM işlemcisi (Dört Çekirdekli) ve 16 GB RAM (opsiyonel 32 GB) sayesinde cihaz saha yönetimi, planlama ve kontroller için kullanılabiliyor. Opsiyonel masaüstü kızağa takıldığında 4K çözünürlükte iki harici ekrana çıkış imkanı ile şantiyede bir PC’nin yerini kolayca alabiliyor.
Taşımacılık sektöründe ise TOUGHBOOK G2 araba kurtarmadan, demiryolu tren ve ray bakımına ve demiryolu sürücülerine (elektronik demiryolu çantaları) kadar personel ve uçak yer destek personeli için ideal bir kullanım sunuyor. TOUGHBOOK, aşırı güneş ışığından yeraltı binalarının veya tünellerin karanlığına kadar her ortamda kolay görüntüleme için 1000cd/m² kontrol edilebilir dokunmatik ekran parlaklığına sahip. MIL-STD-810H* için tasarımı sayesinde tamamen sağlam bir yapıya ve IP65 derecesine sahip.
Panasonic Kurumsal Mobil Çözümler Kıdemli Ürün Pazarlama Müdürü Dirk Weigelt, konuyla ilgili şunları söyledi: “G2, TOUGHBOOK G1’i seven tüm mobil çalışanların yeni gözdesi olacak. Mobil çalışanlar için yeni nesil dayanıklı cihaz, en son teknolojinin tüm avantajlarını sunarken, eski sistemlere önemli erişimi koruyor ve her şey daha esnek, güvenli ve daha da kullanışlı bir cihazda bir araya geliyor.”
Standart 3 yıllık garantiye sahip TOUGHBOOK G2, Temmuz 2021’in sonundan itibaren temin edilebilecek.

AKBANK UNICHALLENGE+ GENÇLERİ BİR KEZ DAHA “DİJİTAL” İLE BULUŞTURDU

Bu sene 10. yılını kutlayan IAB tarafından Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nin desteğiyle 2015 yılından beri düzenlenen ve 4 yıldır Akbank’ın ana sponsorluğunda gerçekleşen Akbank UniChallenge+ Dijital Öğrenci İşleri Eğitim Kampı, bu yıl da Covid-19 nedeniyle UniChallengerlar ile bir kez daha online ortamda buluştu.

14-25 Haziran tarihleri arasında online olarak düzenlenen iki haftalık kampa Türkiye geneli ve yurt dışından yapılan başvurular arasından IAB Eğitim Yürütme Kurulu tarafından 60 üniversite öğrencisi ve yeni mezun seçildi. Akbank tarafından verilen brief doğrultusunda hazırlanan sunumlar arasından ilk 3’e giren ekipler IAB üyesi firmalarda 1 aylık staj imkânı elde etti.

7’incisi yapılan UniChallenge+, Akbank’ın bu yıl hayata geçirdiği ve gençlere, geleceğin yetkinliklerini kazandırmak üzere farklı alanlarda eğitimler sunan Akbank Gençlik Akademisi desteğiyle yapıldı. Yüzlerce başvuru arasından programa seçilen öğrencilerin 25’i İstanbul’dan, 9’u Eskişehir’den, 7’si İzmir’den, 5’i Ankara’dan, 2’si Yalova’dan gelirken Bursa, Çanakkale, Gaziantep, Isparta, Karabük, Kocaeli, Konya, Niğde, Sakarya, Samsun, Tekirdağ ve Kıbrıs’tan birer öğrenci katıldı.

Üniversitelerin 3. ve 4. sınıfları ile yeni mezun öğrenciler UniChallenge’da iki hafta boyunca toplam 38 eğitmen/konuşmacıyla bir araya gelerek, dijitali sektör profesyonellerinden dinleyerek ekosistemi yakından tanıma fırsatı buldular. Medya planlama, sosyal medyada içerik yönetimi, marka oluşturma, influencer pazarlaması, video reklamlar gibi sektörel konuların yanı sıra çeşitli kariyer oturumlarıyla da “Dijital Reklamcılık” sektörüne kendilerini nasıl hazırlayacaklarının yollarını keşfettiler.

Ayrıca sektörün önde gelen isimlerinin yer aldığı “Üniversiteden Sonra Bizi Neler Bekliyor?” Paneli, bu yıl ilk kez IAB YouTube Kanalı’nda canlı yayınlanarak UniChallengerlar’a ek olarak üniversite öğrencilerine ve sektör profesyonellerinin geniş katılımıyla gerçekleşti. Panelin kaydına IAB YouTube Kanalı’ndan ulaşılabilir.

UniChallengerlar derslerin yanı sıra aynı zamanda mentorlarıyla birlikte altı kişilik gruplar halinde sunumlarını hazırladılar.

Yapılan sunumlar sonrası 10 grup arasından seçilen ilk 3 ekip üyeleri:

Birinci Ekip

Aysu Kara – İstanbul Üniversitesi

Burak Marakçı – Anadolu Üniversitesi

Ekin Sözkesen – ODTÜ

Mazlum Aslan – İstanbul Üniversitesi

Şebnem Mısır – Kocaeli Üniversitesi

Şule Nur Ustaoğlu – Karabük Üniversitesi

Mentor: Yerda Ergün

İkinci Ekip

Ali Rıza Özbek – İstanbul Üniversitesi

Beste Yılmaz – Anadolu Üniversitesi

Beyzanur Topaç – İstanbul Üniversitesi

Derya Yücel – Hacettepe Üniversitesi

Hilal Kalkan – İstanbul Üniversitesi

Pelinnur Sayın – İzmir Ekonomi Üniversitesi

Mentor: Sinan Çilek

Üçüncü Ekip

Ali Yılmaz – İstanbul Üniversitesi

Beste Erdem – Anadolu Üniversitesi

Yaren Alevli – Yıldız Teknik Üniversitesi

Yusuf İzzettin Biçer – Marmara Üniversitesi

Zeynep Yıbar – Bursa Uludağ Üniversitesi

Mentor: Taylan Koru

Katılımcılardan bazıları program ile görüşlerini şu sözlerle paylaştı:

EİB gıda güvenliğini en üst seviyede tutuyor

 Türkiye’nin organik ürün ihracatının yüzde 75’ini gerçekleştiren Ege İhracatçı Birlikleri, akademinin iş birliğiyle Avrupa Birliği (AB) Yeşil Mutabakat perspektifinde birçok projeye yatırım yaparak, tarım sektörünün düşük karbonlu büyümesine katkı sağlıyor.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, Tarım ve Orman Bakanlığı himayesinde düzenlenen 1’inci Türkiye Çiftçi Zirvesi’nde Sabah Gazetesi Ekonomi Yazarı Feride Cem moderatörlüğünde gerçekleşen ‘Sürdürülebilir Tarım’ panelinde konuştu.

İhracatı daha az karbon ayak izi bırakarak yapmayı, üretimin her aşamasında yer almayı kurum içi strateji geliştirme çalışmalarına dahil ettiklerini söyleyen Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep şöyle devam etti:

“Ege Bölgesi’nin sürdürülebilir bir üretim merkezi olduğunu tüm dünyaya göstermek için öncülük yapmaya gayret ediyoruz. Dünyada değişimi kucaklayanlar ile ona direnenler arasında yaşanan kutuplaşma çağımızın en yaygın çelişkisi. Toplumlarımızın ve ekonomilerimizin temelini aşındırmakta olan iklim değişikliği, su krizi, eşitsizlik gibi ortak zorluklar karşımızda duruyor. Geldiğimiz bu son noktada “kalkınma”nın ya da kalkınma modeli alternatiflerinin eskisinden çok daha radikal bir biçimde sorgulanması gerekiyor. Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı kapsamında gerçekleşecek karbondan arınma süreci bizim öncelik alanımız.”

Döngüsel katma değer akımında “Sürdürülebilir tarım” Türkiye’yi zirveye taşıyacak

Celep, geçtiğimiz günlerde ilk bağlayıcı iklim yasasının Avrupa Parlamentosu’nda onaylandığını, yakında da sınırda karbon denetimi mekanizmasıyla ilgili nihai düzenlemelerin açıklanacağını hatırlattı.

“Avrupa Birliği ile 143 milyar dolarlık ticaret hacmimiz var ve birçok sektörde önemli bir tedarikçi ülke konumundayız. Düzenlemenin olası etkilerine bakıldığında yapılan hesaplamalar; ülkemiz için karbon maliyetinin 1,8 milyar dolar seviyelerine kadar çıkabileceğini gösteriyor. Girdi sanayilerinden tarlaya, tarladan işleyici-paketlemecilere, lojistiğe ve tüketiciyi de içine alan zincirde, atıkların minimize edilmesinin ve geri kazanımının maksimize edildiği noktaya kadar giden bir süreçten söz ediyoruz. Avrupa’nın en büyük tarım ekonomisine sahip, 50’den fazla üründe dünyanın en büyük ilk 10 üreticisinden biri olan ülkemiz için; “sürdürülebilir tarım”, döngüsel katma değer akımında ön saflarda yer almamızı sağlayacaktır.”

Tarım ürünleri ihracatında hedef 5,5 milyar dolar

Birol Celep, Ege İhracatçı Birlikleri’nin su ürünleri, zeytin ve zeytinyağı, çekirdeksiz kuru üzüm, kuru incir, yaprak tütün, tütün mamulleri, sofralık üzüm, kestane, meyve sebze mamulleri, baharatlar, odundışı orman ürünleri ihracatında Türkiye’de öncü konumda olduğunu söyleyerek, “2021’in ilk 5 ayında tarım sektörlerimiz 2 milyar 21 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. EİB’in kayda aldığı her 100 dolarlık ihracatın 33 doları tarım ürünlerinden geldi. Biz sürdürülebilirlik çalışmalarımıza ağırlık vererek 2021 yılında tarım ürünleri ihracatımızı 5,5 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz.” dedi.

Tarımda iklim stratejisi: Su ayak izi kontrol edilmeli

Bu hedefe doğru giderken özellikle tarım sektörü için su ayak izi, kontrol edilmesi gereken en önemli konuların başında geldiğine dikkat çeken Celep, dünyada temiz su kaynaklarının yüzde 77’sinin tarımsal üretimde kullanıldığını ve ana hatlarıyla ağırlık verilmesi gereken noktaları şöyle özetliyor;

“Modern sulama teknikleriyle suyu verimli kullanmak, Havza bazlı üretim modeliyle doğru ekim planlaması, İyi bir atık yönetimiyle suyu kirletmemek, geri dönüşümü ve karbon sirkülasyonunu sağlamak, Kontrollü pestisit ve gübre kullanımı, Tahribatın önlenmesi, su ve üretimin kontrollü yapılması için arazi toplulaştırmanın yayılması, Rezervlerin korunması için su hasadının yapılması, Akademiyle iş birliği ve çiftçinin farkındalığının artırılması, Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının yaygınlaştırılması, Yüksek teknolojili çözümlerin entegre edilmesidir.”

Düşük karbonlu kalkınmayı Sürdürülebilir UR-GE projeleri hızlandıracak

Birol Celep, küresel bir bilgi ekonomisinde her ülkenin kalkınması için teknolojileri özümseme ve kendi ihtiyaçlarına göre uyarlama kapasitesine ihtiyacı olduğu görüşünde.

“Tedarik zincirinde ve müşterilerde daha çok verinin bulunması dolayısıyla ürünlerin performansı hakkında daha çok karşılaştırma ve gücün ister istemez zamanla tüketicilere geçmesi söz konusu. Firmaların artık erişim, izlenebilirlik ve verimlilik düzeylerini açık hale getirmeleri bir ön koşul. Çünkü tedarik zincirinden gelen bilginin şeffaf olması gerekiyor. Dolayısıyla dijital çözümleri kullanmak zorundayız. Sonuç olarak “veri” ürünleri ve tedarik zincirini iyileştiriyor. Bu yüzden hem sanayi hem tarım sektörlerimizin çevreci ve düşük karbonlu kalkınmaya geçişini hızlandırmak için firmalarımıza Sürdürülebilir UR-GE projelerimizle destek veriyoruz.”

Sürdürülebilirlikte ulusal inisiyatifler ortaya konulmalı

Sektörlerin yeni üretim teknolojileri ve dijitalleşmeye yönelik ihtiyaç duyacakları finansal kaynakların yaratılmasının kritik önemde olduğunun altını çizen Celep’e göre bu konuda talep edilebilecek uluslararası sertifika ve belgelerin destek kapsamına alınması, teknik danışmanlık ihtiyacının sağlanması gerekiyor.

“Devlet destekleri, Avrupa Yeşil Mutabakatı perspektifinden KOBİ’lerimizi de kapsayacak şekilde yeni bir açılımla ele alınabilir. Bu noktada su politikalarının üst düzeyde ölçülüp değerlendirileceği, raporlama, karbon ayak izi bilgisi ve etiketleme gibi alanlarda ulusal inisiyatiflerin ortaya konulacağı mekanizmalar geliştirilmeli. Yatırımların temiz teknolojiye ve özellikle hassas tarım uygulamalarına yönlendirilmesine katkı verilmeli ve Ar-Ge kaynağı fazlalaştırılmalı.”

Asya Pasifik’ten sürdürülebilirlik atağı

Birol Celep, kısa bir süre içinde Asya Pasifik’in hassas tarımda önemli bir gelişme göstereceğini; Hindistan, Sri Lanka ve Nijerya gibi ülkelerde hassas tarım teknolojisinin kullanımını teşvik etmek için çeşitli devlet programlarının yürütüldüğüne değinerek, “Aynı zamanda arazi yeşillendirme ve ağaçlandırma çalışmalarıyla orman karbon dönüşümü artırılmalı ve su kaynaklarıyla ilgili projeler fazlalaştırılmalı. Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi ve başlıca karbon salıcılarından olan Çin, orman ve ağaç kaynakları artışında dünya lideridir. 2000-2017 yılları arasında yeni yaratılan yeşil alanların tek başına dörtte birine sahip.” diye konuştu.

Yeni tüketici “Likit insan-likit toplum”: Vegan ve organiğin yaygınlaşması bunun bir örneği

Celep, küresel sorunlar karşısında küresel çözümlerin; iş dünyası, hükümet, sivil toplum ve akademik çevrelerden gelen liderler kadar genç kuşakların da katılımının sağlandığı bir iş birliğiyle üretebileceği görüşünde.

“Bugün tüketiciler artık otomatik pilotta değil. Şirketlerin ve markaların doğaya, topluma yaptığı katkılar konusunda oldukça yüksek hassasiyete sahipler. Özellikle genç nesillerin çoğu; Y kuşağının yüzde 57’si ve en büyük tüketici kuşağı olma yolunda ilerleyen Z jenerasyonunun yüzde 59’u geri dönüştürülmüş ürünler satın alıyor. Ekolojik duyarlılık ve etik sorgulamalarla oluşan likit insan-likit toplum segmentine hitap etmek artık kaçınılmaz. Vegan ve organik seçeneklerin yaygınlaşması da likitleşmenin bir örneğidir.”

Ege İhracatçı Birlikleri sürdürülebilirlikte öncü

EİB olarak 2020’yi “Sürdürülebilirlik Yılı” ilan ettiklerini anlatan Celep, “Öncelikle Sürdürülebilirlik Komitemiz tarafından “Sürdürülebilirlik Manifestosu” hazırlandı. Manifestomuzu bu alandaki bir strateji belgesi olarak kabul ediyor ve faaliyetlerimizi bu çerçevede kurguluyoruz. Birliğimiz kapsamında sıfır atık projesine başladık ve sıfır atık belgesi aldık. Birleşmiş Milletler inisiyatifi Global Compact’a Türkiye’den üye olan ilk İhracatçı Birliği olduk. EİB Sürdürülebilirlik Günleri başlığı ile firmalarımızı bilgilendirdiğimiz bir eğitim programı organize ettik, önümüzdeki dönem için daha kapsamlı eğitim programları kurguluyoruz.” dedi.

Kullandığımız pestisitleri biliyoruz

Birol Celep, AB’nin Yeşil Mutabakat ile pestisit kullanımının 2030’a kadar yüzde 50, gübre kullanımının yüzde 20, antimikrobiyal kullanımının ise yüzde 50 oranında azaltılmasını hedeflediğini hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ülkemizde AB’ye uyum çerçevesinde geçtiğimiz yıllarda zirai üretimde kullanılan toplam 213 aktif madde yasaklanırken 11 aktif maddenin de kullanımı kısıtlandı. Kullandığımız Pestisitleri Biliyoruz Projemiz kapsamında ürünlerimizin akredite olmuş laboratuvarlarda analizlerini yapıyoruz. Avrupa Birliği, toplam ekilen alanların yüzde 25’inde organik tarıma geçilmesini hedefliyor. Türkiye’nin organik ürün ihracatının yüzde 75’inin bölgemizden gerçekleştirildiği dikkate alınırsa; biz organik sektörü olarak Yeşil Mutabakat ve İklim Değişikliği konu başlıklarında iki projeye başvurarak girişimlerimizi başlattık.”

Sürdürülebilir Gıda Üretimi, İklim Değişikliğine Uyum, Sürdürülebilir Tarımsal Uygulamalar

Celep, Yeşil Mutabakatı gündemlerinin ana maddesi olarak tuttuklarını ve sürdürülebilir ihracat bakış açısıyla üyelerin yetkinliklerinin artırılmasına katkı sağlamak için çalıştıklarını sözlerine ekledi.

“Sürdürülebilir Gıda Üretimi ve İklim Değişikliğine Uyum Projemiz, akademinin iş birliğinde; değer zincirinde sürdürülebilirlik ve su kullanımında tasarrufun ortaya konulduğu, eğitim, bilinçlendirme çalışmalarını içeriyor. Diğer projemiz ise Sürdürülebilir Tarımsal Uygulamalar alanında, akademinin yürütücülüğünde Birliğimizin de ortak olduğu, 10 farklı ülkeden, 29 kurumun katılımıyla hayata geçirilecek.”

Çiftçi Zirvesi’nde Tarım ve Orman Bakanlığı AB ve Dış İlişkiler Genel Müdürü Aylin Çağlayan Özcan, Şef ve Sosyal Girişimci Ebru Baybara Demir, Tekfen Tarım Genel Müdürü Emrah İnce, Aynes Gıda CEO’su Murat Hocalar ve TARSİM Genel Müdürü Serpil Günal da sürdürülebilir tarım uygulamalarıyla ilgili görüşlerini ve projelerini paylaştı.

Davut Güleç

Gazeteci, televizyoncu, Uzman polis-adliye muhabiri, Spor yazarı, TEMA’cı, Kızılay’cı, Dağcı, Trekkingci, Alp disiplini kayak milli hakemi, Herkes İçin Spor Federasyonu Kayseri il temsilcisi, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü Basın sözcüsü, Kayseri Spor Adamları Derneği yönetim kurulu üyesi, Kent Güvenlik konseyi üyesi, Halkla İlişkiler Tanıtım, Adalet, Kamu Yönetimi mezunu ----- Davut Güleç Kimdir ? -----

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Davut Güleç Panel İletişim Sağ Menü
Davut Güleç Logo Ana Sayfa Davut Güleç Kimdir? Galeri Köşe Yazıları Site Haritası